ZARF VE ÇEŞİTLERİ BÜNYAN ANADOLU LİSESİ ZEYNEP DİNÇ 9/A 35
Fiilleri çeşitli yönlerden niteleyen, sıfatların ve diğer zarfların anlamını kuvvetlendiren sözcüklere zarf denir. Tek başına sıfat olmadığı gibi, tek başına zarf da yoktur. Zarflar da sıfatlar gibi tek başına isimden başka birşey değildir. Zarflar; zaman, yer, hal ve azlık çokluk isimleridir.Zarfların asıl görevi fiilleri yer, yön, durum, miktar yönüyle nitelemektir.Zarflar fiillerin sıfatlarıdır denebilir. Örnek; Buraya yarın gelirler. İki eski dost, akşama kadar sohbet ettiler. Küçük, olanları bir bir anlattı Çocuk koşa koşa kapıdan içeri girdi; nefes nefes konuşmaya başladı.
Zarflar; 1) Fiilleri, fiilimsileri, adlaşmış sıfatları, diğer zarfları, durum, zaman, yer (yön), miktar, soru yönüyle niteler. 2) İsim çekim eklerini (hal ekleri, iyelik ekleri, çoğul eki) almaz. Zarflar konusunda bu iki özellik mutlaka bilinmelidir. Zarflar çekimsiz sözcüklerdir. Zarf olan sözcükler zarf olduklarında çekim ekini almaz, isim olarak kullanıldıklarında alabilir. Örnek; Kötü söyleme eşine, zehir katar aşına. Zarf Kötüyü kimse istemez. İsim
* Zarfların asıl görevi fiilleri nitelemek olmakla birlikte, zarflar anlam derecesi bakımından sıfatları ve başka zarfları da niteler. Örnek; Göreviniz en doğru cevabı bulmaktır. O bu kadar zor işin altından kalkamaz. Yukarıdaki örneklerde zarflar sıfatları derecelendirmiştir. Aşağıdaki örneklerde ise zarflar başka zarfları nitelemiştir. Örnek; Resmi pek iyi çizememiş. Çok hızlı konuşuyor, yazarken yetişmek mümkün değil. Oldukça güzel oynuyorlar, daha önce hiç görmemiştim.
* Zarflar, adlaşmış sıfat durumundaki sözcükleri de derce yönüyle niteliyebilir. Örnek; Dün hava daha soğuktu. Mevsimlerin en güzeli ilk bahardı. Sınavdaki sorular çok kolaydı. * Zarflar, görevleri bakımından beşe ayrılır. 1) Durum (hal) zarfları 2) Zaman zarfları 3) Yer (yön) zarfları 4) Azlık-çokluk (miktar) zarfı 5) Soru zarfları
1-Durum (hal) Zarfları: Bunlar hal ve tavır ifade eden zarflardır. Fiilin nasıl yapıldığını ve ne durumda olduğunu belirten sözcüklerdir. Örnek; Böyle gelmiş, böyle gider. Çocuk bize öyle anlattı. Adam çekine çekin eiçeri girdi. Ağır ağır çıkacaksın bu merdivenlerden. Çocuksa seviniyor; delice gülüyordu. Onları ailece ziyarete gittiler. *Durum zarflarının sayısı pek çoktur, durum zarfları fiili sorulan “Nasıl?” sorusunun cevabıdır. Annesi çocuğu güzelce yıkadı. Nasıl yıkadı? > Güzelce
* Niteleme sıfatlarının pek çoğu durum zarfı olarak kullanılabilir. Örnek; İyi insan yolda anlaşır. Sıfat Güzel bir kitap insanı mutlu eder. Sıfat *Aşağıdaki örneklerde ise niteleme sıfatları, durum zarfı olarak kullanılmıştır: Örnek: Güzel düşün, iyi hisset. Eğri oturalım, doğru konuşalım. Eli çok kötü yanmış. Kara haber tez gelir.
* “-ce, -ca eşitlik eki”ni alan isimler durum zarfı olarak kullanılır. Örnek: Küçük kız güzelce süslendi. Arkadaşların kardeşçe davranırdı. İki arkadaş sessizce konuşuyorlardı. *-le, -la vasıta, araç, beraberlik bildiren ek ile de durum zarfları oluşturulur. Topa hızla vurdu. Babasını sevinçle karşıladı. Anlatılanlara kahkahayla güldü. *İkilemeler de durum zarfı olarak kullanılır. Kalbi küt küt atıyordu. Karşısındaki adama dik dik baktı. Yatağın üzerine boylu boyunca uzandı.
-Ayrıca bağ-fiiller, deyimler, yansımalar durum zarfı olarak kullanılır. Örnek: Koşa koşa geldi. (Bağ-fiil) Gözü arkada kalarak gitti. (Deyim) Sular gürül gürül akacakmış. (Yansıma) * İsimler de durum zarfı olarak kullanılabilir. Örnek: Gül kokuyordu bebeğin yüzü. * Durum zarflarının “Nasıl?” sorusunun cevabı olduğu unutulmamalı. 2) Zaman Zarfları: Fiillerin anlamını zaman bakımından belirleyen zarflardır. Zaman zarfları, zarf olarak kullanılan çeşitli zaman isimleridir. Az önce gitmişti. Yarın gelecekti. Geç anladım, hayatın vefasızlığını
Zaman zarfları fiilin anlamını zaman yönüyle sınırlar * Zaman zarfları fiilin anlamını zaman yönüyle sınırlar. Fiili belirli bir zamana bağlar. - “İşimi bitiririm.” cümlesindeki fiilin zamanı geniş zamandır. -“İşimi yarın bitiririm.” cümlesinde fiil gelecek zaman bağlanmış olur. Örnek:Arkadaşları yarın gelecek. zarf Herkes yarını düşünmek zorundadır. isim * Türkçedeki belli başlı zaman isimleri şunlardır. Dün, yarın, şimdi, gece, gündüz, demin, geç, erken, daha, gine, yine, akşam, sabah, sabahleyin, geceleyin, şimdilik, artık, sonra, öğle vakti, kışın, yazın, önceden, sonradan, ara sıra, bazen, evvela, daima, hep, henüz, hala, hemen... * Zaman zarfları, fiile sorulan “Ne zaman?” sorusunun cevabıdır. Örnek: Biz gitmeden gitmişler Henüz sorular bitmedi... Bugün yola çıkar; yarın varır.
“-leyin” eki zaman isimlerinin sonuna eklenerek, zaman zarfı oluşturur. “-leyin” Türkçe olduğu halde sesli uyumuna uymayan eklerdendir. Örnek; Sabahleyin bize uğramıştı. Akşamleyin buluşuruz. “-leri,-ları” iyelik eki zaman isimlerinin sonuna gelir, iyelik,aitlik anlamından uzaklaşır, genelleme bildirir, bu durumda zarf oluşturur. Örnek; Önceleri biz güçlü idik Akşamları bu parka gelir. Geceleri ağlardı gizli gizli. “-ın, -in” eki zaman isimlerinin sonuna eklenebilir.Zaman zarfı oluşturur. Örnek; Leylekler yazın gelir. İlkin size uğrar. Buralar kışın çok soğuk olur. -e,-de,-den eklerini alan sözcükler ve bu ekleri bazı edatlarla birlikte alan sözcükler zaman zarfı olarak kullanılabilir. Bu durumlarda ekler asıl görevlerinden uzaklaşır.
Örnek; Ayda bir bize gelirler. Önceden burada bahçeler vardır. Bayramda bütün aile bir araya toplanır. *Zaman anlamı taşıyan bağ-fiiller de zaman zarfı olarak kullanılır : Örnek: Buraya gelmeden haber veriniz. Bizi karşısında görünce şaşırdı. Yaşadıklarını anlatırken gözleri yaşardı. İstanbul’a geleli iki yıl oldu. 3) Yer (Yön) Zarfları: Fiilin yapılış yerini, daha doğrusu yönünü belirten sözcüklerdir. Örnek: Beri gel, barışalım. Bu yoldan geri dönülmez. Telaşla içeri girdi; odaya bir göz atıp dışarı çıktı. Yukarı çıkma, aşağı in. *Yer(yön)anlamlı sözcüklerin sayısı çok değildir: “İleri, geri, aşağı, yukarı, içeri, dışarı, öte, beri.”
* Yer,yön zarfı olan sözcükler çekimsiz olarak kullanıldığında zarftır. Örnek: Hep birlikte yukarı çıktın. Çocuk bir anda ileri fırladı. Öfkeyle dışarı fırladı. Bu sözcükler eğer hal ekleri veya bir başka çekim eki alırsa zarf olmaktan çıkar, artık yön bildirmezler. Örnek; Top aşağıya düştü. İsim Dalgın dalgın dışarıya bakıyor.
4) Azlık-Çokluk (miktar) Zarfları: Fiilleri, sıfatları ve başka zarfları azlık çokluk bakımından belirleyen, anlamını kısıp sınırlayan sözcüklerdir. Örnek; Cennet kadar güzel vatanımız var. Bu kadar çok çalışmak niye? Beş dakika kadar dinlendi. Yemeği biraz fazlaca yemiş. Bugünlerde çok az uyuyor. *Azlık çokluk zarflarının sayısı fazla değildir. En, daha, pek, çok, az, biraz, kadar, fazla... *“En” diğerlerinden farklı olarak yalnız başına birşey ifade etmez, isim gibi kullanılmaz.Sıfatların ve zarfların önünde kullanılır, fillerin başına getirilemez.Aşırılık, en üstünlük anlamı taşır. Örnek; En güzel yer, bu dağ başıdır. En iyi sınıf, galiba, burası En çok yaşayan canlı hangisi?
*Daha; karşılaştırma, üstünlük anlamı katar: Örnek: Bu konuya daha çok çalışmalısınız. Ondan daha şişman bir çocuk vardı. *Daha, fiillere zaman anlamı,“başka” anlamı katar. Örnek: On yıl oluyor, daha gelmiyor. Hepsini aldınız, daha ne istiyorsunuz. * “Çok, pek, gayet, fazla” aşırılık anlamı kazandırır: Örnek: Mustafa pek akıllı çocuktur. Akşama kadar çok yorulduk. Fazla okuyor gözleri bozulacak.
Azlık-çokluk zarfları cümlede fiile sorulan “Ne kadar *Azlık-çokluk zarfları cümlede fiile sorulan “Ne kadar?” sorusunun cevabıdır. Örnek: Üç saat kadar kitap oukyacağız. Ne kadar okuyacağız? Üç saat kadar. “Eksik, seyrek, sık” kelimeleri de azlık-çokluk zarfı olarak kullanılır: Örnek: Bugünlerde sık görüşüyorlar. Parayı on bin lira eksik vermiş. * Aşağı yukarı, şöyle böyle ikilemeleri de azlık – çokluk zarfı olarak kullanılır. Örnek: Bursa’da aşağı yukarı bir ay kaldık. Ankara’dan ayrılalı şöyle böyle 6 ay oldu.
5)Soru Zarfları:Fiilleri soru yoluyla belirleyen ve diğer zarf çeşitlerini bulmaya yarayan soru sözcükleridir. Örnek: Bu yağmurda eve nasıl gideceksin? İşleri ne zaman bitireceksin? Burada ne kadar beklediniz? “Nasıl, ne, ne biçim, nice, ne kadar, ne zaman, ne denli” soru zarfları diğer zarfları bulmakta kullanılan soru kelimeleridir. * Soru zarfları, soru sıfatları ile karıştırılmamalıdır. Örnek: Size nasıl bir soru sordu? Bugün ne kadar işiniz var? Ne gün gelirse gelsin, yok dersiniz. * Yukarıda ki cümlelerde “nasıl, ne kadar, ne” sözcükleri soru sıfatı olarak kullanılmıştır.
*Aşağıdaki cümlelerde geçen soru sözcükleri ise zarftır: Ne iyi insanlar bunlar... Ne güzel söyledi düşündüklerimizi. Her gün işe nasıl gidiyorsunuz? Eşyaları nasıl taşıyacaklar? Dün ne kadar çalışmış? O adam yanınızda ne kadar kaldı? Siz ne biçim konuşuyorsunuz? Bu soruların yazılması ne zaman biter? YAPI BAKIMINDAN ZARFLAR Yapı bakımından zarflar dörde ayrılır: 1-Basit zarflar 2-Türemiş zarflar 3-Bileşik zarflar 4-Öbekleşmiş ( gruplaşmış) zarflar
1- Basit zarflar:Ek almamış, kök durumundaki sözcüklerdir: Buraya gece geldi, yarın gidecek. Derslerine çok çalışır. Arkadaşlarımla pek görüşmüyorum. Başlıca basit zarflar şunlardır: “Dün, yarın, gece, çok, pek, az, fazla, sık, iyi, hiç, sabah...” 2-Türemiş zarflar:İsim ya da fiil köklerinin bazı ekleri almasıyla oluşan zarflardır. Örnek: Sabırlı davrandı. Sabahleyin yola çıkacaklar. Buralar kışın soğuk olur. * Türemiş zarflar isim soylu sözcüklere getirilen “-leyin, -ce, -ca, -ın, -in, -cesine, -casına, -eri, -arı” gibi eklerle oluşturulur. Bunlara birkaç örnek verirsek: “Sabahleyin, geceleyin, dostca, sınıfça, yiğitçesine, yazın, kışın, ilkin, içeri, dışarı...”
3- Bileşik Zarflar: Birden fazla sözcüğün bir araya gelip zarf görevinde kullanılmasıyla oluşan bileşik sözcüklerdir. Örnek: Bugün çok yoruldu. Biraz dinlenseniz. Olay böyle duyulmuş. *Bileşik zarfların çeşitlerine örnek verirsek: “Biraz, Bugün, böyle, şöyle, birdenbire...”
4- Öbekleşmiş (grupaşmış) Zarflar: Bazı sözcükler yan yana gelerek zarf grubu (öbeği) oluşturur. Örnek: Er geç buraya uğrar. Hazırlanın hemen şimdik gideceğiz. Buraya öğleden sonra kimse uğramadı. Her zaman değil, arada sırada gecikir. *Gruplaşmış zarflara birkaç örnek verirsek: “ Hemen şimdi, yana doğru, hemen hemen, az çok,...-den sonra,...-e dek, ikide bir, arada sırada, bazı bazı, şöyle böyle, er geç, aşağı yukarı, üç aşağı beş yukarı, doğru dürüst...”
DİNLEDİĞİNİZ İÇİN TEŞEKKÜRLER SON DİNLEDİĞİNİZ İÇİN TEŞEKKÜRLER