Öldükten sonra tekrar dirilme ve Âhiret hayatı niçin vardır?

Cenab-ı Hakk'ın Rab (terbiye edici) ismi âhireti ister.

Kerîm ve Rahîm isimlerinin yansımaları olan dünyadaki ihsanlar ve Allah’ın rahmeti CENNETi isterler.

"Bir daha dönmemek üzere yok olup gitmek; şefkati musibete, muhabbeti düşmanlığa, nimeti azaba ve aklı da uğursuz bir alete döndürür."

. "Bu dünyada çoğunlukla zalim izzetinde, mazlum zilletinde kalıp buradan göçüp gidiyorlar. Demek ki bir mahkeme-i Kübra'ya bırakılıyor, erteleniyor."

Hakîm ve Âdil isimlerinin yansımaları olan, her tarafta görünen HİKMET ve ADÂLET, ebedi hayat vardır, der.

«Gerçek adâlet ister ki; bu küçük insan, cisminin küçüklüğü ölçüsünde değil, cinayetinin büyüklüğü, vazifesinin önemi ve büyüklüğü nisbetinde mükâfat ve cezâ görsün."

Allah-ü Teâlâ Hazretlerinin (dualara cevap veren) Mücîb ve (merhamet sahibi olan) Rahîm isimleri de Ahiret hayatını isterler.

“Âhiret hayatının olmasını gerektiren had ve hesaba gelmez sebeplerin hiç birisi olmasaydı bile, sadece Peygamberimiz aleyhissalâtüvesselâmın bir tek duâsı, cennetin yaratılmasına sebebiyet verecekti."

Celîl ve Bâkî isimlerinin tecellisi olan Cenâb-ı Hakk'ın kainattaki ihtişamlı saltanatı, ona layık ebedi bir memleketi ve orada ebedi olarak kalacak sâkinleri ister.

Cemîl (güzel olan) ve Celîl (azametli olan) isimlerinin bir sonucu olan Allah'ın va'di ahireti ister.

Muhyî (hayat veren) ve Mümît (öldüren) isimleri de Ahireti gösterir.

"Şimdi Allah'ın rahmet eserlerine bak "Şimdi Allah'ın rahmet eserlerine bak! Ölümünden sonra yeryüzünü nasıl diriltiyor? Muhakkak ki o ölüleri de öyle diriltendir ve onun gücü her şeye yeter." (Rum, 50)

Hakk ismi de Ahireti gerekli kılar.

İsrâfil (as) ikinci defa sûru üflediğinde, toplanın emrini alan zerreler biraraya gelip cesedleri oluşturacaklardır. Zira; İsrafil aleyhisselamın Sûr'u komutanın borusundan geri kalmaz. Zerreler ise, askerlerin komutanlarına olan itaatlerinden, Allah'ın emrine karşı daha itaatkârdırlar.

Bir saray veya şehir için, bunlar yıkılıp tekrar baştan yapılacak denilse aşağıdaki sorular aklımıza gelir: Bu saray veya şehir niçin tahrip edilecek? Sebep var mı? Bunu tahrip edip tamir edecek usta muktedir midir, yapabilir mi? Bu saray ve bu şehrin tahribi mümkün müdür? Eğer mümkünse, tahrip edilecek midir? Bu saray ve şehrin tamiri mümkün müdür? Eğer mümkünse, acaba tamir edilecek midir?

Şu dünya sarayının ve kainat şehrinin tahrip edilmesi ve yeniden ebedi Âhiret âlemi olarak yapılması için had ve hesaba gelmez sebepler vardır.

Bu işleri yapacak olan Allah-ü Teâlâ Hazretleri de muktedirdir.

Dünyanın ve Kainatın ölümleri mümkündür. Ve vukû bulacaktır.

..Ve bu ölecek âlemin tekrar dirilmesi mümkündür ve vâki olacaktır.

Allah (cc), peygamberlerine göndermiş olduğu bütün semâvî kitaplarında, kıyameti ve öldükten sonra dirilmeyi vaad etmiş. Madem O vaad etmiş, elbette yapacaktır.

Öyleyse, bu gecenin nasıl ki bir sabahı ve bu kışın bir baharı mutlaka vardır; Aynen onun gibi bu dünya gecesinin ve kabir kışının da mutlaka Ahiret ve Cennet sabahı ve baharı olacaktır.