SUNUM
GEÇMİŞTE VE GÜNÜMÜZDE ESNAF VE SANATKÂRLARIN EKONOMİK GELİŞMELER KARŞISINDA YAŞADIĞI SORUNLAR
Osmanlı Devleti’nde esnaf birlikleri “Lonca” halinde teşkilatlanmıştı. Esnafın üretimi el emeği-göz nuruna dayanıyordu. Sanayi öncesindeki bu mevcut üretim, ülke ihtiyaçlarını karşılıyordu. Ankara’da sof, Bursa’da ipekçilik, Selanik’te çuhacılık, Bulgaristan’da aba, Kayseri, Manisa ve Tokat’ta dericilik (debbağlık) yaygındı.
Ayrıca Osmanlı Devleti’nde savaş araç ve gereçlerini üretmek için fabrika ve imalathaneler kurulmuştu. İlk büyük Osmanlı tersanesi Yıldırım Beyazıt tarafından Gelibolu’da yapıldı. Daha sonraki dönemlerde İstanbul, İzmit, Süveyş, Basra gibi sahillerde başka tersaneler kuruldu. İstanbul’un fethinden önce Edirne ve Bursa’da, fetihten sonra da İstanbul’da top döküm tesisleri kuruldu.
İlk baruthane Gelibolu’da kuruldu. Avrupa’daki ekonomik gelişmeler, Osmanlı sanayiini etkilemeye başlayınca zorluklar da başladı. Coğrafi keşiflerle zenginleşen Avrupalılar; artan tüketim eğilimlerini, elde ettikleri altın ve gümüşle Osmanlı pazarlarından karşılayınca esnaf hammadde bulmakta zorlandı. Avrupa’daki sanayi devrimi sonucunda bol ve ucuz, üstelik kapitülasyonlar nedeniyle düşük gümrüklü Avrupa mallarıyla Osmanlı esnafı rekabet edemedi.
Esnafı zorlayan başka bir konu da şehirlere göç eden köylünün, maaşlarını aldıkları halde esnaflığı yeni bir geçim yolu olarak gören Yeniçerilerin ve diğer grupların esnaflık yapmaya başlaması; esnaf teşkilatlarının disiplinli yapısını bozmuş, kuralsız olarak artan esnaf sayısı nedeniyle, kurallı, teşkilata bağlı esnafın geçimleri iyice zorlaşmıştır.
Osmanlı Devleti bu durumu düzeltmek için bazı tedbirler de almıştır Osmanlı Devleti bu durumu düzeltmek için bazı tedbirler de almıştır. Bunları özetlersek: Sanayi hammaddelerinin ihracını yasaklamış Gelişmiş teknolojiyle yeni imalathaneler açılmış Sanayiyi iyi bir duruma getirme (ıslah-ı sanayii) komisyonu kurarak, esnaf birliklerini canlandırmaya ve onları şirketleştirmeye çalışmıştır.
Osmanlı Devleti Tanzimat Fermanıyla ülkenin kalkınması için yabancı sermayeden yararlanacağını açıklamış, bu yolla Osmanlı ülkesinde haberleşme ve ulaşımı geliştiren adımlar atılmıştır. Kırım savaşı sırasında ilk defa telgraf hattı döşenmiş, yine yeni bir teknoloji olan “demiryolu” Osmanlı ülkesine girmiştir. Verilen imtiyazlarla İngilizler Batı Anadolu hattını, Almanlar Bağdat demiryolunu inşa etmişlerdir.
Osmanlı döneminde ticaret yollarımıza bakarsak; ANADOLU’DAN: Üsküdar’dan Konya-Adana üzerinden Halep (sağ kol) Üsküdar’dan Diyarbakır-Musul-Bağdat (orta kol) Üsküdar’dan Erzurum-Kars (sol kol)
RUMELİ’DEN: İstanbul’dan Bulgaristan-Eflâk-Boğdan-Erdek (sağ kol) İstanbul’dan Edirne-Belgrat-Avrupa içleri (orta kol) İstanbul’dan Edirne-Selanik-Mora (sol kol) ticaret yollarımızdı.
Yol üzerindeki konaklama yerlerine “menzil” denirdi Yol üzerindeki konaklama yerlerine “menzil” denirdi. Haberleşme “tatar” denilen (hızlı hareket edebilen haberci) kişiler tarafından yapılırdı. Habercilerin çabuk gitmeleri için köy ve kasabalarda dinlenmiş atlarla, yiyecek ve içecek ihtiyaçları da köydeki bazı aileler tarafından karşılanırdı. Bunlara “menzil teşkilatı” denilirdi.
Muhtelif tarihlerde Avrupalı devletlere verilen imtiyazlar, Osmanlı ülkesini Avrupalıların açık pazarı haline getirmiş, Osmanlı Devleti borç batağına saplanmış, iç ve dış borçların ödenmesi için Düyun-ı Umumiye kurulmuş, bu borçlar meselesi Lozan Barış Anlaşması ile çözümlenmiştir.
Günümüze Bakarsak; Ülkemizde açık olarak görünen değişimlerden birisi, perakende ticaretin yapısındaki değişikliktir. Yetkili satıcılık, zincir mağazalar ve büyük alışveriş merkezleri gibi organize perakendecilik türleri, esnafımızın perakende ticaret işindeki payını giderek düşürmüştür.
Bu kesim, bir hayal kırıklığı ve umutsuzluk yaşamakta, çok ağır şartlarda varlığını sürdürebilme çabası göstermektedir. Esnaf ve sanatkârın mal ve hizmet çeşitliliği zayıftır. Artan müşteri isteklerini karşılayacak ölçü ve hızda ürün çeşitliliği sunamamaktadır. Tanıtım, teşhir, dükkân düzenleme ve benzeri konularda yeterli bilgi birikimi ve imkânları azdır.
Aile işletmeleri gibi çalışan dükkânlarda çalışanların eğitim düzeyleri düşüktür. Bunların organize perakendecilik devleriyle savaşması mümkün değildir. Bu sektörün yeniden yapılanmasında başta Devlet olmak üzere meslek odalarına ciddi görevler düşmektedir. Öncelikle Devlet, kayıt dışı ile mücadelede sonuç alıcı çalışmalar yapmalıdır. Bunlar yapılmadığında, ülkedeki işsizlik oranı ciddi şekilde artacaktır.
Neler Yapıldı ve Neler Yapılmalı? Eskiden Bağlı Bulunduğumuz Sanayi ve Ticaret Bakanlığı’nın Esnaf Lehine Yaptığı Çalışmalar: 507 sayılı Esnaf ve Sanatkârlar Kanunu, 21 Haziran 2005 tarihinde 5362 sayılı Esnaf ve Sanatkârlar Meslek Kuruluşları Kanunu olarak değiştirilmiştir. e-esnaf ve sanatkâr veritabanı uygulamasına geçilmiştir.
Esnaf ve sanatkârların odalara, odaların birliklere olan ödenmemiş aidat borçlarına ait gecikme zamlarının tamamına af getirilmiştir. Sicil affı getirilmiştir. Esnaf ve sanatkârların Bağ-Kur prim borçları yeniden yapılandırılmıştır.
Alışveriş merkezleri - büyük mağazalar ve zincir mağazalar kanun tasarısı taslağı 05.02.2010 tarihinde Başbakanlığa gönderilmiştir. (Henüz kanunlaşma imkânına kavuşmamıştır.) 61. T.C. Hükümeti tarafından, Sanayi ve Ticaret Bakanlığı’na bağlı olan Esnaf ve Sanatkârlar Genel Müdürlüğü, Gümrük ve Dış Ticaret Bakanlığı’na bağlandığından bu konunun yeniden gündeme getirilmesi söz konusu olacağı kanaatindeyiz.
3D ile tabir edilen (Değişim, Dönüşüm ve Destek) Esnaf ve Sanatkârlar Strateji Eylem Planı hazırlanmıştır.
Eski Bakanlık Yetkililerinin Tavsiyeleri: Esnaf, sattığı mamul çeşidini artırmalı Ortaklık ve işbirliği kültürünü geliştirmeli Üretim ve hizmet yerlerini gözden geçirmeli
Tüketici eğilimlerini takip etmeli Yenilikçi projeler üretmeli, tüketici odaklı anlayışa geçmeli Hijyen şartlarına mutlaka dikkat etmeli KOSGEB’ten kredi ve maddi destek, inovasyon (farklı, değişik, yeni fikirler geliştirmek ve bunları uygulamak), Ar-Ge, proje bazlı gelişim ve girişim gibi konulardan faydalanmalıdır.
İstanbul, Türkiye’nin en kalabalık ve ekonomik açıdan en önemli şehridir ve İstanbul’un 14’ü Anadolu yakasında, 25’i Avrupa yakasında olmak üzere 39 ilçesi vardır.
2010 nüfus sayımı sonuçlarına göre İstanbul’un toplam nüfusu 13. 255 2010 nüfus sayımı sonuçlarına göre İstanbul’un toplam nüfusu 13.255.680 kişidir. Böyle metropol bir şehirde, 11 Temmuz 2011 tarihi itibariyle esnaf ve sanatkârlar siciline kayıtlı 581.101 esnaf ve sanatkârımız vardır. Bir başka ifadeyle % 4,38’lik bir orandayız. Kayıt dışı çalışanları da düşünürsek yaklaşık % 8’lik bir oran çıkar. Bu demektir ki ilimizdeki esnaf ve sanatkârlarımızın sorunları, ülkemiz esnaf ve sanatkârlarının sorunlarının tümünü kapsar.
Birliğimize bağlı 153 meslek kuruluşu olan odalarımızın esnaflarının gelişiminde ve onların sorunlarının giderilmesinde önemli görevler üstlendiğini biliyoruz. Devletimizin tedbirlerinin yanında özellikle üniversitelerimiz, kendi bölgelerindeki esnafımıza dönük olarak mahalli idarelerle de işbirliği yaparak esnaflarımızın ihtiyaçları doğrultusunda birtakım eğitimler düzenleyebilir. Verilecek eğitimlerin içerikleri: Altyapı, iyileştirme, geliştirme gibi başlıklar altında olabilir. Bu eğitimler, esnafımızın algılayabileceği nitelikte olmalıdır.
Üniversitelerimiz, bölge esnafının gelişimi için saha gözleme ve veri toplama çalışmalarını öğrenci grupları arasında paylaştırarak önemli bir sürecin başlamasına ön ayak olabilirler. Böyle bir çalışma gerek esnafa, gerek öğrencilere, gerekse üniversitelere büyük katkı sağlayacaktır.
Birliğimiz, odalarımız yöneticileri ile bir proje çalışması yapıp, üniversitelerimiz, ilçe belediyelerimiz, ilçe kaymakamlıklarımız ve muhtarlıklarımızla bir protokol çerçevesinde, ilimizdeki esnaf ve sanatkârların çalışma mekânlarını tespit etmeli, Biriliğimiz Sicil Müdürlüğünün de katkılarıyla;
Önce yasal çalışanlar ile kayıt dışı çalışanları mutlaka tespit etmeli, böylece ilimizdeki potansiyelimizi net olarak öğrendikten sonra yukarıda belirttiğimiz gibi esnaf ve sanatkârımızın tüm konularını bilimsel bir rapor haline getirip, üreteceğimiz projelerle yapabileceklerimizi uygulamaya koymalıyız. Çözümünün Devlet tarafından yapılması gereken hususları ise bir rapor halinde ve mümkün olursa yeni Bakanlığımıza bir brifing vererek sunmalıyız.
Esnaf ve sanatkârlarımızın en büyük problemlerinden birisi de Milli Eğitim Bakanlığıyla ortak yürüttüğümüz eğitim ve belgelendirme sorunudur.
Milli Eğitim Bakanlığı Çıraklık ve Yaygın Eğitim Genel Müdürlüğü’nün 2011/33 sayılı “3308 sayılı kanun kapsamı dışındaki mesleklerin eğitimi ve belge veritabanı oluşturulması” konusundaki genelgesinde “TESK kalfalık, ustalık ve esnaflık belgeleri bundan böyle Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı okul ve kurumlar ile ilgili kuruluşların işbirliğinde eğitimlerinin planlanması, koordinesi, yürütülmesi ile belgelerin verilmesi sağlanacaktır.” denilerek, ayrıca eğitimlerde modüler program uygulanması istenmektedir.
Kanaatimiz şudur ki: Yeni sistem 1 Eylül 2011 tarihinden itibaren yürürlüğe gireceğine göre; Esnaf ve sanatkârlar meslek kuruluşlarınca kapsam içi ve kapsam dışı olarak 491 meslek dalında bu yeni görüşün altyapısı hazırlanmadan yürürlüğe girmesi birçok problemler doğuracaktır. Öğretim kadrosu, araç-gereç, donanım ve fiziki ortamların kullanılması planlanmıştır. Bu ve daha birçok konularda sağlıklı bir çalışmaya ihtiyaç vardır.
Mesleki odalarımızın kapsam dışı mesleklerde TESK belgelerinin verilmesi konusundaki yetkileri tamamen Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı mesleki ve teknik okulların yetkilerine devredilmiştir. Her ne kadar eğitim ve öğretimin ve belgelendirme işlemlerinin Bakanlığa bağlı okullar ile ilgili kuruluşların işbirliğinde, modüler program uygulanarak yapılacağı belirtilmekte ise de sağlıklı bir çalışmanın yapılması için İl Milli Eğitim Müdürlüğümüz ile odalarımız ve Birliğimizin 1 Eylül 2011 tarihinde bu düzenlemeyi yapması mümkün görünmemektedir. İl Milli Eğitim Müdürlüğü ve Birliğimizin bu konuda ortak bir çalışma yapmasına acilen ihtiyaç vardır.
Bu konuda Konfederasyonumuz da Milli Eğitim Bakanlığınca getirilen bu düzenleme hakkında görüş ve önerilerimizi 20.07.2011 tarihine kadar bizden istemektedir. Durumu görüş ve takdirlerinize saygılarımızla arz ederiz. Metin İÇTEM Birlik Eğitim Müdürü
TEŞEKKÜR EDERİZ İSTESOB EĞİTİM MÜDÜRLÜĞÜ Eğitim Müdürü: Metin İÇTEM Eğitim Müd. Asistanı: Ahmet Z. GÜNDOĞDU