Türkiye’de beyin ölümü teşhisindeki artış organ nakli sayısını arttırıyor mu? Dr. Kutlay Aydın İstanbul Medeniyet Üniversitesi Göztepe EAH Anestezi ve Reanimasyon AD
Tanım Beyin ölümü beyin fonksiyonlarının kalıcı olarak kaybının ifadesidir.
Türk nöroloji derneği beyin ölümünü beynin kafatası içinde kalan bölümleri olan beyin, beyin sapı ve serebellumun fonksiyonlarının geri dönüşümsüz olarak kaybı olarak tanımlamıştır. Türk nöroloji derneği beyin ölümünü tüm beyin ölümü olarak kabul eder ve tüm beyin ölümü tıbbi ölümü ifade eder.
Bu durumun çok önemli tıbbi, etik ve yasal sonuçları vardır. Tedavinin sonlandırılması Organ nakli Sosyal ve dini törenler Miras konusu Sağlık sigortası ödenmesi
Türkiye’deki en son yasal düzenleme Organ ve Doku nakli düzenlemesi adıyla Sağlık Bakanlığı tarafından 2012’de yapılarak yayınlanmıştır. 2014 Ocak ayında beyin ölümü teşhisindeki gecikmeleri önlemek amacıyla ek bir yasal düzenleme yapılmış ve beyin ölümü teşhisini gerçekleştiren ekipteki doktor sayısı dört doktordan iki doktora düşürülmüştür.
Bu çalışmada Dokuz Eylül Üniversitesin’de beyin ölümü tanısındaki özellikleri ve son 16 yılda beyin ölümü tanısı ve organ nakli sayısında değişiklik olup olmadığını incelemeyi amaçladık.
Metod: Hasta popülasyonu: Çalışma tek merkezli, retrospektif kohort çalışma olarak planlanmış ve lokal etik komite onayı alınmıştır. Çalışmanın yapıldığı merkezde toplam 73 yoğun bakım yatağı vardır. Ocak 2001 ve Aralık 2016 arasındaki tüm pediyatrik ve yetişkin beyin ölümü hastaları çalışmaya dahil edilmiştir.
Hasta demografik verileri (yaş, cins), yatış nedeni, beyin ölümü teşhisi sırasındaki fizik muayene bulguları, kullanılan yardımcı yöntem (TCD, BT anjio, EEG, SPECT, Beyin sintigrafisi), organ nakli yapılıp yapılmaması, yoğun bakım ve hastane yatış süreleri kaydedildi.
Beyin Ölümü Teşhisi Ocak 2001 ve aralık 2013 arasında beyin ölümü teşhisi anestezist, nörolog, beyin cerrahı ve kardiyologdan oluşan dört doktorluk bir ekip tarafından konulmuştur. Ocak 2014’den sonra beyin ölümü teşhisleri biri anestezist veya yoğun bakım uzmanı diğeri norolog veya beyin cerrahi uzmanından oluşan iki kişilik ekip tarafından konulmuştur.
Teşhis koyan ekipteki değişikliğin etkisini anlayabilmek için 2001-2013 yılları arasındaki beyin ölümü ve organ nakli sayısını, 2014-2016 yılları arasındaki beyin ölümü ve organ nakli sayısı ile karşılaştırdık. Çalışma periyodu boyunca beyin ölümü teşhis kriterleri aynı kalmıştır.
İstatistik Çalışmanın primer sonucu yıllar içerisinde beyin ölümü teşhis sayısındaki değişmenin ve teşhis koyan ekipteki değişikliğin organ nakli sayısına bir etkisi olup olmadığıdır.
SONUÇ Çalışma periyodu boyunca toplam 303 hastaya beyin ölümü teşhisi konmuştur. Hastalar yaşlarına göre pediyatrik grup (<18 yaş, n=42) ve yetişkin grup (≥18 yaş, n=261, Tablo 1.) olarak analiz edilmiştir.
Pediyatrik beyin ölümü hastaları Pediyatrik beyin ölümü hastalarının 26’sı (%61,9) erkek ve 16’sı (38,1)kız olarak tespit edilmiştir. En sık görülen tanı Travmatik Beyin Hasarı (%42,9) ve daha sonra Anoksik Beyin Hasarı (%14,3) ve diğer sebepler (%14,3) olarak sıralanmıştır. En sık kullanılan yardımcı yöntem EEG’di (%41,7). Beyin ölümü teşhisi konan 30 hastadan (%71,4) organ nakli yapılamamıştır. On iki hasta (%28,6) organ donörü olmuştur. Beyin ölümü hastalarının donör olmamasının en sık sebebi % 83,3 ile ebeveyn/hasta yakını reddidir.
Yetişkin Beyin Ölümü Hastaları Yetişkin grupta 169 hasta(%64,8) erkek, 92 hasta(%35,2) kadın olarak bulunmuştur. En sık görülen teşhis İntrakraniyal hemoraji (İKH, %39,8) olup daha sonra Travmatik Beyin Hasarı (TBH, %19,2), İskemik İnme (%15,3) ve diğer sebepler (%8,4) gelmektedir.
En sık kullanılan yardımcı yöntemler Transkraniyal Dopler(TCD, %44,6) ve BT Anjiografi (BTA, %39,3) olup bunları SPECT (%8,9) takip etmektedir.
164 hasta(%62,8) organ donörü olamamıştır, 97 hasta (%37,2) organ donörü olmuştur. Hastaların organ donörü olamamasının en sık sebebi hasta yakını reddidir (%86,6).
Yıllara göre Beyin Ölümü teşhisi ve organ donasyon değişimi: 2001-2013 arasında 220 hastaya (yoğun bakıma kabul edilen tüm hastaların %0,59’u) beyin ölümü teşhisi konmuştur ve bu hastaların %39.5’undan (n=87) organ donasyonu yapılmıştır. 2014-2016 arasında beyin ölümü teşhisi konan hasta sayısı 83 hastaya(yoğun bakıma kabul edilen tüm hastaların %0,67) yükselmiş ve bu hastaların %26,5’inden (n=22) organ donasyonu yapılabilmiştir.
Şekil 1.
Tartışma Bu çalışmada iki önemli bilgi elde ettik: Birincisi, merkezimizdeki beyin ölümü teşhis sayısı zamanla artmıştır, buna rağmen organ donasyonunda aynı artış görülmemiştir. İkincisi hastaların donör olamamasının en önemli sebebi hem pediyatrik hem de yetişkin grubunda hasta yakını reddidir.
Son yıllarda Türkiye’de Sağlık Bakanlığı beyin ölümü teşhisini arttırmak için önemli yasal düzenlemeler yapmıştır. Bu yeni yaklaşımın donör belirlenmesini hızlandırdığı ve beyin ölümü teşhis sayısını arttırdığı görülmektedir. Buna rağmen bu sayı hala yoğun bakım yatak sayısına göre beklenen sayının altında kalmaktadır.
Beyin ölümü teşhisi sonrası toplam organ bağışı oranı yetişkin grupta %37,2 ve pediyatrik grupta %28,6 ile beklenenin altındadır. Organ donasyonunun yapılamamasının ana nedeni hasta yakını reddidir. Escudero ve ark. (3) beyin ölümü hastalarında donör olma oranını %70 olarak bildirmiş ve donör olamayanların yaklaşık yarısının tıbbi sebeplerden, %44’ünün hasta yakınlarından kaynaklandığını bildirmiştir. Escudero D, Valentın MO, Escalante JL et al. Intensive care practices in brain death diagnosis and organ donation. Anaesthesia 2015, 70, 1130–1139.
Matesanz ve ark. (12) 1999-2008 arasında İspanya’da donasyon oranının %50-60 arasında olduğunu ve organ donasyonu yapılamamasına ana sebebin tıbbi kontrendikasyonlar olduğunu, hasta yakını reddinin %15’lerde olduğunu bildirmiştir. Matesanz R, Domínguez-Gil B, Coll E, de la Rosa G and Marazuela R. Spanish experience as a leading country: what kind of measures were taken? Transplant International© 2011 European Society for Organ Transplantation 24 (2011) 333–343.
Harmancı ve arkadaşları İstanbul bölgesinde 2005-2015 arasında beyin ölümü teşhisinde yaklaşık 5 kat artış olduğunu fakat organ donasyonunda 3 kat artış olduğunu bildirmiştir. Sonuçlar analiz edildiğinde bu artışın transplantasyon merkezlerinde artışa bağlı olduğu ve aslında beyin ölümü ve organ donasyon sayısında bir artış olmadığı sonucuna varmıştır. Harmanci Seren AK, Yavuz H. Numbers of Brain Deaths and Deceased Donors in Hospitals in Istanbul Region That Have Transplantation Units: A Retrospective Analysis Between the Years 2005 and 2015. Transplantation Proceedings, 49, 392-395 (2017).
Organ donasyonu için hasta yakını reddine ayrı bir önem verilmesi gerektiğini düşünüyoruz.
Sonuç olarak bu çalışma Türkiye’de beyin ölümü tanısı ile organ donasyonunun korele olmadığını ortaya koymaktadır. En kısa sürede toplumun farkındalığını arttıracak ve organ donasyon algısını değiştirecek yeni stratejiler geliştirilmelidir. Ayrıca sağlık çalışanları hasta yakınları ile iyi, bilgilendirici ve net iletişim kurabilme konusunda eğitilmelidir.
TEŞEKKÜRLER