TEMEL SİGORTACILIK KAVRAMLARI 2. HAFTA
SİGORTALANABİLİRLİK ÖZELLİKLERİ 1. Homojenlik: Sigorta konusu olacak risk, homojen (benzer) şekilde gruplanabilecek bir yapıda olmalıdır. Farklı riskleri bir araya getirerek sigorta aracılığıyla bir risk havuzu meydana getirilemez. 2. Büyük Sayılar Kanunu: Bir rastlantısal değişkenin uzun vadedeki değişmezliğini açıklayan bir olasılık teoremidir.
3. Ölçülebilir Risk: Sigorta sözleşmesine konu olacak risk, istatistiki olarak ölçülebilir olmalıdır. 4. Kazaen Hasar: Hasar, kaza sonucu gerçekleşmeli yani tesadüfe dayanıyor olmalı ya da en azından kasıtlı olsa dahi sigortalının ya da sigorta kapsamında hak sahibi olacak kişinin (lehdarın) kontrolü dışında olmalıdır. 5. Hesaplanabilir Hasar: Hasar sonucu meydana gelen kayıp maddi olarak hesaplanabilir olmalıdır.
6. Tanımlanabilir Hasar: Hasarın hesaplanabilirliği ile ilişkilendirilebilecek bu özelliğe göre, hasarın meydana geldiği zaman, yer ve hasara neden olan olay tanımlanabilir nitelikte olmalıdır. 7. Yeterince Büyük Hasar: Eğer meydana gelecek hasar parasal olarak son derece küçük miktarlarda ise bu hasarla ilgili risk sigortalanamaz. 8. Ödenebilir Prim: Hasarın gerçekleşme olasılığı ve parasal değeri yüksek olduğunda, prim de yüksek olur. Bu durumda sigorta satın alacak kişi bulunamayabilir.
SİGORTANIN GENEL PRENSİPLERİ Sigortalanabilir Menfaat Azami İyi Niyet Tazminat Halefiyet Hasara Katılım Yakın Neden
Sigortalanabilir Menfaat Sigortalanabilir menfaat, hasara uğranması halinde sigortalıyı maddi ve manevi kayba uğratma potansiyeli olan ve sigorta sözleşmesi ile parasal bir değer olarak ifade edilebilir. Azami İyi Niyet Bu prensip tarafların birbirlerine karşı mutlak iyi niyetle davranmak zorunluluğunu ortaya koymaktadır. Sigorta sözleşmesinde sigortalının beyanının doğru olması bu prensip gereği esastır. Eğer beyan doğru değilse, gerçeğe aykırı veya eksik ise, sigortalı bu prensibe aykırı davranmış sayılır. Sigortalının bir kastı varsa, sigortacının poliçeyi iptal etme ya da hasarı ödememe hakkı bulunmaktadır. Sigorta şirketi yönünde de, hasarın gerçekleşmesi halinde sigortalının maddi ve manevi kayıplara uğramasını önlemek bağlamında, saptanan hasarı kısa sürede ödemek bu prensibin bir gereğidir.
Tazminat Sigorta sözleşmesine konu bir hasar meydana gelmesi durumunda, sigortalının zarar gören menfaatinin telafisi için sigorta şirketi tarafından sigortalıya ödenen miktara tazminat denmektedir. Tazminat miktarı, sigorta bedelini yani teminat kapsamındaki bir riskin gerçekleşmesi halinde sigortacının ödemekle yükümlü olduğu ve poliçede belirtilen tazminata esas oluşturan azami bedeli aşamaz. Halefiyet Sigortacı halefiyet ilkesi gereğince, ödediği tazminat kadar bir meblağ için sigortalının yerine geçer. Böylelikle sigortacı, ödediği tazminat kadar meblağı hasara sebep olanlara rücu ederek geri ister. Mal ve sorumluluk sigortalarında, sigortalının hem sigorta şirketinden, hem de hasara sebep olan (özel ya da tüzel) kişilerden çifte tazminat alması da bu şekilde önlenmiş olur.
Hasara Katılım Yakın Neden Tazminat prensibinde, sigortalının gerçek zararından fazlasını sigorta yoluyla elde etmemesi ve sigortayı bir kâr aracı olarak kullanmamasının esas olduğu belirtilmişti. Bu çerçevede, sigorta konusunun birden çok sigortacıya sigorta ettirilmiş olması halinde zarar, bu sigortacılar tarafından belli esaslar çerçevesinde karşılanacaktır. Hasara katılım prensibi ise, poliçe koşullarına göre hasarı ödemiş olan bir sigortacının, aynı hasardan dolayı herhangi bir şekilde sorumlu olan diğer sigortacıları hasarı paylaşmaya davet hakkıdır. Yakın Neden Yakın sebep prensibi, prim hangi teminatın karşılığında alınmış ise tazminatın da o rizikonun gerçekleşmesi halinde ödeneceğini ifade eder. Örneğin, ferdi kaza poliçesi yaptırmış bir kişinin merdivenden inerken ayağı takılır ve düşer ölürse tazminat ödenir. Ama kalp krizi nedeniyle öldükten sonra düşerse veya kriz sebebiyle düşme veya ölüm olursa ferdi kaza poliçesi kapsamında tazminat ödenmez.
TEMEL KAVRAMLAR Sigortacı: Sigorta sözleşmesinde sigorta himayesi sağlama borcunu üzerine alan taraftır. Sigorta Ettiren: Sigortacı ile sigorta sözleşmesi akdederek sigortalının menfaatini sigortacı nezdinde prim ödemek suretiyle teminat altına alan kişiyi ifade eder. Sigortalı: Genellikle sigorta ettiren ile sigortalı aynı kişidir. Fakat bazı durumlarda, sigortalı ile sigorta ettiren ayrı kişiler olabilir. Lehdar: Can sigortalarında, sigorta sözleşmesine taraf olmamakla birlikte, lehine sigorta sözleşmesi akdedilen ve rizikonun gerçekleşmesi hâlinde kural olarak sigorta tazminatını sigortacıdan isteme hakkına sahip olan kişiyi ifade eder.
Tecditname: Yıllık poliçenin bitim tarihinde aynı şirket nezdinde yeni poliçesi yapıldığında, tecditname ismini alır. Zeyilname: Poliçe ve tecditler üzerinde herhangi bir değişiklik, ilave, iptal gibi durumlar olduğunda düzenlenen belgelerdir. Bu belgeler bazen primli, bazen de primsiz olabilir. Örneğin adres değişikliği zeyilnamesi primsizdir. Primli zeyilnameler ise bazen sigortalıdan prim alınmasına, bazen de prim iadesine yol açabilir. Örneğin poliçe konusu malın satışında düzenlenen iptal zeyilnamesi ile sigortalıya prim iadesi yapılır.
Rejistro: Düzenlenen poliçe, tecditname ve zeyilnamelerin tümünün kaydedildiği kanuni defterlerdir. Her branş için ayrı ayrı ve birer istihsal, birer iptal olmak üzere 2 çeşit olup, noterce tasdik edilen bu defterlerin sayfaları çift nüshadır. Yıl bitimlerinde ara tasdikleri yapılarak kullanılmaya devam edilir. Müşterek Sigorta: Aynı menfaatin, aynı zamanda, aynı rizikolara karşı, aynı süreler için, birden fazla sigortacıya sigorta ettirilmesi haline müşterek sigorta denir. Sigortacılardan her biri, sigorta bedelinin tamamına nazaran sigorta ettiği bedel nispetinde sorumlu olur.
Çifte Sigorta: Değerinin tamamı sigorta ettirilmiş bulunan bir mal üzerindeki menfaatin sonradan, aynı kimse tarafından, aynı rizikolara karşı sigorta ettirilemez; sigorta ettirilirse ancak aşağıdaki hallerde ve şartlarla geçerli sayılır. a) Sonraki ve önceki sigortacılar uygun görüp, rıza gösterirlerse; b) Sigorta ettiren kimse önceki sigortadan doğan haklarını ikinci sigortacıya devir ederse veya o haklardan feragat etmiş ise; Bu takdirde devir veya feragatın ikinci sigorta poliçesine yazılması lazımdır; yazılmazsa ikinci sigorta sözleşmesi hükümsüz sayılır; c) Sonraki sigortacının ancak önceki sigortacının ödenmediği tazminattan dolayı mesuliyeti şart kılınmış ise; bu halde önceden yapılmış olan sigortanın ikinci sigorta poliçesine yazılması lazımdır ; yazılmazsa ikinci sigorta sözleşmesi hükümsüz sayılır.
Kısmi Sigorta: Sigorta olunan menfaatin değerinin tamamının önceki sözleşme ile temin edilmemişse bu menfaat, geri kalan değerine kadar, bir veya birkaç defa daha sigorta ettirilebilir. Bu takdirde o menfaati sonradan sigorta eden sigortacılar değer bünyesinden dolayı sözleşmelerin tarihleri sırasıyla mesul olurlar. Aynı günde yapılmış olan mukaveleler aynı günde yapılmış sayılır. Kısmi sigortada, sigorta bedelinin sigorta değerini aşması halinde sigorta değerini aşan kısım tarih sırası dikkate alınarak, sonraki sigortacılar tarafından yapılan sigortalar geçersiz hale gelir. Sovtaj: Önceden teminat altına alınan rizikonun gerçekleşmesi sonucu kurtarılan mal ile deniz kazasından ve yangından kurtarma ücreti veya sigortalı nesnenin hasar gerçekleştikten sonra satışından elde edilen gelir olarak tanımlanabilir.
Reasürans : Sigorta şirketlerinin teminat verdiği rizikolarda, sigorta değerlerinin yüksekliği veya büyük hasarların aynı zamana gelebilme ihtimalleri, sigorta şirketlerinin hasar ödemelerinde zorlanmalarına neden olabilir. Kendi sermayeleri, ihtiyatları, öz varlıkları ile karşılayamayacakları büyük hasar ödemeleri için sigorta şirketleri de kendilerini sigorta ettirirler. Bu işleme reasürans denir. Böylece şirketler riskin bir kısmını kendi üzerlerinde tutup, , geri kalan kısmını başka sigorta şirketlerine devrederler. Reasürans işlemlerinde riski bu şekilde devreden şirkete sedan, devir alan şirkete ise reasürör denir. Sedan şirketin kendi üzerinde tuttuğu kısma konservasyon, reasüröre devrettiği kısma sesyon denir. Reasürör şirket de kendisini sigortalama ihtiyacı duyarak, devraldığı riskin bir bölümünü tekrar devrettiğinde, bu işleme retrosesyon denir.
Koasürans: Bir rizikonun birden fazla şirket tarafından, ortaklaşa teminata alınmasıdır. Şirketlerden biri poliçeyi düzenler ve diğer şirketlere kopyalarını gönderir. Poliçeyi düzenleyen şirkete jeran denir. Koasüransta müşterek teminat verme durumu vardır. Reasüransta ise önce bir şirket teminat verir ve gerektiği kadarını reasürörlere dağıtır. Sigortalı ile sigortacı arasında da koasürans söz konusu olabilir. Bu durumda riskin sigortalı ve sigortacı arasında paylaşımı söz konusudur. Hasar gerçekleştiğinde sigorta şirketi sadece payına düşen hasarı öder.