OBSESİF-KOMPÜLSİF BOZUKLUK ve İLİŞKİLİ HASTALIKLAR Burhan Zorlu
OKB Nedir? OKB, obsesyon adı verilen takıntılı düşünce, fikir ve dürtüler ile kompulsiyon adı verilen yineleyici davranışlar ve zihinsel eylemlerden oluşan bir ruhsal hastalıktır. Kimi zaman kendini sadece obsesyon veya kompülsiyon olarak gösterebilir.
Obsesyon Kişinin zihnine girmesine engel olamadığı, zihninden uzaklaştıramadığı düşünce, fikir ve dürtülerdir. Kişinin isteği dışında gelirler, kişi tarafından mantıkdışı olarak değerlendirilirler ve yoğun sıkıntı ve huzursuzluğa yani anksiyeteye neden olurlar.
Kompülsiyon Obsesyonların neden olduğu yoğun sıkıntı ve huzursuzluğu azaltmak ya da ortadan kaldırmak üzere yapılan yineleyici davranış ve zihinsel eylemlerdir.
Epidemiyoloji OKB’nin yaşam boyu prevalansı %2-3 civarındadır. Başlangıç yaşı 20 olarak kabul edilir , kimi zaman çocukluk çağına kadar uzanabilir , genelde 35 yaşını geçmez. Erkeklerde daha genç yaşta görülmesine rağmen kadınlarda daha sıktır.
Belirtiler ve Semptomlar Obsesyon ve kompulsiyonlar toplumdan topluma, kültürden kültüre değişiklik gösterebilir. Ülkemizde ve tüm dünya toplumlarında en sık görülen obsesyon ve kompulsiyon türleri şunlardır:
Bulaşma Obsesyonu ve Temizlik Kompulsiyonu Kişinin bedeninin ve giysilerinin kir, mikrop, toz gibi etkenler; kimyasal maddeler, deterjanlar, zehirler ile idrar, gaita ve diğer beden salgıları ile bulaşacağına ilişkin takıntıları ve bu takıntıların yarattığı sıkıntıyı gidermek için yaptığı davranışlarıdır. Örnek: Jessica Alba Obsesif semptom- Başkalarının dokunduğu eşyalara dokunarak kirlenme korkusu Kompulsif semptom- Derisi soyulana kadar durmadan ellerini yıkama
Kuşku obsesyonu ve kontrol kompulsiyonu En sık görülen obsesyon ve kompulsiyonlardandır. Kişi gaz ocağı, kapı, kilit gibi nesnelerin açık kalmış olabileceğinden, ütü vs. elektrikli aletlerin fişlerinin prizde takılı kalmış olabileceğinden kuşku duyar (Kuşku obsesyonu) ve emin olmak için tekrar tekrar kontrol etme gereksinimi duyar (Kontrol kompulsiyonu). Bu kuşku ve kontroller yaşamın birçok alanında kendini gösterebilirler. Örnek: 45 yaşında erkek hasta, her akşam işinden evine döndüğünde otomobilini park edip evine girdikten sonra otomobilin kapısını kilitlediğinden emin olmuyor ve bazen iki-üç kez olmak üzere sokağa çıkıp otomobil kapılarını kontrol ediyordu.
Başkalarına zarar vereceği, elinde olmadan saldırgan davranışlarda bulunacağı şeklinde obsesyonlar Bazen hastalarda elinde olmadan başkalarına rahatsızlık ya da zarar vereceği, ağzından hoş karşılan-mayacak nitelikte sözcükler kaçıracağı, yanındaki insanlara elinde olmadan zarar vereceği şeklinde obsesyonlar olabilir. Örnek: 40 yaşında erkek hasta, evde ailesi ile birlikte otururken “kontrolümü kaybeder de elimden bir kaza çıkar, eşime, çocuğuma zarar verir miyim” şeklinde düşünceleri nedeni ile aile üyelerinin bulunduğu ortamda eline makas/bıçak gibi kesici/delici aletler almıyordu.
Cinsel içerikli obsesyonlar Zaman zaman OKB’li hastalarda kendine, yaşına, toplumdaki yerine hiç yakıştıramadığı bir biçimde, cinsel içerikli obsesyonlar bulunur. Dini içerikli obsesyonlar Özellikle dini inançları yoğun yaşayan toplum kesimlerinde sık görülen bir obsesyon türüdür. Kişi kendini inanç ve görüşlerine tam karşıt bir biçimde ve çok yoğun sıkıntı yaratacak şekilde dini içerikli takıntılı düşünceleri düşünmekten alıkoyamaz.
Simetri/düzen obsesyon ve kompulsiyonları Simetri gereksinimi ve düzen takıntıları da sık görülen belirtilerdendir. Kişinin tüm yaşamında simetri gereksinimi ve düzenlilik hakimdir. Dokunma kompulsiyonları Sayma kompulsiyonları Biriktirme ve saklama kompulsiyonları
Sebepleri Nedeni tam olarak anlaşılmamış olsa da, araştırmalar biyolojik ve çevresel faktörlerin OKB ile ilişkili olabileceğini göstermiştir. Biyolojik faktörler: Araştırmalar serotonin adı verilen nörotransmiterin seviyesinin düşmesi ile OKB gelişimi arasında bir bağlantı saptamıştır. Serotonin dengesizliğinin ebeveynden çocuğa geçtiğine dair kanıt da vardır. Bu da obsesif-kompülsif bozukluğun genetik olabileceğinin göstergesidir. Streptokok bakterisinin neden olduğu belli bir tür enfeksiyon ile de OKB arasında bir ilişki de saptamıştır. Eğer bu enfeksiyon nükseder ve tedavi edilmezse, OKB gelişimine ve çocuklarda diğer bozukluklara sebep olabilir.
Çevresel faktörler: Bazı çevresel stres yaratıcı faktörler OKB’yi tetikleyebilir. Belirli çevresel faktörler ise kişide var olan bu rahatsızlığı kötüleştirebilir. Bunlar; Taciz Yaşamsal değişiklikler Hastalık Sevilen birinin ölmesi İş veya okulla ilgili değişiklikler veya problemler İlişkiyle ilgili kaygılar
Teşhis kriterleri A. Obsesyonlar ya da kompulsiyonlar vardir: Obsesyonlar asagidakilerden (1), (2), (3) ve (4) ile tanimlanir: (1) bu bozukluk sirasinda kimi zaman istenmeden gelen ve uygunsuz olarak yasanan ve belirgin anksiyete ya da sikintiya neden olan, yineleyici ve sürekli düsünceler, dürtüler ya da düslemler (2) düsünceler, dürtüler ya da düslemler sadece gerçek yasam sorunlari hakkinda duyulan asiri üzüntüler degildir (3) kisi, bu düsünceleri, dürtüleri ya da düslemlerine önem vermemeye ya da bunlari baskilamaya çalisir ya da baska bir düsünce ya da eylemle bunlari etksizlestirmeye çalisir (4) kisi, obsesyonel düsüncelerini, dürtülerini ya da düslemlerini kendi zihninin bir ürünü olarak görür (düsünce sokulmasinda oldugu gibi degildir)
Teşhis kriterleri-2 Kompulsiyonlar asagidakilerden (1) ve (2) ile taninir: (1) kisinin, obsesyonu bir tepki olarak ya da kati bir biçimde uygulanmasi gereken kurallarina göre yapmaktan kendini alikoyamadigi yineleyici davranislar (örn. el yikama, düzene koyma, kontrol etme) ya da zihinsel eylemler (örn. dua etme, sayi sayma, birtakim sözcükleri sessiz bir biçimde söyleyip durma) (2) davranislar ya da zihinsel eylemler, sikintidan kurtulmaya ya da var olan sikintiyi azaltmaya ya da korku yaratan olay ya da durumdan korunmaya yöneliktir; ancak bu davranislar ya da zihinsel eylemler ya etkisizlestirilmesi ya da korunulmasi tasarlanan seylerle gerçekçi bir biçimde iliskili degildir ya da açikça çok asiri bir düzeydedir.
Teşhis kriterleri-3 B. Bu bozuklugun gidisi sirasinda bir zaman kisi obsesyon ya da kompulsiyonlarinin asiri ya da anlamsiz oldugunu kabul eder. Not: Bu çocuklar için geçerli degildir. C. Obsesyon ya da kompulsiyonlar belirgin bir sikintiya neden olur, zamanin bosa harcanmasina yol açar (günde 1 saatten daha uzun zaman alirlar) ya da kisinin olagan günlük islerini, mesleki (ya da egitimle ilgili) islevselligini ya da olagan toplumsal etkinliklerini ya da iliskilerini önemli ölçüde bozar.
Teşhis kriterleri-4 D. Baska bir Eksen I bozuklugu varsa, obsesyon ya da kompulsiyonlarin içerigi bununla sinirli degildir. (örn. Yeme Bozuklugunun olmasi durumunda yemek konusu üzerinde düsünüp durma; trikotillomaninin olmasi durumunda saç çekme üzerinde durma; Vücut Dismorfik Bozuklugunun Olmasi durumunda dis görünümle asiri ilgilenme; Bir Madde Kullanim Bozuklugunun olmasi durumunda ilaçlar üzerinde düsünüp durma; Hipokondriazisin olmasi durumunda ciddi bir hastalgi biçiminde düsünüp durma; bir Parafilinin olmasi durumunda cinsel dürtüler ya da fantaziler üzerinde düsünüp durma ya da Majör Depresif Bozukluk olmasi durumunda suçluluk üzerine gevis getirircesine düsünme). E. Bu bozukluk bir maddenin (örn. kötüye kullanilabilen bir ilaç ya da tedavi için kullanilan bir ilaç) ya da genel tibbi bir durumun dogrudan fizyolojik etkilerine bagli degildir.
Tedavi OKB için en temel 2 tedavi yöntemi: -Psikoterapi -İlaç tedavisi En etkili tedavisi bu ikisinin kombine tedavisi ile olur.
Psikoterapi Psikoterapi sırasında Bilişsel-davranışçı tedavi yöntemi uygulanır. Obsesif hastalar kaygı verici düşünceler ile bu düşüncelerden kaçarak ve kaçınarak başa çıkmaya çalışırlar. Ne var ki düşüncelerden kaçmaya çalıştıkça bu düşünceler daha da artmakta ve böylelikle kısır bir döngü oluşmaktadır. Davranış tedavilerinde amaç hastayı kaygı veren ve kaygı oluşturduğu için kaçma ve kaçınma davranışlarına neden olan düşüncelerle [obsesyonlar] karşı karşıya getirmek ve bu karşılaştırmanın oluşturduğu kaygıyı azaltmak için devreye giren tekrarlayıcı davranışları [kompulsiyonlar] engellemektir. Hedef rahatsızlık veren düşüncenin oluşturduğu kaygıyı söndürmek ve alışma durumunun oluşmasını sağlamaktır.
İlaç tedavisi Tedavide standart yaklaşım, tedaviye seratonine spesifik olan clomipramin (Anafranil) gibi bir ilaç veya bir SSRI olan Fluoxetine (Prozac) gibi bir ilaçla başlamak seklindedir. Clomipramin:OKB'un standart ilacı clomipramindir.Bu ilaç seratonine spesifik olan trisiklik bir ilaçtır ve ayni zamanda depresyon bozukluğunda da kullanılır.Başlangıç dozu 25-50 mgdır.Her gün 25 mg arttırılır.Max dozu 250 mgdır ve yan etkiler bu dozda başlar.Bu yan etkiler Trisiklik ilaçların genel yan etkileridir. Bu etkiler arasında sedasyon, hipotansiyon, seksüel disfonksiyon ve antikolinerjik yan etkiler (mesela ağız kuruluğu) vardır.
İlaç tedavisi-2 Seratonin Seçici Gerialim Inhibitörleri (SSRI) Yapilan bir çalismada tedaviye cevap açisindan klomipramin ile floksetin arasinda bir fark bulunamamistir. Fluoxetinle yapilan çalismalarda terapotik etkiye ulasabilmek için günlük 80 mg. dozunda kullanilmistir. SSRI larin bir takim yan etkileri vardir. Bunlar asiri uyarilma, yorgunluk, basagrisi uykusuzluk mide bulantisi ve gastrointestinal yan etkilerdir. Tüm bunlara ragmen SSRI lar trisikliklere göre daha iyi tolere edilebilmektedirler. Bu nedenle OKB tedavisinde zaman zaman ilk tercih edilen ilaç olarak kullanilmistir. Kullanılan diğer ilaçlar (Fluvoxamine , Paroxetine , Sertraline)
İlaç tedavisi-3 İlaçların etkin olup olmadığının görülmesi için 10 hafta beklenmeli etkin ise 2 yıl süreyle tedavi devam etmelidir. Bu hastalığın tedavisinde aile ve çevre desteğini çok önemlidir. Gerekirse aile terapisi yapılabilir. Ayrıca tedaviye dirençli hastalarda EKT ve cerrahi (cingulotomy) yapılabilir.
OKB ile ilişkili bozukluklar 1) Vücut (beden) dismorfik bozukluğu: Vücut (Beden) dismorfik bozukluğu (dismorfofobi; VDB), kişinin vücudundaki görünümle ilgili hayali bir kusur ile aşırı ölçüde uğraşıp durmasıyla belirgin bir klinik görünümdür. Hastada küçük bir kusur varsa bile, ortaya çıkan sıkıntı kusura oranla çok şiddetlidir. Sürekli aynada kusurlu bölgesini inceleme, kusurunun önemli olmadığına dair onay beklentileri, vücudunun yansımasını gösteren yüzeylere bakmaktan, toplumsal faaliyetlerden kaçınma ve hayali kusuru aşırı makyaj, giyim tarzını değiştirme gibi çabalarla saklama girişimleri vardır. Vücut dismorfik bozukluğu olan hastaların %90'ından fazlası yaşamının bir döneminde depresyon geçirmektedir. Hastaların yaklaşık %70'inde anksiyete bozukluğu olduğu ve yaklaşık %30'unda da psikotik bir bozukluk görüldüğü saptanmıştır. Hastaların yaklaşık üçte biri bu kaygılarından ötürü eve kapanıp kalır, beşte biri kadarı da intihar girişiminde bulunur.
2)Trikotillomani (Saç çekme hastalığı): Trikotillomani (saç çekme) seyrek rastlanan fakat tedavisi günümüz imkanlarında bile zor bir hastalıktır. Sorunun temelinde kişinin ruh halinde stres veya titizlik hastalığı gibi bir sorun vardır. Yani aslında bir yansımadır, tedavide bu durum göz önünde bulundurulmalıdır. Vucüt dismorfik bozukluğa bağlı olmamalıdır. Bu hastalığa bağlı saç dökülmesi sık görülür. Hastalık genellikle erken ergenlik döneminde görülüyor. Her ne kadar her yaştan hastaya rastlanabiliyor olsa da ilk tipik saç yolma davranışı sıklıkla 12 yaşlarında ortaya çıkıyor.
3)Dermatillomania: -Trikotillomania’nın cilt yüzeyinde bulunan versiyonu. Hasta yüzünde bir tümsek , sivilce , uçuk vb. bir durum olduğunu düşünür ve bu bölgeleri kanatarak , yollarak bir çok iz bırakır.
4)Biriktirme hastalığı (Dispozofobi): Eski dergiler, kaplar, giysiler, kitaplar, önemsiz e-postalar, faturalar, not tutulmuş ya da liste yapılmış kağıtlar gibi, başka insanlara gereksiz görünen birçok şeyi biriktirmek ya da atmakta zorlanmak, Kişinin evinin artık uygun bir yaşam alanı olamayacak kadar çok dağınık olması, İş ya da sosyal yaşamdaki endişe ve davranış bozuklukları. Biriktirme Hastalığı olan insanların, ilerleyen evrelerde daha ciddi obsesif-kompulsif bozukluklar yaşaması olasıdır. Bu hastalık, dürtü kontrolü bozukluğu ya da tik bozukluğu gibi nöropsikiyatrik bozukluğu olan insanlarda da görülebilir.
4)Diğer: -OKB ve benzeri durumlar kimi zaman ilaca bağlı (atomoksetin) veya başka bir medikal patolojiye bağlı gelişebilir ve hatta kimi zaman neden geliştiği saptanamaz.