PEYGAMBERIMIZIN DEVAMLı IBADETLERI HZ. AIŞE, O'NUN MUTAT GECELERINDEN BIRINI TAVSIF EDERKEN "... O, GECENIN EVVELINDE UYUR, SON SAFHALARıNDA IBADETE KALKARDı. SEHER VAKTI GIRINCE VITIR NAMAZıNı KıLAR, SONRA YATA Ğ ıNA GELIRDI..." DEMEKTEDIR.
Dindarlı ğ ın esasını iman vücuda getirirse de kalpteki imanın varlı ğ ını fiilen ibadetler ortaya koyar. Esasen insan, Allah'a ibadet etmek için yaratılmıştır. Bilindi ğ i gibi İ slam ahkamının bir kayna ğ ı da Hz. Peygamber'in bizzat yaptı ğ ı ibadetlerdir. O farz, vacib, sünnet derecesindeki ibadetleri işledi ğ i gibi, ümmetinin yapması gerekmeyen nafile ibadetleri de çokça yapmıştır. Hz. Peygamber günlük hayatını üç kısma ayırmış, bir kısmım ibadetlere, di ğ er kısmını kendisinin ve cemaatin işlerine, üçüncü kısmını da ailevi işlerine tahsis etmiştir.
NAMAZLARı İ slam'ın beş şartından birisi, belki en önemlisi olan namaz, belirli fiil ve hususi rukünlerle Allah Teâlâ'ya kulluk etmektir. Namazın zahiri, birtakım hareket ve zikirden ibaret ise de gerçekte, ilmî her şeyi kapsayan Cenâb-ı Hakk'a tazarru ve niyazdan ibarettir. Beş vakit namaz hicretten bir buçuk sene önce miraçta farz kılınmıştır. Akil ve bali ğ olan her Müslümanın yapması gereken farz-ı ayn bir ibadettir. Hz. Peygamber ümmetine ö ğ retti ğ i namazı herkesten çok eda etmiş, onu gözünün nuru, gönlünün süruru olarak tavsif etmiştir. Kaynaklarda, Hz. Peygamber'in pek çok nafile namaz kıldı ğ ı, hatta bu sebeple ayaklarının bile şişti ğ i, bunu sadece Allah'a şükreden bir kul olmak maksadıyla yaptı ğ ı nakledilmektedir.
Peygamberimiz, farz namazlarını, ashabının gözü önünde kılmış, miktar ve hususiyetleri herkes tarafından tesbit edilmiş ve ö ğ renilmiştir. Ancak O'na mahsus olan bazı nafile namazlar herkes tarafından aynı açıklıkla bilinmiyordu. O'nun nafile namazları gece kıldıkları, gündüz kıldıkları ve di ğ er bazı nafile namazlar olmak üzere üç gurupta incelenebilir:
GECE KıLDı Ğ ı NAFILE NAMAZLARı Hz. Peygamber'in gece ibadetlerine başta hanımları olmak üzere, bazı yakınları ve bir kısım ashab-ı kiram da şahit olmuştur. Hz. Aişe, O'nun mutat gecelerinden birini tavsif ederken "... O, gecenin evvelinde uyur, son safhalarında ibadete kalkardı. Seher vakti girince vitir namazını kılar, sonra yata ğ ına gelirdi..." demektedir. İ bn Abbas da Hz. Peygamber'in evinde misafir olarak kaldı ğ ı gecede gördüklerini şöylece dile getirir: "Gecenin yarısı yahut biraz öncesi veya sonrası idi. Rasûlullah yataktan kalktı. Ellerini yüzüne sürerek uykusunu da ğ ıttı. Sonra Âl-i İ mran sûresinin son âyetlerini okudu. Asılı duran su matarasından güzel güzel abdest aldı ve namaza başladı. Ben de kalktım. Abdest alarak sa ğ yanında namaza durdum. O, sa ğ elini başımın üzerine koyup okşadı. Sonra kula ğ ımı hafifçe burdu. Sonra da, ikişer rekat olmak üzere, on iki rekat namaz kıldı. Sonunda da tek rekat namaz kılıp yattı. Müezzin sabah namazını kıldırması için kendisine durumu bildirince kalktı ve iki kısa rekat namaz kılıp mescide çıktı. Sonra da sabah namazının farzını eda etti."
Hz. Aişe Rasûlullah'ın ömrünün son senesinde oturarak namaz kılmaya başladı ğ ını, kıraatından 30 veya 40 âyet kaldı ğ ında aya ğ a kalkıp okudu ğ unu ve öylece kıldı ğ ını anlatmaktadır. Secdelerinin ve kıyamlarının uzunlu ğ u göz önünde tutulursa, Hz. Peygamber'in her gece bir saatten fazla ibadet yaptı ğ ı söylenebilir
GÜNDÜZ KıLDı Ğ ı NAFILE NAMAZLARı Hz. Peygamber gündüz boyunca da birçok nafile namaz kılmaya devam etmiştir. Ö ğ lenin farzından önce dört sonra iki, akşamın farzından sonra iki, yatsının farzından sonra iki rekat namaz kılmıştır. Özellikle, sabahın farzından önce kılınan iki rekat sünnetin yerinin daha büyük oldu ğ u nakledilmektedir. Bu namazlar müekked sünnet denilen hemen hemen hiç ihmal etmeksizin ço ğ unlukla kıldı ğ ı namazlardır. Gayri müekked diye vasıflandırılan namazlar ise bazı kere yaptı ğ ı üzere, ikindinin ve yatsının farzından önce kılındı ğ ı dört rekat namazlardır. Mescide girildi ğ inde kılınan tahiyyatü'l-mescid isimli iki rekatlık namaz da nafile ibadetler cümlesindendir. Bu namazların yanında Hz. Peygamber'in, kuşluk namazı diye bir namaz kıldı ğ ından da söz edildi ğ i de görülmektedir.
KıLDı Ğ ı DI Ğ ER NAFILE NAMAZLAR Yukarda izah edilenlerin dışında Rasûlullah, teravih namazı ve çeşitli vesilelerle başka nafile namazlar da kılmıştır. Mesela ya ğ mur duası ve namazı zikredilebilir. Güneş tutuldu ğ u zaman da 2 rekatlık bir namazı cemaatle kılmıştır. Ayrıca ay tutulması sırasında da nafile namaz kılınmıştır. Yolculuktan döndükten sonra 2 rekat bir namaz kılmak da müstehab sayılmıştır. Rasûlullah'ın böyle bir namazı kıldı ğ ı rivayet edilmektedir. Bu nafile namazlar arasında tesbih namazı isimli bir namaz da vardır. Bu arada istihare namazının varlı ğ ından söz edilmektedir. Akşamın 2 rekat sünnetinden sonra onu 6'ya tamamlamak hususunda da hadisler vardır. Fakat salâtu evvâbîn (tevbe edenlerin namazı) denen bu namazı ifade eden hadisler zayıftır. Ancak bu gibi fazilet sayılan yerlerde zayıf hadislerle amel edilebilir.
KUR’AN OKUMALARI Kur'ân sadece okunmak için inmemiştir. O, bir hayat kitabıdır. Onu Rasûlullah hayata tatbik etmiştir. Zira Rasûlullah'ın ahlakı Kur'ân'dı. Kur'ân'ın emretti ğ ini yapmış, yasakladı ğ ından da kaçınmıştır. Güzel bir sese sahip olan Hz. Peygamber, daima o güzel sesi ile Kur'ân-ı Kerim'i okumuş ve onun emirlerini ilk önce kendisi tatbik etmiştir. Hz. Peygamber Kur'ân-ı Kerim'i bir çok usûl dahilinde okumuş ve öyle okunmasını tavsiye etmiştir. Bunlardan birisi de onu tertil ile okumaktır. Tertil, dura dura, anlaya anlaya okumaktır. Nitekim Ümmü Seleme, Hz. Peygamber'in okumasının bu şekilde oldu ğ unu şöylece izah eder: "O'nun kıraati açık, tane tane ve harf harf idi." Bu okuyuş müstehabdır. Hatta Kur'ân'ın manasını anlamayan yabancı kimse bile böyle okumalıdır. Zira bu okuyuş şekli Kur'ân'a daha çok hürmeti icab ettirdi ğ i gibi, hızlı okuyuştan kalbe daha tesirlidir. Güzel ses ile Kur'ân'ı okumak makbuldür. Nitekim Abdullah b. Mu ğ affal: "Hz. Peygamber'in devesinin üzerinde el- Feth sûresini yumuşak bir kıraatle tercî yaparak okudu ğ unu duydum." der. Tercî, makamla okuyanların kıraatlarında oldu ğ u gibi, sesi bo ğ azda döndürmektir. Bir çeşit güzel okuyuştur. Hz. Peygamber “Kur'ân'ı sesinizle süsleyiniz” buyurmuştur.
ORUÇLARI Bilindi ğ i gibi Ramazan-ı Şerifte oruç tutmak, İ slam'ın şartlarından biridir. Ramazan orucu, hicretten bir buçuk sene sonra, Şaban ayının 10. günü farz kılınmıştır. Hz. Peygamber bu tarihten itibaren aralıksız dokuz defa Ramazan orucunu tutmuştur. Kaynaklarda Hz. Peygamber'in farz oruçla yetinmeyip, daha başka nafile oruçlar da tuttu ğ u da nakledilmektedir. O, en çok Şaban ayında oruç tutardı. Ekseriyetle pazartesi ve perşembe günleri oruç tutmuştur. Ayrıca her ayın 13, 14, 15. günleri de oruç tutmuşlardır. Ayrıca Aşura günü ve Şevval ayında da oruç tutmayı tavsiye etmişlerdir.
ZEKAT VE HACCı Zekat, mali bir ibadet olup, hicretin ikinci senesinde farz kılınmıştır. Zekat, bir malın muayyen bir miktarını (mesela kırkta birini) bir zaman (mesela bir sene) sonra, hakkı olacak olan bir kısım Müslümanlara Allah rızası için tamamen temlik etmektir. Bilindi ğ i gibi Hz. Peygamber mal biriktirmemiştir. Bu sebeple kendine zekat farz olacak kadar malı olmamıştır. Hac, hem bedenî hem de mali bir ibadettir. Hac, Arafat'ta ona mahsus vakitte durmaktan ve usûlü dairesinde Kâbe'yi ziyaretten ibarettir. Umre ise senenin her mevsiminde yapılabilir ve Kâbe'yi tavafla, Safa ile Merve arasında say etmekten ibarettir. Hz. Peygamber, hicretten sonra hepsi de Zilkade ayında olmak üzere, dört defa umre, hicretin onuncu yılında olmak üzere bir kere de hac yapmışlardır.
DUALARı Hz. Peygamber'in bizzat okudu ğ u birçok dua vardır. O, yatarken, kalkarken, bir yere girerken, bir yerden çıkarken, çeşitli zamanlarda, çeşitli haller sebebiyle birçok dua okumuştur. Esasen dua yaparken bunlardan istifade etmek lazımdır. Ayrıca duaları uyanık bir kalple, üç defa tekrar etmek suretiyle yapmak lazımdır. Duaya bir zikirle veya salat-ü selamla başlamak ve öylece bitirmek kabulüne sebeptir.
EFE KADIR TOPÇU 7/B 216