KADINA YÖNELİK ŞİDDET
Anayasa, insanların yaşama hakkını ve bedensel bütünlüğünü koruma altına alır. Bedensel bütünlüğün ihlalini, seyahat hakkımızın sınırlandırılmasından, şiddete, bedenimizle ilgili kendi kararlarımızı almamızı engelleyen her tür davranış olarak açıklayabiliriz. Bu tanıma göre göre kadına yönelik her tür şiddet, anayasal bir hakkımızın ve kadının insan haklarının ihlalidir. Yalnızca cezalandırılması için değil, şiddetin gerçekleşmeden önlenmesi veya süren şiddetin sonlandırılması için de devlete önemli sorumluluklar düşer.
Her 3 kadından 1’i evde kocasının ya da sevgilisinin fiziksel şiddetine maruz kalıyor
Kadına yönelik şiddet bütün dünyada en yaygın insan hakkı ihlalleri arasında. 1960’lı yıllardan beri kadın hareketleri buna karşı mücadele veriyorlar. Şiddetin kaynağında toplumun her yanında izlerini görebileceğimiz erkek egemenliğinin yattığı düşünülüyor.
Şiddete uğrayan kadınların %92’sinin ekonomik, sosyal güçsüzlük ve bir işe yaramayacağı düşüncesiyle kamuya başvurmaktan çekindiğini, başvuranların tamamının verilen hizmetten memnun olmadığı tespit edilmiştir
Son yıllarda başta kadınlar olmak üzere kişilere karşı işlenen şiddet olayları toplumumuzu sarsan boyutlara ulaşmıştır. Her geçen gün yaşanan dayak, işkence ve cinayet gibi şiddet olayları görsel ve yazılı basında izlenmektedir. Bu olaylara daha çok kadınlar ve çocuklar maruz kalmaktadırlar.. Şiddet görüyor, cinayetlere kurban gidiyoruz. Ve bu cinayetlerin çoğu kurbanların yakınları tarafından işleniyor. Eşi, sevgilisi, eski eşi, nişanlısı, ağabeyi, amcası…
Araştırmalara göre Türkiye’de evli kadınların %39’undan fazlası,yaşamlarının en az bir döneminde eş şiddetine uğramıştır. Evde uygulanan şiddetin çocuklara da uygulandığı, zarar verdiği biliniyor. Fiziksel yaralanmaların yanı sıra aşırı korku, yetersizlik duygusu, özgüven eksikliği bu zararlar arasında.
Şiddet yasası şiddeti önleyici, saldırganları caydırıcı ve şiddete maruz kalan kadını, çocuklarını, yakınlarını ve şiddetin tanıklarını etkin biçimde korumak için düzenlendi. Örf, adet, namus, gelenek, dinsel inanış, şiddet gerekçesi olamaz.
AİLE İÇİ ŞİDDET NEDİR? Şiddet deyince aklımıza ;hemen dövme ,vurma,tartaklama gibi fiziksel eylemler gelmektedir.Ancak; Her gün evden kovuluyor isek,Hakaret , küfür içeren, küçümseyici söz ve davranışlara maruz kalıyor isek, Evden çıkmanız, aileniz ,arkadaş veya yakınlarınızla görüşmeniz engelleniyor ise, Öldürürüm, keserim, döverim ,çocuğu sana göstermem sözleriyle korkutuluyor isek
Paranıza el konuluyor ve ihtiyaçlarınızı dahi karşılayamayacak konumda bırakılıyor isek İsteğiniz dışında cinsel ilişkiye zorlanıyor iseniz siz fiziksel şiddetin yanında psikolojik ,ekonomik,cinsel anlamda da şiddete maruz kalıyorsunuz demektir.
AİLENİN KORUNMASI HAKKINDAKİ KANUN. Bu durumda neler yapacağımız ve hangi yollara başvuracağımız hususunda yapılmış olan yasal düzenlemenin adı AİLENİN KORUNMASI ve KADINA KARŞI ŞİDDETİN ÖNLENMESİ HAKKINDAKİ KANUNDUR. Kanunun amacı; şiddete uğrayan veya şiddete uğrama tehlikesi bulunan kadınların, çocukların, aile bireylerinin ve tek taraflı ısrarlı takip mağduru olan kişilerin korunması ve bu kişilere yönelik şiddetin önlenmesi amacıyla alınacak tedbirlere ilişkin usul ve esasları düzenlemektir.
KİMLER bu kanuna dayalı KORUMA KARARI İSTEYEBİLİR ? Eşlerden biri ,şiddete maruz kalan aile bireyleri, ısrarlı takip mağdurları, Çocuklar , Aynı çatı altında yaşayan diğer aile bireylerinden her biri aile içi şiddet mağduru olarak korunma isteyebilecekleri gibi, Cumhuriyet başsavcılığı da onlar adına koruma kararı isteyebilir.
08.03.2012 tarihinde yapılan değişiklik Medeni haline bakılmaksızın şiddete uğrayan veya uğrama tehlikesi bulunan tüm kadınlar koruma kapsamına alınmıştır. Bu değişiklik çok önemlidir. Çünkü Değişiklik öncesi korunan kadın evlilik birliği devam eden kadın idi.Bu yasa ile Boşanmış eşler,birlikte yaşan ciftler nişanlılar artık koruma kapsamı içine alınmıştır. Korunmak istenen değer can güvenliğidir.
ŞİDDETE UĞRUYORSANIZ NE YAPMALISINIZ? Öncelikle hemen en yakın karakola başvurun ve tutanak düzenlenmesini sağlayın. Alo 155 POLİS -156 JANDARMA – 183(Kadın, Çocuk ve Sosyal Hizmet Danışma Hattı) gibi telefon hatları arayın! Fiziksel şiddete maruz kaldıysanız en yakın sağlık ocağı veya hastaneye başvurun ve mutlaka rapor alın .! Cinsel şiddet söz konusu ise yıkanmamalı,giysiler değiştirilmemeli izler silinip kaybolmadan ,en geç 24 saat içinde şikayetçi olunmalı,gerekli işlemlerin başlatılması sağlanmalıdır.
Şiddet veya şiddet uygulanma tehlikesinin varlığı hâlinde herkes bu durumu resmi makam veya mercilere ihbar edebilir. İhbarı alan kamu görevlileri bu Kanun kapsamındaki görevlerini gecikmeksizin yerine getirmek ve uygulanması gereken diğer tedbirlere ilişkin olarak yetkilileri haberdar etmekle yükümlüdür.
Savcılığa başvurarak şikâyette bulunulabilir Savcılıktan Ailenin Korunması hakkındaki Kanun gereği, evrakların Aile Mahkemesine gönderilerek gerekli tedbirlerin alınmasını isteyebilir. Veya doğrudan bulunduğunuz yer Aile Mahkemesine başvurarak önlemlerin Hâkim tarafından alınmasını isteyebilir. Hakim Duruşma yapılmaksızın karar verilebilir. Bu başvurular için hiçbir masraf ve harç ödenmesi gerekmemektedir.
Adli yardım- Baromuzun ve Türkiye’deki bütün barolarda adli yardım hizmeti verilmekte olup, başvurunuz uygun görüldüğünde adli yardım hizmetinden yararlanabilirsiniz. Başvuruda tamamlatılması gereken evraklar tamamlanarak baro temsilcilerine teslim edilmekte baro temsilcisi evrakları inceleyerek gerekli araştırmaları yapılarak koşulların var olduğunun ,üzerinizde kayıtlı ev araba, ve almış olduğunuz bir maaş veya geliriniz yok ise bir avukat size atamaktadır.
KANUN HANGİ TEDBİRLERİN UYGULANMASINI ÖNGÖRMEKTEDİR.? Türk Medeni kanununda öngörülen tedbirlerden ayrı olarak Kusurlu eşin; a) Şiddet mağduru ; eşe , çocuklara veya aynı çatı altında yaşayan diğer aile bireylerine karşı şiddete veya korkuya yönelik davranışlarda bulunmamasına, b) Müşterek evden uzaklaşmasına; Ortak evin diğer eşe ve varsa çocuklara tahsis edilmesine , diğer eş ve çocukların oturmakta olduğu eve veya iş yerlerine yaklaşmaması, c) onların eşyalarına zarar vermemesine, d) Onları iletişim vasıtalarıyla rahatsız etmemesine KARAR VERİR.
e)Kusurlu eşin varsa silah ve benzeri araçlarını kolluk kuvvetlerine teslim etmesine, f) Alkollü veya uyuşturucu herhangi bir madde kullanılmış olarak ortak konuta gelmemesine veya ortak konutta bu maddeleri kullanmamasına hükmedebilir. g) İşyerinin değiştirilmesi. h) Kişinin evli olması hâlinde müşterek yerleşim yerinden ayrı yerleşim yeri belirlenmesi. ı) 22/11/2001 tarihli ve 4721 sayılı Türk Medenî Kanunundaki şartların varlığı hâlinde ve korunan kişinin talebi üzerine tapu kütüğüne aile konutu şerhi konulması. Sayılan bu tedbirlerden bir ya da bir kaçına birlikte karar verebileceği gibi hakim durum özelliğine göre uygun göreceği benzeri başkaca tedbirlere de karar verebilir. Söz konusu tedbirler için öngörülen süre 6 ayı geçemez
MÜLKİ İDARİ AMİR TARAFINDAN ilgilinin talebi, Bakanlık veya kolluk görevlilerinin başvurusu üzerine ya da resen aşağıda ki kararlar verilebilir. Kendisine ve gerekiyorsa beraberindeki çocuklara, bulunduğu yerde veya başka bir yerde uygun barınma yeri sağlanması, Diğer kanunlar kapsamında yapılacak yardımlar saklı kalmak üzere, geçici maddi yardım yapılması, Psikolojik, meslekî, hukukî ve sosyal bakımdan rehberlik ve danışmanlık hizmeti verilmesi, Hayatî tehlikesinin bulunması hâlinde, ilgilinin talebi üzerine veya resen geçici koruma altına alınması
Gerekli olması hâlinde, korunan kişinin çocukları varsa çalışma yaşamına katılımını desteklemek üzere dört ay, kişinin çalışması hâlinde ise iki aylık süre ile sınırlı olmak kaydıyla, on altı yaşından büyükler için her yıl belirlenen aylık net asgari ücret tutarının yarısını geçmemek ve belgelendirilmek şartıyla Bakanlık bütçesinin ilgili tertibinden karşılanmak suretiyle kreş imkânının sağlanmasına karar verilebilir.
Barınma yerinin sağlanması MADDE 7 – (1) Hakkında barınma yeri sağlanmasına karar verilen kişiler, Bakanlığa ait veya Bakanlığın gözetim ve denetimi altında bulunan yerlerde; barınma yerlerinin yetersiz kaldığı hâllerde ise mülkî amirin, acele hâllerde kolluğun veya Bakanlığın talebi üzerine kamu kurum ve kuruluşlarına ait sosyal tesis, yurt veya benzeri yerlerde güvenli nakli sağlanıncaya kadar geçici olarak barındırılır.
Kararda hükmolunan tedbirlere aykırı davranması halinde tutuklanacağı ve hürriyeti bağlayıcı cezaya - hususu kusurlu eşe ihtar olunur. Hakim ayrıca mağdurların yaşam düzeylerini göz önünde bulundurarak Eş ve çocuklar için tedbir nafakasına TALEP OLMAKSIZIN RESEN hükmeder. Hakimin vermiş olduğu Koruma kararının bir örneği mahkemece Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilir.. Cumhuriyet Başsavcılığı koruma kararının uygulanması için ilgili mahalli kolluk kuvvetleri- polis ,jandarma gerekli talimatları verir,yasanın uygulanmasının bunlar vasıtasıyla izler Koruma Kararı alınmasına sebep olan kişi, Koruma Kararı'na uymuyorsa ya mağdur, ya da komşular ve hatta sokaktan geçen bir vatandaşın dahi, polis veya jandarmaya (155 yada 156 nolu telefonlara) haber vermesi, ihbarda bulunması yeterlidir.
Koruma kararına uyulmaması halinde kolluk kuvvetleri mağdurların şikayet dilekçesi vermesine gerek kalmadan re’sen –kendiliğinden- soruşturma yaparak evrakı en kısa zamanda Cumhuriyet Başsavcılığına iletirler. Cumhuriyet başsavcılığı koruma kararına uymayan eş hakkında Sulh Ceza Mahkemesinde kamu davası açar. Bu dava öncelikli işlerden sayılır.Bu davanın duruşması yer ve zaman kaybına bakılmaksızın Meşhut Suçların yargılama Usulü ne göre yapılır.
Bu kanuna göre hakkında tedbir kararı verilen şiddet uygulayan, bu kararın gereklerine aykırı hareket etmesi hâlinde, fiili bir suç oluştursa bile ihlal edilen tedbirin niteliğine ve aykırılığın ağırlığına göre hâkim kararıyla üç günden on güne kadar zorlama hapsine tabi tutulur. (2) Tedbir kararının gereklerine aykırılığın her tekrarında, ihlal edilen tedbirin niteliğine ve aykırılığın ağırlığına göre zorlama hapsinin süresi onbeş günden otuz güne kadardır. Ancak zorlama hapsinin toplam süresi altı ayı geçemez.
Şiddet önleme ve izleme merkezleri-ŞÖNİM Bakanlık tarafından, şiddetin önlenmesi ile koruyucu ve önleyici tedbirlerin uygulanmasını kolaylaştırmak maksadıyla şiddet önleme ve izleme merkezleri kurulmuştur.Bu merkezlerde Kendi alanında uzman personelin görev yapmakta olup,merkezler 7 gün 24 saat hizmet verecektir. Kurulan merkezlerde şiddetin önlenmesi ile koruyucu ve önleyici tedbirlerin etkin olarak uygulanmasına yönelik izleme çalışmaları yapılır ve destek hizmetleri verilir.
. 2002-2015 yılları arasında 13 bin 928 kadın cinayeti gerçekleştiğini, kadına yönelik şiddetin son 14 yılda yüzde 1400, kadınlara yönelik cinsel tacizin yüzde 449 arttığı bilinir. Kadına karşı şiddet ve eşitsizlik toplumsal bakış açımızla ilgili. Ne yapabiliriz sorusunun cevabı eğitimdir.
Eğitim derken sadece okulda alınan eğitimi kastetmiyorum Eğitim derken sadece okulda alınan eğitimi kastetmiyorum. Hayatın her alanında. Özellikle de ilk ve sürekli eğitimin ailede vücut bulması karşısında yine biz kadınlara önemli bir görev düşüyor. Nasıl bir dünyada yaşamak istiyorsak çocuklarımızı hem kız hem de erkek çocuklarımızı öyle yetiştirmeliyiz.
KADIN OLARAK, YASAL HAKLARINIZI VE ÖZELLİKLE DE ŞİDDETTEN KORUNMAK İÇİN NE YAPILABİLECEĞİNİ MUTLAKA BİLMELİYİZ., ZİRA KENDİMİZ VEYA ÇEVRENİZDEKİ HERHANGİ BİR KADIN İÇİN HER AN GEREKLİ OLABİLİR . Yasa ile tanınan haklardan yararlanmamak, ŞİDDETİ KABULLENMEK, KADER OLARAK GÖRMEK,ASLA ŞİDDETİN ORTADAN KALKMASINI SAĞLAMAYACAKTIR, aksine uygulanan şiddetin artmasına ve şiddeti uygulayan kişinin aynı davranışı devam ettirmesine neden olacaktır. ŞİDDETİ ÖNLEMEK VE YENMEK İÇİN TOPLUMCA HEP BİRLİKTE UĞRAŞ VERMELİSİNİZ HEPİNİZE ŞİDDETTEN UZAK SEVGİ SAYGI DOLU BİR YAŞAM SÜRMENİZi TEMENNİ EDİYORUM.
SABRINIZ ve DİNELEDİĞİNİZ İÇİN TEŞEKKÜRLER Av.Sevil ERDOĞAN &Av.Ayça GÜVEN SON