Zorunlu askerlik sisteminin ba ş langıcı Fransız İ htilali’ne dayanırken modern ordu kurma fikri XVI. yüzyılda Niccolo Machiavelli (Nikola Makyavelli) tarafından ortaya atıldı. Millî bir devlet kurma fikri, zorunlu askerli ğ e dayalı millî bir ordu kurma fikrinin do ğ masına sebep oldu. Fransa’da cumhuriyetin ilanından sonra çıkan ayaklanmaları bastırmak için daha fazla askere ihtiyaç duyuldu. Bu ihtiyacı kar ş ılamak için seferberlik kararnamesi ilan edildi. Kararnameye göre her Fransız erkek, asker kabul edildi. Bu kararname ile zorunlu askerlik uygulanmaya ba ş landı. Bu uygulama Avrupa devletlerinde hızla yayıldı. Ulus devletler zorunlu askerlikle güçlü bir ordu kurmayı hedefledi ve aynı zamanda farklı statülere bölünmü ş topluluktan e ş it vatanda ş lı ğ a geçi ş i sa ğ ladı.
III. Selim’den itibaren askerî alanda geni ş çaplı ıslahatlar yapıldı. Yeniçeri Oca ğ ında ilk bozulmalar XVI. yüzyıl ortalarında ba ş ladı. Yeniçerilerin evlenmeye ba ş laması ve Askerlik dı ş ında ba ş ka mesleklerle u ğ ra ş ması onları talim yapmaktan uzakla ş tırdı. Bu durum onların askerlik yeteneklerini zayıflattı. Sultan III. Murat Dönemi’nde askerlikle alakası olmayanların Yeniçeri Oca ğ ına alınması orduda bozulmayı hızlandırdı. Yeniçeriler orduda asker sayımına kar ş ı çıktıkları için sava ş tan kaçanlar veya ş ehit olanlar tespit edilememekteydi ve bunların maa ş defterleri (mevacip veya esame defteri) bir senet gibi alınıp satılmaktaydı. Orduda, liyakate dayalı belirli bir tayin ve terfi sisteminin bulunmayı ş ı rü ş vet ve iltimasın önünü açtı. Böylece askerlikle alakası olmayan ki ş ilerin orduya girmesi ordudaki disiplinin bozulmasına neden oldu. Osmanlı ordusunda ça ğ a uygun bir yapılanmayı gerçekle ş tirme giri ş imlerinin ba ş langıcı “Nizam-ı Cedit” askerî birliklerinin kurulmasıdır. III. Selim Yeniçeri Oca ğ ı dı ş ında yeni bir askerî birlik kurdu. 1792’de İ stanbul’da Levent Çiftli ğ i’nde yeni askerî birlikler e ğ itim ve ö ğ retime ba ş ladı. Nizam-ı Cedit ordusu kurulurken mevcut ocakların ıslahı için de çaba gösterildi, yeniçerilere ise dokunulmadı. Fransa, İ ngiltere ve İ sveç’ten mühendisler ve ustalar getirtilerek Tophane’de önemli düzenlemeler yapıldı. III. Selim Osmanlı Devleti’nde Modern Topçu Oca ğ ının temelini atan ki ş i oldu. Nizam-ı Cedit Oca ğ ının geli ş mesiyle Üsküdar’da Selimiye Kı ş lası in ş a edildi. Yeni düzenlemelerle “Bostancı Tüfenkçisi Oca ğ ı” kuruldu. Yeni birliklerin giderlerini kar ş ılamak amacıyla İ rad-ı Cedit Hazinesi kuruldu. XIX. yüzyılın ba ş larından itibaren İ stanbul dı ş ında Rumeli ve Anadolu’da Nizam-ı Cedit birlikleri olu ş turuldu. Kabakçı Mustafa İ syanı sonucu padi ş ahın tahttan indirilmesi ve öldürülmesi (1807) bu faaliyetlerin ba ş arıya devam etmesini engelledi. III. Selim’in öldürülmesiyle İ stanbul’daki Nizam-ı Cedit birlikleri da ğ ıtıldı, ta ş radaki kı ş lalar yıktırıldı.
II. Mahmut’un tahta çıkmasını sa ğ layan Rusçuk Ayanı Alemdar Mustafa Pa ş a, kendine ba ğ lı askeri kuvvetleri olan güçlü bir sadrazamdı. Önce Nizam-ı Cedit’in benzeri olarak Sekban-ı Cedit Oca ğ ını kurdu. 1808’de Alemdar Mustafa Pa ş a’nın Sekban-ı Cedit kuvvetleri ile halk ve yeniçeriler arasında adeta bir iç sava ş ya ş andı. Yeniçeriler, Alemdar Mustafa Pa ş a’yı öldürüp saraya do ğ ru harekete geçti. II. Mahmut, Osmanlı Hanedanı’nın tek erkek üyesi olarak kalmak için IV. Mustafa’yı idam ettirdi. Yeniçeriler II. Mahmut’u kabullenmek zorunda kaldı. Bu ya ş ananlar artık Yeniçeri Oca ğ ının i ş levini yerine getiremedi ğ ini ve kesinlikle kaldırılması gerekti ğ ini ortaya koydu. 1826 yılında Yeniçeri Oca ğ ı kaldırılarak yerine Asâkir-i Mansûre-i Muhammediye ordusu kuruldu.
Asâkir-i Mansûre-i Muhammediye ordusu zorunlu askerli ğ e tabi oldu ğ undan paralı askerlik sistemi de kaldırılarak millî orduya geçi ş te önemli bir adım atılmı ş oldu. Asker ihtiyacı Müslüman halkın ya ş arası gençlerinden kar ş ılanmaktaydı. Ki ş inin askerlikten ayrılıp sivil hayata dönebilmesi, ticaret veya ziraatla u ğ ra ş abilmesi ve emeklili ğ e hak kazanabilmesi için on iki yıl askerlik hizmeti yapması gerekiyordu. Bekârlara yüzba ş ı mülâzımı (te ğ men) olana kadar evlenmek yasaktı ancak evli olanların orduya girmesine engel yoktu. Yeni ordunun üniforma, bot ve di ğ er teçhizatının kar ş ılanması amacıyla feshane, debba ğ hane (deri imalathanesi) ve iplikhane adlarıyla imalathaneler kuruldu. Prusya’dan piyade, süvari ve topçu subaylar getirildi. Modern harp sanatını ö ğ renmek amacıyla Avrupa’ya ö ğ renci gönderildi. Askerî talim ve yürüyü ş lerin önemli unsurlarından olan bando ihtiyacını kar ş ılamak üzere Mehterhâne kaldırılarak yerine Mızıka-i Hümâyun kuruldu (1834) ve ba ş ına devrin önde gelen müzik adamlarından İ talyan Giuseppe Donizetti (Cuseppe Donizetti) getirildi. Yeni ordunun giderlerini kar ş ılamak için “Asâkir-i Mansûre Hazinesi” kuruldu. Tıbbiye ve Harbiye mektepleri modernle ş me ve ilerleme hareketlerinde birinci derecede rol oynadı. Yabancı hocaların buralarda ders vermesi nedeniyle Batı aydınlanma dü ş üncesinin ve Batı siyaset anlayı ş ının Osmanlı Devleti’ne girmesinde etkili oldu yılında askerî i ş leri görü ş üp karara ba ğ layacak olan Dâr-ı Ş ûra-yı Askerî (Askerî Ş ûra) adlı yüksek danı ş ma kurulu olu ş turuldu.
1815 yılından sonra Fransa’da ilk uygulaması görünen kura ile askere alma i ş lemi, 1843 yılında yapılan düzenlemeyle Osmanlı Devleti’nde de kabul edilmi ş ti. Kurada ismi çıkanların, kendi yerlerine “bedel-i ş ahsi” adıyla bir ba ş kasını vekil olarak göndermesi mümkün oldu ğ u gibi “bedel-i nakdî” ödemek suretiyle askerlik vazifesini bedeli kar ş ılı ğ ı yerine getirmeleri de mümkün hâle getirildi. Bu uygulamaya bedel-i askerî denir. Osmanlı devlet adamları da Müslümanlarla gayrimüslimlerin aynı orduda görev yapmalarına sıcak bakmıyorlardı fakat Tanzimat yönetimi Osmanlı birli ğ ini korumak ve halkı kayna ş tırmak için ilk kez Rumlara deniz kuvvetlerinde askerlik yaptırdı. Askere alınacak gayrimüslimlerden cizye alınmayacaktı ancak ortaya çıkan bazı sorunlar yüzünden bu karar uygulanmadı. Daha sonra ise Müslüman olamayanların bedel-i nakdî veya bedel-i ş ahsi ödeyerek askerlikten muaf tutulmaları yoluna gidildi.