SOYUT SANAT Kandisky,Mondrian ve Maleviç gibi sanatçıların doğadan yola çıkarak, görsel anlatıma varmaları çağın sanat değerleri üzerinde etkileyici olmuştur. Yaklaşık olara 1960 lara değin soyut sanat ,sanatın en arı ve üstün bir aşaması olarak yorumlanmıştır . Görsel sanatlarda soyut kavramı 1960’lara değin soyut sanat sanatın en arı ve üstün bir aşaması olarak yorumlanmıştır. Soyut resim denilince aklımıza ilk gelen işler Kandinsky,Maleviç ve Mondrian yaptıkları sanat eserleridir.
Wassily Kandinsky (1866-1944) Soyut ya da non figüratif denen sanatın ilk uygulayıcısıdır. Aslında bir hukuk aynı zamanda bir politik ekonomi öğrenimi görmüştür. Ancak 30 yaşında sanatçı olmaya karar vererek Münih’e gitmiştir. Kandisky’nin baştan beri renge çok düşkün olduğu belliydi. Renklerin tıpkı müzik notaları gibi insan ruhunda belli titreşimlere neden olduğunu fark ettiği için, resimlerindeki nesne görüntülerini önce renge dönüştürmek, giderekte tamamen atmak istiyordu sanatçı.
Israrlı çalışmaları Kandisky’i son derece bireysel, kendi deneyimiyle ruhsal bir deneyime ulaştırdı. İlkeleri oldukça belirgindi. Şöyle başlıyordu sözüne; “Sanatçı, zamanın öğreti ve arzularına karşı sağır olacağı gibi, bilinen ve bilinmeyen şekil karşısında da kör olmalıdır. Göz kendi iç dünyasına bakmalı, kulağı daima iç gerekliliğin sesine dönük olmalıdır. Denge ve oran sanatçının dışında değil içindeydi. Ona göre renkleri olağan üstü bir güce büründürmüş ve öyle ifade etmiştir.
İçsel duyguları renkle yine ön plana çıkarmıştır. Resim sanki müziğin coşkulu ve gizemliliğini içinde barındıran kompozisyon niteliğindedir. İçsel duyguları renkle yine ön plana çıkarmıştır. Kandinski resmin üst köşesinde batmakta olan bir güneş şehrinin sessizliği ve heyecanını iç içe alınmış gibi Vassily Kandinsky: Hırçın-Uysal Pembe. 1924. Karton üzerine yağlıboya, 63,5 x 48 cm. Köln, Wallraf-Richartz Müzesi
Tuhaf bir çekiciliği olan bu resimde çizgiler ve biçimle tepeler ve mızraklı kazaklar birbirine karışmış. Yalın kompozisyondaki büyük güzellik, özgür fırça vuruşlarında da bir neşe duygusu vardır. Kandinski, gerçek sanatçının yalnızca içsel, temel duyguları ifade etmeye çalıştığına inanıyordu. : «Bslly Kandinsky. d Moskova, 1866. ö Paris, 1944. 11. Tuval üzerine yağlıboya. e130 x y95 cm. Tate Gallery, Londra
Kompozisyonları doğaçlamalardan yola çıkarak tasarlanmış ve geliştirmiş yapıtlardan oluşmuş 1913–14 arası resimlerinin, belli nesnelerle ilintilerini kopardığı görülür. Bunlardan bazıları kompozisyonları gibi özenle tasarlanarak yapılmış gibiyse de bazıları açıkça doğaçlama yapıtlardı. Soyut anlamda ilk önemli örneklerdir. Wassily Kandinsky Kompozisyon VII. 1913 tuval üzerine yağlıboya 200 x 300 cm.
Boğaz Doğaçlamasını incelediğimizde renk açısından, neredeyse yok yok Boğaz Doğaçlamasını incelediğimizde renk açısından, neredeyse yok yok! Sanatçının renk hakkında söylediklerini ele aldığımızda, karşımızdaki boğaz manzarasını, daha doğrusu onu yapanın ruh halini çözümlemekte çaresiz kalırız. Wassily Kandinsky: Doğaçlama 13, 1910. Tual üzerine yağlıboya, 120 x 140 cm. Münih, Neue Pinakothek
Herhalde, doğaçlama oldukça karmaşık heyecanlı ve değişken bir ruh halindeymiş sanatçı. Sakinleştiren renklerden rahatsız edenlere, uzağa gidenlerden öne çıkanlara, susanlardan bağıranlara, tanınabilen nesnelerden tanınamayan nesnelere kadar pek çok şey var kompozisyonda. Hâkim bir renk yâda biçim aramak boşuna ilk etapta tanınabilir hiçbir nesne yok gibi arama biraz dikkat edilirse bazı ipuçları yakalanabilir.
Sol alt köşeden yukarı sağa doğru uzanan Sol alt köşeden yukarı sağa doğru uzanan. Üzerinde Bavyera giysili bir figür bulunan bir yol var san ki; altındaki kayığımsı şeylere bakılırsa bu bir köprü. Figürlerin hemen yanında şelalemsi bir şey akıyor sanki. Tabi isteyen hayal gücünü zorlayıp başka şeyler görebilir.