DÜNYAMIZ İÇİN; Hangi Enerji Kaynağı?..
ENERJİNİN TARİHİ Günümüzde gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerin en önemli gereksinimi enerjidir. Her ne kadar tam bir ölçüt olmasa da ülkelerin gelişmişlik düzeyleri,üretip tükettikleri enerjiyle ölçülür. Endüstrileşme ile baş gösteren buhar gücü gereksinimi dolayısıyla,kömür kullanımı büyük hızla artmıştır.
Daha sonraları elektrik enerjisinin kullanılmaya başlanması ve içten yanmalı motorların kullanım alanının genişlemesi ile elektrik üretiminde kömür ve petrol,çok büyük hızla artmıştır. Fosil yakıtların kullanımı,çözümü çok zor sorunları da beraberinde getirmiştir.Bunlardan ilki,tükenen hammadde kaynaklarıdır.İkincisi,sentetik olarak yapılanmalarının çok zor olmasıdır. Kömür petrol kadar bir kimyasal değere sahip değildir.Kalitesiz kömürlerin yakılmasının getireceği sorunlar ortadadır.
Uluslararası Enerji Ajansı'nın, Dünya Enerjisinin Geleceği 2007 raporuna göre; nükleerin elektrik enerjisi üretimindeki yüzde 15'lik payının, 2030'da yüzde 9'a gerilemesi bekleniyor. Hidroelektrik hariç tutulmasına rağmen yenilenebilir enerjinin bugün yüzde 2 olan payının ise yüzde 6'ya çıkması bekleniyor. Aslan payı da, yüzde 1'den yüzde 4'e çıkması beklenen rüzgâr enerjisinde.
Nükleer Santraller Dünya çapında 2006 yılının sonuna kadar, toplam 31 ülkede 435 adet reaktör ünitesi 210 adet Nükleer santralde toplam 367.398 Megawatt (MW) kapasite ile ticari kullanım için elektrik üretmiştir. Dünyada ilk kamu elektrik şebekesine elektrik veren santral 26 Haziran 1954´de Rusya´da Obninsk santrali olmuştur.
NÜKLEER SANTRALLERİN GELİŞMESİ Nükleer enerji,atomun çekirdeğinde elde edilen bir enerji türüdür.Kütlenin enerjiye dönüşümünü ifade eden,Albert Einstein’e ait olan E=m.c2 formülü ile ilişkilidir. Bununla beraber,kütle enerji denklemi,tepkimenin nasıl oluştuğunu açıklamaz,bunu daha doğru olarak nükleer kuvvetler yapar.Nükleer enerjiyi zorlanmış olarak ortaya çıkarmak ve diğer enerji tiplerine dönüştürmek için nükleer reaktörler kullanılır.
Nükleer reaktör,zincirleme çekirdek tepkimesinin başlatılıp sürekli ve denetimli bir biçimde sürdürüldüğü aygıtlardır. Nükleer reaktörler bazen nükleer enerjiyi başka bir tür enerjiye olarak kullanılırlar 2005 itibariyle 1100 civarında nükleer reaktör çalışır durumdadır… Nükleer enerji,3 nükleer reaksiyondan biri ile oluşur; Füzyon:Atomik parçaların birleşme reaksiyonu Fisyon:Atom çekirdeğinin zorlanmış olarak parçalanması Yarılanma:Çekirdeğin parçalanarak daha kararlı hale geçmesi…
Dünya ülkeleri artan enerji ihtiyacını karşılamak için 50 yıldır nükleer teknolojiyi kullanıyor.31 ülkede 437 santral ünitesi faaliyet gösterirken 5 yıl içinde bunlara yenileri eklenecek.
Nükleer enerji tartışmasında en çok konuşulan konulardan biri de, atık sorunu. Nükleer santrallardan çıkan yüksek seviyeli atıkların bazıları 240 bin yıl boyunca radyoaktif kalıyor. Bu atıkların, doğadan ve canlılardan uzakta saklanmaları gerekiyor ancak çözüm olarak önerilen yeraltı depolarının henüz dünyada gerçekleştirilmiş bir örneği yok. Nükleer enerjinin ömrünün 30 yıl olduğu düşünülürse, bu depolarda atıkların sızdırmadan binlerce yıl kalabileceği de sonuçta bir iddia.
ÇERNOBİL Çernobil’deki 4 numaralı reaktörün patlaması sonucu Hiroşima ve Nagasaki’ye atılan bombaların 100 katı kadar radyasyon havaya karıştı,radyoaktif bulutlar rüzgarında etkisiyle Güney Afrika’ya kadar ulaştı.Yağan yağmurlar Karadeniz ve Edirne’de bulutları yere indirdi.En mütevazi rakamlara göre,3 ülkede 146 bin kilometrelik bir alan radyoaktif kirlenmeye maruz kaldı.Bu İtalya’nın yarısı kadar bir alana denk düşüyor.Danimarka büyüklüğünde bir tarımsal alanda kirlendi.
Avantaj,Dezavantaj 1 kg uranyumun vereceği enerji ancak 25 ton kömürün yanmasıyla elde edilir. Ama enerjisi biten uranyumun muhafaza edilirken doğabilecek sıkıntılar,bunların çevreye zararları Herhangi bir kaza durumunda ekosistem için geri dönülemez radyasyon kirliliği yaratması. Santralin ömrü en fazla 30 yıldır.
HİDROELEKTRİK SANTRALLER Barajda biriken su potansiyel enerji içermektedir. Su, belli bir yükseklikten düşerken, enerjinin dönüşümü ilkesine göre potansiyel enerjisi önce mekanik enerjiye, daha sonra da Türbin çarkına bağlı jeneratör motorunun dönmesi aracılığıyla elektrik enerjisine dönüşür.
HİDROELEKTRİK SANTRALLER
EKSİLERİ Bir barajın yapımı ve öncesinde;uzun süreli yağış,su,jeolojik çalışmalar yapılması,su altında kalan arazi için ödenen istimlak bedelleri,baraj yapım maliyetinin yüksek olması ilk yatırım maliyetinin yükselmesin neden olur. İster istemez büyükçe bir ekili alanın hatta bazı yerleşim yerlerinin su altında kalacak olmasıdır.
ARTILARI Enerji üretiminin ana kaynağı su olduğundan üretim maliyeti çok ucuzdur. Yakıtlı santraller gibi hava ve çevre kirliliği yaratmazlar. Yerleşim yerlerinin suyunu karşılama Sel ve taşkınları önleme Tarım arazilerini sulama Balıkçılık Ağaçlandırmaya katkı,erozyonu önleme Turizmi geliştirme Ulaşım İklimde yumuşama
TERMİK SANTRALLER Termik santraller katı,sıvı ve gaz halindeki yakıtlarda var olan kimyasal enerjiyi ısı enerjisine hareket enerjisini de elektrik enerjisine dönüştüren tesislerdir. Termik santrallerde 1 kwh elektrik için 600 ton kömüre ihtiyaç vardır. Termodinamik kanunlara göre bir yüksek bir de düşük sıcaklık kaynağıyla birlikte termik makinalar kullanarak güç üretimi yapan santrallerdir.
ARTILARI Kalitesiz linyit kömürü,kömür tozları ve yakılması güç fuel-oil kullanılabildiği için ekonomiktir. Yakıtın taşınabildiği her yere kurulabilir. Kuruluş masrafları azdır.
Eksileri Termik santrallerde üretilen enerjinin sadece %30-40’lık bölümü elektrik enerjisine dönüştürülebilmekte kalan kısmı kazanından radyasyon ile çıkmakta ya da baca gazıyla birlikte bacadan atılmaktadır. Çok aşırı toprak,su ve hava kirliliğine neden olurlar. Ve tabii ki en önemlisi termik santrallerin kül artıkları…
Hidroelektrik Santralle Karşılaştırılması Hidroelektrik santrallerin yıllık üretimleri,kaynağa gelen su miktarıyla doğru orantılı ve bir yıl boyunca gelen su insanoğlunun elinde olmayıp tam kapasiteyle çalıştırmaya yetmeyebilir. Termik santrallerin devreye alınış ve çıkarılışları çok kolay ve hızlı değildir,buna karşın yakıtlarını istenilen miktarda elde etmek insanoğlunun elindedir.devreye alınış ve çıkarılışları esnasında çok verim kaybına uğrarlar.Kızgın buharın,enerji üretimine hazır hale gelmesi için kazanların uzun süre yakılması gerekir.Bu yüzden termik santraller 24 saat çalışmak üzere tasarlanmıştır…
Türkiye enerjisinin %65’ini termik santrallerden karşılamaktadır.
Rüzgar enerjisi Rüzgâr enerjisi, rüzgârı oluşturan hava akımının sahip olduğu hareket (kinetik) enerjisidir. Bu enerjinin bir bölümü yararlı olan mekanik veya elektrik enerjisine dönüştürülebilir. Rüzgârın gücünden yararlanılmaya başlanması çok eski dönemlere dayanır. Rüzgâr gücünden ilk yararlanma şekli olarak yelkenli gemiler ve yel değirmenleri gösterilebilir. Daha sonra tahıl öğütme, su pompalama, ağaç kesme işleri için de rüzgâr gücünden yararlanılmıştır. Günümüzde daha çok elektrik üretmek amacıyla kullanılmaktadır.
Fosil, nükleer ve diğer yöntemlerde atmosfere zararlı gazlar salınmakta, bu gazlar havayı ve suyu kirletmektedir. Rüzgârdan enerji elde edilmesi sırasında ise bu zararlı gazların hiçbiri atmosfere salınmaz, dolayısıyla rüzgâr enerjisi temiz bir enerjidir, yarattığı tek kirlilik gürültüdür. Pervanelerin dönerken çıkardığı sesler günümüzde büyük ölçüde azaltılmıştır.
Rüzgâr Enerjisi Temizdir Rüzgâr türbinlerinden herhangi bir çevre kirliliği olmaz. Modern bir 600 kW gücündeki rüzgâr türbini ortalama bir yerde, bir yılda genellikle kömürle iletilen diğer elektrik santrallarının 1.200 ton karbondioksidinin yerine geçecektir. 20 yıllık bir işletme süresi içinde (ortalama bir yerde) bir rüzgâr türbini tarafından üretilen enerji imâlatı, bakımı, faaliyeti, demontajı ve parçalanması için gerekli olan enerjinin sekiz misli fazladır. Başka bir deyişle, genellikle bir rüzgâr türbinini imâl etmek ve çalıştırmak için gerekli olan enerjiyi geri kazanmak için sadece iki ya da üç ay yeterli olacaktır.
Rüzgâr Enerjisi Yoğundur Rüzgârdaki enerji gerçekten de sürdürülebilir bir kaynaktır. Rüzgâr hiç bitmeyen bir şeydir. Halihazırda, rüzgâr enerjisi Danimarka elektrik tüketiminin %31.1'ini karşılamakta ve bu rakkamın 2008 yılında yüzde 40 mertebesine yükselmesi beklenmektedir. Avrupayı çevreleyen sığ denizlerin üzerindeki rüzgâr kaynakları, teori olarak Avrupa'nın kullandığı tüm elektriği birçok misli ile karşılar niteliktedir.
Dünyadaki durum Rüzgâr Gücü, dünyada kullanımı en çok artan yenilenebilir enerji kaynaklarından biri haline gelmiştir. Günümüzde dünyadaki kullanım oranının çok düşük olmasına karşılık, 2020 yılında dünya elektrik talebinin %12'sinin rüzgâr enerjisinden karşılanması için çalışmalar yapılmaktadır.
Artıları Atmosferi kirletici etkiye sahip gazların salınmaması, Temiz bir enerji kaynağı olması, Kaynağının tükenmemesi (güneş, dünya ve atmosfer olduğu sürece), Rüzgâr tesislerinin kurulumu ve işletilmesinin diğer tesislere göre daha kolay olması, Enerji üretim maliyetlerinin düşük olması, Güvenilirliğinin artması, Bölgesel olması ve dolayısıyla kişilerin kendi elektriğini üretebilmesi.
Eksileri Rüzgârın sürekliliği olmadığı için enerji üretim değerinin sabit olmaması, Rüzgâr türbinlerinin büyük alan kaplaması, Gürültü kirliliği oluşturması Fosil ve nükleer yakıtlardan elde edilen enerjiye oranla enerji üretiminin düşük olması Yatırım maliyetlerinin yüksek olması, Kullanım ömrü dolan kompozit parçaların doğada geri dönüştürülmesinin mümkün olmaması.
SONUÇ Nükleer santral çok verimli fakat doğaya verebileceği zararlar korkunç boyutlarda… Hidroelektrik santralin verimliliği iyi,doğaya zararı yok, fakat maliyeti yüksek,su olmadığı zaman işlevini yitiriyor… Termik santralin maliyeti düşük ama çok çağdışı ve çalıştığı sürece çevreye zararlı… Rüzgar enerjisi ucuz ve zararsız,gürültü ve verim düşüklüğü var ama bunlar giderilebilir…
TEŞEKKÜR EDERİM… kemal tosik