ANALİTİK EĞİTİM FELSEFESİ YAKLAŞIMI
ANALİTİK EĞİTİM FELSEFESİ Eğitim felsefesinin bir disiplin olarak başlangıcına işaret eden bu yaklaşım klasik eğitim felsefesi yaklaşımlarındaki normatif tavrın aksine, eğitim felsefesinin işinin normatif önermelerde bulunmak değil, kavram analizleri yolu ile kavram kargaşasını ortadan kaldırmak olduğu düşüncesine dayanır. Yöntem olarak doğa bilimlerini örnek alan yaklaşımda yapılan kavramsal ve mantıksal bir analizin ötesine geçmez. Bu yaklaşımın temsilcileri Charles Dunn Hardie, İsrael Schaffler, Richard Stanley Peters ve Gilbert Ryle gibi analitik felsefe geleneği içerisinde yer alan ve kimi aynı zamanda eğitimci de olan eğitim filozoflarıdır.
VARLIK VE BİLGİ ANLAYIŞI Bu yaklaşıma göre felsefe dış dünya, düşünme ve dil'in ortak ürünüdür. Bunlardan dış dünya insandan bağımsız olarak vardır. Fakat dış dünya ancak düşünme ile anlam kazanır. Düşünme ise kavramlar yolu ile gerçekleşir ve kavramlar da sözcükler ile ifade edilir. Bu nedenle sözcükler ve sözcüklerin ifade ettiği kavramlar düşünmenin ana malzemesini oluşturur. Malzeme doğru kullanılmadığında ortaya çıkan ürün de doğru olmayacağı için, doğru düşünmenin gerçekleşebilmesi için kavramların ve bunların ifadesi olan sözcüklerin doğru kullanılması gerekir. Sözcükler doğru kullanılmadığında düşünmede bulanıklık, kargaşa, çarpıklık olması kaçınılmazdır. Bu nedenle bu yaklaşımın temsilcileri kendilerinin asıl işinin kavramların anlamlarını ve kavramlar arası ilişkileri açığa çıkartmak için dilin yani sözcüklerin analizi olduğunu ileri sürerler. 20. yüzyılın ikinci yarısında eğitim kavramının ne anlama geldiği, eğitimin amacının ne olduğu vb. soruları analitik bir tavırla ele alan bu yaklaşımın temsilcileri aynı zamanda eğitimin haklılandırılması ve ölçütleri gibi sorunlarla da ilgilenmişler ve eğitimi tam anlamı ile kavramsal bir soruşturmaya tabi tutmuşlardır.
EĞİTİM KAVRAMI Bu yaklaşıma göre eğitim, "hem moral ve teknik değerleri aktarmakla, uygun bilgi ve becerileri bir yandan kazandırıp bir yandan da dönüştürmekle ilgili normatif bir sistemdir ve hem de idari bir sistem, bu değerleri ifade etmek yanında, tarihsel koşullar tarafından yaratılmış büyük ölçekli sosyal ve kültürel üstyapıları yansıtan okullar toplamıdır" (Cevizci, 2011, s. 182). SINIF İÇİ ETKİNLİK: İçinde “eğitim” kelimesi geçen bir cümle, özdeyiş ya da deyim veya ifade yazın.
EĞİTİM KAVRAMI Analitik eğitim filozofları eğitim kelimesini çözümlerken onun aslında farklı anlamlarda kullanılmakta olduğuna dikkat çekerler. Buna göre eğitim sosyolojik, kurumsal ve aydınlanmaya dayalı olmak üzere üç farklı anlamda kullanılmaktadır. Yaklaşımın temsilcileri eğitim sözcüğünü farklı kullanımlarını temele alarak çözümlerken, kurumsal kullanımın aslında eğitim terimi ile tam olarak örtüşmediğine, yani kurumsal süreçten geçmiş her bireyin eğitimli olmayabileceği ya da kurumsal eğitim almamış kimi bireylerin eğitimli olabileceğine dikkatimizi çekerler.
EĞİTİMİN AMACI Analitik eğitim filozoflarını en çok meşgul eden soru eğitimin amacının ne olduğu sorusudur. Bu soru analitik yöntemle ele alındığında eğitimin amaçları eğitim faaliyetleri sonunda ulaşılmak istenen hedefler olarak belirir ve bunlar da iki türlüdür:
EĞİTİMİN AMACI (dev.) Eğitimin birincil amaçlarından olan özerklik ve eleştirel düşünmenin gerçekleştirilebilmesi için liberal (özgürlükçü) bir toplum yapısına ve rasyonel (akılcı) bir tavıra ihtiyaç vardır. Bu da ancak seküler (laik) bir toplum yapısında mümkündür. Yaklaşımın temsilcilerine göre eleştirel düşünme, "açık fikirli olma, öne sürülen iddiaların temellerini soruşturma, önyargılardan ve klişelerden uzak durma, ben merkezli kabullerden sakınma, düşünceleri mantık kurallarına sadık kalarak ve sağlam bir şekilde temellendirerek öne sürme benzeri özelliklerden oluşan entelektüel tutumu ifade eder" (Cevizci, 2011, s. 188). Bu anlamda eleştirel düşünme bir yandan teknik-mantık boyutu olan bir beceri, diğer yandan da bu beceriyi pratiğe dökme yönünde bir zihniyeti yani tutumu ifade eder. Bu bakımdan eleştirel düşünme bir yandan eğitimin amacı iken aslında aynı zamanda eğitimin bir koşuludur da. Zira eleştirel düşünme olmaksızın birey gerek kendi hayatında gerekse mesleki ve toplumsal hayatında başarılı olamaz.
EĞİTİMİ BELİRLEYEN ÖLÇÜTLER Birincil amaçları çerçevesinde eğitim kavramının açıklığa kavuşturulması eğitimin temel ölçütlerinin neler olduğunun belirlenmesini gerektirir. Bu kapsamda yaklaşımın temsilcileri eğitim süreci (fiil) ve içeriği (kazanım) çerçevesinde üç ölçütünden söz etmektedirler: Değer Ölçütü: Eğitimin içeriğine (kazanım) bağlı bir ölçüt olup, onun bir araç değil amaç olarak istenen birşey olmasını ifade eder. Bilgi Ölçütü: Eğitimin içeriğine (kazanım) bağlı bir diğer ölçüt olup, eğitim sonucunda bireyin kazandığı bilginin genişliği (çeşitliliği) ve derinliğini (temellendirme ve ilişkilendirme) ifade eder. Usul (yöntem) Ölçütü: Eğitimin sürecine (fiil) bağlı bir ölçüt olup, eğitsel eylemin ahlaki, doğru ve uygun yöntemlere gerçekleştirilmesini ifade eder.