Küresel Girişimcilik, İşbirliği ve Ortaklık Yönetimi KÜLTÜR AYLİN İPEKÇİ AYSUN TAV BORA COŞAR Küresel Girişimcilik, İşbirliği ve Ortaklık Yönetimi Prof. Dr. SUDİ APAK
KÜLTÜR NEDİR? Kültür, “örgüt üyelerinin paylaştıkları sosyal değerler, standartlar, normlar, inançlar, hikâyeler, semboller ve anlayışlar topluluğudur.” Hofstede’ de kültürün, aklın ortaklaşa programlanması sonucu oluştuğunu ve varlığını bu programlama çerçevesinde devam ettirdiğini ifade etmektedir.
KÜLTÜRÜN BOYUTLARI Hofstede kültürel farklılaşmaya sebep olan boyutları şu şekilde işlemiştir; Belirsizlikten Kaçınma Güç Mesafesi Baskın Değerler (Erillik - Dişilik) Bireycilik -Toplumculuk Denetim Noktası (Odağı) *
KÜLTÜRÜN BOYUTLARI Belirsizlikten Kaçınma: Bu boyut; bir toplumun üyelerinin kuşku uyandıracak durumlar karşısında kendilerini tehdit altında hissetme ve güvenlik önlemleri yoluyla bunları engelleme çabalarının derecesini göstermektedir.
KÜLTÜRÜN BOYUTLARI Belirsizlikten kaçınmanın yüksek olduğu; Japonya, Portekiz; Yunanistan, Rusya gibi ülkelerde sıkı kurallarla insanların sıkı sıkıya uydukları prosedürler söz konusudur ve bu ülkelerde güçlü bir milliyetçilik duygusu da görülmektedir. Bu gibi ülkelerde iş değiştirme oranı düşükken; belirsizlikten kaçınmanın düşük olduğu ABD, Hong-Kong, İngiltere, Danimarka gibi ülkelerde iş değiştirme hızlarının daha yüksek olduğu belirtilmektedir.
KÜLTÜRÜN BOYUTLARI Güç Mesafesi: Bu boyut, gücün dağılımındaki eşitsizliklerin, üyeler tarafından benimsenme ve kabul edilme derecesini göstermektedir. Güç mesafesi yüksek olduğunda, çalışanlar yöneticilerin otoritesini kabullenmiş ve ona saygı duymaktadır. Bunun sonucu merkezi bir yapılanma ve otoriter bir liderliktir.
KÜLTÜRÜN BOYUTLARI Güç mesafesinin düşük olduğu kültürlerde ise, yönetici ve çalışanlar, güç ilişkilerinde birbirlerine eşit olarak davranırlar, kısaca işbirliği ve uyum ön plandadır. Dolayısı ile, otoriter bir liderlik anlayışı benimsenmez. Örneğin; Malezya, Filipinler, Meksika, Japonya ve Venezüella'da güç mesafesi yüksekken; ABD, Avusturya ve Danimarka’da güç mesafesi düşüktür.
KÜLTÜRÜN BOYUTLARI Baskın Değerler (Erillik - Dişilik): Bu boyut, kültürün toplumdaki cinsiyetlere yüklediği rolleri ifade etmektedir. Eril özellikli toplumlarda güç, başarı, para, servet, tanınmak, büyümek, mücadele etmek, kazanmak, değişim, yükselme tutkusu gibi konular ön plandadır.
KÜLTÜRÜN BOYUTLARI Dişil toplumlardaysa arkadaşlık, iş güvenliği, merhametli ve nazik davranış, başkalarını düşünmek, insan ve insanlar arası ilişkilere önem vermek ön plandadır. Türkiye Hofstede’nin sınıflamasında; İran, Tayland, Tayvan, Brezilya, İsrail, Fransa, İspanya, Peru, Şili, Yugoslavya gibi ülkelerle birlikte dişil sınıflandırmada yer alırken; Japonya, Yunanistan, Meksika gibi ülkeler eril grubunda değerlendirilmektedirler.
KÜLTÜRÜN BOYUTLARI Bireycilik -Toplumculuk: Bireycilik; görece olarak gruptan bağımsız olma, özgürlük, özerklik, uzaklık gibi kavramlarla açıklanırken; toplumculuk, gruba bağımlılık, güven, grup içi uyum gibi kavramlarla tanımlanmaktadır.
KÜLTÜRÜN BOYUTLARI Bireyciliğin ödüllendirildiği Amerika, Büyük Britanya, Hollanda, Avusturalya’da demokrasi, girişimcilik ve başarı oldukça fazla düzeyde desteklenmektedir ve bireyle işletmeler arasındaki ilişki, duygusal açıdan bağımsız bir ilişkidir. Pakistan, Panama, Japonya, Malezya gibi bireyciliğin düşük olduğu toplumlardaysa toplumculuk egemendir ve işletmeye duygusal bağlılık, grup kararlarına güçlü bir inanç ve sosyal kontrol söz konusudur.
KÜLTÜRÜN BOYUTLARI Denetim Noktası (Odağı): Rotter’a göre, bireyin davranışları ile bu davranışların sonuçları arasındaki ilişkinin algılanması olarak kavramsallaştırmıştır. Ortaya çıkan bir sonucun önemli oranda bireyin çaba, yetenek gibi kendi davranışlarına bağlı olduğuna inananların içten denetimli; şans, kader, talih veya güç sahibi diğer insanlar tarafından belirlendiğine inananların ise, dıştan denetimli olduğu kabul edilmektedir.
KÜLTÜRÜN GİRİŞİMCİLİK İLE İLİŞKİSİ Bir kültürde girişimciliğin genel çerçevesini oluşturan; kişinin kendi patronu olması, bireycilik, başarılı olmak ve para kazanmak gibi değerler ön plana çıkıyorsa, bu kültürde girişimcilik fazlasıyla destekleniyor demektir. Bununla birlikte, başarılı ve yeni işletmeleri önemsemeyen, başarısızlığı büyük bir itibar kaybı olarak gören kültürlerde ise, başarılı girişimcilik örneklerinin görülmesi fazla olası değildir.
KÜLTÜRÜN GİRİŞİMCİLİK İLE İLİŞKİSİ Ailevi değerlerin baskın olduğu bir kültürde, aileler bağımsızlığa önem veriyorlarsa çocuklarının yüksek seviyede girişimcilik özellikleri taşıması beklenir. Girişimcilik için eğitim sistemi de teşvik unsurları taşıyabilir. Girişimciliği önemseyen ve yaşayarak öğrenmeyi ezberciliğe tercih eden eğitim sistemlerindeki bireyler girişimcilik eğilimleri yüksek olan bireylerdir.
KÜLTÜRÜN GİRİŞİMCİLİK İLE İLİŞKİSİ Toplumun güven seviyesi de girişimciliğin başarılı olmasında önemli derecede etkilidir. Toplum içinde güven duygusunun yüksek olması girişimcilerin rahatlıkla başka bireylerle işbirliği yapmalarını, yetki ve sorumluluklarını devretmelerini kolaylaştırır. Bu tip ortamların hakim olduğu toplumlarda dış eğilimli ve dinamik örgütler başarılı olurlar.
KÜLTÜRÜN GİRİŞİMCİLİK İLE İLİŞKİSİ Morrison, kültürün girişimciliğe dönük tutumları önemli ölçüde belirlediğini ileri sürmektedir. Demokratik kültürlerde kişisel başarısızlık ve yapılan hataların çok büyütülmemesi ve bunlara yüksek tolerans gösterilmesi, kişileri yenilikleri denemeye, teşebbüse geçmeye teşvik eder.
KÜLTÜRÜN GİRİŞİMCİLİK İLE İLİŞKİSİ Protestan ahlakının batıda girişimci bireyin oluşmasına olan katkısı da bu bağlamda değerlendirilebilir. Weber’e göre, Protestanlıktaki maddiyata, üretime, sermayeye, çalışmaya, bireyciliğe, başarı motivasyonuna, özgüvene yapılan vurguların fazla olması kişileri girişimcilik alanında güdülemiştir. Weber için bu etik, modern kapitalizm ruhunun temel unsurunu oluşturmaktadır.
KÜLTÜRÜN GİRİŞİMCİLİK İLE İLİŞKİSİ McClelland da, dini değerlerin girişimci davranışa yol açtığını ifade etmektedir. Ona göre de, Protestan iş ahlakı, çocuğa bağımsız yetişme pratikleri ve güçlü başarı motifi kazandırmakta ve zevki engelleyici bir tesir meydana getirmektedir. Bu sayede, yüksek başarı kültürü oluşmakta ve başarıya odaklı girişimciler ortaya çıkmaktadır.
KÜLTÜRÜN GİRİŞİMCİLİK İLE İLİŞKİSİ Kimi geleneksel, ataerkil aile yapıları girişimciliği perdelemektedir. Bu yapılarda ailenin etkisi, anne-babanın sıkı denetimi ve itaat kültürü oldukça baskındır. Bu durum girişimciliğin o kültürlerde gelişmesini engellemektedir. Modern toplumlar ise, aile yapıları bireysel dinamizm ve özgür emeğin teşviki temelinde bir sosyalizasyon kültürüne sahiptir.
KÜLTÜRÜN GİRİŞİMCİLİK İLE İLİŞKİSİ TÜSİAD’ın yaptığı bir araştırmada, girişimcilerin % 62 gibi büyük bir kısmının ilk girişimcilik becerilerini aile ortamında kazanmış oldukları açığa çıkmıştır. Kenya, Güney Afrika, Avustralya ve Kuzey Amerika gibi ülkelerdeki girişimciler üzerine yapılan araştırmalarda, aile yapısının bu yönde bir etkiye sahip olduğu sonucuna varılmıştır.
KÜLTÜRÜN GİRİŞİMCİLİK İLE İLİŞKİSİ Hofstede’nin kültürel farklılaşma ile ilgili boyutlarına Türk toplumu açısından bakıldığında şu sonuçlar ortaya çıkmaktadır: Belirsizlikten Kaçınma: Türk insanının belirsizlikten kaçınma ile ilgili olarak yüksek kategoriye girdiği görülmektedir. Bunun sebebi Türkiye’de uygulanan yaşam boyu istihdamdır.
KÜLTÜRÜN GİRİŞİMCİLİK İLE İLİŞKİSİ Güç Mesafesi: Türk toplumu, Pakistan, Meksika, Fransa, Yugoslavya gibi ülkelerle beraber yüksek derecede güç mesafesini ön plana çıkaran kategoridedir. Baskın Değerler (Erillik-Dişilik): Türk toplumu İran, İspanya, Fransa, Portekiz gibi ülkelerle dişilik boyutunun egemen kategoride görülmektedir.
KÜLTÜRÜN GİRİŞİMCİLİK İLE İLİŞKİSİ Sargut’un çalışmasında ise, dişil kültüre atfedilen sıcaklık, sevgi doluluk, duyarlılık, naziklik, merhametlilik hislerinin Türk insanı tarafından öne çıkarıldığı görülmüştür. Bireycilik-Toplumculuk: Türk toplumu toplumculuğu öne çıkaran kategoride yer almaktadır. Çelik’in çalışmasında da Türk toplumunun % 75’i toplumcu görünürken, Amerikalıların oranı % 32, Japonların oranı ise % 76 olarak belirlenmiştir.
KÜLTÜRÜN GİRİŞİMCİLİK İLE İLİŞKİSİ Denetim Noktası (Odağı): Türk toplumu bu bağlamda dışsal bir görüntü sergilemektedir. Yani olayların kendi davranışları dışında geliştiğini düşünürler ve kaderci bir anlayışa sahiptirler. Bunun nedeni Sargut’a göre, Türk toplumunda aynı zamanda güç mesafesinin ve belirsizlikten kaçınma eğiliminin yüksek seviyelerde olmasıdır.
TEŞEKKÜRLER