Kamu harcamalarının bileşiminin büyüme ve refah etkisi

Slides:



Advertisements
Benzer bir sunumlar
Bölüm 20 Çıktı (Output) ve Toplam Talep (Aggregate demand)
Advertisements

Kısa Vadede Toplam Çıktı
POST KEYNESYEN İKTİSAT
Bölüm 21 Maliye Politikası ve Dış Ticaret
Fiyat İstikrarı ve Büyüme
Bütçe süreci ve kuralları Rogier Tesson Thijs Leijen.
DÖRDÜNCÜ BÖLÜM DIŞ TİCARET TEORİSİ VE EKONOMİK BÜYÜME ANALİZİ
Küresel Kriz Sonrası Kamu Ekonomisinde Yeni Eğilimler ve Beklentiler 5. İZMİR İKTİSAT KONGRESİ İzmir, 31 Ekim 2013 HH Erhan USTA Müsteşar Yardımcısı
SON EKONOMİK GELİŞMELER
Büyümenin Bileşenleri Yada Belirleyicileri
FİNANSAL AMAÇ VE FİNANS FONKSİYONU
Durgunluk ve Maliye Politikası
Toplam Talep ve Toplam Arz.
Makroekonomi ... ekonominin bütünüyle ilgilenir
PERFORMANS BÜTÇE HAZIRLIK SÜRECİ
MAKROEKONOMİ”YE GİRİŞ
GSYİH”NIN HESAPLANMASI VE HESAPLAMA YÖNTEMLERİ
Büyüme, İşsizlik ve İşgücü Piyasası Reformları
EĞİTİMİN EKONOMİK TEMELLERİ
BÜTÇE AÇIKLARI.
ARZ YÖNLÜ İKTİSAT.
Finansal Yönetim ve Fonksiyonları
Küresel Piyasalardaki Gelişmeler Işığında Türkiye Ekonomisine ve Bankacılık Sistemine İlişkin Değerlendirmeler Hüseyin Aydın Yönetim Kurulu Başkanı 1 Şubat.
Küresel Kriz Sonrası Türkiye’de Finansal Sistem “Bankacılık Sektörü” Ekrem Keskin Mayıs 2010.
2010 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Gerçekleşmeleri ve Beklentiler Raporu.
Toplam Talep ve Toplam Arz.
GENEL MAKRO EKONOMİK DEĞERLENDİRME VE 2008 YILI BÜTÇESİ HASAN BASRİ AKTAN MALİYE MÜSTEŞARI 3 Ocak 2008 – İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ T.C. MALİYE BAKANLIĞI.
Makro İktisat İktisadi Analiz
2012 YILI MERKEZİ YÖNETİM BÜTÇE TASARISI MEHMET ŞİMŞEK MALİYE BAKANI 18 EKİM 2011.
Ünite 9 ENFLASYON PROF. DR. TÜMAY ERTEK
Ünite 4 GELİR ve ÜCRET DÜZEYİNİN BELİRLENMESİ:TOPLAM TALEP-TOPLAM ARZ (AD-AS) MODELİ.
REEL KONJONKTÜR TEORİSİ
Doç. Dr. Yeşim Kuştepeli İKT 5034-Bahar 2011
SEZGİN ÖZTEK ŞEREF AYAN
MAKRO EKONOMİ POLİTİKALARI VE TARIM SEKTÖRÜ İLİŞKİLERİ
BÜYÜME DİNAMİKLERİ Fulya GÜZEL Kaynak: TÜİK GSYH Büyüme Oranları (%, Çeyrekler İtibarıyla)
Cari Denge Tanımı Dr.Dilek Seymen. Cari Dengeyi iki farklı özdeşlikle tanımlamak mümkün,
IS-LM Para ve Maliye Politikaları
MİKROEKONOMİ YRD. DOÇ. DR. ÇİĞDEM BÖRKE TUNALI
GSYH ve TÜFE: Makroekonominin İzlenmesi
TÜKETİMİ DİĞER ETKİLEYEN FAKTÖRLER
MİLLİ GELİRİN HESABI.
EŞ ÜRÜN ANALİZİ.
Tasarruflar, Yatırım Harcamaları ve Finansal Sistem
Mühendislik Ekonomisi
Devlet borçlanması-3.Hafta
Soru 7 Gümrük Birliğinin Türkiye’nin ekonomisi üzerinde etkilerini Türkiye’nin beklentileri ve gerçekleşenler üzerinden tartışınız?
EĞİTİMİN EKONOMİK TEMELLERİ
EĞİTİMİN EKONOMİK TEMELLERİ
©McGraw-Hill Education, 2014
YILI MERKEZİ YÖNETİM BÜTÇE SUNUŞ KONUŞMASI (TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu) MEHMET ŞİMŞEK MALİYE BAKANI 26 Ekim 2010.
Toplam çıktı Bir ekonomide belirli bir dönemde üretilen (arz edilen) toplam mal ve hizmet miktarıdır. toplam gelir Belirli bir dönemde üretim faktörlerinin.
PROF.DR. FİLİZ GİRAY ULUDAĞ ÜNİVERSİTESİ YÜKSEKÖĞRETİMİN FİNANSMANI.
MAKRO İKTİSAT EKONOMİNİN ÖLÇÜLMESİ 1: HASILANIN ÖLÇÜLMESİ
Milli Gelir ve Fiyatların Genel Düzeyi: Toplam Talep ve Toplam Arz
MİKROEKONOMİ YRD. DOÇ. DR. ÇİĞDEM BÖRKE TUNALI
MAKRO İKTİSAT II BÖLÜM 13-2 TOPLAM ARZ VE TOPLAM TALEP: MAKRO DENGE
Para, Banka ve Finansal Piyasaları Niye Çalışıyoruz?
Alternatif Makro Modeller: Klasik İktisat
ULUSLARARASI TURİZM PAZARLAMASI
Şeref Saygılı-OECD&TCMB Cengiz Cihan-TCMB 24 Ekim 2011 İstanbul
Esnek Döviz Kuru Sisteminde Para Politikası
S.1.Aşağıdakilerden hangisi tüketim fonksiyonunu etkileyen değişkenlerden biri değildir? A) Harcanabilir gelir düzeyi B) Enflasyonla ilgili tahminler.
Ekonomi Biliminin Doğuş Gerekçesi ; Kıtlık Kanunu Kaynakların;
NİŞANTAŞI ÜNİVERSİTESİ
NİŞANTAŞI ÜNİVERSİTESİ
Reel Sektörde Ekonomik Kriz ve Kalite Yaklaşımları
MAKRO İKTİSAT II BÖLÜM 13-2 TOPLAM ARZ VE TOPLAM TALEP: MAKRO DENGE
MAKRO İKTİSAT II BÖLÜM 13-1 TOPLAM ARZ VE TOPLAM TALEP: MAKRO DENGE
Sunum transkripti:

Kamu harcamalarının bileşiminin büyüme ve refah etkisi Renginar Dayangaç Seyfettin Gürsel Bilge Öztürk

Çalışmanın amacı Kamu harcamalarının bileşimi hükümetlerin sosyal ve ekonomik sorunları nasıl algıladığının önemli bir göstergesidir. Bu politikalar gelir dağılımı ve büyümeyi doğrudan ve dolaylı olarak etkiler, ekonomik ve sosyal dengeler değişir. Bu bağlamda politika seçimi geniş kitleleri ilgilendirir ve seçmen beklentileri ve seçim kaygılarından soyutlanamazlar. Kısa dönemde harcamaları artırarak ve veya vergileri düşürerek seçmen kitlesini memnun etmek mümkün olsa da uzun dönemde kamu harcama politikalarının refah ve büyüme etkileri daha karmaşık bir hesap gerektirir. Kamu harcama politikaları değişimlerinin (harcama bileşimi ve vergi yükü) büyüme ve refah etkilerini incelemek

Çalışmanın kapsamı (Barro,1990) Üç temel ekonomik birim: Hanehalkı, özel sektör ve kamu sektörü. Hanehalkı bütçe kısıtını dikkate alarak, tüketim ve çalışma süresi arasında, faydayı ençoklayan tüketim ve işgücü arzını belirler. Özel sektör sermaye, işgücü ve kamu sermayesini kullanarak mevcut teknolojik olanaklar dâhilinde kârını ençoklayan üretimi gerçekleştiren sermaye ve işgücü talebini belirler. Devlet bütçesini dengede tutacak bir harcama ve vergilendirme politikası izlemektedir (vergi gelirleri kamu harcamalarını finanse eder).

Çalışmanın kapsamı (Barro,1990) Kamu harcamaları üç ana grupta toplanmıştır. Faktör verimliliğine katkı sağlayan kamu harcamaları (üretken kamu harcamaları faktör verimliliğini artıran toplam kamu sermaye stokuna eklenir ve üretim fonksiyonuna maliyetsiz olarak kullanılabilen bir faktör olarak girer.) Refah artırıcı kamu hizmetleri ve doğrudan gelir artırıcı devlet transferleri (hanehalkının refahı, nihai tüketim, çalışma dışında geçirilen zaman ve devlet tarafından sunulan kamu hizmetlerine bağlıdır.) Kamu harcama politikaları çerçevesinde, her harcama grubu için bütçeden ne kadar pay ayrılması gerektiğine karar verilir. Kamu harcama politikaları bu ağırlıkların etkin bir şekilde belirlenmesine dayalıdır.

Çalışmanın yöntemi Durağan denge - Hesaplamalar Ekonominin durağan dengesi bütçe politikası analizi açısından önemlidir. Mali politikalarda yapılacak değişikliklerin etkilerini hesaplamak için böyle bir durağan dengeden başlamak uygun olacaktır. Öncelikle Türk ekonomisi için seçilen referans dönem (1998-2006) ekonominin durağan dengesi olarak alınır. Böyle bir denge noktasından başlayarak, farklı politikaların uzun dönemde ekonomiyi hangi yeni dengelere taşıyacağı sayısal analizler yoluyla hesaplanır. Bu noktada bütçe politikalarını dört senaryo altında incelemek mümkün olacaktır. İlk senaryo optimal vergi yükü tanımlanması sonraki senaryolar harcama bileşiminin etkinliğini büyüme ve refah açısından sorgular.

Senaryo 1 Optimal vergi yükü Ekonominin güncel dengesi dikkate alınarak optimal vergi yükünün belirlenmesidir. Bütçe denkliğiyle toplam harcama toplam vergi gelirine eşittir. Senaryo 1 Optimal vergi yükü Sonuç 1: Refah, üretim ve özel tüketimi ençoklaştıran %18, %15 ve %11 oranları. İstihdamda vergi yükü artıkça devamlı bir düşüş. Büyüme ve refah için iki farklı optimal vergi oranının bulunması ilgi çekicidir. Sonuçlara daha yakından bakarak, üretim ve refah arasında oluşan bu ayrışmayı anlamak mümkün olabilir. Vergi yükü artışının üretim üzerinde üç yönde etkisi görülüyor: a. kamu yatırımlarının artışıyla kamu sermayesinin ve dolayısıyla verimliliğin artması b. transferlerin artışıyla gelirleri artan hanehalkının işgücü arzını düşürmesi yoluyla üretim seviyesinin azalması c. gelir üzerindeki vergi yükünün belirli bir noktadan sonra tasarrufları azaltması ve üretim seviyesini düşürmesi. 3. Refah etkilerini incelersek, refahın arttığı vergi oranı aralığında özel tüketimin ilk önce arttığı, fakat ardından azaldığı görülmektedir. Refah üç değişkene bağlıdır: özel tüketim, çalışma dışındaki zaman ve kamu hizmetleri. Üretim artışından kaynaklanan özel tüketim harcamalarındaki artış refahı artıracaktır. Bunun yanında, üretim ve özel tüketimin azaldığı aralıkta refah artmaya devam etmektedir. Bunun nedeni özel tüketimindeki azalmadan kaynaklanan refah kaybını artan kamu hizmetlerinin karşılamasıdır. Kritik vergi oranı %18, kamu bütçe politikalarının, yüksek vergi oranlarına rağmen refah seviyesini artıracak şekilde biçimlendirilebileceğini göstermektedir.

Vergi oranını artırarak kamu yatırımlarını artırmanın üretime olan etkisi, artan vergi yükü geliri baskılayacağı için kamu hizmetlerinin etkisinden daha kısa sürer. Vergi oranı artışı refahta özel tüketim ve üretime göre daha yüksek bir yüzde artış; bunun yanında hepsinin azalmaya başladığı aralıkta daha düşük bir yüzde düşüş yaratır. Türkiye örneğinde vergi yükünün %22 gibi bir seviyeye gelmesinin arkasında böyle bir refah amaçlı politika olduğu söylenebilir. %15 seviyesinden sonra, daha fazla vergi alarak ve kamu yatırımı yaparak üretimi artırmak mümkün olmaz. Bu durumda, vergi yükünü artırma kararı alındığında kamu sermayesinin etkinliğinin artmasıyla üretim seviyesi artırılabilir. Ekonomide refah etkisinin hangi yolla elde edileceğinin kararı ise bir politika tercihi olarak ortaya çıkar. Bu politikalar harcamaların refaha etkisine duyarlıdır.

Sonuç 2: Refah etkisi artıkça refahı ençoklaştıran vergi yükü artar Sonuç 2: Refah etkisi artıkça refahı ençoklaştıran vergi yükü artar. Mali politikaların gelir dağılımı eşitsizlikleri ve dolayısıyla refah farklılıklarını azaltmada bir araç olarak kullanılabileceği gözükmektedir. Birey kamu hizmetlerinden ne kadar çok faydalanabiliyorsa, yani alınan vergilerin refah açısından geri dönüşü ne kadar çok oluyorsa, bireyler için kabul edilebilir vergi yükü de o kadar yüksek olacaktır. Bu çerçevede, vergi yükünün adil algılanabilmesi ve kabul edilebilir olmasında kamu hizmetlerinin refahı artırıcı etkisi önemlidir.

Kamu harcamalarının dağılımı Güncel vergi yükü veri alındığında optimal harcama dağılımın ne olmalıdır? Vergi oranı sabit ve bütçe dengedeyken, herhangi bir harcama grubunun payının artması diğerlerinin payının azalması demektir ki, bu da bir politika tercihini gerektirir. Modelde kamu harcamaları hem üretim, hem de refahı etkilediğinden, bu dağılımın değişmesi her seferinde üretim ve refah arasında bir ödünleşmeyi gerektirecektir.

Senaryo 2 Üretken kamu harcamaları ve doğrudan transferler arasındaki ödünleşme Üretimin transferlerdeki artıştan olumsuz yönde etkileneceği açıktır. refah da, daha az olmakla beraber artan transfere rağmen, üretim ve dolayısıyla gelirler de yaşanan düşüşten olumsuz yönde etkilenmektedir. Gelirlerdeki düşüş transferlerdeki artıştan daha fazla olduğundan, refah üzerindeki toplam etki olumsuz yöndedir. Sonuç : Devlet ancak doğrudan transferleri düşürüp üretken harcamaları artırarak refahı ve üretim seviyesini artırabilir. Üretim artışı yoluyla gelirleri artırmak, refah etkisi anlamında, doğrudan transferler yoluyla artırmaktan daha etkin gözükmektedir.

Senaryo 3 Doğrudan transferler ile kamu hizmetleri arasındaki ödünleşme Tamamen hanehalkı odaklı bu iki harcama arasında yapılacak tercihin sonuçları tüketim ve kamu hizmetlerinin refaha göreceli etkilerine bağlıdır. Sonuç 1: Bu politikanın, üretim seviyesine işgücü arzı yoluyla dolaylı etkisinin olacağını da dikkate almak gerekir. Transfer artışı gelir etkisiyle bir taraftan tüketimi artırırken diğer taraftan işgücü arzını azaltmaktadır. Bu nedenle üretim ve refah sürekli azalmaktadır.

Sonuç 2 : Kamu hizmetlerinden bütün toplumun aynı oranda faydalandığı söylenemez. Karanfil ve Polat (2008) bölgesel endeksler yardımıyla kamu hizmetlerinden yararlanabilme farklılıklarının olduğunu göstermiştir. Tek temsili hanehalkı bulunan modelde aslında böyle bir farklılaşmayı homojenleştirip ortalama bir değer kullanılmaktadır. Bunu dikkate alarak, farklı değerler için simülasyonları tekrarladığımızda, düşük değerlerde transferlerin refahı artırabileceği açıkça görülmektedir.

Senaryo 4 Üretken kamu harcamaları ve kamu hizmetleri arasındaki ödünleşme Doğrudan refah etkisinin kamu hizmetleri, dolaylı etkinin üretim ve dolayısıyla gelir ile belirlendiği bu politika tercihinin önemli olduğu açıktır. Üretim seviyesindeki düşüşün olumsuz refah etkisi artan kamu hizmetleri ile karşılanabilse de, kamu hizmetleri payının %28'i geçmesiyle toplam refah seviyesi kamu hizmetleri artsa da azalmaya devam eder. Bu durumda üretim seviyesi ve gelirlerdeki kayıpların kamu hizmetleri artışı ile telafi edilemediği anlaşılmaktadır. Sonuç: Kamu hizmetlerinin refahı maksimize eden oranı %28 bütçe içindeki güncel payına neredeyse eşittir. Bu payın artışı hem büyümeyi, hem de refahı olumsuz etkiler. Bu durumda ancak kamu hizmetlerinin ulaşılabilirliği, kalitesi ve kamu sermayesinin etkinliği artırılarak üretim ve refahı daha iyi noktalara getirmek mümkün olacaktır.

Tartışma Üretken kamu harcamalarının etkinliği Kamu sermayesinin etkinliğinin bütçe politikası ve stratejik bir değişken olarak dikkate alınması gerektiğidir. Kamu harcamaları oranı ve harcamaların bileşimini belirlemenin zorluğu karşısında, yatırımların etkinliğini artırmak bütçe politikalarında bir esneklik sağlayacaktır. Bu sonuncusu özellikle refah seviyesinde herhangi bir azalma olmadan büyümeye ağırlık verilebilmesi açısından önem taşımaktadır.

Sonuç: Etkinlik artışının iki önemli sonucu bulunmaktadır: 1 Sonuç: Etkinlik artışının iki önemli sonucu bulunmaktadır: 1. Aynı harcama dağılımı için tüm seviyelerde bir artış 2. Refahın daha düşük bir kamu hizmetleri payında ençoklanması. Bu noktada üretken kamu sermayesinin etkinliğini artıran politikaların bütçe politikaları açısından bir esneklik sağlayabileceği ve bunun yanında refah üzerindeki etkiler dikkate alınarak, kamu hizmetleri seviyesinin de doğru ayarlanmasının tüm bütçe kaynaklarının etkin kullanımı için gerekli olduğu sonucu çıkmaktadır.