İ KT İ SAD İ POL İ T İ KALAR VE TÜRK İ YE EKONOM İ S İ SARE KOZHAN

Slides:



Advertisements
Benzer bir sunumlar
POST KEYNESYEN İKTİSAT
Advertisements

Rasyonel Beklentiler: Para Politikası
FAİZ ORANI DAVRANIŞI.
FİNANSAL AMAÇ VE FİNANS FONKSİYONU
Durgunluk ve Maliye Politikası
Finansal Piyasalar Para ve sermaye piyasaları
Toplam Arz, Toplam Talep ve Ekonomik Denge*
PARA TEORİSİ: FAİZ ORANLARININ ANLAMI, ÖLÇÜMÜ VE BELİRLENMESİ
MAKROEKONOMİ”YE GİRİŞ
MALİYE POLİTİKASININ DOĞUŞU
Finansal Sistem ve Faiz Oranları
DÜNYA VE TÜRKİYE EKONOMİSİNDEKİ SON GELİŞMELER İSA COŞKUN MÜSTEŞAR YARDIMCISI … Mayıs 2009 T.C. MALİYE BAKANLIĞI.
DÜNYA VE TÜRKİYE EKONOMİSİNDEKİ SON GELİŞMELER HASAN BASRİ AKTAN MALİYE MÜSTEŞARI Bişkek 13 Nisan 2009 T.C. MALİYE BAKANLIĞI.
MALİYE POLİTİKASI.
İşletme Finansı Doç.Dr. G. Cenk AKKAYA.
MONETARİZM 1955 ile 1965 yılları arasında Milton Friedman ve arkadaşları tarafından kurulmuş ve geliştirilmiştir. Amaç ; gözden düşen miktar teorisini.
Makro İktisat İktisadi Analiz
KPSS SORULARI KLASİK MAKRO İKTİSAT TEORİSİ
İKTİSAT FAKÜLTESİ İKTİSAT BÖLÜMÜ Para Teorisi ve Politikası
MAKROEKONOMİK ANALİZ 2 YATIRIM Doç. Dr. Yeşim Kuştepeli.
Finansal Sistem ve Faiz Oranları
REEL KONJONKTÜR TEORİSİ
IS-LM Para ve Maliye Politikaları
Türkiye Bankalar Birliği 49. Genel Kurulu 1 Türkiye Ekonomisi ve Bankacılık Sistemindeki Gelişmeler Ersin Özince Türkiye Bankalar Birliği Yönetim Kurulu.
PARA TEORİSİ VE PARA POLİTİKASI
Mal piyasalarında denge
Klasik ve Keynesçi İktisat
Bankacılık sektörü Nisan-Haziran 2011 dönemindeki gelişmeler 27 Temmuz 2011.
MAKRO EKONOMİ POLİTİKALARI VE TARIM SEKTÖRÜ İLİŞKİLERİ
Klasik iktisadi yaklaşım
Doç. Dr. Yeşim Kuştepeli İKT 5034-Bahar 2011
MAKRO EKONOMİYE GENEL BAKIŞ
IS-LM Para ve Maliye Politikaları
Faiz Oranlarının Davranışı
Ders 8 Temel Analiz Hüseyin İlker Erçen
PARA POLİTİKASI.
Tasarruflar, Yatırım Harcamaları ve Finansal Sistem
Yrd. Doç. Dr. Şule Aydın Turan
FİYAT DÜZEYİ TEORİLERİ
1929 BUHRANI VE türkİye ekonomisi üzerİne etkİleri
Para Politikası Etki Kanalları
İKT102 MAKROEKONOMİYE GİRİŞ DERS NOTLARI Para Teorisi ve Politikası ( ) Arş. Gör. Mehmet Ali DEMİR.
BÖLÜM 15 İşletme Sermayesi Yönetimi. BÖLÜM 15 İşletme Sermayesi Yönetimi.
PARA ve PARANIN FONKSİYONLARI
PARANIN MAKROEKONOMİDEKİ ROLÜ
Para Politikası Yönetimi
MAKRO İKTİSAT PARASAL SİSTEM
FİNANSAL SİSTEM VE FİNANSAL PİYASALAR
MAKROEKONOMİYE GİRİŞ Oya Cesur Demir.
Bölüm 22 Para Talebi Ersin Saltık.
FİNANSAL SİSTEM.
Toplam Arz, Toplam Talep ve Ekonomik Denge*
FİNANSAL PİYASALAR VE KURUMLAR
Faizlerin Belirlenmesi
Para, Banka ve Finansal Piyasaları Niye Çalışıyoruz?
Alternatif Makro Modeller: Yeni Klasik İktisat
Alternatif Makro Modeller: Klasik İktisat
Alternatif Makro Modeller: Monetarist İktisat
PARA POLİTİKASI  Para politikasını yürüten Merkez Bankası, kendisini verilen yetkilere dayanarak para arzını denetler ve para piyasasını düzenler. İlke.
Esnek Döviz Kuru Sisteminde Para Politikası
Para Politikası Nihai Amaçları
S.1.Aşağıdakilerden hangisi tüketim fonksiyonunu etkileyen değişkenlerden biri değildir? A) Harcanabilir gelir düzeyi B) Enflasyonla ilgili tahminler.
Alternatif Makro Modeller: Yeni Keynesyen İktisat
Makro iktisat nedir? Makro iktisat, ekonominin bütününün işleyişi, yapısı, davranışları ve mekanizmalarını inceleyen bir iktisat dalı olarak ortaya çıkmaktadır.
Uluslararası Sermaye Hareketleri
Alternatif Makro Modeller: Keynesyen İktisat
NİŞANTAŞI ÜNİVERSİTESİ
NİŞANTAŞI ÜNİVERSİTESİ
R. Hakan Özyıldız Kamu bankacılığı R. Hakan Özyıldız
Sunum transkripti:

İ KT İ SAD İ POL İ T İ KALAR VE TÜRK İ YE EKONOM İ S İ SARE KOZHAN

 PARA POL İ T İ KASI NED İ R?  PARA POL İ T İ KASI KURAMLARI NELERD İ R?  2008 KÜRESEL KR İ Z DÖNEM İ NDE UYGULANAN PARA POL İ T İ KASI ARAÇLARI

PARA POL İ T İ KASI NED İ R?  Ülkelerin ekonomik büyüme, istihdam artışı, ödemeler dengesi ve fiyat istikrarı amaçlarını gerçekleştirebilmek için paranın tedarikini, hacmini elde tutma maliyetini ve di ğ er finansal koşulları etkilemeye dayalı kararları içeren ve merkez bankalarınca uygulanan politikalar bütünüdür. (Lindsey & Wallich)

 Para Politikası, para arzını kontrol eden merkez bankalarının ekonomik büyüme ve istikrarı sa ğ lamak için öncelikli olarak faiz oranını gözetti ğ i bir süreçtir. (Yevati & Sturzenegger)

 Ülkeden ülkeye farklılık gösteren para politikaları, bütün ülke ekonomilerinde makro büyüklükleri etkileyerek makroekonomik istikrar politikaları ile örtüşmekte ve genel olarak enflasyonist ya da deflasyonist şartlara göre farklılık arz etmektedir.

 Para politikası, merkez bankasının ülkedeki para miktarını etkilemeye dönük olarak aldı ğ ı kararlardır.  Para politikası kararları alınırken devletin hedefi enflasyona neden olmaksızın tam istihdam düzeyine ulaşmak ve bunu sürdürmektir.

 Fiyat istikrarının temel hedef oldu ğ u para politikalarında resesyonist beklentiler olması halinde genişletici, enflasyonist kaygıların geçerli olması halinde ise daraltıcı para politikaları tercih edilmektedir. Buna göre para arzının genişletilmesi ve faiz oranlarının düşürülmesi genişletici politikaların temelini oluştururken tersi durumlarda ise para arzı kısılarak faiz oranları yükseltilmekte ve dolayısıyla daraltıcı politikalar uygulanmaktadır.

Para politikası denildi ğ inde 3 temel alt politika anlaşılır: 1. MB’nın bankalara para alışverişinde uyguladı ğ ı faizleri de ğ iştirerek piyasa faizlerini etkilemesi 2. açık piyasa işlemleri yoluyla bankalrdan tahvil almak veya onlara tahvil satmak suretiyle piyasadaki para miktarını ayarlaması 3. Bankaları topladı ğ ı mevduattan alaca ğ ı payı artırıp azaltarak açılabilecek kredi miktarını ve maliyetini etkilemesi

Para Politikası Kuramları  Geçmişten günümüze dünya merkez bankalarınca uygulanan para politikaları çeşitli nedenlerle de ğ işiklikler göstermiştir. Ekonomik toplu durum, siyasi de ğ işimler ve uluslararası etkileşimler gibi birçok nedene ba ğ lı olan bu de ğ işiklikler temelde üç kurama göre şekillenmiştir: 1. Klasik teori 2. Keynesyen teori 3. Monetarist teori

1) Klasik Teoriye Göre Para Politikası Klasik kuramda para politikası genel olarak etkisizdir. İ yi bir para politikasının tam istihdamın sa ğ lanmasında ücret-fiyat mekanizmasının yükünü azaltaca ğ ı düşünülmektedir. Dolayısıyla klasik teoriye göre para politikasının ekonominin üzerinde azda olsa bir etkisi oldu ğ u kabul edilmektedir.

 Say Kanunu ve Paranın Miktar Kuramı üzerine kurulu olan Klasik düşünce, her arz kendi talebini yaratır söyleminden hareketle ekonomide hiçbir zaman işsizlik problemi ya da düşük tüketim sorununun olmayaca ğ ını savunmaktadır.  Sabit sermaye yatırımlarının tamamının tasarruflarla finanse edilebilece ğ ini savunan klasik iktisatçılar faizin anahtar bir rol oynayarak tasarruflar ile yatırımlar arasında bir denklik sa ğ layarak ekonomide tam istihdam yaratabilece ğ i görüşüne sahip olmuşlardır. Yani faiz oranları uzun dönemde halkın tasarruf yapmasını teşvik ederken girişimcileri de yatırım yapmaya koşullamaktadır. Ancak kısa dönemde bu etki geçerli de ğ ildir.

 Paranın miktar kuramına göre para arzındaki bir de ğ işme fiyat seviyesinde aynı oranda bir de ğ işmeye yol açacaktır.  Para talebi faiz oranlarından ba ğ ımsız oldu ğ undan, para politikası yardımıyla para talebini etkilemek mümkün olmayacaktır.  Klasik görüşe reel faiz oranları kavramını ekleyen Fischer, klasik tasarruf ve yatırım dengesinin olabilmesi için nominal faiz oranının beklentisel enflasyona ba ğ lı olarak de ğ işti ğ ini, reel faiz oranının ise aynı kalaca ğ ını savunmuştur.

2) Keynesyen Teoriye Göre Para Politikası  Keynesyen görüş, faiz oranlarının para arz ve talebi tarafından belirlendi ğ ini savunur ve bu noktada klasik görüşten ayrılır.  Klasik iktisatçılar para arz ve talebinin sadece fiyat düzeyini belirledi ğ ini savunmuşlardır.  Keynesyen iktisatçılar ise para arzındaki herhangi bir de ğ işmenin faiz oranlarını de ğ iştirdi ğ ini, paranın mübadele, ihtiyat ve spekülasyon güdüleri ile talep edildi ğ ini ve bu sebebiyetle para talebinin faiz oranlarına karşı duyarlı hale geldi ğ ini ileri sürmüşlerdir.  Böylece para politikası vasıtasıyla reel ekonominin etkilenebilece ğ i öngörülmüştür.

 Keynesyen görüş, klasik iktisatçılara benzer şekilde tam istihdamın sa ğ lanmasında para politikasının önemsiz oldu ğ unu ifade eder ve ekonomiye asıl etki eden unsurun maliye politikaları oldu ğ u savunur. Ancak klasik görüşten farklı olarak Keynesyen görüş, eksik istihdam düzeyinde de ekonomide dengenin var olabilece ğ ini iddia eder.

3) Monetarist Teoriye Göre Para Politikası 3) Monetarist Teoriye Göre Para Politikası  Monetaristler Friedman’ın miktar teorisini 1950’li yıllarda modernleştirerek gündeme getirmişler ve modern miktar teorisi ile birlikte para politikalarının maliye politikalarına göre ekonomiler üzerinde daha etkili oldu ğ u görüşünü savunmuşlardır.  Bu görüşe göre para arzı, kısa vadede ekonomik faaliyetlerin başlıca belirleyicisi olmakta ve ekonomide eksik istihdam olabilece ğ i ileri sürülmektedir. Bu görüş, paranın üretim miktarı üzerinde etkili olabilece ğ i noktasında miktar teorisine karşı daha esnek bir yaklaşım izlemektedir.

 Monetaristler para arzının sadece fiyat düzeyini de ğ il, kısa süreli de olsa toplam ekonomik faaliyetleri etkileyece ğ ini öngörmüştür.  Ayrıca Keynes gibi ekonominin eksik istihdamda olabilece ğ ini kabul edip, para arzındaki bir artışın, ekonominin eksik istihdamda olması halinde üretim hacmini artırabilece ğ ini savunmuşlardır.

 Monetaristlerin en önemli isimlerinden olan Friedman, paranın dolaşım hızının öngörülebilir oldu ğ unu kabul etmiştir.  Monetaristler, devletin ekonomiye müdahalelerinin enflasyonist bir etki yarataca ğ ını ileri sürerken, dengenin do ğ al bir yolla oluşana kadar beklenmesi gerekti ğ ini savunmuşlardır.

Kriz Dönemlerinde Uygulanan Para Politikası Araçları  Global krizden önce ço ğ unlukla fiyat istikrarını hedefleyen para politikaları tercih edilirken, krizin ardından bu para politikalarının finansal ve makroekonomik istikrarı da kapsaması zorunluluk kazanmıştır.  Yalnızca fiyat istikrarına odaklı bir para politikasının aynı zamanda görece olarak daha kısa süreli bir enflasyon hedeflemesine sahip olması merkez bankalarına etkin bir risk gözlem imkanı sunmadı ğ ı için para politikası uygulamalarında alternatif yaklaşımlar önem kazanmaya başlamıştır.

 Kriz ortamlarında, geleneksel para politikası araçları merkez bankalarının amaçlarına ulaşmasında yeterli de ğ ildir. Bunun nedenleri: 1. Nominal faiz oranlarının sıfır düzeyinin altına çekilememesi nedeniyle kriz dönemlerinde ihtiyaç duyulan parasal hızlandırıcıların yalnızca geleneksel olmayan para politikası araçları ile işlerlik kazanabilmesi 2. Geleneksel olmayan para politikalarının nominal faiz oranı sıfırın üstünde olsa dahi etkin sonuçlar verebilmesidir

Geleneksel olmayan para politikası araçları : a) Miktar Genişlemesi b) Kredi Genişlemesi c) Faiz Taahhüdü Politikası d) Zorunlu Karşılık Oranı Uygulaması e) Faiz Koridoru Politikası

a) Miktar genişlemesi  Merkez bankaları miktar genişlemesi politikası vasıtasıyla ço ğ unlukla varlık alımları yaparak piyasaya yüklü miktarda para enjekte etmektedirler.  Bu alımlar, kısa vadeli finansal varlık alımları ya da uzun vadeli devlet tahvilleri şeklinde gerçekleşmektedir.  Miktarsal genişleme süreçlerinde alınan varlıklar geleneksel politikaların kullanıldı ğ ı zamanlara kıyasla çok daha fazla miktarda olmaktadır.

b)Kredi genişlemesi  Kredi genişlemesinde piyasadaki menkul kıymetlerin likidite sorunu ortadan kaldırılarak ve kaynakların etkin da ğ ıtımı sa ğ lanarak vadeli ticari menkul kıymetler do ğ rudan satın alınmaktadır.  Kredi genişlemesi yapmak isteyen merkez bankaları kısa vadeli hazine bonolarını ihraç edip elde ettikleri fonlarla vadeli ticari menkul kıymetleri satın alırlar ve böylece yalnızca bilanço kompozisyonunu de ğ iştiren merkez bankaları, vade ve bilanço büyüklü ğ ünü de ğ iştirmeden piyasadaki riskli menkul kıymetlere bir likidite sa ğ lanmış olurlar.

 Bilanço büyüklü ğ ü de ğ işmeden yapılan bu tür çeşitlendirmeler merkez bankası portföyündeki riskin da ğ ıtımı için en uygun yollardan biri olarak görülür.  Ayrıca bu tür para politikası araçları, fon aktarım mekanizmasının etkin olmadı ğ ı kriz dönemlerinde piyasalara do ğ rudan borç verme görevini de yerine getirirler ve böylece kredi maliyetleri düşerken, kredi piyasalarının daha fonksiyonel olması sa ğ lanır.

c) Faiz Taahhüdü Politikası  Politika faiz oranının merkez bankalarınca belirli bir süre düşük seviyede sabit tutulaca ğ ının taahhüt edilmesidir. Böylece merkez bankaları ekonominin yönü ve kısa dönemde faiz oranları ile ilgili özel sektörün beklentilerini kullanarak ülkenin ekonomisini istedi ğ i yönde etkileyebilmektedir.

d) Zorunlu Karşılık Uygulaması  Zorunlu karşılıklar, başta bankalar olmak üzere finansal kurumların kredi olarak kullandırabilecekleri mevduat, menkul de ğ erler ve yurt dışı borçlanma imkanlarına karşılık olarak merkez bankasında tutmak zorunda oldukları kaynaklardır.  Bu araçlarla merkez bankaları para arzını kontrol edebilmektedir ve özellikle kriz dönemlerinde kredi büyümesinin belli sınırlar içinde tutulması açısından önem arz etmektedir.  Kriz dönemlerinde kredi büyümesi devam ederse ekonomideki riskler artacaktır. Bu nedenle para arzının merkez bankalarınca kontrol altında tutulması gereklidir.

e) Faiz Koridoru Uygulaması  Üçlü faiz sisteminin geçerli oldu ğ u bu uygulamada, borç verme faiz oranı, politika faiz oranı ve borç alma faiz oranı gibi kavramlar dikkat çekmektedir.  Faiz koridoru merkez bankalarının gecelik borç verme ve borç alma faiz oranları arasındaki bandı ifade etmektedir. Amacı gecelik faiz oranını belli bir seviyede tutabilmektir.  Faiz koridoru politikası ile amaçlanan hem gelecekteki belirsizlikleri ortadan kaldırmak hem de konjonktüre ba ğ lı olarak gelişen ve de ğ işen koşullar altında faiz oranı hususunda esnek davranabilmektir.