BİLGİ EKONOMİSİNDE PARADİGMAL ARAYIŞLAR: EKONOMİDE BİLİŞSEL, CONNECTİONİST VE COMPUTATİONALİST YAKLAŞIMLAR Prof. Dr. Hüsnü ERKAN Dokuz Eylül Üniversitesi.

Slides:



Advertisements
Benzer bir sunumlar
STRATEJİK YÖNETİM STRATEJİK PLANLAMA
Advertisements

Eğitimde Hedefler Hedef Alanları
Yerel Yönetimlerde Yeniden Yapılanma Perspektifi
SİSTEM YAKLAŞIMI Çağdaş yönetim ve organizasyonlar sistem yaklaşımından esinlenerek tasarlanır. Günümüzde, sistem kavramına yer vermeyen bir yönetim ve.
TÜRK HAVA KURUMU ÜNİVERSİTESİ İŞLETME DOKTORA PROGRAMI
BİLGİ EKONOMİSİNDE TEORİ VE POLİTİKA
Gölcük Vizyon 2023  Kocaeli Üniversitesi bulunduğu kentle bütünleşmek adına, Gölcük Belediyesi ve Gölcük Kent Konseyi ile bir işbirliği içine girerek,
DIME - EIB - AEA 2008 Workshop ‘Turkey: A Model for Organic Products’ April , Izmir Turkey “ORGANİK TARIMA DAYALI SANAYİNİN GELİŞTİRİLMESİ” ÜZERİNE.
Yaşam Boyu Öğrenme Prof. Dr. Ali ŞEN.
İŞBİRLİĞİNE DAYALI ÖĞRETİM YAKLAŞIMI. İşbirliğine dayalı öğrenme; öğrencilerin sınıf ortamında küçük karma guruplar oluşturarak (cinsiyet, başarı durumu,
SAĞLIKLI YAŞLANMA: SOSYAL BİR OLGU
GİRİŞİMCİ VE GİRİŞİMCİLİK
TOPLUM VE EKONOMİNİN YAPISAL ANALİZİ
BİLİMSEL ARAŞTIRMA YÖNTEMLERİ
İlköğretim Fen Bilimleri Dersi Öğretim Programı
ELEKTRONİK YÜZYIL.
Tanı ve tedavi için gerekli olan laboratuvar hizmetlerini yapmak.
KUANTUM FİZİĞİ ve BİLİNÇ İLİŞKİSİ
VAZGEÇİLMEZ BİR AŞAMA. STRATEJİKYÖNETİM STRATEJİK YÖNETİM NEDİR? SÜREÇ ANALİZİDİR: SÜREÇ ANALİZİDİR: - GELECEK HEDEFLERİMİZ… - BU HEDEFLERE NASIL ULAŞABİLECEĞİMİZ…
30 Nisan 2014 İSTANBUL SANAYİ ODASI 12. SANAYİ KONGRESİ 15 MAYıS 2014.
BİLİMSEL PARADİGMALARDA DUYGUSAL ZEKA
PROGRAM YETERLİLİKLERİ ÇALIŞMASI
Yorumlayıcı Paradigma ve Nitel Araştırmanın Bilimsel Araştırma Geleneğindeki Yeri Yrd. Doç. Dr. Cenk Akbıyık.
Bölüm 1 Örgütsel Davranış Nedir?
Beyin Temelli Öğrenme.
OKUL TEMELLİ MESLEKİ GELİŞİM
BİLGİ EKONOMİSİNDE TEORİ VE POLİTİKA
FOTOĞRAF, GERÇEKLİK VE GERÇEĞİN TEMSİLİ
Bilgi ve Yenilik İktisadı
Makro İktisat İktisadi Analiz
Öğretim İlke ve Yöntemleri Yrd. Doç. Dr. Cenk Akbıyık
BİLGİ BAZLI YENİLİKÇİ GELİŞME STRATEJİSİ BAĞLAMINDA TÜRKİYE’NİN KURUMSAL DÖNÜŞÜM İHTİYACI Prof. Dr. Hüsnü ERKAN DEÜ İİBF İktisat Bölümü Yrd. Doç. Dr. Canan.
STRATEJİK YÖNETİM Ercan EROĞLU Yalova 2006.
Uygarlık Şekil 1 - Dinamize Toplumsal Bütün S S
Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Farmakoloji Anabilim Dalı Stratejik Planı Misyon
Herkes için –sürdürülebilir- Eğitim
Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Stratejik Plan Formatı
TERCİH ZİRVESİ’15 Üniversitede Başlayan, Hayat Boyu Gelişen Kariyer Prof. Dr. S. Semahat Demir Rektör.
PSİKOLOJİ İLE DİĞER BİLİM DALLARI ARASINDAKİ İLİŞKİ
Şekil 1 - Dinamize Toplumsal Bütün Kaynak: H. Erkan (1998); Kültür Politikamızda Yeni Boyutlar KÜLTÜREL ALAN EKONOMİK ALAN P.SÜREÇ S.SÜREÇ K.SÜREÇ DIŞ.
Yaratıcı Düşünme Yrd. Doç. Dr. Cenk Akbıyık.
Bölümün Amacı Bu bölümün amacı, örgütlerin peşinde koştukları hedeflerin türlerini ve yöneticilerin bu hedeflere ulaşmak için kullandıkları rekabetçi.
Bireysel Farklılıklar ve Engellilere Yönelik Tutumlar
EĞİTİMİN EKONOMİK TEMELLERİ
Bilimsel Araştırma ve Bilimsel Araştırma Süreci II
ICF Aylık Üye Toplantısı 11 Aralık 2012 Didem Şen Pamuk.
Eğitim bilimlerinde yeni araştırma araçları ve katkıları: Niteliksel (kalitatif) analiz yazılımları ve ATLAS.ti örneği Mehmet Cüneyt Birkök - Sakarya Üniversitesi.
İşletme Yönetimi Dr. Adil AKINCI Bankacılık ve Finans Bölümü.
Eğitim Psikolojisi Yrd Doç. Dr. Cenk Akbıyık
MODERN YÖNETİM TEORİSİ
Deneyimsel Bir yaklaşımla MARKA YÖNETIMI
BİLİMSEL ARAŞTIRMA YÖNTEMLERİ
SOSYAL BİLGİLER DERSİ ÖĞRETİM PROGRAMI
Erken çocukluk döneminde fen ve matematiğin önemi
plan modelinin ana öğeleri
İŞBİRLİĞİNE DAYALI ÖĞRETİM YAKLAŞIMI HAZIRLAYANLAR HAVVA KESKİN
YAPAY SİNİR AĞLARININ YAPISI VE TEMEL ELEMANLARI
ANKARA ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ FAKÜLTESİ SOSYAL HİZMET BÖLÜMÜ
Ankara Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Sosyal Hizmet Bölümü
MAKRO İKTİSAT I BÖLÜM 9 UZUN DÖNEMDE HASILA VE FİYAT DÜZEYİ: KLASİK MAKRO MODEL YRD. DOÇ. DR. OKTAY KIZILKAYA.
ANKARA ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ FAKÜLTESİ SOSYAL HİZMET BÖLÜMÜ
“Bilgi” Kavramıyla Anlaşılan şey Nedir?.  Bilgi edinme insanın en temel güdülerinden birisidir.  İnsan bu özelliği sayesinde diğer canlılardan ayrılır.
BİLGİ EKONOMİSİNDE TEORİ VE POLİTİKA
Ankara Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Sosyal Hizmet Bölümü
Erken Çocukluk Döneminde Sağlık Bilimleri Fakültesi
Yapay Zeka Nadir Can KAVKAS
Başşliyoouu... Başlıyor....
SOS407 – Kadın Çalışmaları
Sunum transkripti:

BİLGİ EKONOMİSİNDE PARADİGMAL ARAYIŞLAR: EKONOMİDE BİLİŞSEL, CONNECTİONİST VE COMPUTATİONALİST YAKLAŞIMLAR Prof. Dr. Hüsnü ERKAN Dokuz Eylül Üniversitesi İ.İ.B.F. İktisat Bölümü Yrd. Doç. Dr. Canan ERKAN Dokuz Eylül Üniversitesi Hukuk Fakültesi. İktisat Anabilimdalı

2 Bildiride; bilişsel, Connectionist ve Computationalist yaklaşımların, ekonomi biliminin yenilenmesi için uygunluğu, büyüme-kalkınma yaklaşımı bağlamında değerlendirilmektedir. İlk bilimsel devrim olan Newton Fiziği; bilimsel düşünce sistemi ve mekanik paradigma olarak; sanayi toplumunu yapılandırdı. İkinci bilimsel devrim olan Kuantum Paradigması ise insanlığı Bilgi Uygarlığı ve Bilgi Toplumuna taşıyor. Mikro elektronik ve mikro biyolojideki teknolojik yenilenme; ekonomik ve sosyal alanların sistem, yapı ve işleyişini tümüyle değiştirmektedir. Bilimsel düşünce paradigmasının bu yenilenmesinde, Bilişsel Teori (Cognitive Theory) ile Ağ (Network) Modelleri yeni yaklaşımlar olarak öne çıktı.

3 Mekanik paradigma, görünen doğa ve evrenin çıplak gözle incelenmesine dayanır. Bu yaklaşımın bir ayağında araştırma konusu olarak gözlenen, kesin ve değişmez doğa olguları; yani empirizm ve pozitivizm; diğer ayağında rasyonalizm yer alır. Kuantum düşüncesinde, görünür doğa yerine görünmez doğaya inildi ve oradaki atom altı ve çekirdek içi partiküller arasındaki, dinamik ve çoklu etkileşimin bir ağ oluşturduğu keşfedildi. Kuantum düşüncesinde, görünür doğa yerine görünmez doğaya inildi ve oradaki atom altı ve çekirdek içi partiküller arasındaki, dinamik ve çoklu etkileşimin bir ağ oluşturduğu keşfedildi. Bilişsel (Cognitive) Teori

4 Kuantum Düşüncesiyle bilim, sadece var olanı değil; olabilecek olanı, yani henüz var olmayanı yani yeniyi de keşfedebilmektedir. Kuantum Düşüncesiyle bilim, sadece var olanı değil; olabilecek olanı, yani henüz var olmayanı yani yeniyi de keşfedebilmektedir. Bu durum, araştırmacı beynin ele alınmasını ve bilimsel araştırmada beynin işlevinin dikkate alınmasının önemini ortaya çıkardı. Bilimsel araştırmada beyin, akıl ve zekânın interdisipliner olarak ele alınması Bilişsel Bilim ve Teorinin (Cognitive Science-Cognitive Theory) oluşmasına yol açtı. Bu durum, araştırmacı beynin ele alınmasını ve bilimsel araştırmada beynin işlevinin dikkate alınmasının önemini ortaya çıkardı. Bilimsel araştırmada beyin, akıl ve zekânın interdisipliner olarak ele alınması Bilişsel Bilim ve Teorinin (Cognitive Science-Cognitive Theory) oluşmasına yol açtı. Bilişsel teorideki gelişmeler, davranışsal teoriyi önemli ölçüde ikame etti. Bilişsel teorideki gelişmeler, davranışsal teoriyi önemli ölçüde ikame etti. Bilişsel teoriye göre insan zihni, evreni algılamak için dıştan alınan uyarılarla, zihinde var olan bilgileri hep birlikte kullanarak yeni bilgiler oluşturur; bunları depolar, hatırlar ve zihinsel süreçte düşünmeyi şekillendirir. Bu süreç aynı zamanda bir öğrenme sürecidir. Bilişsel teoriye göre insan zihni, evreni algılamak için dıştan alınan uyarılarla, zihinde var olan bilgileri hep birlikte kullanarak yeni bilgiler oluşturur; bunları depolar, hatırlar ve zihinsel süreçte düşünmeyi şekillendirir. Bu süreç aynı zamanda bir öğrenme sürecidir.

5 Computationalist (Bilgisayar Bazlı Modeller) Computationalism, bilişsel teorinin özel bir biçimi olarak şekillendi. Burada insani faaliyetin bilgisayarlaştırılabileceği tezinden hareket edilmektedir: insan zihninin özünde bir Turing- makinesi olduğu tezi savunulmaktadır. Computationalism, bilişsel teorinin özel bir biçimi olarak şekillendi. Burada insani faaliyetin bilgisayarlaştırılabileceği tezinden hareket edilmektedir: insan zihninin özünde bir Turing- makinesi olduğu tezi savunulmaktadır. Bu türdeki bir ağ etkileşim sistemlerinin temel özellikleri; Bu türdeki bir ağ etkileşim sistemlerinin temel özellikleri;  Birbirine bağlı noktalardan oluşan bir ağ sistemi oluşturur,  Birbiriyle bağlantılar çeşitlilik arz eder,  Bağlantılı noktalar arasındaki ilişkiler her modelde farklı güç ve etkinliği temsil ederler.  Bağlantılar arasındaki ilişkinin güç değeri ve ilişki gücü değişkendir.  Bir bağlantı noktasındaki ağ bölgesinden kaynaklanan değişik etkilerin ağ bütünü içinde yayılma biçimi farklı model yapılanmasına fırsat verir.  Ağ sistemi içindeki etkileşimin dağılımı farklılaşmış faktörlerin bulunmasından kaynaklanabilir.

6 Bilimsel açıklamaların çoklu etkileşim modelleri olarak ele alınması, connectionismi ortaya çıkardı. Bu modellerin iki temel tipi ön plana çıktı. Bunlardan birisi yukarıda incelenen bilgisayar benzeri (Computationalist) modeller; diğeri ise beynin çalışmasını esas alan nörolojik-sinir veya beyin ağları modelleridir. Bilimsel açıklamaların çoklu etkileşim modelleri olarak ele alınması, connectionismi ortaya çıkardı. Bu modellerin iki temel tipi ön plana çıktı. Bunlardan birisi yukarıda incelenen bilgisayar benzeri (Computationalist) modeller; diğeri ise beynin çalışmasını esas alan nörolojik-sinir veya beyin ağları modelleridir. “Connectionist” model başlığı altında, daha çok zihnin çalışma esasının temel alan modellere yönelim artmaktadır. Günümüzde nöral ağ modelleri ön plana çıkmaktadır. Bununla birlikte Connectionist yaklaşım içinde Computationalist modellere benzer yaklaşımlar da üretilmiştir. “Connectionist” model başlığı altında, daha çok zihnin çalışma esasının temel alan modellere yönelim artmaktadır. Günümüzde nöral ağ modelleri ön plana çıkmaktadır. Bununla birlikte Connectionist yaklaşım içinde Computationalist modellere benzer yaklaşımlar da üretilmiştir.

7 Connectionist modellerde var olan temel unsurlar; Connectionist modellerde var olan temel unsurlar; 1. Süreç birim seti 2. Etki (aktivasyon) fonksiyonu, 3. Çıktı fonksiyonu (output function), 4. Bağlantı kalıbı 5. Dağılım kuralı (propagation rule), 6. Etki kuralı 7. Öğrenme (learning rule) 8. Sistemin çevre seti (Environment).

8

9 Connectionizm ve Sinirağları Modeli Ağ etkileşim modellerinin giderek daha çok ön plana çıkan bir türü, beynin çalışması esasına dayalı Sinir Ağları Modelidir. Bu tür ağ-sistem (connectionst network veya neural network) modellerinde öğrenme özel sonuçlar doğurmaktadır. Zihinin yaratıcı işlevi sistem dinamikleri için belirleyici olmaktadır. Ağ etkileşim modellerinin giderek daha çok ön plana çıkan bir türü, beynin çalışması esasına dayalı Sinir Ağları Modelidir. Bu tür ağ-sistem (connectionst network veya neural network) modellerinde öğrenme özel sonuçlar doğurmaktadır. Zihinin yaratıcı işlevi sistem dinamikleri için belirleyici olmaktadır.

10 Beynin Sinir Ağları

11 Beyin benzeri Connectionist Sinir Ağları Modelinin özellikleri; Beyin benzeri Connectionist Sinir Ağları Modelinin özellikleri;  Bu tür ağ etkileşim sistemleri, beyin ve sinir hücresi benzeri bir yapılanma içinde temel birim veya noktalar içerir.  Her birimde ortaya çıkan bir uyarı veya sinyal diğer birimleri de etkiler.  Her birime ulaşan bir etki; etkileşim içindeki etkilerin ağırlıklı ortalamasının belli bir eşik değeri aşması durumunda buradan kaynaklanan tek bir etki (sonuc) üretir.  Ağ bütününün karakteri onu oluşturan birimlerin birlikte belirlediği ağırlığa göre şekillenir.  Ağ bütünü farklı düzeyde yapı ve bağlantılara sahiptir. Girdi birim bağlantısı; ara bağlantı ve çıktı bağlantıları oluşur.  Bağlantı konsepti, bütün içinde farklı biçimde dağılıp yapılanan bir davranış kalıbı oluşturabilir.  Aynı ağ sistemi; birbirinden çok farklı davranış kalıplarının oluşumuna yol açabilir.

12 Ekonomi Bilimi ve Connectionizm Beynin işleyişini esas alan ağ-sistem modelleri; ekonomik alanda da yeni sentezler yaratmaktadır (Nöroekonomi bilimi). Nöroloji bilimleri ve ekonomi ile psikoloji sentezine yönelen bir yaklaşımdır. Beynin işleyişini esas alan ağ-sistem modelleri; ekonomik alanda da yeni sentezler yaratmaktadır (Nöroekonomi bilimi). Nöroloji bilimleri ve ekonomi ile psikoloji sentezine yönelen bir yaklaşımdır. Nöroekonominin bulguları; duyguların, ekonomik karar ve tercihlerde oldukça etkili olduğu sonucuna ulaşmaktadır. Nöroekonomik bulgulara göre ekonomik karar süreçlerine beynin değişik bölgelerinin katıldığı tesbit edilmiştir. Nitekim Daniel Kahneman, ekonomide Nobel Ödülünü bu alandaki çalışmaları nedeniyle almıştır. Nöroekonominin bulguları; duyguların, ekonomik karar ve tercihlerde oldukça etkili olduğu sonucuna ulaşmaktadır. Nöroekonomik bulgulara göre ekonomik karar süreçlerine beynin değişik bölgelerinin katıldığı tesbit edilmiştir. Nitekim Daniel Kahneman, ekonomide Nobel Ödülünü bu alandaki çalışmaları nedeniyle almıştır.

13 Nöro ekonomi, ekonomi biliminin belli bir alanında yeni bir açılım getirmekle, interdisipliner bir araştırma alanının doğmasına katkı yapmıştır. Ancak yeni gelişmelerin asıl katkısı, geleneksel ekonomi biliminin kendi kendini hapsettiği kapalı mekanik modellerden, beynin çalışmasını esas alan ağ etkileşim modellerinin ekonomik alana taşınmasıyla elde edilecektir. Nöro ekonomi, ekonomi biliminin belli bir alanında yeni bir açılım getirmekle, interdisipliner bir araştırma alanının doğmasına katkı yapmıştır. Ancak yeni gelişmelerin asıl katkısı, geleneksel ekonomi biliminin kendi kendini hapsettiği kapalı mekanik modellerden, beynin çalışmasını esas alan ağ etkileşim modellerinin ekonomik alana taşınmasıyla elde edilecektir. Böylece mekanik fiziğin daha da daraltılmış bir taklit modeli olan ve pratik değeri olmayan denge modelleri yerine, dinamik çoklu etkileşime dayalı zaman ve mekân boyutu olan modellere fırsat yaratmasıdır. Bu anlamda ekonomi bilimin tüm alanları bilişim sürecinin çoklu katılım ve ağ etkileşimi içinde daha gerçekçi açıklamalar ortaya koyması beklenmelidir. Böylece mekanik fiziğin daha da daraltılmış bir taklit modeli olan ve pratik değeri olmayan denge modelleri yerine, dinamik çoklu etkileşime dayalı zaman ve mekân boyutu olan modellere fırsat yaratmasıdır. Bu anlamda ekonomi bilimin tüm alanları bilişim sürecinin çoklu katılım ve ağ etkileşimi içinde daha gerçekçi açıklamalar ortaya koyması beklenmelidir.

14 Ekonomik Gelişme ve Connectionism Connectionist modellerin, ekonomi biliminde sadece karar ve tercih alanında değil, makro ekonomi alanında da aktarılmasının mümkün olduğunu düşünmekteyiz. Connectionist modellerin, ekonomi biliminde sadece karar ve tercih alanında değil, makro ekonomi alanında da aktarılmasının mümkün olduğunu düşünmekteyiz. İnsan Beyninin işleyiş yapısını analoji olarak topluma taşıdığımızda, toplumun ekonomik yapılanmasında üreticilerin, tüketicilerin, girişimcilerin, devletin, araştırmacıların ve vatandaşın farklı sektör ve mekân içindeki belli birimler olarak örgütlendiğini görürüz. Bunların her birini dinamik etkileşim içindeki beyin hücrelerine benzetebiliriz. İnsan Beyninin işleyiş yapısını analoji olarak topluma taşıdığımızda, toplumun ekonomik yapılanmasında üreticilerin, tüketicilerin, girişimcilerin, devletin, araştırmacıların ve vatandaşın farklı sektör ve mekân içindeki belli birimler olarak örgütlendiğini görürüz. Bunların her birini dinamik etkileşim içindeki beyin hücrelerine benzetebiliriz.

15 Dendiritler ise bu gruplar arasındaki ara yüz kurumlar olarak algılanabilir. Örneğin; yenilik ve teknoloji üretebilmek için üniversite ve sanayi arasındaki ilişkilerin kurulması buradaki, ara yüz kurumlar olarak karşılıklı mesaj alışverişi ve bunların algılanmasını sağlayacak uygun (sinerjik) ortamlara bağlıdır. Beyindeki uygun kimyasal ortam, salgı ve enzim yerine; sosyal alanda gruplar arasındaki pozitif sinerji yaratacak ilişki, ortak değer ve kültür önem kazanmaktadır. Dendiritler ise bu gruplar arasındaki ara yüz kurumlar olarak algılanabilir. Örneğin; yenilik ve teknoloji üretebilmek için üniversite ve sanayi arasındaki ilişkilerin kurulması buradaki, ara yüz kurumlar olarak karşılıklı mesaj alışverişi ve bunların algılanmasını sağlayacak uygun (sinerjik) ortamlara bağlıdır. Beyindeki uygun kimyasal ortam, salgı ve enzim yerine; sosyal alanda gruplar arasındaki pozitif sinerji yaratacak ilişki, ortak değer ve kültür önem kazanmaktadır. Pozitif sinerjinin oluşturulabilmesi için dendritlerde nöron bağlantısının karakterini belirleyecek enzimler önemli iken; sosyal alanda ortak bir dil oluşturarak etkileşimi sağlayacak sinerjik ortamdaki karşılıklı algı ve elektriklenme önemlidir. Burada kapalı gruplar arasında hiçbir etkileşim-elektriklenme oluşmazken, açık gruplar arasında negatif sinerji, gerilim ve çatışma olarak (örneğin Türkiye’deki gelenekselcilik ve modern tartışması, türban tartışması, sağ-sol tartışması gibi) veya ortak değer, dil ve kültürü paylaşması durumunda pozitif sinerji oluşmaktadır. Pozitif sinerjinin oluşturulabilmesi için dendritlerde nöron bağlantısının karakterini belirleyecek enzimler önemli iken; sosyal alanda ortak bir dil oluşturarak etkileşimi sağlayacak sinerjik ortamdaki karşılıklı algı ve elektriklenme önemlidir. Burada kapalı gruplar arasında hiçbir etkileşim-elektriklenme oluşmazken, açık gruplar arasında negatif sinerji, gerilim ve çatışma olarak (örneğin Türkiye’deki gelenekselcilik ve modern tartışması, türban tartışması, sağ-sol tartışması gibi) veya ortak değer, dil ve kültürü paylaşması durumunda pozitif sinerji oluşmaktadır.

16 Örneğin sinir ağları modelinde belli bir sonuç çıktıyı hedef alıp, bunun için uygun girdi etkileşiminin yaratılması, öğrenme süreciyle mümkün oluyordu. Yeni ekonomik gelişme stratejilerinde de aynı durum söz konusudur. Örneğin sinir ağları modelinde belli bir sonuç çıktıyı hedef alıp, bunun için uygun girdi etkileşiminin yaratılması, öğrenme süreciyle mümkün oluyordu. Yeni ekonomik gelişme stratejilerinde de aynı durum söz konusudur. Yeni gelişme stratejilerinde önce bir gelecek vizyonu belirlenmekte, bunun yanında misyon ve ortak değerler oluşturulmaktadır. Yeni gelişme stratejilerinde önce bir gelecek vizyonu belirlenmekte, bunun yanında misyon ve ortak değerler oluşturulmaktadır. Sinir ağları modelinde, belli bir nihai çıktı (sonuç), gelişme modelinde gelecek vizyonu olarak şekillenmektedir. Sinir ağları modelinde, belli bir nihai çıktı (sonuç), gelişme modelinde gelecek vizyonu olarak şekillenmektedir. Burada güçlü yönler ve fırsatlar, olumlu ağırlıklandırılmış girdiler olurken; zayıf yönler ve tehditler, olumsuz ve negatif olarak ağırlıklandırılmış girdiler olmaktadır. Burada güçlü yönler ve fırsatlar, olumlu ağırlıklandırılmış girdiler olurken; zayıf yönler ve tehditler, olumsuz ve negatif olarak ağırlıklandırılmış girdiler olmaktadır.

17 Ağırlıklandırmalara bağlı olarak sürecin işleyişi, sürekli olarak izlenirken vizyon hedefine veya ara hedeflere ulaşmakta, yaşanan yeterlilik veya yetersizlik sürekli değerlendirilerek, toplumu seçilmiş vizyona taşıyacak girdilerin yetersizlik ve hatalarından öğrenerek bunların giderilmesi sağlanmaktadır. Ağırlıklandırmalara bağlı olarak sürecin işleyişi, sürekli olarak izlenirken vizyon hedefine veya ara hedeflere ulaşmakta, yaşanan yeterlilik veya yetersizlik sürekli değerlendirilerek, toplumu seçilmiş vizyona taşıyacak girdilerin yetersizlik ve hatalarından öğrenerek bunların giderilmesi sağlanmaktadır. Nasıl ki beynin yenilik ve yaratma kapasitesi; odaklanma, bilinçli seçim ve öğrenme süreçleriyle sınırsız ve sürekli ise, toplumun potansiyellerine, doğru öncelik ve ağırlık kazandırarak sürekli kılmak mümkündür. Ayrıca insanın yenilik yaratma ve düşünce kapasitesinin yüksekliği, kalkınma sürecinin en stratejik öğelerinden birisi olan entelektüel sermaye olarak kalkınmada ağırlıklı bir girdidir. Nasıl ki beynin yenilik ve yaratma kapasitesi; odaklanma, bilinçli seçim ve öğrenme süreçleriyle sınırsız ve sürekli ise, toplumun potansiyellerine, doğru öncelik ve ağırlık kazandırarak sürekli kılmak mümkündür. Ayrıca insanın yenilik yaratma ve düşünce kapasitesinin yüksekliği, kalkınma sürecinin en stratejik öğelerinden birisi olan entelektüel sermaye olarak kalkınmada ağırlıklı bir girdidir.

18 Sonuç Tekli ve tek yönlü neden-sonuç yerine, çoklu ve interaktif etkileşimi amaçlayan Connectivist modelleri esas alan computionalist (bilgisayar bazlı) yaklaşım ile, beynin çalışmasını esas alan nöral ağlar modeli günümüzde giderek öne çıkmaktadır. Bunların ekonomik alana aktarımı henüz yeterli düzeyde ele alınmamış olmakla birlikte, beynin çalışma sistemini analoji olarak ekonomik gelişme sürecine uyarlamak ve önemli paralellikler ortaya koymak mümkün olmaktadır.