DÜŞÜNCE GÜCÜ İÇİN UYKU DÜZENİ
Gündem DÜŞÜNCE GÜCÜ İÇİN UYKUDÜZENİ NEDEN ÖNEMLİ? BEYNİ OLUMSUZ YÖNDE ETKİLEYEN FAKTÖRLER NELERDİR??? Global Dershanesi
UYKU DÜZENİ NEDEN ÖNEMLİ? Uyku hayatımızda her şeyin düzene konulduğu, tamir ve tedavi edildiği önemli bir süreçtir. Bir kaç hafta uykusuz kalmanın ölüme neden olduğu hayvanlar üzerinde yapılan deneylerde ispat edilmiştir. İnsanın yetersiz uykusu ile zihinsel güç kaybı arasında yakın bir ilişki olduğu, uykusuz kalan insanların zihinsel çalışmalarının tamamen durduğu ve düşüncelerini hiçbir şeyin üzerinde yoğunlaştıramadıkları ispat edilmiştir.
48 saat uykusuz bırakılan yüksek öğrenimli kişilerin ilkokul çocuklarına öğretilen matematik işlemlerini yapamadıkları görülmüştür. ABD'de 1993 yılında yapılan bir araştırmaya göre sadece düzensiz uykunun ABD ekonomisine 1993 kurlarıyla verdiği zarar 360 trilyon liradır. Global Dershanesi
Uyku beynin dinlenme vakti sanılmamalıdır Uyku beynin dinlenme vakti sanılmamalıdır. Tersine uyku; beynin, vücudun dinlenme ve tamir işiyle meşgul olduğu vakittir. Beynin elektriksel yapısı üzerinde yapılan araştırmalar zihnimizin uyku esnasında en az uyanık dönemde olduğu kadar yoğun çalıştığını göstermiştir. Aradaki tek fark gece ve gündüz yapılan işlerin farklı olmasıdır.
Sağlıklı uyuyabilmek ve yeterince dinlenebilmek için mutlaka sabah erkenden kalkılmalıdır. Araştırmalar kalktıktan sonra tekrar uyuyarak, gece boyu uyku ile yapılan tamiratın tahrip edildiğini göstermiştir. En büyük hatamız uyku dalgası geldiğinde uyanık olmamız, uyanıklık dalgası geldiğinde uyuyor olmamızdır.
Geç uyanmanın zihin ve bedenimizde tahribata neden olduğu bilimsel araştırmalarla kesin olarak tespit edilmiştir.
Uyku esnasında göz dışındaki algı girişleri açıktır Uyku esnasında göz dışındaki algı girişleri açıktır. Uyuyan kişi çevresindeki sesleri duyar, teni dokunmaları hisseder, burnu kokuyu alır. Dolayısıyla uyuduğumuz mekan bizim için son derece önemlidir. Sokak gürültüleri duyulan bir ortamda uyursak, evimizde bulunan televizyon veya bilgisayar gibi cihazların oluşturduğu radyasyona maruz kalırsak, beyin bunlarla meşgul olur. Beyin, uyku sırasında yerine getirmesi gereken görevleri tam anlamıyla yerine getiremez. Bu yüzden iyi bir uyku için yattığımız yer orta–sert olmalı, ortam temiz kokulu ve gürültüsüz düzenlenmelidir.
İnsan her uyku seansında da iki ayrı uyku türünü paylaşımlı olarak ve ihtiyaca göre uyur. Uykumuz ya derindir ya da hafif olarak yüzeyde seyreder. Derin uyku NREM olarak adlandırılmıştır. Bu dönemde beyin, beden üzerindeki hücre tamirlerinin düzenlenmesiyle ilgilenir.
Gün boyunca alkol, sigara, kirli hava gibi etkiler, aşırı yorulma, yaralanma, enfeksiyon gibi nedenler hücre ölümlerine yol açar. Ayrıca bedende her gün milyarlarca hücre ölümü gerçekleşir. Bedeni bir milyon katlı bir gökdelen olarak düşünelim. Her an binlerce tuğlası birlikte çürüyüp düşmekte, gökdelenin çökmemesi için yerlerine yenilerinin yerleştirilmesi gerekmektedir. Ancak böyle bir çalışmanın sağlıklı gerçekleşmesi sıfır hatalı bir haberleşme ve analiz sistemini gerektirir. İşte beynimiz NREM adı verilen derin uyku esnasında vücudun tamirinin gerçekleşmesi görevinde yoğunlaşır. Çok yorulduğumuzda aşırı enerji tüketimi, hatta oksijen eksik olduğunda hücreler yakılarak enerji üretilmesi gibi nedenlerle hücre ölümü daha çoktur. Bu durumda derin uykuyu daha fazla uyuruz. Global Dershanesi
Ancak yaptığımız bazı hatalar bu süreci aksatmaktadır Ancak yaptığımız bazı hatalar bu süreci aksatmaktadır. Eğer NREM uykusunu yeterince uyuyamazsak vücudumuz erken çöker, çöküşü cildimizdeki pörsümede görebiliriz. Ayrıca ardı arkası kesilmeyen hastalıklar da savunma sisteminin tahrip olmasından kaynaklanır. Bu sistem ise uykusuzluktan oldukça fazla etkilenir.
Yaşadığımız ikinci ve hafif uyku ise REM olarak adlandırılır Yaşadığımız ikinci ve hafif uyku ise REM olarak adlandırılır. Rüya gördüğümüz uyku bu uykudur. Gün boyu yaşadığımız çatışma ve tepkimelerin diğer boyutu duygu, düşünce ve hayallerimizle ilişkilidir. Sevinçlerimiz, öfkelerimiz, nefretlerimiz, heyecanlarımız birer içsel algı olarak gün boyu yaşanır. Duygu, hayal ve düşünceler cisimsel algı girişimleri vasıtasıyla alınmazlar, içte yaşanırlar. Ancak yaşadığımız her bir duygu anında, kanımıza o duyguyu temsil eden hormon enjekte edilir.
Duygularımız tamir olmadığında bu defa psikolojik bozukluklarla karşılaşırız. Herhangi bir duyguda aşırıya kaçtığımızda yorgun olduğumuzu hissederiz. Bir çok defa aşırı bir üzüntünün ızdırabından kurtulabilmek için uyumuşuzdur. Uyandığımızda ise uyumadan önceki durumunuza göre çok daha rahat olduğumuzu tespit etmişizdir. Eğer REM uykusunu uyuyamamış olsaydık, sadece duygularımızın biriken yükü kısa sürede bizi depresyona sokar, zihinsel ve duygusal kimliğimizi tamamen kaybederdik. Global Dershanesi
Uyku üzerinde yapılan bir diğer tespit insanların biyolojik ritmiyle ilişkilidir. İnsanların iki ayrı uyku dalgasına göre programlandığı tespit edilmiştır. Rodenburg Üniversitesinden Prof. Jurgen Zulley'in araştırmalarına göre bu iki dalgadan biri öğle arasında 10 – 30 dakikalık bir süre içerir. Öğle vakti ve öğle yemeği öncesi uyunacak bu uyku, uykusuzluğun en önemli çözümlerinden biri olarak görülüyor. Diğeri gece 12.00 – 04.00 arası uyanacak uykudur. Bu iki vakti düzenli olarak uykuda geçiren kişiler uykusuzluk sorununu aşacaktır. Yalnız genç yetişkin dönemdeki bireylerin en az 6 saatlik uykuyu bölmeden yapması gereklidir. Global Dershanesi
Tok halde iken uyumamızdır. Görüldüğü gibi uykusuzluk sorunu az uyumaktan değil, vaktinde uyumamaktan, hatta gereğinden fazla uyumaktan kaynaklanmaktadır. Yeterince uyuduğumuz halde ısrarla dinlenemememizin nedeni zihnimizi çeşitli sorunlarla baş başa bırakmamızdır. Bu sorunlar: Gergin uyumamız, Tok halde iken uyumamızdır. Her iki durumda kötü rüyalar görmemiz mümkündür. Global Dershanesi
Bazı kişiler uykuya yattığında kaslarını, omuzlarını, dizlerini iyice gererler. Uyku mekanizması vücudu gevşetmeye çalışır. Gergin uyuma alışkanlığı beynimizin uyku boyunca kaslarımıza sürekli gerilme emri göndermesine yol açacaktır. Bu durum hem kasları sürekli çalıştırarak hem de beyni meşgul ederek yoracaktır. Böyle bir uykunun sonucu yorulmuş olarak uyanmaktır.
Yorgun uyumanın diğer önemli nedeni tok karnına uyumaktır Yorgun uyumanın diğer önemli nedeni tok karnına uyumaktır. Tok karnına uyuduğumuzda beyin sürekli mide içeriğini parçalamakla meşgul olacaktır. Dolaşımdaki kanın önemli bir kısmı sindirim bölgesinde odaklaşacaktır. Beyin uyku sırasında sindirim işlemi ile uğraşacaktır. Bu yüzden uyandığımızda sanki hiç uyumadığımız hissine kapılmamız olağan olacaktır.
Genç yetişkin olarak günde 6 – 7 saatten fazla uyumamalıyız. DOĞRU UYKU STRATEJİLERİ Genç yetişkin olarak günde 6 – 7 saatten fazla uyumamalıyız. Uyku düzenimizin periyodik olmasına dikkat etmeliyiz. Sabah erken kalkmalı ve öğle vaktine kadar bir daha uyumamalıyız. Asla tok uyumamalıyız. Yemeğimizi uykudan en az 2,5 saat önce yemeliyiz. Uyku öncesinde vücut adalelerimizi gevşetmeliyiz. Gürültülü, kötü kokulu, çok yumuşak zeminde uyumamalıyız.
BEYNİ OLUMSUZ YÖNDE ETKİLEYEN FAKTÖRLER
BEYNİ OLUMSUZ YÖNDE ETKİLEYEN FAKTÖRLER Özellikle günümüzde büyük metropol şehirlerde yaşamak hiçbir etken olmasa da tek başına stres kaynağıdır.Trafik,hava kirliliği,çalışma şartlarının ağırlığı,zamanla yarışma…gibi etkenler beyni ve sinir sistemini olumsuz etkiler.
Aşırı stres beraberinde uykusuzluk,sinir,insanlara tahammülsüzlük durumlarını da beraberinde getirir.Aşırı stres altında kalan beyin yıpranır.Fonksiyonları bozulmaya başlar ve hükmetme kabiliyeti zayıflar. Örneğin;günlerce uykusuz kalan kişinin hafızası ve düşünce yeteneği zayıflar,vücut direnci düşer bu gibi durumlarda hekim yardımı almak gerekir.
Teşekkürler…