ATATÜRK VE TARIM Abdurrahman ERDOĞAN 2007-Tekirdağ cksbilgi.com.

Slides:



Advertisements
Benzer bir sunumlar
Küçük Mustafa Selanik ‘te yaşayan Ali Rıza Bey ve Zübeyde Hanım ‘ın bir oğulları olmuş. Adını Mustafa koymuşlar.Mustafa büyümüş . Önce Mahalle mektebine.
Advertisements

Kamulaştırma ve Sorunlar
CUMHURİYETİN GETİRDİKLERİ
EKONOMİ ALANI’NDA YAPILAN İNKİLAPLAR
ATATÜRK HAFTASI (10 KASIM)
T.C. İnkılap Tarihi ve Atatürkçülük HER ŞEY GÜÇLÜ BİR TÜRKİYE İÇİN
TOPLUMSAL YAPIYI OLUŞTURAN ÖĞELER
COĞRAFYA İÇERİSİNDEKİ YERİ
TÜRKİYE’DE SANAYİ SEKTÖRÜ
ARAZİ TOPLULAŞTIRMADA PROJE MALİYET HESABI
ARAZİ TOPLULAŞTIRMASININ KIRSAL ALANA ETKİLERİ
AVRUPA BİRLİĞİ ORTAK TARIM POLİTİKASI Ortak Piyasa Düzenleri
DERS-2: Milli Güvenlik Stratejimiz
Tarımsal Üretici Birlikleri ve Kooperatifler Açısından Biyodizel
No Konu Ürettiklerimiz
7. büyük tekstil ve hammaddeleri 6. büyük hazır giyim ve konfeksiyon
MUSTAFA KEMAL ATATÜRK.
SİYASİ HUKUKİ EĞİTİM ve KÜLTÜR TOPLUMSAL EKONOMİ
Milli ekonominin temeli ziraattir. Bunun içindir ki, ziraatte kalkınmaya büyük önem vermekteyiz. Köylere kadar yayılacak programlı ve pratik çalışmalar,
TOPRAKTAN GELEN YAŞAM Erdoğan GÜL.
GAZİ MUSTAFA KEMAL ATATÜRK
TARIMSAL YAPILAR VE SULAMA DERSİ ARAZİ TOPLULAŞTIRMASI
1.ÜNİTE BİR KAHRAMAN DOĞUYOR ÖZET
ATATÜRK’Ü TANIYALIM Ayten IŞILDAĞ.
TÜRKİYE’DE TARIM VE HAYVANCILIK
SON ON YILDA HAYVANSAL ÜRETİMİN GELİŞİMİ VE TARIMIN FİNANSMANI
Copyright ©2004, South-Western College Publishing Uluslar arası İktisat By Robert J. Carbaugh 9th Edition 1. Bölüm: Uluslar arası İktisat.
MİLLİ GELİRİN HESABI.
ATATÜRK’ÜN HAYATI.
CUMMHURİYET VE ATATÜRK
ATATÜRK İLKE VE İNKILAPLARI
ATATÜRK'ÜN HAYATI.
EKONOMİ ALANINDA YAPILAN YENİLİKLER
KIRSAL KALKINMA ve ÖRNEK PROJELER
CUMHURİYET VE ATATÜRK
EĞİTİM VE KÜLTÜR ALANINDA YAPILAN İNKILAPLAR
Osmanlı Devleti 17. yüzyıldan itibaren toprak kaybetmeye başlamıştır
1929 BUHRANI VE türkİye ekonomisi üzerİne etkİleri
AĞAÇ SEVGİSİ  Atatürk'ün doğayı, ağacı sevmesinin en belirgin örneklerinden birisi de kuşkusuz Atatürk Orman Çiftliği'dir Atatürk,
ATATÜRK’ÜN HAYATININ KRONOLOJİSİ 1893:Askeri Rüştiye'ye girdi ve Kemal adını aldı.1893:Askeri Rüştiye'ye girdi ve Kemal adını aldı. 1895:Selanik Askeri.
AtatürkAtatürk Hazırlayan:Duygu Jan ABACI 3/A Sınıfı Öğrencisi No:140.
Tarıma verilen destek 90'lı yıllara kadar o zamanki Avrupa Ekonomik Topluluğu'nun yıllık bütçesinin %60'ı kadardır. Tarım desteği bugünkü Avrupa Birliği'nin.
Küresel Ticaretin Üç Elemanı
YAŞADIĞIMIZ YERLER Tarihin akışı içinde insanlar göçebelikten yerleşik hayatta geçerken insan yaşamını kolaylaştıracak toprağı ve iklim elverişli yerleri.
Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk, 19 Mayıs 1881 yılında, Selanik'te Kocakasım Mahallesi, Islahhane Caddesi'ndeki üç katlı pembe.
İSVEÇ KRALLIĞI (2017 YILI SUNUMU)
Tarımda Teknoloji Kullanımı
Tarım Hukuku 3.
İtfaiye Hizmetleri Alanındaki Yenilikler
KONU BAŞLIKLARI BİLGİ EKONOMİSİ GELİŞİMİ BİLGİ EKONOMİSİ ÖZELLİKLERİ
ATATÜRK’ÜN YAPTIĞI HİZMETLER
EKONOMİ VE SOSYAL HAYAT / ÜRETİMDE VE YÖNETİMDE TOPRAK
ÜLKEMİZDE EKONOMİK FAALİYETLER
ATATÜRK’ÜN HAYATI.
ÜLKEMİZDE NÜFUS / Nüfusumuzun Özellikleri
Türkiye ekonomisi 2016'nın son çeyreğinde %3. 5, 2016 yılında %2
ATATÜRK’ÜN HAYATI
SHB-221 TÜRKİYE’NİN TOPLUMSAL VE EKONOMİK YAPISI
ATATÜRK’ÜN HAYATI.
TARIMSAL YAPILAR VE SULAMA DERSİ ARAZİ TOPLULAŞTIRMASI
TARIMDA ÖRGÜTLENME VE KOOPERATİFÇİLİK DERS NOTLARI
Cumhuriyetimizin Kurucusu… Mustafa Kemal ATATÜRK.
RESİM Her gün, Enginlerden engin, Yücelerden yüce
Bu Sunu En İyi Ofis 2010 Yüklü Bilgisayarlarda Görüntülenir
YARININ GÜMRÜKLERİ NİZAMETTİN AĞAR
NİŞANTAŞI ÜNİVERSİTESİ
İNKILAPLAR. Siyasi Alanda Yapılan İnkılaplar  Saltanatın kaldırılması (1 Kasım 1922)  Ankara’nın başkent olması(13 Ekim 1923)  Cumhuriyetin ilanı (29.
NİŞANTAŞI ÜNİVERSİTESİ
TARIM EKONOMİSİ ve İŞLETMECİLİK DERS NOTLARI
Tarım sektörünün önemi
Sunum transkripti:

ATATÜRK VE TARIM Abdurrahman ERDOĞAN 2007-Tekirdağ cksbilgi.com

Atatürk’ün doğa sevgisi, babası öldükten sonra annesi ve kardeşi ile beraber Selanik’in otuz kilometre yakınlarında Zübeyde Hanımın ağabeyi olan Hüseyin Ağa’nın çiftliğine yerleşmeleri ile başlamıştır. Burada, Atatürk çiftçilik işleri ile uğraşarak, yeşilliğe, toprağa ve doğaya ilgi duymuştur. O’nun bitki ve hayvan sevgisinin ilk belirtileri, bu çiftlik yaşamından kaynaklanmaktadır. Çünkü O, ileriki yaşamında çiftlikler kuracak, hayvan besleyecek ve ağaçlandırmaya büyük önem verecektir.

Ankara’yı Türkiye Cumhuriyetinin başkenti yapan ve bir bozkır kasabasında modern bir şehir kuran Atatürk, bu yönüyle de, günümüzdeki, şehircilik, çevre ve tabiat güzelliği kavramlarına, 1920’li yılların şartları içinde ışık tutan bir dehadır. Bu kavramların bilinmediği ve konuşulmadığı o yıllarda, şehircilik uzmanlarını getirterek, Cumhuriyetin başkenti Ankara’yı düzene sokan, ağaç diktiren, bulvarlar açtıran, Çiftliği kuran, sefaret bahçelerinde yeşilliğe imkan veren Atatürk, diğer yönleriyle olduğu gibi, bu yönüyle de her zaman örnek alınması gereken eşsiz büyük bir önderdir. Atatürk, 1925 yılında kendi aylığından ödeyerek çiftliğin bugünkü yerini satın almıştır. O yıllarda bu topraklar, ortasından demiryolu geçen bataklık ve boş bir araziydi. O toprağa karşı zafer kazanabileceğini de kanıtlayarak çiftliği burada kurdu. Bugün, Ankaralılar için çiftlik bir dinlenme yeri haline gelmiş, Atatürk’ün önderliğinde dikilen ağaçlar büyümüş, gölgesinde insanlar dinlenir olmuştur.

Afet İnan, Atatürk ve Çankaya’nın ilk Cumhurbaşkanlığı Köşkü için seçilmesini anlatırken şöyle diyor: “Atatürk’ün Çankaya’yı seçmesinde etken, birkaç büyük karakavak ve söğüt ağaçlarının bulunması idi. Onların rüzgarlı günlerdeki hışırtısından daima zevk duyardı.”      Atatürk doğayı çok seven bir insandı. Toprağa, Yeşile, çiçeğe, ağaca hayrandı. Nezihe Araz, Atatürk’ün yeşile verdiği önemle O’ndaki doğa sevgisini bir söyleşide şöyle dile getirmiştir:      “Ne oldu buradaki ağaca”      “Çankaya köşkünden Meclis binasına giderken o günün Ankara’sında bir tek iğde ağacı vardır. Mustafa Kemal, her gün ağacın önünden geçerken arabayı yavaşlatıyor ve ağacı selamlıyor. Bir gün; ‘Bakın bu benim...’ derken, o ağacın yerinde olmadığını görüyor. Büyük bir telaşla otomobili durdurup iniyor. Buradaki işçilere; ‘Ne oldu buradaki ağaca’ diyor. ‘Efendim, yolu genişletmek için ağacı kestik’ cevabını alıyor. Arabasına dönen Mustafa Kemal ağlamaya başlıyor. Bunun başka yolu yok muydu? diye.”

Atatürk, İzmir İktisat Kongresi'nde yaptığı konuşmada tarımın önemi   Atatürk, İzmir İktisat Kongresi'nde yaptığı konuşmada tarımın önemi üzerinde durmuş; ‘Kılıç kullanan kol yorulur, fakat saban kullanan kol, her gün kuvvetlenir." demiştir.

"Milli ekonominin temeli tarımdır. Bunun içindir ki tarımda kalkınmaya büyük önem vermeliyiz. Köylere kadar yayılacak programlı ve pratik çalışmalar bu amaca ulaşmayı kolaylaştıracaktır. Fakat bu hayati işi isabetle amaca ulaştırabilmek için, ilk önce ciddi etütlere dayalı bir tarım siyaseti uygulamak ve onun içinde her köylünün ve bütün vatandaşların kolayca kavrayabileceği ve severek uygulayabileceği bir tarım rejimin kurmak lazımdır" görüş ve direktifleri ile tarımın ve tarımsal kalkınmanın Türkiye ekonomisindeki yerini ve önemini vurguluyordu.’’

Bir defa, memlekette topraksız çiftçi bırakılmamalıdır Bir defa, memlekette topraksız çiftçi bırakılmamalıdır. Bundan daha önemli olanı ise bir çiftçi ailesini geçindirebilen toprağın hiçbir sebep ve suretle bölünemez bir nitelikte olması, büyük çiftçi ve çiftlik sahiplerinin işletebilecekleri arazi genişliği, arazinin bulunduğu memleket bölgelerinin nüfus yoğunluğuna ve toprağın verim derecesine göre sınırlandırılması lazımdır. Memleketi; iklim, su ve toprak verimi bakımından, tarım bölgelerine ayırmak gerekir. Bu bölgelerin her birinde, köylülerin gözleriyle görebilecekleri, çalışmaları için örnek tutacakları verimli, modern pratik tarım merkezlerinin kurulmalıdır.

“Bir de başta buğday olmak üzere, bütün gıda ihtiyaçlarımızla sanayimizin dayandığı çeşitli hammaddeleri temin ve dış ticaretimizin esasını oluşturan çeşitli ürünlerimizin ayrı ayrı her birinde, miktarlarını arttırmak, kalitesini yükseltmek, üretim masraflarını azaltmak, hastalık ve düşmanlarıyla uğraşmak için gereken teknik ve yasal her önlem zaman geçirilmeden alınmalıdır.”

Atatürk tarlada Türk Köylüsü ve biçer-döverle ARKADAŞLAR! KILIÇLA FETİH YAPANLAR, SAPANLA FETİHLER YAPANLARA MAĞLUP OLMAYA VE NETİCE İTİBARIYLA MEVKİLERİNİ ONLARA BIRAKMAYA MECBURDURLAR.

Ankara Ziraat Mektebi Binası Gerek mevcut olan ve gerekse de bütün memleket tarım bölgeleri için yeniden kurulacak tarım merkezlerinin kesintiye uğramadan tam verimli olarak faaliyetlerini, şimdiye kadar olduğu gibi devlet bütçesinden ağırlık vermeksizin kendi gelirleriyle kendi varlıklarının idaresini ve gelişmesini sağlayabilmeleri için, bütün bu kurumlar birleştirilerek geniş bir işletme kurumu oluşturulmalıdır.

Çiftlikte bir köylü çocuğu ile sohbette ORDUMUZUN ŞİMDİYE KADAR KAZANDIĞI MUVAFFAKİYETLER MEMLEKETİMİZİ GERÇEK KURTULUŞA KAVUŞTURMUŞ SAYILAMAZ. BU ZAFERLER ANCAK MÜSTAKBEL ZAFERLERİMİZ İÇİN KIYMETLİ BİR ZEMİN HAZIRLAMIŞTIR. ASKERİ ZAFERLERİMİZLE MAĞRUR OLMAYALIM. YENİ İLİM VE İKTİSAT ZAFERLERİNE HAZIRLANALIM.

‘Tarım kredi kooperatiflerinin az zamanda bütün yurdu kaplamasını, başarıcı gayretinizden bekliyoruz." (Atatürk'ün Tamim, Telgraf ve Beyannameleri, s. 576)

Bu dönemde en önemli ilk adım Türkiye ekonomisinin gelişmesi ve güçlenmesi için yapılması gerekenleri tartışmak üzere toplanan 1923 İzmir İktisat Kongresidir. Kongrede alınan karar şöyledir; Reji idaresinin kaldırılması ve yabancıların elinde bulunan içki ve tütün teklinin yerli halka verilmesi Aşar vergisinin kaldırılması Lüks ithalattan kaçınılması Yerli üretimin geliştirilmesine çalışılması Yabancı sermayenin ülke gelişmesine katkısı göz önünde bulundurularak izin verilmesi Kapitülasyonların kaldırılması Hayvancılığın geliştirilmesi Banka kurulmasının teşviki Devlet memurları ve askerlerin ihtiyaçlarının yurt içinden karşılanması.

Tarım sektörü açısından en önemli değişiklik 17 Şubat 1925 tarih ve 552 sayılı kanunla “aşar vergisi”nin kaldırılması olmuştur. (Dinler, 1996).

1927 yılında yapılan Ziraat Sayımı sonuçlarına göre, toplam nüfus 13,6 milyon, kır nüfusu 10,3 milyondur (Anonim, 1990). Çiftçi ailesi sayısı da 1.751.239’dur (Demirci ve Özçelik, 1990). 1938’de 35 ilde yapılan ve genelleştirilen bir anket çalışmasına göre nüfusun %25’i, toprakların %14’üne sahip olduğu bulunmuştur.

Büyük mülklerin ancak %5-10’u tarla olarak kullanılmıştır Büyük mülklerin ancak %5-10’u tarla olarak kullanılmıştır. Ekilen topraklar genellikle ortakçı ve yarıcı statü ile topraksız köylüler tarafından basit teknolojiler kullanılarak işletilmiştir. Nüfusun ihtiyaç duyduğu gıda maddeleri geri teknolojinin kullanılması, karayollarının yetersizliği ve büyük şehirlere ulaşımın maliyetli olması nedeni ile yeterince karşılanamamış ve zaman zaman bazı gıda maddeleri ithal edilmiştir. 1923’de tarım ürünleri ithalatı %27 iken alınan bir dizi önlemlerle 1928’de %18’e düşürülmüştür (Dinler, 1996).

Büyük 1923 yılına göre 1933 yılında; hububat ekim alanlarında %9, bakliyat ekim alanlarında %17, şekerpancarı ekim alanında %205, patates ekim alanında %39 artış olmuşken, bu ürün ve ürün gruplarındaki üretim artışı ise hububatta %63, bakliyatta %72, patateste %47 ve şekerpancarında %2700 olmuştur. Bu dönemde zor şartlara rağmen geçimlik üretimden pazara dönük üretimin ilk sinyalleri verilmeye başlanmıştır. Cumhuriyetin ilk on yılında tarımın milli gelir içindeki payı sabit fiyatlarla çok az değişmiştir. 1923 yılında %43 olan tarımın payı 1933 yılında %41,5’e düşmüştür. Yine bu dönemde tarım sabit fiyatlarla yaklaşık %100 gelişme göstermiştir (Yeni ve Dölekoğlu, 2003). 1923 yılında ihracat 50.8 milyon dolar , ithalat ise 86.9 milyon dolar iken bu rakamlar 1930 yılında sırasıyla 71.4 ve 69.5 milyon dolar düzeyine yükselmiştir. Bu dönemde 1930 yılı hariç olmak üzere tüm yıllarda dış ticaret dengesi sürekli açık vermiştir. İhracatta tarımın payı %86 olarak gerçekleşmiştir.

1945 yılında çıkarılan “çiftçiyi topraklandırma kanunu” ile de vakıf arazilerinin tümünün kamulaştırılarak çiftçiye dağıtılması çalışmaları başlamıştır. Bu dönemde topraksız köylüleri topraklandırma çalışmaları yapılmıştır. 1923-1938 yılları arasında 3,7 milyon dekar arazi dağıtılmıştır. (Dinler, 1996)

"Türkiye'nin sahibi ve efendisi kimdir? Bunun cevabını derhal birlikte verelim: Türkiye'nin hakiki sahibi ve efendisi, hakiki üretici olan köylüdür. O halde, herkesten daha çok refah, saadet ve servete hak kazanan ve layık olan köylüdür. Binaenaleyh Türkiye Büyük Millet Meclisi Hükümetinin iktisat siyaseti bu temel gayeyi gerçekleştirmeye yöneltmiştir." (Atatürk'ün Söylev ve Demeçleri, Cilt I, s. 225)

Sonuç (Bugün) Dünya tahıl ticaretinin % 80’ini elinde bulunduran ABD, bugün , dünyanın büyük kısmının yediği ekmeği sağlayan ülke durumundadır. Gelişmiş ülkelerin gerek 3.ncü ülkelere ve gerekse birbirlerine karşı ÖDÜN VERMEDİKLERİ TEK KONU TARIMDIR Gelişmiş ülkeler kendileri dışında herhangi bir ülkenin tarım alanında REKABETE KATILMASINA KESİNLİKLE İZİN VERMEMEKTEDİR. “Amerikan Endüstrisi ve tarımının, kotalarla ve özel anlaşmalarla enerjik bir biçimde korunması, ABD’nin uluslar arası ekonomi politikasının yaşamsal bir unsurudur.’’

İNSANOĞLU ÖNCELİKLE KARNINI DOYURMALIDIR. Türkiye, 1970’lere kadar kendi kendini besleyebilen 7 ülkeden biri idi. Kendi kendini besleyebilme ile kastedilen, bir ülkenin temel besin (tahıl ve hayvan) ürünlerini dışarıdan almasına gerek kalmadan, nüfusunu kendi imkânları ile doyurabilmesidir. Maslow’un ihtiyaçlar hiyerarşisine göre insanoğlunun en temel ihtiyacı fiziksel ihtiyaçlarıdır. İNSANOĞLU ÖNCELİKLE KARNINI DOYURMALIDIR. Bu kapsamda; karnını doyurma ihtiyacı göz önüne alındığında, Cumhurbaşkanı ile asgarî ücretli sıradan bir vatandaş arasında hiçbir fark yoktur. Bilgisayar, otomobil, cep telefonu , internet vb. olmadan hayat devam edebilir. Ama havasız, susuz ve gıdasız hayat devam etmez. Ederse de en fazla 1 hafta devam eder. “ABD’nin yiyecek silâhı, Arap petrol kartellerinin elindeki ‘Petrol silâhı’ ile boy ölçüşecek durumdadır.” Henry Kissinger Dışişleri Bakanı ve Beyaz Saray Danışmanı.

“Tek bir şeye ihtiyacımız var “Tek bir şeye ihtiyacımız var. Çalışkan olmak” direktifi de her alanda olduğu gibi tarımsal alanda da bugüne dek güncelliğini ve geçerliliğini korumaktadır” http://www.cksbilgi.com http://www.zootekni.net

“Tek bir şeye ihtiyacımız var “Tek bir şeye ihtiyacımız var. Çalışkan olmak” direktifi de her alanda olduğu gibi tarımsal alanda da bugüne dek güncelliğini ve geçerliliğini korumaktadır”