Mesleki Rehberlik ve Danışmanlığa Giriş Doç. Dr. Tuncay Ergene ergene@hacettepe.edu.tr
Tartışma Soruları “Danışmanlık arkadaşlığın satın alınmasıdır” görüşüne katılıyor musunuz? Danışmanlığın yakın arkadaşlıktan farklı olduğunu düşünüyor musunuz?
Tartışma Soruları Sizce insanların başına gelen şeyler, tesadüfi ve planlanmadan mı gerçekleşiyor, yoksa kişilerin başına gelen tüm olan biten aslında daha geniş bir yap-bozun parçaları mı? Yaşama bakış açınız nasıldır? Sizce, yaşam mücadelesi karşılaşılan durumları analiz edip, bu durumlara karşı verilebilecek en uygun tepkileri vermekten mi ibarettir? Yoksa, yaşam mücadelesi ile kast edilen, kişilerin yaşamın kendilerine sunduğu olanaklar çerçevesinde olabilecekleri en iyi kişi olmaları mıdır? Kendi kültürünüzü nasıl tanımlarsınız? Size bu kültürü aşılayan kimdi? Ebeveyniniz mi? İçinde yaşadığınız sosyal çevre mi?
Tartışma Soruları Siz daha önce danışma hizmeti aldınız mı? Aldığınız danışma hizmeti sizin gelişiminize nasıl bir katkı getirdi? Danışma almadıysanız sizi bundan alıkoyan nedir?
Tartışma Soruları Etkili danışman özellikleri gösteren kişilere örnek verebilir misiniz? Bu kişileri farklı kılan nedir? Bu özelliklerin nasıl kazanıldığını düşünüyorsunuz? Danışman olarak doğulur mu yoksa sonradan danışman olunur mu?
Tartışma Soruları Kendi yaş, eğitim düzeyiniz, eğitim geçmişiniz, yaşam deneyiminizi dikkate aldığınızda çevrenizdeki kişilerin kendi aile bireyleri ve arkadaşlarından farklı olarak siz ne sunabilirsiniz? Nasıl bir danışmanlık desteği verebilirsiniz?
Psikolojik Danışma Danışma süreci uzun bir geçmişe sahiptir. Danışmaya dair ilk uygulamaların Aydınlanma Çağına denk uzandığını ancak Mezopotamya, Pers İmparatorluğu ve Mısır’da da rahip-doktorların “iyileştirmede kullandıkları büyülü sözler” ile psikolojik danışma arasında bir benzerliğin olduğunu ileri sürmektedir (Bankart, 1997). Toplumda danışmanın aslında kim olduğuna dair net bir fikir oluşmamasının nedeni, kısmen de olsa, günümüzde “danışma” (counseling) etiketi almış bazı mali danışmanlık, çevre danışmanlığı, turist rehberliği gibi çalışmaların yaygınlaşmış olmasıdır.
Danışmanlık Amerikan Psikolojik Danışma Derneği (American Counseling Association) tarafından 1997’de kabul edilen psikolojik danışma (professional counseling) tanımı: “Kişinin iyi oluşunu, kişisel gelişim ile kariyer gelişimini ve patolojiyi konu alan bilişsel, duyuşsal, davranışçı ve sistemik müdahale stratejileri aracılığıyla ruh sağlığı, psikolojik gelişim ve insan gelişimi ilkelerinin uygulanması”dır.
Danışmanlık Bu tanım “normal” ve “gelişimsel” problemlerin yanı sıra daha ciddi psikolojik problemleri de kapsamaktadır. Bir psikolojik danışmanın her türlü soruna karşı çözüm geliştirebileceği anlamına da gelmez. Psikolojik danışma mesleği kendi içinde pek çok uzmanlık alanına ayrılmıştır; Ruh Sağlığı Danışmanlığı Okul Psikolojik Danışmanlığı Rehabiltasyon Danışmanlığı Evlilik ve Aile Danışmanlığı Kariyer Danışmanlığı
Danışma Türleri Düzeltici (Müdahale,Tedavi edici) Geliştirici Önleyici
Danışmanlık Büyüme ve gelişim – değişim Süreç – ürün Normal – normal olmayan İşlevsel – işlevsel olmayan Bireysel - grupla
Danışma ve Kuram En geniş anlamıyla kuram doğrudan gözlemlenemeyeni açıklama yöntemidir. Psikolojik danışma kuramı kapsamında 400’den fazla yaklaşım tanımlanmıştır (Corsini & Wedding, 2000; Gabbard, 1995). Peterson ve Nisenholz (1999) bu türevleri “güçler” olarak adlandırmış ve bunlardan dördünü en baskın güç olarak sınıflandırmıştır: psikodinamik, bilişsel/davranışsal, hümanist ve transpersonal (ben-ötesi) güçler. Kısaca danışma kuramı sürece ilişkin bir yol haritası niteliğindedir ve bu sürece katılanların belli hedeflere ulaşmaları için izlemeleri gereken yöntemleri gösterir.
Tüm Kuramların Ortak Özellikleri Danışma danışanların duygu, düşünce ve davranışları ile çalışmayı gerekli kılar. Danışmada danışanın algıları, duygu ve düşüncelerini olduğu gibi değerlendirmeden dinler. Gizlilik. Gönüllülük. Genellikle danışma ilişkisinde danışanın ifade ettikleri üzerinde odaklanılır. Tüm kuramlarda geçerli olan temel beceri iletişimdir. Danışma en yalın ifade ile kültürler arası ve çok kültürlü bir yaşantıdır.
Psikoanalitik Yaklaşım Temel Kuramcı: Sigmund Freud. Davranışların altında bilinçaltı faktörlerin bulunduğunu belirten, insan doğasına ait felsefi bir görüşü olan, bir psikoterapi ve kişilik gelişimi kuramıdır. Hayatın ilk altı yılında geçirilen yaşantıların kişilik gelişiminin asıl belirleyicisi olduğu belirtilmektedir.
Adler Yaklaşımı Temel Kuramcı: Alfred Adler. Adler’in ardından, Rudolf Dreikurs bu yaklaşımın benimsenmesini sağlayarak özellikle ABD’de saygınlık kazanmıştır. Bu kuram sorumluluk almayı, kişinin kendi yazgısını kendisinin oluşturduğunu ve yaşama yön vermek için kişinin değerleri ve hedefleri bulunması gerektiğini vurgulayan gelişimsel bir modeldir. Temel kavramları, diğer çağdaş yaklaşımların çoğunda da kullanılmaktadır.
Varoluşçu Yaklaşım Temel Kuramcılar: Viktor Frankl, Rollo May ve Irvin Yalom. Terapinin kesin çizgilerle saptanmış bir teknikler sistemi olduğu görüşüne karşı çıkmaktadırlar. Bunun yerine, bireyin kendi geleceğini şekillendirme gücüne güvenerek tercihlerde bulunabilmesi, özgürlük ve sorumluluk gibi insanın varoluşuyla ilgili temel koşullara bağlı olarak terapinin geliştirilmesi gerektiğini vurgulamaktadırlar. Kuramda kişiler arası terapötik ilişkinin önemi vurgulanmaktadır.
Birey Merkezli Yaklaşım Kurucusu: Carl Rogers. Bu yaklaşım 1940’larda, psikanalize karşı yönlendirici olmayan bir yaklaşım olarak doğmuştur. İnsanın göreli yaşantıları temel alınır, danışanın kendi problemlerini kendi başlarına çözebileceklerine inanılır ve bu sorumluluğun danışana ait olduğu belirtilir. Psikolojik danışman danışanın problemini danışan adına çözmez, danışanın kendi problemini kendisinin çözmesinde danışana yardımcı olan bir kolaylaştırıcı rolündedir.
Gestalt Yaklaşımı Kurucuları: Fritz ve Laura Perls. Psikanalitik terapiye karşı bir tepki olarak geliştirilen, bireyin farkındalığını artırmasının ve kişilik bütünlüğüne ulaşmasının önemini vurgulayan deneysel bir kuramdır. Beden ve zihni birlikte işlevde bulunmaları için bütünleştirmeye çalışır.
Davranışçı Yaklaşım Temel Kuramcılar: B. F. Skinner, Arnold Lazarus ve Albert Bandura. Belirli davranışsal problemlerin çözümünde öğrenme ilkelerinin uygulandığı bir yaklaşımdır. Sonuçlar sürekli test etmeyi gerektirir. Sürekli olarak kendi kendini de yenileme sürecinde olan bir kuramdır.
Bilişsel Davranışçı Yaklaşım Temel Kuramcılar: Albert Ellis, A.T. Beck. Kişisel problemlerin kökeni olarak düşünme ve inanç sistemlerinin rolünü vurgulayan, büyük oranda didaktik, bilişsel; danışanın ve danışmanın etkin olduğu bir kuramdır. A. T. Beck ise bilişsel terapinin kurucusudur.
Gerçeklik Yaklaşımı Kurucusu: William Glasser. Bireyin dayanıklılığını ve gücünü, bireyin içinde bulunulan zamana odaklanılması gerektiğini vurgulayan kısa sürede sonuç almayı hedefleyen bir kuramdır. Danışanlar daha gerçekçi davranışlar konusunda bilgi sahibi olmakta ve böylece başarıya ulaşılmaktadır.
Feminist Yaklaşım Bu yaklaşım çok sayıda kadının çabaları sonucu geliştirilmiştir. Terapinin odaklandığı temel konu, kadınların psikolojik olarak baskı altında tutulmuş olmalarıdır. Kadınların daha aşağı mevkilerde bulunduğu sosyopolitik konumlarından doğan sınırlamalara odaklanan bu yaklaşım, kadınların kimlik gelişimini, kendilerine ait düşüncelerini, hedeflerini, isteklerini ve psikososyal sağlık ve gelişimlerini incelemektedir.
Postmodern Yaklaşımlar Bir çok kuramcı bu kuramın oluşmasına katkıda bulunmuştur. Postmodern yaklaşımlar içinde yer alan sosyal yapısalcı, çözüm odaklı kısa- terapi ve öyküsel (narative) terapinin üçü de tek bir doğrunun olmadığı; daha çok gerçeğin insanlar arası etkileşime bağlı olarak oluşturulduğu görüşünü ileri sürerler. Bu yaklaşımlara göre danışanın kendisi kendi yaşamı konusunda uzman durumundadır.
Aile Sistemleri Yaklaşımı Aile sistemleri yaklaşımında, birçok belirgin kuramcı öncü olarak rol almışlardır. Bu sistematik yaklaşım, kişilik değişiminde ailenin anlaşılmasının ve onlarla birlikte çalışılmasının önemli olduğu varsayımına dayanmaktadır.
Danışma ve Felsefe İnsanların çok azı kendilerini bir filozof olarak görürler. Ancak yine de herkesin yaşama dair felsefi bir bakış açısı vardır. Danışma yüzyıllardır var olan üç temel akımla ilişkilidir (George ve Cristiani, 1981; Baruth ve Robinson, 1987). Gerekircilik (Essentialism): insanın yapı itibarıyla rasyonel bir varlık olduğunu, eğitimin en temel hedefinin mantık olduğunu, klasik düşünürlerin ise mantığı kullanan kişiler olduğunu kabul eder. İlerlemecilik (Progressivism): "İşe yarayan nedir?" sorusuna yanıt arar. Bilgi, deneysel sonuçlardan elde edilir, sonuçlar aracılığıyla gerçekler tanımlanır, değerler ise mutlak olmaktan ziyade görecelidir. Varoluşçuluk (Existentialism): yaşamın anlamının içinde bulunulan çevre ya da koşullara göre değil de, bireyin kendisine bağlı olduğunu savunur.
Danışma ve Felsefe Danışmanlar mesleğe adım attıklarında bu görüşlerin bir kısmına ya da fazlasına sahiptir. Bir danışmanın, danışanın sorunlarını nasıl gördüğü ve olası çözüm olarak neler sunabileceği onun sahip olduğu felsefi görüşünü de yansıtmaktadır.
Danışma ve Kültür Henüz biz doğmadan önce, çevremizde fikirlerimize yön vermek, kararlarımızı şekillendirmek ve yaşamımızın kontrolünü elimize almamızı sağlamak amacıyla düşünce ve eylemlere dair kültürel kalıplar oluşmuştur. Bu kültürel kalıpları ebeveynimizden, öğretmenimizden kısacası "oyunun kurallarını" öğreten herkesten miras alınmıştır. Ancak çok sonraları bu düşünce ve eylem kalıplarının aslında aralarından seçim yapabileceğimiz pek çok farklı kalıptan yalnızca bir kaçı olduğunu öğreniriz, hatta bazen bunu yaşamımız boyunca hiç fark etmeyebiliriz. Sonuçta çoğumuz içinde bulunduğu kültürün dünyadaki "en iyi kültür" olduğuna inandırmıştır bile.
Danışma ve Kültür Kültürden söz ederken; etnografik değişkenlerin ırk, uyruk, etnik köken, dil ve din demografik değişkenler yaş, cinsiyet, yaşamın çoğunun geçirildiği yer statüye ilişkin değişkenler sosyal, eğitimle düzeyi ile ilgili değişkenler, ekonomik değişkenler, Cinsel oryantasyon ilişkiler resmi, gayrı resmi gibi değişkenleri de göz önünde bulundurmaktadır (Pederson, 1998).
Danışma ve Kültür Danışman, danışanını anlamak ve kabul etmek istiyorsa, yapması gereken danışanın dünya görüşünü şekillendiren ve etkilemeye devam eden kültürel faktörleri anlamalıdır. Danışman kendi dünya görüşünü netleştirilmeli, kendi dünya görüşü ile danışanınki ne kadar farklı olursa olsun, bu görüş oluşurken tıpkı danışanınkinde olduğu gibi nelerden etkilendiğini anlamalıdır. Bunu yapmadığı takdirde danışman Wrenn'in (1962) yıllar önce kültürel hapsolma (cultural encapsulation) olarak adlandırdığı durumla karşı karşıya kalır. Kültürel hapsolma; gerçeği bir dizi kültürel varsayım ve stereotipe göre tanımlamak, bireyler arasındaki kültür farklılıklarını göz ardı etmek, kendi görüşünün tek gerçek ve meşru görüş olduğuna inanmak, herhangi bir kanıt olmaksızın mantıksız varsayımlara kucak açmaktır.
Danışma Koşulları ve Etkileri Danışanlar kendi sorun ve kaygılarını farklı bir bakış açısıyla görmeye başlarlar. Danışanlar problemlerini ve içinde bulundukları durumu daha iyi anlamaya başlarlar. Danışanlar eski konularla ilgili yeni bakış açıları kazanabilirler. Danışanlar etkili ilişkiler kurmayı öğrenirler
Danışma ve Etkileri Özetle danışma danışanlar için tek ve kapsamlı bir sonuçtan daha çok farklı sonuçlar ortaya koymaktadır. Etkili bir değişim çok boyutlu ve kapsamlıdır, soruna yol açan ve sorunun devamını sağlayan unsurların daha iyi anlaşılmasını, yeni bakış açılarının kazanılmasını, farklı ve daha yapıcı davranış ve tepkilerin geliştirilmesini ve kişiler arasında etkili bir etkileşimin oluşturulmasını sağlamaktadır.
Etkili Bir Danışman’ın Özellikleri Kişisel farkındalık ve anlama Uygun bir psikolojik sağlık Kültürel farklılıklar konusunda duyarlılık ve hoşgörü Açık görüşlülük Objektiflik Yeterlilik Güvenirlik Kişisel çekicilik
Etkili Danışmanların Özellikleri Etkili danışmanların güçlü bir kişilik yapısı bulunmaktadır. Kim olduklarını, ne kadar gelişebileceklerini, yaşamdan ne beklediklerini ve neyin gerekli olduğunu bilirler. Kendilerine saygı duyarlar ve kendileri olmaktan hoşnutturlar. Kendi kendilerini değerli bularak ve dayanıklılıklarını koruyarak yardım edebilirler ve sevebilirler. Kendi güçlerini tanımayı ve kabul etmeyi başarabilirler. Kendilerini başkalarıyla eşit görürler ve kendileriyle birlikte başkalarının da kendilerini güçlü hissetmesini sağlayabilirler.
Etkili Danışmanların Özellikleri Değişime açıktırlar. Sahip olduklarını yeterli görmedikleri taktirde, bilinenin verdiği güveni bir kenara bırakabilecek istek ve cesareti gösterebilirler. Nasıl bir değişiklik gerçekleştirmek istedikleri konusunda karar verir ve olmak istedikleri kişi haline gelmek için çaba gösterirler. Yaşamlarını biçimlendirecek tercihler yaparlar. Kendileri, başkaları ve dünya ile ilgili önceden vermiş oldukları kararların farkındadırlar. Gerektiğinde daha önce aldıkları kararları yeniden gözden geçirebilirler. Önceki kararlarının esiri olmazlar. Kendilerini yaşama bağlı hissederler ve yaşama yönelik tercihler yaparlar. Yalnızca bir birey olarak var olmaktan çok tam olarak yaşama yönünde isteklilik gösterirler.
Etkili Danışmanların Özellikleri Otantik, samimi ve dürüsttürler. Maskelerin, savunmaların, olduklarından farklı davranışların ve aldatıcı görüntülerin ardına sığınmazlar. İnce bir mizah anlayışları bulunmaktadır. Yaşanan olaylara farklı bakış açılarıyla yaklaşabilirler. Özellikle kendi zayıf yönlerini ve çelişkilerini alaya alarak gülmeyi ve kendilerini eleştirmeyi ihmal etmezler. Yanlış yaparlar ve bunları itiraf etmekten çekinmezler. Surat asıp oturmak yerine yaptıkları hataları kabul etme yoluna giderler.
Etkili Danışmanların Özellikleri Genellikle içinde bulundukları anı yaşarlar. Ne geçmişe takılıp kalırlar ne de geleceğe ilişkin saplantıları vardır. “Bulundukları anı” değerlendirmeyi başarabilirler ve başkalarına da içinde bulundukları anı yaşatabilirler. Kültürün etkisini taktir edebilirler. Kültürün kendileri üzerinde nasıl etkiler yarattığının farkındadırlar ve diğer kültürlerden etkilenen farklı değerlere saygı gösterirler. Ayrıca sosyal düzey, yetiştirilme ve cinsiyet ile ilgili ortaya çıkan farklılıklara karşı da duyarlıdırlar. Diğerlerinin mutluluğuyla gerçekten ilgilenirler. Bu konu saygı, ilgi, güven ve başkalarına gerçekten değer vermeye dayanmaktadır.
Etkili Danışmanların Özellikleri İşlerine derinden bağlıdırlar ve yaptıkları işten bir anlam çıkarabilirler. Yaptıkları işin kölesi olmadıkları gibi aynı zamanda yaptıkları işlerden dolayı oluşan avantaj ve ödülleri de kabul ederler. İlişkilerinde sağlıklı sınırlar yürütebilirler. Danışanları için tüm varlıklarıyla çaba göstermelerine rağmen, iş dışında danışanlarına ait sorunları dile getirmezler. Yaşamlarındaki dengeyi sürdürebilmeleri için “hayır” demesini de bilirler.
AB SORUMLULUK REDDİ Bu yayın Avrupa Birliği’nin desteğiyle hazırlanmıştır. Bu yayının içeriği sadece Cambridge Education liderliğindeki WYG Türkiye, LSN, WYG International ve Project Group konsorsiyumunun sorumluluğundadır ve hiç bir şekilde Avrupa Birliği’nin görüşlerini yansıtmamaktadır. Bu Projenin Sözleşme Makamı Merkezi Finans ve İhale Birimi’dir.