ÖZEL EĞITIM SEMINERI Görme Engellilerin Tanımı, Sınıflandırılması, Nedenleri ve Tanısı Mehmet ZOR Özel Eğitim Öğretmeni
TEMEL KAVRAMLAR Görme Yetersizliği : Çeşitli nedenlerle gözün yapısında meydana gelen zedelenme sonucu gözün görme işlevini yerine getirememesidir. Optalmolojist: Göz hastalıkları ve görme bozukluklarının tanılanması ve sağaltımında uzman doktordur. Optometris: Gözün kırılma kusurlarının düzeltilmesi için; kusurların ölçülmesi, kontak lensler ve gözlük için reçete yazma ya yetkili uzman Optometri doktorudur. Görme Öğretmeni: Görme yetersizliği olan çocukların eğitiminde, onların özel ihtiyaçları olan meteryaller, araçlar ve uyarlamalarda Özel Eğitim Sertifikalı öğretmenlerdir.
Bağımsız Hareket: Kişinin bağımsız hareket tekniklerini, görme kalıntısını ve diğer duygularını kullanarak güvenli ve etkili bir şekilde bina içinde ve dışında hareket edebilme becerisidir. Dolaşma Becerisi: Kişinin fiziksel ve sosyal çevresinde, bir yerden bir yere güvenli ve etkili seyahat etme becerisidir. İyi dolaşma becerisi için iyi yönelim becerileri gereklidir. Yönelim: Kişinin görme kalıntısı duyularını kullanarak çevre içindeki yerini anlama yeteneğidir. Bağımsız Hareket Öğretmeni: Görme yetersizliği olan çocukların bağımsız hareket ve yönelim becerilerinde gereksinimleri olan becerileri belirlemek ve bu becerileri kazandırmakla görevli öğretmendir.
SINIFLANDIRMA Tıbbi Olarak; KÖR: Tüm düzeltmelere rağmen görme gücünün 1/10’ una; yani 20/200’lük görme keskinliğine ya da daha azına sahip olan veya görme derecesi yirmi derecelik açıyı aşmayan kişilere kör denir. Bunun anlamı: normal görme gücüne sahip bir kişinin 200 ayaktan (yaklaşık 6 metre) görebildiğini, görme yetersizliği olan birey 20 ayaktan (60 cm) ya da daha yakından görebilmektedir. Az Gören: Tüm düzeltmelere rağmen 20/70 ile 20/200 arasında gören bireylerdir. Anlamı: normal görme gücüne sahip bir kişinin 200 ayaktan (6 m) görebildiğini az gören birey 20 ayaktan (60cm) görebilmelidir. Görme açısının dar olmasının anlamı ise normal görme keskinliği olmasına rağmen görmenin sadece merkezdekilerle 20 dereceyle sınırlı olması, 20 derecenin dışında kalan nesneleri görememesidir.
Tıbbi tanımlar bu tür yetersizliği olan bireylerin yasal imkanlardan yararlanıp yararlanamayacağına karar vermede kullanılır. Tanımlara bakıldığında görme yetersizliği olan bireylerin görme keskinlikleri bilinirken neleri görerek yapabildikleri ya da neleri ne kadar görebildikleri hakkında bilgi edinmek mümkün değildir. EĞİTSEL TANIMLAMA KÖR: Görme keskinliği kaybından ağır derecede etkilenmiş olup, öğretimini kabartma yazıyla ve konuşan kitaplardan dinleyerek sürdürme gereksinimi olan görme engelliler KÖRdür. GÖRME ENGELLİ: Görme yetersizliğinden çok ağır derecede etkilenmiş mutlaka kabartma alfabeye (Braille) ya da konuşan kitapların kullanılmasına ihtiyaç duyan bireylerdir. AZ GÖREN: Büyüteçlerle normal puntolu ve büyük puntolu yazılı materyalleri okuyabilen görme engellilerdir. Özel Eğitim Hizmetleri Yönetmeliği’nde ise; Görme gücünün kısmen veya tamamen yetersizliğinden dolayı bireyin eğitim performansının ve sosyal uyumunun olumsuz yönde etkilenmesi durumu olarak tanımlanır, görme engellilik.
6
GÖRME YETERSIZLIĞI TÜRLERI Kişide Kornea veya mercekte kırma kusuru varsa Miyopi, Hipermetropi ve astigmatizm adı verilen görme bozuklukları oluşur. Miyopi: Kişi uzağı göremez. Normal mesafeden değil de yazıyı gözüne daha yakın tutarak okur. Kornea veya lensin kırma gücü normalden fazladır. Görüntü retinanın üzerine değil, önüne düşer. Kalın kenarlı mercekle gözlük yapılandırılıp kullandırılır.
Hipermetropi: Kişi uzağı görürü yakını göremez. Miyopinin tam aksi korneanın veya merceğin kırma gücü zayıf ya da gözün ön-arka çapı kısadır. Her iki durumda da görüntü teorik olarak retinanın arkasına düşmektedir. Hipermetropi (+) cam dediğimiz ince kenarlı merceklerden oluşturulan gözlük ile düzeltilir.
Astigmat : Gözün yapısı dıştan bakıldığında küre şeklindedir. Korneanın bu muhteşem yapısı astigmatizmde bozulmuştur. Kaşığın dışı şeklini almıştır. Böylece görüntü retina üzerine nokta şeklinde değil, çizgi şeklinde düşer. Gözlükle düzeltilebilir. Astigmatın derecesine göre lazerle tedavisi de mümkündür. Astigmat miyopi ve hipermetropi ile birlikte görülebilir.
Albinizm Albinizm: Melanosit adı verilen hücrelerde melanin yapılarak dokuların renklenmesi sağlanır. Albinolarda bu maddenin yapımında sorun vardır. Dolayısıyla bu sorunu yaşayan kişilerin derileri pembe; saç, kirpik ve kaşları beyaz görünür. Gözdeki renkli maddenin eksikliği nedeniyle direkt damarları görünür. Görme düşüktür. Nistagmus denilen anormal göz hareketi olabilir. Işığa karşı hassasiyet artmıştır.
Göz Bebeği Beyazlığı: gözbebeği; gözün renkli kısmının ortasındaki siyah yuvarlaktır. Gözbebeğinin beyaz, gri, veya sarı olması ciddi hastalıklara işaret eder ki; Bunlar: Katarakt: Çocukluk çağında, doğuştan olabileceği gibi sonradan yaralanmalar, metabolik bozukluklar, enfeksiyonlar v.b nedenlerle meydana gelebilir. Katarakt beyaz gözbebeğinin en sık nedenlerindendir. Erken dönemde teşhis ve tedavi edilmezse kalıcı görme kaybı, şaşılık ve kontrolsüz göz hareketlerine neden olabilir. Bazen nedensiz doğuştan katarakta rastlanılabilir. İki gözde aynı anda ama farklı oranda gelişebilir. Tümörler: pek çok iyi huylu tümörlerin yanında RETİNOBLASTAN adı verilen kötü huylu tümörler de gözbebeğini beyazlaştırır. Tedavisi hayati önem taşır. Enfeksiyöz ve İltihabı Durumlar: değişik bakteriyal, viral veya paraziter enfeksiyonlar gözbebeğini beyazlaaştırır. Sebebi belli olmayan pek çok iltihabı durumda beyazlaştırabilir. Gelişimsel Bozukluklar: Göz; anne karnında belli evrelerden geçerek doğumdaki şekline ulaşır. İlaç, enfeksiyon, metabolik bozukluklar, yaralanma ve erken doğum gibi herhangi bir neden ile gelişimi kesintiye uğrarsa ciddi anormallikler meydana gelir.
Diğerleri: Gözün sinir tabakasının yerinden ayrılması, göz damarı bozuklukları, göz sinirlerinin anormallikleri, göz içinde kanama olması gibi pek çok sebep göz bebeğini beyazlaştırır. GLOKOM; (Doğuştan Göz İçi Basınç Yüksekliği): Bebeklik döneminde ışıktan etkilenme, gözde sulanma, gözleri kısma ve kırmızı göz, kornea dediğimiz saydam tabakanın büyümesi gibi belirtilerle GLOKOM ortaya çıkmaktadır. Göz içi basıncın yüksek seyretmesi ile korneada çatlaklar oluşur. Göz sinirlerinde çukurlaşma meydana gelir. Erken teşhis ve tedavi edilmediğinde körlüğe yol açan ciddi bir bozzukluktur.
Nistogmus: Gözlerde sağa-sola, yukarı-aşağı veya dönme tarzında titreşimler meydana gelmesine nigtosmus denir. Görme azlığı titreyen görüntüler, baş dönmesi ve tek gözde çift görme ile başlar. Çocuk bu hareketleri kontrol altına alamaz. Daha çok kas hareketlerini kontrol eden merkezlerin bozukluğu olmakla birlikte bazen görme azlığı yapan katarakt, albinizm, glokom ve sinir tabakası bozukluklarına işaret edebilir. Titremeler zamanla düzelebileceği gibi kalıcı da olabilir. Ambliyopi; (Göz Tembelliği): Gözün Sinir tabakası ve sinir yollarını tutan belirgin bir olmamasına rağmen kişinin görmesinin herhangi bir şekilde artırılamaması olarak tanımlanır. Buna sebep olan durumlar tespit edilip ortadan kaldırıl- malıdır.
Strabismus; (Şaşılık): Gözlerimiz tam karşıya bakarken paraleldir. Paralelliğin bozulmasına şaşılık denir. Tedavisi mevcuttur. Ertelenirse tembel göz gelişir. Ve kullanılmayan gözde görme kaybına yol açar. Premetüre Retinopisi (ROP): Normal bir gebelik 40 hafta ya da 240 gün sürer. Eğer 37 hafta yani 249 gün tamamlanmadan önce doğum gerçekleşirse bebek prematüre’dir gramdan az doğan çocuklarda ise düşük doğum ağırlıklı bebek denir. Bu bebeklerin de 1/3’ü Prematüre’dir. Normalde çocukların gözlerindeki damarlar doğuncaya kadar gelişimini sürdürür. Erken doğan bebeklerde bu gelişim doğum sonrası da devam eder.
Prematüre bebeklerde onları yaşatmak için konulan küvezin içine yüksek kontrasyonda verilen oksijen gözdeki damarların anormal gelişimine sebep olur. Kısaca ROP diye adlandırılan ve erken teşhisle tedavisi olan bu rahatsızlık geç kalındığında körlüğe sebep olur. Retinizis Pigmentosa; (Gece Körlüğü- Tavuk Karası):Kalıtsal göz hastalıkları arasında en sık rastlananıdır. Doğuştan başlayan tipleri ve ileride ortaya çıkan ve farklı seyirler gösteren tipleri mev- cuttur. İlk yakınmalar genellikle düşük ışıkta göre- meme, karanlığa uyumun bozulması şeklindedir. İlerleyen evrelerde görme alanı çevreden başla- yarak daralır. Merkezi görme iyi olsa da eşyalara çarparak yürürler. Kesin tedavisi olmamakla birlik- te bazı vitamin ilaçları ile en azından ilerleme sinin yavaşlatılabildiği ileri sürülmektedir.
GÖRME YETERSIZLIĞININ NEDENLERI Görme Yetersizliğinin öncelikli ve en yaygın nedenleri arasında; kalıtsal nedenler, ateşli hastalıklar, kazalar, yaralanmalar, zehirlenmeler, tümörler ve genel hastalıklar sayılır. Şeker, Frengi ve glokom en önemli hastalıklardır. Prematüre bebeğe verilen oksijen Rubella Alman Kızamığı v.b. Rubella Alman Kızamığında anne hamileliğin ilk aylarında etkilenirse görme, işitme,zihinsel ve diğer yetersizlikler ortaya çıkacaktır. Doğum Öncesi Sebepler : Annenin hamilelikte geçirdiği hastalıklar, irsiyetle intikal eden hastalıklar ve kazalardır. Göz Küresinin Küçüklüğü Göz Küresinin Yokluğu Kongenital Glokom Retina Glimu Korneaya- Retinaya- Optik Sinire- Lense ait metabolik bozukluklar. İrsiyet Yolu İle Geçen Hastalıklar. Hamilelikte annenin geçirdiği kızamıkcık, Enfeksiyon, ateşli ve bulaşıcı hastalıklar. Beslenme bozuklukları. Düşme, çarpma, ev ve iş kazaları, trafik kazaları v.b kazalara maruz kalma.
Doğum Sırasında Oluşan Sebepler: Doğum Anı Travmaları, Doğumun Güç ve Geç Olması, Forsebs’ in Yanlış Kullanımı, Çocuğun Nefessiz Kalması. Doğum Sonrası Sebepler: Kalıtımsal Sebepler, «A» Vitamini Eksikliği, Frengi, Tokzoplasmozis (Paraziter Hastalık-Ateş Halsizlik-Kedilerden geçer) Kızamıkçık, Menenjit Hastalıklarından birine yakalanma, Kazalar.
TANILAMA GÖZ HEKİMLERİ Görme Engellinin tanısı GÖZ HEKİMLERİ tarafından yapılmaktadır. Verilen bilgiler hekime yönlendirmek ; ilk keşif için ipucu bilgilerdir. Görme güçlüğü ne kadar erken farkedilir, teşhis edilir ve tedaviye başlanırsa; tedavi edilme şansı o kadar artar. Tedavi edilemese dahi erken eğitim önlemleri ile çocuğa daha olumlu yaşam sürdürmesi sağlanılabilinir. İpuçları şunlardır: o Gözlerinin önündeki ilgi çekici eşyaları takip edemeyen ya da farkına varamayanlar, o Uzun süre aynı yere bakanlar, o Farklı bir şekilde gözlerini döndürenler, o Sık sık gözlerini ovan ve kaşıyanlar, o Gözlerini ışıktan kaçıran ve titretenler, o Sağa sola amaçsız uzanan ve sık sık düşenler, o Renkli bir resmin renklerini ayıramayanlar, o Gözlerinde kızarma ve yaşarma olanlar, o Göz bebeğinin ortasında bulanıklık ve ışık geldiğinde parlama olanlar.
BASIT GÖRME TESTLERI PARMAK TESTİ: Çocuk karşımıza alınır. Işık çocuğun arkasından gelir. Çocukla aramızda 3 metre mesafe olur. El kaldırılarak çocuğa 3 parmak gösterilir. Çocuktan gösterilen kadar parmak göstermesi istenir. Gösterebilirse mesafe artırılarak yapılır. (6m’den Gösteriyorsa Görme Problemi Yoktur.) Gösteremezse görme problemi vardır derhal hekime yönlendirilmelidir. SNELLEN KARTI TESTİ: Çocuk 3 metre uzakta olur. Standart karttaki «E» harfinin kollarının yönleri sorulur. Çocuk doğru yanıt verdikçe mesafe kademeli olarak 6 metreye kadar çıkarılır. Çocuk 6 metrede de doğru yanıt verdiyse uygulama son bulur. Yanlış cevap verirse daha büyük puntolu harfler sorulur. Sıkıntı mevcuttur. Hekime yönlendirilmelidir.