Çocuklarımızın Manevi ve Ahlakî Eğitimleri İçin Neler Yapmalıyız?
1. Kural İlk İzlenimlerin Önemli Olduğunu Unutmayın
Eğitimciler olarak bir takım sorumluluklarımız vardır: Çocuğun din eğitiminde en önemli sorumluluk, önce aileye sonra da eğitimcilere düşer. Eğitimciler olarak bir takım sorumluluklarımız vardır:
İlk İzlenimlerin Önemli Olduğunu Unutmayın…
Hoşgörülü ve müsamahakar olun…
“Kolaylaştırınız, güçleştirmeyiniz. Müjdeleyiniz, nefret ettirmeyiniz Hz. Muhammed (sas)
“Çocuğun küçüklüğünde yaramaz olması, büyüdüğünde akıllı olacağına bir işarettir.” Hz. Muhammed (sas)
Din eğitimi esnasında çocuk bazen ilginç ve anlamsız, bazen de dini açıdan uygun olmayan sorular da sorabilir. Bu durumda şu hadis hatırlanmalıdır...
“Üç kişinin dinî açıdan sorumluluğu yoktur: Büluğa ermeyen çocuk. Aklını kaybeden kişi. Uyuyan kimse.”
O halde, Büyüklerin bile, zaman zaman yapmaktan kaçınamadıkları küçük hatalar ve kusurlar, çocuklar tarafından işlendiğinde, bunlar birer “günah” olarak telkin edilmemelidir.
2. Kural Dinî Prensipleri Bizzat Yaşayarak Örnek Olun.
“Ey iman edenler! Neden söylediklerinizle yaptıklarınız birbirine uymuyor? Yapmadığınız şeyi söylemeniz Allah’ın en hoşlanmadığı şeydir.” (Saff / 2-3)
Çocukluk döneminde verilecek din eğitiminde uygulanan metotlar içinde en ideal olanı, Çocuğu ibadete teşvik etmek, birlikte ibadet etmek ve ardından sohbetle anlatmak”tır.
Çünkü çocuk, kendisine verilen nasihatlerden ziyade, çevresinin yaşantısını ve hareketlerini gözler ve onları taklit eder.
Eğitimciler, ibadetleri bizzat yaşayarak çocuklara örnek olmalıdır.
ilgi uyandırılarak ezberletilmelidir. İbadet hususunda çocuğa örnek olmalı, teşvik ederek ibadetlere iştiraki sağlanmalıdır. Duâlar ve sûreler, ilgi uyandırılarak ezberletilmelidir.
Çocuklar camilerin manevi havasını teneffüs etmelidirler.
Mehmet Âkif Ersoy’dan Anlamlı bir hatıra...
3. Kural Çocukları Tanımaya Çalışın.
Eğitimciler de çocuk ruhunu tanımak mecburiyetindedir. Bir marangoz, işlediği ahşabın cinsini bilmek zorundadır. Bir çiftçi, ektiği tarlanın toprağını tanımak durumundadır. Eğitimciler de çocuk ruhunu tanımak mecburiyetindedir.
Çünkü, her çocuk ayrı bir dünyadır, ayrı bir âlemdir. Bu bilinmezlerle dolu dünyayı keşfetmeden, başarılı olmayı beklemek bir hayaldir.
Çocukların dünyasını keşfedebilmek için en büyük yardımcımız “sevgi”; “şefkat” ve “ilgi” olmalıdır.
“İnsanlara anlayabilecekleri şekilde konuşunuz.” Hz. Muhammed (sas)
Çocuk Ruhunu Bilmenin Önemi
Çocuklara Göre Yaşanan Her şey Bir Oyundur...
Çocuklara göre namaz kılmak da bir “oyun” oynamak gibidir.
4. Kural Çocuklara Önce Allah Sevgisinden Bahsedin.
Gerçek hayatta yaşanmış örnekler...
Küçük Ayşe’nin Cevabı...
Köye Gitmek İsteyen Çocuk...
Tavana Ateş Eden Çocuk...
O halde, Eğitimcilerin, çocuğun hatalı bir hareketini gördükleri zaman onu “Allah seni cehennemde yakar/ gözünü kör eder/ taş yapar” vb. ifadelerle vazgeçirmeye çalışmaları, çocuğun ruh sağlığı ve gelecek hayatı açısından son derece zararlıdır.
duygusuyla dünyaya gelmezler. Çünkü çocuklar “Allah Korkusu” duygusuyla dünyaya gelmezler.
Çocukların tertemiz kalplerine ve berrak zihinlerine öncelikle “Allah sevgisi” doldurulmalıdır.
Çocuklar her isteğini Allah’tan isteyecek şekilde O’nun sevgisiyle dolu olmalıdır.
Vicdan duygusu gelişinceye Çocuklara, cehennemden bahsetmek onların ruhunda olumsuz etki bırakabilir. Vicdan duygusu gelişinceye (9-10 yaşlarına) kadar onlara cehennemden bahsedilmemelidir.
Çocuklara cennetten ve cennette sunulacak nimetlerden sık sık bahsedilebilir.
5. Kural Çocukların Gönlüne Hitap Edin.
Kur’ân-ı Kerim’de babanın oğluna hitap tarzının, sevgi ve şefkat ifadesi olan, “Yâ Büneyye” (Yavrucuğum, oğulcuğum) şeklinde olduğu görülür.
“Benim güzel evlatlarım” “Benim çalışkan öğrencilerim” Dolayısıyla, onlara hitap ederken “Benim güzel evlatlarım” “Benim çalışkan öğrencilerim” şeklinde gönüllerini kazanmaya yönelik ifadeler kullanılmalıdır.
Çocuklara, yaşlarına uygun olarak, Peygamberimizin ve diğer Peygamberlerin hayatından yaşanmış hatıralar okunmalıdır.
Çocuklara uygun çizgi filmler seyrettirilerek onların ideal şahsiyetleri tanımasına imkân sağlanmalıdır.
Çocuklara, bazı şiirler ve ilahi sözleri ezberletilmeli ve bunlar zaman zaman onlara okutulmalıdır.
Çocuklara, yaşlarına uygun olarak, bazı dualar ezberletilmeli ve bunlar belirli zamanlarda okutulmalıdır.
gibi dualar öğretilmeli ve okutulmalıdır. Ezan Duası Yemek Duası Namaz Tesbihatı gibi dualar öğretilmeli ve okutulmalıdır.
7. Kural Zaman zaman Mükâfat Verin.
Kur’ân-ı Kerim, daha ziyade “Mükâfatlandırma” prensibine dayalı bir eğitim anlayışını tavsiye eder. Hz. Peygamber de maddî-manevî türlerine başvurarak, çocukları her zaman ödüllendirmiştir.
İmam Gazâli ve diğer İslâm eğitimcileri de, iyi hareketlerinden dolayı, çocukların çeşitli hediyelerle ödüllendirilmeleri gerektiği görüşündedirler.
“sevgi ve ilgi göstermek” “güzel sözlerle övmek” En değerli mükâfat türleri “sevgi ve ilgi göstermek” “güzel sözlerle övmek” “takdir ve tebrik etmek” şeklinde manevî mükâfatlardır.
Yaptıkları olumlu davranışlar ve ibadetler sonunda çocuklar mutlaka takdir ve tebrik edilmelidirler.
8. Kural Çocuklara Fiziksel Cezalar Vermeyin.
! Kur’ân-ı Kerim’de çocukların dövülmesiyle ilgili hiçbir ayet bulunmamaktadır.
Hz. Peygamber de hayatı boyunca hiçbir çocuğu dövmemiş, bilakis onlara gösterilmesi gereken sevgi ve şefkatin en güzel örneklerini vermiştir.
Ağır baskı ve dayak, çocuğun kişiliğini ezmek, kendine güvenini yok etmek, yalana ve ikiyüzlülüğe sevk etmek gibi kötü ahlâki sonuçlara yol açar.
Çocuklar başkalarının yanında fiziki cezalarla rencide edilmemelidir.
Eğitimci – çocuk ilişkisini zedeleyen bir ceza türü olan dayak, sağlıklı bir din eğitimi ve öğretimine engeldir.
Dayak ve baskıyla verilen din eğitimi, bu baskının ortadan kalktığı yıllar olan ergenlik öncesi ve ergenlik döneminde, çocuğun ibadetleri terk etmesine ve dinî değerlere sırt çevirmesine sebep olabilir.
Ceza vermek gerektiğinde, en uygun olanı, Sevgi ve ilgi göstermemek’tir. Gerektiğinde Tenkit ve uyarı cezası denenmelidir. Ancak, Azarlama cezasıyla yetinilmelidir.
! Unutmayın: Dayakla Din Eğitimi Olmaz