1929 BUHRANI VE türkİye ekonomisi üzerİne etkİleri ADU, EKONOMİ VE FİNANS BÖLÜMÜ FİNANSAL KRİZ ANALİZLERİ DERSİ 1929 BUHRANI VE türkİye ekonomisi üzerİne etkİleri ÖZNUR ÖZDAMAR
1929 BUHRANI 1929 Ekonomik Buhranı’na kadar ekonominin kendiliğinden dengeye geleceğini, tam istihdamın kendiliğinden sağlanacağını ve otomatik olarak her arzın kendi talebini yaratacağı görüşünü savunan KLASİK ve NEOKLASİK yaklaşım hüküm sürmüştür. Gelişmiş ülkelerde bile şiddetli depresyon ve yüksek işsizlik rakamları ile krizin patlak vermesi Klasiklerin görüşlerini reddeden bir süreci doğurmuş, Keynesyen talep yönlü politikaları öne çıkarmıştır.
1929 BUHRANI SONRASI John Maynard Keynes : Ekonominin tam istihdamdan ziyade eksik istihdamda olduğunu, devlet müdahalesi olmadan dengenin yeniden sağlanamayacağını savunur. Keynes maliye ve para politikalarının önemine değinmiş, yatırım yaratan maliye (kamu harcamaları) ve para politikaları ile milli gelir artırımı ve talep yaratmanın tam istihdam sorununu çözeceğini öne sürmüştür.
1929 BUHRANI SONRASI Keynesyen politikalar önderliğinde 1929 krizinden 1939 yılında başlayan 2.dünya savaşı sonuna kadar korumacı bir anlayış dünya genelinde ekonomik yapıya hakim olmuştur. Uluslararası Para Fonu (IMF)- 1945, Uluslararası İmar ve Kalkınma Bankası (IBRD)-1944 kuruluşlarının faaliyet göstermeye başlaması ile Gümrük Tarifeleri ve Ticaret Genel Anlaşmasının (GATT)- 1948 imzalanması bu döneme rastlar.
1929 BUHRANI SONRASI Keynesyen politikalar sayesinde 1940’ların başından 1970’lerdeki yeni ekonomik krizlere kadar bir refah artışı yaşanmış, pek çok ülkede bu politikalar uygulanmıştır. Örneğin ABD Başkanı Franklin Roosevelt talep artışını sağlamaya yönelik ücretlerin artırılması, spekülasyonların önlenmesi, ihracat artışı için kur ayarlanması, üretimin artırılması için teşvikler, işsizlik ödenekleri verilmesi, yeni istihdam olanaklarının geliştirilmesi gibi önlemler almıştır.
1929 krizinin türkiye üzerindeki etkileri 1929 Krizi’nin Türkiye üzerindeki etkisi Amerika ve diğer Avrupa ülkelerine nazaran az olmuştur. Bunun nedenleri arasında 1)Pazar Ekonomisi anlayışının Türkiye’de gelişmemiş olması, 2)Dış ticaretteki payının sınırlı olması, 3)Yabancı Sermaye yatırımlarının diğer ülkelere kıyasla sınırlı olması ve bu nedenle yabancı fonların azlığı gösterilebilir.
1929 krizinin türkiye üzerindeki etkileri 1929 Krizi’nin Türkiye üzerindeki etkisi diğer Avrupa ülkelerine kıyasla az olsa da, belli başlı etkiler mevcuttur ve şu şekilde sıralanabilir: Dış ödemeler açığı Türk parasının değer yitirmesi Deflasyonist bir sürecin başlaması Tarımsal ekim alanlarının daralması (Dış ticaretteki düşüş ve tarımsal malların fiyatlarındaki düşüş, tarımda çalışanların gelirlerini azaltmış ve aldıkları kredileri ödeyememekle birlikte pekçoğu iflas etmiştir.)
1929 krizinin türkiye üzerindeki etkileri Türkiye Cumhuriyetinin kuruluşundan 1920’lerin sonuna kadar büyük ölçüde ekonomi tarıma dayalıydı. Nüfusun %80’i kırsal kesimde yaşamakta, %70’inden fazlası çiftçilikle uğraşmakta ve GSMH’nın yarısı tarımdan elde edilmekteydi. 1927 yılında başlayan öncül kriz etkileriyle dünya tarım fiyatlarındaki dalgalanmalar, Türkiye’de tarım sektörünün üçte bir oranında daralmasına neden olmuştur. Bu sanayi sektörü ve hizmet sektöründeki iyileşmelere rağmen ekonominin genel anlamda %11 oranında küçülmesine sebebiyet vermiştir.
1929 krizinin türkiye üzerindeki etkileri Ekonominin küçülmesi ve GSMH’daki düşüşle birlikte kişi başına GSMH da 1927 yılında, önceki yıla göre düşmüş, özellikle kriz yılı sonrasını takip eden 1932-1935 yılları arası dönemde kuruluş yılı olan 1923’teki kişi başına GSMH seviyelerine gerilemiştir. Alt yapı, sermaye, teknik bilgi ve özel girişim yetersizliği yüzünden 1923-1934 yılları arası zaten tarım kesiminde işgücü istihdamının diğer sektörlere nazaran yüksek olması normal bir durum iken kriz yılı sonrası 1930’da tarım kesimi istihdamında da düşüş yaşanmıştır.
1929 krizinin türkiye üzerindeki etkileri Tarım fiyatlarındaki düşme seyri, ihracatın daralmasına neden olmuştur. Buhran sonrasında TL’nin değer yitirmesiyle, dış ticarette ikili anlaşmalar yapılarak ithalata miktar sınırlandırmaları getirilmiş, gümrük tarifeleri artırılarak TL’nin değeri korunmaya çalışılmıştır. Bu tedbirlere ilave olarak 25 Şubat 1930 yılında Türk Parasının Kıymetini Koruma Kanunu ve 11 Haziran 1930 yılında Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası kurulmuştur.
1929 krizinin türkiye üzerindeki etkileri 1929 Buhranının en önemli etkisi Türkiye’nin ekonomi politik açıdan bir dönüm noktasına girmesidir. Liberal ekonomi politikasının yanısıra devletin de ekonomide rol oynaması gerektiği kararlaştırılmış, yatırım ve kalkınma için devletin doğrudan ekonomiye müdahalesi söz konusu olmuştur. Milli İktisat ve Tasarruf Cemiyeti kurularak ülkenin uluslararası piyasada üst seviyelerde yer alması amaçlanmıştır. 5 yıllık sanayi kalkınma planları hazırlanmıştır. İthal ikamesi yoluyla yerli kaynakların kullanımı artırılarak ithalatın GSMH içerisindeki payının azaltılması ve yatırımların artırılması amaçlanmıştır.