BİR MESLEK OLARAK ÖĞRETMENLİK
Meslekleşme ölçütleri Öğretmenlik Mesleğinin Yasal Dayanakları Öğretmenlik mesleğinin temel özellikleri Türkiye’de Öğretmenliğin Meslekleşmesi Öğretmenlerin hizmet öncesinde yetiştirilmesi Öğretmenlerin hizmet içinde yetiştirilmesi Öğretmenlik mesleğine yeni başlayanların karşılaştıkları sorunlar Öğretmenlerin meslek örgütleri
Meslekselleşme Ölçütleri Örgün mesleki eğitimden geçme/ uzmanlık bilgisine sahip olma. Mesleksel kültüre sahip olma. Mesleğe girişte belirli bir seçim ve denetimden geçme. Toplumca ve devletçe meslek olarak tanınma ve kabul görme. Mesleğin gerektirdiği temel değerler ya da meslek etik kurallarına sahip olma. Meslek kuruluşları biçiminde örgütlenme
Yeterince geniş ve yaygın bir hizmet alanına sahip olma. Verdiği hizmetten ötürü yetiştirdiği kişiye-ailesine-topluma-devlete karşı sorumlu olma. Yeterince geniş ve yaygın bir hizmet alanına sahip olma. Meslek amaçlı süreli yayın organına sahip olma. Yasalarla, tüzüklerle, yönetmeliklerle statü ve güvenceye kavuşma.
Öğretmenlik Mesleğinin Yasal Dayanakları Atatürk İlkeleri Anayasa Personel yasası Eğitim ve Öğretmenlikle ilgili yasalar İlgili yönetmelikler Hükümet programları Kalkınma planları ve Milli eğitim şuralarıdır.
Öğretmenlik mesleğinin temel özellikleri Kişisel özellikler Mesleki özellikler
Kişisel özellikler Çocukları sevme Neşeli, sempatik Moral değerleri yüksek Gayretli ve onurlu Sorumluluk sahibi ve dürüst olmalı Anlayışlı ,şefkatli Özgün Soğukkanlı,dengeli ve güvenilirlerdir Eşitlikçi, demokratik ve isteklidirler
Mesleki özellikler İnsanları tanıma ve değerlendirmede yeterli olmalı Kendisini yenilemeli ve geliştirmeli Eğitim ve öğretim yöntemlerini iyi bilmeli Öğrenciler için kültürün,gerçekliğin taşıyıcısı ve yansıtıcısı olmalı Öğrencilerle arkadaş olmayı becerebilmeli Öğrencilerde öğrenme isteği uyandırmalı Her yeni nesildeki kültürel yeniden doğuşun öncüsü olmalı Öğretimin moral öneminin mükemmel insanlar yetiştirme hedefinde yoğunlaştığının bilincinde olmalıdır
Öğretmenlik Mesleğinin Temel Özellikleri Öğretmenlik sevgi ve özveri mesleğidir. Öğretmenlik insana şekil verme mesleğidir. Öğretmenlik tüm ülkelerde en yaygın olarak görülen mesleklerden biridir. Öğretmenliğin çoğunluğu devlet memurudur.
Öğretmenlik mesleğini genellikle kadınlar tercih etmektedir. Öğretmenler en az lisans mezunu olmak zorundadır. Öğretmenlik mesleğini daha çok toplumun alt ve orta sınıflarından gelen bireyler tercih etmektedirler. Öğretmenlik statüsü çok yüksek değil, ancak saygın bir meslektir.
Öğretmenlikte üst pozisyon ve makamlar daha azdır. Öğretmen aynı zamanda içinde yaşadığı toplumun liderlerinden biridir. Öğrenci velilerine ve topluma karşı da sorumludurlar. Öğretmenlerin çalışma ortamları eğitim-öğretim ortamlarıdır. Öğretmenlerin, öğretme görevi yanında idare ve yönetim görevleri de vardır.
Türkiye’de Öğretmenliğin Meslekleşmesi Türkiye'de öğretmenliğin bir meslek olarak değerlendirilmesine ilişkin ilk işaret 15. yüzyılın ikinci yarısında Fatih Sultan Mehmet'in kurdurduğu öğretmen yetiştirilmek için ayrı bir program öngörülmesi ve uygulanmasıdır. Türkiye'de öğretmenliğin ayrı ve kendine özgü bir meslek olarak düşünülmesi ve bu meslekten olanların ayrı bir okulda yetiştirilmesinin gerekli görülmesine ilişkin ilk somut girişim ise Sultan Abdülmecit döneminde 16 mart 1848'de Darülmuallimin ( Erkek Öğretmen Okulu'nun ) açılmasıdır.
Türkiye'de öğretmenlik mesleğinin saygınlığı ve bu mesleği öğrenip yürütenlerin atanma görevlendirilme ve yükselme biçimleri 01 Eylül 1869'da yürürlüğe giren Maarif-i Umumiye Nizamnamesinde (Genel Eğitim Tüzüğünde) başlıca konulardan biri olarak yer almıştır. 1898-1899 tarihli Maarif Salnamesinde " eğitim hizmetlerinde asıl olan öğretmenliktir" anlamına gelen bir hüküm yer almıştır.
1900-1901 tarihli Salname-i Nezaret-i Umumiye'de yer alan Muallimlikte Meslek-i İhtisas Tesisine Dair Talimat öğretmenliğin meslekleşmesinde çok önemli bir aşama oluşturur . 1924'te çıkarılan 430 sayılı Tevhid-i Tedrisat Kanunu (Öğretimi Birleştirme Yasası) ile 439 sayılı Orta Tedrisat Muallimleri Kanunu öğretmenliğin meslekleşme sürecinin hız ve yoğunluk kazanmasında belirleyici olmuştur.
1926 tarihli 789 sayılı Maarif Teşkilatına Dair Kanun’un 12 1926 tarihli 789 sayılı Maarif Teşkilatına Dair Kanun’un 12. maddesinde de “maarif hizmetlerinde asıl olan muallimliktir” denilmektedir. Öğretmenlik, Milli Eğitim Temel Kanunu’nun 45. maddesinde “öğretmenlik devletin eğitim, öğretim ve bununla ilgili yönetim görevlerini üzerine alan özel bir ihtisas (uzmanlık) mesleğidir.
Öğretmen yetiştirme tarihinde 1973, 1982, 1992 ve 1998 tarihleri, öğretmenlerin yetiştiği kurumların yapı, statü ve öğretim süresi yönünden oldukça anlamlı ve önemlidir. Bu dönemdeki yapılanmalar, öğretmenliğin meslekleşmesine ve farklı okullardan mezun olanların öğretmenlik yapamayacağı anlayışının gelişip yaygınlaşmasına önemli katkı sağlamıştır.
1992 yılında çıkarılan bir yasayla her kademede görev yapacak olan öğretmenlerin hizmet öncesi eğitim süreleri lisans düzeyine çıkarılmış ve eğitim fakültelerinin bünyesine alınmıştır. 1998 yılında yeni bir adım daha atılarak, Eğitim Fakülteleri yeniden yapılandırılmış, orta öğretim sosyal alanlar kapsamında yer alan öğretmenlik programlarının kapıları, Fen edebiyat Fakültelerinin başarılı öğrencilerine de açılmıştır
Öğretmenlerin hizmet öncesinde yetiştirilmesi Yıllık ünite ve ders planlarını yapabilmek ve başarıyla uygulayabilmek Okulla ilgili defter, dosya ve belgeleri tanımak ve bunları kullanabilmek Gerek çevredeki gerekse laboratuardaki araç ve gereçleri öğretimde başarılı bir biçimde kullanabilmek Öğrenci kulüplerini başarılı ve etkileyici bir biçimde çalıştırabilmek
Ölçme değerlendirme tekniklerini iyi bilmek ve başarıyla uygulayabilmek Rehberliğin önemini iyi bilmek ve uygun rehberlik teknikleriyle öğrencinin yeti ve yeteneklerini ortaya çıkarabilmek
Öğretmenlik mesleğine yeni başlayanların karşılaştıkları sorunlar Köylerde çalışma şartlarının sağlıksız olması Bir öğretmenin birden çok sınıf okutması Sınıfların kalabalık olması Branş öğretmenlerinin öğretmen yetersizliği nedeniyle alanları dışında birçok farklı derse girmek zorunda kalmaları
Köy ilköğretim okullarına gidiş-geliş yapmanın doğurduğu zorluklar Yatılı okullarda gece nöbete kalma Kırsal kesimde eğitim düzeyinin düşük olması Ders programlarının sık değişmesi
Çalışmalarının işyeri dışında da sürmesi Öğretmenlerin çalışma saatlerinde sürekli aktif ve verici durumda olmaları Öğretmenlerin alanlarında yeterli düzeyde eğitim almadan göreve başlamaları Okullarda yeterli araç ve gereçlerin bulunmaması
Öğretmenlerin meslek örgütleri Dünya öğretmen sendikaları federasyonu (DÖSF) Uluslararası hür öğretmenler sendikaları federasyonu (UHÖSF) Dünya eğitim meslek örgütleri konfederasyonu veya öğretim mesleği örgütleri dünya konfederasyonu (DEMÖK/ÖMÖDK)
Dünya öğretmen sendikaları federasyonu (DÖSF) 1946 yılında kurulan FISE’ nin kökleri 1928’ lere kadar iner. DSF üyesi olup sosyalist, kapitalist ülkelerden ve 3. Dünya ülkelerinde 121 örgütü vardır, üye sayısı 20 milyon kadardır. Küba, SSCB, Nijer, Kolombiya, Şili vb. ülkelerin öğretmen sendikaları FISE’ ye bağlıdır. TÖB-DER’in FISE üyeliği oybirliğiyle kabul edilmiş ama hükümetten gerekli izin ve onay alınmadığı için üyelik başvurusu askıda kalmıştır.
2. Uluslararası hür öğretmen sendikaları federasyonu (UHÖSF) Kapitalist ve 3. Dünya ülkelerinden özellikle Avrupa ve K. Amerika’ dan öğretmen örgütleri buna bağlıdır. Amerikan öğretmenler sendikası, Fransa ulusal eğitim federasyonu, Belçika öğretmenler sendikası, Norveç öğretmenler sendikası, İngiltere ulusal öğretmenler sendikası vb. buraya bağlıdır.
3. Dünya eğitim meslek örgütleri konfederasyonu (DEMÖK) WCOTP, 1951 yılında kurulmuş olup yaklaşık 12 milyon (1988 için) üyeye sahiptir. Herhangi bir üst örgüte bağlı olmamakla birlikte başta ETUCE olmak üzere pek çok örgütle yakın ilişkileri vardır. Temel örgütlenme alanı eğitimdir. Üyeleri arasında IFFTU veya FISE’ ye de bağlı olan sendikalar bulunduğu gibi bağımsız sendikalar da bulunur.