Ticaret nedir? Kral Yolu İpek Yolu Baharat Yolu Ülkeler arasında veya ülke içinde kâr amacıyla yapılan alışverişe ticaret denir. Ticarette ham madde kaynaklarına yakın olmak çok önemlidir. Çünkü bir ürün çok el değiştirdiğinde bedeli artar. İlkçağ'dan itibaren devletler ticaret yollarını kontrol etmek istemişlerdir. Bunun için devletler birbirleriyle savaşmışlar, aralarında anlaşmalar yapmışlardır. Ülkemiz tarih boyunca önemli ticaret yollarının buluşma noktasında yer almıştır. Bu yollar; Kral Yolu İpek Yolu Baharat Yolu
Kral Yolu Lidyalıların başkenti Sardes'ten başlayarak doğuya doğru ülkemizin orta kuzey kısmından Irak'ın Musul şehrine varmakta, Bağdat şehrinden geçerek Mezopotamya'daki Ninova şehrine, oradan da İran’ın Sus şehrine ulaşmaktadır. Asya kıtasından getirilen ticaret malları Ege üzerinden gemilerle Avrupa'nın önemli limanlarına taşınmaktadır. Lidyalılar Kral Yolu sayesinde ekonomik alanında önemli kazançlar elde etmişlerdir. Lidyalılar ticaret sayesinde komşu devletlere göre bilimde, sanatta ve teknolojide üstün bir konuma gelmişlerdir. Lidyalılar tüccar bir toplumdu. Sosyal tabakalar içerisinde tüccarlar, asiller ve büyük zenginler üst sıralarda yer almıştır. Bu da toplumun ekonomik olarak gelişmesine katkı sağlamıştır.
İpek Yolu Avrupa, doğunun kaliteli ipek ve baharatı ile tanışınca, bu ürünlere büyük bir talep doğmuş ve "İpek Yolu" olarak adlandırılan tarihi ticaret yolları yapılmıştır. Çin'in en uç noktasından başlayıp Anadolu'nun çeşitli yerlerinden geçerek İstanbul'da birleşen ve oradan da Avrupa'nın içlerine giden bu yol boyunca, yükleri taşıyan kervanlar sadece ticaretin gelişmesini değil, Asya ile Avrupa arasında günümüzde de izleri görülen kültür alışverişini de sağlamıştır. İpek Yolu iki kola ayrılır I.Kol: Güneyde İran topraklarından geçerek, Suriye ve Anadolu kıyılarına ulaşır. II Kol: Kuzey'de Hazar Denizi'nin kuzeyinden, Karadeniz'in kuzey bölgelerine ulaşır.
Baharat Yolu Baharat Avrupa’da zenginliğin bir göstergesiydi. Sadece soylular kullanırdı. 450 gram Zencefil’in değeri bir koyuna eşitti. Londra Limanındaki görevliler, baharat çalmadıklarını göstermek için ceplerini boşaltmak zorundaydı. Çin ve Hindistan’dan çıkan kervan ve gemiler. İran Irak Basra Körfezi ve Kızıldeniz’de Osmanlı topraklarından geçerdi. Akdeniz’den İtalya aracılığı ile Avrupa’ya dağıtımını sağlayanlarda Venedikli tüccarlardır. Zencefil, tarçın, nane, kekik, defne, karanfil, karabiber, sumak gibi maddelere Baharat denilmektedir. Tarihte, Orta Asya’da Çin ve Hindistan’daki bu baharatların Avrupa’ya götürüldüğü güzergaha da Baharat Yolu denmiştir. Avrupa’da taze et çok kullanıldığı için ve etin saklanması için baharata ihtiyaç duyulmaktaydı. Avrupa’da yetişmeyen baharatlar dıştan getirilirdi. Sadece yiyeceklerde değil aynı zamanda dinsel ayinlerde, büyücülükte ve sağlık için de kullanılırdı.
DÜNYA TİCARETİ İÇİN EN ÖNEMLİ GEÇİŞ NOKTALARI Cebelitarık Boğazı Süveyş Kanalı Bering Boğazı İstanbul ve Çanakkale Boğazları Panama Kanalı
Süveyş Kanalı Akdeniz’den Kızıldeniz’e geçiş için yapılan yapay geçiş bölümüdür. Osmanlı devleti tarafından yapılma fikri atılmış ve yapımına 1859 başlanarak, 1869’da açılmış ve Akdeniz ticaretini tekrar canlandırmıştır. 163 kilometrelik kısmı kanal geçişidir. Kanal dar olduğu için tek şeritlidir. Gemiler konvoy halinde geçiş yapar. Bir geminin kanalı geçişi 12-16 saat arası sürer. Kanaldan günde ortalama 74 gemi geçer. Mısır ekonomisinde 3. büyük döviz girdisi kanaldan gelir. Süveyş Kanalı uluslararası anlaşmalar çerçevesinde, savaşta veya barış zamanında, ticaret ve savaş gemileri tarafından bayrak sınırlaması olmaksızın kullanılabilir.
Panama Kanalı Orta Amerika'nın en güney ülkesi Panama topraklarında yer alır ve Atlas Okyanusu ile Büyük Okyanus'unu birbirine bağlayan suyoludur. İnşaat ABD tarafından tamamlanmış ve kanal 1914'te hizmete açılmıştır. 77 kilometre uzunluğundaki kanalın yapımı sırasında, sıtma ve sarıhumma gibi hastalıklardan büyük toprak kaymalarına kadar her türlü güçlükle karşılaşılmış ve yaklaşık 27.500 kanal çalışanı bu süreçte can vermiştir. Bu kanal Güney Amerika ve Kuzey Amerika'yı birbirinden ayırır. Kanal boyunca yolculuk yaklaşık 9 saat sürmektedir. Ayrıca kanalda bulunan indirgeçli kaldırgaç sayesinde aşılması zor olan noktalarda gemiler ilerleyebilmekte ve ivmasyon kazanabilmektedir. İçi su ile doldurulan üç havuzda (lok’da) aşamalı olarak deniz seviyesinden otuz metre yükseltilerek dağların arasındaki bir göle çıkartılmaktadır. Bu küçük gölde bir müddet kendi Makina güçleriyle ilerleyen gemiler, çıkışta yapılan işlemin tersi uygulanarak, su seviyesi kademeli olarak düşürülen üç ayrı ‘lok’tan daha geçerek diğer okyanusa varabilmektedir.
Cebelitarık Boğazı Akdeniz ile Atlas Okyanusu'nu birleştiren, Avrupa ile Afrika kıtalarını ayıran boğazdır. Adını Tarık bin Ziyad'dan alan boğaz, 60 km uzunluğundadır. Boğazın siyasal egemenlik bakımından İngiltere, İspanya ve Fas’ın kontrolündedir. Boğazda, yüzeyde doğudan batıya giden kuvvetli bir akıntı vardır. Derinlerde ise daha zayıf bir akıntı Akdeniz’den Atlas (Atlantik) Okyanusuna akar. Boğaz’dan yılda 7000-7500 gemi geçer.
Bering Boğazı Asya'nın en doğu noktası ile Amerika'nın en batı noktası arasında bir boğazdır. Günümüzde Rusya ile ABD (Alaska) arasında coğrafi bir sınır konumunda olması ile birlikte Amerika ve Asya kıtalarının birbirine en yakın olduğu yerdir. İki yaka arasında bir günlük tarih farkı vardır.
Hürmüz Boğazı Umman Körfezi ile Basra Körfezi'nin arasındadır. Boğazın kuzey kıyısında İran, güney kıyısında ise Umman toprakları bulunur. Ortadoğu petrollerinin %40'ını (ABD, Batı Avrupa ve Çin'e gönderilen petrolün yaklaşık yarısı) bu boğazdan transit geçen gemiler taşır. Bu özelliği sebebiyle son yıllarda ABD ve İngiltere’nin kendilerine karşı küresel bir tehdit olarak gördüğü Çin'e karşı enerji kartını oynamak istemeleri sebebiyle, İran ile ilişkiler gergindir.
İstanbul ve Çanakkale Boğazları İstanbul Boğazı, Karadeniz ile Marmara Denizi'ni, Çanakkale Boğazı, Marmara Denizi ile Ege Denizi’ni birbirine bağlar. İstanbul Boğazı, Marmara Denizi ve Çanakkale Boğazı ile birlikte Türk Boğazları olarak adlandırılır ve Avrupa ile Asya kıtalarını birbirinden ayıran doğal sınırlardan biri olarak kabul edilir. Uluslararası deniz taşımacılığının yapılabildiği en dar geçit olma özelliğini taşıyan İstanbul Boğazı üzerinde Boğaziçi ve Fatih Sultan Mehmet asma köprüleri bulunur. Bu köprüler İstanbul'un iki yakasını bağladığı gibi, Avrupa kıtası ile Asya kıtası arasında birer geçiş noktası yaratır. Hâlen yapımı sürmekte olan deniz altı raylı sistem tüp geçidi Marmaray projesiyle iki kıta arasında kesintisiz bir demir yolu hattı oluşacak ve Londra'dan Pekin'e yalnızca demir yolunu kullanarak gitmek mümkün olacaktır. İstanbul Boğazı, Karadeniz'e kıyıdaş olan Bulgaristan, Gürcistan, Romanya, Rusya ve Ukrayna için Akdeniz'e ulaşmanın tek yoludur. Çanakkale Boğazı ve Marmara Denizi'yle birlikte İstanbul Boğazı'nın egemenlik hakları, 20 Temmuz 1936'da imzalanan Montrö Boğazlar Sözleşmesi ile belirli kurallar ışığında Türkiye'ye verilmiştir.