SINIFTA ÖĞRENME KURAMLARI
Bilgi kuramı olarak epistemoloji, bilginin nasıl kazanıldığı, nasıl kurulduğu ve üretildiği ile ilgili sorunları araştırır. Hepimiz biliyoruz ki henüz bilim, insan beyninin nasıl çalıştığını açıklayamamaktadır. O halde, bilgi insan beyninin bir ürünü olsa bile beynin nasıl çalıştığı netlik kazanmadığı sürece bu ürünün doğasının açıklanması da bizim için sorun olmaya devam edecektir. Farklı felsefi yaklaşımlara bağlı olarak bilginin doğası ve nasıl oluştuğu ile ilgili de farklı epistemolojik yaklaşımlar ortaya çıkmıştır. Bu yaklaşımlar genellikle öğrenmenin nasıl meydana geldiğini açıklamaya çalışırlar ve öğrenme için yaptıkları tanımların ortak tarafı öğrenmeyi davranış değişikliği süreci olarak görmeleridir.
TEMEL ÖĞRENME ALANLARI Hayatımız boyunca sahip olduğumuz öğrenmelerimizi bilişsel, duyuşsal ve devinişsel olarak üç farklı öğrenme alanına ayırabiliriz. Bilişsel öğrenme alanı; genellikle zihinsel etkinlikler yoluyla sahip olduğumuz öğrenilmeleri içerir. Duyuşsal alanla ilgili öğrenmelerimiz daha çok bizim inanç, niyet, his, heyecan, korku, sevgi ve tutumlarımızla ilgili davranış değişikliklerimizdir. Devinişsel alanla ilgili öğrenmelerimiz ise değişik organlarımızın, reflekslerimizin uyum içinde belli bir amaç doğrultusunda kullanılabilmesini gerektiren davranışların kazanılmasını içerir.
TEMEL ÖĞRENME ALANLARI……… Bilişsel öğrenme alanı
Bilişsel öğrenme alanı…….. Bilgi Basamağı: Bu düzeyde öğrenci kurallar, prensipler, olgular ve ilişkiler hakkında yüzeysel bilgiye sahiptir. Meselâ, öğrenci kendine gösterildiği gibi bir doğrunun eğimi formülünü ifade edebilir. Anlama Basamağı; Bilgi basamağından sonra gelen basamaktır. Bu düzeyde öğrenci olguyu, ilişkiyi, prensibi kendi ifadeleriyle yeniden yorumlar ve anlamlaştırır. Öğrenci, çevirme yorumlama, özetleme, anlamlaştırma gibi etkinlikler yapar. Doğrunun eğimini koordinat düzlemi üzerinde oluşturacağı dik üçgendeki trigonometrik oranlardan yararlanarak ifade edebilir. Bu basamaktaki bir öğrenci aşağıdaki sorunun cevabını verebilecek düzeydedir: Bir doğru ( ) aralığında artan ise eğimi .......... olur. (a) sıfır (b) negatif (c) pozitif (d) belirsizdir
Bilişsel öğrenme alanı…….. Uygulama Basamağı: Öğrenci kavramsallaştırdığı bilgileri, kuramları, olguları, ilişkileri kullanabilir, yeni durumlara uygulayabilir. Meselâ, öğrenci aşağıdaki sorunun cevabını doğru olarak bulabilir: Merkezi (3, 4) noktası olan çembere (2, 1) noktasında teğet olan doğrunun eğimini bulunuz gibi.
Bilişsel öğrenme alanı…….. Analiz Basamağı: Öğrenci olaylarla, olgularla ilgili, teoremlerle çözüm yollarıyla ilgili parçaları ayırt eder. Bütünle ilişkisini kurar. Örneğin, x-eksenini x = 4 de kesen ve (2, -1) noktasından geçen doğru verildiğinde öğrenci bu bilgilerden hareketle iki noktası belli olan bir doğruyu incelemeye başlar ve trigonometri bilgilerini de kullanarak doğrunun eğimini olarak bulur.
Bilişsel öğrenme alanı…….. Sentez Basamağı: Parçalar ve elemanlar bir araya getirilerek anlamlı bir bütüne ulaşılır. Öğrenci karşıt önerilerde bulunabilir, kritik yapabilir, olgu veya ilişkiyi yeniden düzenlenebilir, formüle edebilir. Örneğin, doğrunun analitik incelenmesi konusunda öğrenmesi sentez düzeyinde olan bir öğrenci, bir aracın saatteki hızı ve bu hıza bağlı olarak kilometrede yaktığı yakıtı ikililer şeklinde (20, 25), (30, 30), (40, 30), (90, 50), (120, 90) verildiğinde, hıza bağlı olarak arabanın benzin tüketimini ve hangi hızlarda yakıtın daha ekonomik olduğunu, bilgi parçacıklarını bir araya getirerek yorumlayabilir. Bu amaçla verilen ikililere bağlı olarak orijinden geçen doğrular çizebilir ve oluşturduğu 5 doğrunun eğimlerini karşılaştırabilir.
Bilişsel öğrenme alanı…….. Değerlendirme Basamağı: Öğrenilen bilgi, kuram, teorem ve olguların başka ortamlara taşınabilmesi, yeni varsayımlarda bulunulması. Öğrenilenin çeşitli durumlarda geçerli olup olmadığını araştırılabilmesi öğrencinin değerlendirme basamağında olduğunu gösterir. Sentez basamağında verilen örnekte öğrencinin kullandığı yöntemin en iyi yöntem olup olmadığı araştırılır.
Bilişsel öğrenme alanı……..
Bilişsel öğrenme alanı……..
Bilişsel öğrenme alanı……..
Bilişsel öğrenme alanı……..
Bilişsel öğrenme alanı……..
Bilişsel öğrenme alanı……..
Bilişsel öğrenme alanı……..
Bilişsel öğrenme alanı…….. Değerlendirme düzeyinde öğrenmenin göstergesi olarak:
Duyuşsal öğrenme alanı İlgi, tutum, inanç, sevgi, korku, tutku adlarıyla bilinen manevi boyutu olan öğrenmelerimiz duyuşsal alanla ilgili öğrenmelerimizdir. Kıymet Biçme Alma Davranımda Bulunma Yeniden Düzenleme Kendine Maletme
Duyuşsal öğrenme alanı….. Alma Basamağı: Öğrenci bu aşamada karşılaştığı olayların, olguların, değerlerin, özelliklerin, kuralların farkında olur. Fakat bu farkında olma dıştan gelen bir uyarılma sonucunda gerçekleştiği için yüzeyseldir. Davranımda Bulunma Basamağı: Bu aşamada öğrenci farkında olduğu olayı, olguyu, ilişkiyi değeri kabul eder, ona yönelik tepkide bulunur, karşılık verir ve bunların sonuçlarını gözler. Sonuç olumlu ise davranımdan zevk alır, mutluluk duyar, olumsuz ise sıkılır veya onlara karşı olumsuz tutum geliştirir. Kıymet Biçme Basamağı: Eğer bir önceki aşamada uygulamalar ve tercihler olumlu sonuç vermiş ise bu aşamada birey farkında olduğu değer, yargı veya olguyu benimser, tercih eder ve onun savunucusu olur. Yeniden Düzenleme Basamağı: Değer, olgu, yargı veya kavramla ilgili tercihlerde hisler yerini mantığa bırakır. Kendine Mal Etme Basamağı: Duyuşsal alanın en üst seviyesidir. Öğrenci, vardığı sonuçları, yaptığı tercihleri değerlendirir ve genelleyebilir.
Devinişsel öğrenme alanı Duyu organlarının reflekslerin belli bir amaç için birlikte kullanılabilmesi, organize edilebilmesi gibi becerilerin öğrenilmesini içerir. Taklit Uygulama Pekiştirme Yeni Duruma Uydurma Gözlem
Devinişsel öğrenme alanı……. Gözlem Basamağı: Devinişsel öğrenme alanının ilk basamağı gözlem basamağıdır. Bu basamakta yapılan iş gözlenir, ya da izlenecek yolla ilgili işlem basmakları, yönergeler, talimatlar okunur. Taklit Basamağı: Bu aşamada öğrenci yönergeleri izler. İzlediği veya seyrettiği basamakları bilinçli bir biçimde fakat acemice uygulamaya çalışır. Uygulama Basamağı: Taklit edilen veya uygulaması yapılmaya çalışılan işin, ödevin işlem basmaklarının bütününü yapabilecek düzeyde ustalaşmak ve alışkanlık kazanmak bu düzeyin göstergeleridir. Yeni Duruma Uydurma Basamağı: Öğrenci işleme veya gerekli olan işlem basamaklarına kendi yorumlarını katar. Hem devinişsel hem de bilişsel alanla ilgili öğrenmelerimiz var mıdır?
TEMEL ÖĞRENME YAKLAŞIMLARI Davranışçı Yaklaşım Gestaltçı (Bütünlükçü) Yaklaşım Bilişsel Gelişmeci Yaklaşım Bilgi İşlem Yaklaşımı Fonksiyonalist Yaklaşım Yapılandırmacı Yaklaşım
Davranışçı yaklaşım Davranışçılar, canlıyı etkileyen dış uyarıcıların olduğunu ve bu uyarıcılara karşı verilen tepkiler sonucu davranışların oluştuğunu varsayarlar. Uyarıcı organizmayı harekete geçiren iç ve dış olaylardır. Ses, ışık, resim, koku birer uyarıcı olabilir. Davranışçılara göre, bir uyarıcı karşısında organizmada meydana gelen biyolojik, fizyolojik veya psikolojik değişim tepki veya davranımdır. Davranımların bir araya gelmesiyle oluşan eyleme davranış denir.
Davranışçı Yaklaşım UYARICI TEPKİ DAVRANIŞ Davranışçılar öğrenmeyi koşullanma ve model alma ile açıklamaktadır. Koşullanmanın meydana gelebilmesi için uyarıcı-tepki-pekiştireç döngüsünün tamamlanması gerekmektedir. Buna klasik koşulma diyoruz. İnsanlarda oluşan yüksek düzeyde zihinsel faaliyeti gerektiren karmaşık bilgilerin öğrenilmesini bu tür klasik koşullanma ile açıklayamayız.
Davranışçı yaklaşım…….. Davranışçıların açıkladığı bir diğer öğrenme şekli de edimsel koşullanmadır. Buna göre insanlar davranışlarını o davranışlarının ardışıkları ile ilişkilendirir. Eğer davranışın sonucu olumlu ise aynı koşullar altında birey aynı davranışı tekrarlayabilir. Sonuç olumsuz ise bu defa o davranıştan uzaklaşır. Taklit yoluyla kazanılan davranışlar bir çok defa tekrarlandığında mükemmellik kazanır, pekiştirilir. Burada sonucu gözlenen davranış pekiştireç rolü oynar. Bu açıklamalardan hareketle eğitim sistemimizde de pekiştirilen davranışlar öğrenilir kanaati yaygındır.
Davranışçı yaklaşım…….. Davranışçı yaklaşımın öğretime yaptığı önerileri aşağıdaki gibi özetleyebiliriz: Mademki uyarıcı önemlidir, o halde öğrencilere kazandırılmak istenen davranışlar öğretmen tarafından özellikle vurgulanmalıdır. Ayrıca, model alma yoluyla da öğreniliyorsa bu durumda öğrencinin kazanmasını istediğimiz davranışı öğretmenin de sergilemesi gerekir. Öğrencilerin olumlu davranışlarının öğretmen tarafından onaylanması, takdir edilmesi ve ödüllendirilmesi davranışın pekiştirilmesi açısından önemlidir. Mademki davranışın kazanılmasında pekiştireç önemlidir, o halde öğrenciye becerilerini sergileme ve yaparak öğrenme fırsatı verilmelidir.
Bütünlükçü (gestaltçı) yaklaşım Davranışçıların aksine bütünlükçüler (Gestaltçı psikologlar) gözlenebilen davranışlarla ilgilenmekten çok davranımları derinlemesine ele almaktadır. Bütünlükçülere göre davranışı açıklarken sadece uyarıcı ile davranım arasındaki ilişkiye bakmak yeterli olmayabilir. Davranış bir bütün olarak ele alınmalıdır. Bütün onu meydana getiren parçalardan daha büyüktür, parçaların bir araya gelmesi her zaman bütün hakkında tam bilgi vermez. Bu nedenle, bütünlükçü yaklaşım insan davranışının parçalara bölünerek anlaşılamayacağını savunur. Bireyin aldığı uyarımların anlamlı olabilmesi için bir dizi zihinsel süreçlerin tamamlanması gerekir. Buna kısaca algılama denir. Her bireyin aldığı uyarımları zihinsel süreçlerden geçirme ve örgütleme biçimi farklıdır. Öğrencilere sınıfta aynı uyarıcılar verilmesine rağmen öğrencilerin kazandıkları davranışlar da farklılık gözlenmektedir.
Bütünlükçü (gestaltçı) yaklaşım….... Bütünlükçü yaklaşımın öğretime yaptığı önerileri aşağıdaki gibi özetleyebiliriz: Mademki parçalardan hareketle her zaman bütüne ulaşılamaz, o halde bütünden hareketle öğretim etkinlikleri düzenlemeliyiz. Tümdengelimci bu yöntem öğretim programlarının amaçları belirlenirken kullanılmaktadır. Özellikle geometri tümevarımcı niteliği yanında daha çok tümdengelimci bir niteliğe de sahiptir. Bu nedenle, geometri öğretiminde tümdengelimci bir yaklaşım kullanılmalıdır. Mademki öğrenmenin ön koşulu algılamanın gerçekleşmesidir ve aynı uyarıcı karşısında farklı algılamalar gerçekleşebilmektedir, o halde herkes için anlamlı öğrenmelerin gerçekleşebilmesi için sınıfta bireysel farklılıklara ve ihtiyaçlara dikkat edilmelidir. Öğrenme ortamının düzenlenmesinde ve öğrencilere uyarıcıların sunulmasında öğrencilerin algılamalarını kolaylaştırıcı önlemler ve stratejiler belirlenmelidir.
Bilişsel gelişmeci yaklaşım Biliş, insanın dünyayı ve çevresini anlamaya yönelik yaptığı faaliyetlerin tümüdür. Bilişsel yaklaşıma göre öğrenme bireyin çevresindeki uyarıcıları duyu organları yardımıyla alarak onlara tepkide bulunmasıdır. Davranışçı açıklamadan farklı olarak burada öğrenen dış uyarıcıların pasif alıcısı değildir, onları kabul eder özümser ve kendine uyarlar. Bu yaklaşım daha çok bilginin nasıl elde edildiği ve nasıl örgütlenerek saklandığı ile ilgilenmektedir. Bu bağlamda bilişsel gelişmeci yaklaşıma katkıda bulunanlardan biri olan Piaget’dir. Bilişsel gelişmeci (cognetive development) yaklaşım daha çok Piaget’nin çocukların öğrenmesi üzerine yaptığı araştırmaların sonuçlarına dayandırılmaktadır. Piaget çocukların bilişsel gelişimini duyusal(0-2 yaş),işlem öncesi(2-7 yaş), somut işlemler (7-11yaş) ve soyut işlemler (11yaş sonrası) olmak üzere biyolojik gelişimlerine bağlı olarak dört döneme ayırmaktadır.
Bilişsel gelişmeci yaklaşım…… Piaget’nin aksine Vygostky bilişsel gelişimi sadece çocuğun biyolojik olgunluğuna bağlamamaktadır. Ona göre çocuğun bilişsel gelişiminde dil ve sosyal etkileşim de önemli rol oynar. Sosyal etkileşim sürecinde çocuğun kendi kendini geliştirebileceği ve yeni şeyler öğrenebileceği yaklaşık öğrenme eşiği vardır.
Bilişsel gelişmeci yaklaşım…… Bilişsel gelişmeci yaklaşıma katkıda bulunan psikologlardan bir de Bruner’dir. Bruner’e göre birey karşılaştığı uyarıcıları kavramlaştırır ve onları kategorilere ayırır. Böylece, kavramlaştırma, bir olayın, nesnenin veya olgunun soyutlandırılarak ifade edilmesidir. Sınıflandırma ise kavramları ortak özelliklerine göre gruplandırmaktır. Brunere göre, kavramların kategorileştirilmesi veya sınıflandırılması çevrenin kompleks yapısını sadeleştirmemize yardım eder. Sınıflandırma aynı zamanda bireyin yeni duruma veya nesneye karşı davranışını da şekillendirir. Bruner’e göre kodlanan bilginin saklanması ve geri çağrılması daha kolaydır. Kodlama bireye yeni bilgilerin keşfedilmesinde ve öğrenilen bilgilerin başka durumlara transfer edilmesinde de kolaylıklar sağlar.
Bilişsel gelişmeci yaklaşım…… Öğrenmenin bilişsel boyutunu ön plana çıkaran Bloom’un tam öğrenme modeli de bilişsel gelişmeci öğrenme yaklaşımının içinde ele alınabilir. Öğrencinin öğrenme ihtiyaçlarını merkeze alan bireyselleştirilmiş bir öğrenme yaklaşımı olarak ifade edebileceğimiz Bloom’un tam öğrenme modeli, uygun öğrenme ortamlarında nitelikli bir öğretim sonucunda öğrenilecek konu için belirlenen hedef davranışların belli düzeyde her öğrenciye kazandırılabileceğini vurgulamaktadır. Öğrenmeye ne kadar zaman ayrılırsa o kadar başarı sağlanacağına inanan Bloom, iyi ve zayıf öğrenen yerine hızlı ve yavaş öğrenen tanımlamasını yapmaktadır. Nitelikli bir öğretim yavaş öğrenenleri de arzu edilen öğrenme düzeyine çıkartabilir. Bu amaçla, öğrencinin hazır bulunuşluğu sağlanmalı, sürekli değerlendirmelerle öğrenciye kendi gelişmesi konusunda dönütler verilmeli, yetersiz gelişmeler için tamamlayıcı öğretim yapılmalıdır.
Bilişsel gelişmeci yaklaşım…… Bilişsel gelişmeci yaklaşıma katkıda bulunanlardan biri de tam öğrenme yerine anlamlı öğrenme deyimini kullanan Ausubel’dir. Ausubel anlamlı öğrenmenin nasıl gerçekleştirilebileceği üzerinde durmaktadır. Ona göre bireyin (ön bilgilerin ve mevcut bilgilerin oluşturduğu) mevcut bilişsel yapısı (cognitive structure) vardır. Birey bilişsel yapısına bağlı olarak kendisine sunulanlar arasından seçim yapar ve onları mevcut bilgileri ile ilişkilendirerek işler ve anlamlaştırır. Bu nedenle öğrencinin sınıf ortamlarında bilişsel yapısının geliştirilmesi önemlidir. Bilginin örgütlenmesi ve saklanması ile ilgili açıklamaları birbirlerini tamamlar nitelikte olmasına rağmen Bruner’in önerdiği keşfederek öğrenmeyi zaman alıcı bulan Ausubel etkili sunuş yönteminin öğrencinin bilişsel yapısının geliştirilmesine daha çok yardım edeceğini düşünmektedir. Ausubel, öğrenmenin daha çok sözel yollarla gerçekleştiğini vurgular ve sunuş yoluyla kazandırılan öğrenmenin pasif öğrenme olacağı şeklindeki eleştirilere de katılmaz. Ona göre, öğrenci sunuş yoluyla öğrenirken mevcut bilişsel yapısını kullanır ve kendisine sunulanları bu yapı ile ilişkilendirerek seçer ve işler. Bu seçme ve işleme bilinçli örgütlemeyi gerektirir. Sunuş, öğrencinin mevcut bilişsel yapısını kullanmasını sağlayamıyor ve bilinçli bir örgütlemeyi gerçekleştiremiyorsa orada anlamlı öğrenmeden de söz etmek oldukça zordur.
Bilişsel gelişmeci yaklaşım…… Bilişsel gelişmeci öğrenme yaklaşımının öğretime yaptığı önerileri aşağıdaki gibi özetleyebiliriz: Mademki, öğrenci dış uyarıcıların pasif alıcısı değildir, öyle ise öğrenci merkezli öğretim ortamları tasarlansın ve öğrenci kendine sunulanları aktif olarak özümseyebilsin ve kendi bilgilerini mevcut bilişsel yapısına göre örgütleyebilsin. Mademki, nitelikli öğretimle tam öğrenme sağlanabilir, öyle ise hızlı ve yavaş öğrenenler için uygun öğrenme ortamları oluşturulmalıdır. Mademki, bireyin bilişsel yolla kazandığı davranışları örgütleyerek, kodlayarak saklama ve yeri geldiği zaman hatırlayıp kullanma yetisi vardır, öyle ise öğrenciye kavramlaştırma, sınıflandırma ve kodlama süreçlerini gerçekleştirme fırsatları sağlanmalıdır. Mademki, örgütlenmiş ve anlamlaştırılmış bilgiler daha kolay hatırlanır, öylese öğrenciye doğrudan bilgi aktarma yerine ona problem çözme stratejileri, bilgiye ulaşmanın ve bilgiyi işlemenin yolları öğretilmelidir.