Sultan Yıldırım Bayezit tarafından 1400 yılında yaptırılmıştır. On iki ayak üzerine yirmi kubbe ile üzeri örtülen Ulu Cami, şehrin merkezinde yer alan önemli tarihi yapı ve ibadet merkezidir. Caminin minberi, ağaç işlemeciliğinin en güzel örneklerinden birini oluşturur. Üzerindeki geometrik şekillerin güneş sistemini tasvir ettiği tahmin edilmektedir. Caminin duvarları ve sütunları Kur’an ayetlerinin farklı üsluptaki hat yazılarıyla bezenmiştir.Ahşap kapılar cevizden yapılmış olup, üzerinde oyma geometrik motifler bulunur.Bursa Ulu Cami; Mekke, Medine, Kudüs ve Şam’dan sonra İslam dininde beşinci makam olarak bilinmektedir. Minberin yanında güney tarafında Mekke’den getirilen Kâbe’nin orijinal örtüsü asılıdır. Mihrabın sağında ise Mevlana’nın gönderdiği hat eseri bulunmaktadır. ULU CAMİİ
Yeşil semtinde bulunan cami, 1419 yılında, Çelebi Sultan Mehmet tarafından yaptırılmıştır. “Ters T” planlı camilerden olan Yeşil Cami, Bursa’nın olduğu kadar Türkiye’nin en güzel tarihsel yapılarından biridir. Yapıda, bazı Bizans döneminden kalma yapı malzemesi de kullanılmıştır. Yeşil Camii’nin girişindeki taç kapı, Türk taş oymacılığının güzel bir ürünüdür. Caminin büyük bölümü çini ile kaplıdır. İç duvarlar, tavanlar, mahfiller ve geçiş eyvanları tümüyle çiniyle kaplıdır. Camideki çini işçiliğinin en mükemmel örneklerinden biri de, on metreden yüksek olan mihrabıdır. Çeşitli geometrik motiflerle çiçeklerin yer aldığı mihrap, caminin en güzel yerlerinden biridir. Pencere kapakları, devrin ahşap işçiliğinin güzel örneklerindendir. Cami içinde güzel bir şadırvan vardır. Şadırvanın tek parçadan yapılmış fıskiyesi eşsiz inceliktedir. YEŞİL CAMİİ
EMİR SULTAN CAMİİ Uludağ’ın yamaçlarındaki bir tepe üzerinde, kendi adıyla anılan mahallededir. Yıldırım Bayezit’ın kızı ve Emir Sultan’ın eşi olan Hundi Fatma Hatun tarafından, 15. yüzyılın başında, Emir Sultan adına yaptırılır. Emir Sultan Camii’nin giriş bölümünde, şadırvanlı geniş ve güzel bir avlu bulunur. Bursa camileri içinde en geniş ve avlusu en güzel olan camidir. Bursa’da kubbesi en büyük olan bu cami, 1795 yılında tamamen yıkılır, 1804 yılında ise, III. Selim tarafından tekrar yaptırılır.
ŞAHADET CAMİİ Tophane’de, Hisar bölgesinde, Orduevi’nin karşısındadır. Bursa’nın mutlaka görülmesi gereken en güzel sokaklarından biri olan Kale sokağın sonunda yer alır. Osmanlı’nın ilk camilerindendir. Caminin inşasından kısa bir süre sonra Sultan Murat Han’ın Kosova’da şehit olmasından dolayı, “Şehadet Camii” adı verilmiştir. Deprem sonrası yıkılan cami, 1892’de aslına sadık kalınarak onarılmıştır
Bursa Selimiye Mahallesi, Sili Sokak’ta bulunan Selimiye Camisini 1892 yılında Tırnavalı Abdullah oğlu Hacı Ahmet yaptırmıştır. Bunu belirten 0.50x0.90 m. ölçüsündeki nesih kitabesi kapı üzerinde bulunmaktadır: Esasen Tırnavalı Hacı Ahmad ibni Abdullah mevali himmet Bin üçyüz onda bu beyti Hudayı eyledi inşa Zamim-i hüsnü hayrat olmak üzere mekteb-i irfan Dahi te’sis edüp ma’i lezize eyledi ihya Cami dikdörtgen planlı olup üzeri ahşap bir tavanla örtülüdür. Yakın tarihlerde buraya yapılan bir ekle caminin içerisi genişletilmiştir. Mimari yönden bir özelliği bulunmayan caminin minaresi yapıldığı döneme aittir. Caminin kuzey batı köşesinde bulunan minare sekizgen kaideli silindirik gövdelidir. SELİMİYE CAMİİSİ (OSMANGAZİ)
BEYAZIT PAŞA CAMİİSİ Yeşil Külliyenin doğusunda bulunan Beyazıt paşa Camisini Çelebi Mehmet devrinde Yahşi Bey’in oğlu Beyazıt Paşa yaptırmıştır. Beyazıt Paşa Çelebi Mehmet’e hizmet etmiş, 1413 yılında Rumeli Beylerbeyi olmuş, bir süre vezirlik ve sadrazamlık yapmış ve 1421 yılında ölmüştür. Beyazıt Paşa Camisinin kitabesi günümüze ulaşamadığından ne zaman yapıldığı konusunda yeterli bir bilgi bulunmamaktadır. Cami çeşitli dönemlerde onarım geçirdiğinden orijinalliğinden uzaklaşmıştır. Buna rağmen XV.yüzyılın ilk yarısında yapıldığı sanılmaktadır
Bursa, Fevzi Çakmak Caddesinin sonunda, asırlık ağaçların arasında bulunan Caminin, kitabesinden Düsturhan ismiyle bilinen Yahya Hüseyin oğlu Yahya tarafından 1479 yılında yaptırıldığı öğrenilmektedir. Son cemaat yeri orijinalliğinden oldukça uzaklaşmıştır. İbadet yeri 8x7 m. ölçülerinde olup, üzeri Türk üçgenlerinin meydana getirdiği kasnağın taşıdığı bir kubbe ile örtülüdür. Duvarları tuğla ve moloz taşla örülmüştür. Minaresi tuğladan yapılmış olup, doğu yönündedir. DÜSTURHAN CAMİİ
Bursa Merkezde, Ulu cami ile Belediye arasında yer alan Orhan Camisi’ni Sultan Orhan Gazi yaptırmıştır. Giriş kapısı üzerindeki kitabesinden 1339’da yaptırıldığı öğrenilmektedir. Bursa’nın Karamanoğulları tarafından işgali sırasında (1413) yanarak harap olan Cami, Osmanlı birliğini yeniden kuran Çelebi Sultan Mehmet tarafından 1414’te yeniden yaptırılmıştır. Bunu izleyen yıllarda deprem ve yangından birkaç kez zarar görmüş ve onarılmıştır. SULTAN ORHAN CAMİİSİ
KOZA HAN Ulucami ile Orhan Cami arasındaki geniş sahadadır yılında II. Bayezıd İstanbul'daki cami ve medresesine gelir temin etmek için yaptırmıştır. Hanın mimari Abdül-ula bin Pulad Şah'dır. İki katlıdır. Üst katta 50, alt katta 45 olmak üzere 95 odası vardır. Kuzeydeki taç kapı büyük taştan kabartma süslerle yapılmış olup muhteşem görünüşe sahiptir. Üst katta güneye açılan bir kapısı, avludan ilave kapılara açılan geniş kapı ve buradan da Orhan Cami tarafına açılan bir kapısı vardır. Hanın iç kısmındaki geniş avlunun merkezinde mescid yer almaktadır. Mescid sekiz cephelidir, köşelerdeki ve ortadaki bir ayak üzerine oturmaktadır. Alt kısmı şadırvan şeklindedir. Günümüzde ünlü Bursa ipekçiliğinin merkezi durumundadır
OSMANGAZİ TÜRBESİ Bursa kuşatmasının devam ettiği sırada Osman Gazi oğlu Orhan Bey'e şehir içindeki kubbeli yapıyı göstererek "Oğul; ben öldüğüm vakit beni Bursa'da şol gümüşlü kubbenin altına koyasın" demiştir. Günümüz Tophane Parkı'nın girişinde solda kalan bu kubbeli yapı Mesihilerin şapeline aitti. Bursa fethedildikten sonra, şapel mescide çevrildi ve Osman Gazi buraya defnedildi.