Bilecik Şeyh Edebali Üniversitesi Doğu Afrika’da Osmanlılar Hartum Üniversitesi -- Bilecik Şeyh Edebali Üniversitesi Doğu Afrika’da Osmanlılar Kırklareli Yar. Doç. Dr. Tarig Mohamed Nour Aralık 2013
Arama Sonuçları
XVI. Y.Y. OSAMLI GÜNEY SİYASETİ: Osmanlılar Afrika bölgesine gelmeleri bilinen sepeplerinden ise XV. yüzyılın sonunda Portekizliler Kızıldeniz’e girmeye çalışmışları idi. 1497 Hindistan, Somali, Doğu Afrika ve Eritriye sahillerini kontrol altına almışlardı. Aden’i de almaya çalışmışlardı ama muvafak olamamışlardı.
XVI. yüzyılı başlangıcında Doğu Afrika bölgesinde bulunan Sevakin ve Musavva limanları dünya denizcilik güçlerinden Portekiz İmparatorluğu donanması tarafından hedef seçilmişti. Bazı tarihçilere göre bu saldırı Haçlı seferlerinin bir devamı idi.
Bazılarına göre ise bu bir keşif hareketiydi Bazılarına göre ise bu bir keşif hareketiydi. Bu keşif hareketinin amacı Afrika toprakları hakkında bilgi alma ve bu tarafta Müslümanların durumlarını anlamaktı. Böylece Portekizliler Africa ve özellikle Sudan bölgesi ve Mekke'yi almak için Afrika'da yerel Hıristiyanlar olan Habeşistan kralı ile iş birliği yapmayı düşünmüşlerdi.
Memlukluların son döneminde (H Memlukluların son döneminde (H. 922/1516) yılında Portekiz tarafından gönderilen donanma Sevakin limanına girmişti. Mısır’daki Memluk Sultan Kansu Gavri büyük bir donanmayı hazırlamıştı.
Memluk Sultan kendi özel gemisini Osmanlı tarfından yardım amacıyla gönderilen deniz Amirali Selman Reis’e vermişti. Bu donanmanın görevi Portekiz donanmasını bulmak ve yok etmek idi.
Osmanlılar, 1517'de Mısır’ı fethetmişlerdi. Bu fetih ile Memluk hâkimiyetindeki her yer Osmanlı'ya geçmişti. Osmanlı Devleti, Nubya, Habeşistan, Func, Zengibar gibi ülkeler ile Aden ve Hindistan ile doğrudan doğruya temas imkânına kavuşmuştu.
Doğu Afrika’da bulunan Limanları başta olmak üzere Süveyş, Sevakin ve Musavva Osmanlı Devleti öncesinde Memluk Devletine ait olduğundan Osmanlı Devleti’ne de bu şekilde intikal ettiği anlaşılmaktadır.
Afrika’daki mahalli Müslüman toprakları Osmanlı'yı güçlü bir Müslüman devlet olarak tanımıştır. Bunun nedeni ise bölgede bir müddetten beri etkili olan Portekizliler karşısında Müslüman ve güçlü Osmanlı Devleti’ni tercih etmeleridir.
Afrika’daki Yerel Halkın Osmanlıyı sevmesinin sebebi Osmanlı Devleti’nin bölgeye hizmet etmiş olmasıdır. Bunlardan biride Yavuz Sultan Selim döneminde yapılan su kuyularıdır
Bu savaşların nedeni Hindistan yolunu Portekizlilerin elinden almaktır. Osmanlılar bu mücadelelerde muvaffak olamamıştır. Fakat Kızıldeniz ve Hicaz bölgesini Portekiz tehlikesinden kurtarmışlardır.
1517 yılında Osmanlılar bu bölgeye gelmiş ve 1554 tarihinden itibarten bir eyalet halına olmuştu. Bu tarihten sonra Osmanlı belgelerinde tevcihler bulunmaktadır.
Sancak Tevcihi "Sevâkin sancağı ‘inâyet olunan Abdülbakî’ye Cidde-i ma‘mûre beyi olanlara verildüğü üzere cirâye ve alîk verile deyü hükm-i şerîf buyuruldu, fî 13 Cumade’l-evvel sene 961" (BOA, KK, no. 211, s. 78).
Osmanlı belgelerine göre Abdülbaki Bey isimli bir zatın Sevakin'in ilk sancak beyi olduğunu tespit etmekteyiz. Bölgede önemli yerler sancak bey tevcihi bulunmaktadır.
XVI. OSAMLI GÜNEY SİYASETİ: Güney Eyaletleri Mısır Hicaz Habeş Yemen
Afrika’da Osmanlı Dönemi Mısır Eyaleti Habeş Eyaleti Garp Ocaklari Afrika’da Yerel İdareciler
Bilindiği gibi Osmanlılar Kızıldeniz kıyılarına yerleşmeye başladıklarında ilk olarak Portekizlilerle mücadeleye girmişlerdir. Bu mücadele içinde Osmanlılar eski Memluk kumandanlarından yararlanarak Hind Okyanusunda Portekizlilere karşı mücadeleler başlatmışlardır
Habeş Eyaleti Sevakin Sancağı Musavva Sancağı İbrim Sancağı: Say, Dirri (kaleler)
Özdemir Paşa Özdemir Paşa’nın aslı Mısır’daki Çerkez kölemenlerindendir. Mısır Osmanlı idaresine geçince genç yaşta Osmanlı hizmetine girdiği anlaşılmaktadır. Kendisi akılı, cesur ve iyi bir idareci idi
Özdemir Paşa Bu arada, Osmanlı – Portekiz mücadelesinde önemli rol oynayanlardan Özemir Paşa Padişah'a bir proje sunmuştur. Bu proje ile Yemen ve Kızıldeniz’i korumak için ve Afrika’da bir Hıristiyan devlet olan Habeşistan’ı fethetmek için yeni bir Osmanlı eyaleti teşkil edilmesi istenmiştir.
Özdemir Paşa, Hadım Süleyman Paşa’nın yanında Hint seferlerine katılmıştır. Kısa zaman sonra Mısır’ın güneyi ve Kızıldeniz sahillerine yakın ve Func Devleti’ne ait bulunan İbrim, Derr, Say, Mağarat, gibi kale ve şehirlerin ele geçmesinde başrol oynamıştır.
1547 ‘de Sancak Beyi olarak Yemen'deki Sana‛ kalesine tayin edilmiştir 1547 ‘de Sancak Beyi olarak Yemen'deki Sana‛ kalesine tayin edilmiştir. Özdemir Paşa, 1548’de Yemen Beylerbeyi olduğu tahmin edilmektedir. 1554 ‘te Yemen’den azledilmiştir. Azledildikten sonra Yemen’den Sevakin’e geçip oradan karayolu ile Mısır’a ulaşmıştır. Mısır’dan İstanbul’a gelmiştir.
Özdemir Paşa İstanbul’a geldiğinde Kanuni Sultan Süleyman ile görüşmüş ve bu görüşmede yeni projesini anlatmış ve Sultan Süleyman da bu projeyi kabul etmişti. Özdemir Paşa tekrar Afrika’ya dönmüş, Habeş eyaletini tesis etmeye başlamıştı. Habeş Eyaletinin önemli şehirlerinden Sevakin ve Musavva başlangıçta Habeş Eyaleti’nin merkezleri olmuştu.
Sultan Süleyman ile görüştüğünde Mısır, Yemen, Habeşistan ve diğer memleketler hakkında çeşitli belgeler vererek bu memleketlerin Mısır’dan ne kadar uzak olduğunu göstermişti.
Kızıldeniz’in coğrafi özelliklerini daha detaylı olarak anlatmış, Habeşistan halkının mensup olduğu dinler hakkında bilgiler vermişti. Kanuni’nin bu bölge hakkında sorduğu soruları yanıtlamıştı.
Muhtemelen de bu bilgileri sunarken Osmanlı’nın oraya asker gönderirse bölgede tam hâkimiyetin sağlanacağını ifade etmişti.
Yemen ve Mısır Eyalet merkezlerinden uzak Sudan topraklarında birçok kavim vardı. Buranın tam olarak hâkimiyete geçmesi için başka bir idarî merkez teşkil etmesine ihtiyaç vardı. Devletin yüksek makamlarında bu fikir tartışılmış ve bazı devlet adamları, Özdemir Paşa'nın fikrinin tehlikeli olduğu görüşüne varılmıştı.
Sonunda Sadrazam Kara Ahmet Paşa'nin çabalarıyla Kanuni Sultan Süleyman bu bölgeye memur ve asker göndermeye karar vermişti. Kanuni Sultan Süleyman Özdemir Paşa’yı Habeşistan Bölgesi şuanda Sudan, Eretriya ve Somalya’ya kadar toprakları ve cevarları, görevlendirmişti.
Afrika’da yapılacak harekâtın Kızıldeniz sahillerinden daha kolaylıkla yapabileceği anlaşılmış ve ordu bu yöne kaydırılmıştı. Bu şekilde 10 Nisan 1554 de Sevakin'in yeni eyaletin Merkezi olduğu anlaşılmaktadır.
Bu dönemdeki Osmanlı eser ve belgelerinde Habeşistan geniş olarak yer almakta ve Habeşistan’ın sınırları Mısır’ın güneyinden başlayıp Kızıldeniz sahilinin tamamını içine alarak Hind Okyanus kıyılarına kadar olan topraklar olarak ifade edilmektedir. Özdemir Paşa da bu fikir ile harekâtı başlatmıştı.
Özdemir Paşa Sevakin’den harekâta başlamıştı. Özdemir Paşa, merkezi Sevakin olan Habeş Beylerbeyliği'ne (15 Şaban 962/ 5 Temmuz 1554)’te atanmıştır. Osmanlı kaynaklarında bu atanma şöyle yer almıştır: “... Sevakin’i müşarun-ileyhe tayin edüp zabt ettirünüz deyü buyruldu ...”.
Habeş Eyaleti kurduktan sonra, daha önce Yemen’e bağlı olan Masavva Limanı ve Dahlak Adası Habeş Eyaletine bağlandı. Kızıldeniz’in Afrika kıyısında bulunan Osmanlı’ya ait limanların Habeş Eyaletine katılması sağlanmıştır.
Afrika’nın doğusunda Habeş Eyaleti bu şekilde tesis edilmişti. Osmanlı Devleti'nin içinde her yerin kendine özgü yönetim şekilleri vardı. Habeş Eyaleti'nin ilk oluşumunda liman şehirleri statüsü geçerli olmuş ve burada idare, sancakbeyi, kaymakam ve nahiye şeklinde kurulmuştur.
Adliye teşkilatı da kadı idaresinde bulunmuştur. Örnek olarak Habeş Eyaleti’nin merkezi olan Sevakin’de Abdulvahab Efendi Habeş kadılığına tayin edilmişti (30 Kasım 1555’te).
Eyaletin mali meseleleri için bir nâzır-ı emvâl tayin edilmiştir(17 Kasım 1555). Bu nazırın ünvanına defterdar olarak da 1565 tarihili belgelerde rastlanmaktadır.
Daha sonra Habeş Eyaleti merkezi daha güneye kaydırılmış ve Masavva olmuştu. Habeş Eyaleti topraklarının sınırı tam olarak bilinmemektedir fakat Afrika’daki Müslüman aşiretlerinin Osmanlı’ya bağlılığını düşünürsek bu sınırların genişliği hakkında bir fikre sahip olabiliriz.
Netice olarak bölgeyi 1517’den itibaren Osmanlı idaresi altında olmaya başladı. Doğu Afrika bölgesi yavaş yavaş Osmanlı idaresine adapte olmaya başladı.
Evliya Çelebi 17. yy. da bu bölgede Osmanlı hâkimiyeti tesis edildikten sonra hem Func kralı hem de Habeş eyaletini ziyaret eden Osmanlıların büyük seyyahı Evliya Çelebi (1611–1682) bölgeyi ziyaret etmiş ve seyahatnamesinde bölgeye dair bilgiler de vermiştir.
Sevakin Şehir’in idaresini üstlenen Kaşif unvanlı bir memurun emrinde 200 görevli bulunmaktaydı. İdare teşkilatında subaşı ve şatırbaşı bulunmaktaydı. Ayrıca şehir içinde taş binalar, hamam, han, kapalı çarşı ve imaret de bulunmamaktaydı. Ayrıca kahvehaneler yerel pazarlar ve bozahaneler vardı
Sevakin
Yerel İdare Func hakimi Sevakin'de bulunan Osmanlı hakimiyeti tanımış ve himayesine girmiştir. Değişik idarî şekillerde olsa da XX. Yüz yıla kadar Doğu Afrika bölgesi Osmanlılara bağlı kalmıştı
Bölgedeki yerel Afrika Müslümanlar Osmanlı Devletinin himayesine germişlerdi. Kendi halkına istediği şekil idare ederdiler. Osmanlılar ise onlara hem dış tehlikelerden hemde yardımlarda bulunmaktaydı. Harer, Zencbar ve Darfur’daki yerel idareciler bir örnek olark gösterebiliriz.
Kavalalı Mehmet Ali Paşa Doğu Afrika, 1821’den itibaren yeni idari düzenleme olarak Osmanlı padişahının adına Mısır valisi tarafından yönetildi Mısır eyaleti başına gelen valilere verilen tayin fermanlarında bölge idaresine verilmekteydi. Bu fermanlarda Nuba, Darfur, Kordufan ve Sinnar bölgeleri ve onlara bunlara bağlı mahaller de zikredilmekteydi.
Mehmet Ali Paşa’nın vefatı üzerine bölgenin idaresi Mısır’dan ayrılmıştı. Kızıldeniz sahillerinde bulunan bölgeyi Cidde’ye bağlanmıştı.
Osmanlı Devleti’ne Doğu Afrika’da bağlı olan topraklar Mısır valisi İsmail Paşa’ya 1865 senesinde veraset şeklinde ihale edilmişti. 1882 yılında İngilizler Mısır’ı işgal ettikleri zaman da Osmanlı Devleti’nin bu haklarını tanınmaktaydı.
Sonuç 1517’de Mısır’ı ele geçiren Osmanlılar kısa bir süre sonra Doğu Afrika’da hakimiyet ve nüfuzlarını kurumuşlardı. Osmanlılar bugünkü Sudan, Eretria, ve Somalya bölgesinin tamamını doğrudan yönetmemişti, Limanlar özelikle Sevakin ve Musavva gibi merkezi idareye bağlamıştı.
Doğu Afrika’da iç kısımların yönetimini mahalli yöneticilere bırakmıştı. Osmanlı hakimiyetine geren bu bölgelere Sömürgeci devletlerin gelmesi üzerine problemler yaşanmaya başlanmıştı. Osmanli Devleti ortadan kaldırmasıyla Afrika’daki Osmanlı tarftarları ve halkın çok büyük zararlara maruz kalmıştır.
Sevakin’de Binalar
Sevakin Kapısı
Musavva
Musavva
Musavva