Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz

Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz

Çalışma ve Dinlenme Süreleri

Benzer bir sunumlar


... konulu sunumlar: "Çalışma ve Dinlenme Süreleri"— Sunum transkripti:

1 Çalışma ve Dinlenme Süreleri
Çalışma Kavramı, Ulusal ve Uluslararası Dayanaklar, Çalışma Süresinden Sayılan Haller

2 Doktrinde, çalışma süresi kavramı farklı şekillerde tanımlanmıştır
Doktrinde, çalışma süresi kavramı farklı şekillerde tanımlanmıştır. Çalışma süresinin “isçinin çalıştırıldığı iste geçirdiği zamanın imtidat haddi” olduğu “isçinin iste geçirdiği zamanın sürme sınırını”, “isçinin is görme borcunu ifa için ne zaman ve ne kadar süre ile çalıştırılabileceğini” ifade ettiği belirtilmiş; “isçinin is görme borcunu ifa ettiği ya da işverenin emrine işgücünü tahsis ederek hazır olarak beklediği süreleri kapsayan süreler”; “soyunma, giyinme ve ara dinlenmeler hesaba katılmaksızın, isin başlangıcından sona ermesine kadarki zaman parçası”; “hizmet akdi süresi içinde yer alan işgünleri ve is saatlerinde isçinin is gördüğü ya da is basında bulunduğu süre” ; “isçinin is görmek amacıyla işgücünü işverenin emrine tahsis ettiği süre” olarak da tanımlanmıştır.

3 iş Kanununa ilişkin Çalışma Süreleri Yönetmeliği'nin 3
iş Kanununa ilişkin Çalışma Süreleri Yönetmeliği'nin 3.maddesine göre: “Çalışma süresi, isçinin çalıştırıldığı işte geçirdiği süredir ”. Aynı madde uyarınca, iş Kanununun 66.maddesinin birinci fıkrasında yazılı süreler de çalışma süresinden sayılacaktır. Yine, aynı maddenin birinci fıkrasının son cümlesinde, 4857 sayılı iş Kanununun 68.maddesinin son fıkrasına uygun olarak ara dinlenmelerinin çalışma süresinden sayılmayacağı öngörülmüştür. Dolayısıyla Yönetmelik, hem çalışma süresi kavramını tanımlamakta hem de 4857 sayılı iş Kanununun 66.maddesinde yer alan ve farazî çalışma süreleri denilen sürelerin de çalışma süresine dahil olacağını belirtmektedir.

4 Yargıtay Hukuk Genel Kurulu ise, 1971 yılında verdiği bir kararda: “çalışma süresinin, isçinin iş akdi uyarınca yükümlü bulunduğu işi ifa için, işverenin emrine girdiği andan çıktığı ana kadar devam eden süre” olduğu sonucuna varmıştır.

5 854 sayılı Deniz iş Kanununun 26
854 sayılı Deniz iş Kanununun 26.maddesi, çalışma süresini, “gemi adamının iş basında çalıştığı veya vardiya tuttuğu süre” olarak ifade etmektedir. Bu maddede gemi adamının fiilen çalıştığı sürelerin çalışma süresi olarak değerlendirileceği öngörülmüş; ancak 4857 ve daha önce de 1475 sayılı iş Kanunlarında çalışma süresinden kabul edilen ve çalışılmış gibi sayılan bir takım haller, 854 sayılı Deniz iş Kanununda çalışma süresinden sayılmamıştır. Yani, Deniz iş Kanunu sadece fiilî çalışma sürelerini çalışma süresi olarak kabul etmiş; çalışılmış gibi kabul edilen sürelere ilişkin bir düzenleme yapmamıştır.

6 Fiilî-farazî çalışma süresi ayırımı, 1475 sayılı s Kanununun 62
Fiilî-farazî çalışma süresi ayırımı, 1475 sayılı s Kanununun 62. ve 4857 sayılı iş Kanununun 66.maddesinden kaynaklanmaktadır. Çalışma (iş) süresinden sayılan haller baslığını taşıyan bu maddelerde belirtilen bir takım hallerde, isçi fiilen is görmemesine rağmen kendi isinden başka bir iste ya da bağlı bulunduğu işyeri dışında çalıştırılmakta ve çalıştırıldığı bu zamanlar çalışma süresinden sayılmaktadır.

7 1. Fiilî Çalışma Süresi Fiilî çalışma süresi, dar anlamda, işçinin isini yaparken geçirdiği süreyi ya da işin başlangıcından sona ermesine kadar ki zaman parçasını ifade etmektedir. Yani, iş Kanununa ilişkin Çalışma Süreleri Yönetmeliği'nin 3.maddesinin ilk cümlesinde verilmiş olan tanım, dar anlamda fiilî çalışma süresine ilişkindir.

8 Öte yandan, kural olarak, ara dinlenmeleri çalışma süresine dahil değildir. Nitekim, 4857 sayılı iş Kanununun 68.maddesinin son fıkrasında ve iş Kanununa ilişkin Çalışma Süreleri Yönetmeliği'nin 3.maddesinin Fıkrasında bu husus açıkça belirtilmiştir.Bununla birlikte, işçi, ara dinlenmesi sırasında, işverenin verdiği bir işi yapıyorsa ya da işverenin vereceği bir görevi yerine getirmeye hazır hâlde bekliyorsa, artık burada bir ara dinlenmesi değil; fiilî bir çalışma süresi bulunmaktadır.

9 Zira, ara dinlenmesi, “çalışma” veya “çalışmaya hazır hâlde bekleme” yükümlülüğünün bulunmadığı, isçinin nerede ve nasıl geçireceğine serbestçe karar verebileceği bir zaman dilimini ifade etmektedir.

10 2. Farazî Çalışma Süresi Çalışma süresi, sadece fiilen çalışılan süreden ibaret değildir; zira, bazı mesleklerde veya bazı zamanlarda isçi, işyerinde çalışmaya hazır bulunduğu hâlde o an çalışmadığı bir zaman parçası ortaya çıkmaktadır. işte, bu süreye farazî çalışma süresi denilmektedir. Farazî çalışma süreleri, fiilî çalışma süresi kavramı dışında kalan ve fakat çalışma süresinin hesabında dikkate alınacak olan sürelerdir. Bu süreler kanunda ayrıca belirtilmiş olan sürelerdir ve bu süreler sınırlı sayı esasına göre sayılmıştır.

11 Sonuç olarak, çalışma süresi kavramı sadece fiilî çalışma süresini değil; farazî çalışma süresini de içine alan bir kavramdır. O halde, bu kavramı su şekilde tanımlamak mümkündür: “Çalışma süresi, kanunda çalışma süresi olarak kabul edilen hâller yanında, isçinin işverenin emir ve talimatı altına girdiği andan bu bağlılığın sona erdiği ana kadar geçen ve kural olarak, ara dinlenmesi dışında kalan süredir.”

12 ULUSAL VE ULUSLARARASI HUKUK TÜRK HUKUKU
Osmanlı imparatorluğu zamanında imparatorluğun Medeni Kanunu olan Mecelle ’de çalışma sürelerine ilişkin düzenlemelere yer verilmiştir. Mecellenin ikinci kitabının dördüncü faslı “icarei Ademi” (adam kirası) başlığını taşımaktadır. Mecelle, is ilişkilerini kira akdi çerçevesinde ele almaktaydı. Buna göre, iki tür kira akdi mevcuttu: belirli bir eşyanın kiralanması için yapılan akit ve icâre-i âdemî denilen insan kirası için yapılan akit. Ancak belirtmek gerekir ki, bu akitte, isçinin sahsı kiralanmamakta ve isçi, bir eşya olarak görülmemektedir. insanın emeğinin, ücret denilen bir ivazla işverene satılması söz konusudur. Yani, icâre-i âdemî denilen hizmet akdinde konu, isçinin emeğidir.

13 Mecellenin 425.maddesinde ise, farazî çalışma süresiyle ilgili bir düzenleme bulunmaktaydı. Bu hükme göre, ücretle tutulan kişinin işgücünü işverenin emrine hazır tutmuş olması, onun is görme borcunu ifa ederek ücrete hak kazanması için yeterli kabul edilmekteydi. Bu düzenlemeyle çalışma süresi kavramına günümüzdeki içeriğine es değerde bir anlam verildiği belirtilmektedir.

14 B. CUMHURİYET DÖNEMİ’NDE
Öncesi Dönem Bu dönemde çıkarılan ve çalışma ilişkilerini düzenleyen yasalardan ilki, 10 Eylül 1337 (23 Eylül ) tarih ve 151 sayılı Ereğli Havza-i Fahmiyesi Maden Amelesinin Hukukuna Müteallik Kanun’dur. Ereğli Bölgesi madenlerinde çalışan isçilerin çalışma koşullarının ağırlığı ve çekilmezliği etkili olmuştur. Ereğli Havza-i Fahmiyesi Maden Amelesinin Hukukuna Müteallik Kanununun isçi-işveren ilişkileri açısından getirdiği en önemli ilkelerden biri, günlük is süresinin sekiz saat olarak belirlendiği; hiçbir isçinin bu süreden çok çalışmaya zorlanamayacağına ilişkin 8.maddesidir. Maddede ayrıca, çalışma saati dışında ancak tarafların istek ve onayıyla yapılabilecek fazla çalışmaların karşılığında iki kat ücret ödeneceği belirtilmiştir. Yer altına inmek ve çıkmak için geçen sürelerin de sekiz saatin içinde olduğu öngörülerek günümüz düzenlemelerinin temelini oluşturan bir başka hükme daha yer verilmiştir.

15 Cumhuriyetin ilk dönemlerinde çıkarılan ve çalışma sürelerinin düzenlenmesine yönelik olan ilk kanun 1924 tarihli Hafta Tatili Yasası’dır. Yasa’nın 1.maddesi uyarınca, on bin ya da daha çok nüfuslu kentlerdeki fabrika, imalâthane, tezgâh, dükkân, mağaza, yazıhane, ticarethane, sınaî ve ticarî tüm kurumların haftada bir gün çalıştırılmamaları zorunludur. Tatil günü, 24 saatten aşağı olmamak üzere Cuma günüdür. Resmî dairelerle, genel, özel, ticarî ve sınaî nitelikteki kurumlarda hizmetli ve isçilerin haftada 6 günden çok çalıştırılmaları yasaktır (md.2). Aynı kanununun 3.maddesiyle, açık havada veya senenin bir kısmında çalışan veya faaliyeti mevsime tâbi bulunan avcılık, balıkçılık, çobanlık, ormancılık, yapıcılık, taklacılık ve emsali meslek erbapları, bu Kanununun kapsamı dışında bırakılmışlardır. Yine, nüfusu on binden az olan yerlerde uygulama, mahallî idarenin yani belediyelerin isteğine bırakılmıştır (md.12)

16 1593 sayılı Umumi Hıfzıssıhha Kanunu
24 Nisan 1930 tarihinde çıkarılmıştır. Bu kanun, ülke ve halk sağlığının genel olarak korunması amacıyla yürürlüğe girmiştir. Yasa, çalışma hayatında öncelikli olarak korunması gereken çocuk ve kadın isçilere yönelik sosyal politika önlemleri getiren ilk yasa olma özelliğini taşımaktadır. Anılan kanuna göre, yasları arasındaki çocuklar günde en çok sekiz saat çalıştırılabilirler ve gece çalıştırılmaları yasaktır. Gece çalışmaları ve yeraltında yapılacak isler sekiz saati asamaz. Bu kural, tüm isçiler açısından geçerlidir. Kadın isçilere doğum sonrası ise başlamalarını takip eden altı aylık sürede her gün yarımşar saatlik iki emzirme izni verilmesi gerekmektedir.

17 1924 tarihli Hafta Tatili Yasası, Cuma gününün dinlenme günü olduğunu öngörmüştü. 27 Mayıs tarihli ve 2739 sayılı Ulusal Bayram ve Genel Tatiller Kanunun 3 üncü maddesi ile bu Kanunda "Cuma" günü gösterilen hafta tatili "Pazar" olarak değiştirilmiş ve metne işlenmiştir.

18 Sonrası Dönem 1937 yılında yürürlüğe giren genel nitelikteki ilk is yasası, 1936 tarihli ve 3008 sayılı iş Kanunu’dur Sayılı iş Kanunu Umumî Hükümler başlığı altında öncelikle, Kanununun kapsamını belirlemektedir. Kanununun 1.maddesi “isçi” kavramı açısından bir sınırlama getirerek isçinin “bir iş akdi dolayısıyla, başka bir sahsın işyerinde bedenen veyahut bedenen ve fikren çalışan kimse” olduğunu belirtmektedir. Dolayısıyla, bir işverene tâbi olarak çalışan ve fikri çalışması bedenî çalışmasına üstün sayılanlar, yasanın kapsamı dışında kalmaktadırlar. Kanununun 2.maddesine göre ise, Kanun mahiyeti itibarı ile yolunda isleyebilmesi için günde en az on isçi çalıştırmayı gerektiren işyerlerine ve buralarda çalışan isçilerle bunların işverenlerine uygulanacaktır. Aynı maddede deniz ve hava nakliyatı ile tarım islerinde bu Kanun hükümlerinin uygulanmayacağı belirtildikten sonra, bu kuralın istisnalarına yer verilmiş.

19 Kanununun ilk faslı “iş Akdi”ne ilişkin iken, “işin Tanzimi” başlığı taşıyan ikinci faslı çalışma sürelerine ilişkin esasları içermektedir. Söz konusu Kanunun 35.maddesine göre, genel bakımdan çalışma süresinin haftada kırk sekiz saat olması esastır. Bu süre, Cumartesi günleri saat on üçte kapanması mecburî olan işyerlerinde günde en çok dokuz saati ve Cumartesi günleri saat on üçten sonra dahi çalışan işyerlerinde günde en çok sekiz saati geçmemek şartıyla haftanın çalışma günlerine tanzim olunur sayılı Kanunun 37., 38. ve 39.maddelerinde fazla çalısmaya iliskin esaslara yer verilmistir. Kanununun 40.maddesinde farazî çalışma süreleri öngörülmüştür.

20 3008 sayılı Kanun ile ara dinlenmeleri de düzenlenmiştir (md. 42)
3008 sayılı Kanun ile ara dinlenmeleri de düzenlenmiştir (md.42). Bu maddeye göre, çalışma süresinin ortalama bir zamanında mahalli âdete ve isin icabına göre vakit tayin edilmek üzere isçilere sekiz saatten az süreli islerde yarım saatlik, sekiz saat veya daha fazla süreli islerde bir saatlik bir dinlenme verilir.

21 3008 sayılı Kanun, 1967 yılında 931 sayılı Kanununun kabulü ile yürürlükten kalkmıştır sayılı Kanunun yürürlükte olduğu süre zarfında, çalışma sürelerine ilişkin düzenlemeler getiren çeşitli mevzuat (kanunlar, yönetmelikler vb.) çıkarılmıştır. Bunlardan en önemlileri: 5837 sayılı işçilere Hafta Tatilinde ve Genel Tatil Günlerinde Ücret Ödenmesi Hakkında Kanun152, 5953 sayılı Basın Mesleğinde Çalışanlarla Çalıştıranlar Arasındaki Münasebetlerin Tanzimi Hakkında Kanun sayılı Öğle Dinlenmesi Kanunu, 6379 sayılı Deniz iş Kanunu ile bu Kanunu yürürlükten kaldıran 854 sayılı ve kabul tarihli Deniz s Kanunu, 7467 sayılı Yıllık Ücretli izin Kanunudur.

22 931 sayılı is Kanunu sadece üç yıl üç ay süreyle yürürlükte kalabilmis; Anayasa Mahkemesi’nin kararı ile, Kanun sekil yönünden tümüyle iptal edilmiştir. 931 sayılı iş Kanununun iptali ve bu suretle meydana gelen boşluğun doldurulması ihtiyacı ile birlikte, 1475 sayılı iş Kanunu hazırlanmış ve yürürlüğe girmiştir.

23 1475 sayılı iş kanunu DÖRDÜNCÜ BÖLÜM
İşin Düzenlenmesi İş süresi: Madde 61 - (Değişik: 29/7/ /12 md.) a) Genel bakımdan iş süresi haftada en çok 45 saattir. Bu süre, haftada 6 iş günü çalışılan işlerde günde 7,5 saati geçmemek üzere ve Cumartesi günleri kısmen veya tamamen tatil eden işyerlerinde haftanın çalışılan günlerine eşit ölçüde bölünerek uygulanır. İş müddetlerinin yukarıdaki esaslar çerçevesinde uygulama şekilleri Çalışma Bakanlığınca çıkarılacak İş Süreleri Tüzüğünde belirtilir. b) Sağlık kuralları bakımından günde ancak 7,5 saat veya daha az çalışılması gereken işler, Çalışma Bakanlığı ile Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanlığının ortaklaşa hazırlayacakları bir tüzükte belirtilir.

24 854 Sayılı Deniz İş Kanunu’na Göre Çalışma Süresi
tarih ve 854 sayılı Deniz İş Kanunu m. 26’ ya göre genel bakımdan iş süresi, günde sekiz ve haftada kırk sekiz saattir. Bu süre haftanın iş günlerine eşit olarak bölünmek suretiyle uygulanır. İş süresi, gemi adamının işbaşında çalıştığı veya vardiya tuttuğu süredir

25 5953 Sayılı Basın İş Kanunu’na Göre Çalışma Süresi
tarih ve 5953 sayılı Basın İş Kanunu’ na göre, gazeteciler için günlük iş süresi, gece ve gündüz devrelerinde 8 saattir (BİK Ek Madde 1). Belirtilen koşulları sağlayan gazetecinin gece ve gündüz çalışması, günlük iş süresi açısından bir farklılık yaratmaz. Basın İş Kanunu'nda hem günlük ve hem de haftalık iş süresi açısından haftalık iş süresinin günlere dağılımı noktasında böyle bir esnekliğe yer verilmeyerek katı bir düzenlemeye gidildiği görülmektedir. Gündüz çalışan işçiler için haftalık iş süresi 48 saattir. Basın İş Kanunu’nda haftalık iş süresine ilişkin açık bir hüküm yer almamakla birlikte, haftalık izin başlığını taşıyan 19'uncu maddenin birinci fıkrası hükmüne göre haftalık iş süresini belirleyebilmek mümkündür. Basın İş Kanunu m.19/f.1’e göre, "Her altı günlük fiili çalışmayı müteakip gazeteciye bir günlük ücretli dinlenme izni verilmesi mecburidir. Gazetecinin vazifesi devamlı gece çalışmasını gerektirdiği hallerde hafta tatili iki gündür". Bu hüküm gereği, Kanunun Ek 1'nci maddesinde belirtilen niteliklere sahip sürekli gündüz çalışan bir gazetecinin haftalık iş süresi 6 gün, sürekli gece çalışan gazetecinin haftalık iş süresi ise 5 gündür. Günlük iş süresi 8 saat olduğuna göre, sürekli gündüz çalışan gazetecilerin haftalık iş süresi 48 saat, sürekli gece çalışan gazetecilerin haftalık iş süresi 40 saattir.

26 657 Sayılı Devlet Memurları Kanunu’na Göre Çalışma Süreleri
Memurların ödev ve yükümlülüklerinin başında kişisel olarak ve kesintisiz hizmet (İşbaşında Bulunma) Borcu yer almaktadır. Memurlar iş başında bulunmak ve hizmeti kişisel olarak yürütmekle görevlidirler. Zira memurlar, kendi bireysel yeteneklerine göre memurluk kadrolarına atanmışlardır. Kanunların açıkça izin verdiği durumlar ve biçimler dışında, memurların görevini bırakması veya bir başkasına yaptırması suç oluşturur. İşçilerin iş başında bulunma yükümlülükleri ise günlük çalışma saatleri ile sınırlıdır. DMK m. 100’ e göre, kurumların günlük çalışma saatleri ise bölge ve hizmetin niteliğine göre saptanır. Bu düzenleme illerde valiler merkezde ise Bakanlar Kurulu kararı ile gerçekleştirilir. 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 101’inci maddesi 13/2/2011 tarihli ve sayılı Kanunun 105’inci maddesi ile değiştirilmiş olup, söz konusu maddede; “Günün yirmidört saatinde devamlılık gösteren hizmetlerde çalışan Devlet memurlarının çalışma saat ve şekilleri kurumlarınca düzenlenir.” hükmü yer almaktadır. Bahsi geçen hükümde yapılan değişiklik ile kamu kurum ve kuruluşları tarafından günün yirmidört saatinde devamlılık gösteren hizmetlerde çalışan Devlet memurlarının çalışma saat ve şekilleri düzenlenirken Başkanlığımız görüşünün alınması şartı kaldırılmıştır.

27 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu m
657 sayılı Devlet Memurları Kanunu m. 99’a göre, günlük çalışma saati saptama yerine haftalık çalışma saati saptama yoluna gidilmiştir. Buradan hareketle memurların haftalık çalışma saati, cumartesi ve Pazar günleri hariç olmak üzere 40 saattir. Ancak özel kanuni düzenlemeler söz konusu ise, kurumların ve kamu hizmetlerinin özellikleri dikkate alınarak, memurlar için değişik çalışma süreleri öngörülebilir. Örneğin; sağlık personeli için haftada 45 saat, belediye ve itfaiye hizmetleri ile kolluk hizmetlerinin 12 saat iş-12 saat dinlenme ya da şeklinde düzenlenmesi gibi. Bunların kuruluş kanunlarında ve bu kanunlara dayanılarak çıkarılan tüzük ve yönetmeliklerde çalışma saati ile ilgili hükümler yer alır. Bakanlar Kurulu, devletin yurtdışı kuruluşlarında diplomatik hizmetlerin gerektirdiği durumlarda, cumartesi ve Pazar günlerinin dışında hafta tatili kararlaştırabilir.

28 II. ULUSLARARASI ÇALIŞMA ÖRGÜTÜ SÖZLEŞMELERİNDE
Sanayi Kuruluşlarında Çalışma Sürelerinin Haftalık Kırk Sekiz, Günlük Sekiz Saatle Sınırlanmasına ilişkin 1 sayılı Sözleşme oluşturuldu. Sözleşmenin 3.maddesine göre, haftalık çalışma süresi günlük sekiz, haftalık kırk sekiz saati geçemeyecek, 4.maddesi uyarınca da haftalık çalışma süresinin, günlük çalışma süresi on saati asmayacak şekilde dağıtılabilecekti.

29 Uluslararası Çalışma Örgütü, 1919’DA İmzalanan Versay Anlaşmasında Öngörülen Milletler Cemiyeti İle Ortaya Çıkmıştır. Amaç, Birinci Dünya Savaşından Sonra Giderek Büyüyen Sorunlara Yönelik Sosyal Reform Niteliğinde Çözümler Bulmak Ve Reformların Uluslararası Düzeyde Uygulanmasını Sağlamaktı. ILO’nun Temel Ve En Önemli Fonksiyonlarından Biri, Uluslararası Çalışma Konferansı’nın Uluslararası Standartları Belirleyen Sözleşme Ve Tavsiye Kararlarının Üçlü Yapı (İşçi- işveren-hükümet) Tarafından Kabul Edilmesidir. Bu Sözleşmeler, Üye Ülkelerin Yasama Organlarındaki Onaylarıyla Birlikte, Öngördükleri Koşullarının Uygulanması Konusunda Bağlayıcı Hükümler İçermektedirler. Tavsiye Kararları İse, Politika Geliştirme, Yasama Ve Uygulama Konularında Rehberlik Görevi Görmektedir.

30 ILO Anayasası 1919 yılında kabul edilmiştir.
ILO Anayasası çalışma koşullarıyla ilgili olarak; çalışma sürelerinin düzenlenmesi, günlük ve haftalık azami çalışma sürelerinin belirlenmesi; işçilerin işe alım süreci, işsizlikle mücadele; asgari bir yaşam düzeyi sağlayacak ücret ve şartların güvence altına alınması; iş kazaları ve meslek hastalıklarından doğabilecek zararların etkilerinin azaltılması; kadınların, gençlerin ve çocukların korunması; sosyal güvenliğin yaygınlaştırılması; sendikal özgürlüklerin güvence altına alınması; mesleki ve teknik eğitimin geliştirilmesi; göçmen işçilerin haklarının korunması; eşit işe eşit ücret ilkesinin sağlanması ve benzeri önlemler olarak belirlemiştir.

31 1 Sayılı ILO Sözleşmesi 1919 yılında Washington’da gerçekleştirilen Uluslararası Çalışma Örgütü’nün genel konferansında Örgüt ilk sözleşmesini kabul etmiştir. 13 Haziran 1921 tarihinde 1 Sayılı ILO Sözleşmesi kabul edilmiştir. Sanayi işlerinde haftalık çalışma süresini 48 ve günlük çalışma süresini 8 saatle sınırlandırmıştır. Bu sözleşme Türkiye tarafından henüz onaylanmamıştır.

32 30 Sayılı ILO SÖzleşmesi 30 sayılı ve 1930 tarihli ILO Sözleşmesi
Ticaret ve Bürolar’da Çalışma Saatlerine İlişkin ILO Sözleşmesi Kabul: 28 Haziran 1930 Yürürlük: 29 Ağustos 1933 Haftada kırk sekiz saatten fazla ve günde sekiz saatten fazla çalışma yasaklanmış.

33 43 sayılı ILO sözleşmesi 43 - Sac-Cam, 1934 Sözleşmesi
Kabul: 21 Haziran 1934 Yürürlük: 13 Ocak 1938 Cam endüstrisinde çalışanların çalışma sürelerine ilişkin düzenlemeler getirilmiştir. Sözleşmede; bu tür işyerlerinde dört posta halinde çalışılması, çalışma sürelerinin haftada ortalama kırk iki saat olacağı, bu sürenin ortalama dört hafta uygulanması ve postalarda sekiz saatten fazla çalışılamayacağı kararlaştırılmıştır. Türkiye onaylamamıştır.

34 46 sayılı ılo sözleşmesi 46 Sayılı Çalışma Saatleri (Kömür Madenleri) Sözleşmesi 21 Haziran 1935 46 sayılı Sözleşme kömür madenlerindeki çalışma sürelerini düzenlemiştir. Madene iniş ve çıkışlarda geçen sürelerin de çalışma süresinden sayılması, postada çalışan son işçinin yeryüzünden ayrıldığı zamanla, aynı postadaki ilk işçinin yeryüzüne tekrar çıktığı zaman arasında yedi saat on beş dakikadan fazla zaman geçmemesi öngörülmüştür.

35 (çalışma sürelerine ilişkin) Türkiye’nin onayladığı ılo sözleşmeleri
14 sayılı HAFTALIK DİNLENME (SANAYİ) SÖZLEŞMESİ 146 sayılı Gemi adamlarının Yıllık Ücretli İznine İlişkin Sözleşme 153 sayılı Karayolları Taşımacılığında Çalışma Saatleri ve Dinlenme Sürelerine İlişkin Sözleşme

36 14 sayılı HAFTALIK DİNLENME (SANAYİ) SÖZLEŞMESİ
ILO Kabul Tarihi: 25 Ekim 1921 Kanun Tarih ve Sayısı: 11 Şubat 1946 / 4865 Resmi Gazete Yayım Tarihi ve Sayısı: 16 Şubat 1946 / 4634 Milletlerarası iş Bürosu idari Meclisi tarafından vaki davet üzerine Cenevre'de de 3 üncü toplantısını yapan Milletler Cemiyeti Milletlerarası iş Teşkilatı Genel konferansı,  Gündemin 7 nci maddesini teşkil eden, sanayide hafta tatili meselesi hakkında bazı tekliflerin kabulünü ve;  Bu tekliflerin bir Milletlerarası İş Sözleşmesi şeklini almasını kararlaştırdıktan sonra,  Versay Andlaşmasının 14 üncü kısmında ve diğer barış andlaşmalarının mütenazır kısımlarında mevcut hükümler gereğince, Milletlerarası İş Teşkilatı üyelerinde onanmak üzere, aşağıdaki Sözleşme Projesini kabul etmiştir: 

37 Bu sözleşme sanayi işlerinde hafta tatili ile ilgilidir.
Uygulama alanı kapsamındaki sınai müesseselerde çalışma süresi günde sekiz ve haftada 48 saattir. Resmi veya ulusal herhangi bir müessesede çalışan bütün işçiler her 7 günde kesintisiz 24 saat dinlenme hakkına sahiptirler.

38 146 sayılı Gemi adamlarının Yıllık Ücretli İznine İlişkin Sözleşme
ILO Kabul Tarihi: 13 Ekim 1976 Kanun Tarih ve Sayısı: / 4940 Resmi Gazete Yayım Tarihi ve Sayısı: / 25176 Bakanlar Kurulu Kararı Tarih ve Sayısı: / 6396 Resmi Gazete Yayım Tarih ve Sayısı: / 25304

39 Madde 3 Bu sözleşmenin uygulandığı her gemi adamı, asgari süre ile belirlenen yıllık ücretli izin hakkına sahiptir. Bu sözleşmeyi onaylayan her üye, onaya ekleyeceği bir deklarasyon ile yıllık ücretli izin süresini bildirecektir. İzin, her halükarda bir yıllık hizmet süresi için 30 takvim gününden az olmayacaktır. Bu sözleşmeyi onaylayan her üye, ILO Genel Müdürüne daha sonra bildireceği bir deklarasyon ile onay sırasında bildirdiği süreden daha uzun yıllık izin süresini bildirebilir.

40 153 sayılı Karayolları Taşımacılığında Çalışma Saatleri ve Dinlenme Sürelerine İlişkin Sözleşme
ILO Kabul Tarihi: 6 Haziran 1979 Kanun Tarih ve Sayısı: / 4933 Resmi Gazete Yayım Tarihi ve Sayısı: / 25176 Bakanlar Kurulu Kararı Tarih ve Sayısı: / 6250 Resmi Gazete Yayım Tarih ve Sayısı: / 25277

41 Madde 5, 6, 7 m. 5: Hiçbir sürücünün mola vermeksizin ve devamlı olarak dört saatten fazla araç kullanmasına izin verilmez. Her ülkenin yetkili makam ya da kuruluşu, özel ulusal koşulları dikkate alarak, bu maddenin 1’inci paragrafında sözü geçen süreyi bir saatten fazla olmamak üzere artırabilir. Bu maddede sözü geçen molanın uzunluğu ve uygun olduğu takdirde, bu molanın ne şekilde bölünebileceği her ülkenin yetkili makam ya da kuruluşu tarafından belirlenir m. 6: Fazla mesai dahil, azami toplam araç kullanma süresi günde dokuz, haftada 48 saati aşamaz. m. 7: Ücretle çalışan her sürücü, bu Sözleşmenin 4’üncü maddesinin 1’inci paragrafında tanımlandığı biçimde beş saatlik sürekli çalışmadan sonra bir molaya hak kazanır.

42 Birleşmiş Milletler Sözleşmeleri
Birleşmiş Milletlerin çalışma yaşamıyla dolaylı veya doğrudan bir çok sözleşmesi mevcuttur. Bunlardan en fazla bilineni 10 Aralık 1948 tarihinde kabul edilen “İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi”dir. Türkiye ise bildirgeyi 6 Nisan 1949 tarihinde onaylamıştır. Bildirge sadece devletlerin insan hakları konusunda temennilerini ifade eden bir belge olup, hukuksal bağlayıcılığı bulunmamaktadır. Madde 24: Herkesin, dinlenme ve boş zamana hakkı vardır; bu, iş saatlerinin makul ölçüde sınırlandırılması ve belirli aralıklarla ücretli tatil yapma hakkını da kapsar.

43 Avrupa Konseyi Düzenlemeleri
Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi 4 Kasım 1950 tarihinde aralarında Türkiye’nin de bulunduğu 15 ülke tarafından imzalanarak, 3 Eylül 1952 tarihinde yürürlüğe girmiş Türkiye tarafından da 1954 tarihinde onaylanmıştır. Sözleşme kişisel ve siyasal hakları güvence altına almakta, ekonomik ve sosyal haklara ise değinmemektedir. Bununla birlikte, özel olarak çalışma yaşamını ve çalışanları ilgilendiren iki hüküm dikkat çeker. MADDE 4Kölelik ve zorla çalıştırma yasağı 1. Hiç kimse köle ya da kul durumunda tutulamaz 2. Hiç kimse zorla çalıştırılamaz ve zorunlu çalışmaya tabi tutulamaz. MADDE 11 Toplantı ve dernek kurma özgürlüğü 1. Herkes barışçıl olarak toplanma ve dernek kurma hakkına sahiptir. Bu hak, çıkarlarını korumak amacıyla başkalarıyla birlikte sendikalar kurma ve sendikalara üye olma hakkını da içerir. 2. Bu hakların kullanılması, yasayla öngörülen ve demokratik bir toplum içinde ulusal güvenliğin, kamu güvenliğinin korunması, kamu düzeninin sağlanması ve suç işlenmesinin önlenmesi, sağlığın veya ahlakın veya başkalarının hak ve özgürlüklerinin korunması için gerekli olanlar dışındaki sınırlamalara tabi tutulamaz. Bu madde, silahlı kuvvetler, kolluk kuvvetleri veya devlet idaresi mensuplarınca yukarda anılan haklarını kullanılmasına meşru sınırlamalar getirilmesine engel değildir.

44 Avrupa Sosyal Şartı sosyal ve ekonomik hakların genelini bir arada toplayıp ele alan ilk bağlayıcı uluslararası belgedir. sosyal ve ekonomik hakların korunması alanında Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesini tamamlayıcı bir belgedir. Uluslararası bir antlaşma niteliğinde olan bu belge, 1961 yılında imzalanmış ve 1965 yılında yürürlüğe girmiştir. Türkiye ise, ancak 1989 yılında şartı onaylamıştır. Adil Çalışma Koşulları başlıklı 2. maddesi ile "Verimlilik artışı ve ilgili diğer etkenler izin verdiği ölçüde haftalık çalışma süresinin tedricen azaltılmasını öngören makul günlük ve haftalık çalışma saatlerini sağlamayı" güvence altına alınmaktadır.

45 Madde 2 - Adil çalışma koşullarına sahip olma hakkı Akit Taraflar, âdil çalışma koşullarına sahip olma hakkının etkili bir biçimde kullanılmasını sağlamak üzere; 1 Verimlilik artışı ve ilgili diğer etkenler izin verdiği ölçüde haftalık çalışma süresinin aşamalı olarak azaltılmasını öngören makul günlük ve haftalık çalışma saatleri sağlamayı; 2 Ücretli resmi tatil olanağı sağlamayı; 3 En az dört haftalık ücretli yıllık izin sağlamayı; 4 İçkin olarak tehlikeli ve sağlığa zararlı işlerdeki riski ortadan kaldırmayı ve bu risklerin henüz yeterince azaltılamadığı ya da kaldırılamadığı durumlarda bu işlerde çalışanlara ücretli ek izin verilmesini veya bunların çalışma saatlerinin azaltılmasını sağlamayı; 5 İlgili ülke veya yörenin geleneklerine göre dinlenme günü olarak kabul edilen günle olabildiğince bağdaşmak üzere, haftalık bir dinlenme günü sağlamayı; 6 Çalışanların, derhal ve en geç çalışmaya başladıkları tarihten itibaren iki ay içinde, sözleşmenin ya da iş ilişkisinin asli unsurları hakkında yazılı olarak bilgilendirilmelerini sağlamayı; 7 Gece çalışması yapan çalışanların, yaptıkları işin özellikleri göz önünde tutularak alınacak önlemlerden yararlanmalarını sağlamayı taahhüt ederler.

46 Tavsiye Kararları Avrupa Birliği Konseyi’nin 1975 tarihli 75/457 sayılı çalışma süreleri ile ilgili ilk tavsiye kararı; yıllık iznin dört hafta olması ve haftalık çalışma süresinin de kırk saat olması şeklinde olmuştur. Çalışma sürelerinin düzenlenmesiyle ilgili bazı esasları belirleyen taslak, AB Konseyi tarafından tarihinde 93/104 numaralı Avrupa Birliği Yönergesi olarak nitelikli çoğunlukla kabul edilerek yürürlüğe girmiştir.

47 2003/ 88 sayılı direktif 93/104 ve 2000/34 sayılı yönergeler Çalışma Sürelerinin Düzenlenmesine İlişkin /88 sayılı yönerge tarafından yürürlükten kaldırılmıştır. Yönerge işçi sağlığının ve güvenliğinin korunması için gerekli asgari düzenlemeleri içermektedir. Çalışma süresi, “ulusal yasa ve uygulamalarla belirlenen, işçinin, işverenin gözetimi ve denetimi altında, işverence verilen görevleri yerine getirirken geçen, dinlenme süresi hariç, tüm süreler” şeklinde tanımlanmaktadır. 2003/88 sayılı Direktif, fazla çalışma süresini haftalık azami çalışma süresi içinde belirlemiş, yedi günlük süre zarfında ortalama çalışma süresi için bir sınır getirmiştir.

48 Avrupa Birliği ülkelerinde çalışma sürelerine ilişkin düzenlemelerde devletler genellikle haftalık çalışma sürelerinin üst sınırlarını belirlemekte; bunun haftanın günlerine dağıtımı, ihtiyaçlar çerçevesinde taraflara bırakılmaktadır. Direktifin 6.maddesinde fazla çalışma süresinin tanımı yapılmamakla birlikte, haftalık azami çalışma süresi bakımından; “fazla çalışma da dahil olmak üzere her bir 7 günlük ortalama çalışma süresinin 48 saati aşamayacağı düzenlenmiş” ancak on yedinci maddesi ile uygun korumanın sağlanması şartı ile kısıtlamaya gidilebileceği belirtilmiştir. Buna göre, üye devletler, haftadan daha uzun bir çalışma dönemini esas alabilmekte; haftalık çalışma süresi bazen 48 saatin üstünde, bazen altında olabilmekte, ancak belirlenecek çalışma dönemi içinde kalan iş haftalarında ortalama haftalık sürenin 48 saati geçemeyeceği öngörülmektedir. Böylece, 7 günlük zaman içindeki ortalama iş süresi, fazla çalışmalar da dahil olmak üzere 48 saati aşamayacaktır.

49 AB ülkelerinde genel eğilim de 48 saat uygulamasının aşılmaması yönündedir. Ancak üye ülkelerden İngiltere geleneksel olarak “uzun çalışma kültürüne” sahip olduğu için haftalık 48 saat çalışma limitinin üzerinde çalışma yaptırmakta; bu konuda direktifin kendisine tanıdığı işçinin iznini alarak çalışma saatini uzatma maddesini işletmektedir. İşçilere yılda en az 4 hafta ücretli izin olanağı tanınacak, Günlük en geç 6 saatlik çalışma sonunda ara dinlenmesi verilecek, Vardiya değişimlerinde, iki çalışma arasında en az 11 saat dinlenme olanağı sağlanacak, Gece çalışmasının 8 saati aşamayacak. Direktifin haftalık azami 48 saatlik çalışma süresi, bu konuda 40 saat olarak belirlenen ILO standartlarına göre yüksek kalmaktadır.

50 esnek çalışmanın yapılmadığı ve çalışma süresinin haftalık olarak düzenlendiği bir işyerinde,
günlük kesintisiz en az 11 saatlik bir dinlenme süresi ve her yedi günlük dönemde 24 saatlik dinlenme süresi olduğu varsayıldığında, günlük çalışma süresi, fazla mesai dahil 8 saati geçemeyecek, günlük çalışma süresi 6 saat olarak belirlenmişse 8 saat çalıştırılan bir işçi günlük 2 saat fazla süreli çalıştırılmış olacaktır.

51 Uluslararası Çalışma Örgütü’nün konuya ilişkin bir diğer sözleşmesi, 30 sayılı ve 1930 tarihli Ticari işletmeler ve Bürolarda Çalışma Sürelerinin Düzenlenmesine ilişkin Sözleşmedir ve 1 sayılı Sözleşmedeki esasları ticarî kuruluşlar ve büro islerinde çalışanlar bakımından öngörmüştür.

52 Örgütün 1934 tarihli 43 sayılı Sözleşmesi ise, otomatik makinelerle üretim yapan cam endüstrisinde çalışanların çalışma sürelerine ilişkindir. Bu Sözleşme sektörün özelliklerine uygun olarak farklı düzenlemeler getirmiş; bu işyerlerinde dört posta halinde çalışılması gerektiği; bu kişilerin çalışma sürelerinin ortalama haftada kırk iki saat ve bu sürenin ortalama dört hafta olması gerektigi, her postada sekiz saatten fazla çalışılamayacağı öngörülmüştür.

53 1935 tarihli 46 sayılı Sözleşme ise, kömür madenlerindeki çalışma sürelerini düzenlemektedir. Bu Sözleşmede, madene iniş ve çıkışlarda geçen sürelerin de çalışma süresinden sayılacağı belirtilmekte ve postada çalışan son isçinin yeryüzünden ayrıldığı zamanla, aynı postadaki ilk isçinin yeryüzüne tekrar çıktığı zaman arasında yedi saat on beş dakikadan fazla zaman geçmemesi gerektiği belirtilmektedir

54 Uluslararası Çalışma Örgütü, 1935 tarihli 47 sayılı Sözleşmesi, yani sanayileşmiş devletlerin 20.yüzyıldaki iki Dünya Savası arasında karşılaştıkları uzun ekonomik krizlerin sonunda, başka bir amaca yönelmiştir: çalışma süresinin indirilmesi yoluyla işsizlikle mücadele etmek171. Örgütü'n 47 sayılı Sözleşmesi, haftalık çalışma süresinin kırk saate indirilmesini içermektedir. Bu sözleşmeye katılan tüm üye ülkeler, çalışanların hayat seviyelerinde bir azalma olmayacak şekilde haftalık çalışma süresinin kırk saat olarak uygulanması prensibini kabul etmiş olacaktır.

55 Örgütün 1935 tarih 49 sayılı Sözleşmesi ise, otomatik makinelerle sise imal edilen cam endüstrisinde çalışma sürelerinin indirilmesini öngörmektedir. Sözleşmede 43 sayılı Sözleşmedeki esaslar tekrarlanmıştır tarihli ve 51 sayılı Sözleşme, merkez hükümetler tarafından yardım edilerek veya finanse edilerek yapılan özel bina ve mühendislik çalışmalarıyla ilgilenen kişilere doğrudan doğruya uygulanacaktır. Bu kişilerin haftalık çalışma süresi kırk saati geçemeyecektir tarih ve 61 sayılı Tekstil Endüstrisinde Çalışma Süresinin Azaltılmasına ilişkin Sözleşme ile haftalık çalışma süresinin kırk saat olarak belirlenmesi öngörülmektedir tarih ve 67 sayılı Örgüt Sözleşmesi, karayolu taşımacılığında çalışma ve dinlenme süreleriyle ilgilidir. Sözleşmenin 5.maddesine göre, bu Sözleşmenin uygulandığı kişilerin haftalık çalışma süreleri kırk sekiz saati geçemeyecektir.

56 1979 tarih ve 161 sayılı Uluslararası Çalışma Örgütü Önerisi, karayolu Taşımacılığında dinlenme zamanları ve çalışma süresine ilişkindir. Örgütü'n konuyla ilgili başka sözleşmeleri ve tavsiye kararları da bulunmaktadır. Örneğin; 161 sayılı ve 1979 tarihli Çalışma Süresi ve Dinlenme Zamanları Hakkında Öneri 178 sayılı ve 1990 tarihli Gece Çalışması Hakkında Öneri 182 sayılı ve 1994 tarihli Kısmî Çalışma Hakkında Öneri 184 sayılı ve 1996 tarihli Evde Çalışma Hakkında Öneri 187 sayılı ve 1996 tarihli Gemide Çalışma, Etkileri ve Ücretler Hakkında Öneri.

57 FARAZÎ ÇALIŞMA SÜRELERİ
1475 sayılı İş Kanununun 62.maddesinde ve 4857 sayılı iş Kanununun da 66.maddesinde düzenlenen bu süreler, isçinin işyeri için işverenin emrinde çalıştığı süreler değildir. Bir takım sosyal nedenlerle fiilen çalışılmış gibi kabul edilen özel bazı hâllerdir. 854 ve 5953 sayılı Kanunlarda farazî çalışma süreleriyle ilgili herhangi bir düzenlemeye yer verilmemiştir. Tarım ve Ormandan Sayılan işlerde Çalışanların Çalışma Koşullarına ilişkin Yönetmeliğin 7.maddesi’nde de, 4857 sayılı iş Kanununun 66.maddesinde belirtilen sürelerin çalışma süresinden sayılacağı belirtilmiştir.

58 1. Madenlerde, taşocaklarında yahut her ne şekilde olursa olsun yeraltında veya su altında çalışılacak islerde isçilerin kuyulara, dehlizlere veya asıl çalışma yerlerine inmeleri veya girmeleri ve bu yerlerden çıkmaları için gereken süreler (İsK.md.66/I-a). 3008 sayılı iş Kanunu da dahil olmak üzere, tüm iş kanunlarında yer verilmiştir. Bu hükümde madenler ve tas ocakları örnek olarak verilmiş olmakla birlikte, esas itibarı ile her ne şekilde olursa olsun yeraltında veya su altında gerçekleştirilen işler bakımından bu farazî çalışma söz konusu olacaktır. Dolayısıyla, Sualtındaki kablo döşeyenler, sünger avcıları, liman ve dalgakıran inşaatlarında çalışanlar veya yeraltındaki tünel, metro veya kanalizasyon inşaatlarında çalışanlar bakımından çalışma yerlerine inip çıkarken geçirdikleri süreler de çalışma süresinden sayılacaktır.

59 2. işçilerin işveren tarafından işyerlerinden başka bir yerde çalıştırılmak üzere gönderilmeleri halinde yolda geçen süreler (İŞK.md.66/I-b). İşverenin talebi veya meslekî bir zorunluluktan kaynaklanan yolda geçirilen süreler bakımından da ikili bir ayırım yapmak mümkündür: Çalışma süresi içerisinde yolda geçirilen süreler ve çalışma saatleri dışında yolda geçirilen saatler. İsçinin çalışma süresi içerisinde (Örneğin, iki müşteri veya iki şantiye arasında) veya çalışma süresi dışında isiyle ilgili olarak yolda geçirdiği sürelerin ortak noktası, işverenin inisiyatifi ile ve meslekî bir amaç için gerçekleştirilmeleridir.

60 İsçinin çalışma süresi içerisinde yolda geçirdiği süreler, isçi işverenin emrinde olduğundan ve işyerinden işverenin isteği üzerine bir görevi icra etmek için ayrıldığından, her ne kadar yolda geçen süre olsa da, fiilî çalışma süresi olarak dikkate alınmalıdır.

61 Aynı şekilde isçinin normal çalışma süresinin dışında ancak isini yaparken yolda geçirdiği süreler bakımından da, fiilî çalışma süresine ilişkin kriterler gerçekleştiğinden, bu süreler de fiilî çalışma süresi olarak kabul edilecektir. Örneğin, isçi normal çalışma süresi dışında isini yapması için gereken aracı diğer isçileri veya isle ilgi malları taşımak için kullanırsa, bu süreler fiilî çalışma süresi olarak değerlendirilecektir.

62 3. İşçinin isinde ve her an is görmeye hazır bir halde bulunmakla beraber çalıştırılmaksızın ve çıkacak işi bekleyerek boş geçirdiği süreler (işK.md.66/Ic) a. İşçinin is görmeye hazır olması isçinin serbestçe kullanabileceği zamanı işyerinde geçirmesi, onun her an is görmek üzere işverenin buyruğuna hazır bulunduğu anlamına gelmemektedir. Zira, iş Kanununa göre işyeri olarak nitelendirilen ünite, sadece isin görüldüğü yerlerden ibaret olmayıp dinlenme, çocuk emzirme, yemek, uyku, yıkanma, avlu gibi eklentileri de içine almaktadır.

63 O hâlde, çalışma süresi kavramı bakımından, işyerinde geçirilen süre değil; ister işyeri içinde ister işyeri dışında çalışılarak geçirilen süre dikkate alınmalıdır. Bununla birlikte, isçi, iste geçireceği zaman olarak belirlenen süre içinde ya da dışında- fazla çalışma ve diğer sebeplerle- işverenin talimatı üzerine işverenin buyruğunda olduğu hâlde çalıştırılmazsa veya isin çıkması için bekletilirse, bu şekilde geçen süreler farazî çalışma süresi olacaktır.

64 İste, isçinin, çalışma saatleri içerisinde, işyerinde çalışmaya hazır bir şekilde beklediği bu durumların, çalışma süre olarak kabul edileceği açıktır. Örneğin, itfaiyecilerin gün içinde müdahalelerini gerektiren bir isin çıkmasını beklerken geçirdikleri süreler, iş Kanunu md.66/I-c anlamında farazî çalışma süresidir.

65 Yine, isçinin iş görmeye hazır olması kavramını, gemide çalışan birinci kaptan, baş makinist, doktor gibi kimselerin çalışmalarını örnek vererek açıklamak mümkündür. Bu kişiler, gördükleri işin niteliği gereği olarak, bir kimsenin normal çalışma süresi içinde her an göstermeye zorunlu olduğu dikkat ve çabayı göstermek durumunda değillerdir. Söz konusu kişiler zaman zaman ve gerekli olduğunda kendilerine düşen ve sözleşmeden doğan iş görme borcunu yerine getirmekte; ancak, bunun dışında çalışma süresi içinde geniş ölçüde serbest olmaktadırlar. İşe hazır olma ne çalışma ne de dinlenme süresidir ve isçinin sözleşmeden doğan iş görme borcunu yerine getirmek üzere işyerinde veya işverenin göstereceği yerde verilen emre uyarak çalışmak için hazır bulunması hâli olarak tanımlanmaktadır.

66 4857 sayılı iş Kanunu md.66/I-c hükmünde belirtilen durum, işçinin iş görmeye hazır olmasını düzenlemektedir. Bu ihtimalde, işçi, işyerinde işverenin emrinde, çıkacak ise hazır olarak beklemektedir. Bu şekilde hizmet devamlılık gösteriyorsa, bu süreler çalışma süresinden sayılmaktadır. İşçinin is görmeye hazır olmasını, isçinin işyerinde beklediği sürelerden ayıran en belirgin özellik, is görmeye hazır bulunmanın, gerçek çalışmadan daha hafif bile olsa, daima fiziksel veya zihinsel bir faaliyeti gerektirmesidir.

67 b. İşçinin işyerinde beklediği süreler
Esas itibarı ile isçinin işyerinde beklemesi ya da çoğunlukla kullanılan ifade ile nöbet tutması ülkemiz çalışma hayatında sıklıkla karşılaşılan bir durumdur: itfaiyeciler, doktorlar, hemşireler, benzin istasyonunda çalışan görevliler ya da yatılı okul öğretmenleri bu şekilde çalışanlara örnek olarak gösterilebilir.

68 4. İşçinin işveren tarafından başka bir yere gönderilmesi veya işveren evinde veya bürosunda yahut işverenle ilgili herhangi bir yerde meşgul edilmesi suretiyle asıl isini yapmaksızın geçirdiği süreler (işK.md.66/I-d). Satış elemanları, bakım ve onarım işlerinde çalışanlar, ilaç propagandistleri gibi bazı isçiler yaptıkları işin niteliği gereği asıl islerini işyeri dışında ifa ederler. Bu isçilerin işlerini yaparken geçirdikleri süreler, çalışma süresinden sayılacaktır. Buna karşılık, asıl islerini işyerinde ifa etmekle birlikte, herhangi bir şekilde işyeri dışında bir yere gönderilen veya bu yerde meşgul edilen isçilerin geçirdikleri bu süreler de md.66 anlamında farazî çalışma süresi sayılmaktadır. İşçinin çalıştırılmak üzere işveren tarafından başka bir yerde çalıştırılmak üzere gönderilmeleri hâlinde yolda geçirdikleri sürelerin çalışma süresinden sayılacağı İş Kanunu Md. 66/1-b’de zaten farazî çalışma sürelerinden birisi olarak sayılmıştır. Dolayısıyla, bentte belirtilen “isçinin işveren tarafından başka bir yere gönderilmesi “ifadesi, yolda geçen süreleri değil; isçinin işveren tarafından gönderildiği bir başka yerde asıl isini yaparak geçirdiği süreleri kapsamaktadır. O halde, esas itibarı ile, işverenin evinde veya bürosunda ya da işverenle ilgili herhangi bir yerde isçinin meşgul edilerek asıl isini yapmaksızın geçirdiği süreler ile isçinin gönderildiği bir başka yerde asıl isini ifa ettiği süreler, farazî çalışma süresi olarak öngörülmektedir.

69 5.Çocuk emziren kadın isçilerin çocuklarına süt vermeleri için belirtilecek süreler (İşK.md.66/I-e).
Bu düzenleme, isçinin gördüğü isle hiçbir şekilde ilgili olmamakla birlikte, isçilerin korunması amacını güden sosyal düşüncenin bir gereğidir sayılı İş Kanununun 74.maddesine göre, kadın isçilere bir yasından küçük çocuklarını emzirmeleri için toplam bir buçuk saat süt izni verilir ve bu süre çalışma süresinden sayılır. Aynı düzenlemeye, Gebe veya Emzikli Kadınların Çalıştırılma Sartlarıyla Emzirme Odaları ve Çocuk Bakım Yurtlarına Dair Yönetmeliğin 14.maddesinde de yer verilmiştir.

70 6.Demiryolları, karayolları ve köprülerin yapılması, korunması ya da onarım ve tadili gibi, isçilerin yerleşim yerlerinden uzak bir mesafede bulunan işyerlerine hep birlikte getirilip götürülmeleri gereken her türlü islerde bunların toplu ve düzenli bir şekilde götürülüp getirilmeleri esnasında geçen süreler (İsK.md.66/I-f). Bu hükmün uygulanabilmesi için, her şeyden önce, isçilerin bulundukları yer dışında çalışmalarının isin niteliğinden ileri gelmesi gerekmektedir. Kanunda, demiryolları, karayolları ve köprülerin yapılması, korunması ya da onarım ve tadili gibi isler bu nitelikteki islere örnek olarak gösterilmiştir. Ancak, hükmün devamında bu gibi “her türlü iş ”ten söz edilmektedir. O halde, bu hükmün uygulanması bakımından söz konusu olan isler sadece isçilerin ikametgâhlarından uzaktaki isler değil; örnek olarak verilen islerle aynı nitelikte olan islerdir. Dolayısıyla, elektrik, telefon direklerinin dikilmesi, telefon hatlarının çekilmesi gibi isler bakımından da hüküm uygulama alanı bulacaktır. Nitekim, bir Yargıtay Hukuk Genel Kurulu kararında da belirtildiği üzere, yol inşaatı ve onarımı, is görüldükçe ilerleyen, ilerledikçe başka sahalara intikal eden islerdendir. Yani, hüküm bakımından söz konusu olan isler, sabit yani belirli bir yerde gerçekleştirilen isler değildir.

71 Nitekim, aynı karara göre, bir mensucat fabrikasının, bir seker, çimento ve traktör fabrikasının yahut bir sabun, peynir veya zeytinyağı imalâthanesinin şehir ve kasabalar içinde veya dışında kurulmuş olmaları hâlinde işyeri yine aynı işyeridir; görülen is de aynı istir. Bu nitelikteki işyerlerine isçilerin araçlarla götürülüp getirilmeleri isin niteliğinden değil; aradaki mesafeden kaynaklanan bir zorunluluktur. Dolayısıyla, işverenin bu şekilde taşımaları sosyal bir yardımdır ve araçta geçen süreler de bu anlamda çalışma süresinden sayılmaz. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu aynı şekilde, sabit ve devamlı nitelik arz eden Mersin Limanı’nda çalışmakta ve oturduğu köyden işyerindeki toplantı ve ise sevk yerine davalı işverenin araçlarından yararlanarak gidip gelen isçinin, araçlarda geçirdiği zamanın çalışma süresi olarak kabul edilemeyeceğini ve buna ilişkin olarak fazla çalışma ücreti de ödenemeyeceği yönünde karar vermiştir.

72 Kanunda “isçilerin yerleşim yerlerinden uzak bir mesafede bulunan işyerlerinden söz edilmekte; ancak bu uzaklığa ilişkin bir ölçü verilmemektedir. Dolayısıyla, bu uzaklığa ilişkin pesin bir ölçü kabul etmek gerekli olmadığı gibi mümkün de değildir. Uzaklık için iki hususun dikkate alınması gerekmektedir: öncelikle, işyeri ile isçilerin ikamet ettikleri yer arasında yaya gidilemeyecek bir uzaklığın bulunması gerekmektedir. kinci olarak da, işyerine gidişte isçinin faydalanabileceği düzenli bir tasıma aracının bulunmaması dolayısıyla isçilerin hep birlikte getirilip götürülmeleri durumunun ortaya çıkmasıdır.

73 Bu bentte sayılan farazî çalışma süresinin söz konusu olabilmesi için aranan bir diğer Sart ise, isçilerin işyerlerine “toplu ve düzenli” bir şekilde getirilip götürülmesi gerekmektedir. İşin,uzak ve sabit olmayan yerlerde yapılmasının, isçilerin hep birlikte getirilip götürülmelerini zorunlu kılması nedeniyle, bu getirip götürmeler işverence sağlanan araçlarla gerçekleştirilmektedir.


"Çalışma ve Dinlenme Süreleri" indir ppt

Benzer bir sunumlar


Google Reklamları