Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz

Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz

DERS 3: Değişken, Ölçme ve Ölçekler (1) Akın Şahin 8 Ekim 2010.

Benzer bir sunumlar


... konulu sunumlar: "DERS 3: Değişken, Ölçme ve Ölçekler (1) Akın Şahin 8 Ekim 2010."— Sunum transkripti:

1 DERS 3: Değişken, Ölçme ve Ölçekler (1) Akın Şahin 8 Ekim 2010

2  Değişken, isminden de anlaşılacağı üzere “değişebilen,” en az iki tane değer alan her şeydir. Bir başka ifade ile, gözlemden gözleme değişik değerler alabilen objeler, durumlar, davranışlar ya da özelliklere değişken adı verilir.  Değişkenleri farklı sınıflamalar altında incelemek mümkündür. Bu sınıflamalardan birisi de, örneğin, nicel (quantitative) ve nitel (qualitative) değişkenlerdir. ◦ Nicel Değişkenler: Elle tutup gözle görebildiğimiz, ölçülebilen ve sayılabilen değişkenlerdir. Sıcaklık, nüfus, ağırlık vb. ◦ Nitel Değişkenler: Sayıyla anlatılamayan, ancak farklı kategorilere ayrılabilen değişkenlerdir. Eğitim düzeyi (ilkokul, ortaokul, lise…), meslek, cinsiyet, vb.

3  Değişken kavramının sınıflandırılmasında bir başka örnek, bağımlı değişken ve bağımsız değişken kategorileridir. Bunlar yaygın olarak bilinir ve olmazsa olmaz kabul edilir. Bu sınıflandırma, kontrol (denetim) şekillerine göre yapılır. Kontrol şekillerine göre ara değişken, kontrol değişkeni gibi sınıflamalar da vardır. Bağımlı değişken, bağımsız değişkene bağlı olarak değişir. ◦ Bağımlı değişken: Temelde araştırmacının ele aldığı ve açıklamak istediği durum, bir sonuçtur. ◦ Bağımsız değişken: Bir araştırmada bağımlı değişken üzerindeki etkisinin öğrenilmek istendiği değişkenlerdir. Bir hipotezde varsayılan sonuca (bağımlı değişken) neden olan, onu etkileyen, denetim altında tutan değişkendir.

4  Örneğin, öğrencilerin sabah ve öğleden sonra derse olan ilgileri arasında fark olup olmadığını merak ediyoruz. ◦ Burada “derse olan ilgi” bir değişkendir. Biz, derse olan ilgi düzeyini gözlemlemek istiyoruz. ◦ “Derse olan ilgi, öğrencilerin başarı düzeyini etkiler mi?” diye bir soru eklediğimizde, değişken sayımız artar. ◦ Ölçmek istediğimiz şey “başarı düzeyi.” Dolayısıyla bağımlı değişken “başarı düzeyi.” Bağımsız değişkenimiz ise “derse olan ilgi.” ◦ Bunların her ikisini de ölçebilmemiz gerekir. İlgi düzeyi bazı teknik cihazlarla ölçülebilir. Bir değişkeni ölçülebilir hale getirmeye “operasyonalizasyon” denir. Derse olan ilgi “tahtaya ve hocaya bakma süresi” olarak kabul edilirse, ilgi düzeyi operasyonalize edilmiş olur. Başarı düzeyi ise “dersten alınan not” ile ölçülebilir. ◦ İlgiyi ve başarıyı nicel bir şekilde ölçmüş olduk ve bu ikisi arasında bir ilişki kurma fırsatımız oldu. ◦ İlgi düzeyi, öğrencilere sorularak da nicel hale getirilebilirdi. Örneğin, “Derse ne kadar ilgi gösterdiniz?” sorusunu 1 (Hiç) ve 10 (Çok) arasında değerlendirmeleri istenebilirdi.

5  Bu örneğimizin sonuçlarında, diyelim ki beklenmedik bir ilişki karşımıza çıktı. Derse en az ilgi gösteren öğrenciler, dersten yüksek notlar aldılar. İlgi gösterdiğini söyleyenler ise düşük notlar aldılar. Bu durumda, yaptığımız araştırmayı sorgulayarak farklı yöntemler kullanmamız gerekir. Kullandığımız kriterler doğru ölçüm imkânı vermiyor demektir. Ya da; derse olan ilgi ile başarı düzeyi arasında bir ilişki yok demektir. Bunu söyleyebilmek için aynı araştırmayı tekrarlayarak her durumda benzer sonuçlara ulaşıp ulaşmadığımıza bakmamız gerekir.

6  Yaratıcılığı yüksek olan TV reklamlarının etkinliği de yüksektir. Bağımlı değişken: TV reklamlarının etkinliği Bağımsız değişken: TV reklamlarının yaratıcılık düzeyi  Bir sınava çalışmak için daha fazla zaman ayıran öğrencilerin o sınavdan aldıkları not da yüksektir. Bağımlı değişken: Sınavdan alınan not Bağımsız değişken: Sınava çalışmak için ayrılan süre  Üniversite eğitiminde başarılı olan bireyler iş hayatında da başarılı olur. Bağımlı değişken: İş hayatındaki başarı Bağımsız değişken: Üniversite eğitimindeki başarı  Televizyon programlarının içerdiği şiddet ile toplumda var olan şiddet arasında doğrusal bir ilişki vardır. Bağımlı değişken: Toplumsal şiddet Bağımsız değişken: TV programlarının şiddet içeriği

7  Son örneği ele alırsak; TV programlarındaki şiddet ile toplumdaki şiddet arasındaki ilişkiyi nasıl ölçebiliriz? ◦ Her iki değişken de ölçülebilir durumdadır. ◦ Bunu ölçmek için, şiddet olayına karışmış bir insana gidip “Televizyondaki şu programları izliyor musunuz?” diye sorabiliriz. Ancak, böyle doğrudan değil, dolaylı olarak da ölçme şansımız var. ◦ Örneğin, toplumsal şiddetin artıp artmadığı emniyet kayıtlarındaki suç istatistiklerinden elde edilebilir. ◦ TV programlarındaki şiddeti ise, içerik çözümlemesi yöntemiyle ölçebiliriz. Belli bir süre içinde yayınlanan programları kaydedebiliriz. Bu programların izlenme oranlarını da elde edebiliriz. Kaydettiğimiz programların ne kadar şiddet içerikli olup olmadığını rakamlara dökerek ortaya koyarız. ◦ Bu işlemden sonra, aynı dönemde gerçekleşmiş şiddet olaylarının sayısına bakabiliriz. ◦ Aynı süreçleri farklı dönemler için de uygulayabiliriz. ◦ İki değişkenimiz aynı yönde hareket ediyorsa (ikisi de artıyor veya ikisi de azalıyorsa), aralarında bir ilişki olduğunu söyleyebiliriz. Bu ilişki mutlaka neden-sonuç ilişkisi olmak zorunda değildir.

8  Değişkenler hakkında doğru bilgilere ulaşabilmek için, onların sistematik biçimde ölçülmesi gerekir. Ölçümlemenin nasıl yapıldığı çok önemlidir.  Ölçümleme, genel anlamı ile önceden belirlenmiş kurallar çerçevesinde araştırmada ele alınan değişkenlere rakamların veya başka sembollerin atanmasıdır.  Ölçeklendirme ise değişkeni oluşturan obje, özellik vs.ye sahip oldukları özellikleri yansıtacak şekilde bir devamlılık yaratma işlemidir. Örneğin, cinsiyet değişkeninde kadın/erkek özelliklerini 0 ve 1 numaralarını vererek ikili (dikotom) bir ölçek oluşturmak, gibi. ◦ Uzaklık, ağırlık, hacim gibi ölçülerin genel kabul görmüş birimleri ve nesnel karşılıkları vardır. ◦ Ancak, insan davranışını nicel olarak ölçmek çok zordur. Nitel ölçümler daha çok kullanılır ve bunları anlamlı kılabilmek için daha sonra nicel hale getirilir.

9  Biz bir davranışı gözlemleyebiliriz. Örneğin, “insanlar televizyonda reklamını gördükleri ürünü satın alırlar” diyebiliriz. Bunu somut olarak da gözlemleyebiliriz.  Ancak, bu davranışın ardında yer alan süreçleri gözlemleyemeyiz. İnsanlar, işlevsel veya duygusal ihtiyaçlardan dolayı bir ürünü tüketirler. Örneğin, Maslow’un ihtiyaçlar hiyerarşisinde en temel ihtiyaçlar fiziksel olanlardır. Susayan bir insan su içme ihtiyacı duyar. Fakat, susuzluğu gidermek için birçok seçenek vardır; meyve suları, gazlı içecekler, vb. Bu ürünlerin tüketilmesinde susuzluk dışında başka süreçler de rol oynar. Marka tercihi yapan insan, aynı anda başka bir ihtiyacını da karşılamış olur.  Neden o markayı ve o ürünü tercih ettiklerini öğrenmek için insanlara sistematik olarak düzenlenmiş sorular sorulur. Burada bulunmak istenen şey tutumdur. Tutum, davranışı belirleyen, davranışın ardında yatan bir boyuttur. Bunu ölçmek için çok dikkatli olmak gerekir.

10  Davranışın ardında yatan nedenleri ölçerken, amaç ve araçların birbirine çok uyumlu olması gerekir. Sorulan soru nasıl tasarlanacak? Ölçekleme nasıl yapılacak?  Sistematik veri toplama işinde, ölçekleme en başta ve çok özenli bir şekilde yapılması gereken bir işlemdir. Değişkenler, temel olarak 4 farklı şekilde ölçülebilir: TEMEL ÖLÇEK TİPLERİ NOMINAL (Sınıflandırma) ORDINAL (Sıralama) INTERVAL (Aralıklı) RATIO (Oranlı)

11  Nominal Ölçekler: Ölçekleme hiyerarşisinde en altta yer alır. Ölçmek istediğimiz değişkenleri sınıflandırmak için kullanılır. Örneğin, cinsiyet bir sınıflandırma ölçeğidir. ◦ “Kadınlar ile erkeklerin otomobil marka tercihleri değişir” diye bir önermede bulunduğumuzda, cinsiyet bağımsız değişken olur. Otomobil tercihi ise bağımlı değişkendir. Yani, otomobil tercihi cinsiyete bağımlı olarak değişir. ◦ “Sosyal statü gruplarına göre insanlar gazetelerde farklı sayfaları okur” dediğimizde, statü grupları nominal bir şekilde ölçeklendirilir. ◦ Cinsiyete göre sınıflandıracaksak, kadınlara “1” erkeklere “2” numaralarını atayabiliriz. Ancak, 1 ve 2 arasında hiyerarşik bir sıra yoktur. A ve B harfleri de verilebilirdi. ◦ Futbolcuların forma numaraları, vergi kimlik numaraları gibi göstergelerin rakamsal karşılıkları olsa da, bu rakamlar sınıflandırma için, ne olduğunu belirtmek için kullanılır. Buradaki rakamlar ile bir işlem yapılamaz.

12  Ordinal Ölçekler: Ölçekleme hiyerarşisinde ikinci sırada yer alır. Ölçmek istediğimiz değişkenleri sıralamak için kullanılır. Gözlemlerin almış olduğu rakamsal değerler, onların diğer gözlemlere göre konumunu belirler. ◦ Yarışmada 1’inci ve 2’inci olan arasında bir sıralama, hiyerarşi vardır. ◦ Sıralama, yarışmacıların derecelerini göstermez. Yarışmacıların birbirlerine göre hangi sırada olduklarını gösterir. ◦ Tercih sıralaması, en çok izlenen programların sıralaması, futbol liginde takımların sıralaması gibi örnekler verilebilir. ◦ ÖNEMLİ: Ordinal bir ölçek, nominal düzeye dönüştürülebilir. Ancak, nominal bir ölçek ordinal hale gelemez. Aynı şekilde;  Ratio ölçeği Interval, Ordinal ve Nominal ölçeklere dönüştürülebilir.  Interval ölçeği Ordinal ve Nominal ölçeklere dönüştürülebilir. ◦ Örneğin, ordinal olan futbol ligi sıralamasında “İlk 5 Takım”, “Küme Düşen Takımlar”, “Avrupa Liglerine Katılacak Takımlar” gibi nominal birimler türetmek mümkündür.

13  Interval Ölçekler: En detaylı olarak kullanılan, medya ve pazar araştırmalarında en yaygın görülen ölçektir. Her bir değer arasında eşit aralıklar olması gerekir, ya da eşit aralıklar olduğu varsayılarak hesap yapılır. Göreceli bir SIFIR noktası vardır. Nötr olan bu nokta isteğe bağlı olarak belirlenir. ◦ Doğa bilimlerinde aralıklı ölçek örneği hava sıcaklığı derecesidir. Termometrede sıfır derece suyun donma noktasını gösterir. Sıfır, mutlak bir sıfır değildir, sıfırın altında kalan dereceler de vardır. Sıfır noktası başka bir nokta olarak da seçilebilirdi. ◦ Sosyal bilimlerde interval ölçekler, insanların tutumlarını ölçmek için kullanılır. ◦ Örneğin, yeni çıkacak bir gazeteyi insanların incelemesi için dağıtarak, “Bu gazeteyi satın alır mıydınız?” diye sorduk.

14  Interval Ölçekler: (devam) ◦ Katılımcıların yanıtlaması için interval ölçekle düzenlenmiş 5 noktalı seçenek sunabiliriz: 1.Kesinlikle Almam 2.Almayabilirim 3.Ne Alırım, Ne de Almam 4.Alabilirim 5.Kesinlikle Alırım Buradaki sıfır noktası, 3 numaralı seçenek. Kararsız kalınan noktayı sıfır noktası olarak alırız. Cevapların arasındaki uzaklıkları da eşit kabul ederek, davranışı belirleyen tutum ölçümü yapabiliriz.

15  SORU: İnsanlara soru sorarak tutum ölçmeye çalıştığımızda, örneğin “Bir dizide yayınlanan tecavüz sahnesini izlemek ister misiniz?” diye sorsak, kimse “Evet izlerim” demez. Ama böyle şeylerin çok fazla izlendiğini de görüyoruz. Sorularla doğru sonuca nasıl ulaşabiliriz? ◦ Sorular, insanlara doğrudan veya tek bir soru olarak sorulmayabilir. Reklam testleri yapılırken, insanlara reklamı izletip “Bu reklam yayınlansa izler miydiniz?” diye sorulmaz. İnsanların tutumlarını ortaya çıkarabilmek için çok boyutlu yaklaşmak gerekiyor. Sansasyonel bir iş yapıldığında, insanlar nefret etse de başka nedenlerden dolayı izlemek isteyebilirler. ◦ Örneğin, insanlara “Günde kaç saat televizyon izliyorsunuz?” diye soruyoruz. Verilen cevaplar, ortalama 5,5 saat. “Hangi tür programları izliyorsunuz?” diye sorduğumuzda Belgeseller en başta geliyor. Ancak, belgesellerin en düşük reyting oranları aldığını da biliyoruz. Sorulan sorunun toplumsal bir karşılığı varsa, insanların verdiği yanıtlar gerçeği yansıtmayabilir.

16  Ratio Ölçekler: Sabit bir sıfır noktası olan ölçeklerdir. Negatif değer almaz ve sıfır noktası evrenseldir, göreceli değildir. ◦ Boy, kilo, ağırlık, yaş, gelir düzeyi, hacim ölçüleri, satış oranları, maliyet, yüzdelik pazar payları gibi ölçekler oranlı ölçeklerdir. ◦ İstatistik araştırmalarında oranlı ölçekler pek kullanılmaz. Bunlar interval, ordinal veya nominal düzeyde kullanılır.  Örneğin, insanların boy uzunlukları ve marka tercihleri arasında bir ilişki olup olmadığını ölçerken tek tek herkesin boy ölçüsü değerlendirilmez. Bu şekilde yapılırsa karmaşık ve anlamsız bir sonuç çıkabilir. Bunun yerine, 1.60 – 1.70 (Orta Boy), 1.70 – 1.80 (Uzun Boy) gibi aralıklar belirleyip;  1. Bunları ordinal ölçeklere çevirebiliriz: Kısa, orta, uzun, çok uzun… gibi. Burada yukarıdan aşağıya doğru bir sıralama yapmış oluruz.  2. Bunları interval ölçeklere çevirebiliriz: 1.70’i sıfır noktası kabul edip (ne uzun ne kısa) bundan aşağı ve yukarı olanlar için aralıklı bir bölümleme yapabiliriz; yani, Çok Kısa – Kısa – Ne uzun ne kısa – Uzun – Çok Uzun… gibi. Burada belli bir noktayı orta nokta olarak kabul edip, bundan aşağıda ve yukarıda kalanları aralıklı olarak ölçeklendirmiş oluruz.


"DERS 3: Değişken, Ölçme ve Ölçekler (1) Akın Şahin 8 Ekim 2010." indir ppt

Benzer bir sunumlar


Google Reklamları