Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz

Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz

(Elektrik Mühendisleri Odası)

Benzer bir sunumlar


... konulu sunumlar: "(Elektrik Mühendisleri Odası)"— Sunum transkripti:

1 (Elektrik Mühendisleri Odası)
1. ULUSAL ENERJİ VERİMLİLİĞİ FORUMU WOW Convention Center Yeşilköy / İSTANBUL ENERJİ VE ENERJİ VERİMLİLİĞİNE BAKIŞ “SERBEST PİYASA” ve “ENERJİ VERİMLİLİĞİ” TMMOB - EMO (Elektrik Mühendisleri Odası) 15 Ocak 2009

2 Enerji..! Çağımızda enerjiye ulaşmak en doğal ve insani bir ihtiyaçtır. Ekonomik / sosyal kalkınma ve insanca yaşam için; güvenilir, ucuz ve temiz enerji arzı günümüzün en önemli sorunu haline gelmiştir. 2006’nın son rakamlarına göre, Dünya birincil enerji tüketimi son on yılık ortalamanın üzerine çıkarak %2,4 artmıştır. Birincil enerji tüketimi en hızlı artan bölge %4,9 ile Asya Pasifik ülkeleri olup, bu artışta en büyük pay %8,4 oranı ile Çin’e aittir. Öte yandan; Dünya’da halen 1,6 milyar insanın (%25,1) çağdaş enerji hizmetlerinden yararlanma olanağına sahip olmadıkları bilinmektedir. Bu “ironik” bir durumdur ve gelecekte dünya ölçeğinde savaşlara neden olabilecek argümanlardan biridir.

3 “Elektriğin yeterli, kaliteli, kesintisiz, ucuz ve çevreyle uyumlu bir biçimde kullanıma sunulması” savlarıyla yürürlüğe konulan Elektrik Piyasası Yasası’nın öngördüğü piyasa sistemi giderek derinleştirilmekte ve Elektriğin piyasalaştırılmasının en can alıcı noktalarından biri olan dağıtım şirketlerinin özelleştirilmesine hız verilmektedir. Son 20 yıllık piyasalaşma sürecinin önümüze getirdiği tabloya baktığımızda, iddialarla derin çelişkiler oluşturan bir manzara ile karşı karşıyayız. Son iki yıldır kendini hissettiren ve giderek artış gösteren bir “elektrik arz” sorunumuz var. Daha şimdiden talebin yoğun olduğu saatlerde elektrik kesintileri yapılıyor.

4 ,,, Elektrik üretim giderlerini aşağıya çekecek hiçbir mekanizma da yok. Kaldı ki elektriğin üretim aşamasında düşük maliyetle elde edilmesinin, tüketiciye yansıtılması olasılığı çok düşük. Üretimdeki düşük maliyetten de, satıştaki yüksek fiyattan da özel şirketler kazanıyor. Elektrik fiyatları sürekli zam yapılacak bir sistem içine sokuldu.

5 ,,, 2006 yılı sonu itibariyle ülkemizin harcadığı enerji yaklaşık 100 MTep’e ulaştı. Eldeki veriler ülke-mizdeki enerji tüketim artış hızının AB ve OECD ülkelerinin enerji tüketim artış hızlarının iki katından fazla olduğunu gösteriyor. Elektrik enerjisi tüketimindeki değişim ise diğer ülke ortalamalarının tam 4 katı..! (Bu eğilim artan enerji ihtiyacının elektrik enerjisiyle karşılanmasının yanında, başka enerji kaynakları ile karşılanan enerji ihtiyacının da elektrik enerjisine yöneldiğini göstermektedir.)

6 İklim Değişikliği..! Enerji kaynaklarının düzensiz kullanımı, doğaya yeterince önem verilmemesi dünyayı, “İklim Değişikliği” ile yüz yüze bırakmıştır. Fosil yakıtların uzak olmayan bir gelecekte tükenecek olması, fosil yakıt kullanımının atmosfere yaydığı gazların dünyanın ekolojik dengesini bozması günümüzün en önemli sorunları haline gelmiştir. Bu nedenle enerji ihtiyacımızı karşılamak için enerji planlaması yapılması insanlığın en önemli zorunluluklarındandır. Yaşam için gerekli olan enerjinin temininin ve kullanımının doğru planlanmaması dünyayı iklimsel felaketlerin eşiğine getirmiştir. Bu etkenler dünyamızda enerji kaosunun oluşmasına neden olmaktadır. Bu nedenle sürecin içinde bulunduğumuz bu andaki aşamasında “enerji planlaması” hayatın sürdürülebilmesi ile eşdeğer olmuştur.

7 ,,, Özelleştirme ve serbest piyasa kaynaklı bu sorunlara siyasal iktidarların bulduğu çözüm, daha çok özelleş-tirme, daha serbest piyasa ve “kamu eli”nin bağlanması olarak görülüyor. 22 Temmuz seçimleri öncesinde, faturanın iktidara kesileceği ve oy kaybettireceği korkusuyla elektriğe zam yapılamamış ve dağıtım özelleştirmeleri ertelenmişti. Sonrasında ise bu defa; faturanın özelleştirmelere, dolayısıyla özel sektöre çıkartılmaması düşüncesiyle dağıtım ihaleleri öncesinde elektriğe yüklüce bir zam yapıldı ve zamlar “otomatiğe” bağlandı..!

8 ,,, Yetkililer ise elektriğe yapılan zamlara bir başka açılım getirerek, yapılanın “maliyet esaslı rasyonel fiyatlandırma” olduğunu söylüyor ve bu durumu “tasarruf” anlayışına dayandırıyor. Fiyat artışlarının tasarrufla ilişkilendirilmesi ilk bakışta ilgisiz gibi görünse de, amacın “bıçak sırtındaki elektrik arz sorununa çözüm aramak olduğu” ve enerji sektöründeki liberal yaklaşımın yeni bir versiyonunun altının çizildiği anlaşılıyor.

9 ,,, Nitekim “enerji tasarrufu ve verimliliği” son zamanlarda sıklıkla gündeme geliyor. İçinde bulunduğumuz yıl “Enerji Verimliliği yılı” ilan edildi. Enerji verimliliği kavramını simgeleştiren ENVER maskotları tüm sevimliliği ile her yerde dolaşıyor. Enerji verimliliği gibi yaşamsal önemdeki bir konunun gündeme getirilmesindeki yoğun çaba toplumsal duyarlılığın gelişmesi açısından son derece önemli olmakla birlikte; enerji özelleştirmelerinin bu denli hız kazandığı döneme rastlaması ve ele alınış şekli, enerji alanındaki serbest piyasa uygulamalarıyla olan bağını da sorgulamayı gerektiriyor.

10 EMO’nun Elektrik uzmanlık alanında karşı çıkmadığı 2 yasadan biri Enerji Verimliliği Yasasıdır;
EMO olarak 5627 sayılı Enerji Verimliliği Yasasını destek-lemek ve Yasanın Oda’mıza verdiği sorumluluk ve görev-leri yerine getirmekten sevinç duymakla birlikte EİE çalışanlarının özverili ve iyi niyetli çabaları ile hazırlanan yasa ve yönetmeliklerin uygulanmasında “art niyetli”, “kar mantıklı”, “piyasacı” yaklaşımların egemen olma-ması için aşağıda belirtilenlerin de yetkililerin ve kamuoyunun bilgisine sunulmasında yarar ve “kamu kurumu niteliğinde bir meslek örgütü” bilinciyle görev olarak görmekteyiz.

11 Avrupa Enerji Şartı ve Enerji Verimliliği :
,,, Avrupa Enerji Şartı ve Enerji Verimliliği : Enerji verimliliği ile ilgili politika ve uygulamaların yol haritası, esas olarak Avrupa Enerji Şartı Konferansı’nın 3 no’lu eki olan “Enerji Verimliliğine ve İlgili Çevresel Hususlara İlişkin Enerji Şartı Protokolu” ile çizildi. Protokole geçmeden önce Avrupa Enerji Şartı’yla ilgili bazı bilgiler verelim. Avrupa Enerji Şartı adlandırması, bu uluslararası anlaşmanın bir Avrupa Birliği projesi olduğu algısını yaratıyor. Oysa bu Konferans’ın Sonuç Belgesi AB’nin de taraf olduğu, aralarında Türkiye’nin de bulunduğu ABD’den Japonya, Kanada, Avustralya’ya kadar uzanan 51 ülkeyi kapsıyor.

12 ,,, Doğu Avrupa ülkeleri ve SSCB’nin dağılmasıyla oluşan yeni devletlerin çoğunluğu da anlaşmaya taraf. Enerji Şartı Anlaşması fikri 1990 yılında Avrupa Konseyi içerisinde atıldı ve amacı Doğu Bloğu ülkelerinin kapitalist sistemle bütünleş-tirilmesi olarak belirlendi. Kısaca “Avrupa Enerji Şartı”; yeni liberal düzenin ve ulus ötesi sermayenin enerji alanındaki “manifestosu”dur.

13 ,,, Sosyalist Doğu Bloğu ülkelerinde, toplumun ortaklaştığı ve vazgeçilmez ihtiyaçları olan mal ve hizmetler, devletlerin ekonomik gücü ölçüsünde, ücretsiz sağlanırken, Kapitalist dünyada ise sosyal devlet kavramı geliştirilmişti. Buna göre temel kamu hizmetleri kar amacı güdülmeksizin, o hizmetin sürekli ve kaliteli sunulabilmesini sağlayacak ölçüde bir ücret karşılığında yurttaşlara devlet eliyle sunuluyordu.

14 ,,, Çeşitli nedenlerle piyasa ekonomisinin aktörleri (özel şirketler) tarafından üstlenilmeyen toplumsal gereksinimler, kamu hizmeti kategorisi altında devlet eliyle karşılanıyordu. Ülkemizde de 1961 Anayasası, ekonomik ve sosyal haklar açısından pek çok yaklaşımı içeriyordu. Sosyal devlet olgusu, 1961 Anayasa’sının gerekçesinde “fertlere yalnız klasik hürriyetleri sağlamakla yetinmeyip aynı zamanda onların insan gibi yaşamaları için zaruri olan maddi ihtiyaçlarının karşılanmasını kendisine vazife edinen devlettir” şeklinde tanımlanıyordu Anayasası’na göre daha geri düzeyde bir içeriğe sahip olmakla birlikte, 1982 Anayasası bile sosyal ve ekonomik haklar itibariyle Türkiye Cumhuriyeti’nin “sosyal devlet” olduğunu vurguluyor.

15 ,,, Sosyalist Blok’ta yaşanan çözülmeye paralel olarak, kapitalist dünyada da bir değişim yaşandı ve Sosyalist Blok’un pazar ekonomisine geçmesinin yanı sıra, kapitalist dünyada bu defa “sosyal devlet anlayışı”nı terk etmeye başladı. Bu çerçevede kamu hizmetleri alanları da tasfiye edilerek piyasaya açıldı. Dolayısıyla Avrupa Enerji Şartı, yalnızca doğu-batı bütünleşmesi içerisinde doğunun piyasaya açılmasını değil, batının da piyasa anlayışının yeniden şekillenmesi sürecini içeriyordu.

16 ,,, Yeni liberal politikalar, devletin sosyal sorumluluklarını büyük ölçüde piyasaya devrediyordu. Çünkü sermayenin yoğunlaşması, kamu hizmeti alanlarının birer pazar haline getirilmesine elverecek düzeye ulaşmıştı. Pazar ekonomisine devredilen sosyal sorumluluğun rekabet sürecinde yerine getirileceği ve özel sektörün elde ettiği fazla karın sosyal sorumluluk projelerine aktarılacağı ileri sürülüyordu. Ancak her şeye rağmen, piyasanın üstlenemeyeceği, sermayenin yatırım yapması olanağı kısıtlı, kar içermeyen kimi alanlar ve görevler vardı ki bunlar eskiden olduğu gibi devlete kalıyordu.

17 ,,, Devletin ekonomi alanındaki işlevleri arasında, yeni piyasa düzeninin sürdürülebilmesi için gerekli ideolojik aygıtların güçlendirilmesi ve geliştirilmesi ön plana çıkıyordu. Bunlar, dini tevekkül, ayni ve nakdi yardımların getirdiği minnet duygusu gibi genel değişkenlik gösterebilecek moral/manevi değerlerin yüksek tutulması yanında genel insani yaklaşımlar, birey olmanın öne çıkartılması, bilinçli tüketici olma duygusu, tasarruf, verimlilik ve çevre sorunları karşısında duyarlılığın tatmini gibi alanları içeriyor.

18 ,,, Piyasa için verimlilik ve çevre protokolü :
İşte bu yeni toplumsal rol dağıtımı içerisinde, içinde bulunduğumuz yüzyılın temel ekonomik belirleyeni olan enerji alanının piyasaya açılmasının kurallarını içeren Avrupa Enerji Şartı’nın ekinde, verimlilik ve çevre sorunlarına yaklaşımlar da protokole bağlandı. Protokolün amaçları olarak, “sürdürülebilir kalkınma ile uyumlu enerji verimliliği politikalarının teşvik edilmesi” ve “enerjinin mümkün olduğu ölçüde ekonomik, verimli ve çevre bakımından etkili bir şekilde kullanılması konusunda üreticiler ve tüketiciler açısından inandırıcı yapısal şartların, özellikle verimli enerji pazarlarının organizasyonu ve çevresel maliyet ve faydaların tam olarak yansıtılması yoluyla oluşturulması” belirtiliyor. Böylece daha amaç bakımından, verimlilik, piyasa mekanizmasının sürdürülebilirliğine hizmet edecek bir unsur olarak görülüyor ve esas olarak pazar verimliliğine vurgu yapılıyor.

19 ,,, Protokol, “serbest pazar şartlarında fiyat formasyonu ve çevresel fayda ve maliyet-lerinin tümüyle yansıtılması da dahil olmak üzere pazar mekanizmalarının etkin bir şekilde işletilmesini” de taraflara enerji verimliliği politikası olarak uygun yasal ve düzenleyici çerçeveye kavuşturması görevi olarak veriyor.

20 ,,, Aynı şekilde, protokole taraf olan ülkelerden “enerji verimliliğini önleyici engellerin azaltılması; böylece yatırımların canlandırılması” isteniyor. Kamunun enerji alanında yatırım yapması, yurttaşlarına bedelsiz ya da düşük bedelle enerji temin etmesi, verimliliğin önünde engel olarak görülüyor. Böylece verimlilik ve çevre duyarlılığı üzerinden, özel sektöre yeni yatırım alanları açılıyor. “Taraflar, özel sektörün hayati önemini kabul ederler. Enerji kuruluşları, sorumlu birimler ve ihtisas kurumları tarafından yürütülecek aksiyonları ve sanayi ile idari sistem arasındaki yakın işbirliğini teşvik ederler” gibi pek çok hükümle piyasa ekonomisini sürekli ön plana çıkartan protokolde, gerek enerji alanında gerekse enerji verimliliği ve çevresel koruma alanında yapılacak yatırımlara yönelik pek çok kamusal teşvike yer veriliyor.

21 ,,, “Gelecek kuşaklara sağlıklı bir yaşam ortamı” aktarılması için büyük toplumsal duyarlılık ve seferberlik gerektiren Çevre, temiz enerji ve enerji verimliliği gibi konular özel sektör sorumluluğunda, rekabet koşullarında giderilebilecek bir çözüm anlayışına indirgenirken, piyasa modelinin gerektirdiği yüksek fiyat artışlarına da gerekçe olarak “verimliliğin teşviki“ gösteriliyor.

22 ,,, Bugün ülkemizdeki elektrik enerjisi piyasası da aynı kurguya göre işletiliyor. Özellikle üretim alanındaki yatırımlar da, birincil kaynakların kullanımının planlanması da dahil olmak üzere her şey tamamen özel sektörün kararlarına terk edilmiş durumda. Elektriğin üretimi sürecinde verimliliğin rekabete dönük kararlarla sağlanacağı, üretim ve dağıtım faaliyetleri için geliştirilecek fiyat mekanizmalarıyla -ki üretim aşamasına dönük hiçbir müdahale öngörülmemektedir- tüketim aşamasındaki tasarruf arasında bağlantı kuruluyor.

23 ,,, SSCB’nin dağılmasıyla ortaya çıkan yeni devletlerdeki uygulamalar üzerinden verilecek şu örnek, Enerji Verimliliğine ve İlgili Çevresel Hususlara İlişkin Enerji Şartı Protokolü ile getirilen düzenlemeleri daha açıklayıcı kılmaktadır. Bu ülkelerden birinde yapılan dağıtım özelleştirmesini alan bir Türk şirketinin sahibi, o ülkedeki faaliyetlerini şöyle özetliyor: “Allah’ın verdiği elektrik için para ödenir mi? yaklaşımında olan ve daha önce diğer altyapı hizmetlerinde olduğu gibi elektriğe de hiç para ödememiş olan halka, hem para ödeme bilinci ve hem de kitle iletişim araçlarının da yardımıyla verimlilik ile tasarruf kavramları aşılandı.”

24 ,,, Şimdi ülkemizde de, yetkililerin açıklamalarıyla da ortaya konulduğu gibi, vatandaşa diğer kamu hizmetlerinde olduğu gibi elektrik için de daha yüksek para ödeme bilinci ve çeşitli kampanyaların da yardımıyla verimlilik ve tasarruf kavramları aşılanıyor. Böylece şaşalı enerji verimliliği yılı etkinlikleri de muazzam zamlarla taçlandırılmış oldu. Tersinden söyleyecek olursak, enerji ne kadar pahalılaşırsa, tasarruf bilinci de o denli artmış olacak! Kısacası, özel sektöre daha çok kar, halka ise EN-VER politikası uygulanıyor.

25 ,,, “Demokratik” tasarruf terbiyesi :
Piyasa ekonomisinin dayandığı bu verimlilik/tasarruf anlayışı, liberalizmin özgürlük yaklaşımını da ortaya koymuş oluyor. Yeni liberal politikalarla birlikte ülkemizde tartışmaya açılan ve özel sektör örgütlerinin de sürekli vurguladığı özgürlüklerin geliştirilmesi, özgürlükçü yeni bir anayasa yapılması gibi söylemler, sermayenin sınırsız bir faaliyet alanına kavuşmasını öngörürken, korumasız kalan yoksul halk kesimlerini zorunlu tasarrufa, kemer sıkmaya yönlendiren otoriter bir terbiyeyi içeriyor.

26 ,,, Dünya enerji piyasasında petrol fiyatlarının, geçtiğimiz dönemde, ekonomik gerekliliği tartışılır bir şekilde suni artışa uğraması, uygulanan yeni liberal politikalar sonucu dev petrol şirketlerinin epeyce bir özgürlüğe kavuşmuş olduğunu gösteriyor. Yerel/ulusal ekonomilerin kamu eliyle korunmasının bertaraf edildiği koşullarda, toplumsal mal ve hizmet fiyatlarının yükselişinin durdurulması olanağı bulunmadığı gibi, liberal anlayış açısından buna gerek de yok. “Piyasanın düzenleyici işlevi, herkese hakkını verecektir” anlayışı egemen kılınıyor.

27 ,,, Enerji verimliliği, yalnızca enerjinin daha az kullanılmasıyla sınırlı olan, yanlış bir tasarruf anlayışıyla değerlendirilmez. Tüm mal ve hizmetlerin, ihtiyaçlar ölçüsünde tüketilmesi ve bunun toplumsal adalet ve eşitlik sağlanarak yapılması, gerçek anlamda verimliliğe ulaşılmasını sağlar.

28 ,,, Bugün hayata geçirilen neo-liberal ekonomi politikaları, aynı zamanda çılgın bir tüketim toplumu yaratıyor, toplumsal kesimler arasındaki eşitsizliği derinleştiriyor. Piyasanın işleyişi kitlelerin daha çok tüketmesine, sermayenin daha fazla kar etmesine bağlı. Daha çok tüketimden beslenen sermaye, verimliliği ve tasarrufu değil, savruk tüketimi körüklüyor.

29 Enerji Verimliliği : Enerji Verimliliği; yaşam standardında, hizmet kalitesinde, üretim miktarında düşüşe yol açmadan enerji tüketiminin azaltılması/minimize edilmesidir. Yani bir işi daha az enerji kullanarak yapabilmektir. Enerji verimliliğini gösteren en önemli gösterge, enerji yoğunluğu/gayri safi milli hasıla başına düşen enerji miktarıdır. Bu oran OECD ülkelerinde ortalama 0.19 iken ülkemizde 0.38 çıvarındadır. Diğer bir değişle, ülkemiz enerjiyi OECD ülkelerine göre iki kat daha verimsiz kullanmakta daha doğrusu savurmaktadır. Enerji savurganlığımız her yıl iki Keban Barajı kuracak kadar paranın sokağa atıldığı anlamına gelmektedir. Dünya ortalamasının çok üzerinde enerji kayıp+kaçağına (%20) sahip olan ülkemizde, enerjinin %60’ı ithal kaynaklardan elde edilirken, kıt enerjimizin ülkemizde neden bu kadar pahalı olduğunun sebepleri ortaya çıkmaktadır.

30 Enerji Verimliliği Harcanan her birim enerjinin daha fazla hizmet ve ürüne dönüşmesidir. Aynı ürün daha az enerji ile üretildiğinde bir önceki duruma göre enerji tasarruf edilir. Tasarruf edilen enerji, diğer üretim/hizmetler için yeni bir “Kaynak”tır. Enerji tasarrufu, enerji tedarik seçeneklerinin en önde gelenidir.

31 Enerji verimliliği ile elde edilebilecek yararlar
İthal edilen enerji faturasında azalma sağlar, Üretici sanayi kuruluşlarının iç ve dış pazardaki rekabet şansını arttırır ve ürün fiyatlarının düşmesine katkı sağlar, Binalardaki konfor şartlarını da iyileştirerek, ısıtma ve elektrik giderlerinin aile veya işletme bütçesi içindeki oranında azalma sağlar, Sokak ve caddeler daha az enerji harcayarak daha iyi aydınlatılabilir, Daha az yakıtla, kişi yada kuruluşların cebinden daha az yakıt harcaması yapmasını sağlar, Mevcut verimsiz sistemleri iyileştirmek ve Verimlilik sağlamak üzere yapılacak üretim, Ar-Ge, montaj vb. çalışmalar için ciddi bir istihdam ve ticaret potansiyeli yaratılmasına neden olur Özellikle metropollerde, ısınma ve ulaşım amaçlı kullanılan araçların atmosfere yaydığı CO2, SO2 vb. zararlı gazlardaki azalma sayesinde çevre ve insan sağlığına olumlu bir katkı sağlar, Ve en önemlisi İklim Değişikliklerine karşı alınabilecek Önlemler içinde en önemli argümandır.

32 Türkiye’nin 2020 Yılına Yönelik Tasarruf Potansiyelleri
10,5 16,5 5 2020 yılı için tahmin edilen çevrim kayıpları, bu günkü elektrik tüketimimizin 4 katı olacak. Termik santralların veya büyük ısı üreten tesislerin atık ısısından bölgesel konut veya sera ısıtmasında yararlanılabilir. 2020 için yapılan senaryolara göre gerekecek 222 MTEP’lik birincil enerji talebini en az % 15 azaltabilecek potansiyel var. Bu potansiyel, 2005 fiyatları ile yaklaşık 16,5 milyar YTL’lik bir tasarrufa eşdeğerdir.

33 ENERJİ VERİMLİLİĞİ ÇALIŞMALARI
Ülkemizde enerji verimliliği konusunda Elektrik İşleri Etüt İdaresi (EİEİ) Genel Müdürlüğü uzun yıllardır üretkenliği ve çevreyi gözeten verimlilikle birlikte, yüksek katma değerli ürünlere yönelerek enerji yoğunluğunu 0.38’den kısa vadede 0.25’e ve uzun vadede ise 0.15’e indirmeyi hedef alan çalışmalar yapmaktadır. Bu amaca hizmet edecek olan “enerji verimliliğinin artırılması” için genelde yürütülen etüt, eğitim, bilinçlendirme, istatistik, değerlendirme ve mevzuat geliştirme çalışmalarına paralel olarak “Sanayi”de enerji verimliliğin artırılması için de ayrıca, Japon Teknik İşbirliği Teşkilatı (JİCA) ile proje yürütülmektedir.

34 Enerji Verimliliği Yasası :
18/04/2007 Tarih ve 5627 Sayılı Enerji Verimliliği Kanunu Resmi Gazete ; Tarih : Sayı : 26510

35 SANAYİDE 1 MİLYAR $ ENERJİ TASARRUFU ŞANSI VAR.
2003 yılı enerji tüketimi içinde %40, elektrik tüketiminde %48 paya sahip olan sanayi sektöründe yaklaşık %20-25 oranında enerji tasarruf potansiyeli bulunmaktadır. Bunun parasal değeri de yıllık 1 milyar dolarlar düzeyinde hesaplanmaktadır. Enerji yoğun sektörlerde (demir-çelik, seramik, cam vs) eğitim, etüt ve teknolojik iyileştirmelerle %20-40’lara varan tasarrufun yapılabileceği tespit edilmiştir.

36 KONUT/BİNALARDA 1.5 MİLYAR $ ENERJİ TASARRUFU OLANAĞI VAR.
Konutlarda tüketilen enerjinin %15’i elektrik, %85’i ısıtma ve sıcak su amacıyla kullanılmaktadır. Binalarda yaklaşık %30-50’lik enerji tasarruf potansiyeli mevcuttur. Bununda parasal değeri yaklaşık milyar doları bulmaktadır. Binalara uygun ısıtma sistemleri seçimi, uygun tesisat ve radyatör boyutları seçimi, gerekli yalıtımın yapılması ve otomatik kontrolun kullanımı binalarda enerji gereksinimini azaltmaktadır. Türkiye’nin güneş enerjisi üretiminde dünyada 4. ve Avrupa’da 1. olması özellikle su ısıtmada önemli bir enerji tasarrufu sağlamaktadır.

37 ELEKTRİKTE TASARRUF mevcut üretim tesislerinin işletmesinin ve teknolojisinin iyileştirilmesi santrallerde iç tüketimi azaltmaya yönelik teknik önlemlerle verimliliğinin arttırılması, iletim sisteminin optimum şartlarda işletilmesi, dağıtım sistemindeki kayıp ve kaçakların azaltılması teknik kayıpların azaltılması Tüketimde; yüzlerce noktadaki kaybın veya verimsiz kullanımın önüne geçilmesi

38 Evde EV Evlerimizde kullanılan Buzdolaplarının verimliliğine ilişkin olarak ülkemizde yapılan bir çalışma sonucuna göre, 1 yılda GWh tasarruf sağlanması olanağı var. Bu rakam yaklaşık abonenin 1 yıllık elektrik tüketimine eşdeğerdir.

39 Binalarda EV Bina dış yüzeyinden oluşan ısı kayıplarının azaltılması, ısıtma, havalandırma ve iklimlendirme tesisatının iyileştirilmesi, kişilerde EV bilinci oluşturulması ile ülkemiz enerji potansiyeline önemli katkılar sağlanabilir. Bu uygulamalarla yılda en az 7-8 MTEP (parasal karşılığı yaklaşık 2 Milyar $ ) tasarruf sağlanması olanağı vardır.

40 Son Söz : “ROTASI BELLİ OLMAYAN GEMİYE HİÇBİR RÜZGAR YARDIM ETMEZ..!”
Teşekkürler. Not: Bu sunumda EİEİ, EMO ve Basın kaynaklarından yararlanılmıştır. e-posta:


"(Elektrik Mühendisleri Odası)" indir ppt

Benzer bir sunumlar


Google Reklamları