TÜRKİYE SELÇUKLU DEVLETİ’NİN KURULUŞ DÖNEMİ
Süleyman Şah Dönemi ( ): Türkiye Selçuklu Devleti’nin kurucusu Süleyman Şah’tır. Süleyman Şah, Büyük Selçuklu hanedanına mensuptur. Kutalmış’ın oğludur. Alp Arslan döneminde iktidarı ele geçirmek isteyen Kutalmış, başarılı olamayınca öldürüldü.
Alp Arslan bu ailenin bir daha iktidar mücadelesi yapmasını önlemek amacıyla Kutalmış’ın bütün çocuklarını ortadan kaldırtmak istedi. Ancak Alp Arslan’ın veziri Nizamülmülk, hanedan üyelerinin öldürülmesinin devlete uğursuzluk getirebileceğini bildirmesi üzerine bu kararından vazgeçti.
Fakat bu ailenin yeniden isyan etmesini önlemek amacıyla Alp Arslan onları Anadolu’nun fethiyle görevlendirdi. Kutalmış’ın oğulları Süleyman Şah, Mansur, Alp İlig ve Polat Bizans’ın iç karışıklıklarından yararlanarak Urfa, Konya, Afyon ve Kütahya’yı ele geçirdiler. Süleyman Şah bir süre sonra Marmara Bölgesi’ne hareket ederek 1075 yılında İznik’i fethetti.
Daha sonra İzmit’i alarak Üsküdar önlerine kadar geldi. Burada Boğazlardan geçen gemilerden vergi toplamaya başladı. Böylece Süleyman Şah, İznik merkez olmak üzere Türkiye Selçuklu Devleti’ni kurdu (1077). Selçuklu Sultanı Melik Şah ona bir ferman göndererek hükümdarlığını onayladı.
Bizans’la bir antlaşma yapan Süleyman Şah, güneye yönelerek Antakya’yı fethetti (1084). Buradaki Ermeni ve Rumların canlarına ve mallarına dokunmadığı gibi inançları konusunda da onları serbest bıraktı. Daha sonra Halep’e yöneldi. Ancak bu durum Suriye Selçuklu Meliki Tutuş ile aralarının açılmasına neden oldu. Halep yakınlarında yapılan savaşta Süleyman Şah yenildi ve savaş meydanında öldü (1086).
Süleyman Şah Anadolu’daki fetihleri sırasında yanında getirdiği Türk boylarıyla birlikte hareket etti. Bu Türkmen kitlelerini Bizans saldırılarına karşı savunma yapmaları için genellikle uç olarak adlandırılan sınır boylarına yerleştirdi.
Süleyman Şah’ın ölümünden sonra Selçuklu Sultanı Melikşah, Türkiye Selçuklu Devleti’ni kendine bağlamak amacıyla Süleyman Şah’ın oğulları Kılıç Arslan ve Kulan Arslan’ı İsfahan’a götürdü. Türkiye Selçukluları yılları arasında hükümdarsız kaldı.
Süleyman Şah, Çukurova bölgesinin fethine çıktığı sırada Ebulkasım’ı devletin merkezine vekil olarak bırakmıştı. Ebulkasım bu süre zarfında devlete sahip çıkarak Türkiye Selçuklu Devleti’nin dağılmasını önledi. Türkiye Selçuklu Devleti’ni kendisine bağlamak isteyen Melikşah’a karşı başarıyla direndi. Ancak Bizans’ın İzmit’i geri almasına engel olamadı.
1092 yılında Selçuklu Sultanı Melikşah’ın ölümü üzerine serbest kalan Kılıç Arslan ve Kulan Arslan Anadolu’ya geldiler. I. Kılıç Arslan, İznik’e gelerek devletin idaresini ele aldı (1092).
I. Kılıç Arslan Dönemi ( ) I. Kılıç Arslan Türkiye Selçuklu Sultanı olduktan sonra devleti yeniden teşkilatlandırdı. Devlet otoritesini sağladıktan sonra Bizans üzerinde baskı kurdu. İstanbul’u fethetmek isteyen Çaka Bey’in kızı ile evlendi.
Çaka Bey İstanbul’u almak istiyordu. Bizans İmparatoru Çaka Bey’i kendisi için tehlikeli gördüğünden I. Kılıç Arslan’la bir ittifak yaparak onu Çaka Bey’e karşı kışkırttı. Bizans’ın kışkırtmaları sonucu Çaka Bey’in güçlenmesini kendi devleti açısından tehlikeli bulan I. Kılıç Arslan, Çaka Bey’i öldürttü.
Bizans ile bir saldırmazlık antlaşması imzalayan I. Kılıç Arslan Doğu Seferi’ne çıktı. Malatya’yı kuşattığı sırada Haçlıların İznik’e doğru ilerlediğini duyunca kuşatmayı kaldırıp İznik’e döndü.
Haçlılara karşı İznik’i savunmaya başladı. Ancak kalabalık Haçlı kuvvetleri karşısında tutunamayarak devletin merkezini İznik’ten Konya’ya taşımak zorunda kaldı. Eskişehir civarında Haçlılarla yaptığı savaşı kaybetti. Ama Haçlılara karşı vermiş olduğu yıpratma savaşlarında büyük başarılar kazandı. Haçlılar çok büyük kayıplar vererek Suriye’ye ulaşabildiler. Bu karışıklıklar sırasında Hatay ve Urfa şehirleri Haçlıların eline geçti.
I. Kılıç Arslan, Haçlılarla yaptığı savaşlardan sonra tekrar Malatya’ya yönelerek şehri Danişmentlilerin elinden aldı. Daha sonra Suriye’ye yöneldi. I. Kılıç Arslan Musul’u da ele geçirince Büyük Selçuklularla arası açıldı. Büyük Selçuklu Sultanı Mehmet Tapar adına okunan hutbeyi kendi adına okuttu.
Durumdan rahatsız olan Büyük Selçuklu Hükümdarı Mehmet Tapar, Emir Çavlı komutasındaki bir orduyu I. Kılıç Arslan’ın üzerine yolladı. Yapılan savaşı I. Kılıç Arslan kaybetti. Atıyla Habur Nehri’ni geçmek isterken de boğularak öldü (1107).