BECERİ ÖĞRETİMİ
Beceri, bireyin fiziksel ve psikolojik çaba göstererek bir işi kolaylıkla ve ustalıkla yapabilmesidir. Bir başka tanıma göre beceri, bir işi yapabilmek veya bir konuyu işleyebilmek için gereken yatkınlıktır.
Beceri, hem bilgi birikimi gerektiren hem de performans içeren bir eylemdir. Beceri, öğrenme-öğretme sürecinde öğrencilerde kazanılması, geliştirilmesi ve yaşama aktarılması tasarlanan kabiliyetlerdir.
2004 Sosyal bilgiler programı, ilköğretim 4-8 sınıf düzeyinde diğer derslerle birlikte on ortak becerinin kazandırılmasını hedeflemektedir. Bunlar sırasıyla, eleştirel düşünme becerisi, yaratıcı düşünme becerisi, iletişim becerisi, araştırma becerisi, problem çözme becerisi, karar verme becerisi, bilgi teknolojilerini kullanma becerisi, girişimcilik becerisi, Türkçeyi doğru, güzel ve etkili kullanma becerisi ve gözlemdir.
Sosyal bilgiler dersi kendine özgü olarak beş beceri kazandırmayı hedeflemektedir. Bunlar mekanı algılama becerisi, zaman ve kronolojiyi algılama becerisi, değişim ve sürekliliği algılama becerisi, sosyal katılım becerisi ve empati becerisidir.
Programda ayrıca, her sınıf düzey için öğrenme alanlarına göre doğrudan verilecek beceri başlığı altında beceriler yer almaktadır. Programda sınıf düzeylerine göre verilmek istenen temel beceriler ve üniteler ile öğrenme alanlarına göre dağılım şu şekildedir:
Sosyal Bilgiler Öğretim Programında Yer Alan Doğrudan Verilecek Beceriler 4.SINIF Öğrenme Alanı Ünite Adı Doğrudan Verilecek Beceri Birey ve Toplum Kendimi Tanıyorum Kanıtı tanıma ve kullanma Kültür ve Miras Geçmişimi Öğreniyorum Bilgiyi kullanabilir biçimlerde planlama ve yazma İnsanlar, Yerler ve Çevreler Yaşadığımız Yer Mekânı algılama Üretim, Dağıtım ve Tüketim Üretimden Tüketime Tablo, diyagram ve grafik okuma Bilim, Teknoloji ve Toplum İyi Ki Var Karşılaştırma yapma Gruplar, Kurumlar ve Sosyal Örgütler Hep Birlikte Sebep-sonuç ilişkisini belirleme Güç, Yönetim ve Toplum İnsanlar ve Yönetim Karar verme Küresel Bağlantılar Uzaktaki Arkadaşlarım Kütüphane ve referans kaynakları kullanma 5.SINIF Haklarımı Öğreniyorum Yazılı anlatım Adım Adım Türkiye Görsel kanıt kullanma Bölgemizi Tanıyalım Gözlem Ürettiklerimiz Basit istatistik verileri okuma Gerçekleşen Düşler Kütüphane ve referans kaynak kullanma Toplum İçin Çalışanlar Sosyal katılım Bir Ülke Bir Bayrak Basıl ve görsel kaynakları kullanma ve değerlendirme Hepimizin Dünyası Olgu ve düşünceleri ayırt etme 6.SINIF Sosyal Bilgiler Öğreniyorum Bilimsel genelleme yapma Yeryüzünde Yaşam Harita okuma ve atlas kullanma İpek Yolunda Türkler Çıkarımda bulunma Ülkemizin Kaynakları Girişimcilik Ülkemiz ve Dünya Araştırma Demokrasinin Serüveni Elektronik Yüzyıl Yaratıcılık 7.SINIF İletişim ve İnsan İlişkileri İletişim Ülkemizde Nüfus Grafik hazırlama Türk Tarihinde Yolculuk Tarihsel olgular ve yorumları ayırt etme Zaman İçinde Bilim Zaman ve kronolojiyi algılama Ekonomi ve Sosyal Hayat Tarihsel empati Yaşayan Demokrasi Ülkelerarası Köprüler Kalıp yargıları fark etme
Kanıt Kullanma Sosyal Bilgiler dersinin en önemli amaçlarından birisi de; öğrencilerde, kanıt kullanma, kanıta dayalı akıl yürütme becerilerini geliştirmektir. Bu açıdan Sosyal Bilgiler dersinde öğrencileri kanıt niteliği taşıyan birinci elden kaynaklar ve ikinci elden kaynaklarla karşılaştırmak gereklidir. Birincil kaynak olayın geçtiği döneme ait kaynaklardır. İkincil kaynaklar ise bu kaynaklara dayanılarak hazırlanmış telif eserlerdir.
Birincil kaynaklar yazılı, görsel ve işitsel dokümanlardan ve nesnelerden oluşmaktadır: Gazeteler, mektuplar, tarihsel yemekler, günlükler Nüfus verileri, haritalar, mimari çizimler Fotoğraflar, aile fotoğrafları, filmler, videolar, güzel sanatlar Sözlü tarih kayıtları, görüşme kayıtları, müzik kayıtları Buluntular, aletler, silahlar, aletler, malzemeler, giysiler icatlar, mezar taşları
Bilgiyi kullanabilir biçimlerde planlama ve yazma Öğrencilerinizin söyleşi, röportaj veya sözlü tarih çalışması gibi etkinlikleri yürütürken sahip olmaları gereken en önemli beceri not alma becerisidir.
Mekânı Algılama Mekânı algılama becerisi sadece ortamda olan unsurları fark edip söyleme, onların niceliği ve niteliklerini tanıma ile ilgili değildir. Özellikle mekânın farklı şekillerde ifade edilmesinde, yani en basit anlamıyla çizilmesinde mekânı algılama becerisi çok önemlidir. Mekânı algılama becerisi gelişmiş bir öğrenci, mekânla ilgili çizimleri iyi okuyabilir ve mekâna ait bilgileri kullanarak kâğıt üzerinde çeşitli çizimler yapabilir ve bir yeri, kâğıt üzerine çizilmiş hali ile karşılaştırabilir.
Tablo, diyagram ve grafik okuma Yazılı olarak anlatmak istediğimizde çok fazla yer ve zaman harcamak zorunda kalabileceğimiz kimi veriler tablolar, diyagramlar ve grafikler aracılığıyla daha etkili bir şekilde sunulabilir. Sosyal bilgiler öğretiminde öğrencilere kazandırılması gereken beceriler arasında yazılı verileri sayısal ve görsel verilere, sayısal ve görsel verileri de yorumlayarak yazılı ve sözlü verilere dönüştürebilecek tablo, diyagram ve grafik oluşturma ve okuma becerisi de yer almaktadır.
Karşılaştırma yapma Karşılaştırma yapma, belirlenmiş geçerli ve güvenilir bir kriter yardımıyla, aynı kategoriye giren şeylerin bir arada değerlendirilmesidir. Birikim ve tutarlı bir mantık gerektirir. Karşılaştırma yapmak nesneler, olgular, kişiler, eserler, kurum, kişi ya da süreçler arasındaki benzerlik ve farklılığı belirlemek anlamına gelmektedir. Bu uygulama gerçekte, öğrencilerin beklenmedik sonuçlar çıkarmalarına, genellemeler ve ilkeler türetmelerine yardımcı olan bir yaratıcı düşünme etkinliğidir. Herhangi bir veriler bütününden çıkarılan sonuçların karşılaştırılması, nesnel ve kabul edilebilir sonuçların belirlenmesinde önemli katkı sağlayabilmektedir.
Karşılaştırma yapmak için aşağıda sunulan basamaklar izlenebilir: Karşılaştırmanın amacı belirlenmelidir. Bilgi olmadan karşılaştırma yapılmaz; karşılaştırılacak konular hakkında bilgi toplanmalıdır. Toplanan bilgi sınıflanmalıdır. Benzerlik ve farklılıklar belirlenmelidir. Benzer ve farklı yönlerden yola çıkarak bir sonuca varmaya çalışılmalıdır.
Sebep-sonuç ilişkisini belirleme Günlük yaşamımız, sebepler ve bunların etkileri ile doludur. Öğrencilerin sebep-sonuç ilişkisini kavrayabilmelerinde ilk adım, onların günlük yaşamlarındaki sebep-sonuç ilişkileri üzerine düşünmeleri ve ilişkiyi özetleyen basit sebep-sonuç diyagramları oluşturmalarıdır. Bu aşamada olay örgülerinin basit olması kavramayı kolaylaştırır.
Bazı kelimeler sebep ve sonuç ilişkilerini belirlemede, öğrenciye yardımcı olabilir. Öncelikle öğrencilerinize bir metni okudukları zaman şu ifadelere dikkat etmelerini söyleyebilirsiniz: Çünkü, bundan dolayı, bu nedenle, bunun sonucu olarak, bu yüzden… Bu kelimeler sebep-sonuç ilişkisini belirtirler.
Sebep-sonuç ilişkilerini belirlemede bir diğer önemli nokta, olayların kronolojik olarak sıraya dizilmesidir. Birbirini zincirleme takip eden ve birbirleriyle bağlantılı olduğu düşünülen olayları kronolojik olarak düşünmek, aralarındaki sebep-sonuç ilişkisinin belirlenmesinde önemlidir.
Karar verme Karar verme, bir ihtiyacı gidereceği düşünülen bir objeye götürecek birden fazla yol olduğu zaman, yaşanan sıkıntıyı giderici bir yönelme durumuna verilen addır. En önemli becerilerden olan karar vermenin bilişsel bir süreç olduğunu ve bir ihtiyaç durumunda bu ihtiyacı karşılamak amacıyla mevcut seçeneklerden duruma en uygun olanının seçilmesi olarak tanımlanabilir.
Bireyler sağlıklı kişilikler geliştirerek mutlu bir yaşam sürdürebilmek için karşı karşıya kaldıkları çeşitli alternatifler arasından kendilerine uygun kararları vermek durumundadır. Bireylerin var olan alternatifleri çoğaldığında bunlar arasından bir seçim yapmaları, dolayısıyla karar vermeleri giderek güçleşmektedir.
Nasıl karar verebilecekleri konusunda yeterince bilgi ve beceri sahibi olmayan bireyler, bir karar anında çoğu zaman çatışma ve kaygı yaşayabilmektedir. Bu tür kaygı ve çatışma yaşayan bireyler ise hatalı kararlar verebilmektedir.
Etkili karar verebilmek izlenecek yol şu şekilde olabilir: Hakkında karar vermeniz gereken konuyu belirleyin. Karadan beklediğiniz sonucu belirleyin. Konu ile ilgili bilgi toplayın. Yapılabilecek bütün tercihleri belirleyin. Belirlediğiniz tercihlerin olumlu ve olumsuz yanlarını belirleyin. Kararı verin.
Karar Verme Basamakları 1. Basamak: Verilecek Olan Kararı Belirlemek 2. Basamak: Neyin Önemli Olduğunu ve Gerçekten Ne İstediğini Bilmek 3. Basamak: Konu ile ilgili bilgi Toplamak 4. Basamak: Seçenekleri Sıralamak 5. Basamak: Karar Vermek
Kütüphane ve referans kaynakları kullanma Kütüphanede kitaplar katalog sistemi veya bilgisayarlı sistemle konu, kitabın adı veya yazarın soyadına göre ayrı ayrı sıralanmıştır. Kütüphaneye giden öğrenciye, kaynağa ulaşmak için önce kitabın ya da yazarın adını bilmeleri gerektiği belirtilmelidir. Katalog taraması yaparak kaynağa ait bilgiye ulaşılarak kitabın kütüphanedeki yeri belirlenir; eğer kütüphanede açık raf sistemi kullanılıyorsa kitabı kendiniz alabilirsiniz; kapalı raf sistemi uygulanıyorsa katalogdan aldığınız tasnif numarasını görevliye bildirerek, kitabı ondan alabilirsiniz. Referans kaynakları, kütüphanede genellikle ayrı bir bölümde bulunur. Referans kaynakları kütüphane dışına çıkarılmaz.
Yazılı Anlatım Her tür yazının bir amacı vardır. Yazı, bir öykü, köşe yazısı, proje, reklam, roman, gezi yazısı, mektup olabilir. Farklı amaçlar, farklı yazı türlerinin ortaya çıkmasına yol açmıştır. Açıklayıcı Yazılar: Bilgiyi açık ve doğrudan vermek amacıyla yazılan yazılardır. Anlatı (narratif) Yazıları: Bir olayın nasıl olduğunu hikâye tarzında anlatan yazılardır. Betimleyici Yazılar: Okuyucunun zihninde tecrübeyi hissedebilmesi için okuyucuya canlı imajlar sunan yazılardır. İkna Edici Yazılar: Okuyucuyu, bir görüş açısını kabul etmesi konusunda ikna etmeye çalışan yazılardır.
Görsel Kanıt Kullanma Görsel materyaller (fotoğraf, resim, grafik, karikatür, harita vb.), sadece metinden oluşan bir yazılı materyalden daha etkilidir. Bazı öğrencilerin görsel betimlemeler yoluyla daha kolay öğrendikleri bilinmektedir. Hatta sözel yolla daha kolay öğrenen öğrenciler bile bazı kavramları öğrenmede, görsel desteğe ihtiyaç duymaktadırlar.
Karşılaştırma yapmak, istatistik ve diğer verileri daha anlaşılır kılmak, nesneleri açıkça görebilmek için büyütmek ya da küçültmek, sözel mesajları desteklemek (sözel mesajları tekrarlamak değil), bir noktayı açıklığa kavuşturmak; değişiklikten, çeşitlilikten yararlanmak; ilişkileri, kural ya da formülleri göstermek amacıyla görsel materyaller kullanılabilir.
Gözlem Gözlem çeşitli şekillerde olay ve olguların incelenmesidir. Öğrencilerde var olan merak duygusu gözlem becerisinin gelişmesinde etkilidir. Sosyal Bilgiler dersi kapsamındaki gözlem becerisi daha çok basit gözlem çalışmalarını kapsamaktadır. Buradaki amaç öğrencilerin çevreleriyle iletişim kuran, çevresindeki olay ve olguları fark eden, bu olay ve olguları izleyen, neden ve sonuçlarını açıklayabilen, gözlemlerini tarafsız, önyargısız aktarabilen gözlediği şeyleri aktarırken duygu ve düşüncelerini değil sadece orada gerçekleşen olay ya da olguyu tanımlayan bireyler olmalarını sağlamaktır.
Basit istatistik verileri okuma İstatistik tarafsız, geçerli, doğru ve sonuca götürücü nitelikleriyle bilgi elde etmede kullanılan teknikler ve uygulama süreçlerinin tümünü kapsar. Veri olarak niteleyebileceğimiz her türlü rakamsal değer ya da ifadeler istatistikler sayesinde anlaşılır ve kullanılabilir duruma gelir. Günlük hayatımızda bize sunulan pek çok bilgi aslında istatistiki sonuçlardır. Örneğin hava durumu raporları her gün yayın araçları ile bizlere sunulur. Ülkeler için de istatistiki veriler çok önemlidir. Örneğin, nüfus istatistikleri gibi.
Sosyal katılım Demokratik, modern toplumlarda eğitimin en önemli amaçlarından birisi kendisine çevresindeki kişilere ve doğaya değer veren, kendisine yaşadığı toplumun ve dünyanın bir parçası olarak güvenen ve topluma katkıda bulunabilen bir bilince sahip bireyler yetiştirmektir. Bu nedenle öğrencilerin okul çağının ilk yıllarından başlayarak toplumsal hayattaki işleyişi kavraması gerekmektedir. Öğrencilerin ilgi ve ihtiyaçları, yaşadıkları toplumun sosyo- ekonomik durumu, sosyal katılımı etkileyen faktörlerdir.
Öğrenci, toplum ve çevre sorunlarına duyarlı olmalı ve çözümüne yönelik sürece katılımda istekli olmalıdır. Sosyal katılım becerisinin temel amacı; öğrencilerin öğrenimleri boyunca bilimsel, sosyal, kültürel alanlar ile sanat ve spor alanlarında okul içi ve dışı etkinliklerde bulunmalarını sağlamak, öğrencide kendine güven ve sorumluluk duygusu geliştirmektir.
Basıl ve görsel kaynakları kullanma ve değerlendirme Konuları anlamak ve bilgiyle donatılmış, açık bir mantıkla karar verebilmek için amaca yönelik iyi sorular sorabilmek gereklidir. Farklı bir görüşü ya da yeni karşılaşılan bir bilgiyi dikkatlice dinlemek ona katıldığımız anlamına gelmez. Bu, bütün bakış açılarını dikkatlice dinlediğimiz anlamına gelir.
Amaca götüren sorular sorabilme yeteneği gazeteciler ve televizyon muhabirlerince kullanılan bir beceridir. Çünkü bir konuyla ilgili makale yazabilmek, program yapabilmek için konunun farklı yönlerini de araştırmak zorundadırlar. Bu amaca ulaşmak için her zaman şu soruların cevapları aranır: Kim?, Ne?, Ne zaman?, Nerede?, Neden?, Nasıl? 5N1K olarak formüle edilmiş bu sorgulama süreci yazılı ve görsel kaynakların çözümlenmesi için işlevsel bir yoldur.
Olgu ve düşünceleri ayırt etme Olgularla düşünceleri ayıran en önemli özellik olguların doğruluğunun ispatlanabilmesidir. Düşüncelerin doğruluğunu ispatlamak gibi bir imkân yoktur. Olguları, kişisel gözlemler, bilgi kaynakları, arşiv belgeleri, arkeolojik kanıtlar vb. yollarla ispatlayabiliriz. Düşünceler ispatlanamamasına rağmen herhangi bir olay karşısında kişilerin gösterdikleri davranışları anlamamız konusunda o kişilerin düşüncelerini bilmek bize yardımcı olur.
Bilimsel genelleme yapma Farklı olguların ya da olgusal durumların gözlenmesi sonucunda ulaşılan genel yargıya bilimsel genelleme adı verilir. Bilimsel genellemeler sayesinde farklı olgular ve olgusal önermeler arasında ilişkiler kurulabilir.
Harita okuma ve atlas kullanma Mekânın algılanması becerisinin ikinci aşaması harita ve atlas kullanma becerisidir. Haritalar mekânın algılanmasında çok önemli rol oynamaktadır. Sosyal bilgiler dersinde haritaları, hem üzerlerinde taşıdıkları bilgilerin okunması, hem de bir verinin harita üzerinde basitçe gösterilmesi açısından ele alınması gerekmektedir. Soyut düşünme becerisinin geliştiği 6. ve 7. sınıflarda haritaların kroki çizme, sembol kullanma öğelerinin dışında ölçek ve değişen ayrıntılar, harita çeşitlerini tanıma, harita üzerinde verilen bilgiyi okuyabilme ve anlayabilme, bu yeni bilgileri aktarabilme becerileri üzerinde durulmaktadır. Bu beceriler kazandırılırken dikkat edilmesi gereken husus, öğrencilerin günlük hayatta karşılaştıklarında pratik olarak uygulayabilmeleridir.
Çıkarımda bulunma İnsanların herhangi bir olayı kavramsallaştırırken ve bundan yararlanarak bir çıkarımlarda bulunurken, genellikle beklentilerinin, ihtiyaçlarının, alışkanlıklarının ya da önyargılarının etkisinde kalabilecekleri düşünülmektedir. Bu düşünceye dayanarak öğrencilerin herhangi bir araştırmanın amacına ve niteliğine bağlı olarak kendilerine “o halde”, “öyleyse”, “bu durumda” gibi ifadelerle başlayan sorular sorabilmeleri yani çıkarımda bulunmaları gereklidir. Sosyal Bilgilerde özellikle tarih konularında çıkarım yapılabilecek veriler sınırsızdır. Öğrenciler başlı başına bir olgudan yola çıkarak çıkarım yapabilecekleri gibi, bir genellemeden, bir karardan ya da değerlendirmeden yola çıkarak da bir çıkarımda bulunabilirler.
Girişimcilik Girişimcilik yenilik yapan, risk almaktan korkmayan, hızlı karar verebilen ve en önemlisi de yapacağı iş için kararlı ve azimli bir tutum sahibi olan kişileri tanımlamada kullanılan bir kavramdır. Girişimcilik becerisini kazanmış bireyler; İşsizlik sorunu karşısında önemli bir çözüm olanağı ortaya atacaklarından ekonomik büyümeye katkı sağlayabilirler. Ekonomik kaynakların daha verimli kullanılması konusunda söz sahibidirler. Yeni fikirlerin ortaya atılması, yayılması ve uygulamasını hızlandırırlar.
Araştırma Araştırma becerisi; doğru ve anlamlı sorular sorarak problemi fark etme ve kavrama, problemi çözmek amacıyla neyi ve nasıl yapması ile ilgili araştırma plânlaması yapma, sonuçları tahmin etme, çıkabilecek sorunları göz önüne alma, sonucu test etme ve fikirleri geliştirmeyi kapsar. Anlamlı tahminde bulunma, uygun araştırma ortamına karar verme, araştırmada ne tip ve ne kadar delil toplaması gerektiğine karar verme, bilimsel yaklaşımı kullanarak araştırmayı plânlama, nasıl gözlem ve kıyas yapacağını belirleme, araç gereç kullanma, doğru ve hassas ölçümler yapabilme, sonuçları sunma yollarını belirleme, sonuçların tekrar incelenmesi gerekip gerekmediğine karar verme, bulunanlarla asıl fikrin bağlantısını kurma, bulunanları uygun bir dille ifade etme, verileri ortaya koyma, sonucu destekleyici verilerin yeterliliğine karar verme, bulunanların ilk beklentileri karşılayıp karşılamadığına karar verme gibi alt becerileri içerir.
Yaratıcılık Öğrencilerde yaratıcılık becerisinin geliştirilmesini sağlamak sadece sınıf içi etkinliklerde değil, okul ortamı ve öğrencinin okul dışındaki zamanlarında da desteklenerek mümkün olur. Yaratıcılık becerisinin gelişmesinde kişisel özelliklerin payı olsa da, öğrencilerin bu becerilerinin gerilemesi ya da geliştirilmesi büyük oranda çevresel yaklaşımlara bağlıdır.
Yaratıcılık becerisinin geliştirilmesi için öğrencilerin yapacağı etkinliklerin önemli yeri vardır. Etkili sorular sorarak öğrencilerin zihnini harekete geçirmek, alışılmadık durumlar sunmak ve bunlarla ilgili fikir yürütmelerini sağlamak yaratıcı düşünme becerisinin gelişmesinde işlevsel olabilir. Sınıfta geleneksel yöntemler dışında aktif öğrenme yöntemlerinin kullanılması yaratıcılık becerisinin gelişmesinde önemli rol oynar. Aktif öğrenme yöntem ve stratejilerinin kullanılması öğrencilerin zihinsel performanslarını ortaya koymalarına ve geliştirmelerine yol açar. Ancak öğrencilerin bu konuda zorlanmaması ve kişisel farklılıkların göz önünde bulundurulmasına dikkat edilmelidir.
İletişim İletişim, iki birim arasında birbiriyle ilişkili mesaj alışverişidir. Mesajın oluşturulma sürecinde mesajın amaçlanan içeriği, kaynağın kişisel özelliklerinden önemli ölçüde etkilenmektedir. Bu nedenle iletilmek istenen mesaj ile iletilen mesaj bir ölçüde farklılaşmaktadır. Aynı biçimde mesajın alınması sürecinde de alıcının kişisel özellikleri iletilen mesaj ile alınan mesaj arasında farklılık yaratmaktadır.
İletişim sürecinde mesajın alınıp verilmesinde beden dilinin önemli bir rolü vardır. Bundan dolayı iletişim becerilerini geliştirmeyi hedefleyen süreçte öğrencilerin mesaj alma ve vermede; kişisel algıyla tutarlı beden dili özelliklerini fark etmeleri ve beden dilini etkin kullanma, başkalarının beden dilini anlama becerilerini kazanmaları beklenmektedir. Bir iletişim sürecinde farklılıkları kabul edip saygı duyma oldukça önemlidir. Bu süreçte öncelikle bireylerin karşısındaki kişinin kendinden farklı değer yargıları ve inançları olduğunu bilmeleri ve bunu kabul etmeleri gerekir.
Grafik hazırlama Grafikler öğrencilerin öğrenmelerini kolaylaştırmaları, konuyu daha iyi anlamaları, göze de hitap ederek kalıcı öğrenme sağlamaları ve bilgiyi uygun şekilde özetleme imkânı vermeleri nedeniyle kullanışlı bir materyaldir. Grafikler çok değişik amaçlarla ve değişik şekillerde hazırlanabilir. Bir tek konuya ait değerleri içerebildiği gibi birden fazla konuyu da gösterebilir. Verileri gösterirken çizgiler, sütunlar ve semboller kullanılabilir. Veriler bir oranı ya da artış, azalış miktarlarını ifade edebilir.
Grafikler hazırlanırken bazı konulara dikkat edilmesi gerekir. Bunlar; Değerler arasındaki oranı belli bir ölçekle belirlemek, değerleri en doğru şekilde anlatmak için şarttır. Gösterilen verilerin kaynağı mutlaka yazılmalıdır. Grafiğin görünüşünün mümkün olduğunca sade olması, kullanılan renklerin dikkat çekici, aynı zamanda birbirleriyle uyumlu olması gerekir. Öğrencilerimizde grafik yapma becerisini geliştirmek için öncelikle hangi verinin hangi tür grafikte gösterileceğinin belirlenmesi gerekir. Öncelikle grafikte ifade edilenleri iyi özetleyen bir başlık olmalıdır.
Tarihsel olgular ve yorumları ayırt etme Tarihsel olgu, kanıtlanabilen ya da mevcut kaynaklarca doğrulanabilen bir ifadedir. Yorum ise, bir olayı belli bir görüşe göre açıklayan söylemlerdir. Olgu nesnel bir yargı iken yorum ise genelde öznel bir yargıdan meydana gelmektedir.
Zaman ve Kronolojiyi Algılama Becerisi Toplumda işlerin etkili bir şekilde yürütülebilmesi için, kişilerde bireysel olarak kazanılmış ortak bir zaman algısına ihtiyaç vardır. Çünkü insanlar, zamana bağlı olarak günlük yaşantılarını düzenlerler. Bireyler de ilişkileri ve işleri düzenleyen zaman yönetimi becerisi, sahip oldukları zaman algıları çerçevesinde gerçekleşir. Zaman algısı da dil gibi, kişinin doğuştan getirdiği bir takım yetileri sosyal etkileşimle geliştirmesi esasına dayanan bir beceri olduğu için öğrenilmesi gerekir. Ancak, zaman doğası itibariyle soyut olduğu için çocuklar onu birden bire anlamakta, kavramakta zorlanırlar. Bu yüzden zaman kavramı, çocuklar tarafından yetişkinlik dönemine kadar tam olarak anlaşılamaz. Zaman ve kronolojiyle ilgili kavramların bilinmemesi, tarihi birbirinden kopuk olgular yığını haline getirir.
Kronoloji, geçmişe yönelik olayları bir sıra halinde sunmasından dolayı, geçmişe yönelik değişim, sebep-sonuç ilişkilerini anlamayı gerekli kılmaktadır. Bu nedenle tarihi olayların öğretilmesinde ve ilişkilendirilmesinde zaman ve kronolojik düşünme önem taşımaktadır. Sosyal bilgilerin tarih konularının etkili bir şekilde öğretilmesi için, öğrencilerin zaman ve kronoloji anlayışını kazanmış olmaları gerekmektedir. Zaman ve kronolojiyi algılama becerisinin bilinçli bir şekilde erken yaştan itibaren öğrencilere kazandırılmasında sınıf öğretmenlerinin yararlandıkları etkinliklerin önemli etkisi olduğu düşünülmektedir.
Tarihsel zaman kavramını öğrencilere öğretmenin pek çok yolu olmasına rağmen aşağıdaki etkinliklerle bir giriş yapmak mümkündür. Kişisel Zaman Şeridi Ayakkabı Kutusu Zaman Kapsülü Aile Büyükleriyle Görüşme Yerel Tarih Misafir Konuşmacılar Hikâyeler Günlük ve Mektuplar
Kronolojik düşünme becerisini geliştirirken öğrenciler; 1.Geçmiş, bugün ve gelecek arasında ayrım yapar. 2.Bir tarihsel metindeki zaman akışını (başı, ortası ve sonu) belirler. 3.Belirli bir zaman akışına göre tarihsel bir metin oluşturur. 4.Takvim zamanını günler, haftalar, aylar, yıllar, yüzyıllar, binyıllar olarak ölçer. Takvim çeşitleri ve bunlara ait temel kavramlar (MÖ, MS, yüzyıl vb.) üzerinden zamanı hesaplamalar ve diğer takvim sistemlerine (Hicri ve Rumi takvimi miladi takvime vb.) dönüştürür. 5.Tarih şeritlerinde sunulan bilgileri yorumlar. 6.Tarihsel süreklilik ve değişimi açıklamak amacıyla bir tarihsel akış şeması oluşturur. 7.Tarihi, dönemlere ayırmaya yönelik yaklaşımları karşılaştırır ve farklı yaklaşımlar önerir.
Tarihsel Empati Becerisi Empati, bir kişinin kendisini karşısındakinin yerine koyarak olaylara onun bakış açısıyla bakması, o kişinin duygu ve düşüncelerini doğru olarak anlaması, hissetmesi ve ona iletmesi süreci olarak tanımlamaktadır.
Lee ve Ashby’e (2001) göre, tarihsel empati amaç, olay ve hareketler arasındaki bağlantıları görebilme ve şartlı olarak kendine mal edebilme anlamına gelir. Genel olarak tarihsel empati, hayal gücünün kullanımı suretiyle geçmişte belli bir zaman ve mekanda yaşamış insanların yaşamlarını şekillendiren materyal ve düşünce dünyasına girerek; onların duygu, düşünce ve eylemlerini kavrama becerisi olarak tanımlanmaktadır.
Lee ve Ashby, sadece tarihî kişilerin ya da grupların kendi dünyalarına özgü bir bakış açıları olduğunu bilmeyi değil, aynı zamanda bu bakış açılarının belli olayları nasıl etkilediğini de görebilmeyi önemsemekte bunun için de kanıta dayalı derin bir düşünme sürecinin gerekliliğinden söz etmektedirler.
Son yıllarda Amerika, İngiltere ve diğer bazı ülkelerde tarih dersine yönelik hazırlanan standartlarda, tarihsel empati becerisi tarih dersinin amaçlarından biri olarak kabul edilmiştir. Geçmişteki insanları anlama becerisi için daha uy gun ve tarih bilimine özel bir kavramın yokluğundan dolayı da empati kelimesinin başına tarihsel (historical) kelimesi eklenerek tarihsel empati kavramı oluşturulmuştur.
Empati etkinliklerinin amacı tarihsel anlamayı geliştirmektir ve bu nedenle kanıt temeline dayandırılmak zorundadır. Kanıt temelinden yoksun bir empati etkinliği öğrencilerden kendilerini fillerin yerine koymalarını istemekten pek farklı değildir.
Tarihsel empati alanının sayılı isimlerinden Foster, tarihsel empatinin altı özelliğinden bahsetmektedir. Birincisi geçmişteki insanların davranışlarının nedenlerini anlamamıza ve açıklamamıza imkân tanıyan bir süreç olmasıdır. İkincisi, tarihsel olayların kronolojik açıdan ve bağlam açısından değerlendirilmesini içermesidir. Tarihsel empati kurarken öğrenciler, temel olayların, kişilerin ve döneme ait kültürel, ekonomik, siyasal, toplumsal, felsefî bilgilerin farkında olmalıdırlar.
Üçüncü olarak, tarihsel empati, tarihsel kanıtların değerlendirilmesine ve analizine dayanmaktadır. Tarihsel kanıtlar tarihin motorudur. Onlar olmadıklarında, hatta bazı durumlarda az bulunduklarında bile tarih makinesi çalışmayabilir. Öğrenciler tarihsel olayları daha derinlemesine anlayabilmek için tarihsel kanıtların incelemesi ve değerlendirilmesi ile ilgili alıştırmalarla baş edebilmelidirler.
Dördüncü özelliği, geçmişte yaşanan olayların sonuçları üzerinde çalışmayı içermesidir. Öğrenciler olayların içyüzlerini öğrenmekten hem haz duyar, hem de bu bilgileri öğrenmenin yararlarını fark ederler. Beşinci özelliği, çalışılan dönemin bugünden kesin ve net olarak farklı olduğunun anlaşılması gereğidir. Tarihsel empati kurulurken, bugünün değerleri ile geçmişi yargılanmamalıdır. Altıncı ve son özelliği ise tarihsel empati insan davranışının farklılığına, çeşitliliğine ve karmaşıklığına saygı duymayı gerektirmektedir.
Tarihsel Empati Becerisinin Öğretimi Bir konu tarihsel empati yoluyla detaylarıyla incelenebileceği gibi, konuları tarihsel empati de dâhil olmak üzere çeşitli bilişsel becerilerle birlikte işlemek de mümkündür. Tarihin yeniden canlandırılması aşaması için becerileri öne çıkaran yeni tarih akımının aktif öğrenme uygulamaları uygun olacaktır. Buradan hareketle, tarihsel empati öğretimini kolaylaştırmaya yönelik olarak şu etkinlikler önerilmektedir:
Biyografiler ve tarihsel romanlar Drama ve rol oynama Hayal kurdurma alıştırmaları Tarihsel mekânlarda canlandırma İmgeleyerek yeniden oluşturma Oyun ve benzetişim Karar verme alıştırmaları Kültür ve ekonomi ile bağlantı kurma alıştırmaları Deneysel yeniden yaşama Onaylamama alıştırmaları Empati ikilemi/çelişkisi Geçmişle bugün arasında yapılandırılmış farklar alıştırmaları
Yeager ve Foster’a göre tarihsel empatinin uygulama aşamaları: İnsan davranışının inceleneceği tarihsel olayın tanıtımı (olayın içinde yer alan kişilerin perspektifleri dahil olmak üzere), Tarihsel bağlamın ve kronolojik bilginin anlatımı, Çeşitli tarihsel kanıt ve yorumların analizi, Elde edilen bilgilerden yola çıkarak, tarihi yeniden canlandırma ve kendi tarih anlatısını oluşturma
Tarihsel Empatinin Ölçülmesi ve Değerlendirilmesi Tarihsel empati becerisini değerlendirirken kesin ve tek bir doğru cevap aranmamalıdır. Ancak çeşitli ölçütleri içeren ve cevapları içinden geçirebileceğimiz bir değerlen dirme süzgeci ile kullanılabilir. Bu değerlendirme süzgeci de çeşitli araştırmalarla ortaya konulmuş, tarihsel empati düzeyleridir.
Çocuklarda tarihsel empati anlayışının düzeylerine yönelik yapılmış çalışmalardan biri Denis Shemilt’e aittir. Okullar Konsülü Tarih 13-16 Projesi kapsamında tarihsel empati ve tarihî algılama üzerine elde ettiği geniş kapsamlı verileri değerlendirmesi sonucunda, Shemilt tarihsel empati becerisinin çeşitli düzeylerini ortaya koymuştur. Shemilt’in bu çalışmasından da yararlanarak CHATA (Concepts of History and Teaching Approaches 7-14) Projesi kapsamında tarihsel empati kavramı ve çocuklarda tarihsel anlayış üzerine deneysel çalışmalar yapan Peter Lee, Alaric Dickinson ve Rosalyn Ashby, Shemilt’in tarihsel empati düzeylerini yaptıkları araştırmalara dayanarak biraz daha geliştirmişlerdir.
Bugün tarihsel empati becerisinin değerlendirilmesi ile ilgili çalışmalarda ağırlıklı olarak Lee, Dickinson ve Ashby’nin araştırmaları sonucu oluşturdukları düzeyler kullanılmaktadır. 1. Düzey: “Aptal” Geçmiş Bu düzeyde öğrenciler, geçmişteki insanları, şimdi kendilerinin düşündüğü ve davrandığı gibi düşünmedikleri ve davranmadıkları için aptal olarak değerlendirmektedirler. Tarihte geriye gidildikçe insan zekâsının da geriye gittiğini varsayarlar.
2.Düzey: Klişe Genellemeler Öğrenciler bu düzeyde, insanların davranışların, duygularının, düşüncelerinin ve olayların sebeplerini, genel olarak bildikleri basmakalıp bilgilere dayanarak açıklamaya çalışırlar. 2. düzey öğrencisinin vereceği cevaplar tarihsel bilgi olarak geçerlidir ancak olaya içeriden değil dışarıdan bakar, tarihsel empati kuramaz.
3.Düzey: Günlük Empati Bu düzeyde öğrenciler, olayları genellemelerle açıklamazlar. Karakterin dilinden açıklarlar. Ancak, kendisinin düşünce tarzı ile tarihsel karakterin düşünce tarzını ayırt edemez. Başka bir deyişle, olayı o kişinin ağzından, ancak kendi düşünce ve duygularıyla yansıtırlar. Olaya günümüz değerleri ve bakış açısıyla bakarlar. Bugünü geçmişe taşırlar. Diğer bir ifadeyle “Taş Devri Sendromu” yaratırlar.
Bu düzeydeki öğrenciler geçmiş ve günümüz deneyimlerini birleştirerek tarihsel empati kurmaktadırlar. Geçmiş ve bugün farklılığını göz ardı eder şekilde davranarak geçmişteki insanı bugünün insanlarıyla bir tutar ve onların kendisiyle aynı şartlarda olduğunu düşünür. Bu da bir başka yanılgıdır ve yine geçmişin bugünden farklı olduğu prensibi vurgulanmalıdır. Bu anlayışın hâkim olduğu 3. düzeyde, olaya içerden bakış vardır, ama bu bakışı kendi değer, inanç ve düşünceleri şekillendirmektedir. Olaya tarihsel dönemden bakmaya ve anlamaya çabalama, ancak bugünün bakış açıla rından sıyrılamama söz konusudur.
4.Düzey: Sınırlı Tarihsel Empati Bu düzeyde, sınırlı da olsa tarihsel empati becerisine ulaşılır. Geçmişteki insanları, geçmişin bakış açısıyla değerlendirirler. Ancak, sadece verilen çerçeve dahilinde olayı ya da kişiyi anlar, anladıklarını daha geniş çerçeveye yerleştiremez ve ortaya konulabilecek diğer ihtimalleri öne süremez. Ancak gerçek tarihsel empati kurulmaya başlanır. Tarihsel kanıt, tarihsel empati ve hayal gücünün dengeli bir şekilde kullanıldığı gözlemlenebilir. Ancak geniş bir perspektif sunulamaz. Sadece tek bir perspektiften tarihsel empati kurulur.
5. Düzey: Bağlama Uygun Tarihsel Empati Olayların ve kişilerin geniş kapsamlı olarak, verilen çerçevenin dışında düşünüldüğü ve anlaşılmaya çalışıldığı düzeydir. Bir tarihçi gibi düşünmeye başlarlar. Kanıtları kullanarak, olaylar ve kişilerle ilgili hipotezler ortaya atar, alternatif açıklamalar ileri sürerler. Kendi dünyası ve kişiliğinden çıkarak, dönemin anlayışı çerçevesinde o kişinin düşünce ve duygularını yansıtabilir.
5. düzeye ulaşmak için gerekenler şunlardır: Kişinin şu anki durumunun ve bunun geçmişe bakış açısını nasıl etkileyeceğinin farkında olması Kişinin şu anki durumunun geçmişe bakış açısını etkilememesi Tarihsel kaynağın içinde olabilecek önyargı, abartı ve taraflı tutumların farkına varabilen, eleştirel bir okuyucu olması
Kalıp yargıları fark etme Kalıp yargı, herhangi bir topluluğun ya da onun üyelerinin, ya da herhangi bir düşünce veya inancın tanımlanmasında ve değerlendirilmesinde abartılı genellemeler ve basitleştirmeden yararlanmak anlamına gelmektedir. Düşünme sürecine kalıp yargıların yaptığı etkinin, bizzat düşünen kişi tarafından fark edilmesi ve bu etkinin ortadan kaldırılması yahut asgarî düzeye indirgenmesi, eleştirel düşünmenin ana hedeflerinden biridir. Kalıp yargıların etki ettiği topluluk ya da düşünceler, bir cins, bir ırk, bir millet, bir dine ya da mezhep, bir şehir halkı ya da bir meslek dalına ilişkin olabilir. Kalıp yargılar, tarafsız, olumlu ya da olumsuz çağrışımlar taşıyabilir. Olumsuz kalıp yargılar genellikle, en az doğru fakat en zararlı kalıp yargılardır.