Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz

Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz

VAHİYLE 7/24 YAŞAMAK Hazırlayan Hüsnü Çeşmeci Kasım 2016.

Benzer bir sunumlar


... konulu sunumlar: "VAHİYLE 7/24 YAŞAMAK Hazırlayan Hüsnü Çeşmeci Kasım 2016."— Sunum transkripti:

1 VAHİYLE 7/24 YAŞAMAK Hazırlayan Hüsnü Çeşmeci Kasım 2016

2 NİÇİN BU KONU SEÇİLDİ? Yönetici konumunda olanlardan
çoğunun hiç ölmeyecekmiş ve hesap vermeyecekmiş gibi keyfi davrandığını görmek, doğan/doğacak SORUNLAR sebebiyle üzücü... Kendini Müslüman olarak tanımlayıp, toplum adına üzerine yetki alanlar, “kul hakları”nı da ihmal etmeden vahyi 7/24 yaşamak zorundadır; aksi halde, topluma (ve kendilerine) farkına bile varmadan eziyet ederler; hatta,suçladıklarından daha suçlu konuma düşebilirler. Korunmanın yolu: “Üçlü saçayağı” sorgulamasıdır. Yani; yaptığım “insani mi, islâmi mi, hukuki mi?” sorularına “Evet” cevabı alabilmektir. NİÇİN BU KONU SEÇİLDİ?

3 İNSAN DOĞDUĞUNDA LEKESİZDİR, SONRA KİRLENİR
ÖZEL CANLI, İNSAN İNSAN DOĞDUĞUNDA LEKESİZDİR, SONRA KİRLENİR İnsanın anne karnında (su içinde) başlayan biyolojik hayatı, sınırlı bir alanda, iradesiz, yaklaşık dokuz aylık bir yaşamdır. Bu evrede insan, sonraki (atmosferdeki) hayatına biyolojik olarak hazırlanır. Doğum da, “ahiret hayatı”na hazırlığın başlangıcıdır. İNSAN, “AHİRET HAYATI” İÇİN YARATILMIŞTIR; ORADAKİ YERİNİ BURADA BELİRLEYECEKTİR. İnsan, yaradılıştan gelen özellikleriyle (fabrika ayarlarıyla) “yaratıldığını ve bunun bir niçini olduğunu” anlayacak beyin kapasitesine sahiptir. Bu insanı “imana” götürür. Tersi oluyorsa; nefsinin ve şeytanın kendisine kısa devre yaptırmasına izin veriyor olmasıdır... Kısa devrenin alt yapısını; içinde bulunduğu toplumun kendisine sunduğu (dinin ana kaynaklarıyla örtüşmese de) “doğru-yanlış” olarak özetlediği “fikir ve davranış”lar oluşturur. Tehlike bunların “örf” adına yapılması; asıl tehlike ise, “din” gibi kabul görmesidir. Bu da; “İNSANIN, CENNET İÇİN YARATILMIŞKEN CEHENNEMİ İSTEMESİ” demektir. Çocuk beyni beyaz bir sayfa gibidir, ona ne yazılırsa kalıcı olur. Zamanla bazıları hatırlanmasa da (silindi sanılsa da) bilinç altında izi kalır. Yetişkinler kendi havuzunu seçer. ÇOCUKLAR, BU HAVUZLAR İÇİNDE BÜYÜMEK ZORUNDA KALIR.

4 KAÇ AİLE ÇOCUKLARINI GERÇEKTEN YETİŞTİRİYOR?
İNSAN BİTKİ DEĞİLDİR SEKÜLERİZM Dinin hayatın (özel hayat dahil) bütün alanlarından dışlanması. (Dünyevileşmek) KAÇ AİLE ÇOCUKLARINI GERÇEKTEN YETİŞTİRİYOR? Sekülerizm, "aklı putlaştırarak" insanın hayatından “vahyi” çıkardı yerine “pozitivizm”i adeta din olarak koydu. Yanılgıları, "akıldan tek başına değer oluşturmasını beklemeleri" oldu. İnsanın, manevi boyutu boşalınca yerini; hırs, para, tüketim ve cinsel sapmalar aldı. Sonuçta; (genelde) insanlar doyumsuz, sorumsuz, rantçı oldu… VAHİY : Allah’ın yarattıklarına doğrudan / dolaylı olarak verdiği bilgi ve emirlerin tümü. AİLE İÇİ EĞİTİM, ÇOCUKLARIN İSRAF OLMADAN GELECEĞE TAŞINMASINA KATKI SAĞLAR. BİTKİ GİBİ OLSAYDIK SU VE YEMEK YETERLİ OLURDU Aileler, çocuklarını “okula” gönderirken “eğitilmeyi değil, diplomayı” hedef göstererek “işlerinin bittiğini” sanıyorlar. Baba "Okul taksitlerini ödedim ya" derken, anne dizi peşinde... Ergenliğe kadar sorumluluk ailenin iken, böyle bir ailede pozitif anlamda “aile içi eğitim”den bahsetmek mümkün mü? Müslüman anne / baba “Çocuğumuzun dünya ve ahiret hayatı için gerekli alt yapıyı inşa etmek, görevimizdir; bu bizim üzerimizdeki haklarındandır” demelidir... Her şeyden önce onlarda sağlam bir “yaratıcı ya (Allah‘a) iman” inancı oluşturulmalıdır. Devamında “dini bilgi ve terbiye” mutlaka verilmelidir. AĞAÇ YAŞ İKEN EĞİLİR. Bugün yetişkin (ama sorunlu) insanların negatif davranışlarında (geriye dönüp bakıldığında) ailesinin hiç mi suçu görülmez? Bunlar biyolojik ihtiyaçlar içindir; “adam olmak” isteyenlere yetmez... ÖYLE PİSLİKLERLE KARŞILAŞACAKLAR Kİ, ETKİLENMEMELERİ MÜMKÜN DEĞİL.

5 SONSUZ HAYATI DÜNYANIN GEÇİCİ ZEVKLERİNE FEDA ETMEK AKILLI İŞİ Mİ ?
MÜKEMMELLİĞİN BEDELİ SORUMLULUK TAŞIMAKTIR İKİ KAPILI HANDA... KULLUK Allah’a eş koşmadan O’na iman etmek, O’nun yap dediklerini yapmak ve yapma dediklerini yapmamaktır. “Hayatın tadı çıkarılmalıdır” diyenler kendilerini dünya hayatı ile sınırlandırıp, hiç ölmeyecekmiş gibi davranır. Bazıları da “Hayat imtihan yeridir bir gün öleceğim; yaşantımı Allah’ın belirlediği kurallara göre tanzim etmeliyim, daima meşru zeminde kalmalıyım” der. Bu irade, mantığının “akıllıca olanı” önermesini sağlar... İNSAN İÇİN ALLAH’A KUL OLABİLMEK, O’NUN HOŞNUTLUĞUNU KAZANABİLMEK, HERŞEYE DEĞER. Yüce Allah; insanı mükemmel bir şekilde yaratmış, kâinatı onun hizmetine sunmuş, hata yapmaması için doğru ve yanlışın neler olduğunu gösteren “yol haritası”nı vahiyle önüne koymuş, akıllı olunmasını istemiştir. Allah, verdiklerine karşılık ergenliğe ulaşmış her insandan; “yalnız kendine iman ve ibadet etmelerini, diğer insanlara ve doğaya saygılı olmalarını” özetle gönüllü kulluk yapmalarını istemektedir. Bu davetin muhatabı tüm insanlardır. İnsan, bu daveti kabul edip etmemede serbest bırakılmıştır. Ahirette ise; insanın niyetlerinin ve yaptıklarının hesabı sorulacaktır. Dünya ve ahiret saadeti isteyenler için daveti kabul etmekten başka yol yoktur. AKIL BUNU GEREKTİRİR. İnsan; dünyada her saniye, ölümüne biraz daha yaklaşır. Kendine takdir edilen “süre” dolduğunda ölümü gerçekleşir. Buna kimse engel olamaz. Dünya hayatını dondurmak, ölümü engellemek söz konusu olamayacağına göre; SONSUZ HAYATI DÜNYANIN GEÇİCİ ZEVKLERİNE FEDA ETMEK AKILLI İŞİ Mİ ?

6 SAPLA SAMANIN KARIŞTIĞI TOPLUMUMUZDA
ORTAK KİMLİKSİZ TOPLUM SAPLA SAMANIN KARIŞTIĞI TOPLUMUMUZDA Bu toplumda birike birike korkunç bir “kavram kargaşası” oluştu... Bir araştırmada gençlere “Kendinizi nasıl tanımlarsınız?” sorusu sorulmuş, alınan cevaplar: % 43 ile “Müslüman”, % 31 ile “ilerici, % 29 ile “Atatürkçü”, % 23 ile “laik” ve % 22 ile “İslâmcı” olmuştur. ● KİMSEYE GÜVENMEM DİYENLERİN ORANININ % 70, ● BABAMA GÜVENMİYORUM DİYENLERİN ORANININ % 35 OLDUĞU BiR ÜLKEDE YAŞIYORUZ. (Bu,bir İslâm ülkesine yakışıyor mu?) Aynı raporda; "... Gençlerin % 95'i (Ateist’im diyenlerin % 61′i) Allah’ın varlığına inandığını ifade etmiştir. Araştırmada; "Kendini ‘ateist’ olarak tanımlayanların % 59′unun düzenli oruç tuttuğu, % 13′ünün düzenli beş vakit namaz kıldığı, % 43′ünün Cuma namazına gittiği, kendisini “İslâmcı” olarak tanımlayan gençlerin % 18′inin ise hiç namaz kılmadığı" görülmüştür. Evliliğin modası geçti diyenlerin oranı % 15, “kız ile erkek aynı evde nikahsız yaşayabilir” diyenlerin oranı ise % 23 bulunmuştur... DAHA NELER NELER... Bilhassa üniversite gençliğinin ahlâki ölçülerinin Türkiye ortalamasının altına hızlıca düştüğünü görüyoruz. Demek ki, çevre daha baskın olmaktadır... Memleketler parasızlıktan değil, ahlâksızlıktan çökerler. N. F. Kısakürek VAKİT VARKEN ÇÖZÜM ÜRETMELİYİZ, YARIN GEÇ KALMIŞ OLABİLİRİZ.

7 YOLCULUK DEMEK BAGAJ TAŞIMAK DEMEKTİR
EYLEM BAGAJLARI YOLCULUK DEMEK BAGAJ TAŞIMAK DEMEKTİR “Hoca”m dedi ki, “şeyh”im dedi ki, “dede”m dedi ki, bizim “Prof” dedi ki ile fikir sahibi olmak ve gereğini “din adına yerine getirmek” her zaman doğru sonuçlar vermez. Onlar da insandır ve yanlışları olacaktır. Bir de art niyetli olanını düşünün; vay arkasından gidene... İNSAN AİLESİNDEN DAHA ÇOK ÇEVRESİNDEN ETKİLENİR, BENİMSEDİKLERİNİN ARKASINA TAKILIR. Bazıları kendisini bir şekilde etkileyenin fikir ve davranışlarını sorgulamadan “Onun ki doğrudur” diyerek benimser. Bu bir nevi kolaycılığa kaçmaktır. Bu kolaycılıkta doğru kişi seçilemezse “yanlışı benimsemek” riski, “hatayı yayma” vebali vardır. Aynı risk çocuk/ genç için de geçerlidir. Onlar çevrelerindeki iyiyi de kötüyü de görür ve beynine kaydeder. Bu kayıtlar “kişiliğinin” oluşumunda alt yapıyı oluşturur. Bu sebeple ortamın değerleri kişinin ahlâki yapısı üzerinde (çoğunlukla) daha baskındır. Baskın değerler, fikir ve/veya eyleme dönüştüğünde sevap veya günahla sonuçlanır. Sevap ve/veya günahlar dünya hayatında sahiplenilmiş, ahirete götürülmek zorunda olunan “bagajlar”dır... HER BAGAJIN HESABI ORADA GÖRÜLECEKTİR. Müslüman dine ait ana kaynaklara uygun iman ve ibadet etmek zorundadır. Bir diğer ifade ile, “ilme” talip olup doğru bilgi sahibi olurken, beklemeden her anını bilgi üzerinde dengelemelidir... Doğruyu bilmezsen, doğruyla amel etmezsen; birileri sana günah bagajı yükletir. ÇEVREDEKİ KÖTÜLÜKLERE KARŞI DUYARLI VE DONANIMLI HALE GELİNMELİ.

8 ALLAH SADECE KENDİSİNE KUL OLMAMIZI İSTİYOR
KÖLELİĞİ İSTEMEK ALLAH SADECE KENDİSİNE KUL OLMAMIZI İSTİYOR "Ey ademoğulları! Ben size, şeytana kulluk etmeyin. Çünkü o sizin için apaçık bir düşmandır. Bana kulluk edin. İşte bu dosdoğru yoldur, diye emretmedim mi?" (Kur’ân 36/60-61) İnsanın emrine verilen nefis, kontrol dışı kalırsa, şeytanın da desteğiyle “efendi konumuna” geçer ve bitmez tükenmez isteklerle insanı köleleştirir. Köle biri için; “kim olduğunu ve niçin yaşadığını” bilmeden ömür tüketmek, ne kadar vahim bir durum... MÜSLÜMAN “VAHYİN” VERDİĞİ MESAJI DOĞRU ANLAMAK VE UYGULAMAK ZORUNDADIR. Nefis, sahibine yasakları çiğnetmeyi sever. Bunu bilen şeytan, insan mantığını dünya zevklerine yönlendirir. Tatmin için iyi-kötü, fayda-zarar ayırımı yaptırmaz… Çiğnenen her yasağın bedence “haz” olarak kabul edilmesi eylemi meşrulaştırır, alışkanlığa dönüştürür. Artık biyolojik dürtüler aklın önüne geçmeye başlamıştır. Ruh, nefsin ve şeytanın emrine girmiş ve bedenini yanlış işlerde kullanmaya başlamıştır. Kişinin “hayat tarzı” denilen şey de tam budur; yani, dışa vurulmuş duygular... Böyle bir hayat tarzının oluşumuna (bilgisizliğe ve/veya iman zafiyetine dayanan) “seküler yaşama isteği”nin önemli katkısı olacağı ise tartışmasızdır. “ŞEYTANA KÖLE” OLUNMAK İSTENMİYORSA, İNSANIN DİNİ EĞİTİMİ CİDDİYE ALINMALIDIR. Akıl, vicdan gibi özellikler insanı “doğru olana” yönlendirir. Nefis, şehvet gibi özellikler ise, zararlı şeyleri insana iyi gösterip onu aldatmak suretiyle “yanlış olana” yönlendirmek ister. "Şüphesiz bu şeytanlar onları doğru yoldan saptırırlar. Onlar ise doğru yolda olduklarını sanırlar." (Kur’ân 43/37) “SADECE MANTIĞIMA GÜVENİRİM” DİYENLER, ŞEYTANIN KUKLASI OLUR.

9 ÖLÜM YOKOLUŞ DEĞİL, BOYUT DEĞİŞTİRMEKTİR
ADIM ADIM ÖLÜM YOKOLUŞ DEĞİL, BOYUT DEĞİŞTİRMEKTİR Daha geniş bilgi için İNSAN ÖLÜR MÜ? Konusuna bakınız. İnsanın dünya hayatı, kendisine uygun görülen zaman biriminde “ölüm” denilen ruh - beden ayırımıyla sonlandırılır. Sona eren “bedendeki can”dır; kendisi “ruh” olarak yaşamaya devam eder; ta ki, “kıyamet” sonrası “yeni bedeniyle dirilişe” kadar... “O, hanginizin daha güzel amel yapacağını sınamak için ölümü ve hayatı yaratandır…” ● İnsan, Allah tarafından gönderilen dini kavrayıp benimseyecek ve hayatını onun esaslarına göre düzenleyecek kapasiteye sahip kılınmışken bazıları tercihlerini (yetkilerini) “totemleri”, “örfi inanışları” veya “ateizmi” din olarak benimseme yönünde kullanmışlar, sorumluluktan kaçmışlardır... ● Böyleleri, hiçbir kural tanımadan (sorumluluk taşımadan) ömrünü tüketmek isteyebilir; onlar da ölecek, niyet ve davranışlarının hesabını vereceklerdir... ● Müslüman, Allah’ın (cc) dini İslâm’a (onun ‘ahiret hayatı’ duyurusuna) inanmanın gereği olarak, “dünya hayatının her anının hesabını vereceği” ni bilir. “SÖZDE DEĞİL, ÖZDE MÜSLÜMAN” OLMAYA ÇALIŞIR. Ben de dünyayı kullanmıştım, hem de bedel ödemeden... Her yaratılan, bir kurala göre hareket etsin diye yaratılmıştır. İnsan için de kurallar vardır. Bizler, sınırları (başı ve sonu) belirlenmiş bir hayatı "imtihan için“ yaşamaktayız. İnsan, kayıt altına alındığının ve heran öleceğinin bilincinde olmak zorundadır. ÇÜNKÜ HERKES “İLAHİ MAHKEME”DE HESAP VERECEKTİR..

10 AMİN KENDİ DÜŞEN AĞLAMASIN AHİRET DENGE KURAR
İlgisi olanlar bilirler. Bina asansörlerinde kabin ağırlığını dengelemek için kabinin asıldığı halatın diğer ucunda kabin ağırlığıyla orantılı olacak şekilde demir ağırlıklar vardır; bunlara “karşı ağırlık” denir. Ahiret hayatı dünya hayatının (tabiri caizse) karşı ağırlığıdır. Sevaba Cennet, günaha Cehennem vardır... MÜSLÜMAN , DENGE İÇİN: “VAHYİ” DOĞRU ANLAMAK VE DOĞRU UYGULAMAK ZORUNDADIR. Kur’ân, insanın ergenlik yaşına gelmesiyle birlikte izlemesi gereken yolun bir tür “yol haritası”, İslâm Peygamberi Hz. Muhammed (sav) ise, bu haritanın rehberidir. Bu iki kaynağa uygun yol almak, insanı (Müslümanı) doğru hedef Cennete götürecektir (inşaallah). Kur’ân’sız yaşamak isteyenler ise, "... İşte bunlar hayvanlar gibi, hatta daha da aşağıdadırlar. İşte bunlar gafillerin ta kendileridir.“ (Kur'ân 7/179) “En hafif ateşin ayak altına değdiğinde beyni patlatacağı” Cehennem azabı hak edenleri beklemektedir. Orada azap öylesine şiddetlidir ki, insanlar “yokolmayı” isteyecekler, kabul edilmeyecektir; yani, azap sürekli olacaktır...(Rabbim, bizi imandan ayırma, bizi Cehennemin azabından koru.) “Şüphesiz Allah, kendisine karşı gelmekten sakınanlar ve iyilik yapanlarla beraberdir." (Kur'ân 16/128) Kendisini “sirk aynası” karşısında tanımlamaya çalışanlar, kendini aslan sanır. AMİN VAHİY AYNASININ KARŞISINA GEÇ VE KENDİNE BAK... NE GÖRÜYORSUN?

11 BİTİRİRKEN İSLÂM’I 7 / 24 YAŞAMAK
Mümin için; “Allah’a, Hz. Peygamber’e ve O’nun haber verdiklerine gönülden inanıp, kabul ve tasdîk eden kimsedir” dersek, mümin “özde Müslüman” olabilmek için gününün tamamında (moda tabirle 7/24) vahyi (İslâm’ı) yaşamak zorundadır. Elbette eksikleri olacaktır; onları telâfi ederek, Yüce Allah’tan af dileyerek 7/24’ü tamamlayacaktır. İSLÂM’I 7 / 24 YAŞAMAK İNSAN, DÜŞÜNEBİLEN VE SEÇEBİLEN BİR CANLIDIR Kâinatta herşey denge içindedir. İnsan huzurlu yaşamak istiyorsa hayatında denge kurmak zorundadır. İnsan dengesini ancak Yüce Allah'ın emirlerine teslim olmakla bulur. “Allah’a inanıyorum” demek yeterli değildir. Bunun eylemle (ibadetle) gösterilmesi gerekir. Mümin, Yüce Allah’ın yap dediklerini yapar, yapma dediklerini yapmaz. Bu davranış, aynı zamanda ibadettir. Mümin, insanlarla Yüce Allah’ın çizdiği “kul hakkı” sınırları içinde ilişkiler kurar. Bu aynı zamanda bir ibadettir. Mümin, doğanın sahibi değil; kullanıcısıdır. Onu israf edemez doğru kullanır. Bu aynı zamanda bir ibadettir. İnsan, mevcudiyetini Yüce Allah’a borçludur ve O’nun verdiklerine oranla şükrü daima yetersiz kalacaktır... “Zararın neresinden dönülürse kârdır” diyerek daha çok tövbe edelim ve hatalarımızı en aza indirelim. Unutulmasın, Allah’tan ümit kesmek küfürdür… SONSUZ HAYATINIZ DA SİZİN HAYATINIZDIR. ONU DÜNYA İÇİN FEDA ETMEYİNİZ. “HER İNSAN HATA EDER. HATA İŞLEYENLERİN EN HAYIRLILARI TÖVBE EDENLERDİR.” (Hadis)

12 Faydalandıklarıma teşekkürlerimle...
Her şeyin görevini doğru yaptığı dünyada İnsanın da görevini doğru yapması beklentisiyle Sağlık ve mutluluklar dilerim. Faydalandıklarıma teşekkürlerimle... Hüsnü Çeşmeci Kasım 2016


"VAHİYLE 7/24 YAŞAMAK Hazırlayan Hüsnü Çeşmeci Kasım 2016." indir ppt

Benzer bir sunumlar


Google Reklamları