REKABET KURUMU Cevdet Kızıl Berat Albayrak Burç Maruflu
Rekabeti çok çeşitli şekillerde tanımlamak mümkündür Rekabeti çok çeşitli şekillerde tanımlamak mümkündür. Örneğin bir tanıma göre rekabet, “bir kuruluşun tüm birikimini kullanarak oluşturduğu rakiplerinden daha iyi bir ürün üretme ve hizmet sunma amacına yönelik yoğun çabadır”. Bir diğer tanıma göre ise rekabet, “iş ve sanatta, ilim ve hünerde üstün olmaya çalışmak ve başkalarına rağmen kazanmak gayreti", "aynı amacı güden kimseler arasında çekişme; kıskançlık; rekabet etmek, birbiriyle yarışmak" veya "iki veya daha çok işletmenin, diğerleri karşısında kendi ürün veya hizmetlerinin tercih edilmesi konusunda gerçekleştirdiği faaliyetler; yarışma; rakip olma hali" ya da “herhangi bir alanda talebin arzı aştığı durumlarda meydana gelen sosyal bir çekişme şekli, ekonomik hayatın en köklü ögesi ve ilerleme nedeni”dir.
Haksız Rekabet Ticaret kanunumuza göre haksız rekabet, aldatıcı hareket veya hüsnüniyet kaidelerine aykırı sair hareketlerle iktisadi rekabetin her türlü suiistimalidir. Önek vermek gerekirse, kötüleme, gerçeğe aykırı bilgi verme, aldatıcı reklamlar, müstesna kabiliyet zannını uyandrma, iltibas, yardımcıları görevlerini kötüye kullanmaya kandırma, yardımcılardan işletmenin sırlarını ele geçirme, sırlardan faydalanma ve yayma, gerçeğe aykırı şehadetname verme ve iş hayatı şartlarına riayet etmeme belirtilebilir. Bir başka tanıma göre ise haksız rekabet, rekabet ortamında tekel olmak ve/veya başka avantajları kullanarak diğer rakipleri çaresiz bırakmaktır.
Rekabet Hukuku Piyasa ekonomisinin var olması ve devam edebilmesi için Rekabet Hukuku şarttır. Rekabet Hukuku’nun temel hedefi pazarda rekabeti korumak ve güvence altına almaktır. Rekabet Hukuku’nun odak noktası tüketicilerdir. Tüketicinin korunması Rekabet Hukuku’nun nihai amacı olup, genel olarak rekabetin doğasıyla çelişen negatif neticelere karşı savunulması esastır. Rekabet hukuku uygulanmakta olduğu sistemin ekonomik ve sosyal politikalarıyla son derece içiçedir. Yani sistemin öncelikleri Rekabet Hukuku’nda gözlemlenebilir. Eğer Rekabet Hukuku kurallarının uygulandığı sistemde ekonomi politikaları ve ekonomik amaçlarda öncelikler farklılaşırsa, aynı doğrultuda rekabet politikasında da farklılıklar olabilir.
Amerika Birleşik Devletleri’nden Uygulamalar Amerika Birleşik Devletleri’nde rekabetle ilgili olarak ilk kez hukuksal düzenlemeye gidilmesi ihtiyacı 19. yy.’ın ortalarına rastlar. 1890 senesinde Sherman Kanunu (Sherman Act) Amerika Birlşeik Devletleri’nde ilk federal rekabet yasası olarak tarihe geçmiştir. Sermaye ile ekonomik güç çok yoğun bir şekilde kartel ve tröst gibi örgütlenmelerin eline geçince devletin ticari yaşama müdahale etmesi kaçınılmaz olmuştur. Bu hakikaten çok önemli bir adımdır. Çünkü serbest rekabet odaklı ekonomik düzen, ekonomik açıdan ciddi bir güce sahip olan kartel ve tröstlerce zarara uğratılmaktaydı. Ancak Amerika Birleşik Devletleri’nde bununla da yetinilmemiş, rekabet kurallarını daha etkili bir hale getirebilmek maksadıyla ek yasalar çıkarılmıştır.
Avrupa’dan Uygulamalar Avrupa’da Rekabet Hukuku ile ilgili uygulamalar 2. Dünya Savaşı’nın sonrasına rastlar. Bu noktada Avrupa uygulama bazında ABD’ni takip etmiştir. Avrupa’da Rekabet Hukuku ile ilgili uygulamaların temel nedeni 1. ve 2. Dünya Savaşları’nın arasındaki zamanda çok çeşitli kartellerin ortaya çıkmış olmasıdır. Ülkesel anlamda ele aldığımızda ise Almanya, İngiltere ve İsviçre yapmış oldukları düzenleme ve uygulamalar ile dikkat çekmişlerdir. Örneğin İsviçre’de 1952, Almanya’da ise 1958 senelerinde rekabetin güvence altına alınmasıyla ilgili düzenlemelerin yapıldığını söyleyebiliriz. Avrupa’da Rekabet Hukuku ile ilgili uygulamalar hakkında Avrupa Ekonomik Topluluğu’nun da önemli katkılarının olduğunu belirtmeliyiz. Zira Avrupa Ekonomi Topluluğu’nun kuruluşunu takiben Avrupa Rekabet Hukuku’nda ciddi gelişmeler meydana gelmiştir.
Türkiye’den Uygulamalar Ülkemizde Rekabet Hukuku ile ilgili düzenlemelerin tarihi çok eskilere dayanmamakta ve bu konuyla ilgili çalışmaların aslında 1970’li yıllarda başladığı görülebilir. Rekabetin korunmasıyla ilgili olarak birçok kanun tasarısı da hazırlanmıştır. Ancak 4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkındaki Kanun vasıtasıyla 1994 senesinde yasallaşma gerçekleşebilmiş ve 13 Aralık 1994 tarihinde yürürlüğe girmiştir. OECD ülkeleri ile karşılaştırma yapıldığında, 1994 yılı itibariyle diğer tüm ülkelerin rekabet hukukuna ilişkili düzenlemeleri Türkiye’den daha önce yaptığını söyleyebiliriz.
Rekabet Kurumu’nun Bağımsız Yapısı Rekabet Kurumu’nun bağımsız yapısına ilişkin bir hüküm öncelikle Rekabetin Korunması Hakkındaki Kanun’un 20. maddesinde bulunmaktadır. Bu madde der ki : “Rekabet Kurumu kamu tüzel kişiliğini haiz, idari ve mali özerkliğe sahiptir.” Ayrıca, Rekabet Kurumu’nun bağımsızlığıyla ilgili olarak ve bir tüzel kişi olmasını göz önüne aldığımızda eylem ve işlemlerinin neden olduğu zararlar hususunda kendi malvarlığı ile sorumlu olduğunu söyleyebiliriz. İşte Rekabet Kurumu’nun mali açıdan bağımsız olmasından da bu noktada söz edebiliriz. Hiç şüphesiz Rekabet Kurumu’nun tüzel kişiliği eylem sınırlarının çizilebilmesi hususunda da çok yardımcıdır. Ek olarak, aslında organik olarak başka bir kuruma bağlı olmaması nedeniyle hukuksal sahada güçlü durmaktadır. Zaten Rekabet Kurumu’nun özerkliğini güçlendiren faktörlerden biri de budur. Yine Rekabetin Korunması Hakkındaki Kanun’un 20. maddesinde başka bir ifade daha vardır ki o da çok önemlidir: “Hiçbir organ, makam, merci ve kişi kurumun nihai kararını etkilemek amacıyla emir ve talimat veremez”. Bu madde gerçekten de bağımsızlık açısından bir sigorta işlevi görmektedir. Ayrıca bu düzenleme Anayasanın 138. maddesi kapsamında mahkemelerin bağımsızlığı prensibiyle de uyumludur.
Rekabet Kurumu’nun karar organı olan Rekabet Kurulu, onbir üyeden oluşmaktadır. Bakanlar Kurulu, dört üyeyi Rekabet Kurulu’nun, iki üyeyi Sanayi ve Ticaret Bakanlığı’nın, bir üyeyi DPT’nin bağlı olduğu Devlet Bakanlığı’nın, birer üyeyi ise Yargıtay, Danıştay, Üniversitelerarası Kurul ile Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği’nin her boş üyelik için kendi kurumları içinden veya dışarıdan göstereceği ikişer aday arasından seçer ve atar. Kurul başkan ve üyelerinin görev süresi altı yıldır. Üçte biri iki yılda bir yenilenen üyelerin tekrar seçilebilmesi mümkündür. Kurul başkan ve üyelerinin aylık ücretleri, en yüksek devlet memurunun her türlü ödemeler dahil ücretlerinin iki katını geçmemek üzere, Sanayi ve Ticaret Bakanlığı’nın teklifi ile Bakanlar Kurulu’nca tespit edilir.
Kurul başkan ve üyelerinin süreleri dolmadan herhangi bir nedenle görevlerine son verilemez. Ancak, kurul kararı ile, atanmaları için gerekli şartları kaybettikleri veya durumlarının bu kanunun 25inci maddesine aykırı düştüğü anlaşılan yada kanunla verilen görevle ilgili olarak suç işledikleri mahkeme kararı ile sabit olan kurul başkan ve üyelerinin görevleri sona erer. Rekabet Kurulu üyeleri, Yargıtay Birinci Başkanlık Divanı huzurunda görevlerinin devamı süresince kurulun işlerini tam bir dikkat ve dürüstlük ile yürüteceklerine, kanun hükümlerine aykırı hareket etmeyeceklerine ve ettirmeyeceklerine dair yemin eder. Yemin için yapılan başvuru yargıtayca acele işlerden sayılır. Kurul başkanı ve üyeleri yemin etmedikçe göreve başlayamazlar.
Rekabet Kurumu’nun Özerk Yapısı Rekabetin Korunması Hakkındaki Kanun, Rekabet Kurumu’nun örgütlenme özerkliği açısında adeta bir sigorta görevini görmektedir. Her şeyden önce kurumun mali ve idari özerkliği vardır. Başkanlık birimi geçici statüde veya belli bir uzmanlık gerektiren nitelikteki hizmetlerde çalıştıracağı elemanları belirlemektedir. Kurum personeli, ücret ve mali haklar dışında 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’na tabidir. Personelin ücret ve diğer mali hakları, üyelerin ücretlerinin belirlenmesine ilişkin esaslar çerçevesinde başkanlığın teklifi üzerine kurul tarafından belirlenir. Başkanlıkça hazırlanan kurumun yıllık bütçesi ve gelir-gider kesin hesabını onamak ve gerekirse bütçede hesaplar arasında aktarma yapmaya karar vermek yetkisi kurula aittir.
Rekabet Kurumu’nun Özerk Yapısı Rekabetin Korunması Hakkındaki Kanun, Rekabet Kurumu’nun örgütlenme özerkliği açısında adeta bir sigorta görevini görmektedir. Her şeyden önce kurumun mali ve idari özerkliği vardır. Başkanlık birimi geçici statüde veya belli bir uzmanlık gerektiren nitelikteki hizmetlerde çalıştıracağı elemanları belirlemektedir. Kurum personeli, ücret ve mali haklar dışında 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’na tabidir. Personelin ücret ve diğer mali hakları, üyelerin ücretlerinin belirlenmesine ilişkin esaslar çerçevesinde başkanlığın teklifi üzerine kurul tarafından belirlenir. Başkanlıkça hazırlanan kurumun yıllık bütçesi ve gelir-gider kesin hesabını onamak ve gerekirse bütçede hesaplar arasında aktarma yapmaya karar vermek yetkisi kurula aittir.
Rekabet Kurumu Rekabet Kurumu, 7 Aralık 1994 tarihinde kabul edilen ve de 13 Aralık 1994 tarihinde Resmi Gazete’de yayınlandıktan sonra yürürlüğe giren 4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkındaki Kanun vasıtasıyla kurulmuştur. Rekabet Kurumu’nun ana görevlerinden bahsedersek, mal ile hizmet piyasalarının serbest ve sağlıklı bir rekabet ortamı içinde meydana gelmesini ve gelişmesini sağlama, mal ile hizmet piyasalarındaki rekabeti önleyici, bozucu yada sınırlandırıcı anlaşma, karar ve uygulamaları ve piyasaya hakim teşebbüslerin hakimiyetlerini suiistimal etmelerini engelleme, gerekli düzenleme ve denetlemeleri yapma görevlerinin başı çektiğini söyleyebiliriz. Rekabet Kurumu, rekabeti bu ana görevlerini yerine getirerek korumaktadır.