7. SINIF DİN VE GÜZEL AHLAK KONUSU pedagojiformasyon.com
1. Din Güzel Ahlaklı Olmaya Nasıl Katkı Sağlar? Ünite Alt Başlıkları 1. Din Güzel Ahlaklı Olmaya Nasıl Katkı Sağlar? 2. İslam’da Övülen Bazı Ahlaki Tutum ve Davranışlar 2.1. Doğruluk ve Dürüstlük 2.2. Başkalarına Maddi Yardımda Bulunmak (İnfak) 2.3. Emaneti Korumak 2.4. Adaletli Olmak 2.5. Hoşgörü ve Bağışlama 2.6. Alçak Gönüllülük (Tevazu) 2.7. Görgülü Olmak 2.8. Savurganlıktan Kaçınmak Okuma Metni: Mevlânâ, Abdal Musa ve Kaygusuz Abdal’dan Sözler
KAZANIMLAR Dinin güzel ahlaklı olmaya katkısını öğrenir. İslam’da övülen bazı tutum ve davranışları öğrenir. Doğruluk ve dürüstlük kavramını açıklar. Başkalarına maddi manevi yardım edilmesinin gereğini algılar ve infak konusunu açıklar. Emanetin niçin korunması gerektiğini öğrenir. Adaletli , alçak gönüllü olmayı , savurganlıktan kaçınmayı açıklar.
1.Din Güzel Ahlaklı Olmaya Nasıl Katkı Sağlar?
Ahlak kelimesi sözlükte; huy, karakter, yaratılış anlamına gelir Ahlak kelimesi sözlükte; huy, karakter, yaratılış anlamına gelir. Genel olarak ise ahlak; güzel huylar, bütün iyi nitelikler, bir toplum içinde kişilerin uymak zorunda olduğu davranış biçimleri ve kurallarıdır. Ahlak, insanı mutlu edecek kuralları belirler.
Din ve ahlak arasında sıkı bir ilişki vardır Din ve ahlak arasında sıkı bir ilişki vardır. İslamiyet güzel ahlaka büyük önem verir. İslam’ın temel kaynağı olan Kur’an’ın amacı, inançlı ve güzel ahlaklı insanlar yetiştirmektir.
Kur’an’da güzel söz söylemeyi, hoşgörülü olmayı, affetmeyi; yalan, iftira, dedikodu ve gıybetten kaçınmayı emreden ayetler de bulunur. Anne babaya iyi davranmak, misafirlere ikramda bulunmak, komşularla iyi geçinmek, zorda kalan kimselere yardım etmek de Kur’an’da yer alan öğütlerdendir.
Sevgili Peygamberimiz Hz Sevgili Peygamberimiz Hz. Muhammed’in gönderilişinin temel amaçlarından biri, güzel ahlakı yaygınlaştırmaktır. O, bu konuyla ilgili bir hadisinde, “Ben yalnız güzel ahlakı tamamlamak için gönderildim.” buyurmuştur.
اَلإِسْلاَمُ حُسْنُ الْخُلُقِ Yine Hz. Peygamber bir hadisinde, “İslam, güzel ahlaktır.” buyurmuştur. اَلإِسْلاَمُ حُسْنُ الْخُلُقِ
2. İSLAM’DA ÖVÜLEN BAZI AHLAKİ TUTUM VE DAVRANIŞLAR
İslam dini ahlaka ve ahlaki değerlere önem verir İslam dini ahlaka ve ahlaki değerlere önem verir. Bu nedenle Kur’an-ı Kerim’de ve Hz. Peygamberin hadislerinde, uymamız gereken birçok ahlaki ilke yer alır. Bunlar:
AHLAKİ DEĞERLER Doğruluk ve Dürüstlük Başkalarına Maddi Yardımda Bulunmak (İnfak) AHLAKİ DEĞERLER Emaneti Korumak Hoşgörü ve Bağışlama Adaletli Olmak Alçak Gönüllülük (Tevazu) Görgülü Olmak Savurganlıktan Kaçınmak
2.1. Doğruluk ve Dürüstlük Doğruluk ve dürüstlük, özü sözü bir olmaktır. Doğru sözlü olan ve dürüst davranan kimseye güven duyulur. Doğru ve dürüst olmak suretiyle Allah’ın emrini yerine getirmiş oluruz. Bu kişiler çevresi tarafından sevilir ve saygı görür.
Dinin özü doğruluk ve dürüstlüktür Dinin özü doğruluk ve dürüstlüktür. Yüce Allah, doğru olmamızı ve dürüst kimselerle birlikte bulunmamızı istemiştir. Doğruluk ve dürüstlük; mutluluk, güven, emniyet ve huzurun kaynağıdır. Doğruluk ve dürüstlük bütün iyiliklerin özüdür.
Sevgili Peygamberimiz Hz Sevgili Peygamberimiz Hz. Muhammed hayatı boyunca doğruluktan ayrılmamıştır. O, şaka amacıyla bile olsa yalan söylemekten, hile yapmaktan kaçınmıştır. Yaşadığı toplumda herkes ona güven duymuştur. İnsanlar Onu Muhammed’ül Emin (Güvenilir Muhammed) olarak nitelendirmiştir. Peygamberimiz bir hadisinde, “Münafıklığın alameti (belirtisi) üçtür: Konuştuğunda yalan söyler, kendisine emanet edildiğinde hıyanet eder ve söz verdiğinde sözünde durmaz.” buyurmuştur.
2.2. BAŞKALARINA MADDİ YARDIMDA BULUNMAK (İNFAK)
İnfak, Allah’ın hoşnutluğunu kazanmak amacıyla kişinin servetinden harcamada bulunması, ihtiyaç sahiplerine yardım etmesi demektir. Bu yönüyle infak hem farz olan zekâtı hem de gönüllü olarak yapılan her çeşit hayrı içerir.
İslam dininde infağa büyük önem verilir İslam dininde infağa büyük önem verilir. Kutsal kitabımız Kur’an-ı Kerim’de fakirlere, yoksullara, muhtaç durumda olanlara yardım etmeyi emreden birçok ayet bulunur. Bakara suresinin 148. ayetinde “…Hayırda yarışın…” tavsiyesinde bulunulmaktadır.
Sevgili Peygamberimiz Hz Sevgili Peygamberimiz Hz. Muhammed her zaman fakirleri, muhtaç durumda olanları koruyup gözetmiştir. O, çevresinde bulunan insanların dertlerine ortak olmuş, ihtiyacı olan kişilere maddi yardımda bulunmuştur.
İmkânlarımız ölçüsünde muhtaç durumda olanlara para, yiyecek, içecek, giysi, gıda vb. yardımlarda bulunalım.
Dinimizde çok sayıda hayır işleme ve iyilik yapma yolu bulunmaktadır Dinimizde çok sayıda hayır işleme ve iyilik yapma yolu bulunmaktadır. Bunlar arasında, insanlara iş imkânları hazırlamak, ihtiyaç sahiplerine borç vermek, insanlar arasında adaletle hüküm vermek, güzel söz söylemek, iyilikleri emredip kötülüklerden sakındırmak da infak kavramı içinde yer alan iyiliklerdendir.
2.3. Emaneti Korumak
Geri alınmak ya da saklanmak üzere bir kimseye bırakılan eşya ve benzerlerine emanet denir. Emanet; korumamız istenilen bir mal, eşya veya para olabileceği gibi herhangi bir görev veya saklı tutmamız gereken bir sır da olabilir. Sorumluluk alanımıza giren her şey aslında birer emanettir. Emanet konusunda duyarlı davranan kimseye emin (güvenilir kimse) denir.
Emanetleri aldığımız şekilde sahibine iade etmek dinî ve ahlaki bir sorumluluktur. Verdiği sözleri tutan, emanetleri koruyan insanlar herkes tarafından sevilir, saygı görür.
Sevgili Peygamberimiz, emanetleri koruma konusunda mükemmel bir örnektir. O hem peygamberlikten önce hem de peygamber olduktan sonra inanan, inanmayan herkesin güven duyduğu bir kişiydi. Bundan dolayı kendisine “el-Emin” denmiştir.
Kur’an-ı Kerim’de kişilerin birbirlerine ve topluma karşı yükümlü bulundukları görevlerin birer emanet olduğu ifade edilmektedir. Ailemiz ve çocuklar da önemli emanetler arasındadır.
Aklımız, bedenimiz, sağlığımız da Allah tarafından bize verilmiş bir emanettir. Ona zarar verecek kötü alışkanlıklardan ve davranışlardan uzak durmalıyız.
2.4. ADALETLİ OLMAK
Adalet hem sosyal ve dinî hem de yasal açıdan önemli bir kavramdır Adalet hem sosyal ve dinî hem de yasal açıdan önemli bir kavramdır. Adalet; hak ve hukuka uygunluk, hakkı gözetme, doğruluk olarak tanımlanır. Ayrıca herkese eşit muamele etme, kendine uygun düşeni, hakkı olanı vermek demektir.
İslam dininde adalete ve adaletli olmaya önem verilir İslam dininde adalete ve adaletli olmaya önem verilir. Kutsal kitabımız Kur’an-ı Kerim’de adaletli olmayı emreden birçok ayet bulunur. Bunlardan birinde, “Ey iman edenler! Allah için hakkı titizlikle ayakta tutan, adalet ile şahitlik eden kimseler olun. Bir topluma olan kininiz sakın ha sizi adaletsizliğe itmesin. Adil olun…”buyrulmuştur.
Peygamberimiz hem adaletli olmayı tavsiye etmiş hem de adaletli davranmıştır. Ona inanmayan kimseler bile onun adaletle karar verdiğini kabul etmişlerdir. Birçok konuda hakem olarak Hz. Muhammed’i seçmiş ve verdiği karara saygı duymuşlardır.
Aile içi ilişkilerde ve çocuklara yaklaşımda adaletli olmak çok önemlidir. Yöneticiler emri altındakiler arasında ayrım yapmadan görev aldıkları işleri adaletle yürütmeli, işverenler de çalışanlar arasında adaleti gözetmelidir.
2.5. HOŞGÖRÜ VE BAĞIŞLAMA
Hoşgörü, farklı düşünce ve davranışları anlayışla karşılamak ve bu kimselerle birlikte yaşama erdemini göstermektir. Bağışlama ise insanların hatalarını affetmektir, özür dilemesine olumlu karşılık vermek ve kusurlarının telafisine imkân tanımaktır.
Kur’an-ı Kerim’de insanları hoşgörülü olmaya ve bağışlamaya teşvik eden pek çok ayet vardır. Bu ayetlerden birinde bağışlamanın önemine dikkat çekilerek şöyle buyrulmaktadır: “...Bir kötülüğü bağışlarsanız şüphesiz Allah çokça affedicidir, güçlüdür.”
Sevgili Peygamberimiz şartlar ne olursa olsun hoşgörülü olmaya önem vermiş, hataları affetmiştir. İşlediği bir hatadan dolayı hiç kimseyi mahcup etmemiş, hatasını yüzüne vurmamıştır. Hata yapanı değil, hatalı davranışı ön plana çıkarmış ve kınamıştır. İnsanların kusurlarını, ayıplarını araştırmak anlamına gelen tecessüsü de yasaklamıştır.
2.6. ALÇAK GÖNÜLLÜLÜK (TEVAZU)
Alçak gönüllü olmak, sahip olunan imkânlar, iyilik ve güzellikler karşısında gurura kapılmamaktır. Alçak gönüllü olmaya “tevazu”, bunu benimseyip davranış hâline getiren kimseye de “mütevazı” kimse denir.
Alçak gönüllü kimse ölçülü ve dengeli bir şekilde yaşar Alçak gönüllü kimse ölçülü ve dengeli bir şekilde yaşar. Herkesle eşit olduğunu, Allah katında ve hukuk önünde diğer insanlardan bir farkının bulunmadığını bilir. Kimseyi yaratılışından, ırkından, renginden, ailesinden ve işinden dolayı ayıplamaz; horlamaz ve küçümsemez.
İslam dininde alçak gönüllü olmak, mütevazı davranmak övülmüş, kibirlenmek ve büyüklük taslamak ise yerilmiştir. Kur’an’da mümin kimselerin özellikleri sayılırken alçak gönüllü olmaları öğütlenmiştir. “Rahman’ın has kulları o kimselerdir ki onlar yeryüzünde tevazu ile yürürler...”
Peygamberimiz insanlara alçak gönüllü olmayı tavsiye etmiştir Peygamberimiz insanlara alçak gönüllü olmayı tavsiye etmiştir. O, ev işlerinde eşine yardım etmiş ve hiç kimseye şahsi işlerini yaptırmamıştır. Yoksul, yetim ve yaşlılara yardımcı olmuştur. Çocuklarla selamlaşmış, bazen de şakalaşmıştır. Hastaları ziyaret etmiş, cenazelerde hazır bulunmuştur.
2.7. GÖRGÜLÜ OLMAK
İnsanların günlük hayatta birbirleriyle olan ilişkilerinde uymaları gereken kurallara görgü kuralları denir. İnsanlar, bu kuralları aile, okul ve çevreden öğrenirler. Toplumumuzda var olan görgü kurallarının birçoğunun kaynağı dinimizin öğütleridir.
Sevgili Peygamberimiz her zaman, her yerde görgülü olmuştur Sevgili Peygamberimiz her zaman, her yerde görgülü olmuştur. O, toplumsal ilişkilerinde sevgi, saygı, nezaket ve hoşgörüyü ön planda tutmuştur. Kaba ve kırıcı sözler söylememiş, tatlı dilli olmayı ilke edinmiştir. Yemek yerken, oturup kalkarken, misafirliğe giderken, evinde veya mescitte misafir ağırlarken görgü kurallarına uymuştur.
Peygamberimiz görgü kurallarına uymayı dinî ve ahlaki bir gereklilik kabul etmiştir. Herkesin, bulunduğu ortamda görgü kurallarına uymasını istemiştir. “Şüphesiz sizin en iyiniz ahlak bakımından en iyi olanınızdır...” buyurmuştur.
2.8. SAVURGANLIKTAN KAÇINMAK
İnsanın sahip olduğu mal, sağlık, zaman gibi nimetleri gereksiz yere ve aşırı tüketmesine savurganlık denir. Savurganlık, israf olarak da adlandırılmaktadır.
Dinimiz sahip olduğumuz nimetlerin değerini bilmemizi, savurganlıktan kaçınmamızı öğütler. Kutsal kitabımız Kur’an-ı Kerim’de yer alan bir ayette, “Ey âdemoğulları!… Yiyin, için fakat israf etmeyin. Çünkü Allah israf edenleri sevmez…” buyrulur.
Sevgili Peygamberimiz Hz Sevgili Peygamberimiz Hz. Muhammed tutumlu olmayı ilke edinmiş, savurganlıktan her zaman kaçınmıştır.O ne cimrilik etmiş ne de sahip olduğu nimetleri saçıp savurmuştur.Hem cömert davranmış, hayır yapmış, insanlara maddi yardımda bulunmuş hem de elindeki imkânları ölçülü bir şekilde kullanmıştır.
İsraf sadece para, eşya, giysi vb. maddi şeylerle sınırlı değildir İsraf sadece para, eşya, giysi vb. maddi şeylerle sınırlı değildir. Bunun dışında zaman, sağlık, emek israfı da söz konusudur. O hâlde bir Müslüman savurganlığı kötü bir davranış olarak görmelidir. Her türlü savurganlıktan kaçınmalıdır.