KIZILBAŞLAR ALEVİLER
Aleviler… Aleviler Cumhuriyetin harcıdır. Onlar Cumhuriyetsiz, Cumhuriyet onlarsız olmaz, olamaz… Cumhuriyeti tahrip etmek ve yıkmak isteyenlerin bugün hedefinde Aleviler var… Süreç Aleviler üzerinde oynanan oyunlarla, “doğal bileşenleri” birbirinden ayrıştırmayı amaçlamaktadır. Bu slayt özellikle Aleviler ve Kürtler üzerinde oynanan oyunları içermektedir…
Alevilik bir Şii inanış biçimi değildir. Bu biçimiyle İslam coğrafyası üzerinde yalnızca Anadolu’ya has bir nitelik taşır. Yani Anadolu’nun dışında (buna İran Şiiliği ve Arap Aleviliği de dahil) görülme olasılığı yoktur. Bu, Aleviliğin özgünlüğüyle ilgilidir. Alevilik, şaman geleneklerinin düzenlenmiş bir ritüelidir. Semah, bunun en önemli göstergesidir.
Semah, Ateşin etrafında dönen turna kuşu hareketlerinin ve 3000 yıllık bir yaşam biçiminin figürüdür. El ve kol hareketlerinin açılış ve kapanışı ise üst düzey eşitlikçi bir kültürün yansımasını anlatır: Eller yukarı ve aşağı, sağa ve sola hareket ederken, Haktan alıp Halka, Halktan alıp Hakka dağıtan bir anlayışı perçinler… Bir başka deyişle semah, hem bir felsefedir hem de bir inanışın simgeleşmiş ibadet biçimidir. Semah aynı zamanda “kadın erkek” birlikte yapılır. Bu ne ataerkil ne anaerkil yapının hakimiyetini ifade eder; tam tersine eşitlikçi anlayışı dünyaya ilan eder! Gerçek bir demokrasi ve gerçek bir paylaşım kültürünü yaşatmanın savaşıdır görünen…
Üstüne Oynanan Oyunlar Aleviler Üstüne Oynanan Oyunlar
Barış Partisi neden kuruldu? Biliyorsunuz, tarihte bir Barış Partisi vardır. Genel Başkanı Ali Haydar Veziroğlu… Parti, yöneticilerince kapatıldı. Kuruluş amacı bir “Alevi Partisi” olmaktı. Alevilerin bu topraklarda yüzyıllardır ezilmesine karşı, onların kitlesel gücünü tek bir siyasi parti çatısı altında toplamaya çalıştı. Görünen ve bilindik amaç buydu… Eğer tutsaydı, Alevilik, bir kültürden bir partiye indirgenmiş olacaktı… Tutmadı… Aleviler oyuna gelmedi…
Cem Vakfı Başkanı İzzettin Doğan kimdir? İzzettin Doğan, Malatyalı bir Alevi Dedesidir. Babası Demokrat Parti Milletvekilidir. Yani Menderes’in partisinin milletvekili. Hani şu Said’i Nursi’nin elini eteğini öpen, Atatürk Devrimleri’ni halkın benimsedikleri ve benimsemedikleri olarak ikiyie ayıran, Halka hitaben, “Siz isterseniz Hilafeti bile geri getirirsiniz” diyen Menderes… İzzettin Doğan, yıllarca Özal’ın ANAP’ıyla flört etti. Hani şu Özal, Nakşi Özal… Cem Vakfının üyesi Aleviler, kutsal bir görevi yerine getiriyorlar… Ya başlarındaki?..
Bazı Aleviler Kendini Neden “Kürt” Sanıyor? Bu başlık yanlış anlaşılmasın, kimsenin kendisini Kürt hissetmesinin doğruluğuyla-yanlışlığıyla meşgul değiliz. Kürtler de Aleviler de bu ülkenin gerçek-asli unsurlarıdır. İki ayrı hassas topluluğun üzerinde kurgulanan bir yanılgıyı aşacağız… Yalnızca tarihsel bir durumu tarif etmek ve Aleviler üzerinde oynanan oyunlardan birini daha bozmak amacımız… Bilindiği gibi Aleviler aslen Kızılbaş-Türkmenlerdir. Bazı Aleviler ise Anadolu’ya geliş sürecinden sonra Kürtçe konuşmaya başlamışlardır. Bu durumun nedeni Osmanlı tarihinde aranmalıdır.
Celali İsyanları… Osmanlı’nın sünni idaresine karşı gösterilen başkaldırı hareketlerinin genel adı “Celali İsyanları” olarak tarihe geçmiştir. Bu isim, genel bir isimdir. Şeyh Bedrettin'den Pir Sultan’a, kitlesel ya da değil, Anadolu Türkmenlerinin isyanı ;Türkülerle ya da ayaklanmalarla tarihe geçmiştir. Bu isyanlar sırasında sayısını bugün dahi bilmediğimiz on binlerce Kızılbaş katledilmiştir.
Kızılbaşlarla Osmanlı arasındaki ayrışmanın temelinde iki şey yatar: Biri dini gerekçedir: Sünni İslam geleneğini benimseyen Osmanlı idaresinin, hümanist-eşitlikçi ve paylaşımcı yaşantıyı öngören ve Türkmen geleneğini temsil eden Alevileri bastırma gayretidir. Diğeri sınıfsal bir gerekçedir: Kızılbaş-Türkmen-Aleviler, Osmanlı toprak düzeni içinde, askeri demokrasinin timsalidirler, ürettiklerinin büyük çoğunluğunu devlete vergi olarak vermek yerine kendi refahları için kullanmaktadırlar… ve daha çok hayvancılıkla geçinmekte yaylalar ve ovaları mekan tutmaktadırlar…
İşte tam bu noktada baskı ve direnç ikilemi karşımıza çıkar İşte tam bu noktada baskı ve direnç ikilemi karşımıza çıkar. İsyanlar patlak verir ve Osmanlı Kızılbaş-Türkmen-Alevileri yerleşik hayata geçirmeye zorlar. Aleviler, ıslah edilsinler diye küçük parçalara ayrılır ve bölümler halinde yerleşik yerel Kürt aşiretlere teslim edilirler. Ya da hayatlarını kurtarabilmek için dağlık bölgelere çekilirler… Dikkat buyurun… Bugün Kürdistan diye tabir edilen bölgenin iç kesiminde Alevi toplulukları hemen hiç yoktur. Bu bölgenin çeperindeki Alevilerin Kürtçe konuşuyor olmaları bundandır, erken dönemde yerleşik hayata geçirilmiş ve ıslah (!) edilsinler diye Kürt aşiretlerine teslim edilmişlerdir. Geleneklerini korumuşlar ama dilleri Kürtçeleşmiş ya da Zazalaşmıştır.
Osmanlının Kızılbaşlara yönelik sürgün ve katliamları asırlarca sürmüştür. Kızılbaş ismi kullanılamaz olmuştur. “Yaşamak için” kendilerini gizlemek zorunluluğu ortaya çıkmış, dillerini bile kullanamaz hale gelmişlerdir. Katledilmemek için dağlık yerlerde yaşamaya devam edilmiş ve özellikle Doğu Anadolu’da ve bugün üzerinde çok tartışma olan Dersim’de kayalık ve dağlık arazilerde yerleşmeye başlamışlardır. Devlete değil kendilerine güvenmişler ve kendi asayişlerini kendileri sağlar olmuşlardır.
Anadolu'nun değişik yerlerinde olsa da yaşam biçimleri, semahları, kadın erkek eşitliğine verdikleri değer nedeniyle Alevilerin yaşam biçimleri özdeştir. Ama konuştukları diller ayrışmıştır. Bazen yan yana olan Alevi köylerinden biri (Örneğin Sivas ilinde) Türkçe diğeri Kürtçe konuşmaktadır. Kürtçe konuşan köy, görece erken yerleşik hayata geçirilmiş bir Alevi köyüdür, diğere geç iskan edilmiş ve dilini koruyabilmiştir. Ancak ikisinin yaşam biçimi arasında belirgin hiçbir fark mevcut değildir.
Ayrıksılığın tohumları ekildi. OYUN DEVAM EDİYOR! Abdullah Öcalan Ne Demişti: “PKK demek Kürt-Alevi Demektir!” Öcalan bunu 90’lı yılların başlarında, PKK terörünün en azgın döneminde söyledi. Kitleselleşmenin pimi çekilmişti. Muhalif karakteri olan Alevi kesim ve özellikle gençleri, pkk gibi bir emperyalist uşağı örgüte yönlendirileceklerdi, PKK kürtçe konuşan aleviler için bir cazibe merkezine dönüştürüldü. Hem Kürtlük ve hem de Alevilik, “ezilmişlik” duygularıyla istismar edildi. Ayrıksılığın tohumları ekildi.
Bu oyun, Türkiye Kürtleri üzerinde o gün başarılı oldu. Ancak o gün, Aleviler üzerinde başarılı olamadı… Bugün eksik kalan halka tamamlanmak isteniyor…
Avrupa Birliği Bu Oyunun Neresinde Batı, Alevileri Azınlık mı Görmek İstiyor? Bilindiği gibi Avrupa Birliği azınlık heveslisi bir birlik… Alevilerin azınlık statüsüne indirgenmesi için her yolu deniyor, her kurumu kaşıyorlar… En büyük dertleri Alevi mezarları ile Sünnilerin mezarlarının ayrılması… Bu yüzden büyük endişe içindeler… Şimdilik Alevi-Bektaşileri ikna edemediler…
Sararmış Bir Gül ve Partisi… Yeni Oyun: Sararmış Bir Gül ve Partisi… Mustafa Sarıgül Ne İstiyor? Neden partisini Genel Seçimler yaklaşırken kuracak? AKP’yi sağda yalnızlaştırmanın ve soldaki oyları da bölmenin yeni ajanı olmasın sakın… Tabandaki bu bölünme kimin işine yarayacak? Sarıgül kimin çıkarları için çalışıyor? Son demeci “Özal’ın izinde olduğu”nu açıklamakla ilgili… Sarıgül’e Ne Yaptırılacak?
Onur Öymen ve Dersim İsyanı… Protestoların arkasında DTP var, Onur Öymen’in büyük bilgi eksikliği ile yorum ve benzetme hatası, bugün Aleviler ve CHP açısından bir dönemeç haline getirilmek isteniyor. Protestolar linç girişimine döndü. Peki protestoların arkasında kim var? Protestoların arkasında DTP var, yani PKK var… AKP’yi saymaya bile gerek yok… Sivas’ta aydınları ve Alevileri katledenlerin avukatı olanlar bugün pervasızlığın bayrağını taşıyorlar…
Dersimdeki Bir İsyan mıydı? Dersimde isyanı çıkartanlarla katledilenleri aynı kefeye koymak büyük bir yanılgı olur. İsyanı çıkartanlar feodal yapılardır. Katledilenler ise masum Alevi yurttaşlardır. Bu devlet, devlet olmayı becerecekse, hayatta kalanlardan adam gibi özür dilemesini bilmeli ve bu işin PKK’lıların elinde bir oyuncak olarak kalmasına kesinlikle müsaade etmemelidir.
Şimdi ilginçtir, parti “Alevi Düşmanı” gibi gösterilmeye çalışılıyor. Aleviler ve CHP Bu Cumhuriyet Halk Partisi, bir zamanlar hep “alevilerin partisi” diye işaret edilirdi. Ne ilginç ki sanki bu bir “itham”mış gibi söylenirdi. Bu söylem, sünni muhafazakar kesimi partiden uzaklaştırmak ve ayrıksı bir yapı oluşturmak için söylendi durdu. Şimdi ilginçtir, parti “Alevi Düşmanı” gibi gösterilmeye çalışılıyor. Alevilerin CHP’den ayrılması demek, Cumhuriyetten ayrılmaları demektir. Bu oyun on yıllardır oynanıyor…
Kürtler ve CHP Bir zamanlar CHP’ye bi de bu söylenirdi “CHP Kürtlerin Partisidir” diye. Bugün CHP’nin bir çok kademesinde Kürt kökenli insanlar görev yapmakta, parti politikalarını belirlemekte ve aktif siyaset yapmaktadırlar. Kimse de onlara, “sen Kürtsün niye buradasın” dememekte, partinin “asli” unsuru olarak görev yapmaya devam etmektedirler, yapmaya da devam edeceklerdir! Ama Güneydoğu, Kürt Milliyetçiliği ve Dinci siyasetin arasında ikiye bölündü ve Kürt popülasyonu güneydoğu için CHP’den uzaklaştırılabildi.
Güneydoğu’da Ne Oldu… PKK’dan önce, orada, devrimci yapıya uyum sağlayan Kürtlerden oluşan bir hareket vardı. O Kürtler, TİP’in dahi kuruluşunda yer almış ve Kemalist Devrimin cumhuriyetçi-laik-anti-emperyalist çizgisinde buluşmuşlardı. PKK’dan önce, oradaki sosyalist ve doğal olarak eşitlikçi Kürt kökenli liderler, Türkiye’nin Ulusal Demokratik Devriminin içinde bir yapı taşıydı. PKK’dan sonra Kürtler, önce milliyetçileşti, sonra emperyalizme teslim edildiler ve böylece ayrılıkçı bir örgütün pençesine terk edildiler.
Bugünkü manzaranın gerçek tarifi budur! Tam da bu noktada!!! Milliyetçi ve ayrılıkçı Kürt hareketine karşı bu sefer Hizbullah desteklendi. Hizbullah, ayrılıkçı ve milliyetçi Kürtçü yapılanmayı, dinci ve gerici bir boyunduruğa hapsetmeye çalıştı Süreç içinde Hizbullah tasfiye oldu ama, dinci kitle AKP’ye siyasi bir taban hazırladı. İşte Güneydoğu böylece milliyetçi ve dinci tabanda ikiye bölündü. Bugünkü manzaranın gerçek tarifi budur!
Öcalan’ın Demeçleri ve PKK’nın Uzantıları… Bugün Öcalan, bulunduğu beş yıldızlı otelden verdiği beyanatlarla ülke gündemini belirlemektedir. Gerçekleri Görelim: DTP tetikçidir, PKK’nın siyasi izdüşümüdür… PKK’ya sivil toplumda destek olan örgütler vardır: KESK ve Eğitim-Sen gibi… İnsan Hakları Derneği gibi… Liberaller gibi… Hem Nakşi hem Kürt ırkçısı olan kalemşörler gibi…
Aleviler… Aleviler Cumhuriyetin harcıdır. Onlar Cumhuriyetsiz, Cumhuriyet onlarsız olmaz, olamaz… Cumhuriyeti tahrip etmek ve yıkmak isteyenlerin bugün hedefinde Aleviler var… Süreç Aleviler üzerinde oynanan oyunlarla, doğal bileşenleri birbirinden ayrıştırmayı amaçlamaktadır. Aleviler, siyasi kurumlar sayesinde Cumhuriyete sahip çıkabilirler: Bugün Alevi toplumunun siyasi bileşeni CHP’dir.
Ne Demektir Cumhuriyet Halk Partisi?.. Parti Deyince… Ne Demektir Cumhuriyet Halk Partisi?.. Cumhuriyet Halk Partisi demek, Cumhuriyet demek, Türkiye Cumhuriyeti demektir. Anadolu Halkının türeyiş efsanesinin kurumsal kimlikleri olan Müdafa-i Hukukların partileşmiş biçimi olmuştur CHP. Bu haliyle Cumhuriyet Halk Partisi, Türkiye siyasetinde ruhu olan ilk ve günümüzde de tek siyasi partidir. Bu ruh, CHP’nin kanlı canlı bir organizma gibi varlığını sürdürmesine kaynak olmaktadır.
Bugün Cumhuriyete sahip çıkmak, bütün gerçek Yurtseverlerin, bütün gerçek Solcuların, bütün Halkçıların, bütün Kemalistlerin, bütün gerçek Atatürkçülerin görevidir. Bugün Cumhuriyete sahip çıkmak demek Cumhuriyet Halk Partisi’ne sahip çıkmak demektir… Anadolu’nun tüm tarihi boyunca ilerici hareketinin ruhu, bugün 90 yıl önce olduğu gibi hala “Halk Fırkası”nda yaşamaktadır.
HATAY DEVRİM hataydevrim@hotmail.com