SİNEMATOĞRAFİ
sinematografi Sinematografi kelimesinin anlamı hareketle yazma, fotoğrafiye ışıkla yazma (kaydetme) dir Sinematografik unsurlar 3 unsuru içerir 1- çekimin fotografik yanları 2- çekimin çerçevesi 3- çekimin süresi
Çerçevenin oranları ve Biçimi Çerçevenin bir dikdörgen olmasına o kadar alışmışız ki, ovaller, dikey paneller, üçgenleri düşünemeyiz bile Çerçevenin eninin çerçevenin yüksekliğine oranına çerçeve oranı denir Bu oranın boyutları en başında Thomas Edison, Lumiere tarafından belirlendi ¾(yükseklik/genişlik) Bu ilk çerçeve oranı 1.33 akademic ratio dur 1950lerden itibaren 1.66 daha sonra da 1.85 hakim oldu 2.35 ise sinemascope olarak yerleşti
Ekran içi ve ekran dışı mekan Biçimi ne olursa olsun, çerçeve görüntüyü sınırlar, film görüntüsü sınırlıdır Süre giden bu dünyada, çerçeve bize göstermek için bir yaşam dilimini seçer, mekanını geri kalanını çerçeve dışı kalır Çerçevenin açısı, düzeyi, mesafesi ve yüksekliği Çerçevenin tümünü belirleyen unsurlardır
Çerçevenin açısı, düzeyi, mesafesi ve yüksekliği Açı; çerçeve bizi çekimin mizansenine bakan bir açıya yerleştirir, bu açıların sayısı sınırsızdır, çünkü kamera her yere yerleştirilebilir, örneğin karşı açı, üst açı, alt açı Düzey; çerçeve genelde düz, ufka paraleldir, eğer bir yana yatarsa buna eğilimli çerçeve denir Yükseklik; kamera açısı kısmen yükseklikle ilgilidir, ancak sadece yükseklik açı ile bağlantılı değildir, örneğin OZU, genelde kamerasını genelde zemine yakın yerleştirir Mesafe; çekimin mizansene uzak ya da yakın olma duygusu verir ve çekim plan ölçeklerini en çok belirleyen unsurdur
Çekim ölçekleri Genel Çekimler: figürler önemlidir, arka plan baskındır Orta planlar: insanlar ile çevre arasında bir denge oluşturur, genelde insan figürleri belden yukarı olarak alınır Yakın Çekim: bedenin üst kısmının, başın ve diğer insan bölümlerinin yakın çekimlerini içerir (Göğüs plan, baş plan vs)
Hareketli çerçeve Hareketli çerçeve nesnenin çerçevelemesinin değişmesi anlamına gelir Haraketli çerçevede çekim sırasında kameranın açısı, yüksekliği, düzeyi ve mesafesi değişir Haraketli çerçeve tipleri, pan, tild, kaydırma ve vinçli çekimler olarak çeşitlenir Haraketli çerçevelemede yeniden-çerçeveleme gerçekleşir (Re framing)
Görüntünün süresi Sinema bir mekan sanatı olduğu kadar bir zaman sanatıdır da Uzun çekim (Long Take); sürekli olarak değişen bakış noktasını göstermek için yapılan pan, kaydırma, vinç ve zum çekimleri kimi yönlerden kurgunun sağladığı görünüm değişiklikleri ile karşılaştırılabilir Uzun çekimde, kamera oldukça yoğun bir görsel alanda kalır ve izleyicinin özel ilgi alanları ile çekimi taramaya daha fazla fırsatı vardır Buna kamera kurgusu adı da verilir
KAMERA kameranın kapasitesini ve sınırlandırmalarını belirleyen üç karakteristlikleri vardır 1- Işık düzeyi; Belirli bir nitelikte resim elde etmek için tüm kameralar belirli bir şiddette ışığa gereksinim duyarlar. 5-10 mumluk ışıkta bile resim yapan kameralar vardır 2-Kontrast Oranı: Resmin en parlak yeri ile en karanlık yeri arasındaki orandır. Asgari düzeyde resim elde edebilmek için bu oran 1/30 dan fazla olmaması gereklidir 3- Resim çözümleme yeteneği: Görüntüdeki ayrıntıları net ve seçik görünmesi anlamındadır. Bunu sınırlandıran başlıca etken, resim elde edilmesinde kullanılan görüntü unsurlarının (Pixel) yoğunluğu ile satır sayısıdır. Bu kapasite, çekim açıları, dekorla ilgili düzenlemeler vb tekniklerle arttırılabilir
OBJEKTİFLER Kamera önüne takılarak, çekimi yapılmak istenen konunun görüntüsünü TV kamerasında resim tüpü (ya da CCD), film kamerasında da film duyarkatı üzerine düşürmeye yarayan cisimlere mercek (lens) adı verilir Basit mercekler dış bükey (divergent lens), ve iç bükey (concergent lens) olmak üzere ikiye ayrılır Bir merceğin merkezine optik merkez (optical centre) ve bu merkezden merceğin yüzeyine dik olarak geçen doğruya da optik eksen (optical axis) adı verilir Odak noktası ile merceğin optik merkezi arasındaki uzaklığa odak uzunluğu (focal lenght) adı verilir Odak uzunluğu ile mercek açısı ters orantılıdır Odak uzunluğu arttıkça açı daralır, odak uzunluğu azaldıkça açı genişler, yani odak uzunluğu arttıkça merceğin görüntüyü büyütme oranı da artar
MERCEKLER- LENSLER Odak uzunlukları ve mercek acılarına göre başlıca 3 grupta toplanabili 1- Kısa odak uzunluklu, geniş acılı mercekler 2- Normal odak uzunluklu ve normal açılı mercekler 3- Uzun odak uzunluklu, dar açılı mercekler Mercek değiştirmeye gerek kalmadan çekim sırasında odak uzunluğu değişebilen ve dolayısıyla mercek acısı genişten dara, dardan genişe değişebilen merceklere değişir odak uzunluklu mercek (zoom lens) adı verilir
DİYAFRAM MERCEKTEN GEÇEREK RESİM TÜPÜ VEYA FİL DUYAKATI ÜZERİNE DÜŞEN IŞIĞIN YOĞUNLUĞUNU DÜZENLEMEYE YARAYAN İNCE, MADENİ YAPRAKLARDAN OLUŞAN AYGITA DİYAFRAM ADI VERİLİR Merceğin ışıklılığı ne kadar fazlaysa, mercek o kadar ışık geçiriyor demektir, bu daha az ışık ile çekim yapabilmeyi gerektirir Genel olarak ise odak uzunluğu arttıkça, merceğin ışıklılığı azalır
ALAN DERİNLİĞİ Bir merceğin aynı anda net olduğu en yakın ve en uzak noktalar arasındaki uzaklıktır Alan derinliği, merceğin açısı genişledikçe, (odak uzunluğu kısaldıkça) artar Merceğin açısı genişledikçe (odak uzunluğu kısaldıkça) alan derinliği artar
GENİŞ AÇILI OBJEKTİFLER Görüş alanları dar acılı objektiflere göre daha geniştir Alan derinlikleri uzundur Kendisine yakın nesneleri kendinden uzak nesnelere oranla daha büyük gösterir, önle arka birbirinden uzaklaşır, kameraya yakın nesneler olduklarından daha büyürler Hareketler daha hızlıymış gibi görünür Bu lensler dipdeki, düşey çizgileri bükülmüş gibi gösterir
DAR AÇILI OBJEKTİFLER Görüş alanları, geniş acılı merceklere oranla daha dardır Alan derinlikleri kısadır Kendilerinden uzak nesneleri, kendilerine yakın nesnelere oranla daha büyük gösterir Önle arka birbirine yaklaşır Hareket olduğundan daha yavaş gözükür
Filtreler Kameraya gelen ışınların karakterini düzeltmek veya değiştirmek için kamera objektiflerinde çeşitli filtreler kullanılır Rengin niteliğini etkilemeden ışığın yoğunluğunu azaltmak amacıyla gri filtre kullanılır (neutral- density filter), özellikle parlak ışıklı dış çekimlere kullanılır Renk düzeltme filtreleri (Color correction filters), belirli durumlarda renk düzeltmeleriyle ilgili olarak kullanılır( örneğin florasan ışığının neden olduğu yeşillenmeyi gidermek için)
AYDINLATMA Televizyonda aydınlatma sorunlarla dolu bir alandır, örneğin sinemada bir kamera ile bir defada, bir kamera ile yapılan çekim, TV stüdyosunda 3 ya da daha fazla kamera ile defalarca çekim yapmayı gerektirir Sert aydınlatmalar, yoğun ve doğrudan yönelen bir görünümdedir, ton farklılıkları keskindir Yumuşak aydınlatma ise her yöne dağılan ve hafif gölgelerle oluşur Bu iki tür aydınlatmayı birlikte en yetkin aydınlatmayı elde etmek için kullanırız Işık yoğunluğu ışıkölçerlerle ölçülür
GENEL AYDINLATMA YÖNTEMİ Genel aydınlatma için ana ışıklar ve dolgu ışıklar kullanırız ANA IŞIK: (ANAHTAR IŞIK) Cismin veya sahnenin aydınlatılmasında kullanılan temel ışıktır TV stüdyosunda bu ışık genellikle fresnel spotlarla yapılır Şiddeti yüksek ışıklardır, aydınlatılan konunun ışıklı ve karanlık noktalarındaki kontrast yüksektir DOLGU IŞIK: Anahtar ışığın neden olduğu ışıklı ve karanlık noktaların keskinliğini hafifleten, yumuşatan ışıklardır GERİ IŞIK YA DA TEPE IŞIĞI: Cismi dipten ayırmak ve hacmini ortaya çıkararak üç boyut kazanmasını sağlamak amacıyla cismin arkasından verilen ışıktır. Normal aydınlatmada yer,, cismin arkasından 45 derece kadar yukarısındandır
DRAMATİK AYDINLATMA Chiaroscuro Aydınlatması Sinema ve TV’nin koşullarına uygun olarak gerçekleştirilebilecek chiaroscuro aydınlatması, aydınlık – karanlık zıtlığı demektir. İtalyanca bir sözcük olan chiaroscuro; chiaro (aydınlık–ışık ) oscuro (karanlık) anlamına gelmektedir Sinema ve TV’de aydınlatmanın görsel öğe olarak önem taşıyıcı boyutu, aydınlık (ışıklı) ve gölgeli (karanlık) alanların düzenlenmesinde ortaya çıkar.
DRAMATİK AYDINLATMA Chiaroscuro aydınlatması, görsel sanatlarda, önce resimde kullanılmış bir yaklaşımdır. Bu aydınlatma nesneye ve mekâna uygun olarak üçüncü boyutu sağlar ve bu bağlamda yeni bir uzay yaratarak görüntüde derinlik etkisini arttırır. Görüntüye gerçekçi bir anlam katar. Görsel öğeleri dengeye getirir, dikkati belirli bir noktada yoğunlaştırır ve anlatımına destek olur
Chiaroscuro aydınlatmasında belirli yerleri aydınlanırken, diğer yerler tümüyle karanlıkta kalmayacak şekilde göreli bir koyuluk içerir. Nesnelerin bağlı ve atılan gölgeleri, yani parlak ve koyu alanlar arasındaki geçişler yumuşaktır. Chiaroscuro aydınlatması aydınlık ve karanlık alanlar arasındaki kontraslığın derecesine göre üç ana biçime ayrılmaktadır: Rembrand aydınlatması, Cameo aydınlatması ve Siluet aydınlatması. Chiaroscuro aydınlatmasında, aydınlatmada kontrast çok belirgindir.
REMRANT AYDINLATMASI Bu yöntem, seçici bir aydınlatma şeklidir. Nokta ışık oluşturan aydınlatma kaynaklarıyla yapılır. Çerçevelenmiş konunun belli yerleri aydınlatılırken, diğer yerler tam ya da yarı karanlıktır. Bu aydınlatmanın temel biçimi zayıf bir aydınlatma kullanmasıdır. Görüntüde yer alan nesnelerin düzenlenmesinde, aydınlatmayla yaratılan seçicilik özellikle öndekiler üzerinde yoğunlaşmıştır. Arka alandakiler, göreli olarak daha karanlıktadır. Işıklı alanlardan gölgeli alanlara geçiş yumuşaktır.
Rembrand aydınlatmasında hem kompozisyon hem de içerik açısından temanın anlatımını destekleyen alanlar ışıklıdır. Görüntü alanı içindeki diğer alanlar tamamen karanlıktır. Bu aydınlatmanın ana hatları görüntüde görsel değerlendirmede gölgeli ışıklı lekelerin ve karanlık bölgelerin ilişkisi üzerine kuruludur. Chiaroscuro aydınlatma türleri içinde, görüntüde derinlik etkisini en iyi yaratan aydınlatma biçimidir.
REMRANT AYDINLATMASI Rembrand ışığı, bugün ışık eğitimi yapılan yerlerde ders olarak okutulmaktadır. Bu teknik özellikle arşiv değeri olan röportajlarda, belgesel çalışmalarındaki portrelerde, stüdyo çalışmalarında, fotoğraf ve sinema filmlerinde kullanıldığında çalışmayı daha etkili hale getirir.
CAMEO AYDINLATMASI Cameo Aydınlatması Bu aydınlatmada, dikkatin belirli bir nokta üzerinde toplanması söz konusudur. Güçlü, nokta, ışık kaynaklarıyla yapılan bir aydınlatmadır. Özellikle, nesnenin detaydaki yapı ve boyutlarının özgün niteliğini belirleme açısından önemlidir. Cameo aydınlatmasında, konunun arkasındaki detay önemli değildir. Chiaroscuro aydınlatmasının en aşırı şeklidir.
cameo Gölgeler sadece aydınlatılan nesnenin üzerinde fark edilir. Rembrandt aydınlatmasına göre aydınlık - karanlık zıtlığı çok fazladır. Özellikle dramatik nitelikte olan bazı televizyon gösterileri, bomboş gibi görünen bir stüdyonun siyah bir fonu önünde gerçekleştirilir. Karanlık bir fon önünde salt oyuncuların aydınlatıldığı bu aydınlatma yöntemine “Cameo aydınlatması” denilir.
Cameo aydınlatması Cameo aydınlatması doğrusal olup, genellikle mercekli aydınlatma kaynakları ile oluşturulur. Arka plan, herhangi bir göze çarpabilecek taşkın ışıktan korunmak için siyah perdelerle dikkatlice kapatılmıştır. Bu aydınlatma türünün denetlenmesi güçtür; görüntüde siyah-beyaz kontrastı çok yüksektir. Oldukça küçük bir yüzeyin üzerinde toplanmış etkileyici, yoğunluğu yüksek ışık, oyuncuların yüz çizgilerini silebilir. Estetik açıdan düşünüldüğünde, Cameo aydınlatması oldukça dramatik bir aydınlatma yöntemidir. Daha çok, dramatik vurgusu öne çıkan sinema veya TV yapımlarında kullanmak uygun olur. Cameo aydınlatmasında dekor önemli değildir. Birkaç set malzemesi bile dekor olarak kullanılabilir. Bu aydınlatmada en belirgin olan konudur.
Siluet aydınlatması İnsan gözü ile kamera veya fotoğraf makinesinin çalışma prensibinde; çok aydınlık fon önünde duran ışıksız bir obje silüet etkisini ortaya çıkarır. Silüet, objenin bakılan açıya göre izdüşümüdür. Objenin rengi, dokusu hakkında bilgi vermez, sadece boyutu ve nasıl bir şekli olduğuyla ilgili bilgi verir. Türk Dil Kurumu’na göre silüet: Bir şeyin yalnız kenar çizgileriyle tek renk olarak beliren görüntüsü, gölgedir. Siluet aydınlatma, Chiaroscuro aydınlatma türleri içinde aydınlık–karanlık zıtlığının en keskin şekilde vurgulandığı aydınlatma türüdür.
Siluet aydınlatması Öndeki nesnenin karanlık ve kontur olarak belirgin olduğu, arka fonun ise aydınlık kaldığı aydınlatma şeklidir. Cameo aydınlatmasının tersidir. Salt arka fonun aydınlatılmasından dolayı öndeki nesne tamamen karanlıktır. Nesnenin dokusu ve tonal değerleri belirgin değildir. Bu aydınlatma biçiminde nesne, görüntü boyutu içinde silüet olarak belirir. Aydınlık ve karanlık arasında dramatik zıtlık sağlar. Konuya derinlik katar. Bir insanın bu yöntemle aydınlatılması durumunda, ışık omuz başlarından aşağıya dökülen saçaklar gibi etki oluşturabilir. Derinlik yanılsamasında bu etkinin rolü vardır.
Doğada siluet Silüeti aslında doğada gözlemleyebiliriz. Güneş batışı sırasında güneşle bizim aramıza giren objeler bu etkiyi verir. Gündüz, bina içlerinde uzun bir koridorun sonundaki pencereye doğru baktığımızda, bizimle pencere arasındaki koridorda dolaşan insanlarda, silüet etkisini gözlemleyebiliriz. Gece aydınlık bir vitrine bakan kişiler silüet görünecektir. Sonuç olarak silüet doğaldır. Bu nedenle silüeti çekimlerde kullanarak bazı etkiler yaratabiliriz. Gündüz olduğu halde loş bir sokakta sis gibi beyaz bir etki varsa veya beyaz bir duvarın önündeki objelerde de silüet etkisini gözlemleyebiliriz. Özellikle alt açıdan yapılan çekimlerde fon olarak gökyüzünü kullanarak ve diyafram yardımıyla bu etkiyi yakalayabiliriz.
siluet Pencere önünde oturan veya büroda çalışan bir kişinin üzerine ters yönden ışık geliyorsa silüet etkisi doğacaktır. Bunu stüdyoda da suni olarak yapabiliyoruz. Dağcının arkasındaki gökyüzüne göre diyaframımızı ayarlayarak bu etkiyi suni olarak da belirli ölçülerde yaratabiliriz. Hatta polarize ve ND filtreler de bu işe yarayabilir. Silüet etkisi sanatsal amaçlara da hizmet eder. Bunu da bir stüdyoda yapabiliriz.
NOTAN AYDINLATMA Notan Aydınlatma Aydınlık-karanlık zıtlığının öneminin azaldığı aydınlatma yaklaşımına düz aydınlatma denir. Düz aydınlatmanın amacı sadece nesnelerin görüntü boyutu içinde, ayrıntılı olarak görünebilmesini sağlamaktır. Bu aydınlatmada hiçbir estetik kaygı yoktur. Düz aydınlatmada geri ışık çok az kullanılır ya da hiç kullanılmaz. Bu nedenle cisimler iki boyutlu olarak görünür.
NOTAN AYDINLATMA Zemin detaylarını, konunun öznesinin genel çizgilerini ve genel ton bölgelerini belirler. Fakat ton farklılığıyla ilgili olmadığı için kontrastlık yaratmaz. Şekilden ziyade tondaki hâkim olan rengi verir. Bu yüzden de düz ve iki boyutlu bir resim meydana getirir. Fotoğrafa oranla Notan efekti çok az daha kontrastlıdır. Arka ışık azaltılmış ve şekilleri belirleyen anahtar ışığı yoktur.
MİKROFONLAR Televizyon yapımının bir parçasını oluşturmak için ses dalgalarının, elektronik sinyallere dönüşmesi gerekir Bu mikrofonlar yardımıyla olur Televizyon ses sisteminin en önemli aygıtı mikrofonlardır Her mikrofonun iki ana kısmı vardır 1- ses dalgalarıyla harekete geçen diyafram 2- bu hareketi elektronik enerjiye dönüştüren duyarlı eleman
mikrofonlar Mikrofonlar 3 e ayrılır 1- her yönden gelen sese duyarlı, çok yönlü mikrofonlar 2- Yalnızca iki yönden gelen sese duyarlı mikrofonlar 3- Yalnızca tek yönden gelen sese duyarlı mikrofonlar
mikrofonlar Yapımlarda ise iki biçimde kullanılabilir 1- Görülmemesi gereken yaka mikrofonları 2- görülebilen mikrofonlar (el, çubuk ve masa) BOOM Mikrofonları: Çubuk mikrofonlardır, tek yönlüdür, boomcunun yönetmesi ile yönlendirilir, genellikle dış çekimlerde kullanılır KULAKLIK Mikrofonları: Bazı yapımlarda konuşmacı/sunucunun hem program yönetmeninin komutlarını ve programın sesini dinlemesi, hem de anlatımını sürdürmesini sağlayan sistemdir TELSİZ MİKROFON: Mikrofonla kontrol odası arasında herhangi bir kaplo bağlantısı olmadan işlevini yerine getiren bir mikrofon çeşidi. Hem iç hem de dış mekanlarda kullanılır
Mikrofon ayakları, kablo ve bağlantıları Mikrofonlar bir masa ve sehpa üzerine konularak veya asılarak hareketsiz olarak kullanılabilir veya haraketli de kullanılabilir Mikrofonlardan ve diğer ses kaynaklarından gelen sesler ses kontrol masasında dengelenir ve birleşir Ses Masalarında 1- ses kaynaklarından gelen seslerin seviyesini ayarlayan kollar 2- ses yüksekliğini görsel olarak ölçmeye yarayan cihazlar 3- miks edilen seslerin seviyesini düzenleyen gösterge 4- ses teknisyenin programı izlemesi ve programa katacağı farklı ses ögelerini önceden dinlemesini sağlayan sistem