2. Dengeli Davranmak İslam dininin ayırıcı özelliklerinden birisi, dengeli ve ölçülü olmaya önem vermesidir. Kur’an-ı Kerim’de Allah’ın her şeyi denge.

Slides:



Advertisements
Benzer bir sunumlar
Ahmet YORDAM EVRENİN YARATILIŞI
Advertisements

AHLAK, MANEVİYAT ve MANEVİ HAYAT
Fıkıh Beden ve çevre temizliği
Hz.muhammed’in ahlakı.
HZ. MUHAMMED ZAMANI İYİ DEĞERLENDİRİRDİ
YEMEK A D A B I.
Ey iman edenler!Allah’a karşı gelmekten sakınmanız için oruç,sizden öncekilere farz kılındığı gibi ,sizede farz kılındı. 2/Bakara Suresi,183.ayet.
ADALET.
Kendine Karşı Sorumluluk
İlköğretim DKAB Dersi 4. Sınıf 5. Ünite Sunusu
Sevgi, Dostluk ve Kardeşlik
KURAN VE YORUMU 10. SINIF 4. ÜNİTE pedagojiformasyon.com.
4. SINIF II. ÜNİTE: TEMİZ OLALIM
Rahman ve Rahim Olan Allah’ın Adıyla Hz Muhammed’in Örnek Kişiliğinden Kesitler Aşırılıklar Karşısındaki Tutumu.
2. Ünite: İslam’da İman Esasları
KADER VE EVRENDEKİ YASALAR 1
AİLEM VE DİN pedagojiformasyon.com.
DEĞERLER EĞİTİMİ MART HAKSIZ KAZANÇTAN UZAK DURMAK.
MERHAMET …sevgidir..
CEYHUN YILDIZ 7/C&955 KONU:VARLIKLAR ALEMİ.
İBADET KONUSUNDA BİLGİLENELİM
ALLAHIN YARDIMINA GÜVENİRİM ÇALIŞIRIM,BAŞARIRIM
Tüketilen Terminoloji: “Sağlıkta İsraf” kavramının israfı
Başkalarına Zarar Vermek- Kul Hakkı
3. Sempatik ve Esprili Konuşmak
Sorumluluk Bilinci.
3. Kardeşler Arasındaki İlişkiler
ORUÇ İBADETİ.
4. Yemek Yeme Esnasında Dikkat Edilmesi Gerekenler
Aklın Dinî Sorumluluktaki Yeri ve Önemi
Çevreyi Korumak.
4. İbadetlere Devamlılığı
2. Nimete Şükür (Besmele ve Hamd)
İNSANIN PAYLAŞMA VE YARDIMLAŞMA İHTİYACI
1. Anne Babanın Çocuklara Davranışı
İslam’da Bilginin Kaynakları
2. Nezaket.
2. İnanca Bağlılığı.
4. İyiliğe Karşılık Beklememek
Rasulullah (sav) buyurdular ki ;
Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Dersi Hazırlayan: İsmail TÜRKMENOĞLU
Peygamberlerin İnsanlardan Seçilmesinin Nedenleri
İlahi Kitaplara İman -Allah Niçin Vahiy Göndermiştir?
4. Kendimize Karşı Sorumluluklarımız :
Peygamberlere Gelen İlahi Mesajların Ortak Amaçları
İnsanın Çabası: EMEK ve RIZIK
1. Allah Sevgisi.
İnsan İradesi ve Kader İnsanı diğer varlıklardan ayıran en temel özellikler, -akıl -irade AKIL, iyiyi kötüden, güzeli çirkinden, doğruyu yanlıştan ayırt.
4. Küçükleri Sevmek, Büyükleri Saymak
ADALETİN DİNİMİZDEKİ YERİ
Kaderle İlişkilendirilen Bazı Kavramlar
İSKENDERUN SAHİL MESLEKİ VE TEKNİK ANADOLU LİSESİ.
6. Akrabalarımıza Karşı Sorumluluklarımız
Çalışırım, Allah’ın Yardımına Güvenirim ve Başarırım.
Haydar Akın Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi
ECEL VE ÖLÜM BEHÇET GÜNDÜZ İZMİR
RESULULLAH’IN KUR’ANDA EMİR BUYURULAN HÜKÜMLER DIŞINDA YAPTIĞI DAVRANIŞLARDANSÜNNETLERDENÖRNEKLER FİİLÎ SÜNNET Behçet Gündüz İzmir.
«Rabbim beni terbiye etti, terbiyemi de güzel kıldı.»
Ramazan Ayı Ve Oruçla İlgili Kavramlar
İFRAT VE TEFRİT İfrat: Herhangi bir konuda gereğinden fazla ileri gitme, aşırıya kaçmak, ölçüyü aşmak anlamına gelir. Tefrit: Herhangi bir konuda geride.
ADALET NEDİR? Adalet, zulmetmemek, hak sahibine hakkını vermek, haklılık ve hakka uygunluk gibi manalara gelmektedir.
ÇALIŞMANIN ÖNEMİ VE LEZZETİ
İBADET VE NAMAZIN MANASI
DİN PERFORMANSIM.
ORUÇ İBADETİ 7. SINIF 2. ÜNİTE RAMAZAN AYI VE ÖNEMİ RAMAZAN AYI VE ÖNEMİ.
Bugün neler öğreneceğiz?
MERHAMET …sevgidir..
Peygamberimiz Ve Güzellik Zeynep Nur Balki 11/F 5172.
70 Y ıLLıK B IR H AYAT Orhan ÇELİK. N ASıL B IR İ NSAN Erkek Üniversite Mezunu Üniversite Mezunu 24 Yaşında Namaz Kılmaya Başladı 25 Yaşında İş hayatına.
Sunum transkripti:

2. Dengeli Davranmak İslam dininin ayırıcı özelliklerinden birisi, dengeli ve ölçülü olmaya önem vermesidir. Kur’an-ı Kerim’de Allah’ın her şeyi denge ve ölçü içerisinde yarattığı belirtilmektedir. İnsana düşen, Allah’ın varlıklar üzerine koyduğu bu denge ve düzeni bozmamaktır.

Bununla ilgili olarak bir ayet-i kerimede şöyle buyrulmaktadır: “Allah, göğü yükseltti ve onu dengeye oturttu. Sakın ola siz de denge konusunda aşırılığa gitmeyiniz.” Bu nedenle insanoğlu, evrenin ahenk ve düzenine uyum sağlamalı ve her türlü aşırılıktan uzak durmalıdır. Bir başka ayet-i kerimede Peygamber Efendimizin ümmeti, “dengeli ümmet” olarak nitelenmiştir.

Denge, her türlü aşırılıklardan uzak olmak, orta yolu takip etmek anlamına gelmektedir. Müslüman yeme, içme, giyinme, çalışma, harcama, ibadet etme gibi hayatın her aşamasında ölçülü olmalı, doğal olanın dışına çıkmamalıdır. Aksi takdirde hem kendisi hem de başkaları zarar görür.

Aşırılık, insan hayatında huzur ve mutluğu da alıp götürmektedir Aşırılık, insan hayatında huzur ve mutluğu da alıp götürmektedir. Örnek hayatıyla bizlere rehber olan Peygamber Efendimizin söz ve davranışlarında, denge ve ölçünün en güzel yönleri görülmektedir.

Denge ve ölçünün gözetilmesi gereken alanlardan birisi ekonomidir Denge ve ölçünün gözetilmesi gereken alanlardan birisi ekonomidir. Güzel ve mutlu bir geçim için gelir gider dengesine dikkat etmek, harcama ve tüketimi ona göre yapmak gerekmektedir. Kazancı aşan tüketim ve harcamalar kişiyi iflasa sürüklemekte, başkalarına muhtaç hâle düşürmektedir.

Bu yüzden Kur’an-ı Kerim cimriliği ve savurganlığı iki aşırı uç olarak görmekte ve ikisi arasında orta bir yol tutmamızı öğütlemektedir: “Ve harcadıkları zaman ne israf ederler ne de cimrilik ederler; harcamaları, bu ikisinin arasında dengeli olur.”

Harcamalarımız hayır için bile olsa dengeli ve ölçülü olmalıyız Harcamalarımız hayır için bile olsa dengeli ve ölçülü olmalıyız. Dinimiz, kişiyi ve aile fertlerini başkasına muhtaç bırakacak şekilde hayır ve yardım yapılmasını doğru bulmamaktadır. Bu yüzden Kur’an-ı Kerim, sadaka ve bağış denilen mali ibadetlerimizde bile ölçülü olmamızı istemektedir.

Bununla ilgili olarak bir ayet-i kerimede şöyle buyrulmaktadır: “Elini boynuna bağlayıp cimri kesilme, büsbütün de açıp tutumsuz olma, yoksa pişman olur, açıkta kalırsın.”

Peygamber Efendimiz, yeme, içme, gibi işlerinde de son derece ölçülü idi. Acıkmadan yemez ve sofradan tam olarak doymadan kalkardı. Onun hiçbir zaman karnını tıka basa doldurduğu görülmemişti. Mideyi aşırı derecede doldurmanın hastalıklara davetiye çıkaracağını biliyordu.

Bu nedenle Peygamber Efendimiz, aşırı yeme ve içmeyi israf olarak nitelendirmekteydi. Bu konuda şöyle buyurmaktadır: “Canının çektiği ve arzu ettiği herşeyi yemen, şüphesiz israftır.”

Peygamberimiz bu konuda bizlere şöyle tavsiyede bulunmaktadır: “Hiçbir insan, midesinden daha tehlikeli bir kap doldurmamıştır. Hâlbuki kişiye, kendisini ayakta tutacak birkaç lokma yeter. Mutlaka yemesi gerekirse, midesinin üçte birini yemeye, üçte birini içmeye, üçte birini de rahat nefes alıp vermeye ayırmalıdır.”

Yine Peygamber Efendimiz yemek yerken ve su içerken, hızlı ve aceleci davranmayı doğru bulmaz, başta Besmele çekmeyi, sonunda ise Allah’a hamd etmeyi ihmal etmezdi. Bununla ilgili bir hadis-i şerifinde şöyle buyurmaktadır: “Deve içişi gibi tek bir içişle su içmeyin, ikişer üçer yudumda için; içmeye “Bismillah” diyerek başlayın, bitirince “Elhamdülillah” deyin.”

Yine Peygamberimiz yemeği soğuk ve çok sıcak yememeye dikkat etmekteydi. Onun yeme ve içmedeki bu güzel tutumunun, beden ve ruh sağlığı için son derece yararlı olduğunda şüphe yoktur. Tıbbın yeme ve içme konusundaki öneri ve uyarıları, Peygamber Efendimizin uygulamalarıyla uyum sağlamaktadır.

Giyim kuşam da tıpkı yeme içme gibi insanın temel ihtiyaçlarından biridir. Peygamberimiz bu konuda da orta yolu tercih ederek, ne düzensizliği ve dağınıklığı onaylamış ne de israf ve gösterişe kaçan giyim tarzını doğru bulmuştur. Bir hadis-i şerifte şöyle buyurmaktadır: “İsraf etmemek ve kibre kapılmamak şartıyla yiyiniz, içiniz, sadaka veriniz ve giyininiz.”

Allah’ın insana verdiği nimetlerin başında konuşma yeteneği gelmektedir. Böylelikle insan, düşüncelerini ifade edebilmekte ve insanlarla iletişim kurabilmektedir. Ancak dilin özensiz ve gelişigüzel kullanılması birçok olumsuzluğu da beraberinde getirmektedir. Bu nedenle fazla ve gereksizkonuşmak, ses tonunu gereğinden çok yükseltmek doğru bulunmamış ve bunların kişiyi yanlışa ve günaha götürebileceği ifade edilmiştir. Bununla ilgili olarak bir ayet-i kerimede şöyle buyrulmaktadır: “Yürüyüşünde doğal ol. Sesini alçalt. Unutma ki, seslerin en çirkini eşek sesidir.”

Peygamberimiz de hitap ederken tane tane konuşur ve onu dinleyen herkes rahatlıkla sözlerini anlardı.İnsanları, yapmacık ve kimsenin anlayamadığı kelimelerle hitap etmekten sakındırırdı. Bir hadisinde, “Allah’a ve ahiret gününe inanan ya hayır söylesin ya da sussun.” diyerek yararsız ve boş konuşmadan uzak durulmasını istemiştir.

İnsan, sadece biyolojik özelliklerden oluşan bir varlık değildir İnsan, sadece biyolojik özelliklerden oluşan bir varlık değildir. Onun sevgi, öfke, korku, cesaret gibi birçok duygusal yönü vardır. Bu duyguların kontrol edilmesi ve ölçülü bir seviyede tutulması insanın sosyal çevresi ile uyumu açısından oldukça önemlidir. Peygamberimiz özellikle İslam’ı anlatırken çok sert hatta düşmanca davranışlara maruz kalmıştır.

Ancak o, bu yaklaşımlar karşısında hiçbir zaman öfkeye kapılmamış ve aşırı tepkilere başvurmamıştır. Yeri geldiği zaman affedici ve merhametli olmayı da bilmiştir. O, bir hadis-i şerifinde insan ilişkilerinde sevginin de öfkenin de kontrollü olması gerektiğine işaret etmektedir:

“Sevdiğin kimseye karşı duyduğun sevgide aşırılığa kaçma, belki bir gün o kimse düşmanın olur. Düşman olduğun kimseye gösterdiğin tepkide de aşırı gitme, belki bir gün o kimse dostun olur.”

İbadet, insanın başta gelen sorumlulukları arasında yer almaktadır İbadet, insanın başta gelen sorumlulukları arasında yer almaktadır. Ancak, kişinin diğer sorumluluklarını ihmal ederek sürekli ibadetle meşgul olması doğru bulunmamıştır. Aynı şekilde insanın doğal ihtiyaçlarını ibadet amacıyla terk etmesi, din adına kendisine zorluk çıkarması da onaylanmamıştır.

Helal yoldan kazanmak, çalışmak, Allah’ın verdiği nimetlerden yemek içmek, başta aile ve çocuklar olmak üzere yakın çevreye karşı sorumluluklarımızı yerine getirmek Allah’a kul olmanın önünde bir engel değildir.

Bir ayet-i kerimede şöyle buyrulmaktadır: “Allah sizin için kolaylık ister, zorluk istemez.” Yine Allah (c.c.) hayatın, dünya ve ahiret dengesi kurularak yaşanmasını istemektedir: “Allah’ın sana verdikleri içinde ahiret yurdunu ara, dünyadan da nasibini unutma. Allah’ın lütufta bulunduğu gibi sen de lütufta bulun. Yeryüzünde fesat isteyip durma, çünkü Allah fesat peşinde koşanları sevmez.”

Sahabe içinde tüm vaktini ibadete vererek daha iyi bir kul olacağını düşünenler olmuş ancak Peygamberimiz bunları önlemiş ve onlara orta yolu tavsiye etmiştir. Örneğin Osman b. Maz’un’un aile sorumluluklarını ihmal edercesine ibadete başladığı Peygamberimize ulaşınca, ona şöyle demiştir:

“Bil ki ben hem uyurum hem namaz kılarım; oruç da tutarım, evlenirim de. Ey Osman, Allah’tan kork, zira ailenin senin üzerinde hakkı var, misafirin senin üzerinde hakkı var, nefsinin senin üzerinde hakkı var. Öyle ise bazen oruç tut, bazen ye. Namaz da kıl, uykunu da al.”

Peygamber Efendimiz her konuda olduğu gibi dinin ölçülü yaşanması konusunda da gereken duyarlılığı göstermiştir. İnsanlara namaz kıldırırken veya hitap ederken de orta yola dikkat etmiş, onları bıktırıp usandırmamaya özen göstermiştir.