DI Ş T İ CARET VE ÖDEMELER DENGES İ NURETT İ N HAKAN YILDIZ.

Slides:



Advertisements
Benzer bir sunumlar
VI. Ders notları: DÖNÜŞÜM EKONOMİLERİNDE İSTİKRAR POLİTİKALARI
Advertisements

Otomatik Stabilizatör, Enflasyon ve Maliye Politikası
1) Otomatik Denkleşme Mekanizmaları A. Fiyat Denkleşme
Mali İstatistik Kullanım Alanları
Enflasyon Enflasyon, bir ekonomide para miktarının (nominal gelirin) yine o ekonomideki mal ve hizmet miktarına (reel gelire) göre daha fazla artması nedeniyle.
ON ALTINCI BÖLÜM DIŞ ÖDEMELER BİLANÇOSU
Döviz Piyasası ve Döviz Kurunun Belirlenmesi
Durgunluk ve Maliye Politikası
Toplam Talep ve Toplam Arz.
Bölüm 29 Açık Ekonomi Makroiktisadı
GÜNCEL EKONOMİK GELİŞMELER VE 2008 OCAK-HAZİRAN DÖNEMİ MERKEZİ YÖNETİM BÜTÇE UYGULAMA SONUÇLARI KEMAL UNAKITAN MALİYE BAKANI 10 Temmuz 2008 T.C. MALİYE.
BP EĞRİSİ.
İKT-102 İktisata Giriş II Makro İktisatın Temelleri
DIŞ TİCARET POLİTİKALARI
MALİYE POLİTİKASININ DOĞUŞU
Finansal Yönetim ve Fonksiyonları
Küresel Piyasalardaki Gelişmeler Işığında Türkiye Ekonomisine ve Bankacılık Sistemine İlişkin Değerlendirmeler Hüseyin Aydın Yönetim Kurulu Başkanı 1 Şubat.
Yüksek ve İstikrarlı Büyüme Perspektifinde Türkiye Ekonomisi
DÜNYA VE TÜRKİYE EKONOMİSİNDEKİ SON GELİŞMELER HASAN BASRİ AKTAN MALİYE MÜSTEŞARI Bişkek 13 Nisan 2009 T.C. MALİYE BAKANLIĞI.
Toplam Talep ve Toplam Arz.
GENEL MAKRO EKONOMİK DEĞERLENDİRME VE 2008 YILI BÜTÇESİ HASAN BASRİ AKTAN MALİYE MÜSTEŞARI 3 Ocak 2008 – İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ T.C. MALİYE BAKANLIĞI.
Makro İktisat İktisadi Analiz
Uluslararası İşletmecilik Kısım 3 Bölüm 9 – Ödemeler Dengesi
Ünite 9 ENFLASYON PROF. DR. TÜMAY ERTEK
DIŞ ÖDEMELER BİLANÇOSU (ÖDEMELER DENGESİ)
Ünite 4 GELİR ve ÜCRET DÜZEYİNİN BELİRLENMESİ:TOPLAM TALEP-TOPLAM ARZ (AD-AS) MODELİ.
REEL KONJONKTÜR TEORİSİ
Ödemeler Dengesi.
MAKRO EKONOMİ POLİTİKALARI VE TARIM SEKTÖRÜ İLİŞKİLERİ
DI Ş T İ CARET VE ÖDEMELER DENGES İ BY MUSTAFA KAHRAMAN.
Kamu Borç Stokun Yapısı ve Sorunları R. Hakan ÖZYILDIZ 2015.
Klasik ve Keynesçi İktisat
MAKRO EKONOMİ POLİTİKALARI VE TARIM SEKTÖRÜ İLİŞKİLERİ
Klasik iktisadi yaklaşım
MAKRO EKONOMİYE GENEL BAKIŞ
Cari Denge Tanımı Dr.Dilek Seymen. Cari Dengeyi iki farklı özdeşlikle tanımlamak mümkün,
1 YASED BAROMETRE II 16 EYLÜL 2008 İSTANBUL ULUSLARARASI YATIRIMCILAR DERNEĞİ.
XIX. BÖLÜM DERS NOTLARI: DIŞ ÖDEMELER BİLANÇOSU
YAKIN DO Ğ U ÜN İ VERS İ TES İ İ KT İ SAD İ VE İ DAR İ B İ L İ MLER FAKÜLTES İ EKONOMI BÖLÜMÜ 2015/2016 GÜZ DÖNEMI.
Ders 8 Temel Analiz Hüseyin İlker Erçen
MİLLİ GELİRİN HESABI.
PARA POLİTİKASI.
Soru 7 Gümrük Birliğinin Türkiye’nin ekonomisi üzerinde etkilerini Türkiye’nin beklentileri ve gerçekleşenler üzerinden tartışınız?
1929 BUHRANI VE türkİye ekonomisi üzerİne etkİleri
TÜRKİYE EKONOMİSİNE GENEL BAKIŞ VE SON GELİŞMELER KEMAL UNAKITAN MALİYE BAKANI 15 Ekim 2008 T.C. MALİYE BAKANLIĞI.
1 of 31 PART VII The World Economy © 2012 Pearson Education Dış Ticaret Teorisi ve Dış Ticaret Politikası: Mutlak ve Mukayeseli Üstünlük teorileri.
 Bölüm 2: Piyasa Ekonomisi ve Fiyatların Oluşması Kaynak: Yönetim Ekonomisi – Prof. Dr. İ. Özer Ertuna.
Dr. Dilek Seymen Dr. Aslı Seda Bilman
ULUSLARARASI SERMAYE HAREKETLERİ
KONU BAŞLIKLARI BİLGİ EKONOMİSİ GELİŞİMİ BİLGİ EKONOMİSİ ÖZELLİKLERİ
MAKRO EKONOMİYE GİRİŞ VE TEMEL KAVRAMLAR
MAKROEKONOMİYE GİRİŞ Oya Cesur Demir.
ULUSLARARASI İKTİSAT TEORİSİ
Milli Gelir ve Fiyatların Genel Düzeyi: Toplam Talep ve Toplam Arz
Uluslararası İşletmecilik Kısım 3 Bölüm 9 – Ödemeler Dengesi
IS-LM-BP MODELİ KPSS SORULARI.
İçerik PARA (PARANIN ÖZELLİKLERİ, FONKSİYONLARI, ÇEŞİTLERİ, PARANIN KIYMETİNİN ÖLÇÜLMESİ, ENFLASYON, DEFLASYON, DEVELÜASYON, REVALÜASYON, PARA POLİTİKASI)
Faizlerin Belirlenmesi
Para, Banka ve Finansal Piyasaları Niye Çalışıyoruz?
S.1. Aşağıdakilerden hangisi klasik makro okul için söylenemez
Esnek Döviz Kuru Sisteminde Para Politikası
Ödemeler Dengesi Dr.Dilek Seymen.
NİŞANTAŞI ÜNİVERSİTESİ
KALKINMA EKONOMİSİ DERS KONULARI
2. PİYASA EKONOMİSİNE GENEL BİR BAKIŞ
NİŞANTAŞI ÜNİVERSİTESİ
Finansallaşma ve sektöre bakış 2018
Uluslararası Sermaye Hareketleri
Sunum transkripti:

DI Ş T İ CARET VE ÖDEMELER DENGES İ NURETT İ N HAKAN YILDIZ

G İ R İŞ Türkiye Cumhuriyeti tarihinde ya ş anan bunalımların temeline inildi ğ inde ve nedenleri ara ş tırıldı ğ ında, ana nedenin dı ş ödemelerdeki sorunlar oldu ğ u görülmektedir. Bir ekonominin dünyanın geri kalan kısmından aldı ğ ı ve dünyanın geri kalan kısmına verdi ğ i mal ve hizmetlerin ve ekonominin dünyanın geri kalan kısmı kar ş ısındaki hak ve yükümlülüklerindeki de ğ i ş ikliklerin kaydı olarak tanımlanabilen dı ş ödemeler bilançosu veya dı ş ödemeler dengesinin sa ğ lıklı olmaması, Türkiye'nin gereksinim duydu ğ u tutarda döviz kazanamaması cari i ş lemlerinde sürekli açık vermesi bunalım ve krizlerin ana kayna ğ ı olmu ş tur. Rakamlar incelendi ğ inde görülmü ş tür ki, Türkiye'de cari i ş lemler açı ğ ının büyüdü ğ ü yılda veya hemen ertesinde kriz ya ş anmı ş tır. Bankaların mali yapısının sa ğ lıksız olu ş u, kötü yönetilmeler gibi nedenler krizlerin ş iddetini artıran nedenlerdir. Ancak ana neden dı ş ödemeler dengesindeki bozulmalardır. Di ğ er taraftan mal ithal ve ihracı arasındaki fark olan dı ş ticaret açık veya fazlaları, e ğ er hizmetler de açık verirse cari i ş lemler açı ğ ı büyüyecek fazla verirse cari i ş lemler açı ğ ı azalır hatta duruma göre fazla vermeye ba ş lar. Bu çalı ş mada; dı ş ödemeler bilançosunun ne oldu ğ una, dı ş ödemeler bilançosunu olu ş turan kavramların neleri ifade etti ğ ine, dı ş ödemeler dengesindeki açık veya fazlalıklara neden olan hususlar ile izlenebilecek politikalara de ğ inilerek Türkiye'nin 2004 yılı Ocak-A ğ ustos dönemi dı ş ödemeler dengesi ile bir önceki yıla ait aynı dönem dı ş ödemeler dengesi kar ş ıla ş tırmalarına yer verilmi ş tir.

I. DI Ş ÖDEMELER DENGES İ 1.1. DI Ş ÖDEMELER DENGES İ (B İ LANÇOSU)'N İ N TANIMI Dı ş ödemeler bilançosu ya da dengesi (balance of payments) ülkelerin belirli bir dönem içindeki dı ş ekonomik ve mali ili ş kilerinin durumunu gözler önüne serer. Ülkenin mal, hizmet ve sermaye akımları ile ilgili i ş lemler dolayısıyla dı ş dünyadan sa ğ ladı ğ ı gelirlerin dı ş arıya yaptı ğ ı ödemelere e ş it olup olmadı ğ ını ortaya koyar. Dı ş ödemeler dengesi, uygulanan ekonomik ve mali politikaların bir sonucudur. O bakımından hükümetlerin ekonomik politika uygulamalarındaki ba ş arılarının bir göstergesi olarak de ğ erlendirilmesi de do ğ aldır. Dı ş ödemeler bilançosu ya da dengesi (balance of payments) ülkelerin belirli bir dönem içindeki dı ş ekonomik ve mali ili ş kilerinin durumunu gözler önüne serer. Ülkenin mal, hizmet ve sermaye akımları ile ilgili i ş lemler dolayısıyla dı ş dünyadan sa ğ ladı ğ ı gelirlerin dı ş arıya yaptı ğ ı ödemelere e ş it olup olmadı ğ ını ortaya koyar. Dı ş ödemeler dengesi, uygulanan ekonomik ve mali politikaların bir sonucudur. O bakımından hükümetlerin ekonomik politika uygulamalarındaki ba ş arılarının bir göstergesi olarak de ğ erlendirilmesi de do ğ aldır. Di ğ er bir ifade ile dı ş ödemeler bilançosu, bir ekonominin uluslararası ekonomik i ş lemlerinin, yani bir ekonominin dünyanın geri kalan kısmından aldı ğ ı ve dünyanın geri kalan kısmına verdi ğ i mal ve hizmetlerin ve ekonominin dünyanın geri kalan kısmı kar ş ısındaki hak ve yükümlülüklerindeki de ğ i ş ikliklerin kaydı olarak tanımlanabilir. Di ğ er bir ifade ile dı ş ödemeler bilançosu, bir ekonominin uluslararası ekonomik i ş lemlerinin, yani bir ekonominin dünyanın geri kalan kısmından aldı ğ ı ve dünyanın geri kalan kısmına verdi ğ i mal ve hizmetlerin ve ekonominin dünyanın geri kalan kısmı kar ş ısındaki hak ve yükümlülüklerindeki de ğ i ş ikliklerin kaydı olarak tanımlanabilir. Ülkenin dı ş ödemeler dengesinde bir açı ğ ın veya fazlalı ğ ın ortaya çıkmaması yetkililerce dı ş ticaret, transfer ve sermaye hareketleri üzerine konulan kontroller ve kısıtlamalarla gerçekle ş tirilmi ş olabilir. Kambiyo kontrolleri sermaye çıkı ş ını engellerken dı ş alıma konan miktar kısıtlamaları da mal giri ş ini azaltarak kar ş ılayıcı veya denkle ş tirici finansman gere ğ ini örne ğ in altın ve döviz rezervleri kaybını ortadan kaldırabilir. Bu durumda bir dı ş ödemeler dengesinde dengesizli ğ in bulunmadı ğ ını ileri sürmek yanlı ş olacaktır. Benzer biçimde ülke yetkilileri i ş sizli ğ in artması ve büyümenin durması pahasına alacakları ekonomik önlemlerle ulusal gelir ve harcamaları kısarak ödemeler dengesinde bir açı ğ ın ortaya çıkmasını önleyebilirler. Her iki durumda da görünürde bir açık veya fazlalı ğ ın olmamasına ra ğ men dı ş ödemelerde bir gizli dengesizlilik durumunun var oldu ğ u ortadadır.

2. DI Ş ÖDEMELER DENGES İ N İ N ÖNEM İ VE İŞ LEV İ Dı ş ödemeler bilançosundaki bir açık veya fazla, ülke ekonomisi üzerinde oldukça geni ş kapsamlı etkiler do ğ urur. Örne ğ in ülkedeki milli gelir ve çalı ş ma düzeyi, kalkınma hızı, döviz kurları, enflasyon oranı, ücret artı ş ları gelir da ğ ılımı ve dı ş borçlar gibi temel ekonomik de ğ i ş kenler dı ş ödemeler dengesiyle sıkı sıya ili ş kilidir. Dolayısıyla, ülkenin dı ş ekonomik ili ş kilerinin sa ğ lıklı bir yolda olup olmadı ğ ının belirlenmesi, bir sorun varsa gerekli önlemlerin zamanında alınması ve politika düzenlemelerinin yapılması için ödemeler bilançosu istatistiklerinin sürekli olarak izlenmesi gerekir. Ta ş ıdı ğ ı büyük önem dolayısıyla ülkenin ekonomik, mali ve parasal politikalarını belirleyen ve yöneten kurulu ş lar (Örne ğ in Maliye Bakanlı ğ ı, Hazine, Merkez Bankası, Devlet Planlama Te ş kilatı vs.) dı ş ödemeler dengesindeki geli ş melerle yakından ilgilidir. Bazı hükümet uygulamaları ise do ğ rudan dı ş denge durumundaki geli ş melere tepki niteli ğ indedir. Örne ğ in bir dı ş açık veya fazlasının döviz kurlarını etkilememesi için merkez bankasının döviz piyasasına müdahalede bulunması örne ğ inde oldu ğ u gibi. Aslında, ekonomik ve mali politikaların belirlenmesinde yalnızca ülkenin kendi dı ş denge durumunun izlenmesi de yeterli de ğ ildir. Bu amaçla dünya ekonomisinin genel gidi ş i ve ülkenin yakın ekonomik ili ş kide bulundu ğ u ülkelerdeki geli ş meler de gözden uzak tutulmamalıdır.

II. DI Ş ÖDEMELER DENGES İ AÇI Ğ ININ NEDENLER İ, ETK İ LER İ VE İ ZLENEB İ LECEK POL İ T İ KALAR 1. DI Ş ÖDEMELER DENGES İ AÇI Ğ ININ NEDENLER İ : Dı ş ödeme açıklarını ortaya çıkaran nedenler üç ana grup çerçevesinde incelenebilmektedir. Bunlar: Yapısal nedenler, İ ktisadi dalgalanmalar ve arizi nedenlerdir. Dı ş ödeme açıklarına neden olan yapısal nedenler; enflasyon ve döviz kurlarındaki de ğ i ş meler, kalkınma hızı ve di ğ er nedenlerden olu ş maktadır. Ekonominin büyümesinden kaynaklanan yapısal nedenlerden birisi enflasyon ve ona ba ğ lı olarak ulusal paranın a ş ırı de ğ erlenmesidir. Bunlar: Yapısal nedenler, İ ktisadi dalgalanmalar ve arizi nedenlerdir. Dı ş ödeme açıklarına neden olan yapısal nedenler; enflasyon ve döviz kurlarındaki de ğ i ş meler, kalkınma hızı ve di ğ er nedenlerden olu ş maktadır. Ekonominin büyümesinden kaynaklanan yapısal nedenlerden birisi enflasyon ve ona ba ğ lı olarak ulusal paranın a ş ırı de ğ erlenmesidir.Bunlar: Yapısal nedenler, İ ktisadi dalgalanmalar ve arizi nedenlerdir. Dı ş ödeme açıklarına neden olan yapısal nedenler; enflasyon ve döviz kurlarındaki de ğ i ş meler, kalkınma hızı ve di ğ er nedenlerden olu ş maktadır. Ekonominin büyümesinden kaynaklanan yapısal nedenlerden birisi enflasyon ve ona ba ğ lı olarak ulusal paranın a ş ırı de ğ erlenmesidir. Öte yandan, bir ekonomide uygulanan harcama geni ş letici politikalar, ihraç mallarının iç talebini artırmakla birlikte yabancı mallara olan iç talebin geni ş lemesine de neden olur ki bu durumda dı ş açı ğ a sebep olur. Enflasyon sürecinde döviz kurlarının sabit tutulması, ulusal paranın a ş ırı de ğ erlenmesi neden olur. Böyle bir durumda ise yabancı para cinsinden ihracatı pahalıla ş tırdı ğ ı için bir yandan ihracat gelirlerini azaltıcı etki yaparken, di ğ er yandan ithalatı ucuzlattı ğ ından ithal mallarının talebini artırır. Ödemeler dengesi açık ve fazlaları döviz arz ve talebi üzerinde etkide bulunurken döviz kurunun belirlenmesinde önemli bir rol oynamaktadır. Bu nedenle ödemeler dengesi döviz piyasasının durumuna büyük ölçüde ba ğ lıdır. Örne ğ in: Bir ülkenin ödemeler dengesinde açık oldu ğ unda bunun giderilebilmesi için ülkenin dövize olan ihtiyacı artmaktadır. Dövize olan talep artı ş ı döviz arzı sabit iken döviz kurunun yükselmesine yol açar. Döviz kurunun yükselmesi ise ithalatı kısıp ihracatı artırarak dı ş açı ğ ın kapanmasına yardımcı olabilir. Ödemeler dengesi açık ve fazlaları döviz arz ve talebi üzerinde etkide bulunurken döviz kurunun belirlenmesinde önemli bir rol oynamaktadır. Bu nedenle ödemeler dengesi döviz piyasasının durumuna büyük ölçüde ba ğ lıdır. Örne ğ in: Bir ülkenin ödemeler dengesinde açık oldu ğ unda bunun giderilebilmesi için ülkenin dövize olan ihtiyacı artmaktadır. Dövize olan talep artı ş ı döviz arzı sabit iken döviz kurunun yükselmesine yol açar. Döviz kurunun yükselmesi ise ithalatı kısıp ihracatı artırarak dı ş açı ğ ın kapanmasına yardımcı olabilir.

Yapısal nedenlerden biri de ülkelerin kalkınma hızıdır. Geli ş mekte olan ülkelerde hızlı kalkınmanın sonucunda artan ithalatın finansmanı ihtiyaç duyulan dövizin sa ğ lanamaması, bu ülkelerin kalkınmalarını önemli ölçüde engelleyebilmektedir. Çünkü ekonomik kalkınmanın gerçekle ş ebilmesi için ba ş langıçta önemli ölçüde dı ş arıdan sermaye malı ithalatı gerekmektedir. Ayrıca ithalatın kısılması yatırım malları arzını daraltarak onların fiyatlarını yükseltiyorsa, bu ülkenin kalkınma temposu yava ş layabilecektir. Böyle bir durumda ise dı ş açıkların kapatılması ile kalkınma hedefleri arasında bir ikilem olu ş abilmektedir. Yapısal nedenlerden biri de ülkelerin kalkınma hızıdır. Geli ş mekte olan ülkelerde hızlı kalkınmanın sonucunda artan ithalatın finansmanı ihtiyaç duyulan dövizin sa ğ lanamaması, bu ülkelerin kalkınmalarını önemli ölçüde engelleyebilmektedir. Çünkü ekonomik kalkınmanın gerçekle ş ebilmesi için ba ş langıçta önemli ölçüde dı ş arıdan sermaye malı ithalatı gerekmektedir. Ayrıca ithalatın kısılması yatırım malları arzını daraltarak onların fiyatlarını yükseltiyorsa, bu ülkenin kalkınma temposu yava ş layabilecektir. Böyle bir durumda ise dı ş açıkların kapatılması ile kalkınma hedefleri arasında bir ikilem olu ş abilmektedir. Ekonomik verimlilikteki de ğ i ş meler de önemli bir etkendir. Teknolojideki gerilik ve ekonomi yönetimindeki beceriksizlikler, uluslararası rekabeti güçle ş tirerek ihracat gelirlerinin dü ş mesine neden olur. Teknolojik geli ş me hızı yüksek ve üretim yönetiminde ça ğ da ş yöntemleri uygulayan ülkeler ise, dı ş rekabet güçlerini yükselterek dı ş denge durumlarını olumlu yönde etkilemeyi ba ş arabilirler. Dı ş ödemeler dengesini bozan faktörlerden birisi de iktisadi dalgalanmalardır. Bunlar konjonktör dalgalanmalarıdır ve ülkenin dı ş denge durumları bakımından önemli sonuçlar do ğ urmaktadır. İ ktisadi dalgalanmaların geni ş leme a ş amasında gelir ve harcamalar artıp fiyatlar yükselece ğ inden ödemeler dengesi açık vermektedir. Konjonktörün daralma a ş amasında ise tersine bir geli ş me görülmekte ve ödemeler dengesinde bir fazlalık olu ş maktadır. E ğ er iktisadi dalgalanmalar boyunca dı ş açık ve fazlalar birbirine e ş itleniyorsa denge durumu korunacaktır. Dı ş ödemeler dengesini bozan faktörlerden birisi de iktisadi dalgalanmalardır. Bunlar konjonktör dalgalanmalarıdır ve ülkenin dı ş denge durumları bakımından önemli sonuçlar do ğ urmaktadır. İ ktisadi dalgalanmaların geni ş leme a ş amasında gelir ve harcamalar artıp fiyatlar yükselece ğ inden ödemeler dengesi açık vermektedir. Konjonktörün daralma a ş amasında ise tersine bir geli ş me görülmekte ve ödemeler dengesinde bir fazlalık olu ş maktadır. E ğ er iktisadi dalgalanmalar boyunca dı ş açık ve fazlalar birbirine e ş itleniyorsa denge durumu korunacaktır. Bir ülkenin dı ş dengesi, yabancı ülkelerdeki dalgalanmalardan da etkilenebilir. Ş öyle ki; kar ş ı ülkenin geni ş leme sürecinde olması, onun ticaret orta ğ ının dı ş denge durumunu olumlu, kar ş ı ülkenin durgunluk veya gerileme içinde bulunması ise olumsuz yönde etkiler. Bir ülkenin dı ş dengesi, yabancı ülkelerdeki dalgalanmalardan da etkilenebilir. Ş öyle ki; kar ş ı ülkenin geni ş leme sürecinde olması, onun ticaret orta ğ ının dı ş denge durumunu olumlu, kar ş ı ülkenin durgunluk veya gerileme içinde bulunması ise olumsuz yönde etkiler.

2. DI Ş ÖDEMELER DENGES İ AÇI Ğ ININ ETK İ LER İ Dı ş ödemeler dengesi açı ğ ının ülke ekonomisi üzerindeki etkileri olumlu ve olumsuz etkiler olmak üzere iki ş ekilde olmaktadır. Bir ekonominin dı ş açık vermesi, bu açı ğ ın kar ş ılanma biçimi ne olursa olsun ülkenin milli gelirine net katkı yapıldı ğ ı anlamına gelmektedir. Ba ş ka bir de ğ i ş le ülkenin toplam kaynakları "GSMH+Dı ş Açık" kadar olur. Bu ekonominin kendi kaynaklarıyla olabilece ğ inden daha fazla yatırım yapabilme imkanın sahip olması demektir. Bu sebeple dı ş açık ekonomi üzerinde iki önemli etki yaratır. Ülke, iç kaynaklarıyla gerçekle ş tirebilece ğ inden daha fazla yatırım yapabilme imkanına kavu ş ur. Böylece iç tasarruflarına net bir ilave yapma imkanına sahip olur ki bu etkiye dı ş açı ğ ın "tasarruf etkisi" denir.Dı ş açı ğ ın ülke ekonomisi üzerinde yarataca ğ ı di ğ er bir olumlu etki ise "dönü ş üm etkisidir" E ğ er bir ülke henüz ekonomik geli ş mesini tamamlayamamı ş ise yapaca ğ ı yatırımlar için gerekli olan sermaye mallarının tamamını ülke içinde üretemeyecek ve malların bir kısmını ithal etmek zorunda kalacaktır. E ğ er ülkenin döviz gelirleri ekonomik kalkınma ve geli ş mesinin gerektirdi ğ i yatırımların yapılması için ihtiyaç duyulan ithalatı kar ş ılayamayacak durumda ise ülke içi tasarrufları yatırımlara dönü ş türmek mümkün olmayacaktır. Bu sebeple cari i ş lemlerin açık vermesi ülkenin kendi döviz gelirleriyle yapabilece ğ inden daha fazla yatırım yapmasına imkan sa ğ layacaktır. Ödemeler dengesi açık veren ülkeler, dı ş pazarda rekabet gücünden yoksun ve ithalatı gün geçtikçe artan bir ülkeyse o zaman ithal etti ğ i mal ve hizmetlerin bedelini dı ş borçlanma yoluyla ödeyeceklerdir. Ancak bu yola çok sık ba ş vurulursa o zaman ülkenin parasına kar ş ı bir güvensizlik ba ş lamakla birlikte ülkenin dı ş borçları da artar. Dı ş açıkla kar ş ı kar ş ıya bulunan bir ülkede sabit kur sistemi uygulanıyorsa genelde devalüasyona ba ş vurulurken, bu durum esnek kur sisteminde ise paranın de ğ erinin otomatikman dü ş mesi ile sonuçlanır. Bunlar ise üretim maliyetleri ve nispi fiyatları etkileyerek ekonomide refah kaybına yol açmaktadır. Genel olarak ise dı ş açıkların ülke ekonomisi üzerinde yarataca ğ ı olumsuz etkiler, devalüasyondan kaynaklanan refah kaybı ve uluslararası dı ş lama ş eklinde kendini göstermektedir. Bu ba ğ lamda döviz gelirleri özellikle geli ş mekte olan ülkeler için hayati önem ta ş ımaktadır Ş öyle ki; geli ş mekte olan ülkelerin sermaye birikimi ve teknolojik geli ş me düzeylerinin yetersizli ğ i, bu ülkeleri büyüme ve sanayile ş me için gereken yatırımları gerçekle ş tirmede, geli ş mi ş ülkelerden yapacakları ithalata ba ğ ımlı kılmı ş tır. Sorun bundan ibaret de de ğ ildir. İ malat sanayiinin bir çok dalıyla, enerji ve hatta tarım gibi sektörlerde mevcut üretim düzeyinin sürdürülebilmesi, ba ş ta ara malları olmak üzere çe ş itli malların herhangi bir aksamaya u ğ ramadan ithalinin yapılmasına ba ğ lıdır. Söz konusu ithalatın, döviz yetersizli ğ i sonucu gerçekle ş tirilememesi, ekonomik büyüme, üretim, istihdam, gelir ve fiyat düzeyleri üzerinde olumsuz etkiler yaratmaktadır. Dolayısıyla döviz geliri, geli ş mekte olan ülkelerde hem fiyat istikrarı ve tam istihdam biçiminde özetlenebilecek iç dengenin idamesinin hem de büyüme ve sanayile ş menin gerçekle ş tirilmesinin önemli bir ön ko ş uludur. Bu ba ğ lamda döviz gelirleri özellikle geli ş mekte olan ülkeler için hayati önem ta ş ımaktadır Ş öyle ki; geli ş mekte olan ülkelerin sermaye birikimi ve teknolojik geli ş me düzeylerinin yetersizli ğ i, bu ülkeleri büyüme ve sanayile ş me için gereken yatırımları gerçekle ş tirmede, geli ş mi ş ülkelerden yapacakları ithalata ba ğ ımlı kılmı ş tır. Sorun bundan ibaret de de ğ ildir. İ malat sanayiinin bir çok dalıyla, enerji ve hatta tarım gibi sektörlerde mevcut üretim düzeyinin sürdürülebilmesi, ba ş ta ara malları olmak üzere çe ş itli malların herhangi bir aksamaya u ğ ramadan ithalinin yapılmasına ba ğ lıdır. Söz konusu ithalatın, döviz yetersizli ğ i sonucu gerçekle ş tirilememesi, ekonomik büyüme, üretim, istihdam, gelir ve fiyat düzeyleri üzerinde olumsuz etkiler yaratmaktadır. Dolayısıyla döviz geliri, geli ş mekte olan ülkelerde hem fiyat istikrarı ve tam istihdam biçiminde özetlenebilecek iç dengenin idamesinin hem de büyüme ve sanayile ş menin gerçekle ş tirilmesinin önemli bir ön ko ş uludur.

3. DI Ş ÖDEMELER DENGES İ AÇI Ğ I KAR Ş ISINDA İ ZLENEB İ LECEK POL İ T İ KALAR Ödemeler bilançosundaki açıklar kar ş ısında ülkelerin izleyecekleri yol, bu açıkları finanse etmek, baskı altına almak, ya da tedavi edici önlemler üzerinde durmak ş eklinde özetlenebilir. Açıkların finanse edilmesi, resmi döviz rezervlerinin kullanımını gerektirir. Böyle bir yol açıkların düzeltilmesi yönünde önlem almaya gerek duyulmaması demektir. Ödemeler bilançosundaki açıklar kar ş ısında ülkelerin izleyecekleri yol, bu açıkları finanse etmek, baskı altına almak, ya da tedavi edici önlemler üzerinde durmak ş eklinde özetlenebilir. Açıkların finanse edilmesi, resmi döviz rezervlerinin kullanımını gerektirir. Böyle bir yol açıkların düzeltilmesi yönünde önlem almaya gerek duyulmaması demektir. Fakat ülke kaynakları sınırsız de ğ ildir. Sahip olunan dı ş rezervler ne kadar büyük olursa olsun er geç tükenebilecektir. Ayrıca dı ş borçlanmaların da bir sınırı vardır. O bakımdan uzun süreli açıkların finanse edilmesi de ğ il, tedavi edilmesi gerekir. Dı ş açıklar durumunda izlenebilecek di ğ er bir yöntem de dı ş ticaret ve kambiyo politikası araçlarını harekete geçirmektir. Yani, hükümetler gümrük vergileri, kotalar ve yasaklamalarla ithalatı kısıtlamaya çalı ş ırken bu arada kambiyo denetimi ile de ülkeden döviz ve sermaye çıkı ş ını kısıtlarlar. Fakat bütün bu önlemler dı ş açıkları ancak baskı altına almaya yarar. Gerçekte açıkları gidermi ş olmazlar. Üçüncü yol da açıkların tedavisi ya da düzeltilmesidir. Bu yol en güç fakat en güvenilir olanıdır. Açıkların tedavisi, ihracatın ve öteki döviz kazandırıcı i ş lemlerin artırılması ile sa ğ lanır. İ hracatın artırılabilmesi için kısa ve uzun dönemde alınabilecek önlemler vardır. Kısa dönemde örne ğ in, kurların serbest bırakılması ve ulusal paranın a ş ırı de ğ erlenmesinin önlenmesi, ihracatçının dı ş piyasalar konusunda e ğ itilmesi, ihracat üretimine ucuz girdi ve kredi sa ğ lanması, ihracat bürokrasisinin önlenmesi gibi hususlar üzerinde durulabilir. Üçüncü yol da açıkların tedavisi ya da düzeltilmesidir. Bu yol en güç fakat en güvenilir olanıdır. Açıkların tedavisi, ihracatın ve öteki döviz kazandırıcı i ş lemlerin artırılması ile sa ğ lanır. İ hracatın artırılabilmesi için kısa ve uzun dönemde alınabilecek önlemler vardır. Kısa dönemde örne ğ in, kurların serbest bırakılması ve ulusal paranın a ş ırı de ğ erlenmesinin önlenmesi, ihracatçının dı ş piyasalar konusunda e ğ itilmesi, ihracat üretimine ucuz girdi ve kredi sa ğ lanması, ihracat bürokrasisinin önlenmesi gibi hususlar üzerinde durulabilir. Uzun dönemde konu daha çok kalkınma politikalarıyla ilgilidir. İ hracata yönelik bir kalkınma modeli, kaynakların dinamik kar ş ıla ş tırmalı üstünlüklere göre da ğ ıtımını, dı ş ticaret rejiminin liberalle ş tirilmesini ve uluslararası i ş bölümüne gidilerek ekonominin dünya piyasası ile bütünle ş mesini gerektirebilir. Uzun dönemde konu daha çok kalkınma politikalarıyla ilgilidir. İ hracata yönelik bir kalkınma modeli, kaynakların dinamik kar ş ıla ş tırmalı üstünlüklere göre da ğ ıtımını, dı ş ticaret rejiminin liberalle ş tirilmesini ve uluslararası i ş bölümüne gidilerek ekonominin dünya piyasası ile bütünle ş mesini gerektirebilir. Yukarıdaki açıklamalara paralel olarak Dı ş açı ğ ın kapatılmasında izlenecek politikaların dört grup altında toplanması mümkündür. Bunlar: [ : Döviz kuru ayarlamaları, para ve maliye politikaları, sermaye hareketleri ve yasal düzenlemelerdir. [ : Döviz kuru ayarlamaları, para ve maliye politikaları, sermaye hareketleri ve yasal düzenlemelerdir.[ : Döviz kuru ayarlamaları, para ve maliye politikaları, sermaye hareketleri ve yasal düzenlemelerdir.