GRUP ÇEKOLATA OĞUZHAN BELİCE : 2008463022 GÖKHAN GERÇEK : 2007463033 T.C. DOKUZ EYLÜL ÜNİVERSİTESİ İKTİSADİ VE İDARİ BİLİMLER FAKÜLTESİ ÇALIŞMA EKONOMİSİ VE ENDÜSTRİ İLİŞKİLER BÖLÜMÜ GRUP ÇEKOLATA OĞUZHAN BELİCE : 2008463022 GÖKHAN GERÇEK : 2007463033
GİRİŞ Anthony Giddens tarafından yaratılan ve ideolojilere yeni bir boyut kazandırma amacı güden kavramdır. Amacı, sosyalizm ve liberalizm arasında bir yol geliştirmektir. Giddens , liberalizmin galibiyetini kabul eder bir şekilde sola yeni bir yön vermek istemiştir. Buna göre solculuk yalnızca sosyal adaletsizlikleri önlemekle kalmamalı serbest girişimi ve rekabeti de korumalıdır. Üçüncü Yol, eski sol görüşlerin etkisini yitirdiği ve Yeni Sağ’ın fikirlerinin de yeni gelişmeler karşısında yetersiz kaldığını ve tezatlar içerdiği bir dünyada sosyal demokrasinin yeniden canlanmasını temsil etmektedir. Yeni bir sosyal demokrat gündem uyumlu, güçlü ve geniş çaplı bir yaklaşım olarak öne çıkmaktadır.Bu, politik idealizme yeniden eski gücünü kazandırabilecek bir gündemdir.
Üçüncü yol kavramı 19. yüzyıldan 20 Üçüncü yol kavramı 19. yüzyıldan 20. yüzyıla geçiş döneminde ortaya çıkmıştır ve 1920’li yıllarda politik sağ tarafları arasında popüler hale gelmiştir. Bununla beraber, bu kavram genellikle sosyal demokratlar ve sosyalistlerce kullanılmıştır.2. Dünya Savaşı’nın hemen ardından sosyal demokratlar, Amerikan piyasa kapitalizmi ve Sovyet komünizminden farklı bir yol bulduklarına inanıyorlardı. Sosyalist Enternasyonel 1951 yılında yeniden kurulduğunda üçüncü yolu bu bağlamda ele aldı. Yaklaşık 20 yıl sonra Çek ekonomi uzmanı Ota Sik ve diğerleri bu kavram piyasa sosyalizmi bağlamında kullanıldı. İsveç sosyal demokratları 1980’li yılların sonlarında önemli bir programın geliştirilmesi bağlamında üçüncü yol kavramını bu son anlamda ele aldılar.
KLASİK SOSYAL DEMOKRASİ ( ESKİ SOL) İki kutuplu dünyaya ait olma Uluslararacılık Düşük ekolojik bilinçlilik Doğrusal modernleşme Vatandaşları ‘beşikten mezara kadar ‘ koruyan kapsamlı sosyal devlet Güçlü eşitlikçilik Tam zamanlı çalışma Piyasaların kısıtlı rolü: karma ya da toplumsal ekonomi Keynezyen idare ve korporatizm Kollektivizm Devletin sivil toplum üzerindeki hegomanyası Toplumsal ve ekonomik yaşama katılan devlet
THATCHERİZM YA DA YENİ LİBERALİZM (YENİ SAĞ) İki kutuplu dünyaya ait olma Uluslararası düzenin gerçekçi teorisi Düşük ekolojik bilinçlilik Doğrusal modernleşme Emniyet sübabı olarak sosyal devlet Geleneksel ulusalcılık Eşitsizliğin kabulü İşçi piyasası diğerleri gibi çok gelir elde eder (clear) Ahlaki otoritecilik, güçlü ekonomik bireyselcilik Piyasa radikalizmi Özerk sivil toplum Küçülen devlet
ÜÇÜNCÜ YOLUN TEMEL MANTIĞI Üçüncü yol politikaları klasik yeni sağın üstünlüğünü kabul ederek eski sol görüşünde önemini yitirdiğini ; yeni sağ görüşünde değişen dünyada yetersiz kaldığını ve tezatlar içerdiğini belirtip, solculuk yalnızca sosyal adaletsizlikleri önlemekle kalmamalı serbest girişimi ve rekabeti de koruması gerektiğini ve bu koşullarda yeni sağ görüş te değişen dünyada yetersiz kaldığına göre sosyal demokrasi bir üçüncü yol olarak tekrar canlandırılmalıdır . Eski solun devlet müdahalesine ve sivil toplum üzerindeki hegomanyasına dayanan anlayışın önemini yitirdiğini yeni sağın rekabet ve girişimin görüşlerinin hala önemini koruduğunu ancak; tam olarak değişen dünya da sosyal adaleti ve barışı sağlayamadığını dile getirmiştir. Bunun için sosyal demokrasinin yeniden canlandırılması gerektiğini savunur.
ÜÇÜNCÜ YOLUN AMACI Üçüncü Yol” projesinin, “sosyalizmin öldüğü, sanayi sonrası koşulların geliştiği ve kapitalizmin emperyalist yapısından kurtulduğu bir dünyada insancıl, çelişmesiz ve krizsiz küresel kapitalizmi” oluşturmayı hedefleyen bir proje olduğu sonucuna varabiliriz. Başka bir deyişle, sınıflı toplumların, emperyalist krizlerin, rekabetin ve/veya savaşların olmadığı; “küresel ve ebedi adaletin, barışın ve refahın” egemen olduğu bir dünyada yaşayacaktık!
KISACA ÜÇÜNCÜ YOL
ÜÇÜNCÜ YOL Eşitlik İhtiyaç sahiplerinin korunması Özerklik bağlamında özgürlük Sorumluluk yoksa hak ta yok Demokrasi yoksa otorite de yok Kozmopolitik çoğulculuk Felsefi muhafazakarlık ÜÇÜNCÜ YOL
Sorumluluk Yoksa Hak da Yok : Devlet zayıfların korunmasın da vatandaşları ve diğerleri için bir dizi sorumluluğa sahiptir. Eski tip sosyal demokrasi söz konusu hakları şartsız kabul eder. Bireyselciliğin gelişmesiyle birlikte birey sorumluluklarında bir artış söz konusu olmalıdır. Örneğin, işsizlikten dolayı devletten yardım alan birey bunun karşılığın da bir sorumluluk üstlenmelidir ve sosyal yardım uygulamalarının aktif bir şekilde iş bulmayı teşvik etmemesi devletlerin alacakları kararlara kalmıştır. Bu ilke sosyal yardımdan yararlanan bireyler için değil herkes için geçerli olmalıdır. Demokrasi Yoksa Otorite de Yok: Sağ görüşe göre, gelenek ve geleneksel itaat olmadan otorite parçalanacağını insanların doğru ve yanlış arasındaki farkı anlama kabiliyetlerini yitirebileceğini ileri sürmektedir. bu düşünce ile demokrasi eksik olmaktan kurtulamayacak. Sosyal demokratlar bunun tam tersini savunurlar. Geleneğin ve göreneğin egemenliklerini yitirdiği bir toplumda otoritenin tesisinin bir tek vasıtası demokrasi yoluyla gerçekleşebilir. Yeni bireyselcilik kaçınılmaz olarak otoritenin aşınmasına yol açacaktır, ayrıca otoritenin aktif ve katılımcı bir temele oturtturulmasını talep eder.
Eşitlik : Eşitlik ve bireysel özgürlük çatışabilir, fakat aynı zamanda eşitçilik ölçütleri genellikle bireylerle bir dizi özgürlüğü arttırıcı rol de oynamaktadır. Sosyal demokratlara göre özgürlük, peşi sıra daha geniş toplumsal bütünlülüğün tesisi taleplerinde bulunan eylemin özerkliği anlamına gelmelidir. Kolektivizmle bağı koptuktan sonra, üçüncü yol politikaları hakların ve sorumlulukların yeniden tanımlandığı birey ve toplum arasında yeni bir ilişki türü aramaktadır. Kozmopolit Değerler Ve Felsefi Muhafazakarlık : Üçüncü yol politikalarının yakından ilgilendiği diğer bir konu özgürleştirme sistemiyle bağlantılı değildir ya da çok az ilgilidir. Söz konusu bu konular küreselleşmeyle, bilimsel ve teknolojik değişmelere ve biz insanların doğal dünyayla olan ilişkilerinde verilecek cevapları içermektedir.Burada gündeme getirilen sorular sosyal adaletle değil, fakat gelenek ve göreneğin yaşamımızda etkisini kaybettikten sonra nasıl yaşamamız gerektiği, toplumsal dayanışmayı nasıl yeniden üretebileceğimiz ve çevre sorunlarıyla nasıl baş edebileceğimizle ilgilidir. Bu sorulara verilen cevaplarda temel vurgu kozmopolit değerler ve felsefi muhafazakarlık olarak adlandırılan şey üzerinde olmalıdır.
ÜÇÜNCÜ YOL PROGRAMI Radikal merkez Yeni demokratik devlet(düşmanı olmayan devlet) Aktif sivil toplum Demokratik aile Yeni karma ekonomi Topluma katılma anlamında eşitlik Pozitif refah Sosyal yatırımcı devlet Kozmopolit ulus Kozmopolit demokrasi
ÜÇÜNCÜ YOL İDEOLOJİSİNİN DİĞER AMAÇLARI
Klasik sağ ve sol siyasetten farklı bir siyaset yapma biçimi, insan haklarına dayalı sosyal devlet anlayışının benimsenmesi, dünyadaki ve ülkedeki hızlı değişim ve dönüşüm sürecine ayak uydurabilecek reformcu politikalar, toplumun her kesiminde faşist, totaliter, anti-demokratik liderlik anlayışlarının dışlanması, kolektif eylemi ve demokratik katılımcılığı sağlayacak ekip çalışması, kararların alınmasında yetenekten, uzmanlıktan ve bilimsel düşünceden yararlanılması, her alanda eleştiri ve özeleştiriye dayalı olarak değişime açık esnek bir örgüt yapısının oluşturulması, örgütsel yapılardaki statülerin; yetenek, eğitim, deneyim ve beceriye dayalı olarak fırsat eşitliğini bozmayacak biçimde adilce bölüştürülmesi, karar alma ve kararları uygulama süreçlerinde toplumdaki bütün örgütlü kesimlerin ve özellikle sivil toplum örgütlerinin katkılarının alınması ve örgütsel yapı içinde eşitlikçi ve çoğulcu bir demokratik yapının oluşturulmasıdır.
ÜÇÜNCÜ YOL GÖRÜŞÜ VE İNGİLTEREYE YANSIMASI İNGİLTERE SOLUNDA YENİ AÇILIMLAR İNGİLTERE BAŞBAKANI TONY BLAİR ‘İN GÖRÜŞLERİ WİLL HUTTON' UN makalesi üzerine Gökhan Günaydın‘ın makalesinden
Will HUTTON, açıkça olmasa da makalesinde, İngiltere seçimlerinde Tony Blair önderliğindeki İşçi Partisi'nin "Üçüncü Yol" teorisini savunmaktadır. Anthony Giddens gibi Cambridge Üniversitesi akademisyenlerinin argümanlarını oluşturduğu bu tez, asal olarak sosyal demokrasinin yeniden kurgulanması esasına dayanmaktadır. Buna göre; "1970’li yılların sonlarına kadar endüstrileşmiş ülkelerde uygulamada olan 'refah devleti mutabakatının sona erişi, marksizmin itibarını yitirişi ve önemli toplumsal, ekonomik ve teknolojik değişiklikler,... nasıl bir yol takip edilmesi gerektiği ve sosyal demokrasinin farklı bir politik felsefe olarak devam edip edemeyeceği "sorunsalını doğurmuştur. "Üçüncü Yol" bu sorunsala bir yanıt olma iddiasını taşımaktadır.
Tony Blair "Yeni İşçi Partisi'nin farklılığını, Washington'da şöyle açıklamıştır; "Eski sol bu değişime direndi. Yeni sağ bununla baş etmeyi arzulamadı. Biz, toplumsal dayanışmayı ve refahı sağlamak amacıyla bu değişime ayak uydurmak zorundayız.“ Bu, geçmişte sosyalizmden etkilenen İngiliz İşçi Partisi'nin, artık piyasacı düşünceye eklemlendiğinin en yetkili ağızdan açıklanmasıdır. Bu kapsamda, serbest piyasa felsefesi açısından muhafazakarlarla bir farkı kalmayan Parti, ahlaki konulara olan "özgürlükçü" yaklaşımı ile onlardan ayrılmaktadır.
Klasik sosyal demokrasi, Keynezyen kalkınmacı refah devleti döneminde güç kazanmıştır. Buna göre kalkınma bir anlayışla devlet toplumsal ve ekonomik yaşama katılacak, piyasaların rolü kısıtlanarak korporatizm desteklenecek, çalışma hakkı ve eşitçilik ile birlikte sosyal güvenlik düşünceleri yaşama geçirilecektir. Buna karşılık yeni sağ politikaların temel argümanları devletin küçültülmesi ve güvenlik-adalet-dış politika gibi ana işlevlerinde etkinleştirilmesi, sivil toplum alanının genişletilmesi, serbest piyasa koşullarının hakim kılınması, emeğin esnekleştirilmesi, eşitsizliğin kabulü, sosyal güvenlik alanının olabildiğince daraltılması olarak öne çıkmaktadır.
Bir dönem önceki ABD Başkanı Bill Clinton ile hemen her alanda ortak hareket eden Tony Blair, Üçüncü Yol'un hem klasik sosyal demokrasiden hem de neo liberalizmden farklı olduğunu savunmaktadır. Buna göre Üçüncü Yol'un değerleri; eşitlik, ihtiyaç sahiplerinin korunması, özerklik bağlamında özgürlük, sorumluluk yoksa hak da yok, demokrasi yoksa otorite de yok, kozmopolit çoğulculuk ve felsefi muhhafazakarlık' tır. Üçüncü Yol'un küreselleşme olgusu karşısındaki tutumu, tüm kurgunun yönelişini ortaya koyucu niceliktedir. Küreselleşme konusunda iş dünyasının 'guru'su Keniche Ohmae'nin saptamaları ilginçtir; "Bizler içinde bulunduğumuz zaman diliminde sınırsız bir dünyada yaşamaktayız, bu dünyada ulus devlet bir hayal (fiction) mesabesindedir ve politikacılar ise bütün etkinliklerini yitirmişlerdir." Bu bağlamda politikacılar, Dünya Bankası ya da IMF'ye verdikleri taahhütlerle seçmenleri olan yurttaşlara verdikleri sözler arasında sıkışmışlardır ve bu çelişen çıkarlardan birinci grubu seçmek yükümlülüğü altına girmişlerdir. Buna karşılık Üçüncü Yol, küreselleşmenin dünya için olumlu bir süreci taşıdığına inanmaktadır. Buna göre; "ekonomik küreselleşme bir realiteyi oluşturmakta, .. sadece ya da öncelikle ülkelerin ekonomik acıdan karşılıklı bağımlılıkları anlamına gelmemekte, fakat içinde yaşadığımız dönemde zamanın ve mekanın dönüşümüyle ilgili bir kavramdır."
Üçüncü Yol kurgusunun özünün ne denli sosyal demokrasi ağırlıklı olduğu da, ayrı bir tartışma konusudur. Çünkü aslında adları farklı olsa da, program itibariyle ABD'de bir Cumhuriyetçi Başkan olan Reagan ve İngiltere'nin muhafazakar Başbakanı Thatcher, Tony Blair politikalarını öncelemişlerdir. Bu bağlamda, küresel politikanın kendi ideolojik özü dışındaki tüm ideolojileri reddederek "gereksiz" ilan etmesi ve böylece sağ ile sol arasında bir ayrımın kalmadığını öne sürmesinin ardından, Anglo Sakson kamu yönetimi bu yönde evrilmiş görünüyor.
ÜÇÜNCÜ YOL İDEOLOJİSİ VE BAŞARISIZ OLMA NEDENLERİ İNGİLTERE ÖRNEĞİ “KRİZSİZ VE ÇELİŞMESİZ KÜRESEL KAPİTALİZM” HEDEFİNİN BAŞARISIZLIĞI
İNGİLTEREDEKİ ÜÇÜNCÜ YOL POLİTİKASINI YÜRÜTEN YENİ İŞÇİ PARTİSİNİN ETKİLİ OLMASININ SEBEPLERİ
Sağlam bir muhalefet partisinin olmayışı, Son 16 yıldır İngiliz ekonomisinin düzenli bir biçimde gelişmesi ve sterlinin gücünü koruması; işsizliğin düşük olması; son 20 yıldır emlak piyasasının çok hızlı bir biçimde gelişmesi; enflasyonun yüksek olmayışı ve hizmet sektörünün istikrarlı bir şekilde ekonomiye önemli katkılarda bulunması Sistem yanlısı politikalara karşı kurulan ve işçi sınıfını kendi talepleri etrafında örgütleyen bir alternatif partinin bulunmaması, Sağlam bir muhalefet partisinin olmayışı, İnsancıl, çelişmesiz ve krizsiz kapitalizm hedefinin toplumu etkilemesi(ekonomik durgunluğa kadar ki dönem boyunca),
YENİ İŞÇİ PARTİSİ POLİTİKALARININ BAŞARISIZLIK SEBEPLERİ VE KAPİTALİZMİN “İNSANCIL, ÇELİŞMESİZ VE KRİZSİZ” OLAMAYACAĞININ GÖRÜLMESİ
Zenginle fakir arasındaki gelir uçurumu Bunların sonucunda, İşçi Partisi son on bir yıl içerisinde yaklaşık bir buçuk milyon üye kaybetmesi Genel İş Sendikası (GMB) ve Öğretmenler Sendikası (NUT) gibi öteki sendika merkezleri de partiyle ilişkilerini dondurmaya veya koparmayı tartışmaya başlaması Yeni” İşçi Partisi hükümetinin izlediği gerici politikalardan ötürü üç sendika merkezi, Demiryolları Sendikası (RMT), İtfaiye İşçileri Sendikası (FBU) ve Kamu Emekçileri Sendikası (PCS) partiyle organik-tarihsel-finansal ilişkilerini koparması Irak ve Afganistan’da yaklaşık sekiz milyar sterline mal olan başarısız işgal politikaları sürdürüldü. Bunların yanı sıra, “Terörle mücadele” konseptiyle her geçen gün İngiltere’de var olan demokratik hakların budanması Zenginle fakir arasındaki gelir uçurumu Kamu sektörü işçilerine son iki yıldır enflasyon altında sadece yüzde 2’lik bir ücret artışı verilmesi İşsizliğin her geçen gün yükselmesi ve sterlinin değer kaybetmesinin yanı sıra enflasyon oranı yükselmeye başlaması Emlak piyasasında yaşanan durgunluk ve üretimin düşmesi
SONUÇ OLARAK ABD’de konut piyasalarına dönük kredi fonlarında meydana gelen çöküşle ortaya çıkan ve her geçen gün “dünya finans krizi”ne doğru ilerleyen mortgage (konut kredisi) krizinden en ağır bir biçimde etkilenen ülkelerin başında “Üçüncü Yolcu” iktisadi politikaların anayurdu ve kalesi olan İngiltere geliyor. Üçüncü yol teorisinin amacı; sosyalizmin öldüğü kapitalizmin emperyalist yapıdan kurtulduğu bu koşullarda dünyada insancıl, çelişmesiz ve krizsiz küresel kapitalizmi” oluşturmayı hedefleyen bir projedir. Üçüncü yol projesinin “doğruluğu” nun ispatının, son on bir yıldır İngiltere’de hükümet olan “Yeni” İşçi Partisi’nin uyguladığı “başarılı” politikalar olduğu sıkça iddia edilirdi. Oysa görüleceği gibi, “Yeni” İşçi Partisi hükümetinin “örnek” iç ve dış politikaları, tam tersine, kapitalizmin “insancıl, çelişmesiz ve krizsiz” olmadığı ve olamayacağını ispatlamıştır.
BİZİ DİNLEDİĞİNİZ İÇİN TEŞEKKÜR EDERİZ.