Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz

Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz

DÖNEM SONU İŞLEMLERİNİN

Benzer bir sunumlar


... konulu sunumlar: "DÖNEM SONU İŞLEMLERİNİN"— Sunum transkripti:

1 DÖNEM SONU İŞLEMLERİNİN
VERGİSEL BOYUTU Bölüm 2 A. Murat YILDIZ Yeminli Mali Müşavir Aralık 2016

2 YILLARA YAYGIN İNŞAAT VE ONARIM İŞLERİ
Bir İşin Yıllara Sari İnşaat ve Onarım İşi Sayılabilmesi İçin Aranan Şartlar: İşin konusu inşaat onarım veya dekapaj işi olmalıdır. İşin, başkaları hesabına ve taahhüde bağlı olarak yapılması gerekmektedir. Bilindiği üzere, taahhüt, sözleşmeli veya sözleşmesiz olarak bir işin yapılması veya bir malın tesliminin üstlenilmesi olup, uygulamada inşat taahhüt işleri genelde sözleşmeye dayandırılarak yapılmaktadır. Elbette ki, bir kimsenin kendi nam ve hesabına yapmış olduğu özel inşaat, GVK’nun 42’nci maddesi gereğince inşaat işi sayılmamakta ve bu tür işler, imalat faaliyeti kapsamında mütalaa edilerek vergilendirilmektedir. İşin, birden fazla takvim yılına sirayet etmesi gerekmektedir. Birden fazla takvim yılına sirayet eden inşaat (dekapaj işleri de inşaat işi sayılır) ve onarma işlerinde kar veya zarar işin bittiği yıl kati olarak tespit edilir ve tamamı o yılın geliri sayılarak, o yıl beyannamesinde gösterilir. Bitim tarihinden sonra bu işlerle ilgili olarak yapılan giderler ve her ne nam ile olursa olsun elde edilen hasılat, bu giderlerin yapıldığı veya hasılatın elde edildiği yılın kâr veya zararının tespitinde dikkate alınır.

3 İşin başlangıç tarihi;
YILLARA YAYGIN İNŞAAT VE ONARIM İŞLERİNDE İŞİN BAŞLANGIÇ VE BİTİŞ TARİHİ GVK’nın 42. maddesi kapsamına giren işlerde, inşaat ve onarım işinin başlangıç ve bitim tarihi önem arz etmektedir. İşin başlangıç tarihi; Yapılan sözleşmede yapılacak işin yer teslimi öngörülmüş ise yerin teslim edildiği tarih, Sözleşmede yer teslim tarihi belirtilmemiş ise sözleşmede belirtilen işin başlangıç tarihi, Sözleşmede bunların hiçbiri belirtilmemiş ise sözleşme tarihi, İnşaat ve onarım işlerinde işin bitim tarihi; Geçici ve kesin kabule tabi olan işlerde geçici kabulün yapıldığını gösteren tutanağın onaylandığı tarih, Geçici ve kesin kabul usulüne tabi olmayan işlerde işin fiilen tamamlandığı veya fiilen bırakıldığı tarihtir.

4 SÖZLEŞMESİ UYARINCA BAŞLADIĞI YILDA BİTMESİ GEREKİRKEN ÇEŞİTLİ NEDENLERLE İNŞAATIN SONRAKİ YILDA DA DEVAM ETMESİ DURUMUNDA VERGİ KESİNTİSİ 18 sıra numaralı Maliye Bakanlığı Muhasebat Genel Tebliği[1] ve Maliye Bakanlığı’nca verilen muktezalara göre, sözleşmesine göre yılı içerisinde bitirilmesi gereken inşaat ve onarma işinin, her ne sebeple olursa olsun yılı içerisinde bitirilemeyerek ek süre verilmesi ve bu sürenin ertesi yıla taşması halinde; Ek süre ile ilgili kararın verildiği tarihten, Ek süre verilmemiş olmakla birlikte işin bitiminin ertesi yıla taşması halinde ise, ertesi takvim yılı başından, itibaren ödenecek istihkak (hakediş) bedelleri üzerinden vergi kesintisi yapılması gerekir. Diğer taraftan, aynı yıl içerisinde bitirilmesi sözleşmeye bağlanan, ancak daha sonra her ne sebeple olursa olsun birden fazla takvim yılına taşan söz konusu işler dolayısıyla daha önce kesinti yapılmaksızın ödenmiş hak edişler için ayrıca kesinti yapılmasına gerek bulunmamaktadır. [1] tarih ve sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmıştır.

5 MÜŞTEREK GENEL GİDERLER VE AMORTİSMANLARIN DAĞITILMASI
GVK’nun 5024 sayılı Kanunla değişik 43. maddesine göre birden fazla takvim yılına sirayet eden inşaat ve onarma işlerinde veya bu işlerin diğer işlerle birlikte yapılması halinde müşterek genel giderler ve amortismanlar aşağıdaki esaslara göre dağıtılır; 1. Yıl içinde birden fazla inşaat ve onarma işinin birlikte yapılması halinde, her yıla ait müşterek genel giderler bu işlere ait harcama tutarlarının birbirine olan nispeti dahilinde; 2. Yıl içinde tek veya birden fazla inşaat ve onarma işinin bu madde kapsamına girmeyen işlerle birlikte yapılması halinde, her yıla ait müşterek genel giderler, bu işlere ait harcamalar ile diğer işlere ait satış ve hasılat tutarlarının birbirine olan nispeti dahilinde; 3. Birden fazla inşaat ve onarma işlerinde veya bu işlerle sair işlerde müştereken kullanılan tesisat, makine ve ulaştırma vasıtalarının amortismanları, bunların her işte kullanıldıkları gün sayısına göre.

6 AMORTİSMAN DAĞITIMINDA ÖZELLİK GÖSTEREN DURUMLAR
Bir makine, tesisat veya taşıtın yıl içinde kullanılmadığı günlere ait amortismanları, önce genel giderlere kaydedilmeli daha sonra dağıtıma tabi tutulmalıdır. Ancak bu yolla dağıtılacak amortismanlardan pay verilecek işlerin amortismana tabi iktisadi kıymetin kullanılabileceği işler olması gerekmektedir. Örneğin, turizm işinin yanında bir kooperatife karşı taahhüt ettiği inşaat ve onarma işi olan mükellefin, inşaat işinde kullandığı vincin, yılın ilk dört ayında çalışmamış olması durumunda bu döneme tekabül eden amortisman tutarı genel gider olarak kaydedilecektir. Daha sonra mevcut işlere dağıtım yapılırken turizm faaliyetine bu tutardan pay verilmeyecektir. Büro makineleri, mobilya ve mefruşat gibi iktisadi kıymetlerin amortismanları, genel giderlere atılarak dağıtımları buradan yapılmalıdır. Yıl içinde satın alınan kıymetlerin alınmadan önceki döneme isabet eden amortisman kısmı, genel giderlere atılarak dağıtımı buradan yapılıdır. Ancak, genel giderler yolu ile yapılacak dağıtımda da sadece bu sabit kıymetlerin kullanılabileceği işler dikkate alınmalıdır.

7 ÖRNEK : Bir mükellef (X) ve (Y) olmak üzere iki ayrı yıllara yaygın inşaat işinin yanı sıra inşaat malzemesi satışı ile de uğraşmaktadır. Bu işlerin tamamı ile ilgili olarak 2016 yılında yapılan müşterek genel giderlerin toplamı TL’dir. Mükellefin 2016 yılı faaliyetlerine ilişkin diğer bilgilere ise aşağıda yer verilmiştir. • İnşaat malzemesi satışından 2016 yılında elde edilen toplam hasılat TL, satışa konu edilen inşaat malzemelerinin maliyet bedeli ise TL’dir. • (X) İnşaat işi tarihinde başlamış olup, 2016 yılı sonu itibariyle henüz geçici kabulü yapılmamıştır. Bu işle ilgili 2016 yılında TL harcama yapılmış, TL hak ediş geliri elde edilmiştir. • (Y) İnşaat işi tarihinde başlamış olup, 2016 yılı sonu itibariyle henüz geçici kabulü yapılmamıştır. Bu işle ilgili 2016 yılında TL harcama yapılmış, TL hak ediş geliri elde edilmiştir. • Diğer taraftan tarihinde TL bedelle satın alınan ve normal amortisman yöntemine göre %20 oranında amortisman ayrılan bir kamyon sırasıyla (X) İnşaat işinde 200 gün, (Y) İnşaat işinde 100 gün, satılan inşaat malzemelerinin taşınması işinde ise 65 gün kullanılmıştır.

8 Dağıtıma Esas Hasılat/Harcama
İŞİN ADI Gün Sayısı Amortisman Payı x%20= Dağıtıma Esas Hasılat/Harcama ORAN ( % ) MÜŞ. GEN. GİD. PAYI (X) İnşaat işi 200 20.000 HARC % 30 (Y) İnşaat işi 100 10.000 HARC % 60 İnş. Malz. Sat. 65 6.500 HAS % 10 50.000 Toplam 365 36.500 %100 İNŞ. MALZ. SATIŞ HASILATI SATILAN MALIN MALİYETİ ( ) G. SAFİ MAL SATIŞ KARI AMORTİSMAN PAYI (6.500) MÜŞTEREK GENEL GİDER PAYI (50.000) GELİR VERGİSİ MATRAHI 68.500

9 NAKİT SERMAYE ARTIRIMI İNDİRİMİ UYGULAMASI
27/3/2015 tarihli ve 6637 sayılı Kanunun 8 inci maddesiyle Kurumlar Vergisi Kanununun 10 uncu maddesinin birinci fıkrasına eklenen (ı) bendinde; « Finans, bankacılık ve sigortacılık sektörlerinde faaliyet gösteren kurumlar ile kamu iktisadi teşebbüsleri hariç olmak üzere sermaye şirketlerinin ilgili hesap dönemi içinde, ticaret siciline tescil edilmiş olan ödenmiş veya çıkarılmış sermaye tutarlarındaki nakdi sermaye artışları veya yeni kurulan sermaye şirketlerinde ödenmiş sermayenin nakit olarak karşılanan kısmı üzerinden Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) tarafından indirimden yararlanılan yıl için en son açıklanan, bankalarca açılan TL cinsinden ticari kredilere uygulanan ağırlıklı yıllık ortalama faiz oranı dikkate alınarak, ilgili hesap döneminin sonuna kadar hesaplanan tutarın %50’sinin, kurumlar vergisi matrahının tespitinde kurumlar vergisi beyannamesi üzerinde ayrıca gösterilmek şartıyla, kurum kazancından indirim konusu yapılabileceği hüküm altına alınmıştır.»

10 İNDİRİM HESABINDA DİKKATE ALINMAYACAK SERMAYE ARTIŞLARI
İndirime konu edilecek tutarın hesaplanmasında; mevcut sermaye şirketlerinde ödenmiş veya çıkarılmış sermaye tutarlarındaki nakdi sermaye artışları, yeni kurulan sermaye şirketlerinde ise ödenmiş sermayenin nakit olarak karşılanan kısmı dikkate alınacak olup sermayenin nakit olarak karşılanmayan kısmı için indirim uygulamasından yararlanılamayacağı tabiidir. Sermaye şirketlerine nakit dışındaki varlık devirlerinden kaynaklanan sermaye artışları, Sermaye şirketlerinin birleşme, devir ve bölünme işlemlerine taraf olmalarından kaynaklanan sermaye artışları, Bilançoda yer alan öz sermaye kalemlerinin sermayeye eklenmesinden kaynaklanan sermaye artışları, Ortaklarca veya Kurumlar Vergisi Kanununun 12 nci maddesi kapsamında ortaklarla ilişkili olan kişilerce kredi kullanılmak veya borç alınmak suretiyle gerçekleştirilen sermaye artışları, Bilanço içi kalemlerin (gerçek nitelikli borç ilişkisine dayanmayan ortaklara borçlar hesabı gibi) birbiri içinde mahsubu şeklinde gerçekleştirilen sermaye artışları, Şirkete nakdi sermaye dışında hisse senedi, tahvil veya bono gibi kıymetlerin konulması suretiyle gerçekleştirilen sermaye artışları, indirim tutarının hesaplamasında dikkate alınmayacaktır.

11 İNDİRİM UYGULAMASI Nakdi sermaye artışı üzerinden, indirimden yararlanılan yıl için TCMB tarafından en son açıklanan ticari krediler faiz oranı dikkate alınarak, ilgili hesap döneminin sonuna kadar hesaplanan tutarın Bakanlar Kurulunca belirlenen orana (%50) isabet eden kısmı ilgili dönem kurum kazancından indirilebilecektir. Bu kapsamda 2016 yılı için yapılacak olan hesaplamalarda TCMB tarafından 2016 yılı için en son açıklanan oranı ( tarihi itibariyle %12,21) esas alınacaktır. Kurum kazancından indirilebilecek tutar aşağıdaki şekilde hesaplanacaktır: İndirim uygulamasında, artırılan sermayenin hesap dönemi içerisinde ortaklarca nakit olarak ödendiği (Nakden taahhüt edilen sermayenin, sermaye artırımına ilişkin kararın ticaret siciline tescil edildiği tarihten önce şirketin banka hesabına yatırılan kısmı için tescil tarihinin içinde bulunduğu) ay kesri tam ay sayılmak suretiyle, yılın kalan süresi için kıst dönem esasına göre indirim tutarı hesaplanacaktır. Öte yandan, sonraki dönemlerde sermaye azaltımı yapılması hâlinde nakdi sermaye artışının azaltılan sermaye tutarı kadarlık kısmı indirim hesaplamasında dikkate alınmayacaktır.

12 Örnek : Yıldız A. Ş. 'nin sermayesinin nakdi olarak 12. 000
Örnek : Yıldız A.Ş.'nin sermayesinin nakdi olarak TL artırılmasına ilişkin 25/07/2016 tarihinde karar alınmış olup şirket ortakları taahhüt edilen tutarın %25'i olan TL 30/7/2016 tarihinde ortaklar tarafından şirketin banka hesabına yatırılmış ve daha sonra sermaye artırım kararı 10/08/2016 tarihinde ticaret siciline tescil ettirilmiştir. Şirket ortakları taahhüt ettikleri sermayenin kalan kısmı olan TL'yi, ise sermaye artırımına ilişkin kararın tescil tarihinden sonra, 20/10/2016 tarihinde şirketin banka hesabına yatırmıştır. Bakanlar Kurulu Kararına istinaden Yıldız A.Ş.'nin yararlanabileceği indirim oranı %50 olup 2016 yılı sonu itibarıyla TCMB tarafından açıklanan ticari krediler faiz oranı %12,00 olarak varsayılacaktır. Sermaye artırımına ilişkin kararın ticaret siciline tescil edildiği tarihten önce Yıldız A.Ş.'nin banka hesabına yatırılan sermaye taahhüdünün %25'lik kısmı için bu kararın tescil tarihi olan 10/08/2015 tarihi esas alınmak suretiyle indirimden faydalanılması mümkündür. Sermaye artırımına ilişkin karar 10/8/2015 tarihinde ticaret siciline tescil ettirildiğinden, taahhüt edilen sermayenin kararın tescil tarihinden önce şirketin banka hesabına yatırılan TL'lik kısmı için bu aydan itibaren yıl sonuna kadar indirim tutarı hesaplanabilecektir. İndirim tutarı = Nakdi sermaye artışı x Ticari krediler faiz oranı x İndirim oranı x Süre = TL x 0,12 x 0,50 x (5/12) = TL

13 Kararın tescil tarihinden sonra ortaklarca 20/10/2016 tarihinde şirketin banka hesabına yatırılan sermaye taahhütleri için ise bu tutarların şirketin banka hesabına yatırıldığı tarihler dikkate alınarak indirim tutarı hesaplanacaktır. Şirket Ortakları tarafından yatırılan tutar için, İndirim tutarı  = Nakdi sermaye artışı x Ticari krediler faiz oranı x İndirim oranı x Süre = TL x 0,12 x 0,50 x (3/12) = TL Dolayısıyla, 2015 hesap döneminde TL'lik sermaye artırımı üzerinden hesaplanan ve kurum kazancının tespitinde dikkate alınacak toplam indirim tutarı ( TL TL =) TL olacaktır. Ayrıca, Yıldız A.Ş ve izleyen hesap dönemlerinde sermaye azaltımına gitmediği ve diğer şartları da sağladığı takdirde TL'lik bu sermaye artırımının tamamı üzerinden 12 ay için indirim tutarı hesaplayabilecektir.

14 ÖZELLİK GÖSTEREN HUSUSLAR
Kanun 1 Temmuz 2015 tarihinde yürürlüğe girdiğinden bu tarihten sonraki nakdi sermaye artışları için indirim hakkı uygulanabilecektir. Bu tarihten önce yapılan nakit sermaye artışlarında  ise indirim hakkı uygulanmayacaktır. Sermaye şirketleri gerçekleştirdikleri nakdi sermaye artışları üzerinden, nakdi sermaye artışının yapıldığı hesap döneminden itibaren başlamak üzere izleyen her bir hesap dönemi için ayrı ayrı indirim uygulamasından yararlanabileceklerdir. Sermaye şirketleri tarafından nakdi sermaye artışına ilişkin hesaplanan indirim tutarının kazanç yetersizliği nedeniyle ilgili olduğu hesap dönemine ait matrahın tespitinde indirim konusu yapılamaması halinde bu indirim tutarları, herhangi bir endekslemeye tabi tutulmaksızın izleyen hesap dönemlerine ilişkin matrahın tespitinde indirim konusu yapılabilecektir. Sermaye şirketleri, yetkili organlarının kısmen veya tamamen nakdi sermaye artışına ilişkin kararının ticaret siciline tescil edildiği hesap döneminden itibaren, bu indirim uygulamasından yararlanmaya başlayabileceklerdir.

15 İndirim hesaplamasına konu edilebilecek sermaye artışı tutarı, artırılan sermayenin ortaklarca şirketin banka hesabına nakit olarak fiilen yatırılan kısmı ile sınırlı olup taahhüt edilen sermayenin, ortaklar tarafından nakit olarak şirketin banka hesabına fiilen yatırılmayan kısmı indirim tutarının hesaplanmasında dikkate alınmayacaktır. İndirimden faydalanmak isteyen sermaye şirketlerinin; taahhüt edilen sermaye artırımı tutarının nakit olarak şirketin banka hesabına fiilen yatırıldığına ilişkin olarak bu işlemleri içeren ve ilgili banka şubesi tarafından onaylanmış banka hesap özetini kağıt ortamında veya elektronik ortamda ilgili dönem kurumlar vergisi beyannamesi verme süresi içerisinde bağlı oldukları vergi dairesine ibraz etmeleri ile ayrıca, indirimden faydalanmak isteyen sermaye şirketlerinin, nakdi olarak artırdıkları sermaye ile indirime konu edecekleri tutara ilişkin bilgileri, kurumlar vergisi beyannamesi ekinde bildirmeleri gerekmektedir.

16 GEÇMİŞ YIL ZARARLARININ MAHSUBU ( K.V.K. MD 9)
1. Kurumlar Vergisi Kanununun 9. maddesinde yer alan hükme göre 5 yıldan fazla nakledilmemek şartıyla geçmiş yılların mali bilançolarına göre meydana gelen zararlar kurum kazancının tespitinde hasılattan indirilir. Zarar mahsubu işlemi 5 yıllık süreyi geçmemek şartıyla en eski yıldan başlanarak yapılmalı böylelikle 5 yıllık zamanaşımı nedeniyle zarar mahsup hakkının ortadan kalkması önlenmelidir. Kanundaki 5 yıllık süre zararın ortaya çıktığı hesap döneminden sonraki 5 yıllık süreyi kapsar. 2. Mahsuba konu edilecek zarar mali zarardır. Geçmiş yıl zararları ticari bilançoya göre ortaya çıkan zarar değil, kurumlar vergisi beyannamesinde ortaya çıkan mali zarardır. 3. Kurumlar vergisi beyannamelerinde geçmiş yıl zararlarının mahsubu kazanç istisnalarından sonra yatırım indiriminden önce uygulanacaktır. 4.  İlgili hesap döneminde kazanç olmasına ve indirim konusu yapılabilecek geçmiş yıl zararı bulunmasına rağmen geçmiş yıl zararlarını dikkate almayan mükelleflerin, bu dönemi izleyen yıllarda söz konusu geçmiş yıl zararlarını mahsuba konu etmeleri mümkün değildir. Ayrıca, kazanç beyan edilen dönemde geçmiş yıl zararlarını mahsup etmeyerek bu hakkından vazgeçen mükelleflerin, kazanç beyan edilen dönem beyannamesini düzeltmeleri ve geçmiş yıl zararlarını indirim konusu yapmaları da söz konusu olmayacaktır. (Gelir İdaresi Başkanlığı İstanbul VDB’nın 11/05/2011 tarih ve B.07.1.GİB KVK sayılı muktezası) 16 16

17 GEÇMİŞ YIL ZARARLARININ SERMAYEYE EKLENEBİLECEK NİTELİKTE FONLARDAN VEYA YEDEK AKÇELERDEN MAHSUP EDİLEREK KAPATILMASI HALİNDE ZARAR MAHSUBU Şirketin geçmiş yıl zararlarının sermayeye eklenebilecek nitelikte fonlardan veya yedek akçelerden mahsup edilerek kapatılması, söz konusu geçmiş yıl zararlarının, Kurumlar Vergisi Kanununun 9 uncu maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinde yazılı şartlar dahilinde ve beş yıllık mahsup süresi de dikkate alınarak kurum kazancından indirilmesine engel teşkil etmeyecektir. Maliye Bakanlığı Van Defterdarlığı’nın tarih ve sayılı özelgesi.

18 KAZANÇ OLUŞMASINA KARŞIN KURUMLAR VERGİSİ BEYANNAMESİNDE İNDİRİME KONU EDİLMEYEN GEÇMİŞ DÖNEM ZARARLARINIZIN DÜZELTME YOLU İLE İNDİRİME KONU EDİLİP EDİLEMEYECEĞİ İlgili hesap döneminde kazanç olmasına ve indirim konusu yapılabilecek geçmiş yıl zararı bulunmasına rağmen geçmiş yıl zararlarını dikkate almayan mükelleflerin, bu dönemi izleyen yıllarda söz konusu geçmiş yıl zararlarını mahsuba konu etmeleri mümkün değildir. Ayrıca, kazanç beyan edilen dönemde geçmiş yıl zararlarını mahsup etmeyerek bu hakkından vazgeçen mükelleflerin, kazanç beyan edilen dönem beyannamesini düzeltmeleri ve geçmiş yıl zararlarını indirim konusu yapmaları da söz konusu olmayacaktır. Bu hüküm ve açıklamalar çerçevesinde örneğin, 2015 yılı kurumlar vergisi beyannamesinde indirim imkanı olduğu halde kurum kazancından düşülmeyen 2013 ve 2014 yılı zarar tutarlarının, sonraki yıl beyannamelerinde indirim konusu yapılması mümkün olmayıp söz konusu zarar tutarının 2015 yılı kurumlar vergisi beyannamesinin düzeltilmesi yoluyla da indirim konusu yapılması mümkün değildir. Gelir İdaresi Başkanlığı İstanbul VDB’nın 11/05/2011 tarih ve B.07.1.GİB KVK sayılı muktezası. 18

19 MATRAH ARTIRIMINDAN YARARLANAN MÜKELLEFLERDE ÖNCEKİ YIL ZARARLARININ MAHSUBU
6736 sayılı Kanunun 5 inci maddesinin (5-ğ) numaralı bendinde, “Gelir ve kurumlar vergisi mükelleflerinin matrah artırımında bulundukları yıllara ait zararların %50’si, 2016 ve izleyen yıl karlarından mahsup edilmez.” hükmü yer almaktadır. Bu hükme göre, mükellefler, matrah artırımında bulundukları yıllara ait olup indirim konusu yapılamamış geçmiş yıl zararlarının yarısını, 2016 ve müteakip yıl karlarından mahsup edemeyeceklerdir. Söz konusu zararların diğer yarısı ise, Gelir ve Kurumlar Vergisi Kanununun ilgili maddelerinde yer alan esaslar çerçevesinde mahsup edilmeye devam edilecektir.

20 Örneğin; Kurumlar vergisi mükellefi (A) A. Ş
Örneğin; Kurumlar vergisi mükellefi (A) A.Ş., yılları faaliyet sonuçları aşağıdaki gibidir. Mükellef, 2013 yılında beyan ettiği kar tutarından 2011 ve 2012 yıllarından devreden geçmiş yıl zararlarını mahsup etmiştir. Söz konusu mükellefin 2011, 2012, 2013, 2014 ve 2015 yılları için matrah artırımından yararlandığı durumda 2016 ve müteakip yıllarda mahsup edebileceği geçmiş yıl zarar tutarı 2012 yılından devreden (1.000 / 2 =) 500 TL, 2014 yılından devreden ( / 2 =) TL 2015 yılından devreden ( / 2 =) TL olmak üzere toplam TL olacaktır. Diğer taraftan mükellefin 2013 yılı mali karının tespiti sırasında mahsuba konu ettiği 2011 ve 2012 yılı zararlarından dolayı 2013 yılı için herhangi bir düzeltme beyannamesi vermesine gerek bulunmamaktadır. YILLAR MALİ KAR/ZARAR DURUMU 2011 TL zarar 2012 TL zarar 2013 TL kâr 2014 TL zarar 2015 TL zarar

21 6736 SAYILI MALI AF KANUNU UYGULAMASININ MUHASEBE KAYITLARINA VE DÖNEM SONU İŞLEMLERİNE YANSIMALARI

22 Bilindiği üzere 6736 sayılı Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılmasına İlişkin Kanun 19/8/2016 tarihli ve sayılı Resmi Gazete ’de yayımlanmış ve yayımı tarihinde yürürlüğe girmiştir. Bahse konu sayılı Kanunun 10 uncu maddesinin Maliye Bakanlığı’na verdiği yetkiye istinaden adı geçen Bakanlıkça çıkarılan “ 1 Seri No’lu Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılmasına İlişkin Sayılı Kanun Genel Tebliği” nde ise; Maliye Bakanlığına bağlı tahsil dairelerince takip edilen amme alacakları ile il özel idareleri ve belediyelere ait alacakların yapılandırılması, matrah ve vergi artırımı, işletme kayıtlarının düzeltilmesi ve bazı varlıkların milli ekonomiye kazandırılmasına ilişkin hükümlerinin uygulanmasına dair usul ve esaslar belirlenmiştir. Sunumun bu bölümünün konusunu 6736 sayılı Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılmasına İlişkin Kanun ile getirilen düzenlemelerden yararlanan mükelleflerin, sonrasında herhangi bir cezalı tarhiyatla karşı karşıya kalmamaları için dönem sonu muhasebe ve vergi uygulamalarında dikkat etmeleri gereken hususlar oluşturacaktır.

23 6736 SAYILI KANUN KAPSAMINDA ÖDENEN VERGİLERİN GİDER YAZILAMAYACAĞI VE HİÇ BİR VERGİDEN MAHSUP EDİLEMEYECEĞİ

24 6736 SAYILI KANUN KAPSAMINDA ÖDENEN VERGİ VE FAİZLERİN MALİ KARIN TESPİTİNDE GİDER YAZILAMAYACAĞI VE MAHSUBA KONU EDİLEMEYECEĞİ 6736 Sayılı “Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması Hakkında Kanun” hükümlerine istinaden ne şekilde olursa olsun ödenen vergiler ile Yİ-ÜFE oranındaki faizler gelir veya kurumlar vergisi matrahlarının tespitinde gider veya maliyet unsuru olarak dikkate alınamayacak ve hiçbir vergiden mahsup edilemeyeceğine ilişkin olarak Kanunda birçok hüküm bulunmakta olup, (emtia stok affına ilişkin KDV hariç) bu hükümler şu şekilde özetlenebilir.

25 a sayılı Kanunun “Matrah ve Vergi Artırımı” başlıklı 5 nci maddesinin (2)-g alt bendi uyarınca gelir yada kurumlar vergisi stopaj artırımında bulunan mükelleflerin artırıma konu ettikleri gayrisafi ücret, serbest meslek, kira, zirai ürün alım bedeli veya vergiden muaf esnaftan olan alış tutarlarını gelir veya kurumlar vergisi matrahlarının tespitinde gider veya maliyet unsuru olarak dikkate almaları mümkün bulunmamaktadır. b. Benzer bir biçimde 6736 sayılı Kanunun “Matrah ve Vergi Artırımı” başlıklı 5 nci maddesinin (3)-f alt bendi uyarınca Katma Değer Vergisi artırımında bulunan mükelleflerin 6736 sayılı Kanun hükümlerine göre ödedikleri katma değer vergisi, gelir veya kurumlar vergisi matrahlarının tespitinde gider veya maliyet unsuru olarak nazara alınmayacak, ödenmesi gereken katma değer vergisinden indirilemeyecek ve herhangi bir şekilde iade konusu yapılamayacaktır. c sayılı Kanunun “Matrah ve Vergi Artırımı” başlıklı 5 inci maddesinin (4)-b alt bendinde de aynı maddenin birinci, ikinci ve üçüncü fıkralarına göre; hesaplanan veya artırılan gelir, kurumlar ve katma değer vergilerinin gelir veya kurumlar vergisi matrahlarının tespitinde gider veya maliyet unsuru olarak kabul edilmeyeceği; indirim, mahsup ve iade konusu yapılmayacağı hüküm altına alınmış bulunmaktadır.

26 d sayılı Kanunun “İşletme Kayıtlarının Düzeltilmesi” başlıklı 6 ncı maddesinin (2b) alt bendinde yer alan hükümden faydalanarak stoklarında kaydi olarak yer aldığı hâlde fiilen bulunmayan ilaçları, maliyet bedeli üzerinden fatura düzenlemek suretiyle kayıtlarından çıkaran Eczaneler, %4 oranında hesaplanan ve ödenen katma değer vergisini hesaplanan katma değer vergisinden indirilemeyecek, gelir ve kurumlar vergisi matrahının tespitinde gider olarak dikkate alamayacaklardır. e sayılı Kanunun “İşletme Kayıtlarının Düzeltilmesi” başlıklı 6 ncı maddesinin 3. bendinde yer alan hükümden faydalanarak kayıtlarda yer aldığı halde işletmede bulunmayan kasa ve ortaklardan alacaklar mevcudu ile bunlarla ilgili diğer işlemler nedeniyle kayıtlarını düzelten mükellefler beyan ettikleri tutarlar üzerinden %3 oranında hesapladıkları veya ödedikleri vergiyi aynı bendin (c) alt bendi uyarınca gelir veya kurumlar vergisinden mahsup edemeyecekler, ayrıca beyan edilen tutarlar ve ödenen vergileri kurumlar vergisi matrahının tespitinde gider olarak dikkate alamayacaklardır.

27 f sayılı Kanunun “İşletme Kayıtlarının Düzeltilmesi” başlıklı 6 ncı maddesinin (1) bendinde yer alan hükümden faydalanarak İşletmelerinde mevcut olduğu halde kayıtlarında yer almayan makine, teçhizat ve demirbaşları yasal kayıtlarına intikal ettirmek suretiyle, kayıtlarını fiili duruma uygun hale getiren mükelleflerce sorumlu sıfatıyla beyan edilerek ödenen katma değer vergisi aynı bendin (c) alt bendinde yer alan hüküm çerçevesinde, hesaplanan katma değer vergisinden indirilemeyecektir. Diğer taraftan aynı uygulama kapsamda emtia üzerinden ödenen sorumlu sıfatıyla beyan edilerek ödenen katma değer vergisi ise genel esaslara göre indirim konusu yapılabilecektir. g sayılı Kanunun “Bazı Varlıkların Millî Ekonomiye Kazandırılması” başlıklı 7 nci maddesinin birinci fıkra kapsamında Türkiye’ye getirilen veya dördüncü fıkra kapsamında kanuni defterlere kaydedilen varlıkların elden çıkarılmasından doğan zararlar, aynı maddenin beşinci fıkrası hükmü kapsamında gelir veya kurumlar vergisi uygulaması bakımından gider veya indirim olarak kabul edilmeyecektir.

28 6736 SAYILI KANUN İLE GETİRİLEN
STOK AFFI UYGULAMASINDAN YARARLANAN MÜKELLEFLERİN DÖNEM SONU İŞLEMLERİ SIRASINDA DIKKAT ETMESİ GEREKEN HUSUSLAR

29 1- İŞLETMELERİNDE MEVCUT OLDUĞU HALDE KAYITLARDA YER ALMAYAN MALLAR İÇİN YAPILAN STOK AFFI UYGULAMASININ DÖNEM SONU İŞLEMLERİNE ETKİLERİ Alış faturası olmayan emtia, makine, teçhizat ve demirbaşların kayıtlara intikal ettirilmesine imkân veren düzenlemeden yararlanarak, işletmelerinde mevcut olduğu halde kayıtlarında yer almayan emtia, makine, teçhizat ve demirbaşlarını tespit ettikleri rayiç bedelle vergi dairelerine bildirerek, kanuni defterlerine intikal ettiren mükelleflerin; 6736 sayılı Kanunun 6’ncı maddesinin (ç) bendi hükmüne göre; uygulama kapsamına giren mallarını daha sonra satmaları halinde, defterlere kaydedilecek satış bedeli kayıtlı değerinden düşük olamayacaktır. Gerçek satış bedelinin kayda alınan bedelden düşük olması halinde, kazancın tespitinde kayıtlı bedel dikkate alınacaktır. Bir başka deyişle bu şekilde kayıtlara alınan malların satışından zarar doğamayacaktır. Örneğin; TL bedelle kayıtlara alınan bir demirbaşın, daha sonra TL’ye satılması halinde, satış kazancının tespitinde satış bedeli olarak TL yerine TL dikkate alınacaktır. Bir başka deyişle satıştan doğan TL’lik zarar mali karın tespitinde kanunen kabul edilmeyen gider olarak dikkate alınacaktır.

30 2- STOK AFFI UYGULAMASINDA SONUCUNDA OLUŞAN DEĞERLEME FARKLARININ VERGİSEL BOYUTU VE MUHASEBESİ
6736 sayılı Kanunun 6’ncı maddesinin (b) bendi hükmüne göre; Bilanço esasına göre defter tutan mükelleflerce, aktiflerine intikal ettirdikleri emtia için ayrı; makine, teçhizat ve demirbaşlar için ayrı olmak üzere pasifte özel karşılık hesabı açılacaktır. Emtia için ayrılan karşılık, ortaklara dağıtılması veya işletmenin tasfiye edilmesi halinde, sermayenin unsuru sayılacak ve vergilendirilmeyecektir. Öte yandan, makine, teçhizat ve demirbaşlar ayrıca envantere kaydedilecek ve 6736 sayılı Kanunun 6’ncı maddesinin (b) bendi hükmüne göre, ayrılan karşılık birikmiş amortisman olarak kabul edilecektir. Ancak, kanaatimizce bu kıymetlerin satılması halinde, söz konusu karşılık tutarı daha önce gider yazılmamış olduğundan, mali karın tespitinde hasılata dahil edilmeyecektir. Bildirime konu edilen amortismana tabi makine, teçhizat, demirbaş gibi amortismana iktisadi kıymetler için sonraki dönemlerde de ayrıca amortisman ayrılamayacaktır. İşletme hesabı esasına göre defter tutan mükellefler ise beyan ettikleri emtiayı defterlerinin gider kısmına satın alınan mal olarak kaydedeceklerdir.

31 Örnek: Mobilya alım-satımı ile uğraşan Gümüş Limited Şirketi, stoklarında bulunan ancak kayıtlarında yer almayan mobilyalara ilişkin envanter listesini hazırlamıştır. Genel oranda katma değer vergisine tabi olan mobilyaların kendisi tarafından belirlenen rayiç bedeli ,00 TL’dir. Şirketin bu bildirimine ilişkin muhasebe kayıtları aşağıdaki şekilde olacaktır. _________________________ / _____________________________ 153 TİCARİ MALLAR ,00-TL 191 İNDİRİLECEK KDV ,00-TL 525 KAYDA ALINAN EMTİA KARŞ ,00-TL (6736 Sayılı Kanunun 6 ncı maddesi) 360 ÖDENECEK VERGİ VE FONLAR ,00-TL (Sorumlu sıfatı ile ödenecek KDV) _________________________ / ______________________________ Bu malın satılması halinde kayıtlara intikal ettirilecek satış bedeli ,00-TL’nın altında olmayacaktır.

32 Yukarıda da belirtildiği gibi, 6736 sayılı Kanun kapsamında stok beyanına konu edilen iktisadi kıymetin emtia değil de makine, teçhizat veya demirbaş olması halinde ise bunların beyan edilen değeri üzerinden hesaplanarak ödenen katma değer vergisinin indirimi mümkün değildir. Örnek : (A) Ltd. Şti.’nin kayıtlarında yer almayan demirbaşlarının belirlenen rayiç bedeli ,00 TL’dir. Kayıtlarda yer almayan demirbaşların 6736 sayılı Kanun kapsamında envantere alınmasına ilişkin muhasebe kayıtları aşağıdaki gibidir: _____________________ / __________________________ 255 DEMİRBAŞLAR ,00-TL 689 DİĞER OLAĞANÜSTÜ GİD.VE ZARAR ,00-TL 526 KAYDA ALINAN DEMİRBAŞLAR KARŞ ,00-TL (6736 Sayılı Kanunun 6. maddesi) 360 ÖDENECEK VERGİ VE FONLAR ,00-TL (Sorumlu sıfatı ile ödenecek KDV) __________________________ / _____________________

33 (A) Ltd. Şti. söz konusu demirbaşlarını 31. 12
(A) Ltd. Şti. söz konusu demirbaşlarını tarihine kadar satarsa bu satıştan önce, satmadığı takdirde tarihinde aşağıdaki muhasebe kaydını yapmalıdır. ___________________________ / ________________________ 526 KAYDA ALINAN DEMİRBAŞLAR KARŞ ,00-TL (6736 Sayılı Kanun’un 6 ncı maddesi) 257 BİRİKMİŞ AMORTİSMANLAR ,00-TL _______________________ / _____________________________ (A) Ltd.Şti.’nin örnekteki demirbaşları izleyen yıllarda örneğin 2018 yılı içinde peşin olarak ,00 TL’ye satması halinde bu satışa ilişkin yukarıdaki kayıtla birlikte yapılacak muhasebe kaydı aşağıdaki gibi olacaktır. ___________________________ / ___________________________ 100 BANKALAR ,00-TL 257 BİRİKMİŞ AMORTİSMANLAR ,00-TL 255 DEMİRBAŞLAR ,00-TL 391 HESAPLANAN KDV ,00-TL 679 DİĞER O. DIŞI GEL. VE KAR ,00-TL ____________________________ / _____________________________

34 3- STOK AFFI UYGULANMA SONUCUNDA AYRILAN KARŞILIKLARIN ORTAKLARA DAĞITIMININ VERGİSEL SONUÇLARI
6736 sayılı Kanunun "İşletmede mevcut olduğu halde kayıtlarda yer almayan emtia, makine, teçhizat ve demirbaşlar" başlıklı 6 ncı maddesinin ikinci fıkrasında; "Bilanço esasına göre defter tutan mükellefler, birinci fıkra hükümleri uyarınca aktiflerine kaydettikleri emtia için ayrı, makine, teçhizat ve demirbaşlar için ayrı olmak üzere özel karşılık hesabı açarlar. Emtia için ayrılan karşılık, ortaklara dağıtılması veya işletmenin tasfiye edilmesi halinde sermayenin unsuru sayılır ve vergilendirilmez. Makine, teçhizat ve demirbaşlar envantere kaydedilir ve ayrılan karşılık birikmiş amortisman addolunur." hükmü yer almaktadır. Bu çerçevede; bilanço esasına göre defter tutan mükelleflerin madde kapsamında aktiflerine intikal ettirdikleri demirbaş, makine ve teçhizat için pasifte açmış oldukları karşılık hesabında yer alan tutarlar, birikmiş amortisman olarak kabul edildiğinden, bu tutarların ortaklara dağıtmaları mümkün bulunmamaktadır.

35 Diğer taraftan, işletmesinde mevcut olduğu halde kayıtlarında yer almayan emtiayı kayıt altına alabilmek için 6736 sayılı Kanunun ilgili hükümlerinden yararlanan mükellefler tarafından söz konusu emtia için ayrılan karşılık sermayenin unsuru olarak sayılacağından, karşılık hesabına kaydedilen tutarlar bu şirket tarafından ortaklarına dağıtılması halinde vergi kesintisi yapılmayacak ve anılan şirketin tasfiye edilmesi halinde de vergilendirilmeyecektir. Bu kapsamda ortakların hisselerine isabet eden tutarın ortaklarca menkul sermaye iradı olarak beyanı da söz konusu olmayacaktır. Benzer bir biçimde, 6736 sayılı Kanunun 6 ncı maddesinden yararlanan şirketin hissedarı olan diğer bir şirkete söz konusu emtia karşılık hesabından yapılan ödemeler dağıtımdan pay alan şirket için sermaye payının iadesi niteliğinde olduğundan kurum kazancına dahil edilmeyecek, ancak, bu tutarların şirket tarafından ortaklarına kar dağıtımına konu edilmesi halinde ortakların hukuki statülerine göre kazançlarına dahil edilerek veya Gelir Vergisi Kanununun 86 ncı maddesi göz önünde bulundurularak beyan edilmesi gerekecektir. * 6111 sayılı Kanunda yer alan aynı hükme ilişkin olarak Maliye Bakanlığı Gelir İdaresi Başkanlığı İstanbul VDB'nca verilen 05/08/2013 tarih ve [6-2012/4]-1178 sayılı mukteza.

36 4- ORTAKLAR CARİ VE KASA HESABI İÇİN 6736 SAYILI KANUN’DAN YARARLANILMASI SONUCU MEYDANA GELEN ZARARLARIN, YEDEK AKÇELERDEN VE GEÇMİŞ YIL KÂRINDAN MAHSUP EDİLMESİNİN VERGİSEL SONUÇLARI 6736 sayılı Kanunun 6 ncı maddesinin 3 üncü bendi kapsamında beyana konu edilen ve "Diğer Olağan Dışı Gider ve Zararlar" hesabına kaydedilen tutarların, beyannamede kanunen kabul edilmeyen gider olarak kurum kazancına eklenmesi gerekmekte olup, bu hüküm kapsamında kayıtların düzeltilmesi nedeniyle ortaya çıkan zararın, izleyen yıllarda kurum kazancından indirim konusu yapılması da söz konusu değildir. Bir başka deyişle, mükelleflerce izleyen yıllarda kâr dağıtımı yapılması hâlinde, ticari bilanço açısından dağıtılabilir ticari kar tutarı, 6736 sayılı Kanunun 6 ncı maddesinin üçüncü fıkrası kapsamında beyan edilen ve "689. Diğer Olağandışı Gider ve Zararlar" hesabı altında muhasebeleştirilen tutarlar dikkate alınmaksızın tespit olunacaktır. Dolayısıyla, 6736 sayılı Kanunun 6 ncı maddesinin 3 üncü bendi kapsamında kayıtların düzeltilmesi nedeniyle "Diğer Olağan Dışı Gider ve Zararlar" hesabına kaydedilen tutar gerçek anlamda ticari bir zarar niteliği taşımadığından; söz konusu zararın, geçmiş yıl kârlarından veya yedek akçelerden mahsup edilmesi halinde, bu mahsup işlemi kâr dağıtımı olarak değerlendirilecek ve mahsubu yapılan tutar üzerinden de kâr dağıtımına bağlı vergi kesintisi yapılacaktır. * 6111 sayılı Kanunda yer alan aynı hükme ilişkin olarak Maliye Bakanlığı Gelir İdaresi Başkanlığı İzmir VDB'nca verilen 12/03/2013 tarih ve [ /9]-145 sayılı mukteza ile Antalya VDB'nca verilen 14/05/2013 tarih [KVK.2012.ÖZ.32]-114 sayılı mukteza.

37 5- VARLIK BARIŞI UYGULAMASINDAN YARARLANAN MÜKELLEFLERDE DÖNEM SONU İŞLEMLERİNDE DİKKAT EDİLMESİ GEREKEN HUSUSLAR 6736 sayılı Kanunun 7 nci maddesi uyarınca, yurt dışında bulunan para, döviz, altın, menkul kıymet ve diğer sermaye piyasası araçlarını, anılan maddedeki hükümler çerçevesinde 31/12/2016 tarihine kadar Türkiye’ye getiren gerçek ve tüzel kişiler söz konusu varlıkları serbestçe tasarruf edebileceklerdir. Ayrıca, gelir veya kurumlar vergisi mükelleflerince, Türkiye’de bulunan ancak kanuni defter kayıtlarında yer almayan para, altın, döviz, menkul kıymet ve diğer sermaye piyasası araçları ile taşınmazlar, 31/12/2016 tarihine kadar kanuni defterlere kaydedilebilecektir. Bilanço esasına göre defter tutan mükellefler, varlık barışı uygulaması kapsamında defterlerine kaydettikleri kıymetler için pasifte özel bir fon hesabı açacaklardır. Bu fon, sermayeye eklenebileceği gibi ortaklara da dağıtılabilecektir. Fon hesabında tutulan bu tutarlar, işletmenin tasfiye edilmesi hâlinde vergilendirilmeyeceği gibi 193 sayılı Kanunun 81 inci maddesi ile 5520 sayılı Kanunun 18, 19 ve 20 nci maddeleri uyarınca gerçekleşecek birleşme, devir ve bölünme hallerinde de vergilendirilmeyecektir.

38 VARLIK BARIŞI UYGULAMASINDAN YARARLANAN MÜKELLEFLERDE DÖNEM SONU İŞLEMLERİNDE DİKKAT EDİLMESİ GEREKEN HUSUSLAR Defter tutan mükellefler, dilerlerse 6736 sayılı Kanunun 7 nci maddesi kapsamında Türkiye’ye getirdikleri varlıklarını, işletme kayıtlarına dahil edebileceklerdir. İşletmelere bu şekilde dahil edilen varlıklar, vergiye tabi kazancın tespitinde dikkate alınmayacaktır. Özel fon hesabına kaydedilecek olan söz konusu varlıklar herhangi bir sınırlamaya tabi olmaksızın işletmeden çekilebilecek, serbestçe tasarrufa konu edilebilecek, sermayeye eklenebileceği gibi ortaklara da dağıtılabilecektir. Fon hesabında tutulan bu tutarlar, işletmenin tasfiye edilmesi, veya G.V.K.’nun 81 inci maddesi ile K.V.K.’nun 18, 19 ve 20’nci maddeleri uyarınca gerçekleşecek birleşme, devir ve bölünme hallerinde de vergilendirilmeyecektir. Fon hesabında tutulan tutarların, ortaklara dağıtılması hâlinde kar dağıtımına bağlı stopaj yapılmayacak, gerçek kişi ortaklar ile kurumlar vergisi mükellefi olan ortaklar tarafından elde edilen bu tutarlar da vergilendirilmeyecektir. Kayıtlara alınan varlıkların daha sonra elden çıkarılmasından doğan zararlar, gelir veya kurumlar vergisi uygulaması bakımından gelirin veya kurum kazancının tespitinde gider veya indirim olarak kabul edilmeyecektir. Yurt içi Varlık Barışı Uygulaması kapsamında Defter kayıtlarına intikal ettirilen taşınmazlar için amortisman ayrılamayacaktır.

39 E- DEFTER VE E- FATURA UYGULAMASINDA DÖNEM SONU İŞLEMLERİ

40 E- DEFTER VE E- FATURA UYGULAMASINDA DÖNEM SONU İŞLEMLERİ
E- Fatura ve E-Defter kullanan mükelleflerin dönem sonu itibariyle dikkat etmesi gereken hususlar aşağıdaki gibi özetlenebilir. E-defter kayıt hatalarında defterin yeniden açılışı için izin verilmemekte olup söz konusu düzeltmenin bir sonraki cari dönem içinde yapılması kabul edilmiştir. Burada da mükellef ya ters kayıt ile ya da diğer muhasebe uygulamalarına göre kaydının düzeltmesi gerekmektedir. Örneğin; Nisan ayı içinde hatalı kayıt yapan mükellefin düzeltme yapabilmesi için sistem açılmamaktadır. Mükellef söz konusu hatayı ancak bir sonraki dönem Mayıs ayı içinde yapabilmektedir. Mükellefin bulunduğu ay içerisinde e-beyannamenin düzeltmesini gerektirecek derecede önemli örneğin e-defterini eksik göndermiş olması, yevmiye maddelerinde hata yapmış olması gibi durumlarda Gelir İdaresi Başkanlığı sistemin açılması için mükellefin; i. Yeminli Mali Müşavir Raporu, ii. Yazılım Firmasınca hazırlanacak teknik rapor, iii. Mükellef taahhütnamesi (Herhangi bir vergi incelemesinin olmadığı veya konunun dava konusu edilmediği hk), belgeleri ile birlikte başvurması halinde talebi inceleyen Gelir İdaresi Başkanlığı uygun gördüğü takdirde sistemi yeniden açmaktadır.

41 E- DEFTER VE E- FATURA UYGULAMASINDA DÖNEM SONU İŞLEMLERİ
E-Defter beratı GİB’e yüklenirken kesinlikle herhangi bir ay atlanılmamalıdır. O ayda hiçbir yevmiye kaydı olmasa bile boş aya ait deftere mali mühür vurulmalı ilgili dönem berat ise GİB sistemine yüklenmelidir. Aksi halde o ayın e- defteri hiç tutulmamış ve geçersiz sayılır. E- Defterlere kayıt işlemleri aylık olarak bitirilmekte olup Aralık ayı işlemleri de bu ay içinde bitirilmeli, ayrıca yıl sonu kayıt düzeltme işlemleri de aralık ayı sonu itibarıyla bitirilmelidir. Dolayısıyla e-deftere ilişkin olarak her bir ay kendi içerisinde bir dönem sonu olarak değerlendirilebilir. Yıl sonu kayıtları kağıt defterde nasıl tutuluyorsa e-defterde de aynı şekilde tutulacaktır. E-deftere tabi olan mükelleflerin ocak ayı içerisinde yeniden e-deftere başvurmaları gibi bir yükümlülük bulunmamakta olup kullanmakta oldukları defterleri aynı şekilde kullanmaya devam edeceklerdir. Her yıl ocak ayından itibaren yevmiye maddesi 1’den başlayacaktır.

42 Eğer Hesap dönemi başlangıcında e-Defter uygulamasına başlandıysa, önceki hesap dönemine ait kâğıt defterlerin kapanış tasdiki, Türk Ticaret Kanunu’na göre belirtilen yasal süreler içerisinde yapılmalıdır. Bu süre Türk Ticaret Kanunu’nda “izleyen faaliyet döneminin altıncı ayının sonuna kadar” şeklinde belirtilmiştir. Ancak hesap dönemi içerisinde e-Defter uygulamasına başlanması durumunda; e-Defter uygulamasına geçilmeden önceki tarihlere ait kâğıt defterlerin kapanış tasdikinin hangi süreler içerisinde yapılacağı 2 Sıra No’lu Elektronik Defter Genel Tebliği’nde belirtilmiştir. Buna göre; hesap dönemi veya takvim yılı içerisinde elektronik defter tutmaya başlayanlar, başladıkları tarihi izleyen bir aylık süre içerisinde eski defterlerine kapanış tasdiki yaptıracaklardır. Kapanış Onayı: 1 Sıra No’lu Elektronik Defter Genel Tebliğine göre Gerçek ve Tüzel kişiler için “Elektronik defter tutma sürecinde hesap döneminin son ayının beratının alınması kapanış onayı yerine geçecektir.” hükmü bulunmaktadır. Benzer bir biçimde hesap döneminin ilk ayına ilişkin olarak alınan elektronik defter beratı açılış onayı olarak kabul edilmektedir. E-fatura da seri numarasının güncellenmesi dışında dönem sonu itibarıyla farklı bir işlem bulunmamaktadır. Seri numarası güncellemesini mükellefler tarafından yapılması gerekmekte olup, sistem tarafından otomatik güncelleme yapılmamaktadır.


"DÖNEM SONU İŞLEMLERİNİN" indir ppt

Benzer bir sunumlar


Google Reklamları