4483 SAYILI KANUN-ÖN İNCELEME USÜL İŞLEMLERİ
Kanun esas itibariyle; Memurlar ve diğer kamu görevlilerinin görev sebebiyle işledikleri suçlarla ilgili olarak, adli sürecin işletilmesi veya yargılamanın yapılabilmesi için izin vermeye yetkili makamları tespit etmekte ve usul kurallarını düzenleyen hükümler ortaya koymaktadır.
Anayasal Dayanak Memurlar ve diğer kamu görevlileri hakkında işledikleri iddia edilen suçlardan ötürü ceza kovuşturması açılması, kanunla belirlenen istisnalar dışında, kanunun gösterdiği idari merciin iznine bağlıdır. (Anayasanın 129. maddesinin son fıkrası)
Yasal dayanak: 657 sayılı kanunun kovuşturma ve yargılama başlıklı Kovuşturma ve yargılama 24. maddesinde düzenlenen; ‘Devlet memurlarının görevleri ile ilgili veya görevleri sırasında işledikleri suçlardan dolayı soruşturma ve kovuşturma yapılması ve haklarında dava açılması özel hükümlere tabidir.’ hükmü.
Usul hukukunun anlamı: Soruşturmanın süresini, yapılış şeklini, soruşturma yapacak mercileri, itiraz sürelerini ve mercileri, raporlama esaslarını ve verilecek karar türlerini gösteren kurallar bütünü.
MEMUR YARGILAMA SİSTEMLERİ 1. İdari İzin Sistemi Memurların görevlerinden doğan veya görevleri sırasında işledikleri suçların soruşturulmasını idari mercilerin iznine bağlayan sistemdir. Yürürlükteki 4483 sayılı kanun kısmen bu usulü benimsemiştir.
2. İdari Yargılama Sistemi Memurun soruşturulması ve yargılanmasına ilişkin tüm aşamalar (ilk soruşturma, son soruşturma, yasa yollarına başvuru) idare tarafından yerine getirlmektedir.
3. Soruşturma sistemi veya karma sistem Memur soruşturmasıyla ilgili her türlü işlem idare tarafından yapılır ve son soruşturmanın açılıp açılamayacağına karar verilir. On soruşturma mahkemeler tarafından yürütülür. 1913 yılında Memurin Muhakematı Hakkında Kanunu Muvakkat bu sistemi benimsemiştir.
4. Adli Sistem Memur suçlarının soruşturulması ve yargılanması işlemlerinin hiçbir safhasında herhangi bir idari izne ve karara başvurulmaz. Memur suçları genel hükümlere göre adli makamlar tarafından soruşturulur ve karara bağlanır.
4483 SAYILI KANUNUN TEMEL ÖZELLİKLERİ Yasa, memur suçlarının soruşturulmasını memurlara ayrıcalık tanımadan ancak devlete duyulan güveni ve kamu hizmetlerinin sürekliliğini sarsmadan yürütmeyi amaçlamıştır.
Sadece görev sebebiyle işlenen suçları kapsar Sadece görev sebebiyle işlenen suçları kapsar. Suçun görev sırasında veya dışında işlenmesi arasında fark gözetilmemiştir. Görev sırasında görev sebebi dışında bir nedenle işlenen suçlar genel hükümlere tabi tutulmuştur. 4483 sayılı Kanun uyarınca yapılan ön inceleme, hazırlık soruşturması öncesine ilişkin bir işlem sürecini ifade eder.
Soruşturma izni verecek makamlar Cumhurbaşkanı, Meclis Başkanı, Başbakan, bakanlar, üst idare amirleri, vali ve kaymakamlar olarak belirlenmiştir. Danıştay, İl ve İlçe İdare Kurulları karar verme makamı olmaktan çıkarılmıştır. Yani yetki kurullardan kişilere aktarılmıştır.
Ceza muhakemesi Kanununda yer alan bazı yetkilerin kullanılması öngörülmekteyse de kanunun baskın karakteri idari usul kanunu mahiyetindedir.
Yapılan ön incelemeler süre sınırlamasına tabi tutulmuştur.
Önceki kanun düzenlemesinin aksine kanunun 13 Önceki kanun düzenlemesinin aksine kanunun 13. maddesi yargılama yerlerini açıkça belirtmiştir.
Memur suçları ile ilgili sınırlandırma getirilmiş ancak kapsama alınan görevliler memurlar ve diğer kamu görevlileri denilerek genişletilmiştir.
Soruşturma izni vermeye yetkili mercilerin inceleme yaptırmama veya dosyayı işlemden kaldırma yönündeki takdir yetkisi yargı denetimine tabi tutulmuştur.
Kanunun amacı 1. maddede düzenlenmiştir. Bu Kanunun amacı, memurlar ve diğer kamu görevlilerinin görevleri sebebiyle işledikleri suçlardan dolayı yargılanabilmeleri için izin vermeye yetkili mercileri belirtmek ve izlenecek usulü düzenlemektir.
Kanunun kapsamı 2. maddede düzenlenmiştir Kanunun kapsamı 2. maddede düzenlenmiştir. Buna göre kanun, Devletin ve diğer kamu tüzel kişilerinin genel idare esaslarına göre yürüttükleri kamu hizmetlerinin gerektirdiği asli ve sürekli görevleri ifa eden memurlar ve diğer kamu görevlilerinin görevleri sebebiyle işledikleri suçlar hakkında uygulanır.
Kamu Hizmeti: Toplumun genel ve ortak ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla kamuya sunulan, genel idare esaslarına göre kamusal yetki ve usuller kullanılarak sürekli ve kesintisiz biçimde yürütülen faaliyetlerdir. Kamu hizmeti, devletin asli fonksiyonları içerisinde olmayıp, gerçekleştirmek zorunluluğu bulunmayan faaliyetlerdir.
Diğer bir tanıma göre: Devlet ya da diğer kamu tüzel kişileri tarafından ya da bunların gözetim ve denetimleri altında, genel ve ortak ihtiyaçları karşılamak, tatmin etmek ve kamu çıkarını sağlamak için yapılan ve genele sunulmuş bulunan sürekli ve düzenli faaliyetlerdir.
Kamu hizmeti, umuma arzedilen, sürekli ve kesintisiz bir biçimde işlemesi zorunlu, toplumun genel ve ortak gereksinimlerini karşılamak amacıyla kanunla kurulan idarenin, doğrudan ya da yakın gözetim ve sorumluluğu altında kamusal yetki ve usuller kullanarak yürüttüğü faaliyetlerdir. Bu faaliyetler, anayasanın 128 inci maddesinde de belirtildiği gibi genel idare esaslarına göre yürütülür. (DANIŞTAY 1. DAİRE E. 2000/29 K. 2000/59 T. 17.4.2000)
Kamu Görevi: Devlet tarafından Devlete ait iktidar ve yetkilerin kullanılması suretiyle yerine getirilen, devlet eliyle yürütülmesi zorunlu bulunan, hukuken devredilemeyen ve kamu yararı için gerçekleştirilmesi zorunlu görülen faaliyetler.
Asli ve sürekli görev kavramı: Kamu gücünü kullanan kamu görevlileri vasıtasıyla devletin amacı gereği yerine getirilmek zorunda olunan ve genel idare esaslarına yürütülen faaliyetler veya asli fonksiyonlardır.
Genel idare esasları: Anayasanın 128 Genel idare esasları: Anayasanın 128. maddesinde geçen bu kavram, Devletin ve diğer kamu tüzel kişilerinin Kamu hukuku kurallarına uygun olarak yürüttükleri hizmetlerin dayandığı esasları ifade eder.
Asli ve sürekli görevler, genel idare esaslarına göre, kamu gücü kullanılarak yürütülen görevlerdir. Bu görevlerde kamu gücünü kullanarak çalışanlar ise, kamu görevlileridir.
Kamu görevlileri, kamu hizmetinin gerektirdiği asli ve sürekli görevlerde yönetime kamu hukuku ilişkisi ile bağlı olarak çalışan, kendilerine kadro tahsis edilen, bütçeden ödeme yapılan ve haklarında yasalarda belirlenen özel kurallar uygulanan memurlar ile diğer kamu görevlileridir.
Memurlar ve diğer kamu görevlileri Kamu hizmetinin gerektirdiği asli ve sürekli görevlerde yönetimle kamu hukuku ilişkisi içinde ve bir kamu kurum veya kuruluşuna bağlı olarak çalışan, kendilerine kadro tahsis edilen, bütçeden ödeme yapılan, yasalarda belirlenen özel kurallara tabi görevlilerdir.
Bu görevliler geniş anlamda Anayasanın 128 ve 129 Bu görevliler geniş anlamda Anayasanın 128 ve 129. maddelerinde düzenlenen kamu hizmeti görevlileri kapsamı içinde yer almaktadır. Uygulamada kamu hizmeti görevlileri; memurlar, diğer kamu görevlileri ve sözleşmeli personeli ifade etmektedir.
Memur: İdarenin norm kadrosu içinde süreklilik arz eden bir kadro derecesine sahip olan görevli. Ceza hukuku memur tanımına yer vermemiş kamu görevlisi tabirini kullanmıştır.
Diğer kamu görevlisi: Anayasanın 128. maddesinin 2 Diğer kamu görevlisi: Anayasanın 128. maddesinin 2. fıkrası gereğince hizmet kadroları ve derece düzeni içinde bulunan bu görevliler, statü bakımından asli ve sürekli görev yürüten memurlarla eşdeğer bir konumdadır.
AYM’ye göre memurlar ve işçiler dışında, kamu hizmetlerinin gerektirdiği asli ve sürekli görevlerde, yönetime kamu hukuku ilişkisiyle bağlı olarak çalışanlar ve özlük hakları yasayla düzenlenmesi gerekenler diğer kamu görevlileridir. (22.12.1988, E.88/5, K.88/5)
Bu kapsamdaki görevliler; Hakimler ve savcılar, öğretim üyeleri, askeri statüdeki TSK personeli, emniyet mensupları, uzman jandarma ve uzman çavuşlar, belediye başkanı ve meclis üyeleri, il genel meclisi üyeleri, jandarma personeli, muhtarlar, köy ve mahalle bekçileri
Kamu görevlisi: Kamusal faaliyetin yürütülmesine atama veya seçilme yoluyla ya da herhangi bir surette sürekli, süreli veya geçici olarak katılan kişi. (TCK 6/c.) Kamu görevlisi olmanın temel ölçütü kamusal faaliyet yürütmek olarak belirlenmiştir.
Kamu görevlisi deyimi, görevlinin bir kamu hizmetini yüklenmesi ve bu görev karşılığı görevliye, Devlet bütçesinden maaş, ücret, ödenek gibi bir maddi meblağın tahsis edilmesini ihtiva eder.
Kamusal Faaliyet: Anayasa ve yasalarda belirlenmiş olan usullere göre verilmiş olan siyasi bir kararla, bir hizmetin kamu adına yürütülmesidir.
Yasada geçen tüzel kişi kavramı, devlet ve diğer kamu tüzel kişileri olarak ikiye ayrılmıştır.
Devlet Kavramı: Cumhurbaşkanlığı, Başbakanlık, Bakanlıklar, bağlı kuruluşlar, yargı kuruluşları ve taşra teşkilatını kapsayan ve Merkez ve taşra teşkilatından oluşan genel idareyi ifade eder.
Diğer kamu tüzel kişileri: genel idare dışında kalan diğer kuruluşlardır. Örn; belediyeler, il özel idareleri, köyler, TODAİE, Türkiye Adalet Akademisi, Yüksek öğretim Kredi ve Yurtlar Kurumu, ATOM Enerjisi Kurumu, Vakıflar Genel müdürlüğü, Özelleştirme İdaresi Başkanlığı.
Yasa kapsamındaki görevliler; a. Devletin ve diğer kamu tüzel kişilerinin genel idare esaslarına göre yürüttükleri kamu hizmetlerinin gerektirdiği asli ve sürekli görevleri ifa eden memurlar
Anayasanın 128. maddesinde geçen diğer kamu görevlileri ise; memurlara benzer şekilde genel idare esaslarına göre asli ve sürekli görevleri yürüten ve tüm özlük hakları yasayla düzenlenen personeldir.
Diğer kamu görevlileri: Köy ve mahalle muhtarları, belediye başkanı ve meclis üyeleri, il genel meclisi üyeleri, jandarma personeli, il özel idarelerinde ve belediyelerde istihdam edilen sözleşmeli personel
Yasanın 2. maddesinde geçen asli ve sürekli görev ifadesi, devletin asli fonksiyonlarını ifa etmek suretiyle kamu görevi yapılmasını belirtir ve esas olarak bu görevi yürütenler 4483 sayılı yasa kapsamındadır.
Genel olarak bir kamu görevlisini 4483 sayılı kanuna tabi kılan ölçütler: Kurum ve kuruluşun teşkilat yasalarında veya özel yasalarda özel soruşturma yapılacağına veya farklı bir soruşturma usulünün kabulüne ilişkin hüküm bulunmamalıdır.
Devletin yürütmekle yükümlü olduğu temel kamu görevleri alanında sürekli kadroda istihdam edilmiş bir görevli olmalıdır. Diğer bir ifadeyle, hakkında ön inceleme yapılan Devlete veya diğer kamu tüzel kişiliğine bağlı olarak bir kurumda görev yapmalıdır.
Genel idare esaslarına göre kamu hizmetlerini yürüttüğü kurumda hukuki tasarruf ve eylemde bulunmaya yetkili bir kamu görevlisi (memur ve diğer kamu görevlisi) olmalıdır. Yaptığı hizmetler, asli ve sürekli hizmetler kapsamında bulunmalıdır.
Kamu personeli, kamu gücü kullanan ve kamu usullerine göre idari iş ve işlemlere katılan bir statüde olmalıdır. Ceza kanunu anlamında memur sayılmalıdır.
Kanun Kapsamındaki görevliler TBMM Başkanlığı Genel Sekreterliği personeli (yardımcı hizmetler sınıfı personeli hariç) Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreterlik Personeli Devlet Denetleme Kurulu Başbakanlık ve Bakanlıklar Personeli (Adalet, İçişleri ve Milli savunma Bakanlıkları personeli için istisnai hükümler mevcuttur)
Yüksek Yargı Kuruluşlarının (Anayasa Mahkemesi Başkanlığı, Yargıtay Başkanlığı, Danıştay Başkanlığı, Uyuşmazlık Mahkemesi, Sayıştay Başkanlığı, Yüksek seçim Kurulu, Milli Güvenlik kurulu Genel sekreterliği personelleri, MİT, Mülki hizmet ifa eden Jandarma personeli, Memur statüsündeki Sahil Güvenlik Komutanlığı Personeli, Emniyet Hizmetleri sınıfı personeli,
Diyanet İşleri Başkanlığı personeli, Müsteşarlıklar personeli, Yüksek Denetleme Kurulu personeli, bağlı Kuruluşlar personeli, Orman Genel Müdürlüğü personeli, Vakıflar Genel Müdürlüğü personeli, Hudut ve Sahiller Sağlık Genel Müdürlüğü personeli, Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü, Türkiye Atom Enerjisi Kurumu Başkanlığı Personeli, Özel Çevre Koruma Kurumu Başkanlığı Personeli, Özelleştirme İdaresi Başkanlığı Personeli,
Türkiye ve Orta Doğu Amme İdaresi Enstitüsü Personeli, Türkiye Adalet Akademisi personeli, Türk İşbirliği ve Kalkınma İdaresi Başkanlığı personeli, Savunma sanayi Müsteşarlığı personeli, Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü personeli, Türk Patent Enstitüsü, Ceza infaz Kurumları ile Tutukevleri İşyurtları Kurumu personeli, Düzenleyici ve Denetleyici Kurum personeli (Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu personeli, Telekomünikasyon Kurumu Personeli, Kamu İhale Kurumu personeli, Tütün, Tütün Mamulleri ve içkiler Piyasası Düzenleme Kurumu, Sosyal Güvenlik Kurumu)
KİT ve KİT benzeri kuruluşların genel müdür ve yönetim kurulu başkan ve üyeleri.
Mahalli İdareler Personeli Belediyeler: (belediye Başkanı, belediye meclis üyeleri, belediye encümen üyeleri, belediye memurları, İl özel idaresi personeli: (Vali, il genel meclisi üyeleri, il encümen üyeleri, il özel idare memurları ve diğer personel)
Köyler: (Köy muhtarı, muhtarla iştirak halinde olması şartıyla köy ihtiyar heyeti üyeleri, kaymakamlıkça atanmış olan köy bekçileri) Mahalle muhtarları, çarşı ve mahalle bekçileri,
Kanunun Kapsam Dışı Bıraktığı Personel TBMM Başkanlık Divanı Üyeleri, Milletvekilleri, Hakimler ve Savcılar, Türk Silahlı Kuvvetler mensupları, Anayasa mahkemesi Başkan ve Üyeleri, Yargıtay Başkan ve Üyeleri, Danıştay Meslek Mensupları,
Sayıştay Başkan ve Üyeleri ile Diğer Meslek Mensupları, Yükseköğretim Kurulu personeli, Üniversite ve Yüksek Teknoloji Enstitüleri Personeli, Vakıf Üniversiteleri Personeli, Evlendirme memurları, kamu İdarelerinde Görevli Yardımcı Hizmetler Sınıfı Personeli, Türkiye İş Kurumu Personeli, Vakıf mütevellileri,
Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu Mensupları, Rekabet Kurumu Personeli, Sermaye Piyasası Kurulu Personeli, Anadolu Ajansı Personeli, iller Bankası Personeli, MTA Personeli, Vakıflar Bankası Personeli, Yurtlar Kurumu Personeli, Milli Prodüktivite Merkezi Personeli,
TSE Personeli, Dini görev ifa eden Personel, KİT Personeli, TRT Personeli, Serbest Muhasebeci ve Mali Müşavirler, Noterler, Avukatlar, Mesleki Yeterlilik Kurumu Personeli, TÜBİTAK Personeli
Suçun kapsamı Görev sebebiyle işlenen suçlar Memur ve diğer kamu görevlilerinin kanun, tüzük ve yönetmelikler gibi hukuki metinlerde düzenlenen emirler, yasaklar ve yükümlülükler anlamındaki görevle illiyet bağı kurulabilecek suçlardır. Bu suçlar, memur veya diğer kamu görevlisinin mevzuatla belirlenen ve tanımlanan görev nedeniyle işlediği suçlardır.
Suçu doğuran fiil ile kişinin görevi arasında illiyet (nedensellik) bağı kurulabilmelidir.
Özetle, görev suçunda kamu görevlisi görevin gereklerine ve biçimsel kurallara aykırı davranmaktadır.
Memur görev ve yetki suiistimalinde bulunmak suretiyle yetki ve görev düzeni dışına çıkmaktadır. Sonuçta suç, görevin usul kurallarına ve esasa ilişkin olarak gerektiği gibi yerine getirilmemesinden, görevin gerektirdiği yükümlülüklere uygun hareket etmemekten, yasa,tüzük ve yönetmelik gibi hukuk normlarına aykırı davranmaktan doğmaktadır. (657 SK. m.11 AY. m.137)
“Görev sebebiyle işlenen suç“ Memuriyet görevinden doğan, görev ile bağlantılı ve görevden yararlanılarak işlenebilen suçları, başka bir anlatımla sadece memurlar tarafından işlenebilen, failin memur olmasının suç tipinde kurucu unsur olarak öngörüldüğü suçları ifade etmektedir. (YARGITAY CEZA GENEL KURULU E. 2004/2-10 K. 2004/40 T. 17.2.2004)
4483 sayılı Kanunun Uygulanmayacağı Suçlar Görevin ifası sırasında olsa dahi görev sebebiyle işlenmeyen suçlar Türk Ceza Kanununun 94, 95 ve 96. maddelerinde düzenlenen işkence ve eziyet suçları TCK’nın 256. maddesinde yazılı zor kullanma yetkisine ilişkin sınırın aşılması suçu
Ceza Muhakemesi Kanununun 161 Ceza Muhakemesi Kanununun 161. maddesinin beşinci fıkrası kapsamındaki haller ve bu fıkrayla ilgili TCK’nın ikinci kitap, dördüncü kısım, ikinci bölümünde kayıtlı adliyeye karşı suçlar CMK’nın bilgi isteme başlıklı 332. maddesine aykırılık
Görev sebebiyle işlenmiş olsa bile suçun niteliği yönünden veya memurlar ve diğer kamu görevlilerinin görevleri ve sıfatları sebebiyle kanunlarda özel soruşturma ve kovuşturma usulünün veya genel hükümlerin uygulanmasının gerektiği durumlar
Ağır cezayı gerektiren suçüstü hali Disiplin hükümleri Kamu görevlisi aleyhinde suç uyduranlar hakkında savcılıkça yürütülecek soruşturma 3628 sayılı kanun kapsamına giren suçlar:
5411 Sayılı Bankacılık Kanununda Düzenlenen Adli Suçlar İzinsiz Faaliyette Bulunmak (m.150) Mevduat ve Katılım Fonu Sahiplerinin Haklarını Engellemek (m.151) Düzeltici, iyileştirici ve kısıtlayıcı önlemleri almamak (m.152)
Yetkili Merciler ile Denetim Görevlilerince İstenen Bilgi ve Belgeleri Vermemek ve Görevlerini Yapmalarını Engellemek (m.153) Belgelerin Saklanması Yükümlülüğüne Aykırı Davranmak (m.154)
Gerçeğe Aykırı Beyanda Bulunmak (m.155) İşlemlerin Kayıt Dışı Bırakılması ve Gerçeğe Aykırı Muhasebeleştirme (m.156) Sistemi Engelleme, Bozma, Verileri Yok Etme veya Değiştirme (m.157)
İtibarın Zedelenmesi (m.158) Sırların Açıklanması (m.159)
İrtikâp Rüşvet zimmet Görev sırasında veya görevinden dolayı kaçakçılık
Resmî ihale ve alım ve satımlara fesat karıştırma Devlet sırlarının açıklanması veya açıklanmasına sebebiyet verme
Süresinde mal bildiriminde bulunmama (Md. 6–10/1) Mal bildirimlerini gerçeğe aykırı açıklama (Md. 9, 11) Gerçeğe aykırı bildirimde bulunma (Md. 12)
Haksız mal edinme, mal kaçırma veya gizleme (Md. 13) Soruşturma kapsamında verilen süre zarfında mal bildiriminde bulunmama (Md. 10/2–19)
Muhakkik ve müfettişlerin ihbar ve evrakı tevdi etmemesi (Md. 18/3) Bilgi verme zorunluluğuna uymamak (Md. 20)
Belirtilen bu suçların asli failleri ve suça iştirak etmekten sanık memurlar hakkında Anayasal ve Yasal güvence işletilmemekte genel takip usulü benimsenmektedir. Ancak bu istisnai durum;
Görevleri veya sıfatları sebebi ile özel soruşturma ve kovuşturma usulüne tabi olanlar ile müsteşarlar, valiler ve kaymakamlar hakkında uygulanamamaktadır. (17-2/3)
Bu görevliler hakkında 4483 sayılı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanun hükümleri, Diğerleri hakkında ilgili özel kanunlarda belirtilen soruşturma ve kovuşturma usulleri uygulanır.
1402 sayılı Sıkıyönetim Yasası kapsamına giren suçlar 5816 sayılı Atatürk Aleyhine İşlenen Suçlar kapsamındaki fiiller Örgütlü Suçlar 298 sayılı Seçimlerin Temel Hükümleri ve Seçmen Kütükleri Hakkında Kanun kapsamındaki suçlar
İcra İflas Kanununun 357.maddesi kapsamındaki suçlar; Cumhuriyet savcılığınca takip: Madde 357 – İcra dairesince kanuna göre yapılan tebliğ ve emirleri derhal yapmağa ve neticesini geciktirmeksizin icra dairesine bildirmeğe alakadarlar mecburdur. Makbul sebep haricinde tebliğ ve emirleri yapmıyanlar hakkında ait olduğu dairece tahkikatı evveliyeye hacet kalmaksızın Cumhuriyet Savcılığınca doğrudan doğruya takibat yapılır
5607 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kapsamındaki suçlar, Evlendirme memurlarının suçları, 6831 sayılı Orman Kanunu kapsamındaki suçlar, Adli görev nedeniyle işlenen suçlar
Kanun Kapsamındaki Suçlar 3628 sayılı Kanun kapsamına giren suçların Müsteşar, Vali ve Kaymakamlarca işlenmesi Görevi kötüye kullanma (m.257) Dilekçe hakkının kullanılmasının engellenmesi (m.121) Göreve ilişkin sırrın açıklanması (m.258)
Nitelikli dolandırıcılık (m.158) Mühür bozma
Resmi belgede sahtecilik (m.204) Denetim görevinin ihmali (m.251) Kamu görevinin usulsüz olarak üstlenilmesi (m.262) Kamu görevinin terki veya yapılmaması (m. 260) Kamu görevlisinin ticareti (m. 259)
Suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme (m.281) Kamu görevlisinin suçu bildirmemesi (m.279) Gerçeğe aykırı bilirkişilik ve tercümanlık (m. 276)
Kişisel verilerin kaydedilmesi (m.135) Hayatın gizliliğini ihlal (m.134) Ayrımcılık (m.122) Verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme (m.136) Verileri yok etmeme (m.138),
Kişilerin malları üzerinde usulsüz tasarruf (m.261) Kamu görevine ait araç gereçleri suçta kullanma (m.266)
İzin vermeye yetkili merciler Madde 3 – Soruşturma izni yetkisi a) İlçede görevli memurlar ve diğer kamu görevlileri hakkında kaymakam, b) İlde ve merkez ilçede görevli memurlar ve diğer kamu görevlileri hakkında vali, c) Bölge düzeyinde teşkilatlanan kurum ve kuruluşlarda görev yapan memurlar ve diğer kamu görevlileri hakkında görev yaptıkları ilin valisi
d) Başbakanlık ve bakanlıkların merkez ve bağlı veya ilgili kuruluşlarında görev yapan diğer memur ve kamu görevlileri hakkında o kuruluşun en üst idari amiri, e) (Değişik : 17/7/2004-5232/1 md.) Bakanlar Kurulu kararı ile veya Başbakanlık ve bakanlıklar ile bağlı kuruluşların merkez teşkilâtında görevli olup, ortak kararla atanan memurlar ve diğer kamu görevlileri hakkında ilgili bakan veya Başbakan
f) Türkiye Büyük Millet Meclisinde görevli memurlar ve diğer kamu görevlileri hakkında Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Sekreteri, Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Sekreteri ve yardımcıları hakkında Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı, g) Cumhurbaşkanlığında görevli memurlar ve diğer kamu görevlileri hakkında Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreteri, Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreteri hakkında Cumhurbaşkanı,
h) Büyükşehir belediye başkanları, il ve ilçe belediye başkanları; büyükşehir, il ve ilçe belediye meclisi üyeleri ile il genel meclisi üyeleri hakkında İçişleri Bakanı, i) İlçelerdeki belde belediye başkanları ve belde belediye meclisi üyeleri hakkında kaymakam, merkez ilçelerdeki belde belediye başkanları ve belde belediye meclisi üyeleri hakkında bulundukları ilin valisi,
j) Köy ve mahalle muhtarları ile bu Kanun kapsamına giren diğer memurlar ve kamu görevlileri hakkında ilçelerde kaymakam, merkez ilçede vali, Yokluklarında ise vekilleri tarafından bizzat kullanılır.
Yetkili mercilerin saptanmasında, memur veya kamu görevlisinin suç tarihindeki görevi esas alınır. Ast memur ile üst memurun aynı fiile iştiraki halinde izin, üst memurun bağlı olduğu merciden istenir
İzin Vermeye Yetkili Mercilerle İlgili Genel Özellikler Soruşturma izni vermeye yetkili merciler unvanlar itibariyle belirtilmiştir. Soruşturma izni verme ya da vermeme, ihbar ve şikayetleri işleme koyup koymama ve ön inceleme başlatıp başlatmama hususlarındaki Yetki kişiye bağlı münhasır bir yetki olarak tanımlandığından bizzat kullanılması gerekir.
Bu yetkinin devredilmesi, başka bir makam tarafından kullanılması mümkün değildir. Ancak asil’in bulunmadığı zamanlarda yetki vekil tarafından bizzat kullanılır.
Bir kadroya vekaleten, tedviren veya geçici olarak görevlendirilen memurlar ve diğer kamu görevlileri hakkında ön inceleme yaptırma yetkisi, söz konusu kadroya asil olarak atananların tabi olduğu mercie aittir.
Yasada belirtilen üst merciiler alt mercilere ait yetkileri kullanamaz. En üst idari amir: Bakandan sonra gelen ve en üst idari makamı teşkil eden görevliyi ifade eder. Bu görevliler, Başbakanlıkta Başbakanlık müsteşarı, Bakanlıklarda Bakanlık müsteşarı, ilgili ve bağlı kuruluşlarda müsteşarlar, genel müdürler ve kurum başkanlarından oluşur.
Soruşturma izni vermeye yetkili amirler, kamu görevlilerinin görev yaptıkları yer ve atama biçimi dikkate alınarak tespit edilmiştir. Kamu görevlisinin suçun işlendiği tarihte fiilen görev yaptığı yer, yetkili merciinin tespit edilmesinde esas alınır.
Ast memur üst memur ayrımında disiplin amirliği konumu bir ölçüt olarak kabul edilebilir. 4483 sayılı yasaya tabi memur ve diğer kamu görevlisiyle yasaya tabi olmayan görevlilerin birlikte suç işlemeleri halinde sonda yer alanlar, bu yasaya tabi değildir ve dolayısıyla bu yasaya göre soruşturulamazlar.
Aralarında ast-üst ilişkisi bulunmadan, söz konusu memurun diğer kamu kurum ve kuruluşu mensuplarıyla aynı fiile iştiraki halinde, bunlar hakkında tabi olduğu usule göre işlem tesis edilir.
Soruşturma izni kararı bu kararı veren makam tarafından geri alınamaz Soruşturma izni kararı bu kararı veren makam tarafından geri alınamaz. Yasanın 9. maddesine göre, soruşturma izni kararlarını kaldırma yetkisi bölge idare mahkemesi veya Danıştay’ın ilgili dairesinin yetkisi dahilindedir.
Kaymakamın soruşturma izni yetkisini kullanacağı görevliler Kanunun 3/a-i-j bentlerine göre; İlçede görevli memurlar ve diğer kamu görevlileri İlçeye bağlı köy ve mahalle muhtarları Maddede sayılmayan ancak yasa kapsamına giren memurlar ve diğer kamu görevlilerinden ilçede görevli olanlar
Valinin soruşturma izni yetkisini kullanacağı görevliler Kanunun 3/b-c-i-j bentlerine göre; İlde ve merkez ilçede görevli memurlar ve diğer kamu görevlileri İlde ve ile bağlı ilçelerde bölge düzeyinde teşkilatlanan kurum ve kuruluşlarda görev yapan memurlar ve diğer kamu görevlileri
İl belediye başkanlığında görevli memurlar ve diğer kamu görevlileri Doğrudan il merkezine bağlı köy ve mahalle muhtarları, köy korucuları, çiftçi mallarını koruma bekçileri, jandarma erleri ve köy ihtiyar heyeti üyeleri Kaymakam ve vali yardımcısı
Olayın yetkili mercie iletilmesi, işleme konulmayacak ihbar ve şikayetler (Madde 4) Cumhuriyet başsavcıları, memurlar ve diğer kamu görevlilerinin bu Kanun kapsamına giren suçlarına ilişkin herhangi bir ihbar veya şikayet aldıklarında veya böyle bir durumu öğrendiklerinde ivedilikle toplanması gerekli ve kaybolma ihtimali bulunan delilleri tespitten başka hiçbir işlem yapmayarak ve hakkında ihbar veya şikayette bulunulan memur veya diğer kamu görevlisinin ifadesine başvurmaksızın evrakın bir örneğini ilgili makama göndererek soruşturma izni isterler.
İhbar ve şikayet konusu suç görevden kaynaklanmışsa, ilgili şahıs 4483 sayılı kanun kapsamında Devletin ve diğer kamu tüzel kişilerinin genel idare esaslarına göre yürüttükleri kamu hizmetlerinin gerektirdiği asli ve sürekli görevleri ifa eden memur ve diğer kamu görevlisi statüsünde ise;
Savcı ifadeye başvurmaksızın evrakın bir örneğini ilgili makama göndererek soruşturma izni ister.
Diğer makam ve memurlarla kamu görevlileri de, bu Kanun kapsamına giren bir suç işlendiğini ihbar, şikayet, bilgi, belge veya bulgulara dayanarak öğrendiklerinde durumu izin vermeye yetkili mercie iletirler.
İhbar: İşlenen suç ile ilgili olmayan, suçtan zarar görmeyen bir kimsenin bir suçun işlendiğini yetkili mercie bildirmesi veya suça ilişkin bilginin yetkili makamlara iletilmesidir. CMK’nın 158.maddesinin 5. fıkrasına göre İhbar veya şikâyet yazılı veya tutanağa geçirilmek üzere sözlü olarak yapılabilir.
İhbarlar isimsiz olabileceği gibi, isim gizli de tutulabilir İhbarlar isimsiz olabileceği gibi, isim gizli de tutulabilir. İhbar imzalı veya imzasız olabilir.
Kamu makamları suç duyurusu yoluyla ihbarda bulunur Kamu makamları suç duyurusu yoluyla ihbarda bulunur. Türk Ceza Kanununun Kamu görevlisinin suçu bildirmemesi başlıklı Madde 279/1. Kamu adına soruşturma ve kovuşturmayı gerektiren bir suçun işlendiğini göreviyle bağlantılı olarak öğrenip de yetkili makamlara bildirimde bulunmayı ihmal eden veya bu hususta gecikme gösteren kamu görevlisine cazai yaptırım öngörmüştür.
İhbar mekanizmasının ikinci kaynağı, yükümlülük olmamasına rağmen kişiler tarafından yapılmış olanıdır.
Şikayet: Suçtan zarar gören kimsenin yaptığı başvuru. Bilgi, belge veya bulgular: Suç olgusunu gösterdiğine inanılan yazılı ve sözlü nitelikteki bilgi, kanıt ve her tür ispat aracı.
Memurlar ve diğer kamu görevlileri hakkında yapılacak ihbar ve şikâyetler; Soyut ve genel nitelikte olmamalıdır. İhbar veya şikâyetlerde kişi veya olay belirtilmelidir. İddialar, ciddî bulgu ve belgelere dayanmalıdır. İhbar veya şikâyet dilekçesinde dilekçe sahibinin doğru ad, soyad ve imzası ile iş veya ikametgâh adresi bulunmalıdır.
İddialar, daha önce sonuçlandırılmış olmamalıdır. 4483 sayılı kanun kapsamına girmeyen ihbar ve şikayetler: a) Kamu kurum ve kuruluşlarından talep mahiyeti taşıyan ve idari bir işlem veya eylemle çözümlenebilecek vasıfta olan, b) Yine kamu kurum ve kuruluşlarının ifa ettikleri hizmetlerde, tesis ettikleri idari işlemlere ilişkin bulunup ihtilaf halinde idari yargıda dava konusu edilebilecek nitelikte olan,
c) idare ile gerçek ya da tüzel kişiler arasında özel hukuk ilişkilerinden kaynaklanan ve taraflarca adli yargı mercilerinde dava konusu edilebilecek hukuki uyuşmazlıklara ilişkin bulunan, d) Memur ve diğer kamu görevlisinin disiplin hukuku bakımdan sorumluluğunu gerektirebilecek mahiyette olan,
İdarenin veya personelin hukuki sorumluluğunu gerektirebilecek nitelikte bulunan ihbar veya şikayetler 4483 sayılı Kanun kapsamında kabul edilemez ve bu durumda ihbar ve şikayet konuları ilgili kamu kuruluşlarına intikal ettirilir. (İçişleri Bakanlığı Teftiş Kurulu Başkanlığının 16.01.2003 tarihli ve 380 sayılı Genelgesi)
Cumhuriyet başsavcıları ile izin vermeye yetkili mercilerce, daha önce sonuçlandırılmış ihbar ve şikayetlerin incelenebilmesi için yeni belge, bilgi ve bulgu gibi ispat araçlarıyla desteklenmesi gerekir.
Bu şartları taşımayan ihbar ve şikâyetler Cumhuriyet başsavcıları ve izin vermeye yetkili merciler tarafından işleme konulmaz ve durum, ihbar veya şikâyette bulunana bildirilir. İstisna Ancak iddiaların, sıhhati şüpheye mahal vermeyecek belgelerle ortaya konulmuş olması halinde ad, soyad ve imza ile iş veya ikametgâh adresinin doğruluğu şartı aranmaz. Başsavcılar ve yetkili merciler ihbarcı veya şikâyetçinin kimlik bilgilerini gizli tutmak zorundadır.
Ön incelemeye tabi tutulmayan ihbar ve şikayetin işleme konulmadığına dair bilgi, yetkili merciin imzasıyla ihbar ve şikayet dilekçesini gönderen kişi veya mercie bildirilir.
İhbar veya şikayet dilekçelerinin konusuyla ilgisi olmayan bir idari makama verilmesi durumunda bu makam tarafından yetkili idari birime gönderilir ve ayrıca dilekçe sahibine de bilgi verilir.
Müfettişler, teftiş, denetim, inceleme ve soruşturma esnasında doğrudan veya ihbar ve şikayet üzerine 4483 sayılı Kanun kapsamına giren bir fiili tespit ederlerse, gerekli bilgi ve belgeleri toplayarak düzenleyecekleri raporu ivedilikle yetkili mercie iletilmek üzere bağlı oldukları birime gönderirler.
Ön inceleme esnasında, onayda yer alan olay ve konudan tamamen ayrı bir suç olarak nitelendirilebilecek bir fiil belirlendiğinde, bu konuda da ön inceleme yapılması için durum usulü dairesince yetkili mercie derhal bildirilir. Böyle bir durumda fiil ve fail ilişkisi tutarlı bir hukuki bağlantı ve illiyet bağı kullanılarak yeterince ortaya konulmalıdır.
Danıştay 1. Dairesinin 17. 04. 2000 tarih ve E. 2000/29 K Danıştay 1.Dairesinin 17.04.2000 tarih ve E.2000/29 K.2000/59 sayılı istişari kararına göre; Yasada açık bir düzenleme bulunmamakla birlikte, 4 üncü maddenin son fıkrası hükmünde ön görülen "işleme koymama" sonucuna ulaşılabilmesi için ihbar ve şikayetlerin somut ve özel nitelikte olup olmadığının, kişi ve/veya olay belirtilip belirtilmediğinin, ön inceleme başlatılmadan yapılacak bir araştırma ile tespiti uygun olacaktır.
Aynı maddenin ikinci fıkrası hükmüne göre, bakanlığının veya kurumunun merkezi dışında bir birimin denetimi sırasında ihbar alan ya da bu Yasa kapsamına giren suç işlendiğine ilişkin delillere rastlayan Müfettişin, bakanlığının veya kurumunun onayını almaksızın durum izin vermeye yetkili mercie iletmesi zorunludur. Bu halde Müfettişlerin suç işlendiğini ilişkin delilleri toplayıp değerlendirmelerini de içeren bir tevdi raporu ile olayı izin vermeye yetkili mercie iletmelerini de Yasal bir sakınca olmadığı gibi, Yasanın hükümlerinin uygulanmasına katkı sağlayacağında da kuşku bulunmamaktadır.
Ön incelemenin başlatılması ve Yapılması Kanunun ön inceleme başlıklı 5. maddesine göre izin vermeye yetkili merci bizzat, cumhuriyet savcısı vasıtasıyla, memur ve diğer kamu görevlisinin, müfettişin bildirimi ile veya ihbar ve şikayet yoluyla bir suç işlendiğini öğrendiğinde ön inceleme başlatır
Öğrenme tarihi: Yetkili merci bizzat öğrenmişse onun öğrenmesine sebep olan olay tarihi, Cumhuriyet Savcısı bildirimine dayanıyorsa evrakın kendisine gönderildiği tarih Diğer makam, merci ve şikayetçilerin ilettiği olaylar üzerine öğrenmişse bu iletme tarihi, öğrenme tarihi olarak kabul edilir.
Ön inceleme izni verip vermeme, ihbar ve şikayetleri işleme koyup koymama, ön inceleme işlemi başlatma ya da başlatmama yönündeki yetki, izin vermeye yetkili kılınmış makamlarca bizzat kullanılır.
Cumhuriyet başsavcılıkları ile izin vermeye yetkili merciler; İhbar ve şikâyetler konusunda daha önce sonuçlandırılmış bir ön inceleme olması halinde müracaatı işleme koymazlar. Ancak ihbar veya şikâyet eden kişilerin konu ile ilgili olarak daha önceki ön incelemenin neticesini etkileyecek yeni belge sunması halinde müracaatı işleme koyabilirler.
Ön incelemeyi yapacak görevliler a- Yetkili merci tarafından bizzat yapılabilir, b- Yetkili merci tarafından görevlendirilen bir veya birkaç denetim elemanına yaptırılabilir, c- Yetkili merci tarafından, hakkında ön inceleme yapılanın üstü konumundaki memur veya kamu görevlilerinden biri veya birkaçı eliyle de yaptırılabilir.
İnceleme yapacaklar kural olarak, izin vermeye yetkili merciin bulunduğu kamu kurum veya kuruluşunun içerisinden belirlenir. İşin özelliğine göre merci, incelemenin başka bir kamu kurum veya kuruluşunun elemanlarıyla yaptırılmasını ilgili kuruluştan isteyebilir. Bu isteğin yerine getirilmesi, ilgili kuruluşun takdirine bağlıdır.
Yargı mensupları Yargı kuruluşlarında çalışanlar, Askerler, Başka mercilerin ön incelemelerinde görevlendirilemez. Ön inceleme ile görevlendirilen kişiler birden fazla ise içlerinden biri başkan olarak belirlenir
Ön inceleme ile görevlendirilemeyecek Olanlar a) Ön incelemeye konu suçtan zarar görmüş olması, b) Kalkmış olsa bile, hakkında ön inceleme yapılan veya mağdur ile aralarında evlilik, vesayet veya kayyımlık ilişkisi bulunması, c) üçüncü derece dahil kan veya ikinci derece dahil kayın hısımlığı bulunması ya da kan veya kayın alt veya üst soy ilişkisi olması,
d) Evlât edinme bağlantısı bulunması, e) Ön incelemeye konu olayda tanık olma ihtimalinin bulunması.
Ön inceleme yapanların yetkisi ve rapor (Madde 6) Ön inceleme ile görevlendirilen kişi veya kişiler (Denetim elemanları, muhakkikler), bakanlık müfettişleri ile kendilerini görevlendiren merciin bütün yetkilerini haizdir. 4483 sayılı Kanunda hüküm bulunmayan hususlarda Ceza Muhakemeleri Kanununa göre işlem yapabilirler.
Ön inceleme ile görevlendirilenler kendilerine verilen Makam onayı gereğince inceleme işini yürütür. Onayda; İsnad edilen fiil, hakkında ön inceleme yapılanların adı, soyadı, görevi ve çık adresi, ön incelemecinin adı, soyadı ve unvanı, ön incelemenin süresi gibi bilgiler yer almalıdır.
Ön incelemeciler, hakkında inceleme yapılan memur veya diğer kamu görevlisinin ifadesini de almak suretiyle yetkileri dahilinde bulunan gerekli bilgi ve belgeleri toplayıp, görüşlerini içeren bir rapor düzenleyerek durumu izin vermeye yetkili mercie sunarlar.
Ön inceleme birden çok kişi tarafından yapılmışsa, farklı görüşler raporda gerekçeleriyle ayrı ayrı belirtilir. Yetkili merci bu rapor üzerine soruşturma izni verilmesine veya verilmemesine karar verir. Bu kararlarda gerekçe gösterilmesi zorunludur.
Ön inceleme yapanların yetkisi ve rapor (Madde 6) Ön inceleme ile görevlendirilen kişi veya kişiler, bakanlık müfettişleri ile kendilerini görevlendiren merciin bütün yetkilerini haizdir. 4483 sayılı Kanunda hüküm bulunmayan hususlarda Ceza Muhakemeleri Usulü Kanununa göre işlem yapabilirler.
Ön inceleme ile görevlendirilenler Hakkında inceleme yapılan memur veya diğer kamu görevlisinin ifadesini almak zorundadır. Yetkileri dahilinde bulunan gerekli bilgi ve belgeleri toplayıp, görüşlerini içeren bir rapor düzenleyerek durumu izin vermeye yetkili mercie sunarlar.
Ön inceleme birden çok kişi tarafından yapılmışsa, farklı görüşler raporda gerekçeleriyle ayrı ayrı belirtilir. Yetkili merci bu rapor üzerine soruşturma izni verilmesine veya verilmemesine karar verir. Bu kararlarda gerekçe gösterilmesi zorunludur.
Soruşturma yerine inceleme denilmesinin nedeni ön inceleme sürecinin savcılık tarafından yapılan hazırlık soruşturma öncesine ait bir işlem olmasıyla açıklanabilir. Buna rağmen soruşturma işleminde CMK hükümlerine göre kullanılan yetkiler ön inceleme ile görevlendirilenler tarafından da kullanılabilecektir.
Ön incelemecinin kullanabileceği yetkiler Görevden uzaklaştırma ? (DMK 138 md. Atamaya yetkili amirler, Bakanlık ve genel müdürlük müfettişleri, illerde valiler, ilçelerde kaymakamlar) Hakkında ön inceleme yürüttükleri kişilerin leh ve aleyhindeki bütün delilleri toplarlar. Bilirkişi görevlendirirler.
Ön incelemeyle görevlendirilenler DMK 138 Ön incelemeyle görevlendirilenler DMK 138. maddesinde sayılan görevlilerden değilse , hakkında ön inceleme yürüttükleri memur ve diğer kamu görevlileri hakkında görevden uzaklaştırılması kararının alınmasını, bu görevlilerin bağlı oldukları mercilere yazılı başvuruyla teklif edebilirler.
Tanık bilgisine başvurabilirler. Muhbir ve müşteki ile tanıkların ve hakkında ön inceleme yapılan memurların ifadelerini alırlar, gerekirse, kolluk gücüyle ihzaren getirtebilirler İstinabe usulünden faydalanabilirler.
Suç kanıtı bilgi, belge ve bulguları ifade eden ispat araçlarının kendilerine verilmesinin el koyabilirler. Keşif yapabilirler. Zorla el koyma ve arama yollarına Başvurabilir.
Ön inceleme evresinde suç şüphesi altında bulunan memur veya diğer kamu görevlisi şüpheli/itham edilen sıfatıyla adlandırılır. Ön incelemenin hiçbir aşamasında, hakkında ön inceleme yürütülen memur veya diğer kamu görevlisi hakkında sanık/zanlı sıfatı kullanılamaz.
CMK’nın 169 uncu maddesine göre ön inceleme esnasında itham edilenin ifadesinin alınması, tanığın ve bilirkişinin dinlenmesi, keşif ve arama yapılması gibi işlemlerde tutanak düzenlenir. Bu tutanaklarda işlemin yeri, zamanı, işlemlerde kanunun öngördüğü usullere uyulduğu, işleme katılanların ad-soyadları ve tutanağın okunarak imzalandığı belirtilir. .
İmzadan imtina halinde sebepleri yazılır. Keşif ve arama tutanakları hariç olmak üzere ifadeye ilişkin tutanakların birer örnekleri ilgilisine verilmez.
CMK’nın 169 uncu maddesi uyarınca, şüphelinin/itham edilenin ifadesinin alınması, tanığın ve bilirkişinin dinlenmesi, keşif ve arama yapılmasında yemin verdirilmek şartıyla bir zabıt kâtibi bulundurulabilir. Yemin verdirildikten sonra bir tutanak düzenlenir.
Ön incelemeye konu olayla bağlantılı bilgi ve belgelerin mahkemede olduğunun tespiti durumunda bunların incelenmesi için Cumhuriyet Başsavcılığından bir yazı ile talepte bulunulabilir.
Ön incelemeye konu olayla ilgili belgelerin noterde olması durumunda Cumhuriyet Başsavcılığına yazılacak talep yazısıyla evrakların temini yoluna gidilir.
İstinabe Ön inceleme ile görevlendirilen kişiler, zorunluluk hallerinde (Hastalık, maluliyet veya elde olmayan zorunlu sebeplerden dolayı, uzun veya belirsiz bir zaman için ön inceleme yapanın davetine gelinemeyeceği anlaşılır ise) muhbir veya müştekilerle tanıkların ifadelerini görevlendirecekleri naipler aracılığıyla ve istinabe suretiyle alabilirler.
Hakkında ön inceleme yapılanların ifadelerinin alınması Hakkında ön inceleme yapılan memur ve diğer kamu görevlilerinin ifadelerinin huzurda alınarak tutanağa bağlanması esastır. Yazılı ifade istemlerinde, 4483 sayılı Kanun ile getirilen süre kayıtlaması göz önünde bulundurulmak suretiyle makul bir süre verilir.
Hakkında ön inceleme yapılan memur ve diğer kamu görevlilerinin mahallinde bulunmaması ve adreslerinin tespit edilememesi halinde, bu durumu kanıtlayıcı belgeler dosyasına eklenir.
Hakkında ön inceleme yapılan memur ve diğer kamu görevlilerinin yazılı davetiye ile çağrılması esas olmakla birlikte sözlü olarak da çağrılabilirler. Davetiye düzenlenmiş ise ön incelemeyle görevlendirilenler tarafından tebliğ edilir.
Davetiyelerde çağrılma nedeni ile gelmediği takdirde zorla getirileceğinin belirtilmesi gerekir
Hakkında ön inceleme yapılan, davetiyede belirtilen gün, yer ve saatte hazır bulunmaz ise zorla getirilmesini temin için yeniden belirlenen gün ve saati gösterir ihzar müzekkeresi düzenlenir. Bu müzekkere, imzalı davetiye sureti ile birlikte üst yazıya eklenerek Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilir
Hakkında ön inceleme yapılan askerlik görevini yapmakta ise davetiye tebliği ve ihzaren getirilme işlemleri, bağlı olduğu askeri makamlar aracılığı ile yerine getirilir. Tutuklu veya hükümlü ise ifadeleri, ceza evinden sorumlu Cumhuriyet Savcılığından alınacak izinle bulundukları yerde alınır.
İstiktap Ön incelemeye konu bir belgenin doğruluğu veya sahteliğinin ya da düzenleyicisinin kim olduğunun belirlenebilmesi amacıyla başvurulan bir usuldür.
Ön incelemeyi yürüten, bu maksatla önce mevcut dosyalardan, aynı türden belge, yazı, mühür veya imzayı havi evrakın bulunup, bulunmadığını tespit eder. Bulunması halinde, araştırmaya konu evrakla birlikte karşılaştırılmanın yapılması maksadıyla bilirkişiye gönderir.
Şayet, evraktaki yazının failinin tespiti gerekiyor ise ilgisi görülenlere evrakta mevcut kelimelerin de yer aldığı yazılar yazdırılarak imzalattırılır. Bütün bu belgelerin asılları, araştırmaya konu evrak asılları ile birlikte karşılaştırmanın yapılması maksadıyla ilgisine göre en yakın Polis Kriminoloji Laboratuarlarına gönderilir.
Soruşturma izni kararında süre (7.madde) Yetkili merci, soruşturma izni konusundaki kararını suçun 5 inci maddenin birinci fıkrasına göre öğrenilmesinden itibaren ön inceleme dahil en geç otuz gün içinde verir.
Bu süre, zorunlu hallerde onbeş günü geçmemek üzere bir defa uzatılabilir. Yetkili merci, herhalde yukarıdaki fıkrada belirtilen süreler içinde memur veya diğer kamu görevlisi hakkında soruşturma izni verilmesi veya verilmemesi konusunda karar vermek zorundadır.
İhbar ve şikayet dilekçelerinin veya bizzat öğrenilen durumun kanunda yer verilen şartları taşıyıp taşımadığının tespit edilmesi, CMK’da geçen yetkilerin kullanılması, belge toplanması ve ifadelerin alınması ile raporlama yapılması 30+15 günlük süre içinde gerçekleştirilir.
Suçun Öğrenildiği Tarih İzin vermeye yetkili merci suçu bizzat öğrenmişse öğrenmesine sebep olan olay tarihi, Memurun suç işlediği, izin vermeye yetkili merci tarafından Cumhuriyet Başsavcısı tarafından soruşturma izni talebiyle başvurulması üzerine öğrenilmişse bu evrakın kendisine ulaştığı tarih,
Diğer makam, merci veya şikayetçilerin ilettiği olaylar üzerine öğrenilmişse bu olayların yetkili mercie iletildiği tarih, İhbar yapılmışsa bu ihbarın öğrenildiği tarih, suçun öğrenildiği tarihtir.
Sürenin başlangıcı ön inceleme emrinin verildiği tarihtir Sürenin başlangıcı ön inceleme emrinin verildiği tarihtir. İzin vermeye yetkili merci sürenin aşılması halinde dahi olumlu veya olumsuz bir karar vermek zorundadır. Öngörülen sürelerde işi sonuçlandırmayarak kasten sürüncemede bırakan izin vermeye yetkili merciler cezai sorumluluk taşır.
Ek süre olarak verilen 15 günlük sürenin uzatılması mümkün değildir Ek süre olarak verilen 15 günlük sürenin uzatılması mümkün değildir. Ancak bu süre hak düşürücü veya zamanaşımı sürelerinden olmadığı için süre aşımı durumunda dahi verilen karar geçerli ve hukuki sonuç doğuran bir karar hüviyetindedir ve bu kararın da Cumhuriyet Başsavcılığına, hakkında inceleme yapılan memura ve varsa şikayetçiye bildirilmesi gerekir.
Soruşturma izninin kapsamı (Madde 8) Soruşturma izni, şikayet, ihbar veya iddia konusu olaylar, Bunlara bağlı olarak ileride soruşturma sırasında ortaya çıkabilecek konuları kapsar.
Yetkili merci kararında ve müfettiş raporunda, fiili işlediği ileri sürülen kişiler ve fiillerin nelerden oluştuğu hukuki dayanaklarıyla kuşkuya yer vermeyecek şekilde ortaya konulmalıdır.
Yeniden izin alınmasının zorunlu olduğu haller Soruşturma sırasında izin verilen olay ve konudan tamamen ayrı bir fiil ortaya çıkmalıdır. Farklı bir suç olarak nitelendirilebilecek bir fiil, vuku bulmalıdır.
Suçun hukuki niteliğinin değişmesi, yeniden izin alınmasını gerektirmez.
İtiraz (9. madde) Yetkili merci tarafından verilen soruşturma izni kararının bildirileceği makam ve kişiler Cumhuriyet başsavcılığı Hakkında inceleme yapılan memur veya diğer kamu görevlisi Şikayetçi (Muhbir?)
Soruşturma izni verilmesine ilişkin karara karşı itiraz hakkı olanlar Hakkında inceleme yapılan memur veya diğer kamu görevlisi
Soruşturma izni verilmemesine ilişkin karara itiraz hakkı olanlar Cumhuriyet Başsavcılığı Şikayetçi Müfettiş?
Müfettişler şikayetçi konumunda bulunmadıklarından duyuruda bulundukları suçlarla ilgili olarak yetkili merciin izin verilmemesine ilişkin kararlarına yönelik olarak itirazda bulunamaz.
Yetkili merci tarafından soruşturma izni verilmesi/verilmemesi yönündeki kararlar hakkında itiraz hakkını kullanacak olanların başvuracağı mahkeme makamı memur ve diğer kamu görevlilerinin sıfatları dikkate alınarak belirlenmektedir.
İtiraz süresi Yetkili merci kararının tebliğinden itibaren on gündür. Yetkili merci kararının tebliği 7201 sayılı Tebligat Kanunu hükümlerine göre yapılmalıdır. On günlük itiraz süresi tebligat işlemiyle başlar.
İtirazı inceleyecek merciler Danıştay İkinci Dairesinin yetki alanında bulunanlar Bakanlar Kurulu kararı ile veya Başbakanlık ve bakanlıklar ile bağlı kuruluşların merkez teşkilâtında görevli olup, ortak kararla atanan memurlar ve diğer kamu görevlileri hakkında ilgili bakan veya Başbakanın verdiği kararlar
Türkiye Büyük Millet Meclisinde görevli memurlar ve diğer kamu görevlileri hakkında Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Sekreteri ile Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Sekreteri ve yardımcıları hakkında Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanının verdiği kararlar
Cumhurbaşkanlığında görevli memurlar ve diğer kamu görevlileri hakkında Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreterinin verdiği kararlar
Büyükşehir belediye başkanları, il ve ilçe belediye başkanları; büyükşehir, il ve ilçe belediye meclisi üyeleri ile il genel meclisi üyeleri hakkında İçişleri Bakanının verdiği kararlar
Diğerleri için yetkili merciin yargı çevresinde bulunduğu bölge idare mahkemesi.
İtirazların incelenmesinde süre En geç üç ay içinde karara bağlanır. Verilen kararlar kesindir.
İtiraza konu kararlar, idarenin verdiği kararlara ilişkin olup, Savcılık kararları için bu yol kullanılamaz.
İştirak halinde işlenen suçlar (10 İştirak halinde işlenen suçlar (10. madde) Bu Kanun kapsamındaki suçların iştirak halinde işlenmesi durumunda; Memur olmayan, memur olanla Ast memur, üst memurla aynı mahkemede yargılanır.
İştirak: Kasten ve hukuka aykırı şekilde, bir fiilin birden fazla kişi tarafından birlikte hareket edilerek işlenmesi durumudur. Suçun yasal tanımında yer alan fiili birlikte gerçekleştiren kişilerden her biri fail olarak sorumlu olur.
Yalnızca memurlar tarafından işlenebilen görev suçlarına iştirak halinde memur olmayan kişi memur olanla birlikte yargılanır.
Soruşturma izninin gönderileceği merci (11.madde) Soruşturma izninin itiraz edilmeden kesinleşmesi, İtirazın reddi sonunda kesinleşmesi, Soruşturma izni verilmemesine ilişkin karara karşı yapılan itirazın kabulü üzerine Dosya, derhal yetkili ve görevli Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilir.
İzin üzerine ilgili Cumhuriyet Başsavcılığı, Ceza Muhakemeleri Kanunu ve diğer kanunlardaki yetkilerini kullanmak suretiyle hazırlık soruşturmasını yürütür ve sonuçlandırır.
Hazırlık soruşturmasını yapacak merciler (12. madde) Kural olarak, hazırlık soruşturması genel hükümlere göre yetkili ve görevli Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yapılır.
İstisnalar; Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreteri, Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Sekreteri, Müsteşarlar ve valiler ile ilgili olarak yapılacak olan hazırlık soruşturması Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı veya Başsavcıvekili, tarafından yapılır.
Kaymakamlar ile ilgili hazırlık soruşturması il Cumhuriyet Başsavcısı veya Başsavcıvekili tarafından yapılır.
Hazırlık soruşturması sırasında hâkim kararı alınmasını gerektiren hususlarda; Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreteri, Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Sekreteri, müsteşarlar ve valiler için Yargıtayın ilgili ceza dairesine, kaymakamlar için il asliye ceza mahkemesine, diğerleri için ise genel hükümlere göre yetkili ve görevli sulh ceza hâkimine başvurulur.
Yetkili ve görevli mahkeme (13.Madde) Kural olarak; Davaya bakmaya yetkili ve görevli mahkeme, genel hükümlere göre yetkili ve görevli mahkemedir.
İstisnalar Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreteri, Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Sekreteri, Müsteşarlar Valiler için yetkili ve görevli mahkeme Yargıtayın ilgili ceza dairesi,
Kaymakamlar için ise il ağır ceza mahkemesidir.
Vekillerin durumu (14.Madde) Bu Kanunun uygulanmasında vekiller, asillerin tabi olduğu usule tabidir. Vekil: Asilin görev başında bulunmadığı zamanlarda yerine bakan, onun tüm yetkilerini haiz, asilin atanma koşullarını taşıyan kimsedir. Geçici idari bir görevlendirmedir.
Vekalet görevinin ortaya çıktığı durumlar: O yerdeki memurun geçici olarak görevden ayrılması Kadronun boş bulunması
Cumhuriyet başsavcılığınca re'sen dava açılacak haller (15.madde) Re’sen soruşturma açılma nedenleri Memurlar ve diğer kamu görevlileri hakkındaki ihbar ve şikayetlerin ihbar veya şikayet edileni mağdur etmek amacıyla yapılması, Uydurma bir suç isnadı suretiyle yapılması.
Öğrenme zamanı Savcılıkça yürütülen hazırlık soruşturmasının sonuçlanmasıyla, yargılama sonucunda suçun sabit olmasıyla
Memurlar ve diğer kamu görevlileri aynı sebeplere istinaden kamu davası açılması için Cumhuriyet Başsavcılığına başvurabilir. Haksız isnatta bulunanlar hakkında genel hükümlere göre tazminat davası açabilirler.
Kamu hizmetinin aksamaması ve sağlıklı yürütülmesi, Hükmün amacı Kamu hizmetinin aksamaması ve sağlıklı yürütülmesi, Kamu otoritesinin sarsılmasının önüne geçilmesi, Kamu görevlisinin onur ve saygınlığının kamu yararı uyarınca korunması ve güvence altına alınması.