HASAR ETKİN FON YÖNETİMİ AÇISINDAN HASAR ÖDEMESİ VE HASAR BİRİMLERİ ARASINDA KOORDİNASYON
Hasar ödemesi konusunda oluşturulacak fon yönetimi stratejisinin en duyarlı yanı merkez ve bölgeler tarafından yapılacak hasara ilişkin nakit çıkışlarını belirleyecek günlerin saptanması olmaktadır. Ödeme merkezlerinin ayrı ayrı toplamlarının kümülatifinin alınması, sigorta şirketinin global bazda hasar nedeniyle maruz kalacağı nakit çıkışının toplamını verecektir.
Bu toplamın, sigorta şirketinin fon yönetimi tarafından oluşturulan nakit akış bütçesindeki hasar ödemelerine öngörülen tutara maksimum eşit olması gerektiği dikkate alınmalıdır. Sigorta şirketlerinde fon yönetimi biriminin en önemli görevi, nakit bütçelemesi yapmaktır.
Belirli bir tutarın üzerinde büyük meblağlı katastrofik hasarların ortaya çıkması halinde, bu tür hasarlar için bütçeye belirli marjlar eklenmeli ve/veya bu hasarların bedelleri ilgili birimlerin periyodik hasar ödeme limitleri içinde değerlendirilmeyerek, ayrı tutulmalıdır. Böylece hazırlanan nakit bütçesi; Yöneticileri izlenecek temel politikaları önceden saptamaya zorlayacak,
Amaç ve stratejiler alt kademeler tarafından daha iyi kavranılmasını sağlayacak, Kaynakların kullanım ve dağılım etkinliğini artıracak, Bölümler arasında daha iyi bir eşgüdüm kurulmasını sağlayacak Hasara ilişkin faaliyetlerin daha etkin bir şekilde denetimini kolaylaştıracaktır.
SİGORTACILIK SEKTÖRÜNDE YERLİ VE YABANCI PARA POZİSYON RİSKİ KAVRAMI Sigorta şirketlerinin düzenlediği poliçeleri para cinslerine göre sınıflandırdığımız zaman aşağıdaki türden poliçeler olduklarını görmekteyiz: yerli para bazında, yerli para prim tahsilatlı ve yerli para hasar ödemeli poliçeler ya da yerli para riski taşıyan poliçeler,
Konvertibl bir yabancı paraya endeksli, yerli para prim tahsilatlı, önceden saptanan yabancı para endeksi üzerinden tazminat bedelinin yerli paraya dönüştürüldüğü yerli para hasar ödemeli poliçeler ya da yabancı para kur riski taşıyan poliçeler, Yukarıdaki tüm özellikleri taşımakla birlikte tahsilatı da yabancı paraya endeksli ve yabancı para kur riski taşıyan poliçeler,
Yabancı bir para bazında düzenlenmiş, yabancı para prim tahsilatlı, yabancı para hasar ödemeli poliçeler ya da yabancı para kur riski taşıyan poliçeler, Yukarıdaki tüm özellikleri taşımakla birlikte, sadece yerli para tahsilatlı ve yabancı para kur riski taşıyan poliçeler, Yurt içi enflasyona endeksli, yerli para prim tahsilatlı,hasar tarihindeki enflasyon artışı endeksi üzerinden hasar ödemeli poliçeler ya da enflasyon riski taşıyan poliçeler,
Yukarıdaki tüm özellikleri taşımakla birlikte; enflasyon yerine başka bir parametreye endeksli ve bu parametrelerin faiz riskini taşıyan poliçeler. Hasarın ödenmesi aşamasında kesinleşecek olan bu risklerin boyutu büyük ölçüde poliçenin endeksliği parametrenin diğer parametrelere karşı göreceli olarak ulaşacağı noktaya bağlı bulunmaktadır. Bu risk hem yerli para karşısında yabancı paralar için hem yabancı paralar karşısında yerli para için hem de yerli ve yabancı paralar karşısında diğer parametreler için ya da tersi için vardır.
Doğal olarak bu gerekliliğe vade farı riskini de eklemek zorunluluğu bulunmaktadır. Çünkü sigorta şirketlerinde vade riskini; Bir tarafta ortalama prim tahsilatı süresi, diğer sigorta şirketlerinden ve sigortalılardan yapılan rücu bedelleri v sovtaj bedellerinin ortalama tahsilat süresi ile Diğer tarafta ortalama hasar ödeme süresi, reasürans şirketlerine yapılan ödemelerin ortalama süresi ve diğer sigorta şirketlerinin yaptığı rücuların ilişkin bedellerin ortalama ödeme süresi arasındaki, eğer varsa, negatif vade farkı oluşturulmaktadır.
ENFLASYON KLOZLU POLİÇELERDE RİSK Enflasyona endeksli poliçelerde tahsilat belirli bir vadeyle yapılmakta ve poliçelerin primleri şirketçe tahmin edilen bir enflasyon oranı baz alınarak hesaplanmaktadır. Tahmin edilen bu enflasyon oranının sadece sigortaya konu olan emteanın fiyat artış oranı olmasına rağmen dikkat etmek gerekliliği bulunmaktadır.
Piyasadaki enflasyon oranının tahmin edilen enflasyon oranında yüksek çıkması durumu sigorta şirketi açısından bir risk oluşturacaktır. Bunun anlamı sigorta şirketinin daha düşük sigorta prim getirisine razı olmasıdır. Bu durum tahsil edilen prime kıyasla sigorta şirketi daha yüksek hasar tazminat bedelleri ödemek durumunda kalabilecek demektir. Enflasyonun tahmin edilen enflasyondan daha düşük çıkması ise sigorta şirketi açısından pozitif bir durumu işaret etmektedir. Burada da risk yine sigortalıya aktarılmış olmaktadır. Ancak poliçe üzerinde sabit bir enflasyon klozunun yer alması halinde, fiili enflasyonun tahmin edilen enflasyondan düşük çıkması sigorta şirketi açısından finansal bir kayıp anlamına gelmektedir.
DÖVİZLİ POLİÇELERDE VE FAİZ KLOZLU POİÇELERDE RİSK Hazine bonosu, devlet tahvili, tasarruf mevduatı faizi gibi sabit ve değişken parametrelere ve dövize endekslenen poliçelerde de, aslında, enflasyona endeksli poliçelere benzer riskler söz konusudur. Faiz klozlu veya dövizli poliçelerde gerçekleşen riskleri hesap ederken, ayrıca, poliçede kloz olarak yer alan parametre dışında diğer parametrelerin fırsat maliyetleri dikkate alınmalıdır.
Sigorta şirketinin dört farklı kayıp veya getirisi söz konusu olacaktır: Prim kaybı / getirisi, Hasar kaybı / getirisi, Fırsat maliyeti / getirisi, Toplam maliyet / getiri.
BENİ DİNLEDİĞİNİZ İÇİN TEŞEKKÜR EDERİM