DESTANLAŞAN DİRENİŞ GÜNEY CEPHESİ
GÜNEY CEPHESİ HARİTASI
İtilaf Devletleri, Mondros Ateşkes Antlaşması’nın imzalanmasından sonra Güney Anadolu topraklarımızı işgale başladılar. Bu devletlerden Fransa, 11 Aralık 1918’de çoğu Ermenilerden oluşan dört yüz kişilik bir kuvvetle Dörtyol’a girdi. Ardından verimli Çukurova topraklarını sömürgeleştirmek amacıyla Adana’yı işgal etti. Fransız işgali Ermeni çetelerinin yardımıyla Kozan, Osmaniye, Tarsus, Mersin ve Pozantı’yı içine alacak şekilde genişledi.
ADANA Çukurova bölgesinde Fransızların ve onların silahlandırdığı Ermenilerin saldırılarına karşı ilk milli teşkilat Karaisalı’da kuruldu. Silahlı direnişe geçen Adanalılar düşmana karşı kahramanca çarpıştılar. Bu çarpışmalar sırasında bir Fransız birliği Pozantı’da esir düşerken Dörtyol ve Osmaniye’deki işgal kuvvetleri de geri çekilmek zorunda kaldılar. Çukurova’daki milli mücadele sırasında fedakarlıklarıyla tarihe geçen kahramanlarımız vardır. Bunlardan biri de Tayyar Rahmiye Hanım’dır.
Tayyar Rahmiye Hanım
MARAŞ Maraş, İngilizlerin çekilmesinden sonra 30 Ekim 1919’da çoğunluğu Ermenilerden oluşan Fransız birlikleri tarafından işgal edildi. Bu olaydan birkaç gün sonra bazı Fransız askerleri ve onlarla birlikte hareket eden Ermeniler sokakta evlerine gitmekte olan bir grup Türk kadınının yolunu kestiler. Onlara “Burası artık Türklerin değildir, Fransız memleketinde peçe ile gezilmez.” deyip kadınlardan birinin peçesini yırttılar. Bunun üzerine çevresinde Sütçü İmam adıyla tanınan vatansever olaya neden olan askeri öldürdü.
Maraş’taki Sütçü İmam Anıtı
Sütçü İmam olayının ardından Maraş’ta başlayan gerilim, Fransızların kaledeki Türk bayrağını indirip kendi bayraklarını çekmesiyle daha da arttı. Mustafa Kemal, Maraşlıların başlattığı kurtuluş mücadelesine destek olmak için bazı silah arkadaşlarını o bölgeye gönderdi. Bu arada çevredeki Kuvayımilliye birlikleri de Maraşlıların yardımına koştu. Böylece giderek güçlenen Türk direnişi karşısında tutunamayan Fransızlar ve Ermeniler şehir içinde yaşanan şiddetli çarpışmalarda büyük kayıplar verdiler. 11 Şubat 1920 gecesi de karanlıktan faydalanarak şehri gizlice terk ettiler. Maraş, halkının Kurtuluş Savaşı sırasında kazandığı bu zafer nedeniyle 7 Şubat 1973’te TBMM tarafından “Kahraman” unvanıyla ödüllendirildi.
URFA Urfa’da Ermeniler, Fransızlardan aldıkları cesaretle Türk halkına karşı onur kırıcı ve tahrik edici davranışlarda bulunmaya başladılar. Urfalılar bağımsızlıklarına, millî birlik ve beraberliklerine yönelik bu saldırılara karşı Urfa Müdafaa-i Hukuk Cemiyetini kurdular. Cemiyetin başkanlığına ise Mustafa Kemal tarafından bölgeye atanan Yüzbaşı Ali Saip Bey’i getirdiler. Urfalılar iki ay kadar süren çatışmalar sırasında dışarıdan yardım alma imkânı bulamadılar. Ancak özgürlük ve bağımsızlıklarını kaybetmemek için birlik beraberlik ve dayanışma içinde şanlı bir direniş sergilediler. 11 Nisan 1920’de de düşmanı şehirlerinden atmayı başardılar. TBMM Urfalıların, haklarını koruma konusunda gösterdikleri cesaret ve fedakârlık nedeniyle 12 Haziran 1984’te Urfa’ya “Şanlı” unvanını vermiştir.
Ali Saip Bey
ANTEP Maraş ve Urfa gibi Antep de önce İngilizler daha sonra da 29 Ekim 1919’da Fransızlar tarafından işgal edildi. Fransızlar ve onların silahlandırdığı Ermenilerin saldırıları Antepliler tarafından tepkiyle karşılandı. Antep Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti de kentteki işgalcilere Suriye’deki Fransız Komutanlığından gelen yardımları engelleme kararı aldı. Bu amaçla Üsteğmen Şahin Bey’i Kilis Kuvayımilliye Komutanlığına getirerek Fransızların yolunu kesmekle görevlendirdi. Şahin Bey bu göreve atandıktan sonra Antep’e girmek isteyen Fransız birliklerini bozguna uğrattı.
Şahin Bey Anıtı
Antepliler 10 ay 9 gün süren kuşatma sırasında 6.317 şehit verdiler. Fransızlar, Şahin Bey’in tuttuğu Kilis-Antep yolunu açmak için 26 Mart 1920’de Antep’e doğru ilerleyişe geçtiler. Şahin Bey onları durdurmak için emrindeki zayıf kuvvetiyle üç gün boyunca kahramanca direndiyse de sonunda Fransız süngüleri altında şehit düştü. Şahin Bey’in şehit düşmesinden sonra Antep’teki Kuvayımilliye birliklerinin komutanlığını Mustafa Kemal’in emriyle Kılıç Ali Bey üstlendi. Kılıç Ali Bey şehri kuşatan ve top ateşine tutan Fransızların teslim olmaları yönündeki çağrılarını reddederek mücadeleyi sürdürdü. Kadın, çocuk, yaşlı demeden tüm Antepliler modern silahlara sahip güçlü bir orduya karşı taş, sopa, balta, av tüfeği gibi basit silahlar kullanarak kahramanca savaştılar. Ancak açlık, susuzluk ve cephanesizlik yüzünden 9 Şubat 1921’de teslim olmak zorunda kaldılar. Antepliler 10 ay 9 gün süren kuşatma sırasında 6.317 şehit verdiler. Antep’e TBMM tarafından 6 Şubat 1921’de “Gazi” unvanı verildi.
Güney Cephesi’nde Fransızlara ve onlarla iş birliği yapan Ermenilere karşı sürdürülen mücadele Sakarya Zaferi’nin kazanılmasına kadar devam etti. Bu zaferin ardından Fransızlar, Güney Anadolu topraklarında tutunamayacaklarını görerek 20 Ekim 1921’de TBMM Hükûmeti ile Ankara Antlaşması’nı imzaladılar. Bir süre sonra da işgal altında tuttukları Adana ve Antep’ten çekildiler.
HAZIRLAYAN Kaynak: TÜYSÜZ, Sami, ilköğretim 8 T.C İnkılap Tarihi ve Atatürkçülük, Ankara: Tuna matbaacılık, 2014. ALİ AVCU SOSYAL BİLGİLER ÖĞRETMENİ