Adı:Dilara ÖZKAHRAMAN Sınıf:4/C İŞGALLER BAŞLIYOR Adı:Dilara ÖZKAHRAMAN Sınıf:4/C
Kurtuluş Savaşı Türk Kurtuluş Savaşı; ülke bütünlüğünü korumak ulusal egemenliğe dayalı tam bağımsız yeni bir Türk devleti kurmak için tüm ulusça girişilen çok cepheli bir savaştır. Kurtuluş Savaşı; Osmanlı İmparatorluğu'nu yok eden Türklere yaşam hakkı tanımayan 30 Ekim 1918 tarihli Mondros Ateşkes Antlaşması sonucu Türk milletinin bir ölüm-kalım mücadelesi olarak başlamıştır.
Kurtuluş Savaşı Öncesi Durum Osmanlı İmparatorluğu'nun Birinci Dünya Savaşı’ndaki yenilgisini belirleyen Mondros Ateşkes Antlaşması (30 Ekim 1918) ile Anadolu ve Trakya her türlü işgale açık bir duruma geliyordu. Çünkü Mondros ateşkes hükümleri galip devletlere gerekli gördükleri her yeri işgal etme hakkı tanıyordu. Ülke işgale uğrarken Padişah için önemli olan; saltanatın halifeliğin ve hanedanın selameti idi. Bu antlaşma çok ağır koşulları içerirken İstanbul Hükümeti ileride yapılacak barış görüşmelerinde bu koşulları hafifletebileceğini umuyordu. Mondros Ateşkes antlaşmasının hemen ardından işgaller başladı. Bu antlaşmanın 7 inci maddesine göre İtilaf devletleri güvenliklerini tehdit eden bir durumu bahane ederek istedikleri bölgeleri işgal edebileceklerdi. Boğazlar İngilizlerin kontrolüne geçti.
Mondros Ateşkes Antlaşması'ndan sonra işgallerin başlamasına karşılık Padişah ve Osmanlı Hükümeti işgallere karşı ses çıkarmamışlar orduyu geliştirip güçlendirmeye yönelmemişler sadece kendi çıkarlarını düşünmüşler çekingen ve korkak davranmışlar ülkeyi içinde bulunduğu durumdan kurtarmak için hiçbir tedbir almamışlardır. Kurtuluş Savaşı'mızda işgallere karşı ilk silahlı direniş Güneydoğu Anadolu’da Fransızlara karşı başlamışsa da ilk Kuvayı Milliye hareketi Batı Anadolu’da Yunanlılara karşı oluşturulmuştur. Yunan birliklerinin İzmir’i işgal etmesi ve Anadolu içlerine ilerlemeye başlamasına seyirci kalan Osmanlı Hükümeti’nden artık hiçbir şey beklenemezdi. Bu durum Kuvayı Milliye’nin doğuşunu ve Milli Mücadele’nin başlamasını kolaylaştırıcı etkenler olmuştu.
İzmir'in işgali İzmir'in işgali düşüncesi 1919'un Şubat ortalarında Yunanistan başbakanıVenizelos'un önerisiyle, İngiltere başbakanı LloydGeorge tarafından ortaya atıldı.ABD başkanı Wilson bu öneriye önce kesinlikle karşı çıktı, ancak 25 Mart dolayında daha esnek bir tavrı benimsedi. 7Mayıs'ta İngiltere, ABD veFransa, Yunan donanmasının İzmir'e gönderilmesinde hemfikir oldular. Karar 15 Mayıs'ta uygulandı.
Mustafa Kemal'in Samsun'a Çıkışı ve Kongreler Gelişmeleri yakından takip eden Mustafa Kemal Paşa Türk Halkının ulusal egemenliğe dayanan kayıtsız ve şartsız olarak bağımsız yeni bir Türk devleti kuracak güçte olduğunu inanıyordu. Padişahın ve İstanbul Hükümeti’nin teslimiyetçi tutumu karşısında kurtuluş yolunun Milli Mücadele olduğunu anlamıştı. Düşman işgallerine karşı bazı bölgelerde gösterilen direniş ve milli teşekküllerin kurulması da onu umutlandırmıştı. Mustafa Kemal Paşa’nın Anadolu’ya geçmek için bir fırsat aradığı sırada Karadeniz’deki Pontus Rum çetelerinin bölgedeki Türklere karşı saldırıları artmıştı. İngiltere asayiş ve sükunun sağlanmaması durumunda bölgeyi işgal edeceğini bir nota ile İstanbul Hükümeti’ne bildirdi. Padişah bölgedeki güvenliğin sağlanması için Mustafa Kemal Paşa’yı 9.Ordu Müfettişliğine atamıştır. Güvendiği arkadaşlarını yanına alan Mustafa Kemal Paşa 19 Mayıs 1919’da Samsun’a çıktı. Bu tarih aynı zamanda Kurtuluş Savaşı’nın fiilen başladığı tarihtir.
Mustafa Kemal askeri örgütlenmeyi sağlamak için Havza’dan Anadolu’daki tüm komutanlarla temasa geçmiştir. Komutanlara ve Valilere yayınladığı genelgelerle (Havza Genelgesi) halka felaketin büyüklüğünün anlatılmasını ve işgallere karşı da mitinglerin yapılmasını istemiştir. İlk miting 30 Mayıs 1919’da Havza’da yapılmıştır.
Amasya Tamimi (22 Haziran 1919) 12 Haziran 1919’da Havza’dan Amasya’ya gelen Mustafa Kemal Paşa buradan yayınladığı bildiri ile ülkenin içine düştüğü durumu açıklıkla saptıyor çözümün bütün güçlerin birleşmesinden geçtiğini vurguluyordu. Mustafa Kemal Amasya’da Anadolu ve Rumeli’de kurulan Mudafaa-i Hukuku Derneklerini birleştirme kongreler yaparak tüm ulusun kesin kararına dayalı yeni bir yönetim kurma amacıyla Amasya Tamimi’ni hazırlamıştır. Amasya Tamimi’nin Önemi: Bu tamim ulusal egemenliğe dayalı yeni Türk devletinin kurulması yolunda atılan ilk adımdır. Ulusun teşkilatlandırma ve mücadele yöntemleri belirginleşmiştir. Ulusal egemenlik ve ulusal bağımsızlık fikri ilk kez ortaya atılmıştır.
Erzurum Kongresi (23 Temmuz - 7 Ağustos 1919) Kongrenin Önemi: - Yeni bir devlet kurma düşüncesi belirginleşmiştir. - Misak-ı Milli sınırları ilk kez belirlenmiştir. - Mustafa Kemal’in başkanlığında Doğu illerini temsilen Heyet-i Temsiliye (Temsil Heyeti) adıyla bir yürütme organı seçilmiştir. - Erzurum Kongresi’nin toplanma amacı bölgesel alınan kararlar yönünden ise ulusaldır.
Sivas Kongresi (4-11 Eylül 1919) Önemi: - Erzurum kongresinde alınan kararlar bir bölge halkının kararları olmaktan çıkarılıp tüm ulusa mal edilmiştir. - Ulusun geleceğine ulusun kendisinin karar vereceği ilkesi gerçekleştirilmiştir. - Mustafa Kemal kongrede Temsil Heyeti’nin başkanı olarak seçilmekle Ulusal Kurtuluş Savaşı’nın yetkili lideri haline gelmiştir. - TBMM bu kongrede seçilen Temsil Heyeti tarafından açılacaktır.