KAY 361 Türk İdare Tarihi Ders 10: 17 Aralık 2007 Konular: Siyasal ve Toplumsal Değişme Dönemi Tanzimat Dönemi (Giriş) Okuma: Ortaylı, 1979, sf. 246- 270.
Klasik Osmanlı Düzeninin Bozulması 1571’de İnebaht yenilgisi ile Doğu Akdeniz’deki üstünlüğün yitirilmeye başlanması Mısır, Kuzey Afrika ve Lübnan gibi ülkeler üzerindeki denizaşırı iktisadi ve siyasi hakimiyetin sarsılamaya başlaması Artan nüfusun beslenememesi Anadolu’da başıboş gezen askerlerin çıkardığı isyanlar Tımar düzeninin bozulması
Klasik Osmanlı Düzeninin Bozulması 16. Asır sonunda değişen dünya şartları Yine de Osmanlı 18. Asır’a kadar nüfuzunu sürdürecektir Gümüş enflasyonu Denizaşırı ticaret yollarının değişmesi Akdeniz egemenliğinin İngiliz ve Hollanda gemilerine geçmesi Gemicilik ve ateşli silah teknolojilerindeki gelişmeler Avusturya ve İran ile yapılan yıpratıcı savaşlar 16. Asır’da Moskova Çarlığı’nın güçlenmesi Avusturya ve Rusya’nın tarımsal ve sanayii yapılarının gelişmesi
Reform Düşüncesi Kurumların çöküşüne rağmen toplumda bir reform düşüncesi uyanmamıştır Toplumdaki ve dünyadaki değişiklikler teşhis edilememiştir Amaç: Kurumları Kanuni devrindeki hallerine döndürmek Askeri tedbirler Kuyucu Murad Paşa, IV. Murad Karışıklıklar Köprülü Mehmed Paşa’nın sadrazam olmasıyla son buldu
Köprülüler Dönemi Yine bir hanedan sadaret makamını ele geçirmiştir Köprülü Mehmed Paşa tam yetki (omni potens) ile iktidara gelmiştir Orduda, maliyede ve idarede klasik Osmanlı devlet şemasına uygun reformlar Ölümünden sonra sadrazamlığa oğlu Köprülü Fazıl Ahmed Paşa getirildi Köprülüler devrinden sonra İmparatorluk askeri gerileme dönemine girdi 17. Asrın sonunda Polonya, Alman prenslikleri ve Avusturya orduları birleşerek Osmanlı ordularını Tuna ötesine püskürttüler 1699 Karlofça Antlaşması ile Macaristan ve Erdel elden çıktı
18. Asır’da Avusturya ve Rusya ile İlişkiler Osmanlı’da geri kalmışlığın bilincine varıldığı bir dönemdir Avrupa savaş tekniği kadar sanayiinin de üstünlüğü anlaşılmış ve bir ıslahat eğilimi uyanmıştır Avusturya ve Rusya güçlenmiş, Akdeniz ve Balkanlar’da aktif bir savaş ve iktisadi yayılma politikası izlemişlerdir 1739’da Belgrad Antlaşması ile Avusturya’nın Balkanlarda ticaret serbestii ve ulaşım güvenliği garanti edildi 1774’de Küçük Kaynarca Antlaşması ile: Osmanlılar Kuzey Kafkasya ve Kırım’dan çekildi Rusya her yerde konsolosluklar kurma hakkı ve seyrüsefain güvenliğine sahip oldu Padişahın halife olarak Rusya müslümanları üzerindeki ruhani yetkisine karşı olarak Rusya da Osmanlı Ortodokslarının hamisi olarak tanındı Avusturya’yı Lehistan’da çıkan ihtilal, Rusya’yı da İsveç ile savaş durdurdu Daha sonra da Fransız İhtilali oldu
Dengeleme Politikaları Rusya’ya karşı Fransa ile ittifakı kuvvetlendirme Ordudaki ıslahat ve Batı kültürüne açılma Fransa önderliğinde Fransa Doğu Akdeniz ticaretine en imtiyazlı devlet olarak girmekteydi Fransa’nın 18. Asır’daki bu imtiyazlı konumunu 19. Asır’da İngiltere almıştır
Islahat Denemeleri III. Selim orduyu yeniden kurmak, maliyede ise mukataaları devletin eline almak istiyordu Yeniçeriliğin kaldırılması ancak II. Mahmud devrinde başarılabildi Mali ıslahat ise başarıyla tamamlanamadı Yeni çağ dünyasına giriş, iç dinamiklerle değil, dış dünyanın itişleri ile oluyordu Batı’ya açılma Osmanlı devlet adamlarını “Batının kurumlarını kabul etmekle yaşamanın mümkün olduğuna” inandırdı
Şark Meselesi İmparatorluğun yeni ortaya çıkan güçlerin sömürü alanı içine girmesi Avusturya, henüz Atlantik ülkeleri gibi Okyanus aşırı faaliyelere girişecek güçte değildi 18. Asır’dan itibaren Balkanlar’dan hem hammadde (tütün, tiftik, pamuk, yün, deri, keçe) elde etti, hem de mallarını (porselen, çini, kumaş, sonraları şeker) pazarlamaya başladı Kaçak ticaret arttı Ticaretle zenginleşip güçlenen bir toprak lordları sınıfı güçlerini artırdı (azınlıklar arasında burjuvalaşma başlangıcı, ulusal hareketlerde etkin gruplar) Rusya da Osmanlı Karadenizi ve Ege kıyılarını içine alan bir ticaret ağı kurmaya başladı 1798’de Napoleon’un Mısır’ı işgali ile şark meselesi fiilen başladı 18. Asır’da Atlantik ülkelerinin dış ticaretinde Akdeniz’in önemi azalırken 19. Asır’da yeniden arttı
Rusya’nın Gelişmesi Maliyede merkezileşme ve gelir artışı Gümrük duvarlarının kuruluşu Ordu ve donanmada reform Ziraatte reform Alman zirai kolonileri kurulması Patates gibi kültür bitkilerinin ekimi Madencilik ve üretimde (tekstil, demir-döküm, dericilik) gelişmeler Nehir ulaşımının geliştirilmesi Bir burjuvazi ortaya çıkartılması Çar tarafından fabrikatörlere işçi olarak serf statüsünde köylüler sağlanması
Osmanlı’da Siyasal ve Sosyal Değişme Dış ticaret yoluyla dünyanın diğer bölgeleriyle bütünleşen bölgelerde tarımsal yapıda değişmeler başlamıştır Tarım ve hayvancılıkta (tütün, pamuk, tiftik, vs.) Avrupa taleplerine yönelen bir üretim Tipik üretim birimi çiftliktir, ortakçılık vardır Tımar sisteminin tasviyesi Yerel toprak lordları zümresi ortaya çıkmaya başlamıştır Bir otorite boşluğunu doldurarak bölgelerinin hakimi, yöneticisi, mali otoritesi ve eşkiyaya karşı koruyucusu olmuşlardır Gerçi yerli aristokrasi her zaman taşranın hakimi olmuştur; bu yeni bir feodalleşme hareketi değildir Ahali ile bürokrat lordlar arasında aracılık işlevi görmüşlerdir Zamanla absentee landlords oldular, lüks tüketime yöneldiler Ayanlar 18. Asır’da devlet tarafından da tanındı (1809 yılındaki Sened-i İttifak ile resmi tanınma) II. Mahmud ve Tanzimat devirlerinden yönetimde merkezileşme sonucunda birer birer ortadan kaldırıldılar
Orduda ve Maliyede Değişme 19. Asrın ilk yarısında: 1809 yılındaki Sened-i İttifak, mevcut feodal adem-i merkeziyetçiliği geç kalmış bir belgelendirme ve kurumlaştırma çabasıdır II. Mahmud bu belgeyi yok sayarak merkeziyetçi monarşinin tesisi için reformlara girişti 1820’lerde isyanlar Tepedelenli İsyanı, Yunan bağımsızlık hareketi, Mısır Valisi Mehmed Ali Paşa’nın isyanı Mısır isyanında İngiltere’nin yardımına yanıt 1838’de imzalanan bir ticaret sözleşmesi ile verildi Gümrük vergisi toplam %5, hiçbir mal için ithal veya ihraç yasağı yok Yarı sömürgeleşme sürecini başlatmıştır Diğer Avrupa devletleri de bu imtiyazlı hükümlerden yararlanmak istediler
Tanzimat Dönemi (Yönetimin Modernleşmesi) 1839’da Tanzimat Fermanı’nın ilanı Klasik Adaletname geleneğinin bir devamı (tahta her çıkan sultanın halkına adaletli bir yönetim vaadetmesi) Farklı yön: Adalet ve refah vaadedilen millet, bütün imparatorluğun tebasıydı Milli ayaklanmalar, bölgesel başkaldırmalar ve özellikle Balkan halklarını kışkırtanlara karşı bir tedbir Avrupa’nın Osmanlı’nın içişlerine karışmaması için İç ve dış baskılar sonucu kabul edilmiştir Aydın bürokrat zümrenin devleti mali, idari ve adli alanlarda düzenli bir yapıya kavuşturmak için hakimiyeti ele geçirmesi Bir dizi ticaret antlaşması ile Avrupa ekonomisi ve siyaseti ile daha fazla bütünleşme
Tanzimat Fermanı Oturmamış yeni kurumlar ile eski geleneklerin çatışmasından doğan bir ikilik vardır Şeriate uymayanın cezalandırılacağı hükmü İdarenin bünyesine yönelik önemli değişiklikler “Kanunsuz suç ve ceza olmaz” prensibi Özel hukuk alanını düzenleyen Mecelle’nin hazırlanıp yürürlüğe konulması, Adli ve idari teşkilatta görülen değişiklikler Yeniliklerin kaderi bu reformları başaracak nitelikte öncü ve uygulayıcı bir kadronun varlığına bağlı idi Yetişkin kadro sıkıntısı Klasik kurum ve usullerin ıslahı Eyalet idaresinde meşveret usulüne gidiş
Tanzimat Fermanı Ruhen de lafzen de bir anayasa değildir Ferman ile Ama getirmek istediği kurumlar bütünü itibarıyle anayasal bir harekettir Ferman ile Padişahın otoritesi merkezi bürokratlar lehine kısıtlanıyordu Müsadere kalkmıştır Bürokrat tabakaya ve yeni doğan ticaret burjuvazisine güvence Tımar sistemi ve iltizam kaldırılmıştır İltizam ilerde yine uygulamaya konulmuştur Müslümanlar için vergi ve askerlik konularında bir rahatlama olmamıştır Din ve vicdan hürriyeti sadece gayrimüslim tebaaya tanınmıştır