Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Öğretmeni ZEKÂT Hazırlayan Erdal BAHÇE Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Öğretmeni
artmak, çoğalmak, bereket ve arındırmak anlamlarına gelir. ZEKÂTIN TANIMI Zekât, kelime olarak artmak, çoğalmak, bereket ve arındırmak anlamlarına gelir. Terim olarak Zekât; belirli bir mali güce sahip olan (İslâm’a göre zengin sayılan) kişilerin mallarının belirli bir miktarını, yılda bir defa olmak üzere Kur’ân’da belirlenen kişilere vermek/temlik etmek demektir.
Zekât, İslâm dininin beş temel esasından biridir ve şartlarını taşıyan kimselere farzdır. وَجَعَلَنى مُبَارَكًا اَيْنَ مَا كُنْتُ وَاَوْصَانى بِالصَّلٰوةِ وَالزَّكٰوةِ مَا دُمْتُ حَيًّا Ve beni her nerede olsam mübarek kıldı ve berhayat olduğum müddetçe bana namaz ve zekât tavsıye buyurdu Meryem Suresi / 31
Zekât vermesi gerektiği halde bunu yerine getirmeyenler, vermeyenler kul hakkı yemiş ve büyük günah işlemiş olurlar. يَا اَيُّهَا الَّذينَ اٰمَنُوا اِنَّ كَثيرًا مِنَ الْاَحْبَارِ وَالرُّهْبَانِ لَيَاْكُلُونَ اَمْوَالَ النَّاسِ بِالْبَاطِلِ وَيَصُدُّونَ عَنْ سَبيلِ اللّٰهِ وَالَّذينَ يَكْنِزُونَ الذَّهَبَ وَالْفِضَّةَ وَلَا يُنْفِقُونَهَا فى سَبيلِ اللّٰهِ فَبَشِّرْهُمْ بِعَذَابٍ اَليمٍ Ey iman edenler, birçok hahamlar ve rahipler insanların mallarını eğri yöntemlerle yerler ve halkı Allah'ın yolundan alıkoyarlar. Altın ve gümüşü biriktirip de bunları Allah yolunda harcamayanları acıklı bir azapla müjdele! Tevbe Suresi / 34
ZEKÂTIN FARZ OLMASININ ŞARTLARI Zekât ile yükümlü olmanın şartları bir kısmı mükellefle ilgili, diğer bir kısmı da mallar ile ilgilidir. Mükellef Olmak Nisap miktarı mala sahip olmak Zekâta tabi olan malın üzerinden bir yıl geçmiş olması Zekâtı verilecek malın mülkiyetine tam sahip olmak Malın artıcı (gelir getirici) özellikte olması (nemâ) Malın Borca Karşılık olmaması
zekatla yükümlü olmak için; akıllı ve buluğ çağına ulaşmış olmak Mükellef Olmak İmam Azam’a göre, zekatla yükümlü olmak için; Müslüman olmak, akıllı ve buluğ çağına ulaşmış olmak gerekir.
Zekâtın Vücubunün Şartları Hürriyet : Bir kimseye zekâtın farz olması için, o kimsenin hür olması şarttır. Köleye zekât (kendisine ticaret izni verilmiş olsa bile) farz değildir. Mükatep, ümmü veled ve müdeber de böyledir. Ebû Hanîfe (R.A.) ye göre, müstes'âmın hükmü de mütkâtebin hükmü gibidir. Bedâî'de de böyledir İslâm Bir kimseye zekâtın farz olması için, o şahsın müslüman olması gerekir. Kafirin zekât vermesi faiz değildir. Akıl Ve Bulûğ : Bir kimseye zekâtın farz olması için, o kimsenin, akıllı ve bulûğa ermiş olması şarttır. Çocuğun ve delinin; zekât vermeleri farz değildir. Ebû Hanîfe (R.A.) 'ye göre, Deli olarak bulûğa erişen kimse için, iyileşmiş olduğu zaman senenin başlarına itibar edilir. Kâfî'de de böyledir. Çocuk da böyledir. Bulûğa eriştiği zaman, senenin evveline itibar olunur. Yani, bulûğa erdiği günden itibaren, zaman işlemeye başlar. Bu andan itibaren, bir yıl boyunca, o çocuğa zekât farz olur. Tebyüı'de de böyledir. Baygın olan bir kimsenin, baygınlığı bir yıl devam etse bile kendisine zekât farz olur.
Nisap miktarı mala sahip olmak kişinin ve bakmakla yükümlü olduğu kimselerin temel ihtiyaçları dışında onu zekât, kurban ve fıtre mükellefi yapan zenginliktir.
Nisab Miktarı Mal : Zekâtın farz olmasının şartlarından biri de, malın nisab miktarına baliğ olmasıdır. Nisap miktarından az olan mal için, zekât farz olmaz. Kenz Şerhi Aynî'de de böyledir. Bir kimse, bir sene tamamlanmış olduğu için mevcut ikiyüz dinarının zekâtı olarak, bir fakire veya zekâtını dağıtmak üzere kendisine vekil ettiği bir şahsa, beş dinar vermiş olsa; sonradan da, dinarlarının iki yüz değil ide, altmış dinar olduğu anlaşılsa, zekâta konu olan malın nisaptan az olması sebebi ile, bu beş dinar zekât olmaz. Fakat, o kimse, bu beş dinarı, fakirden geri almayı istese, geri de alamaz. Vekilinden almak istediğinde, şayet vekili o beş dinarı fakire vermişse, ondan da alamaz. Ancak, vekil fakire vermemişse, bu dinarları sahibi geri alır. Fetâvâyi Kâdîhân'da da böyledir.
Zekâta tabi olan malın üzerinden bir yıl geçmiş olması Nisap miktarı mala sahip olduktan sonra, zekâtın farz olması için bir yıl geçmesi gerekir. İstisna : Toprak ürünlerinde bu şart aranmaz. Yani yılda kaç defa ürün alınıyorsa, her defasında zekat verilir. Madenlerin zekâtının verilmesi için üzerinden bir yıl geçmesi gerekmez.
Malın Üzerinden Bir Sene Geçmesi Zekâtın farz olmasının şartlarından birisi de, malın üzerinden bir sene geçmesidir. Zekâtta kameri seneye itibar edilir. Gunye'de de böyledir. Nisâb, senenin başında ve sonunda tamam olursa, zekât verilir. Nisabın, sene içinde noksanlaşmış olması, zekâtı düşürmez. Hidâye'de de böyledir. Ticaret malı veya nakit, kendi cinsi ile veya kendi cinsinden olmayan bir şeyle değiştirilmiş olsa; bu durum, sene ile ilgili hükmü kesmez. Otlak hayvanları, kendi cinsleri ile veya kendi cinsinden olmayan bir şeyle değiştirilmiş olsa, sene ile ilgili hüküm kesilir. Yani, bir senelik müddet, bu değiştirilme zamanından itibaren sayılır. Serahsî'nin Muhıyt'inde de böyledir.
Zekâtı verilecek malın mülkiyetine tam sahip olmak Sahibinin mal üzerinde tasarrufta bulunma imkanının olması demektir. Zekatı verecek olan kişi, zekatı vereceği malı kullanma konusunda tamamiyle kendi kararlarıyla o mala hükmetme, harcama, bağışlama serbestliği içerisinde olmalı… Tam Mülkiyetine Sahip OLUNMAYAN malın zekatı gerekmez. Bu bağlamda örneklere bakacak olursak… Kadın, kocasından alacağı mehrini alana kadar onun zekâtını vermez. Çünkü henüz onda tasarruf imkanı yoktur.
tam mülkiyet oluşup oluşmamasına göre Alacaklarda tam mülkiyet oluşup oluşmamasına göre farklı hükümler vardır. Başka Bir Kişiye Emaneten ya da Borç Yoluyla Verilip Geri Gelmesi Durumuna Göre Alacaklar Zayıf Alacak Kuvvetli Alacak Orta Derceli Alacak
Misaller … Borç verme, ticaret veya kira gibi yollarla oluşmuş alacaklarda; tam mülkiyet var kabul edildiği için, bunlar zekât hesabına katılırlar. Bu borçlar teslim alındığında, geçen yılların zekâtları da verilir. Teslim alınmadıkça zekâtlarını vermek gerekmez. Mehir ve diyet gibi, mali bir şeye karşılık olmadan meydana gelen alacaklarda, mal teslim alınmadıkça zekâtı gerekmez.
TAM MÜLKİYET SAYILMAYAN MALLAR Belirli bir sahibi olmayan mallar Vakıf malları Haram yolla kazanılmış mallar Kaybolan, çalınan veya yeri bilinmeyen mallar Kadının kocasından teslim almadığı müddetçe vadeli mehri Tam mülkiyet olmadığı için bu mallardan zekât vermek gerekmez
Zekâtın farz olmasının şartlarından birisi de, Mala Tam Malik Olmak : Zekâtın farz olmasının şartlarından birisi de, tam temellük yani kişinin mala tam sahip olmasıdır. Tam temellük, malın kişinin elinin altında bulunmasıdır. Mal, bulunduğu halde, kişinin elinin altında olmazsa, (eline almadan önce, kadının kocasında olan mehri gibi) veya mal elinde olduğu halde, kişi ona tam sahip olmazsa, (mükatep veya borçlu gibi) bu gibi kimselere zekât vermek farz olmaz. Slrâcü'l - Vehhâc'da da böyledir. Teslim alınmadan önce parası ödenmiş bulunan mala gelince, «Bu mal nisaba dahil değildir.» diyenler olmuşsa da, esahh olan, onun nisaba dahil olduğudur. Yani, bu malın da zekâtı verilir. Serahsî'nin Muhiyt'inde de böyledir. Bir kimse, ticaret için kölesine mal vermiş olsa ve o köle de kaçsa, o mal için zekât farz olmaz. Mecma' Şerhin'de de böyledir. Bir kadının, kocasından bin dinar mehir alacağı olsa da, seneler geçmesine rağmen, bu kadın, kocasından bu parayı almamış bulunsa; kadına, bu bin dinardan dolayı zekât farz olmaz. Muzmarât'da böyledir. Rehine verilmiş olan bir mal, kendisine rehin olarak bırakılmış olan kimsenin elinde bulunduğu müddetçe, rehine bırakan kimsenin bu maldan dolayı zekât vermesi gerekmez. Bahrü'r -Râık'ta da böyledir. Kendisine ticaret yapmak için izin verilmiş olan bir kölenin, elinde bulunan mal, borcunu karşılamıyorsa, bu mal için de zekât yoktur. Eğer, bu kölenin borcu yoksa, kazancı efendisinindir. Bu malın üzerinden bir sene geçince, zekâtını vermek o kölenin efendisine farz olur. Mi'râcü'd- Dirâye'de de böyledir. «Münasip olan, almadan önce, zekâtını vermektir.» denilmiş ise de; sahih olan, almadan önce zekâtının verilmesinin lazım gelmiyeceğidir. Serahsî'nin Muhıyt'inde de böyledir. Yolcu olan kimselere de, mallarının zekâtını vermeleri farz olur. Çünkü, o yolcu, naibi vasıtası ile harcamada bulunma yetkisine sahiptir. Fetâvâyi Kâdîhân’in Ticaret Malı Bölümünde de böyledir.
Sayılan bu malların dışındaki mallardan zekât verilmez Malın artıcı (gelir getirici) özellikte olması (nemâ) Para, Altın, Gümüş v.s. Sayılan bu malların dışındaki mallardan zekât verilmez Hakiki artma: Ticaret malları, hayvanlar ve ziraat ürünlerinin artışı hakikidir Ticaret Malları Hayvanlar Hükmî artış: Para, altın ve gümüş gibi mallarda artma potansiyeli vardır Toprak Ürünleri Defineler ve Madenler Kullanılan eşyalar, oturulan ev ve binekler gibi
Zekâta tabi malın miktarı hesaplanırken, kişi ödeyeceği borçlarını Malın Borca Karşılık olmaması Zekâta tabi malın miktarı hesaplanırken, kişi ödeyeceği borçlarını mal varlığından düşer. Bu şart, para, altın ve ticaret mallarının zekâtı hesaplanırken dikkate alınır.
ZEKÂTIN SAHİH VE GEÇERLİ OLMASININ ŞARTLARI NİYET Niyet şarttır. Hanefîlere göre ödeme zamanında, malın zekât niyetiyle verilmesi gerekir TEMLİK Zekât olarak verilen malı, zekât verilen kişilere tam temlik etmek, yani onların tam sahipliğine geçirmek gerekir