Erciyes Üniversitesi Eğitim Fakültesi Türkçe Öğretmenliği Leyla YILMAZ

Slides:



Advertisements
Benzer bir sunumlar
babasının bizzat Mustafa Kemal olduğunu,
Advertisements

SANAT VE SANAT DALLARI HAZIRLAYAN:EMRE BOYUN
NEŞET GÜNAL.
SELİM İLERİ.
Powerpoint Uygulaması
VII. Geleneksel TED İ stanbul Koleji Kitap Haftası Ocak 2014.
Hayatı Eserleri Ödülleri
TANZİMAT DÖNEMİ TÜRK EDEBİYATI
Memduh Şevket Esendal özel yaşamı
Atatürk İlkeleri ve İnkılâp Tarihi I
ilk Gençlik YIllarI 15 Haziran 1925'te Menemen'de doğdu. İlk ve orta eğitiminin büyük bir bölümünü İzmir ve babasının işi dolayısıyla gittikleri farklı.
Kitabın konusu: Hayalleri olan bir gencin lise son sınıfta babasını kaybetmesiyle hayallerinin yıkılışı ve beraberindeki hayat mücadelesi.
ÖZEL YAŞAMI Gülay ERYENTÜ 10 FB-B 31
ATT İ LA İ LHAN’ın HAYATI VE MAV İ C İ L İ K AKIMI.
SERVET-İ FÜNUN DÖNEMİ.
T.C ERCİYES ÜNİVERSİTESİ
SANATSIZ KALAN BİR TOPLUMUN HAYAT DAMARLARINDAN BİRİ KOPMUŞ DEMEKTİR.
MAVİSEL YENER.
Matematik Cahit arf.
SALAH BİRSEL
Hayatı Edebiyat Yaşamı Eserleri Ödülleri
ERTUĞRUL ÖZKÖK İzmir doğumlu olan Ertuğrul Özkök, yaklaşık 20 yıl boyunca Hürriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmenliği yapmış önemli bir gazeteci.
BİYOGRAFİ NEDİR? , BİYOGRAFİ ÖRNEĞİ,
ÇAĞDAŞ EDEBİTAYIMIZIN ÇAĞDAŞ İNSANI
HİCABİ DEMİRCİ.
TOPLUMCU GERÇEKÇİLİK (Sosyal Realizm)
T.C ERCİYES ÜNİVERSİTESİ
MİM KEMAL ÖKE.
DENEME Yiğit İlkkutlu.
PEYAMİ SAFA.
Döneme adını veren Tanzimat Fermanı’nın 1839 da ilan edilmesine rağmen Tanzimat Edebiyatı neden 1860 yılında başlar ??
MİLLİ EDEBİYAT DÖNEMİNDE ÖĞRETİCİ METİNLER
TÜRKÇE / Düşünce Yazıları (Biyografi-Otobiyografi)
ANI TÜRÜ Esra Gürçay.
ATATÜRK’Ü ETKİLEYEN OLAYLAR
HALK EĞİTİMİ ve HALK EĞİTİM REFORMLARI
ULU ÖNDER ATATÜRK ’DEN GÜNÜMÜZE EĞİTİM
Haldun Taner’İn hayatI
CUMHURİYET DÖNEMİ TÜRK EDEBİYATI
Aziz Nesin’in sürükleyici kitabı... Hazırlayan:Dilara Gür
CUMHURİYET DÖNEMİ TÜRK EDEBİYATI
hazırlayan: eda kanbur sınıf:6/a no:20 ders:bilişim teknoloji
TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI.
Öğretmenler Günü.
Tanzimat dönemi öğretici metinler
SÜLEYMAN TARIK BUĞRA ( 2 EYLÜL ŞUBAT 1994 )
HÜSEYİN CAHİT YALÇIN ( )
NECİP FAZIL KISAKÜREK.
HAYATI,ESERLERİ,KİŞİLİĞİ…
NAMIK KEMAL.
SELÇUK TÜREYEN SELÇUK TÜREYEN DERİNCE 19 MAYIS ANADOLU LİSESİ UZMAN TÜRK DİLİ ve EDEBİYATI ÖĞRETMENİ.
Mehmet ÖZ / Türk Dili ve Edebiyatı Öğreetmeni
NÂZIM HİKMET RAN ( ) Selanik'te doğmuştur.
ONUR ÜNLÜ.
ORHAN KEMAL HAYATI VE ESERLERİ
ENVER AYSEVER ‘’Yazarlık sabır, beceri ve süreklilik gerektiren bir işçilikse eğer, bunun yineleneceği ortamın nasıl olduğunun pek önemi yoktur. Çalışkan.
Aruzu ustaca kullandığı , ulusal duyguları ön plana çıkardığı vatan millet konuları şiirleri ile ün yapmıştır. Milli Edebiyat akımının ilkelerini benimseyen.
Selanik’te yaşadığı yıllarda şiire başlamış, sonraları Agah Kemal takma adıyla Servet-i Fünun’u destekleyen yazılar kaleme almıştır. Sonraki yıllarda.
YAKUP KADRI KARAOSMANOĞLU.  27 Mart 1889’da Kahire’de doğdu,  Babasının adı Abdulkadir Bey,  Annesinin adı İkbal Hanım’dır.
Konu : DÜZYAZI TÜRLERİNDEN MASAL – ANI – HİKAYE - ROMAN
SÜLEYMAN NAZİF ( ).
Hazırlayan:Ayşe Ulusoy
Ziya Paşa (1825 – 1880).
10 Kasım Atatürk’ü Anma Töreni Prof. Dr. Tülay Alim BARAN
EDEBİYAT PERFORMANS ÖDEVİ Adı:Ömer Soyadı:Koca No:284 Sınıf:10/H.
YAHYA KEMAL BEYATLI ( ). Selanik’te yaşadığı yıllarda şiire başlamış, sonraları Agah Kemal takma adıyla Servet-i Fünun’u destekleyen yazılar kaleme.
HALİDE EDİP ADIVAR.
( ) HAYATI Yakup Kadri Karaosmanoğlu, 1889 yılında Mısır’ın Kahire şehrinde doğmuştur. Sanat hayatına Fecriati topluluğunda başlayan sanatçının,
Yaşar Kemal Hayatı  1922’de Osmaniye’nin Hemite köyünde doğdu.  Asıl adı Kemal Sadık Göğceli’dir.  5 yaşında kan davası yüzünden babasını yitirdi.
Sunum transkripti:

Erciyes Üniversitesi Eğitim Fakültesi Türkçe Öğretmenliği Leyla YILMAZ 1090310373

ATİLLA İLHAN Hayatı Eserleri

20 Haziran 1925’te Menemen’de doğdu İlk ve orta eğitiminin büyük bir bölümünü İzmir'de, kalanını ise babasının mesleği dolayısıyla gittikleri farklı bölgelerde tamamladı

İzmir Atatürk Lisesi birinci sınıfındayken mektuplaştığı bir kıza yazdığı Nazım Hikmet şiirleriyle yakalanmasıyla 1941 Şubat'ında, 16 yaşındayken tutuklandı ve okuldan uzaklaştırıldı.

Üç hafta gözaltında kaldı, iki ay hapis yattı Üç hafta gözaltında kaldı, iki ay hapis yattı. Türkiye'nin hiçbir yerinde okuyamayacağına dair bir belge verilince, eğitim hayatına ara vermek zorunda kaldı.

Danıştay kararıyla, 1944 yılında okuma hakkını tekrar kazandı ve İstanbul Işık Lisesi'ne yazıldı.

Lise son sınıftayken amcasının kendisinden habersiz katıldığı CHP Şiir Armağanı'nda Cebbaroğlu Mehemmed şiiriyle pek çok ünlü şairi geride bırakarak üçüncülük ödülünü aldı.

1946'ta mezun oldu. İstanbul Hukuk Fakültesi'ne kaydoldu.

Üniversite hayatının başarılı geçen yıllarında Yığın ve Gün gibi dergilerde ilk şiirleri yayımlanmaya başladı. Hukuk Fakültesi’ndeki yüksek öğrenimini yarıda bıraktı. 1948'de ilk şiir kitabı Duvar'ı kendi imkânlarıyla çıkardı.

Paris Yılları

1948 yılında, üniversite ikinci sınıftayken Nâzım Hikmet'i kurtarma hareketine katılmak üzere ilk kez Paris'e gitti. Bu harekette aktif rol oynadı

Fransız toplumu ve orada bulunduğu çevreye ilişkin gözlemleri daha sonraki eserlerinde yer alan birçok karakter ve olaya temel oluşturmuştur.

Türkiye'ye geri dönüşünde başı sık sık polisle derde girdi Türkiye'ye geri dönüşünde başı sık sık polisle derde girdi. Sansaryan Han'daki sorgulamalar ölüm, tehlike, gerilim temalarının işlendiği eserlerinde önemli rol oynamıştır. Bir kaç kez gözaltına alındı.

İstanbul - Paris - İzmir Üçgeni

1951 yılında Gerçek gazetesinde bir yazısından dolayı kovuşturmaya uğrayınca Paris'e tekrar gitti. Fransa'daki bu dönem, Attilâ İlhan'ın Fransızcayı ve Marksizmi öğrendiği yıllardır.

1950'li yılları İstanbul - İzmir - Paris üçgeni içerisinde geçiren Atillâ İlhan, bu dönemde ismini yavaş yavaş Türkiye çapında duyurmaya başladı

Yurda döndükten sonra, Hukuk Fakültesi'ne devam etti Yurda döndükten sonra, Hukuk Fakültesi'ne devam etti. Ancak son sınıfta gazeteciliğe başlamasıyla beraber öğrenimini yarıda bıraktı.

Sinemayla olan ilişkisi, yine bu dönemde, 1953'te Vatan gazetesinde sinema eleştirileri yazmasıyla başlar.

Sanatta Çok Yönlülük

1957'de gittiği Erzincan'da askerliğini yaptıktan sonra, tekrar İstanbul'a dönüş yapan Attilâ İlhan sinema çalışmalarına ağırlık verdi. Onbeşe yakın senaryoya Ali Kaptanoğlu adıyla imza attı.

Sinemada aradığını bulamayınca, 1960'ta Paris'e geri döndü Sinemada aradığını bulamayınca, 1960'ta Paris'e geri döndü. Sosyalizmin geldiği aşamaları ve televizyonculuğu incelediği bu dönem, babasının ölmesiyle birlikte yazarın İzmir dönemini başlattı. Sekiz yıl İzmir'de kaldığı dönemde, Demokrat İzmir gazetesinin başyazarlığını ve genel yayın yönetmenliğini yürüttü. Aynı yıllarda, şiir kitabı olarak Yasak Sevişmek ve Aynanın İçindekiler dizisinden Bıçağın Ucu yayımlandı. 1968'de evlendi, 17 yıl evli kaldı.

İstanbul'a Dönüş

1973'te Bilgi Yayınevi'nin danışmanlığını üstlenerek Ankara'ya taşındı 1973'te Bilgi Yayınevi'nin danışmanlığını üstlenerek Ankara'ya taşındı. Sırtlan Payı ve Yaraya Tuz Basmak'ı Ankara'da yazdı. 1981'e kadar Ankara'da kalan yazar Fena Halde Leman adlı romanını tamamladıktan sonra İstanbul'a yerleşti

İstanbul'da gazetecilik serüveni Milliyet (2 Mart 1982 - 15 Kasım 1987) ve Gelişim Yayınları ile devam etti. Bir süre Güneş gazetesinde yazan Attilâ İlhan, 1993-1996 yılları arasında Meydan gazetesinde yazmaya devam etti. 1996 yılından 2005 yılına kadar köşe yazılarını Cumhuriyet gazetesi'nde sürdürdü

1970'lerde Türkiye'de televizyon yayınlarının başlaması ve geniş kitlelere ulaşmasıyla beraber Attilâ İlhan da senaryo yazmaya geri dönüş yaptı. Sekiz Sütuna Manşet, Kartallar Yüksek Uçar ve Yarın Artık Bugündür halk tarafından beğeniyle izlenilen diziler oldu.

İlk romanı Sokaktaki Adam yayımlandığında 10 roman yazmıştı İlk romanı Sokaktaki Adam yayımlandığında 10 roman yazmıştı. Bunlar hiç gün ışığına çıkmadı. Attilâ İlhan bunun sebebini bir söyleşide şöyle açıklıyor: "... birçok roman yazdım daha önceden. Ama neden yayınlamadım? Çok akıllıca bir sebebi vardı. Çünkü biliyorum ki yazarlar ilk romanlarında kendilerini anlatırlar. O da romancılık değildir. Günlük tutmaktır

Roman serüvenine başladığında döneminin diğer yazarları daha çok yerel ve kırsal olayları, kişileri işlerken Attilâ İlhan şehir insanını Türkiye'nin yakın dönem tarihini siyasal, ekonomik ve sosyal yanlarıyla ele alan bir yapı içerisinde işliyordu.

Sadece İstanbul, İzmir gibi Türkiye'nin büyük şehirlerini, işlediği dönemin yaşam tarzını, ekonomik ve sosyal sorunlarını kahramanlarının gözüyle yansıtmakla yetinmiyor; aynı zamanda, batı kültürünün Türkiye'ye ne şekilde yansıdığını, olumlu ve olumsuz etkilerini, çizdiği karakterlerle ve Avrupa'daki şehirlerle örtüşen bir yapı içerisinde irdeliyordu.

Hazırlık ve Arayış Dönemi

Romanda 'hazırlık ve arayış dönemi' diye nitelendirilebilecek dönemde, yayımladığı Sokaktaki Adam ve Zenciler Birbirine Benzemez'de yazarın Paris'te yaşadığı yıllara ait deneyimlerinin ve gözlemlerinin karakterlere yansıdığı görülür

Yazıldığı yıllarda Türkiye'deki batılılaşma uğruna toplumdan kopan kişilerin bocalamaları Sokaktaki Adam'da ele alınırken, Zenciler Birbirine Benzemez'de Avrupa'da komünist ve anti-komünist mültecilerle karşılaşan, hayal kırıklığına uğramış bir devrimci anlatılır

Her bölümün farklı bir karakterin ağzından aktarıldığı Sokaktaki Adam, Attilâ İlhan'ın edebiyatımıza getirdiği yeni bir söylem olarak alınabilir. Daha sonraki romanlarında da görüleceği gibi, diyalektik

Daha sonraki romanlarında da görüleceği gibi, diyalektik bir yaklaşımla işlenen olaylarda kahramanlar güçlü ve zayıf yanlarıyla okura ulaşır; birbirlerini suçlamaz ve okuyucuda önyargı oluşturmazlar

Olgunluk Dönemi

Yazarın "olgunluk dönemi" diye tanımlanabilecek edebiyat süreci Kurtlar Sofrası ile başlar. Sokaktaki Adam'da ne istediğini değil, ne istemediğini bilen biri anlatılırken; Zenciler Birbirine Benzemez'de Mehmed-Ali istedikleri ile istemedikleri arasında mütereddit bir karakteri yansıtmaktadır. Oysa Kurtlar Sofrası'nda Mahmud ne istediğini çok iyi bilen bir karakteri çizer.

Bu üç romanıyla Attilâ İlhan Türk aydınına farklı açılardan bakar, fikirlerini diyalektik-materyalist bir sentez içinde derleyerek Türkiye için bir sentez önerir- ki sonradan yazdığı yedi kitaplık Aynanın İçindekiler serisi de bu zemine oturmaktadır.

Bıçağın Ucu, Sırtlan Payı, Yaraya Tuz Basmak, Dersaadet'te Sabah Ezanları, O Karanlıkta Biz, Allah'ın Süngüleri: Reis Paşa ve Gazi Paşa bu seriyi oluşturan romanlardır

Her romanda yer alan karakterler, Türkiye'nin tarihinde köşebaşlarını oluşturmuş dönemlere ayna tutan aydınlardır. Tarihi olaylar, politik ve sosyal dengelerle ele alınır. Birbirleriyle bağlantısı olan karakterlerden herbiri bir romanda ön plana çıkar ve olaylar onun gözlemleriyle aktarılır

Bu serinin bütünü irdelendiğinde yine, yazarın Türk aydınına yakın tarihimize bir bakma şansı tanıdığını ve kendi toplumcu-gerçekçi bakış açısıyla önergeler sunduğu görülür.

Politik Araştırma ve Düşünceleri

Attillâ İlhan, vefatından önceki son yıllarını tarih araştırmalarına vermişti. Kendisine, Atatürk'ün eşsiz bulduğu dehasını herkesle paylaşma misyonunu edinmiş, Türkiye'nin yakın tarihi hakkında düşündüklerini çoğunlukla belgelere dayandırarak televizyon ekranından topluma seslenme gereği duymuştu

Milli Mücadele yıllarının hangi şartlarda kazanıldığından ve o dönemin olağanüstü ruh halinden devamlı bahseder, Türkiye'nin olası bir Avrupa Birliği (AB) üyeliğinde egemenliğini AB Devletleri ile paylaşacak olmasına ise şiddetle karşı çıkardı. Batılı devletlerin dostları değil, sadece çıkarları olabileceğini söyler, onların sömürgecilik anlayışlarını hemen her platformda tarih ve belgeleri ile vererek eleştirmekten çekinmezdi.

Osmanlı İmparatorluğu'nun dağılmasına giden süreçte Tanzimat Fermanı'nın çok büyük bir darbe olduğunu düşünür, bu tarihten sonra Osmanlı'nın çözülmesinin hızlandığını söylerdi.

Mustafa Kemal'in bilgisi, dehası, yaptığı hareketlerde toplumu hep arkasına alması (teşkilatçılığı) ve yaptığı devrimlere olan hayranlığını her platformda vurgulayan Attilâ İlhan; onun, yaptığı devrimlerde Fransa'yı örnek almasına rağmen Avrupa devletleri ile kurduğu mesafeli ilişkileri her zaman övmekten geri durmadı.

Günümüz aydınlarının çoğunun batı yanlı duruşları olduğunu söyleyip onları halkı tanımamakla eleştirir, eski halkla bütünleşmiş ve millet çıkarları için hareket eden aydın tiplerinin artık yok olma aşamasına geldiğini söylerdi.

Üniversite öğrencilerince yapılan eylemlerin bir hedefe varamayacağını, çünkü öğrencilerin iktisadi üretimde rol almadıklarını söyler, Fransız Devrimi'nin işçi sınıfı tarafından yapıldığından dem vururdu. Türkiye'de işçi sınıfını temsil eden bir siyasî partinin bulunmadığını, bunun gerçek demokrasinin önünde engel olduğunu söyler ama böyle bir partinin bir gün kurulacağını düşünürdü.

Halka rağmen yapılacak olan hiçbir şeyin uzun süreli olamayacağını ise her zaman tekrarlamaktan geri durmadı. Anlattığı veya yazdığı olaylara hakim olması, kimsenin kişiliğine saldırmamaya özen göstermesi, onun, her kesimden insan tarafından takdir edilmesini sağlamıştır

Ölümü

Attilâ İlhan ilk kalp krizini 1985 yılında geçirdi Attilâ İlhan ilk kalp krizini 1985 yılında geçirdi. Bu tarihten sonra kardiyolojik sorunları devam eden İlhan'ın 2004'ten itibaren sağlık durumu daha da bozuldu. 11 Ekim 2005'te İstanbul'daki evinde geçirdiği ikinci kalp krizi sonucu hayata veda ettiğinde 80 yaşındaydı

ESERLERİ

Duvar (1948) Sisler Bulvarı (1954) Yağmur Kaçağı (1955) Ben Sana Mecburum (1960) Belâ Çiçeği (1962) Yasak Sevişmek (1968)  

Tutuklunun Günlüğü (1973) Böyle Bir Sevmek (1977) Elde Var Hüzün (1982) Korkunun Krallığı (1987) Ayrılık Sevdaya Dahil (1993) Kimi Sevsem Sensin (2002

ÖDÜLLERİ 1946 Cumhuriyet Halk Partisi Şiir Yarışması İkincilik 1974 Türk Dil Kurumu Şiir Ödülü

ŞİİRLERİNDEN SEÇMELER

KAYNAKÇA BYDİGİ.NET www.turkforum.gen.t

TEŞEKKÜRLER