YÖNETİMDE YENİ GELİŞMELER KURUMSAL YÖNETİM (CORPORATE GOVERNANCE) T.C. Esenyurt Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü YÖNETİMDE YENİ GELİŞMELER KURUMSAL YÖNETİM (CORPORATE GOVERNANCE) Öğretim üyesi: Prof. Dr. Fatih SEMERCİÖZ Hazırlayan : Muhammed Mürsel CEYLAN 1432110023
KURUMSAL YÖNETİM NEDİR? Türkçe olarak Yönetişim, Kurumsal Şirket Yönetimi veya kısaca Kurumsal Yönetim şeklinde adlandırılır. Yönetişim terimi Yönetim , Etkileşim ve İletişim kavramlarının birleşiminden türetilmiş yeni bir kavramdır. Bu yeni kavram İngilizcedeki Corporate Governance kelimesinin karşılığı olarak kullanılmaktadır.
Bu kavram 1990'dan itibaren işletme literatüründe kullanılmaya başlanmıştır. Bu tarihten sonra hızla genişleyerek ülkeler, hükümetler ve OECD gibi birlikler tarafından benimsenmiş ve uygulaması için yeni düzenlemeler yapılmıştır.
YÖNETİŞİM KAVRAMININ AMACI Kurumsal Yönetim kavramı, devlet, hissedarlar, müşteriler, çalışanlar ve kreditörler nezdinde, işletmelerin mümkün olduğu ölçüde doğru bilgi vermesi ve şeffaf davranmasını amaçlamaktadır. Bazı yazarlara göre, eğer Kurumsal Yönetim ilkeleri uygulanmış olsaydı belki de Asya ülkelerindeki ekonomik krizler ya ortaya çıkmayacaktı veya salgın halini alıp diğer ülkelere yayılmayacaktı.
Kurumsal Yönetim konusunda en iyi bir model yoktur. Bu kavramın temeli işletmelerin, hissedarlarına ve paydaşlarına (yarardaş) karşı şeffaf olması, işletmenin gerçek durumunu yansıtması, bunların haklarını koruması, bu konuda etik ilkelere uyması ve sorumlu davranması bekleyişine dayanmaktadır. Yani bir anlamda Kurumsal Yönetim, işletmelerin “iyi sosyal vatandaş” olmalarını öngörmektedir.
YÖNETİŞİM KAVRAMININ DOĞUŞU Bir ülkede üretimi yapan işletmelerdir. Bu üretim sonucu oluşan gelir, iktisadi faktör sahipleri arasında paylaştırılır. Ülke vatandaşları artırarak tasarruf ettikleri gelirlerini bankacılık ve sermaye piyasalarıyla tekrar işletmelerin kullanımına verirler. Bu tasarruflarla yeni yatırımlar yapılacak ve hem üretim hem gelir düzeyini artıracaktır. Bu yüzden işletmeler toplumun temel önemde kurumları olmuştur.
İşletmelerin önemi nedeniyle devlet işletme faaliyetlerini düzenleyici önlemler almıştır. Bu önlemlerden en önemlisi işletmelerin karından aldığı vergi olmuştur. Ancak küreselleşmenin etkisiyle sermayelerin ülkeler arasında kolayca hareketi söz konusu olmuştur.
Başta, Uzak Doğu ülkelerindeki sermaye piyasalarındaki ekonomik krizler bir çok ülkeyi tehdit etmiştir. İşletme yöneticilerinin, kendilerine verilen fonları kötü kullanmaları, suistimaller, işletmenin durumunu iyi gibi gösterip içini boşaltmaları da önemli bir faktör olmuştur. Yönetişim anlayışı ile işletmeler, “toplumun sermayesini kullanan” birimler olarak görülmeye başlanmıştır.
Bu faktörlerin sonucunda; Devlet ve işletme meslek organizasyonları harekete geçmiş ve sadece “vergi” endişeli düzenlemelerin yetersiz olduğu kabul edilmiştir. Dolayısıyla bu işletmelerin yönetimi ile ilgili daha detaylı düzenlemeler yapma ihtiyacı hissedilmiştir.
Burada ağırlık olarak, Tepe yönetim organı olan yönetim kurullarının çalışma düzenine verilmiş ve bu kurulların nasıl karar almaları gerektiği, Hangi bilgileri ne zaman ve nasıl açıklamaları gerektiği, Hangi gruplarla (paydaşlar, hissedarlar, çalışanlar, devlet, kamuoyu, finansal kuruluşlar vs.) iletişim kurması gerektiği ve etkileşim içinde olması zorunluluğu, belirlenmeye çalışılmıştır.
Böylece bir “kurum” olarak işletmenin (corporation), toplumun çıkarlarını nasıl gözetmesi gerektiği (governance) ve nasıl yönetilmesi gerektiği ile ilgili ilkeler belirlenmiştir. Bu ilkeler topluluğundan da Corporate Governance kavramı, Türkçesiyle Kurumsal Yönetim veya Yönetişim kavramı doğmuştur.
1995 yılında belli başlı kurumsal yatırımcılar, yatırımcı temsilcileri, finansal aracı kuruluşlar, şirketler ve birtakım akademisyenler tarafından ICGN – The Intenational Corporate Governance Network kurulmuştur. Amacı, uluslar arası düzeyde kurumsal yönetim ilkelerinin benimsenmesini sağlamaktır. Bu kuruluşun geliştirdiği ilkeler 1999’da OECD tarafından da kabul edilerek OECD Principles of Corporate Governance olarak yayınlanmıştır. Ülkemizde de TÜSİAD bu ilkeleri bir kitapçık olarak yayınlamıştır.
OECD Kurumsal Yönetim İlkeleri (OECD Principles of Corporate Governance) Kurumsal Yönetim İlkeleri; işletmelerin üst kademe yönetim organlarının, işletmelerinin faaliyetlerine ilişkin kararları verirken neleri dikkate almaları, bunları nasıl ve hangi mekanizmalar içinde dikkate almaları, kararları nasıl, ne zaman ve kimlere açıklamaları gerektiğine ilişkin kurallar toplamıdır.
OECD Kurumsal Yönetim ilkelerini kısaca özetlersek; Hissedarların hakları: Şirketlerdeki hissedar hakları korunmalıdır. Hissedarların adil muamele görmesi güvence altına alınmalıdır. İşletmeler, işletme faaliyetlerinden doğrudan çıkarı olan grupların (stakeholders) haklarını yasaların öngördüğü şekilde tanımalı, bunlarla etkin işbirliği yapmalıdır. İşletmeler, mali durum, mülkiyet ve performans ile ilgili olarak zamanında ve doğru açıklama yapmalıdır. Yönetim kurulları etkin çalışmalı, işletmenin tüm stratejik kararlarını denetlemeli, işletme faaliyetlerini yönetimde icra sorumluluğu taşıyanlardan bağımsız olarak denetlemelidir.
TEŞEKKÜRLER