Prof. Dr. Yahya AYAŞLIGİL PEYZAJ EKOLOJİSİ Prof. Dr. Yahya AYAŞLIGİL
PEYZAJ KAVRAMI Sonsuz Bir Geri Bildirim Döngüsü: Peyzajın geçmişte işleyişi, başka bir deyişle peyzajın geçmişteki dinamiği, bu günkü peyzajın strüktürünü oluşturmuştur. Peyzajın bugünkü işleyişi ve dinamiği, yine peyzajın bugünkü strüktürünü ortaya çıkarmaktadır. Bugünün işleyişi ve dinamiği, aynı zamanda geleceğin peyzaj strüktürünü oluşturmaktadır.
Bir peyzajda her şeyin değişim halinde olduğunu Forman & Godron (1986) aşağıda verilen örnek ile açıklamaktadır: "Cam bir kâseyi evimizin yakınındaki bir göl ya da bir akarsudan aldığımız su ile doldurduğumuzu ve yemek masasına koyduğumuzu ve yemek masasına her oturduğumuzda onu seyrettiğimizi düşünelim. Cam kâseye dikkatli bir şekilde baktığımızda strüktürel açıdan oldukça heterojen olduğunu göreceğiz. Küçük, gözle zor görülen hayvanların hareketleri, hava kabarcıkları ve kâse içindeki suyun aradan birkaç gün geçtikten sonra büyük değişikliklere uğradığı görülecektir.
Su içindeki alglerle birlikte cam kasedeki su yeşil bir renk alırken, jelatinimsi yapıda çok sayıda hayvanların hareket ettiği fark edilecektir. Bunu gördüğümüzde böyle bir sistemden elde edilen alglerin, dünya nüfusunun beslenmesi ve böylece açlığın önlenmesinde izlenecek iyi bir yöntem olmadığı konusunda ikna olacaksınız. Ancak, bu arada objenin, yani su ile doldurulmuş cam kâsenin, üç ana özelliği olduğunu göreceksiniz. Bu üç ana özellik strüktür, değişim ve işleyiştir."
Yukarıda açıklanan bu geri besleme döngüsü çevremizde sayılamayacak kadar çok fazla sayıda mevcuttur. Bu durum, üç özelliğin yani strüktür, değişim ve işleyişin birbiri ile hemen hemen hiç ayrılmayacak kadar sıkı sıkıya bağlantılı olduğunu göstermektedir. Peyzaj ekolojisinde ‘peyzaj’ kavramı elbette ilgi duyulan ve araştırılması gereken bir objedir. Peyzaj ekolojisinde bu objenin strüktürü, işleyişi ve değişimi incelenmektir.
Burada ifade edilen hususun daha iyi anlaşılabilmesi için, önce peyzaj kavramından ne anlaşılması gerektiğine karar vermeli ve daha sonra bilimsel olarak kullanılabilecek kesin bir kavramı tanımlamalıdır. Bu kavram, aynı zamanda peyzaj ekolojisinde ortaya çıkan teorilerin peyzaj düzeyinde geçerli olup olamayacağı konusunda yapılacak değerlendirmede yardımcı olmalıdır. Ayrıca, ekolojik teorinin çeşitli disiplinlere uygulanmasına imkan sağlamalıdır.
Gerçekten de ekoloji, coğrafya, yaban hayatı biyolojisi, ormancılık, tarım ve planlama bilimlerinde yapılan çalışmalarla peyzaj ekolojisinin temel esasları ve kavramları geliştirilmeye çalışılırken, bu disiplinler ile peyzaj ekolojisi arasında çok önemli, dikkate değer karşılıklı etkileşimler olduğu ortaya çıkmaktadır. Meinig (1979)’e göre, peyzajlar sahip olduğumuz değerler hakkında bize bilgi verirler ve aynı zamanda sürdürdüğümüz yaşamın kalitesini etkilerler. Bu nedenle önemlidirler. Yaşadığımız çevreyi yansıtan ve yaşadığımız çevreyi görüp anlamamızı sağlayan unsurların başında çevremizde yer alan farklı peyzajlar gelmektedir.
Peyzajın Algılanması: Peyzajın, peyzaj ekolojisi açısından tanımı yapılmadan önce, Webster’s (1963), The Oxford English Dictionary 1933) gibi sözlüklerde yer alan peyzaj sözcüğünün tanımlarına bakmak gerekir. Bu tanımlara göre peyzaj; bir doğal kara parçasının örneğin preri, ormanlık alan, dağların görünümünü gösteren resim veya tablodur. bir bölgenin arazi şekillerinin bütünüdür. bir ülkenin bir parçası veya bir bakışta gözün görebildiği geniş alanlar kapsayan doğal manzaradır.
Bu sözlüklerde ayrıca “peyzaj mimarlığı” nın da tanımı yapılmaktadır Bu sözlüklerde ayrıca “peyzaj mimarlığı” nın da tanımı yapılmaktadır. Peyzaj mimarlığı, "herhangi bir arazi parçasının ya da arazinin belli bir kısmının doğal görünümünün değiştirilmesi ve aranje edilmesidir, yani estetik etki yaramak amacıyla düzenlenmesidir" şeklinde tanımlanmaktadır. Bir çok kişiye peyzaj kavramı ile ilgili olarak, peyzaj sözcüğünden ne anlaşıldığı sorulduğunda, bu soruya verilen cevaplarda şaşırtıcı bir durum ortaya çıkmaktadır. Soru sorulan kişilerin çoğu ya estetik, profesyonel meslek, kültürel, fiziksel arazi şekli ya da fotografik – sanatsal bir kavramdır şeklinde cevap vermiştir.
Mekansal olarak, ‘peyzaj’ kavramı, genellikle bütün bir kıtayı, yani Kuzey Amerikayı kapsayacak büyüklükte olabileceği gibi, çok küçük ve dar bir mekan şeklinde de olabilmektedir. Bir peyzajı farklı şekillerde görmek mümkündür. Bir peyzajı farklı şekillerde görmek mümkündür. Nitekim Amerika’da Meinig (1979) tarafından yapılan anket çalışmalarında peyzajın a) doğa, b) habitat, c) sanat eseri, d) sistem, e) sorun, f) varlık, servet, g) ideoloji, h) tarih, ı) yer, yöre ve j) estetik olarak betimlendiği görülmektedir. Kişilerin peyzaj hakkında duyguları da farklılıklar göstermektedir.
Örneğin yine aynı araştırmada; içinde yaşadığımız peyzaj hakkında ne hissediyorsunuz? diye sorulduğunda, bu soruya yanıt olarak Güzellik? Sahip olmanın gururu? İş yeri? Tehlike? Tepki? Ait olma? Korunma ihtiyacı? şeklinde cevaplar verilmiştir. Peyzaj sözcüğünün karşılığı Almanca Landschaft, Fransızca Paysage olup, İngilizce Landscape’tir. Yukarıdaki açıklamalarda görüldüğü gibi, ‘peyzaj’ kavramı hakkında görüş ve düşünceler çok farklıdır. Hatta bu farklılıklar bir araya getirilemeyecek kadar birbirinden farklı olabilmektedir.
Bu nedenle, belirtilen anlamlar arasından peyzaj ekolojisinin amaçlarına ve hedeflerine uygun olarak peyzaj kavramı ile ilgili olabilecek kavramları seçmek gerekir. Peyzaj kavramı görsel sanat açısından irdelenirken, aynı şekilde doğa bilimleri ve sosyal bilimler ve ekoloji açısından da değerlendirilmesi gerekir. Görsel Sanat Açısından Peyzaj (Ressam Gözüyle Peyzaj): Eski çağlarda peyzaj resimleri çok yaygın değildi. Milattan önce (I.Ö.) 1. yüzyılda Akdeniz çevresinde gelişmiş olan resim sanatında Helenistik tarzda yapılan resimlerde, peyzaj resimleri de yer alıyordu.
Görsel Sanat Açısından Peyzaj (Ressam Gözüyle Peyzaj): Eski çağlarda peyzaj resimleri çok yaygın değildi. Milattan önce (I.Ö.) 1. yüzyılda Akdeniz çevresinde gelişmiş olan resim sanatında Helenistik tarzda yapılan resimlerde, peyzaj resimleri de yer alıyordu. Bu resimlerde ressamlar belli bir peyzajın detaylarının çizmekten ve resmetmekten daha çok, kent sakinlerinin hoşuna gidecek, beğenilecek kırsal pastoral manzaraları resmediyorlardı.
Eski çağın Uzak doğulu ressamları, doğal manzaraları insanın günlük yaşamının ve askeri muharebelerin, savaş ve savunma sahnelerinin dekoru ya da arka fonu olarak kullanıyorlardı. XII. ve XIII. yüzyılda Çin’de çarpıcı, etkileyici peyzaj tabloları Ma Yuan ve K’ao – Kung tarafından ulvi duygularla resmedilmiştir. Bu tablolarda yer alan peyzajın meditasyon uygulamalarına ya da seanslarına yardımcı olması amaçlanmıştır.
Ma Yuan
Ka’o - Kung
XV. yüzyılda Avrupa’da desenli, resimli örgüler ve kumaşlar, camlar ve minyatürler çok yaygın bir hale gelmiştir. Yaygın bir şekilde üretilmiştir. Ressamlar bu çalışmalarında gerçeğe uygun olarak yaptıkları tablolarına doğanın güzelliklerini de eklemişlerdir. Buna en güzel örnek olarak Van Eyck ve Witz’in tabloları gösterilebilir.
Van Eyck
Witz
XVI. Yüzyıl ressamlarından Altdorfer ve El Greco’nun yaptığı doğa resimleri sanki bu ressamların yeteneklerinin anıtı gibidir. Bu ressamların yaptıkları tabloların bazılarının konusu çok belirgin değildir; fakat estetik açıdan çok etkileyicidirler.
Altdorfer
Altdorfer
El Greco
XVII. yüzyılda tabiatın eşsiz güzelliğini betimleyen tablolar ve şiirler, sanat çalışmalarının odak noktasını oluşturuyorlardı. Özellikle de Lorrain ve Van Ruisdael’in eserleri bu yüzyılda öne çıkıyordu.
Lorrain
Van Ruisdael
Aydınlanma çağında ve peyzaj bahçelerinin hakim olduğu XVIII Aydınlanma çağında ve peyzaj bahçelerinin hakim olduğu XVIII. yüzyılda manzara resimlerinin kompozisyonlarını özellikle vurgulamak gerekir. Gainsborough’un eserlerinde olduğu gibi, bu çalışmalarda amaç bir ruh halini yansıtma ya da bu ruh halini hatırlatma olmuştur.
Gainsborough
XIX. ve XX. yüzyılda peyzaj ressamlığı konusunda çok sayıda gelişmeler olmuş ve peyzaj mimarlığı geleneğinden kopmalar görülmüştür. Constable, Turner, Freidrich, Monet, Hokusai, Cezanne, Van Gogh, Rousseau, Wood, Wyeth ekspresyonistler olarak hareket ve değişimi resmetmişlerdir.
Constable
Turner
Friderich
Tabloya bakan bir kişiye adım adım peyzajda refakat etmişler ve lineer perspektif olmaksızın tablolarına derinlik kazandırmışlar, kuş bakışı perspektif ve hatta renkler ve formlardan oluşan lekelerle, gözleyen kişilerin hissetmesini sağlamışlar ve böylece istenilen duyguları yaratabilmişlerdir.
Monet
Hokusai
Cezanne
Van Gogh
Rousseau
Rousseau
Wood
Wyeth
Peyzaj sözcüğünün zihinde yarattığı resim ile ilgili düşünceler peyzaj ekolojisinin daha iyi anlaşılması açısından çok yararlıdır. Resmedilmiş bir tabloda en dikkat çekici özellik bir tablodaki çeşitlilik ve heterojenliktir. Forman & Godron (1986)’da yer alan Pieter Bruegel the Elder (1565)in ‘Karda Avcılar ‘ tablosuna bakıldığında, iki veya daha fazla sayıda çok belirgin olan objeler ya da görsel odak noktaları görülmektedir.
Bunlar orman, çiftlik, çayırlık ve kayalıklardır Bunlar orman, çiftlik, çayırlık ve kayalıklardır. Betimlenen yani resmedilen görüş alanı genellikle gözün bir noktadan görülebileceği görüşle aynıdır. Peyzaj tablolarındaki mesafeler ve uzaklıklar da birkaç metreden birkaç kilometreye kadar değişmektedir.
Pieter Bruegel the Elder
Peyzaj resimlerindeki konu ise, ekolojik açıdan önemli üçüncü özelliktir. Peyzaj resimlerinde normal olarak vejetasyon ve hayvanlar görülmektedir; fakat aynı zamanda binalar, yollar ve kayalıklarda oldukça yaygındır. Bunların dışında insanlar veya insanın etkileri de genellikle resimde çok belirgindir ve bazen çok dominanttır.
Peyzaj ressamlığı, peyzaj ekolojisi gibi kentsel yerleşimden başlayıp, tamamen doğal, insanın hemen hemen hiçbir etkisinin görülmediği peyzajlara kadar her şeyi içine almaktadır. Bazen ressamlar, suyun hakim olduğu durumlarda su peyzajı anlamına gelen ‘seascape‘ terimini kullanmaktadır. Fakat, ‘Peyzaj Ekolojisi’ yeryüzünün 1/3’ünü oluşturan karasal kısım ile ilgilidir.
Sosyal ve Doğa Bilimlerinde Peyzaj Kavramı: Tarihçiler genellikle geniş arazi parçalarını ifade etmek amacıyla peyzaj terimini kullanmaktadırlar. Örneğin savaş ya da meydan muharebelerinin vukuu bulduğu yerler ya da tahıl, sebze ve meyve gibi tarımsal ürünlerin üretildiği arazi, sömürgecilerin oluşturdukları yerleşimler, mimarların anıt inşa ettikleri araziler ve insanların gelip geçtikleri araziler, büyük göçlerin vukuu bulduğu araziler peyzaj olarak adlandırılmaktadır.
Coğrafya disiplininde ‘peyzaj’ temel bir birim olarak kabul edilmekte ve önemli rol oynamaktadır. Bu nedenle, bilimsel açıdan tatmin edici ve sınırları çok açık ve belirgin bir peyzaj kavramının yaratılmasında ‘coğrafya disiplini’ büyük önem taşımaktadır. Coğrafyada yapılan ‘Peyzaj’ tanımları esas itibariyle doğal arazi formları veya fizyografik bölgelere ve beşeri-kültürel gruplar arasındaki dinamik ilişkilere odaklanmıştır.
Peyzaj ekolojistleri ya da peyzaj ekologları büyük ölçüde coğrafya ya da biyoloji background’una sahiptirler ve bundan dolayı peyzajın anlaşılmasında bu disiplinlerden çok fazla oranda yararlanmaları şaşırtıcı değildir. Peyzaj ekolojisi disiplininin öncülerinden C. Troll (1950, 1968, 1971) peyzaj ekolojisini,"... bir bölgede yer alan farklı mekan birimlerinin sevk ve idaresinde etkin olan fiziko-biyolojik ilişkilerin araştırılmasına yönelik bilim dalıdır..." şeklinde tanımlamaktadır.
Peyzaj ekolojistleri ya da peyzaj ekologları büyük ölçüde coğrafya ya da biyoloji background’una sahiptirler ve bundan dolayı peyzajın anlaşılmasında bu disiplinlerden çok fazla oranda yararlanmaları şaşırtıcı değildir.
Peyzaj ekolojisi disiplininin öncülerinden C Peyzaj ekolojisi disiplininin öncülerinden C. Troll (1950, 1968, 1971) peyzaj ekolojisini,"... bir bölgede yer alan farklı mekan birimlerinin sevk ve idaresinde etkin olan fiziko-biyolojik ilişkilerin araştırılmasına yönelik bilim dalıdır..." şeklinde tanımlamaktadır. Troll ilişkileri hem dikey hem de yatay olarak düşünmektedir. Ekolojinin en geniş sahası olan peyzaj ekolojisi özellikle geçen son 40-50 yıl içerisinde ‘vertikal’ dikey ilişkiler üzerinde yoğunlaşmıştır.
Dikey, yani vertikal ilişkilerden kastedilen, göreceli olarak homojen bir mekan birimi içerisinde bitkiler, hayvanlar, hava, su ve toprak arasındaki ilişkilerdir. Fakat, buna karşılık peyzaj ekolojisini benzersiz kılan en önemli özellik ise, horizontal ilişkiler yani mekan birimleri arasındaki ilişkilerdir.
Zonneveld (1979) peyzaj ekologu olarak, peyzajı şu şekilde tanımlamıştır: Peyzaj yeryüzünde anakaya, su, toprak, hava, bitki, hayvan ve insanın faaliyetleri sonucu ortaya çıkan karmaşık sistemlerin biçimlendirdiği ve fizyonomisi sayesinde kolaylıkla bir bütün olarak algılanabilen bir mekan parçasıdır. Burada çeşitli sistemlerin mevcudiyeti sonucu ortaya çıkan karmaşık yani kompleks yapı ve fizyonomisi yani görünüşü sayesinde kolayca ayrılabilecek bir bütünden söz edilmektedir. Bu iki husus peyzajın tanımında fevkalade önemli unsurdur.
Ekolojik Açıdan Peyzaj Kavramı: Peyzaj Oluşturan Unsurlar Nelerdir? Yukarıda yapılan açıklamalarda ve tanımlarda bilimsel anlamda ve uygulamada kullanılabilecek bir peyzaj tanımı için önemli birçok unsurunu bir arada görmek mümkündür. Fakat peyzajın tanımında büyük önem taşıyan unsurları ortaya çıkarabilmek, ancak belli bir peyzajın detaylı bir şekilde incelenmesiyle mümkün olur.
Bunun için tipik bir tarım peyzajını örnek olarak alalım Bunun için tipik bir tarım peyzajını örnek olarak alalım. Böyle bir tarım peyzajında rasgele bir nokta seçelim. Bu noktadan birkaç yüz metre uzaklıkta yer alan noktalara doğru yürüyerek çevremizde bulunan unsurları incelediğimizde, önce bir tarlayı, daha sonra bir canlı çiti, bir ormanı, bir otoyolu (bu otoyolun şevlerinde bulunan bitki ve hayvanlar ile birlikte), bir toprak yolu ve şoseyi ve çiftliği geçtiğimizi düşünelim.
Bu beş adet birbirinden farklı unsuru yani tipi ekologlar ekosistem olarak adlandırmaktadırlar. Başka bir deyişle, cansız çevreleri ile karşılıklı ilişki içinde bulunan organizmaların oluşturduğu bütüne verilen isimdir. Bulunduğumuz noktanın çevresinde pek çok ekosistemi görmemiz mümkündür. Örneğin bir çok tarla ve bir çok canlı çit görebiliriz.
Şimdi bulunduğumuz yerden birkaç kilometre uzaklıkta bir noktaya gittiğimizi düşünelim. Burada da yine benzer unsurlarla, yani benzer ekosistem kümeleri ile karşılaştığımızı göreceğiz. Belki burada bir orman bulunmayabilir; fakat bunun yerine bir gölet ile karşılaşmış olabiliriz. Buna rağmen ikinci noktada da birinci noktaya benzer bir durumun söz konusu olduğu çok açık olarak görülmektedir.
Burada elbette çiftliklerin tarlaların büyüklükleri daha farklı olabilir. Tarlalar daha büyük olabilir. Toprak yolların sayısı daha fazla olabilir. Bunları tespit etmek oldukça kolaydır. Sayım ya da ölçüm yapmak suretiyle bunları tespit edebiliriz. Böylece rastlantısal bir şekilde seçilmiş olan gözlem noktalarını sıklık oranları sayesinde birbiriyle kıyaslamak mümkün olur.
Bu yapılan gözlemler üçüncü, dördüncü, beşinci ve altıncı noktalarda tekrarlanmış olsa, her noktada benzer ekosistem kümeleri ile karşılaşılacaktır. Fakat tarım peyzajının merkezinden uzaklaştıkça, farklı ekosistem kümeleriyle karşılaşma durumu söz konusu olabilir. Konut alanları, sosyal tesisler, yollar, demir yolları, ticaret merkezleri terk edilmiş ya da nadasa bırakılmış tarlalardan oluşan suburban bir peyzajla karşılaşmamız söz konusu olabilir. Bu peyzaj tipi daha önceki tarım peyzajından daha farklı, yeni bir peyzaj tipidir. Yine aynı şekilde, dağların yüksek kesimlerinde sırtlarda ya da vadilerde birbirlerinden farklı peyzajlara rastlamak mümkündür.
Tarım peyzajında bulunduğumuz ilk noktaya döndüğümüzü düşünelim Tarım peyzajında bulunduğumuz ilk noktaya döndüğümüzü düşünelim. Bu noktada daha ilginç ve dikkat çekici olguların da söz konusu olduğunu fark ederiz. Eğer bu noktada uzun süre ekosistemleri gözlemleyecek ve inceleyecek olursak, ekosistemlerin aralarında ilişkiler olduğu hemen fark edilecektir. Örneğin hayvanlar bir ekosistemden diğer ekosisteme geçebilmektedir. Bitkilerin tohumları, polenleri ve sporları da sürekli olarak ekosistemler arasında hareket halindedir.
Fiziksel çevrenin bazı unsurları da, örneğin sıcaklık, rüzgar, ses, su ve mineral maddeler ekosistem kümelerinde, ekosistemler arasında sürekli olarak hareket etmekte ve birbirine geçmektedir. Eğer bulunduğumuz peyzajda değişik ve farklı noktalara gitmiş olsak, her noktada ekosistem kümelerini oluşturan ekosistemler arasında benzer madde akışlarının ve ilişkilerin bulunduğu görülecektir.
Bir peyzaj için önemli olan diğer üç özellik, bir peyzaj içinde farklı noktalara gidilerek ortaya çıkarılabilir. Bunlardan birincisi bir peyzajda yer alan bütün noktalar kabaca aynı iklimin etkisi altındadır. İkincisi peyzajdaki noktaların çoğu aynı jeomorfolojiye sahiptir. Burada kastedilen anakaya ve jeolojik zamanlarda ortaya çıkan arazi şekilleridir. Üçüncüsü ise bir peyzajın her noktasında ortaya çıkabilecek bozulmalardır.
Bozulmalardan söz edildiğinde, bir peyzajın, ekosistemin ya da ekolojik sistemin normal yapı ve işleyişinin bozulması ve deseninin önemli oranda değişikliğe uğraması halidir. Uzun bir zaman süresi içinde meydana gelen bozulmalar peyzajın biçimlenmesinde önemli rol oynar. Bozulmalar örneğin kasırgalar, yıldırım düşmesi, zararlı böceklerin ve diğerlerin saldırması gibi doğal olaylar sonucu ya da örneğin toprağı sürme, tomrukları sürütme ve pestisid ve herbisidleri püskürtme gibi insan müdahaleleri sonucu ortaya çıkabilirler. Bir peyzaj içinde yer alan her bir ekosistem tipi, yoğunluğu, sıklığı ve bozulma tipi farklı olan bir bozulma rejimine sahiptir.
Böylece bir peyzajda sürekli olarak aynı şekilde tekrarlanan dört özellik bulunduğu ortaya çıkmaktadır: a)ekosistem tiplerinden oluşan ekosistem kümeleri, b) bir ekosistem kümesinin ekosistemleri arasındaki etkileşimler ve akışlar, c) jeomorfoloji ve iklim, d) bozulma rejimleri gibi dört özelliğe beşinci özelliği de ekleyebiliriz. Beşinci özellik ekosistem kümelerinde yer alan ekosistemlerin göreceli sıklığıdır. Ekosistemlerin sayısı peyzaja göre farklılıklar gösterebilir.
Tabii ki bazen bir peyzajda çok ender olan ve alışılmamış bir özelliğe rastlanabilir. Bu bir göl ya da bir tepe olabilir. Bu göl ya da tepe, bir özelliği veya dört özelliği bakımından peyzajda yer alan diğer sahaların hepsinden ayrılabilir. Örneğin ormanlarla kaplı olan bir peyzajda kente oldukça uzak bir köy, insanların, araçların ve doğal olmayan türlerin kaynağını oluşturmaktadır. Bunlar bu kaynaktan çevreye yayılmakta ve bütün peyzajı etkilemekte ve dikkate değer bir şekilde değiştirmektedir.
Bilimsel Bir Kavram Olarak Peyzaj: Yukarıda açıklanan gözlemler peyzaj kavramının özünü oluşturmaktadır. Bunlara dayanarak peyzaj şu şekilde tanımlanabilir: Birbiriyle etkileşim halinde bulunan ve sürekli olarak benzer şekilde tekrarlanan ekosistem kümelerinden oluşan heterojen araziler peyzaj olarak adlandırılabilir.
Peyzaj büyüklük bakımından farklılık gösterebilir Peyzaj büyüklük bakımından farklılık gösterebilir. Peyzaj olarak tanımlanan arazi parçalarının büyüklüğü ve çapı birkaç kilometreye kadar inebilir. Hava fotoğrafları bir peyzajı oluşturan ekosistemleri ortaya çıkarmak için en uygun olan araçlardandır. Genellikle ekosistemlerin sınırları, vejetasyonun strüktürü hava fotoğraflarında çok belirgindir.
Peyzajın gelişimi veya oluşumu peyzaj sınırları içersinde etkin olan üç mekanizmadan kaynaklanmaktadır. Birincisi çok uzun bir zaman süresi içinde meydana gelen jeomorfolojik olaylar ve oluşumlar. İkincisi organizmaların kolonizasyonu yani yerleşmeleri ve işgal etmeleri. Üçüncüsü de tek tek ekosistemlerin lokal düzeyde bozulmalarıdır. Bu durumda peyzaj, birbiriyle etkileşim halinde bulunan ekosistem kümelerinin, jeomorfolojinin ve bozulma rejimlerinin mekansal olarak tekrarlandığı, kolayca ayırt edilebilir ve ölçülebilir bir mekan birimidir.
Peyzaj ekolojisi peyzajın üç önemli özelliğine odaklanmıştır Peyzaj ekolojisi peyzajın üç önemli özelliğine odaklanmıştır. Strüktür: Birbirinden farklı ekosistemler veya peyzaj elemanları arasında mekansal ilşkileri ifade eder veya gösterir. Özellikle enerjinin, maddenin ve türlerin ekosistemlerin büyüklüğü, şekli, sayısı, çeşidi ve konfigurasyonuna bağlı olarak dağılımını ifade etmektedir. Fonksiyon veya İşleyiş: Mekansal elemanlar arasında etkileşimleri yani ekosistem unsurları arasında enerji, madde ve türlerin akışını ifade etmektedir. Değişim: Zamana bağlı olarak ekolojik mozağin strüktür ve işleyişinde meydana gelen değişiklikler.
Bundan dolayı bir peyzaj, bir omurgalının veya ekonomik sistemin sahip olduğu üç özelliğin aynısına sahiptir. Bu nedenle önemli bir araştırma sahası olarak ortaya çıkmaktadır. Peyzaj ekolojisi hem peyzajın strüktürü, işleyişi ve değişimi ile ilgili temel esasları hem de bu temel prensiplerin uygulanmasını yani sorunların formule edilmesini ve çözümünü araştırmaktadır.
Peyzaj Elemanları ve Tessera: Hangi elemanların ve birimlerin peyzajı oluşturduğunu bilmemiz gerekmektedir. Ekotop ve biyotop terimleri bütünlük arz eden ve mümkün olan en küçük birimler olarak kabul edilmektedir. Bir çok peyzaj ekologu tarafından ekotop ve biyotop kavramları temel peyzaj elemanı veya birimi olarak kullanılmaktadır.
Peyzaj Elemanları ve Tessera: Hangi elemanların ve birimlerin peyzajı oluşturduğunu bilmemiz gerekmektedir. Ekotop ve biyotop terimleri bütünlük arz eden ve mümkün olan en küçük birimler olarak kabul edilmektedir. Bir çok peyzaj ekologu tarafından ekotop ve biyotop kavramları temel peyzaj elemanı veya birimi olarak kullanılmaktadır. Bu iki kavramdan başka ayrıca peyzaj birimi, peyzaj hücresi, jeotop, fasiyes, habitat ve yetişme muhiti gibi kavramlar da kullanılmaktadır.
Bazı peyzaj ekologları peyzaj strüktürünü iki düzeyde ele almaktadır Bazı peyzaj ekologları peyzaj strüktürünü iki düzeyde ele almaktadır. Bunlardan birincisi, fiziksel ve doğal çevre tarafından belirlenmiş bir peyzajın birimlerini kapsamaktadır. Bunlar peyzaj komponentleri yani peyzaj bileşenleri adını almaktadır. Peyzaj bileşenlerinin üzerinde yer alan ve insan etkisi sonucu ortaya çıkan unsurlara ise peyzaj elemanları adı verilmektedir. Burada verilmiş olan her bir terim, daha önce hangi anlamda kullanıldığı açıklanmış olmak kaydıyla kullanılabilir. Fakat bir çok kaynakta, ister doğal, ister antropojen kökenli olsun, göreceli olarak homojen olan ekolojik temel elemanlara veya birimlere peyzaj elemanı denilmektedir.
Ekolojik açıdan bu elemanlar ekosistemler olarak adlandırılabilir Ekolojik açıdan bu elemanlar ekosistemler olarak adlandırılabilir. Fakat daha kolay anlaşılabilir olması nedeniyle sadece peyzaj elemanları diye adlandırılması da yeterli olacaktır. Peyzaj elemanları hava fotoğraflarından kolayca tespit edilebilir. Genişlikleri genellikle 10 m ile 1 km arasında değişmektedir.
Daha önce örnek olarak vermiş olduğumuz tarım peyzajında başlıca peyzaj eleman tipleri olarak orman , toprak ya da şose yol, otoyol, çiftlik ve tarla görülmektedir. Aşağıdaki şekilde bu beş farklı peyzaj eleman tipi şematik olarak gösterilmiştir. Her bir eleman tipinden bir veya birden fazla aktüel eleman bulunmaktadır. Örneğin ormanlar dört eleman, tarla üç eleman, toprak ya da şose yol iki eleman, otoyol bir eleman ve çiftlik bir eleman ile temsil edilmektedir.
Burada verilmiş olan örnek şemada üç tarla üç peyzaj elemanı şeklinde gösterilmesine ve diğer peyzaj elemanları tarafından sınırlandırılmış olmasına rağmen, her bir tarla kesik çizgilerle kendi içinde iki veya üç parça şeklinde gösterilmektedir. Bu parçalarda farklı ürünler yetiştiriliyor olabilir.
Fakat bu parçalarda aynı ürün farklı zamanlarda ekilmiş ya da dikilmiş de olabilir. Buradaki tarla örneğinde olduğu gibi, öyle bir peyzaj elemanı heterojen olarak kabul edilir. Bu peyzaj elemanının en homojen olan kısmına ise tessera adı verilir. Sanat eseri şeklinde hazırlanmış bir mozaiğin taş parçaları yani tesseralar nasıl bir mozaiğin temel unsurunu oluşturuyorsa, bir peyzajın mekansal ölçekte görülebilir en küçük homojen birimleri de peyzajda tesseraları oluşturmaktadır. Örneğin bir peyzaj elemanı olarak çiftlik, bina, ahır ve avlu olmak üzere üç farklı tesseraya sahiptir.
Bu nedenle peyzaj ekologları, peyzajı incelerken veya araştırırken ne derece ve hangi düzeyde peyzajı parçalara ayıracağı hususunda karar verirken önemli ölçüde bir serbestiye sahiptirler. Örneğin daha önce örnek olarak vermiş olduğumuz tarım peyzajında, peyzaj eleman tiplerinin sayısını duruma göre, sadece ormanlar ve tarlalar olacak şekilde ikiye düşürebiliriz. Otoyolu, yolları, ve çiftliği heterojenitenin bir parçası olarak değerlendirebiliriz.
Fakat örneğimizde ortaya çıkan beş peyzaj elemanı tipini, gerekli olduğunda, yani küçük ölçekte çalışmamız gerektiğinde dokuza da çıkarabiliriz. Bu durumda tarla a , tarla b, tarla c, ormanlar, otoyol, toprak yol, çiftlik binası, avlu ve ahır olmak üzere dokuz adet peyzaj elemanı tipinden söz edebiliriz. Eğer bir peyzaj elemanı, bu örneğimizde olduğu gibi, alt birimlere bölünemiyorsa, o zaman bu peyzaj elemanı aynı zamanda bir tessera olarak kabul edilmelidir.